İçeriğe atla

Baddeley'in çalışma belleği modeli

Baddeley'in Çalışma Belleği Modeli, Alan Baddeley ve Graham Hitch tarafından 1974'te ileri sürülen, daha kesin bir birincil bellek modeli (genellikle kısa süreli bellek olarak adlandırılır) sunmak amacıyla önerilen bir insan belleği modelidir. Çalışma belleği, birincil belleği tek bir birleşik yapı olarak düşünmek yerine birden çok bileşene böler.[1]

Baddeley & Hitch, Atkinson & Shiffrin'in 'çoklu depolama' bellek modelindeki (1968) kısa süreli belleğe alternatif olarak üç parçalı çalışma belleği modellerini önerdi. Bu model daha sonra Baddeley ve diğer iş arkadaşları tarafından dördüncü bir bileşen eklemek için genişletildi ve çalışma belleği alanında baskın görüş haline geldi. Bununla birlikte, çalışma belleği sistemine farklı bir bakış açısı sağlayan alternatif modeller de geliştirilmektedir (bkz. Çalışma belleği).

Baddeley & Hitch'in orijinal modeli üç ana bileşenden oluşuyordu: denetleyici bir sistem olarak hareket eden ve köle sistemlerinden gelen ve sisteme giden bilgi akışını kontrol eden merkezi yönetici: fonolojik döngü ve görsel-uzamsal çizim tahtası. Fonolojik döngü sözlü içeriği depolarken, görsel uzamsal çizim tahtası görsel-uzamsal verilere hitap eder. Her iki bağımlı sistem de yalnızca kısa süreli depolama merkezleri olarak işlev görür. 2000 yılında Baddeley, bölümsel arabelleği modeline üçüncü bir köle sistemi olarak ekledi.

Baddeley & Hitch'in eski modeldeki iki alana özgü köle sisteminin ayrımı konusundaki argümanı, çift görevli paradigmaları olan deneysel bulgulardan elde edilmiştir. İki ayrı algısal alanın (yani görsel ve sözlü bir görev) kullanılmasını gerektiren iki eşzamanlı görevin gerçekleştirilmesi, görevlerin tek tek gerçekleştirilmesi kadar etkilidir. Buna karşılık, bir kişi aynı algısal etki alanını kullanan iki görevi aynı anda gerçekleştirmeye çalıştığında, kişinin performansı görevleri tek tek gerçekleştirmesinden daha az verimlidir.[2]

Merkezi yönetim sistemini tamamlamak için 25 yıl sonra Baddeley modelinin dördüncü bir bileşeni eklendi. Üçüncü köle sistemi bölümsel arabellek olarak adlandırıldı. Bu, yan sistemlerden gelen bilgileri ve uzun süreli belleği tek bir bölümsel arabellekte birleştirerek bilginin geçici olarak depolanmasını sağlayan sınırlı kapasiteli bir sistem olarak kabul edilir.[3]

Bileşenler

Baddeley'in ilk çalışma belleği modeli (bölümsel arabellek olmadan)

Merkezi yönetici

Merkezi yönetici, bilişsel süreçlerin kontrolünden ve düzenlenmesinden sorumlu esnek bir sistemdir. Odağı yönlendirir ve bilgileri hedefleyerek çalışma belleğinin ve uzun süreli belleğin birlikte çalışmasını sağlar. Merkez yürütme, bilişsel süreçleri kontrol eden, kısa süreli depolamanın aktif bir şekilde çalıştığından emin olan ve hata yaptıklarında yanlışlıklara müdahale eden bir denetim sistemi olarak düşünülebilir.[4]

Aşağıdaki işlevlere sahiptir:

  • Gelen bilgileri güncelleme, kodlama ve eski bilgilerin değiştirilmesi
  • Çeşitli kaynaklardan gelen bilgileri tutarlı bölümlerin içine bağlama
  • Köle sistemlerinin koordinasyonu
  • Görevler veya alma stratejileri içinde değişkenlik
  • Engelleme, baskın ya da otomatik tepkileri bastırma[4]
  • Seçici dikkat

Merkezi yöneticinin iki ana sistemi vardır: görsel bilgi için görsel uzamsal çizim tahtası ve sözlü bilgi için fonolojik döngü.[5]

İkili görev paradigmasını kullanan Baddeley ve Erses, Alzheimer demansı olan hastalar örneğin, bireysel görevlerin zorluğu bu hastaların yeteneklerine uyarlanmış olsa bile, aynı anda birden fazla görevi yerine getirirken demansın engellendiğini bulmuşlardır.[6] İki görev, bir bellek görevi ve bir izleme görevini içerir. Bireysel eylemler düzgünce tamamlanır, ancak Alzheimer rahatsızlığı bir hastada daha belirgin hale geldiğinde, iki veya daha fazla eylem yapmak gittikçe zorlaşır. Bu araştırma, Alzheimer'lı bireylerde merkezi yürütmenin kötüleştiğini göstermiştir.[7]

Yürütücü işlevlerle ilgili son araştırmalar, 'merkezi' yöneticinin Baddeley & Hitch modelinde tasarlandığı kadar merkezi olmadığını göstermektedir. Bunun yerine, bireyler arasında büyük ölçüde bağımsız olarak değişebilen ve beyin hasarından seçici olarak bozulabilecek veya korunabilecek ayrı yürütücü işlevler var olduğu düşünülmektedir.[8]

Baddeley'in fonolojik döngü modeli

Fonolojik döngü (ya da “söyleyişsel döngü”) bütün olarak ses ya da fonolojik bilgiyle ilgilenir. İki bölümden oluşur: hızlı bozulmaya maruz kalan işitsel bellek izlerine sahip kısa süreli fonolojik bir depo ve bellek izlerini canlandırabilecek bir söyleyişsel prova bileşeni (bazen söyleyişsel döngü olarak adlandırılır).

