İçeriğe atla

Bahâeddîn el-Mu'tenâ

Baha'ud-Dîn ʿAli ibn Ahmed ibn ed-Deyf, El-Mu'tenâ Bahâ'ud-Dîn, Bahâ'ed-Dîn el-Mu'tenâ, Ali ibn Ahmed, Ali ibn ed-Deyf, Ali bin ed-Tâ'i ya da Bahâ'ud-Dîn es-Sâmmukî (Doğumu: Milâdî 979, Sâmmukâ, Halep-Suriye – Ölümü: Milâdî 1043) On Birinci yüzyıl İsmâ‘îlîlerinden ve Dürzîliğin başlıca kurucularından biriydi.

Kimliği

979 yılında Halep'in Sâmmukâ Köyü'nde Dünya'ya geldi. Tây adındaki Arap kabilesininin bir mensubu idi.[1][2] El-Mu'tenâ Dürzîlik Mezhebi'nin kurucusu, Üniter Çağrı'nın baş aktörü ve Hikmet Risâleleri'nin birkaç tanesinin yazarı olarak tanınmaktadır.[1]

Hayât hikâyesi

Dürzîlik ile alâkalı bir dizinin parçasıdır.


El-Mu'tenâ Bahâ’ûd-Dîn ʿAli ibn-i Ahmed ibn-i ed-Deyf es-Sâmukî ed-Tâ’i

Fâtımîler Hâlifeliği - Epemiye, Suriye Valisi

El-Mu'tenâ Baha'ud-Dîn, El-Hâkim bi-Emr Allah tarafından Epemiye, Suriye kentine vali olarak atanmasının hemen ardından 1016 yılında Halep'i Hamdaniler'in elinden aldı. Bir sene sonra 1017 yılında da El-Hâkim'in emriyle tutsak aldığı Abdurrahim ibn-i İlyas'ı Şam'dan Kahire'ye götürdü. Abdurrahim ibn İlyas, Hamza ibn Ali ibn Ahmed ile birlikte Târik’ûl-Hâkim bi-Emr Allah'a imân eden ve El-Hakim Camii'nin yakınlarında bulunan Reydân Camii'ni Yirmi Bin saldırgana karşı cesaretle müdafaa eden Yedi kahramandan biriydi. El-Mu'tenâ Baha'ud-Dîn ise Dürzîlik'te rütbece "Hâkim'in Sağ Kolu" olarak tanınan Hamza ibn Ali ibn Ahmed'den sonra İkinci sırada gelmekte ve "Hâkim'in Sol Kolu" olarak bilinmekteydi. Özellikle El-Hâkim'in gayba[1] haline geçerek ortadan kaybolmasından sonra pek meşhur bir önder haline gelmişti. İşte böyle bir ortamda "El-Mu'tenâ Baha’ud-Dîn", El-Hâkim bi-Emr Allah'ın halefi Ali ez-Zâhir'in zulümlerinin başlamasının hemen ardından 1021 yılında Hamza ibn Ali ibn Ahmed'in gizlenmesi üzerine Dürzîler'in tek önderi konumuna geldi.[3]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c Sāmī Nasīb Makārim (1974). The Druze faith. Caravan Books. ISBN 978-0-88206-003-3. 11 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Eylül 2012. 
  2. ^ Wahbah A. Sayegh (1996). The Tawhid Faith: Pioneers and their shrines. The Society. 7 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Eylül 2012. 
  3. ^ Farhad Daftary (24 Nisan 1992). The Isma'ilis: Their History and Doctrines. Cambridge University Press. ss. 198-. ISBN 978-0-521-42974-0. 21 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Eylül 2012. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Tarikat veya tarik kelimesi "yol" tarikat "yollar" anlamına gelir, "Allah'a ulaştıran yol" mânâsında kullanılmaktadır. Tarikatlar Selçuklu ve Osmanlı'ya özgü düşünce ve inanç hareketleri olarak değerlendirilmektedir. Birçok tarikatın menşei Hicri 5./Miladi 11. asırda Abdülkâdir Geylânî'nin yolundan gidenler tarafından oluşturulan Kadiri Tarikatıdır. Ebû Sâlih Muhyiddîn Abdülkâdir Geylânî, neseben hem Hasanî ve hem de Hüseynîdir. Abdulkadir Geylânî'nin soyundan gelen evlat ve torunları da yaşadıkları muhitlerde “şerîf”, “şurefâ”, “seyyid” olarak anılmışlardır.

