İçeriğe atla

Baba ve Piç

Baba ve Piç
Baba ve Piç kitabının kapağı
YazarElif Şafak
ÜlkeTürkiye
DilTürkçe
KonuDrama
TürRoman
Yayım2006
YayımcıMetis Yayınları
ISBN975-342-553-8

Baba ve Piç, Elif Şafak'ın 2006 yılının Mart ayında Metis Yayınları tarafından ilk basımı gerçekleşmiş romanıdır. İstanbul-Amerika arasında, biri Türk diğeri Ermeni asıllı iki aile üzerinden Türk-Ermeni ilişkilerini 90 yıllık bir zaman dilimi içerisinde inceleyen bir romandır. Eserde Türk-Ermeni ilişkilerine her iki cepheden bakılmış, Amerika'daki Ermeni diasporası ile Türkiye'deki Türklerin birbirlerine bakış açıları Kazan ve Çakmaçıyan aileleri arasındaki tesadüfi ilişkilerle anlatılmıştır. Ayrıca eserde Türk-Ermeni sosyal yaşamı irdelenmiş, Türk ve Ermeni toplumları arasında var olan ortak his ve düşüncelerden de bahsedilmiştir.

Dava

Şikâyetçi Avukat Kemal Kerinçsiz Zeytinburnu C. Başsavcılığına verdiği 21 Nisan 2006 tarihli dilekçesinde özetle, müellefi Elif Şafak olan "Baba ve Piç" isimli kitapta

  1. ...Bütün akrabalarını 1915'te kasap Türklerin ellerinde kaybetmiş soykırımzede bir sülalenin torunuyum (Sayfa 63)
  2. ... Sen kalk gel Ortaasya'dan, dal dosdoğru Anadolu'nun bağrına, sonra bir bakmışsın her yerdeler! Orada yerleşik olan milyonlarca Ermeni'ye ne oldu peki? Asimile edildiler! Eridiler! Yetim bırakıldılar! Sürüldüler. Mal mülklerinden oldular! (Sayfa 65)
  3. ... Sıradan Türklerle ne konuşacaksın eğitim görmüşleri bile ya Milliyetçi ya cahil (Sayfa 130)
  4. ... Ayaşta sağ kalan olmamış Çankırı'ya götürülenler de peyderpey öldürülmüşler... Sopalarla, balta saplarıyla dövülmüşler. Bazıları açlıktan ölmüş bazıları da öldürülmüş (Sayfa 170-171)
  5. ... Türkler de 1915'te bunları Ermenilere yapanlar (Sayfa 172)
  6. ... 1909 Adana katliamlarından ya da 1915 tehcirinden... bunlar sana bir şey hatırlattı mı? Ermeni soykırımı diye bir şey duymadın mı hiç? (185-186)
  7. ... Toprağımızdan kovulduk, eşyalarımızdan olduk, hayvan muamelesi gördük, koyun gibi kesildik. Doğru düzgün haysiyetli bir ölüm bile esirgendi bizden. (Sayfa 192)
  8. ... Erkek bırakmıyorlar ortada. Silah arama bahanesiyle Ermenilerin evlerine girip sonra da yağmalıyorlar"

şeklindeki sözlerle Türk Milletini Soykırımcı olarak gösterdiğini, Türk milletinin aşağılanarak soykırımla suçlandığını, Türk milletine öfke ve kin duyulmasının sağlandığını, sonuçta Türklüğü aşağılama suçunun işlendiğini iddia edilmiştir.[1]

21 Eylül 2006 tarihinde Beyoğlu Adliyesi'nde, TCK 301'e göre görülen dava "suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve delil bulunmadığı" gerekçesi ile beraat ile sonuçlandı.

Karar metninde "Baba ve Piç" isimli kitapta;

  1. ...Ama o zamanlar savaş zamanıydı iki taraftan da insanlar öldü Ermeni isyancıların ne kadar Türk öldürdüğünü biliyor musun? Hikâyenin öteki tarafını düşündün mü hiç? Eminim düşünmemişsindir. Acı çeken Türk ailelerine ne diyeceksin?... Türk Devleti bile yokmuş (Sayfa 215)
  2. ... Ermeni iddiaları abartı ve çarpıtma üzerine kurulu, yapmayın bazıları iki milyon Ermeni öldürdüğümüzü bile söylüyor. Aklı başında hiçbir tarihçi bunu ciddiye alamaz (Sayfa 216)
  3. ... Küçük Şuşan'ı yakınlardaki bir Türk köyünden iki kadın buldu... Altı ay boyunca bu ana kız ona kendi çocukları gibi baktılar (Sayfa 247)
  4. ... Günümüzde Türklere laf eden bir sürü Ermeni'nin olması, Osmanlıların onları fazla rahat bıraktığının açık bir kanıtıydı (Sayfa 269)"