İşitsel sözlü bilgilerin otomatik olarak fonolojik depoya girdiği varsayılır. Görsel olarak sunulan dil, sessiz eklemleme ile fonolojik koda dönüştürülebilir ve böylece fonolojik depoya kodlanabilir. Bu dönüşüm, söyleyişsel kontrol işlemi ile kolaylaştırılmaktadır. Fonolojik depo bir "iç kulak" gibi davranır, konuşma seslerini geçici sıralarında hatırlar, söyleyişsel süreç bir "iç ses" gibi davranır ve çürümelerini önlemek için bir dizi kelimeyi (veya diğer konuşma öğelerini) bir döngü üzerinde tekrarlar. Fonolojik döngü, özellikle erken çocukluk yıllarında, kelime edinmede önemli bir rol oynayabilir.[9] İkinci bir dil öğrenmek için de hayati önem taşıyabilir.

Beş ana bulgu fonolojik döngü için kanıt sağlar:

  1. Fonolojik benzerliğin etkisi: Benzer görünen sözcüklerin listelerini hatırlamak farklı görünen sözcüklerden daha zordur. Anlamsal benzerliğin, sözlü bilginin büyük ölçüde fonolojik olarak çalışma belleğinde kodlandığı varsayımını destekleyen etkisi nispeten azdır.[10]
  2. Söyleyişsel bastırmanın etkisi: İnsanlardan yüksek sesle alakasız bir şey söylemeleri istendiğinde sözlü materyal hafızası bozulur. Bunun söyleyişsel prova sürecini bloke ettiği ve fonolojik döngüdeki hafıza izlerinin bozulmasına yol açtığı varsayılmaktadır.[11]
  3. Kodlar arasında bilgi aktarımı: Görsel olarak sunulan öğelerle, yetişkinler genellikle bu öğelerin adını söyler ve ses altı konuşma şeklinde tekrarlar, böylece bilgi bir görsel kodlamadan işitsel kodlamaya aktarılır. Söyleyişsel baskılama bu transferi önler ve bu durumda fonolojik benzerliğin yukarıda belirtilen etkisi görsel olarak sunulan öğeler için silinir.[12]
  4. Nöropsikolojik kanıtlar: Arızalı bir fonolojik depo, fonolojik kısa süreli hafızada belirli bir eksikliği olan hastaların davranışını açıklar. Gelişimsel sözel dispraksisi olan afazik hastalar, söyleyişsel prova sürecinin eksikliğinden kaynaklanan söyleyiş için gerekli konuşma motor kodlarını oluşturamazlar.[13]
  5. Öte yandan, konuşma sorunları ikincil olan dizartri hastaları normal prova kapasitesi gösterirler. Bu ses altı provanın çok önemli olduğunu göstermektedir.[14]

Fonolojik kısa vadeli depoyu destekleyen kanıtlar

On yıllar boyunca literatür birikimi fonolojik kısa vadeli depo teorisine güçlü bir destek sağlamıştır. 1971'de yapılan bir çalışmada, Stephen Madigan, insanlara görsel olanın aksine işitsel olarak bir liste sunulduğunda ileri seri hatırlama sırasında daha büyük bir sonluk etkisinin görüldüğünü gösterdi. (Geriye doğru seri hatırlamada daha küçük bir etki görülür.)[15] Çalışmasında, işitsel sunum en son incelenen öğelerin daha fazla hatırlanmasına yol açmıştır.Catherine Penney, bu keşfini modalite etkilerinin serbest hatırlama görevlerinde de bulunabileceğini gözlemlemek için genişletti.[16] 1965 yılında Dallett, gözlemlenen bu modalite etkisinin sunulan listeye bir "son ek" maddesinin eklenmesiyle büyük ölçüde azaldığını keşfetmiştir; bu son ek hatırlanmayacak bir dikkat dağıtıcı öğedir.[17] Robert Greene bu gözlemi 1987 yılında, ek etkisinin görsel olanın aksine işitsel olarak öğrenilen listeler üzerinde daha büyük olduğunu keşfetmek için kullandı.[18] Tüm bu bulguların doruk noktası, son zamanlarda öğrenilen, öğeleri fonolojik olarak depolayan kısa vadeli bir depo olduğu teorisini güçlü bir şekilde desteklemektedir. Buna ek olarak, Bloom ve Watkins, son ek dilbilimsel ses olarak yorumlanmadığında, son ek etkisinin büyük ölçüde azaldığını buldular; bu da sesbilimsel olmayan dikkat dağıtıcılardan büyük ölçüde etkilenmeyeceği için fonolojik kısa vadeli depo teorisini destekliyor.[19]

Görsel-uzamsal çalışma belleği

Alan Baddeley'in çalışma belleği teorisi, belleğin kısa vadede saklanabileceği başka bir özelliğe sahiptir. Görsel-uzamsal çizim tahtası, görsel bilgiyi manipülasyon için tutan saklama alanıdır.[20] Görsel-uzamsal çizim alanının, fonolojik döngünün kısa vadeli süreçlerine müdahale etmemesi nedeniyle kendi çalışma belleği deposu olduğu düşünülmektedir. Araştırmada, görsel-uzamsal çizim alanının fonolojik döngü ile hem işitsel hem de görsel uyaranları diğerinin etkinliğini etkileyen süreçler olmaksızın işlemden geçirerek eşzamanlı olarak çalıştığı bulunmuştur.[21] Baddeley bu görüngüyü açıklamak için kısa süreli bellek teorisini çalışma belleği olarak yeniden tanımladı. Orijinal kısa süreli bellek teorisinde, bir kişinin sadece kısa bir süre içinde, bazen saniyeler içinde, saklaması için sadece artı veya eksi iki olabilecek şekilde toplam 7 öğe tutabilecek bir anlık bilgi işleme deposuna sahip olduğu anlaşılmaktadır. Sayı-dizisi testi, klasik olarak tanımlanmış kısa süreli bellek için mükemmel bir ölçüm örneğidir. Temelde, eğer kişi uzun süreli belleğe aktarılacak bilgiler için mevcut bir ilişki bularak, birkaç dakika içinde 7 artı veya eksi iki öğeyi kodlayamazsa, bu durumda bilgiler kaybolur ve asla kodlanamaz.[22]