Dürzîler; Orta Doğu kaynaklı Sâbiîlik ve Ezidilik gibi dinlerin etkisiyle, 11. yüzyılda İslâmiyet'in Şiîlik mezhebinin İsmâîlîyye kolundan köken alarak ortaya çıkmış olan tektanrılı bir dinî inanç topluluğudur. Bu dine inananlara Dürzî denir. Kendilerine birleştiriciler, tek tanrıcılar anlamına gelen Muvahhidun derler.

<span class="mw-page-title-main">İsmaililik</span> İslâmın Şiilik koluna bağlı bir mezhep

İsmâilîlik, adını İsmâil b. Ca'fer es-Sâdık'tan alan Şii mezhebi.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da siyasi mezhepler</span>

İslam'da siyasi mezhepler, İslam tarihi boyunca, siyasi tartışmalar ve görüş farklılıkları sonucu ortaya çıkan mezheplerdir. İslam'da Sünnilik, Şiilik ve Haricilik olmak üzere üç ana mezhep vardır. Bu mezhepler de çeşitli açılarından kendi içinde alt mezheplere sahiptir. En önemlilerinden biri ve ilk olarak şekilleneni, halifelik tartışmaları sonucu ortaya çıkan Şia'dır. Haricîler ve Vahhâbîler de sayılabilir. İslâm dünyası içerisinde Sünniler %83'lük kısmı, Şiiler %15'lik kısmı ve Hariciler ise %2'lik kısmı oluşturmaktadır.

Şücâ'ed-Dîn Ebû'l-Bekâ Baba İlyâs bin Ali el-Horasânî, 13. yüzyılda Bâbâ'îyye Tarikâtı'nın Anadolu'daki önderlerindendir.

<span class="mw-page-title-main">Nizarîlik</span> Şii İslamın bir kolu

Nizârîlik, İslam'ın Şia mezhebi olan İsmâilîyye mezhebinin alt kollarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Müsta'lîlik</span>

Mustâlîlik, Şiîliğin İsmâilîyye mezhebinin Mustâ‘lî fıkhını tâkip eden kolu.

İmâmet ya da İmâmîlik İslam'ın bir kolu olan Şiiliğin temel ilkelerinden birisidir. Sünnilik imâmeti imanın esaslarından biri olarak saymaz.

<span class="mw-page-title-main">Hâkim (Fâtımî halifesi)</span>

Hakim ya El-Hakim Bi-Emrillah ya da tam adı El-ḥākim Bi-Emrullah El-Manṣūr Ismāil bin El-Azīz Bin El-Mu'izz Li-Dīnallah Ma'd al-Fāṭimīye, 6. Fatımi halifesi. Dürzilerce "El-Hâkim Ki-Emrillâh" olarak bilinir. Asıl adı Ebû ʿAlî el-Mansûr, lakabı ise "Târik’ûl-Hâkim Bi-Emrillâh"tır.

Fâtımîler devrinde Alevîler Hicrî üçüncü asırda Afrika'da devam eden propagandalar neticesinde Fâtımîler'in yayılmaları da daha hızlı ilerlemekteydi. Doğudan batıya doğru durmadan akın eden Alevîler Ehl-i Beyt’in maruz kaldıkları haksızlıkları en feci bir tablo şeklinde tasvir ederek Afrika halkını şiddetli bir Alevîlik yandaşlığıyla Abbâsîler aleyhine teşkilâtlandırıyorlardı. İşte böyle bir ortamda “Ebû Muhammad Ubeyd Allâh el-Mehdi Billah ibn Razî ʿAbd Allâh” Rakkade kentinde hilâfet ilân ederek “Benî Merdar”, Cezâyir merkezli “Benî Rüstem Haricî Hanedânlığı” ve “Benî İdris Alevî Hanedânlığı” hükûmetlerini nihâyete erdirdi. Bu yoğun çalışmalar neticesinde istilâ hudutları da genişleyerek “Delta” kıt’asına kadar dayandı. Sonunda Mısır’ın “Mûiz’ed-Dîn Allâh” tarafından feth edilmesi üzerine Fâtımîler, olanca güçleriyle Abbâsî Hâlifeliği’nin kaşısına çok kuvvetli bir “Alevî Devleti” olarak dikilmeyi başardılar. Hicrî dördüncü asrın ortasında H. 358 / M. 969 tarihinde Kahire kenti inşa edilerek, sadece Şiîliğin eğitim ve öğrenimi maksadıyla meşhur “Ezher Medresesi” kuruldu. Sünnî Ulemâ tedrisattan men'edildiği gibi yeni şehir Kahire de Fâtımî Payitahtı olarak seçildi.