şeklinde sözlere yer verildiği gösterilmiştir.
Ayrıca Kitabın yazarı olan Elif Şafak 06.06.2006 tarihli ifadesinde özetle, bu kitabı yazmaktaki amacının Türklüğü aşağılamak değil tam tersine Türkler ve Ermeniler arasında insancıl ve barışçıl ortamın yaratılmasına katkıda bulunmak olduğunu, romanın edebi bir eser niteliğinde tamamen kurgusal ve hayal ürünü olduğunu söylemektedir. bilgisi de karar metninde yer almaktadır.

Basındaki yankıları

Dava ulusal ve yabancı basında geniş yankı buldu. Televizyon kanalları mahkeme günü mahkeme önünden canlı yayın ile gelişmeleri seyircilere ilettiler. Elif Şafak karar sonrası programlara telefonla bağlanarak dava ile ilgili görüşlerini belirtti.

Büyük Hukukçular Birliği'nin internet sitesinde yayınlanan bildiriyi yazar "lince çağrı" olarak yorumladı. Radikal gazetesinin haberine göre Elif Şafak şunları söyledi:

"Birilerinin beni vatan haini ilan edip tüm vatansever Türkleri mahkemeye dahil olmaya çağırıyor olması moral bozucu elbette. Ama asıl düşündürücü olan bu insanların kendine biçtiği rol, kullandıkları üslup, sözlü ve fiziksel şiddeti bu kadar benimsemiş olmaları. Söylemleriyle lince davet ediyorlar. Beni de bu söylem kaygılandırıyor. Türkiye'de birileri anında vatan haini olarak damgalanıyor ve anında linç edilmek isteniyor. Bir sürü yerde böyle olaylar patlak vermeye başladı onun için genelde linç kültüründe ve söyleminde bir artış olduğunu düşünüyorum. Asıl kaygı duyduğum hem kendi hem de ülkem adına bu."[2]

Dava Avrupa Parlamentosu'nun 2006 Türkiye raporu görüşmelerinde de söz konusu oldu.

Kaynakça

  1. ^ "Baba ve Piç Dava Dosyasından, Metis Yayınları, 25.09.2006". 4 Kasım 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2006. 
  2. ^ "Lince açık çağrı, Radikal, 16.09.2006". 30 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Eylül 2006. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hrant Dink</span> Türkiye Ermenisi gazeteci (1954–2007)

Hrant Dink, Türkiye Ermenisi gazeteci.

<span class="mw-page-title-main">Taner Akçam</span> Alman akademisyen, sosyolog, yazar

Altuğ Taner Akçam, Türk tarihçi ve sosyolog.

<span class="mw-page-title-main">Elif Şafak</span> Türk yazar, akademisyen ve aktivist

Elif Şafak, Britanyalı-Türk yazar, akademisyen, kadın hakları ve LGBTQ+ aktivisti. İlk romanı Pinhan'ı yayımladığı 1997'den beri eserler vermekte olan yazar, 2009'da yayımlanan Aşk adlı romanı ile Türk edebiyat tarihinin en kısa sürede en çok satan edebi eserinin yazarı unvanına sahip oldu. Eserleri 50'den fazla dile çevrilen Şafak, ''Aşkın 40 Kuralı'' adlı romanı ile BBC'nin "Dünyayı Şekillendiren 100 Roman" listesine girdi. 2017'de Amerika Birleşik Devletleri merkezli Politico dergisi tarafından "Dünyayı daha iyi bir yer yapacak 12 kişi"den birisi olarak seçildi. 2021'de BBC 100 Kadın listesinde Fransa adına yer aldı. 2017 yılında Forbes dergisine göre Türkiye'nin en çok kazanan yazarıdır. Ayrıca yazar Elif Şafak'ın "Bit Palas" isimli kitabında, "Sinek Sarayı" kitabından intihal olduğu gerekçesiyle Anadolu 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi yazar ile yayınevinin maddi ve manevi tazminat ödemesine hükmetmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Teşkîlât-ı Mahsûsa</span> Osmanlı İmparatorluğu’nda faaliyet göstermiş gizli bir örgüt