Bununla birlikte, görsel-uzamsal kısa süreli bellek, görsel ve / veya uzamsal bilgileri kısa süreler boyunca tutabilir.[22] Bu bellek kullanımda olduğu zaman, bireyler mekansal yönelimin karmaşık veya zor görevlerinde manipüle edilebilen bir zihinsel imajı anlık olarak yaratabilir ve tekrar gözden geçirebilirler. Beyninde farklı türlerde beyin hasarları oluşmasına sebebiyet veren farklılıklara sahip olan kişiler vardır.[21] Burada, görsel duyusal bellek gibi geçici bellekler arasındaki farklarda da bir yanlış anlama olabilir. Geçici bir bellek sadece kısa süreli bir duyusal bellektir. Bu nedenle, görsel duyusal bellek bir tür duyusal bellek olduğundan, bilgi için ancak bir saniye kadar süren bir saklama alanı vardır. Görsel duyusal belleğin yaygın bir etkisi, bireylerin gerçekten orada olmayan şeyleri gördüklerini veya görüş alanlarındaki belirli şeyleri hatırlamadıklarını hatırlayabilmeleridir. Bellek sadece anlıktır ve saniyeler içinde dikkat verilmezse kaybolur.[20]

Beyinde, tamamen görsel-uzamsal çizim tahtası olarak bilinen şeyin farklı fonksiyonlarını kontrol eden iki farklı yol vardır. Çizim tahtası, uzamsal kısa süreli bellek ve nesne belleğinden oluşur. Uzamsal kısa süreli bellek, kişinin nasıl öğrenebileceğini ve böylece diğer nesnelerle karşılaştırmalı olarak temsil edildiklerinde "nerede" olduğunu hatırlayabilmesidir. Görsel-uzamsal çizim tahtasının nesne hafızası, bir nesnenin "ne" olduğunu öğrenme ve hatırlamada gereklidir.[22] Bu iki farklı görsel yetenek arasındaki fark, büyük ölçüde beyindeki bu yeteneklerin her birinin farklı yollarından kaynaklanmaktadır. Bir kişinin çevreye mekânsal temsilini ve çevresindeki bir kişinin mekânsal temsilini algılayan beyindeki görsel yol dorsal akıştır. Nesnelerin şekillerini, boyutlarını, renklerini ve diğer tanımlayıcı özelliklerini belirleyen görsel yola ventral akış denir.[21] Bu iki akımın her biri birbirinden bağımsız çalışır, böylece görsel sistem birini diğeri olmadan (örneğin beyin hasarında olduğu gibi) veya her ikisini aynı anda işleyebilir. İki akış birbirine bağlı değildir, bu yüzden eğer biri manipülatif olarak çalışıyorsa bile, diğeri yine de bilgilerini gönderebilir.

Logie'nin görsel-uzamsal çizim tahtası detaylandırması

Logie görsel-uzamsal çizim tahtasının da ayrıca iki bileşene bölünebileceğini önermiştir:

  1. Biçim ve renkle ilgili bilgileri depolayan “görsel önbellek” (visual cache).
  2. Uzamsal bilgilerle ve hareket bilgileriyle ilgilenen “iç yazıcı” (inner scribe). Aynı zamanda görsel önbellekteki bilgiyi tekrarlar ve bilgiyi merkezi yöneticiye aktarır.[23]

Görsel-Uzamsal Çizim Tahtasının görsel ve uzamsal parçaları arasındaki ayrım için kanıt sağlayan üç temel bulgu:

  1. Görsel ve uzamsal görevler arasında, iki görsel ya da iki uzamsal görev arasında olduğundan daha az engelleme gerçekleşir.[24]
  2. Beyin hasarı, bileşenlerden birini diğerini etkilemeden etkileyebilir.[25]
  3. Beyin görüntülemenin sonuçları gösteriyor ki görsel objeler içeren çalışma belleği görevleri çoğunlukla sol yarımküredeki bölgeleri harekete geçirirken uzamsal bilgi içeren görevler sağ yarımkürede daha çok sayıda bölgeyi harekete geçiriyor.[26]

Bölümsel arabellek

2000 yılında, Baddeley modele bölümsel arabellek adı verilen dördüncü bir bileşeni ilave etti. Bu bileşen, bir hikâyenin ya da bir film sahnesinin hafızası gibi, zaman sıralamasına (ya da bölümsel kronolojik düzenlemeye[27]) sahip birleşik görsel, uzamsal ve sözel bilgi birimleri oluşturmak için alanlar arasında bilgiyi bağlamaya ayrılmış sınırlı kapasiteli bir pasif sistemdir.[27] Bölümsel arabelleğin aynı zamanda uzun süreli bellek ve semantik anlam ile bağlantıları olduğu varsayılmaktadır.[28]