Vech-î Dîn Nâsır-ı Hüsrev’in, İsnâ‘aşer’îyye Şiî'liğinin Câferî Mektebi yerine İsmailî Mektebi'nin rehberi mahiyetinde olup farklı İslamî-Bâtınî düşünce ve uygulamaları hakkındaki te'villerini muhteva eden bir eseridir.

Nizari fıkhı, İsmâil’îyye mezhebinin bir kolu olan Nizarîlik şubesinin kendine has İslâmî hukûk, ilke ve kurallarını tanımlayan, temelleri Meymûn’ûl-Kaddâh ve oğulları tarafından atılan Bâtınî fıkıh öğretisi. Bu fıkha göre İmâmet sona ermemiş olup hâlâ babadan oğula geçmektedir. Günümüzdeki imâmları Nizârîlik mezhebinin Kırk Dokuzuncu İmâm-ı Zamânı olan IV. Ağa Han'dır. Nizârî mezhebinin âkidesine göre İmâmet babadan oğula geçmek suretiyle hiç kesintiye uğramadan günümüze kadar ulaşmıştır. Nizar'ın Mısır'dan ayrılması ve vefât etmesinden sonra ise oğlu El-Hâdî bin el-Nizâr'ın Elemût Kalesi'nde Gayba halinde "Gizlenen-İmâm" olarak İmâmet'i devam ettirdiğine inanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed bin İsmâil eş-Şâkir</span>

Muhammed bin İsmâil eş-Şâkir ya da Muhammed bin İsmâil el-Mektûm İsmail bin Ca'fer es-Sâdık'in oğlu ve İsmaililik Mezhebi'nin kurucusudur. Abbâsîler devrinde çeşitli Şîʿa fırkaları tarafından yönetime karşı gizli bir muhalefet hareketi tertip edilmekteydi. Bu muhalefet gruplarının arasında Ön-İsmâ'îlî topluluklarının destekçilerinin en tanınmışlarından olan “Mûbârek’îyye” adı verilen fırka da yer almaktaydı. İsmâ'îlî düşünce sistemine göre, İmâm Câʿfer es-Sadık ikinci oğlu olan İsmâil bin Câ'fer el-Mûbarek’i İmâmet’e veliaht olarak tayin etmişti. Bununla beraber, İsmâ‘îl'in babasından evvel ölümü üzerine bazıları onun gizlendiğini iddia ettiyseler de, Ön-İsmâ‘îlî fırkaları onun ölümünü kabullenerek İsmâ‘îl’in en büyük oğlu olan Muhammad bin İsmâ‘îl’i imâmları olarak tanıdılar.

<span class="mw-page-title-main">Mustali fıkhı</span>

Mustâ'li fıkhı ya da Tâyyîb'îyye; Mustâ‘lî Mezhebi'nin fıkıh sistematiğidir. İmâmet Et-Tâyyîb Ebû’l-Kâsım ile sona ermiştir. Bu görev "Dâ'î el-Mutlaklar" aracılığıyla icra edilmektedir. Tâyyîb, Davudî İsmailîlik, Süleymânî, Kutbî ve Alavî Buhralarca "Gizlenen son imâm" olarak bilinir. İsnâ‘aşer’îyye'deki Muhammed Mehdi'nin rôlünü üstlenen İmâmdır.

Yahyâ bin Ömer Tam Adı: Yahyâ ibn Umar ibn Yahyâ ibn Husayn ibn Zeyd ibn Ali Zeyn el-Âb’ı-Dîn ibn Hüseyin Seyyîd’ûs-Şuhedâ ibn Ali el-Mûrtezâ. Annesi Umm el-Hüseyin Fatıma bint el-Hüseyin ibn Abdallah ibn İsmâ’il ibn Abdullah bin Cafer bin Ebu Talib idi. Abbâsî Hâlifesi ʿAhmed "el-Mûsta`in bi’l-Lâh" devrinde, Kûfe'den yürüyüşe geçerek Hicrî 250 bir ayaklanma başlattı. Hüseyin ibn İsmâ’il yönetimindeki Abbâsî kuvvetleri tarafından öldürüldü.