Teşkîlât-ı Mahsûsa, İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinde Enver Paşa'ya bağlı olarak kurulan gizli teşkilattır. II. Meşrutiyet dönemi sonrası 1913-1918 yılları arasında etkinlik gösteren istihbarat ve propaganda işleri yürüten bir topluluktur. İttihat ve Terakki'nin Türkçü ve İslamcı siyasi görüşleri doğrultusunda, yurt içi ve yurt dışında, karşı istihbarat, propaganda, örgütlenme, suikast eylemlerinde bulunmuştur. Oluşumun isim babası Miralay Rasim Bey’dir. Çeşitli şahit ifadelerine göre 1911'den itibaren etkin olmuş, 17 Kasım 1913’te resmen kurulmuş ve daha sonrasında da 5 Ağustos 1914'te Harbiye Nezareti'ne bağlı resmî bir örgüte dönüştürülmüştür. 8 Ekim 1918'de İttihat ve Terakki hükûmetinin iktidardan ayrılması ile birlikte Teşkîlât-ı Mahsûsa da resmen tasfiye edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Guenter Lewy</span> Amerikalı siyasetbilimci ve yazar

Guenter Lewy (1923-), ABD'nin Massachusetts eyaletinde bulunan Massachusetts Üniversitesi'nden emekli profesör ve tarihçidir.

Cem Özgönül Almanya'da yaşayan bir Türk tarihçi ve yazar. Köln'de bulunan Önel basımevinin piyasaya sürdüğü Der Mythos eines Völkermordes. Eine kritische Betrachtung der Lepsiusdokumente sowie der deutschen Rolle in Geschichte und Gegenwart adını taşıyan ilk kitabında Alman teolog Johannes Lepsius'un 1919 yılında piyasaya sürdüğü ve Ermeni Soykırımı tezinin Batı'daki soykırım bilimsel araştırmalarında bu dereceye gelmesinde büyük rol oynayan Lepsius belgelerindeki Türklerin zararına olan manipülasyonları ilk defa inceledi. Lepsius belgeleri Alman arşiv kaynaklarını derleyen bir kitap. Almanların yararına olan manipülasyonlar daha önce incelenmişti. Bu konuda en derin araştırmayı Alman gazeteci Wolfgang Gust sunmuştu.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Ermeni Patrikhanesi</span>

İstanbul Ermeni Patrikhanesi, Osmanlı Devleti'nde yaşayan Ermenilerin ruhani ve dünyevi işlerini yönetmek üzere 1461'de Fatih Sultan Mehmed tarafından kurulmuş olan teşekküldür. Günümüzde Apostolik Kilisesi'ne (Gregoryen) mensup Türkiye Ermenilerinin dini önderliğini yapmaktadır. 1915 Ermeni Kırımı'ndan beri cemaatleri küçülmüştür. Patrikhane merkezi İstanbul'un (Kumkapı) semtinde bulunan Surp Asdvadzadzin Patriklik Kilisesi'dir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Ermenileri</span> Osmanlı Devletinin Ermeni halkı

Osmanlı Devleti kuruluş döneminde Ermeniler, genellikle Çukurova, Doğu Anadolu Bölgesi ile Kafkasya bölgelerinde bulunan beyliklerin egemenliği altında yaşamışlardır. Bursa'nın başkent olduğu dönemde Ermeni ruhani reisliği başkente alınmıştır. İstanbul'un fethinden sonra da İstanbul'a taşınmış ve daha sonra da İstanbul Ermeni Patrikhanesi kurulmuştur. Ermeniler Anadolu'dan gelen göçlerle İstanbul'da büyük bir cemaat oluşturmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Markar Esayan</span> Türk politikacı ve yazar

Markar Esayan, Ermeni-Çerkes asıllı Türk yazar, gazeteci ve siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Özür Diliyorum</span> 2008de başlatılan bir imza kampanyası

Özür Diliyorum, Türkiye'de öğretim üyeleri ve gazetecilerden oluşan bir grup tarafından, kendi ifadeleriyle "1915'te Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı Ermeni Kırımı" ile ilgili başlatılan imza kampanyası ve internet sitesidir. Ahmet İnsel, Baskın Oran, Cengiz Aktar ve gazeteci-yazar Ali Bayramoğlu, kampanyanın öncülüğünü yaptılar. Ermenilerin başına gelenlerin yıllardır konuşulmamış olunmasından dolayı kişisel olarak özür dilenmektedir. Metin, imzaya açıldığı ilk 24 saat içinde 5000 kişi tarafından imzalandı. Kampanya, devletin birçok kurumu tarafından tepkiyle karşılandı. Bu kampanyaya karşı olanlar ise yeni kampanyalar başlattılar.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">Ermeniler Tarafından Katledilen Şehit Türkler Anıt ve Müzesi</span>