“Yalnızca çalışma belleğinin bileşenleri arasında değil, aynı zamanda çalışma belleği ile algılama ve uzun süreli bellek arasında da bağlantı kurarak bir arabellek deposu şeklinde hareket eder”.[27] Baddeley, “arabellekten geri getirmenin bilinçli farkındalık yoluyla meydana geldiğini” varsayar.[27] Bölümsel arabellek, bireylerin yeni kavramları tasavvur etmek için önceden sahip oldukları birleşik bilgi birimlerini kullanmalarını mümkün kılar. Bu muhtemelen “dikkat gerektiren bir süreç” olduğundan, “arabellek büyük oranda merkezi yöneticiye bağlı olacaktır”.[27]

Bu bileşenin ortaya konmasındaki temel neden, uzun süreli belleğe yeni bilgileri kodlama becerisine muhtemelen sahip olmayan bazı (özellikle büyük ölçüde zeki) amnezi hastalarının, buna rağmen hikâyelerin kısa süreli hatırlanmasında iyi olup fonolojik döngüde tutulabilecek olandan çok daha fazla bilgiyi hatırlamasının gözlemlenmesiydi.[29] “Bölümsel arabellek...bağlı özellikleri depolama ve onları bilinçli farkındalık için hazır hale getirme becerisine sahip fakat bağlama sürecinden kendisi sorumlu değil gibi görünüyor”.[30]

“Fonolojik döngü veya çizim tahtasına bilinçli erişimin arabellek aracılığıyla işleyebileceği” varsayılmaktadır.[31] Bu, hem görsel-uzamsal çizim tahtasının hem de fonolojik döngünün kendi duyusal bölgelerinin içindeki bilgiyi birleştiren daha küçük arabellekler şeklinde hareket etmesi varsayımına dayanır. Bölümsel arabellek aynı zamanda koku ve tat almayla etkileşimde bulunabilir.[31]

Biyoloji / nörobilim

Uzun süreli depodan farklı olmak üzere, kısa bir hafıza arabelleği için çok kanıt vardır. Fonolojik döngü, sol yarımküredeki, daha özel olarak temporal lobdaki aktivasyonla bağlantılı gibi görünmektedir. Görsel-uzamsal çizim tahtası görev zorluğuna bağlı olarak farklı bölgeleri harekete geçirir; daha az yoğun görevler oksipital lobu harekete geçiriyor gibi görünürken, daha karmaşık görevler parietal lobta ortaya çıkar. Beynin yaklaşık olarak frontal loblarında yer alıyor gibi görünmesine rağmen merkezi yönetici hala bir muammadır. Bölümsel arabellek, hem frontal hem de temporal loblardaki ve hatta hipokampusun sol kısmındaki aktivasyonlarla birlikte iki hemisferde de mevcut (iki taraflı/bilateral) gibi görünmektedir.[32] Genetik bilimi açısından, ROBO1 geni fonolojik arabellek bütünlüğü ya da uzunluğuyla ilişkilendirilmiştir.[33][34]

Modelin geçerliliği

Baddeley'nin modelinin gücü, kısa süreli bellek ve çalışma belleği üzerine yapılan çalışmalardaki çok sayıdaki bulguyu birleştirme becerisidir. Ek olarak, köle sistemlerin, özellikle fonolojik döngünün mekanizması deneysel psikoloji, nöropsikoloji ve bilişsel nörobilimdeki çok sayıda araştırmaya ilham kaynağı olmuştur.

Ancak, örnek olarak fonolojik döngü bileşeni gibi bazı eleştiriler gündeme gelmiştir çünkü 7+/-2 kuralıyla ilgili tartışmalar da dâhil bulguların bazı detayları orijinal Baddeley & Hitch modeli tarafından kolayca açıklanmamaktadır.[35][36]

Bölümsel arabellek, çalışma belleği modeline faydalı bir ekleme olarak görülür fakat kapsamlı bir şekilde araştırılmamıştır ve işlevleri belirsizliğini korumaktadır.[37]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Notlar