Meymun el-Kaddah Bâtınîliğin ve İsmâ‘îl’îyye mezhebinin, özellikle de Nizârî fıkhının gerçek kurucusu. Kur'an-ı Kerîm’in "te’vil" olarak nitelendirilen mecazî tefsirinin moda olduğu dönemlerde bu görevi en ciddi şekilde üstlenerek dinî bir felsefe akımının evrim sürecini başlatan şahsiyettir. Sözde oftalmolog ama gerçekte şüphesiz ok ve mızrakların saplarının üreticisi olan Meymûn el-Kaddâh, Beşinci İsnâ‘aşer’îyye İmmâmı Muhammed el-Bakır'ın Mekkeli müridlerindi ve oğlu ʿAbd Allâh ibn-i Meymûn'a Altıncı İsnâ‘aşer’îyye İmmâmı Câʿfer es-Sâdık'ın öğretilerini nakletmişti. Böylece baba-oğul İsnâ‘aşer’îyye-İmâmiye öğretisine kuvvetle vakıf olan şahsiyetlerdendi. Aslen Huzistan Eyaleti'nde Qūraǰ al-ʿAbbās'tan olup "Gnostik-Bardesanite-Düalist" inanç sahiplerindendiler. Ayrıca, mevcut inanç ve geleneklere kuvvetle muhalif, kışkırtıcı inanç ve i'tikat sahibi Ghulat-i Şîʿa'dan Ebû’l-Hattâb el-Esedî'nin öğretilerinin de takipçisiydiler. Aḵū Moḥsen'e göre oğul "ʿAbd Allâh ibn-i Meymûn" Karmatîlik öğretisinin gerçek atasıydı.

<span class="mw-page-title-main">Üniter Çağrı</span>


Üniter Çağrı, İlâhî Dâvet ya da Dâ‘vet et-Tevḥīd; Dürzîlik ile alâkalı olan bir zaman dilimine verilen addır. Fâtımîler Hâlifesi EbûʿAlî el-Mansûr el-Hâkim bi-EmrʿAllâh, Ed-Derezî gibi kendisinin soteriyolojik ilâhiyatına inanarak Dîn-i İslâm'ın resmî hudutları dışına çıkan tâkipçilerini de iknâ etmeği başararak, 30 Mayıs 1017 Perşembe günü gün batımından itibaren tüm dini serbestlikleri arttırdığını ilân eden bir kararnâme ile İlâhî Çağrı'yı resmen başlatmıştı.

<span class="mw-page-title-main">Hamza bin Ali</span>

Hamza bin Ali bin Ahmed, On Birinci yüzyıl İsmâ‘îlî Din adamlarının en meşhurlarından olup Dûrz’îyye i'tikadının kurucusudur. Dürzîlik inancının ana i'tikadını oluşturan Hikmet Risâleleri'nin baş yazarı olarak tanınmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hikmet Risaleleri</span> Dürziye inancına yönelik metinler ve şiirler içeren dini kitaplar

Hikmet Risaleleri ya da Risalet'ûl-Hikmet ya da (Arapça: Rase’il el-Hikme Dûrz’îyye inancının kurucuları Târik’ûl-Hâkim, Hamza ibn Ali ibn Ahmed ve El-Mu'tenâ Baha’ud-Dîn gibi din uluları tarafından yazılmış mukaddes metinler ve pastoral şiirler içeren dini kitaplardır.

Şiîliğin kronolojik tarihi Nüfuslarına göre bir tahmin yapılacak olunursa, yaklaşık olarak Dünya'daki toplam Müslüman nüfusun %87-88'i Sünni ve yaklaşık %11-12'si de büyük bir ekseriyeti Onikiciler i'tikadına mensup olan Şiîler'den müteşekkildir. 12-15 Milyon arasında olan İsmaili nüfusu da Şiîliğin içerisinde yaklaşık olarak %10'nun üzerinde, tüm İslâm Dîni içerisinde ise %1'in hemen üzerindedir.