  1. ^ "Baddeley & Hitch (1974) - Working Memory - Psychology Unlocked 6 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". 10 Ocak 2017.
  2. ^ "Working Memory - Outline and Discussion - Psychology Unlocked" 15 Ağustos 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. 7 Ocak 2017.
  3. ^ Baddeley, A.D. and Hitch, G.J. (1974) Working memory. In The Psychology of Learning and Motivation (Bower, G.A., ed.), pp. 47–89, Academic Press http://www.cell.com/trends/cognitive-sciences/fulltext/S1364-6613(00)01538-2?_returnURL=https%3A%2F%2Flinkinghub.elsevier.com%2Fretrieve%2Fpii%2FS1364661300015382%3Fshowall%3Dtrue 16 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. ^ a b Wongupparaj, Kumari, & Morris. (2015). The relation between a multicomponent working memory and intelligence: The roles of central executive and short-term storage functions. Intelligence, 53, 166-180.
  5. ^ Baddeley, A. (2010). Working memory. Current Biology, 20(4), R136-R140.
  6. ^ Baddeley A, Della Sala S (Ekim 1996). "Working memory and executive control" (PDF). Philosophical Transactions of the Royal Society B. 351 (1346): 1397–403. doi:10.1098/rstb.1996.0123 28 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. JSTOR 3069185 5 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 8941951. 20/07/2011 tarihinde orijinalinden 20 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (PDF) arşivlendi.
  7. ^ Baddeley, A. (1992). Working Memory. Science, 255(5044), 556.
  8. ^ Miyake, A.; Friedman, N. P.; Emerson, M. J.; Witzki, A. H.; Howerter, A.; Wager, T. D. (2000). "The unity and diversity of executive functions and their contributions to complex "frontal lobe" tasks: A latent variable analysis". Cognitive Psychology. 41 (1): 49–100. CiteSeerX 10.1.1.485.1953 30 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. doi:10.1006/cogp.1999.0734 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 10945922 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  9. ^ Baddeley A, Gathercole S, Papagno C (Ocak 1998). "The phonological loop as a language learning device". Psychol Rev. 105(1): 158–73. CiteSeerX 10.1.1.464.9511 30 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. doi:10.1037/0033-295X.105.1.158 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 9450375 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  10. ^ a) Conrad. R. & Hull, A.J. (Kasım 1964). "Information, acoustic confusion and memory span"[] (PDF). British Journal of Psychology. 55 (4): 429–32. doi:10.1111/j.2044-8295.1964.tb00928.x 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 14237884 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. b) Baddeley AD (Kasım 1966). "Short-term memory for word sequences as a function of acoustic, semantic and formal similarity" 13 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (PDF). Quarterly Journal of Experimental Psychology. 18 (4): 362–5. doi:10.1080/14640746608400055 7 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 5956080 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  11. ^ Baddeley, A.D.; Thomson, N; Buchanan, M (1975). "Word length and the structure of short-term memory". Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior. 14 (6): 575–589. doi:10.1016/S0022-5371(75)80045-4 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  12. ^ Murray, D.J. (1968). "Articulation and acoustic confusability in short term memory". Journal of Experimental Psychology. 78 (4, Pt.1): 679–684. doi:10.1037/h0026641 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  13. ^ Waters, G.F.; et al. (1992). "The role of high-level speech planning in rehearsal: Evidence from patients with apraxia of speech". Journal of Memory and Language. 31: 54–73. doi:10.1016/0749-596X(92)90005-I 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  14. ^ Baddeley, A.D.; Wilson, B.A. (1985). "Phonological coding and shortterm memory in patients without speech". Journal of Memory and Language. 24 (4): 490–502. doi:10.1016/0749-596X(85)90041-5 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  15. ^ Stephen Madigan (1971). "Modality and Recall Order Interactions in Short-Term Memory for Serial Order". Journal of Experimental Psychology. 87 (2): 294–296. doi:10.1037/h0030549 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  16. ^ Catherine Penney (1975). "Modality Effects in Short-Term Verbal Memory". Psychological Bulletin. 82 (1): 68–84. doi:10.1037/h0076166 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  17. ^ Kent M. Dallett (1965). "Primary Memory: The effects of redundancy upon digit repetition". Psychonomic Science. 3 (6): 237–238. doi:10.3758/bf03343114 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  18. ^ Robert Green (1987). "Stimulus suffixes and visual presentation". Memory and Cognition. 15 (6): 497–503. doi:10.3758/bf03198383 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 3695943 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  19. ^ Lance C. Bloom; Michael J. Watkins (1999). "Two-Component Theory of the Suffix Effect: Contrary Findings". Journal of Experimental Psychology. 25 (6): 1452–1474. doi:10.1037/0278-7393.25.6.1452 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  20. ^ a b Gluck, Mark A.; Mercado, Eduardo; Myers, Catherine E. (2008). Leaning and Memory: From Brain to Behavior. New York, NY: Worth Publishers. ISBN 978-0-7167-8654-2.
  21. ^ a b c Denis, Michel; Logie, Robert; Cornoldo, Cesare (2012). "The processing of visuo-spatial information: Neuropsychological and neuroimaging investigations". Imagery, Language and Visuo-Spatial Thinking. Hove, US: Psychology Press. pp. 81–102.
  22. ^ a b c Baddeley, Alan; Eysenck, Michael W.; Anderson, Michael C. (2009). Memory. New York, NY: Psychology Press. ISBN 978-1-84872-000-8.
  23. ^ Logie, R.H. (1995). Visuo-spatial working memory, Hove, UK: Lawrence Eribaum Associates.
  24. ^ Klauer, K. C.; Zhao, Z. (2004). "Double dissociations in visual and spatial short-term memory". Journal of Experimental Psychology: General. 133 (3): 355–381. doi:10.1037/0096-3445.133.3.355 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 15355144 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  25. ^ Bahsedildiği yer: http://www.psypress.com/ek5/resources/demo_ch06-sc-02.asp 9 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. 28/09/2007 tarihinde Wayback Machine'de arşivlendi.
  26. ^ Smith EE, Jonides J (Haziran 1997). "Working memory: a view from neuroimaging". Cogn Psychol. 33 (1): 5–42. doi:10.1006/cogp.1997.0658 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 9212720 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  27. ^ a b c d e Baddeley, Alan (2011-11-30). "Working Memory: Theories, Models, and Controversies". Annual Review of Psychology. 63 (1): 1–29. doi:10.1146/annurev-psych-120710-100422 3 Mart 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. ISSN 0066-4308 13 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 21961947 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  28. ^ Baddeley A (Kasım 2000). "The episodic buffer: a new component of working memory?". Trends Cogn. Sci. (Regul. Ed.). 4(11): 417–423. doi:10.1016/S1364-6613(00)01538-2 16 Ocak 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 11058819 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  29. ^ Baddeley A, Wilson BA (2002). "Prose recall and amnesia: implications for the structure of working memory". Neuropsychologia. 40 (10): 1737–43. doi:10.1016/S0028-3932(01)00146-4 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 11992661 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  30. ^ Baddeley, Alan; Allen, Richard J; Hitch, Graham J (2010-10-01). "Investigating the episodic buffer" 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Psychologica Belgica. 50 (3–4): 223. doi:10.5334/pb-50-3-4-223 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. ISSN 2054-670X.
  31. ^ a b Baddeley, Alan D.; Allen, Richard J.; Hitch, Graham J. (2011). "Binding in visual working memory: The role of the episodic buffer". Neuropsychologia. 49 (6): 1393–1400. doi:10.1016/j.neuropsychologia.2010.12.042 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 21256143 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  32. ^ Rudner, Mary; Fransson, Peter; Ingvar, Martin; Nyberg, Lars; Rönnberg, Jerker (2007-01-01). "Neural representation of binding lexical signs and words in the episodic buffer of working memory". Neuropsychologia. 45 (10): 2258–2276. doi:10.1016/j.neuropsychologia.2007.02.017 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 17403529 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  33. ^ Sternberg, Robert J. (2007). Cognitive Psychology. WADSWORTH. pp. 205–206.
  34. ^ Bates, Timothy C.; Luciano, Michelle; Medland, Sarah E.; Montgomery, Grant W.; Wright, Margaret J.; Martin, Nicholas G. (Ocak 2011). "Genetic Variance in a Component of the Language Acquisition Device: ROBO1 Polymorphisms Associated with Phonological Buffer Deficits" 28 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (PDF). Behav. Genet. 41 (1): 50–7. doi:10.1007/s10519-010-9402-9 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 20949370 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  35. ^ Jones, D. M.; Macken, W. J.; Nicholls, A. P. (2004). "The phonological store of working memory: is it phonological and is it a store?" 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Journal of Experimental Psychology: Learning, Memory, and Cognition. 30 (3): 656–674. doi:10.1037/0278-7393.30.3.656 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 15099134 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  36. ^ Nairne, J. S. (2002). "Remembering over the short-term: The case against the standard model". Annual Review of Psychology. 53: 53–81. doi:10.1146/annurev.psych.53.100901.135131 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 11752479 4 Haziran 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  37. ^ "Cognitive Psychology: A Student's Handbook :: 5th Edition: Chapter Topic". 28/09/2007 tarihinde orijinalinden 9 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. arşivlendi. Erişim tarihi: 06/05/2007.

Kaynakça

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Bellek ya da hafıza, yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücüdür.

Kısa süreli bellek, kısa bir süre için aktif, hazır bir durumda az miktarda bilgiyi işlemeden akılda tutma yetisidir. Örneğin, kısa süreli bellek, kısa bir süre önce söylenen bir telefon numarasını hatırlamak için kullanılabilir. Kısa süreli hafızanın süresinin saniyeler düzeyinde olduğuna inanılmaktadır. En çok bahsedilen kapasite, Miller'ın kendisinin figürün "bir şakadan biraz daha fazlası" olarak tasarlandığını belirtmesine rağmen, Büyülü Sayı Yedi, Artı veya Eksi İki' dir ve Cowan'ın (2001) daha gerçekçi bir figürün 4 ± 1 birim olduğuna dair kanıt sağlamıştır. Buna karşılık, uzun süreli bellek bilgileri süresiz olarak tutabilir.

Uzun süreli bellek ya da Uzun dönemli hafıza, iki depolama hafıza modeli teorisinin bir parçası olarak, öğeler arasındaki ilişkilerin depolandığı bellektir. Teoriye göre uzun süreli bellek, kısa süreli bellekten farklı işlevlere sahiptir. Bu da kısa süreli belleğin 20 ila 30 saniye içerisindeki bilgileri çağırmasından farklı olarak, depolanmış bilgileri uzun sürelerde tekrar, tekrar çağırabilmesidir. Bu iki bellek arasında bir fark görünmüyor gibi olsa da, her ikisi bilgiyi farklı yer ve alanlarda depolamaları bağlamında modelleri farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Temporal lob</span> İnsanların beyninde bulunan dört lobdan biri

Temporal lob, memelilerin beynindeki serebral korteksin dört ana lobundan biridir. Temporal lob, memeli beyninin her iki serebral hemisferindeki lateral fissürün altındadır.

Sihirli Sayı Yedi, Artı veya Eksi İki Psikolojide en fazla alıntı yapılan yayınlardan birisidir. Yayın 1956 yılında Princeton Üniversitesi Psikoloji Bölümünden bilişsel psikolog George A. Miller tarafında yapılmış ve Psychological Review dergisinde yayımlanmıştır. Özetle yayında "Ortalama bir insanın çalışan belleğinde tutabileceği nesnelerin sayısı 7 ± 2 'dir." denilmektedir. Bu durum genellikle Miller Kanunu olarak adlandırılır.

Semantik bellek ya da anlamsal bellek anlamlar, anlayışlar ve diğer kavram tabanlı bilginin işlendiği uzun süreli bellek bölümüdür. Dünya hakkında genel bilgiyi ve gerçek bilgilerin bilinçli hatıralarını içerir. Genel kültür, kurallar, kavramlar, genellemeler bu bellektedir. Semantik bellek ve epizodik bellek birlikte belleğin iki önemli bölümünden biri olan bildirimsel belleği oluştururlar. Epizodik bellek ; uzay-zaman, aksiyonlar ve aktörlerden oluşur. Uzay-yer ve zaman bağlı olayları kapsar. Örneğin, geçmişteki tatil anılarını bu bellek saklar. Semantik bellek ise; öğrenilmiş sözcük bilgilerini saklar. Örneğin yapılan tatilin ayrıntılarını epizodik bellek saklarken tatilin yapıldığı yerin ismiyle ilgili bilgileri semantik bellek saklar. Semantik bellek kullanımı ile anlamsız kelime ve cümlelere anlam verebilir. Geçmişte öğrenilen şeyler hakkında bilgiler kullanılarak yeni kavramlar hakkında bilgi edinilebilir. Bildirimsel belleğin muadili olarak, prosedürel bellek ya da örtük bellek kullanılır.

Çalışma belleği, bellekte işlemlerin geçici olarak tutulduğu ve üzerlerinde değişikliklerin yapıldığı bellek bileşenidir.

Yankı belleği duyusal bellek kayıtlarından biridir; işitsel bilgiyi tutmaya özgü duyusal belleğin bir bileşenidir. Seslere yönelik duyusal bellek yalnızca insanların algıladıkları yankı belleğinin bir formudur. İçinde gözlerimizin uyarıları tekrar tekrar tarayabildiği görsel bellekten farklı olarak, işitsel uyarı tekrar tekrar taranamaz. Genel olarak, yankı bellekleri görüntüsel belleklerden biraz daha uzun zaman devreleri olarak depolanır. İşitsel uyarılar, işlenebilmeden ve anlaşılabilmeden önce kulak tarafından teker teker alınır/duyulur. Söz gelimi, radyoyu dinlemek bir dergi okumaktan çok daha farklıdır. Bir dergi tekrar tekrar okunabilirken, bir kişi belirli bir zamanda radyoya yalnızca bir seferlik kulak verebilir. Denilebilir ki yankı belleği bir bekleme tankı kavramı gibidir. Çünkü bir ses, takip eden ses duyulana kadar işlenmez (tutulur) ve ancak ondan sonra anlamlandırılabilir. Bu özel duyusal deponun büyük miktarlarda işitsel bilgiyi depolaması çok kısa bir zaman devresinde olabilmektedir. Bu yankısal ses zihinde yankılanır ve işitsel uyarının verilmesinden sonra çok bir kısa zamanda tekrarlanır (replay). Yankı belleği uyarıyı yalnızca bir dereceye kadar kabaca, primitif yönlerden şifreler, mesela ses perdesi (pitch), bağlantısız beyin bölgelerine yerleşimini belirler.

<span class="mw-page-title-main">Unutma eğrisi</span>

Unutma eğrisi bellekte tutmanın zamanla azalması varsayımıdır. Bu eğri bilginin tutulmasına yönelik girişim yoksa nasıl yok olacağını gösterir. Hafızanın gücü bununla ilgili bir kavramdır ve belleğin beyindeki sağlamlığı ifade eder. Daha güçlü hafıza, bir kişinin daha uzun süre hatırlaması demektir. Unutma eğrisinin tipik grafiği insanların öğrenilen malzemeyi tekrar etmezlerse yeni öğrendikleri bilgileri günler içinde nasıl yarıya indirdiklerini anlatır. Unutma eğrisi yedi çeşit bellek kaybından birisi olan geçiciliği doğrular. Bu da unutmanın zaman geçtikçe gerçekleşmesidir.

Epizodik bellek, açıkça belirtilebilen veya bir araya getirilebilen günlük olayların hafızasıdır. Belirli zamanlarda ve yerlerde meydana gelen geçmiş kişisel deneyimlerin toplanmasıdır; örneğin, kişinin 7. doğum günündeki parti gibi. Semantik bellek ile birlikte, uzun süreli hafızanın iki ana bölümünden biri olan açık belleği oluşturur(diğeri örtük bellek).

Gruplama, bilişsel psikolojide bir bilgi kümesinin bireysel parçalarının ayrıldığı ve daha sonra anlamlı bir bütün halinde gruplandırıldığı bir süreçtir. Bilgilerin gruplandırıldığı grupların amacı malzemenin kısa süreli tutulmasını geliştirmek ve böylece çalışma belleğinin sınırlı kapasitesini atlamaktır. Bir grup, birlikte gruplandırılmış ve bir kişinin hafızasında saklanan temel tanıdık birimler topluluğudur. Bu gruplar tutarlı aşinalıklarından dolayı da kolay geri getirebilir. Bireylerin, grup içindeki öğelerin daha üst düzey bilişsel temsillerini yarattığına inanılmaktadır. Öğeler, tek tek öğelere kıyasla bir grup olarak daha kolay hatırlanır.Bu gruplar son derece öznel olabilir; çünkü bireylerin bilgi kümeleriyle bağlanabilen algılarına ve geçmiş deneyimlerine dayanırlar.Parçaların boyutu genellikle iki ila altı öğe arasında değişir ancak genellikle dil ve kültüre göre farklılık gösterebilir.

Henry Gustav Molaison, yaygın adıyla H.M., epilepsisinin tedavisi için beyninin iki yarımküresinden medial temporal lobektomi geçiren; bu operasyonla ön hipokampüslerinin üçte ikisi, parahipokampal korteksleri, entorhinal korteksleri, piriform korteksleri ve amigdalaları alınan Amerikalı hasta. Ameliyatın, Molaison'un epilepsisini kontrol altına almakta kısmi bir başarısı olsa da, hastaya yeni bellek edinme yetisini kaybettirmesi gibi büyük bir yan etkisi vardı.

Geçmişe dönüş ya da istemsiz tekrar eden bellek, bireylerin eski deneyimleri ya da eski deneyimlerin ögelerini ani ve genellikle güçlü bir şekilde yeniden deneyimlediği psikolojik fenomendir. Bu deneyimler sevindirici, üzgün, heyecan verici veya herhangi başka bir duygu olabilir. Geçmişe dönüş terimi, özellikle, anı istemsiz hatırlandığında ve/veya bu anı insanın tekrar yaşayabileceği kadar yoğun olduğunda, bunun gerçek zamanda yaşanmadığını, sadece bir anı olduğunu fark edemeyeceği durumlarda kullanılır.

Eidetik hafıza bir görüntüyü yalnızca bir kez gördükten sonra ve anımsatıcı bir cihaz kullanmadan kısa bir süre için yüksek hassasiyetle bellek ten geri çağırma yeteneğidir. Eidetik bellek ve fotoğrafik bellek terimleri popüler olarak birbirinin yerine kullanılsa da, eidetik bellek, bir nesneyi artık yok olduktan sonra birkaç dakika boyunca görme yeteneğidir. Fotoğrafik bellek ise metin, sayı veya benzeri sayfaların çok ayrıntılı olarak hatırlanma yeteneğidir. Kavramlar ayırt edildiğinde, eidetik belleğin az sayıda çocukta meydana geldiği ve genellikle yetişkinlerde bulunmadığı bildirilirken gerçek fotoğrafik belleğin var olduğu hiçbir zaman kanıtlanmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hafıza ve yaşlanma</span>

Bazen "normal yaşlanma" olarak tanımlanan yaşa bağlı hafıza kaybı, Alzheimer hastalığı gibi demans türleriyle ilişkili hafıza kaybından niteliksel olarak farklıdır ve farklı bir beyin mekanizmasına sahip olduğuna inanılır.

İkonik hafıza, görsel alanla ilgili görsel duyusal bellek kaydı ve hızla bozulan görsel bilgi deposudur. Görsel kısa süreli bellek (VSTM) ve uzun süreli bellek (LTM) içeren görsel bellek sisteminin bir bileşenidir. İkonik bellek, çok kısa, kategori öncesi, yüksek kapasiteli bellek deposu olarak tanımlanır. Çok kısa bir süre için tüm görsel algımızın tutarlı bir temsilini sağlayarak görsel kısa süreli belleğe katkıda bulunur. İkonik hafıza, sakkadlar sırasında değişim körlüğü ve deneyimin sürekliliği gibi fenomenleri açıklamaya yardımcı olur. İkonik hafıza artık tek bir varlık olarak düşünülmemekte bunun yerine en az iki ayırt edici bileşenden oluşmaktadır. Sperling'in kısmi rapor paradigmasının yanı sıra modern teknikleri içeren klasik deneyler bu duysal hafıza deposunun doğası hakkında fikir vermeye devam etmektedir.

Çürüme teorisi ya da bozunma teorisi, sadece zamanın geçmesi nedeniyle hafızanın kaybolduğunu öne süren bir teoridir. Bu nedenle bilgi, zaman geçtikçe ve hafızanın yanı sıra hafıza gücü de yıprandıkça daha sonraki erişim için daha az kullanılabilir hale gelir. Birey yeni bir şey öğrendiğinde, nörokimyasal bir "hafıza izi" yaratılır. Ancak zamanla bu iz yavaş yavaş parçalanır. Bilginin aktif olarak tekrarlanmasının, bu geçici düşüşe karşı koyan önemli bir faktör olduğuna inanılıyor. Nöronların biz yaşlandıkça yavaş yavaş öldüğüne yaygın olarak inanılır, ancak bazı eski hatıralar en son deneyimlenen hatıralardan daha güçlü olabilir. Bu nedenle, çürüme teorisi çoğunlukla kısa süreli bellek sistemini etkiler, diğer bir daha eski anıların genellikle beyindeki şoklara veya fiziksel saldırılara karşı daha dirençli olduğu anlamına gelir. Ayrıca zamanın geçmesinin tek başına unutmaya neden olamayacağı ve çürüme teorisinin zaman geçtikçe meydana gelen bazı süreçleri de hesaba katması gerektiği düşünülmektedir.

Çoklu Mağaza veya Modal Model olarak da bilinen Atkinson-Shiffrin Modeli, 1968 yılında psikolog Richard Atkinson ve Richard Shiffrin tarafından önerilen bir bellek modelidir. Modele göre insan hafızasının üç ayrı bileşeni vardır:

  1. Duyusal Kayıt adı verilen duyusal bilgilerin belleğe girdiği bileşen
  2. Hem duyusal kayıttan hem de uzun vadeli bellekten girdi alan ve tutan Kısa Süreli Depo
  3. Kısa süreli depoda tekrarlayarak, prova yaparak hatırlanan, bilgilerin süresiz olarak tutulduğu Uzun Süreli Depo

Bastırılmış hafıza, özellikle bireyleri haksız ve yanlış bir şekilde suçlamak için kullanıldığı ve önemli zararlara yol açtığı yasal bağlamlarda tartışmalı bir kavramdır. Amerikan Psikoloji Derneği çalışma grubu, "çocukken cinsel istismara uğrayan çoğu insan, başlarına gelenlerin tamamını veya bir kısmını hatırlarken, uzun süredir geçmiş istismar anılarının unutulmasının mümkün olduğunu belirtmiştir. Sigmund Freud, daha sonra teorisini revize etse de, başlangıçta çocukluk cinsel travması anılarının sıklıkla bastırıldığını ancak bu travmaların bilinçsizce davranışları ve duygusal tepkileri etkilediğini savunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Corsi blok testi</span> çalışma belleğini ölçen zeka testi

Corsi blok testi, kısa süreli görsel-uzaysal kısa süreli çalışma belleğini ölçen bir testtir. Test gerçek hayatta veya dijital olarak uygulanabilir dijital Corsi testi d-corsi olarak bilinir. 9 adet blok bulunur ve ölçüm yapan kişi bunlara dokunur, test edilen kişinin bloklara basıldığı sırada tekrar basılması beklenir test kişinin performansı iyice düşene kadar devam eder. Test 1970'li yılların başında 1914 Knox Küp Taklit testinden esinlenerek oluşturulmuştur; 9 adet özdeş tahta blokların bir tahta plaket üzerine konulması ile tasarlanmıştır. Testin 4 varyasyonu vardır aralarındaki fark ise küplerin konumu ve sayısıdır Testi yapan kişi şu şekilde bir talimat verir "Bu küpleri görüyormusun? Şimdi bunlardan bazılarına dokunacağım. İşaret ettiğim yerlere dikkat et ve talimat verdiğimde dokunduğum sıra ile aynı olacak şekilde bloklara dokun". Corsi Blok Testi sayı sırası testine giremeyecek durumda olanlar veya hızlı bir zeka testi yapılacak kişiler girer.