Ermeniler Tarafından Katledilen Şehit Türkler Anıt ve Müzesi ya da eski adıyla Iğdır Soykırım Anıt ve Müzesi, 1915-1920 tarihleri arasında bölgede yaşayan Ermenilerin Türklere karşı uyguladığı saldırıları sembolize etmektedir ve ilgili belgeler bulundurulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nı Anma Günü</span> Ermenistanda millî gün

Ermeni Soykırımı'nı Anma Günü, her yıl 24 Nisan tarihinde başta Ermenistan olmak üzere Kanada, Fransa ve Ermeni diasporası'nın yoğun olarak yaşadığı bölgelerde Ermeni Kırımı'nda ölen kurbanları anmak için düzenlenen ulusal törenler. Ermenistan'ın başkenti Erivan'da yüz binlerce insan Tsitsernakabert Soykırım Anıtı'na yürüyerek ziyaret eder ve ebedî aleve çiçekler koyar.

Levon Panos Dabağyan, Ermeni asıllı Türk araştırmacı-yazar. Alparslan Türkeş ve Milliyetçi Hareket Partisi ile ilgili kitap yazan ilk Ermenidir. Türk tarihinde Ermenilere yapılmış bir soykırımın olmadığını savunmuştur. Türkiye'nin doğusunda isyan çıkaran Ermenilerin sürüldüğünü söyleyen Dabağyan, Türk Tarih Kurumu Tarih Araştırmaları Grubunda çalışmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nın inkârı</span> Ermenilere soykırım yapılmadığı iddiasını savunan tez

Ermeni Soykırımı'nın inkârı, Ermeni Kırımı'nın soykırım olarak tanımlanamayacağını savunan veya iddiaların bilimsel yollarla, belgelerle açıklanması gerektiğini savunan tezdir. Ermeni Soykırımı'nın inkârı, bazı ülkelerde tamamen yasaklanmışken bazı ülkelerde soykırım olduğunu ifade etmek hoş karşılanmamaktadır. Pek çok kaynakta ölen insanların sayısı soykırım olduğuna kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre de bir soykırım söz konusu değildir. Bu yaklaşımda olanlar, zamanın hükûmetinin bir Ermeni Tehciri gerçekleştirdiğini, olumsuz şartlardan dolayı birçok insanın öldüğünü söylemektedir.

<i>Ermeni Soykırımı</i> (kitap)

Ermeni Soykırımı, Raymond Kévorkian'ın Ermeni Kırımı'na ilişkin kitabı. İlk kez 2006'da Fransızca olarak yayınlanan kitap yazarın yirmi yıllık araştırmalarının sonucudur.

<span class="mw-page-title-main">Gizli Ermeniler</span> Kripto Ermeniler

Gizli Ermeniler veya Kripto Ermeniler, genelde Ermeni kimliğini Türk toplumundan gizleyen, tam ya da kısmi etnik Ermeni kökenli insanları tanımlamak için kullanılan şemsiye bir terimdir. Genellikle Ermeni Kırımı sırasında "fiziksel yokoluş tehdidi altında" İslamlaşan Osmanlı Ermenilerinin torunlarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı terminolojisi</span>

Ermeni Kırımı terminolojisi İngilizce, Türkçe ve Ermenicede farklıdır ve Ermeni Soykırımı'nın reddi ve Ermeni Soykırımı'nın tanınması sorunları çerçevesinde siyasi tartışmalara yol açmıştır. Çalışmalarını İngilizce dilinde yapan tarihçilerin çoğu olayları tanımlamak için "soykırım" sözcüğünü kullansa da başka terimler de vardır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Ermeni Kırımı'nın mirası</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı, yaşanmasından uzun yıllar sonra bile Türk toplumunda hissedilecek derin etkiler bıraktı .Anadolu Hareketi'nin 1919 tarihli bir yayını, Ermenilere karşı sistematik bir "imha" politikasının uygulandığını ve İttihat ve Terakki liderlerinin "insanlığın en büyük suçluları arasında" olduğunu kabul ediyordu. Ermeni tarihçi Vahan Avetyan'a göre, 1920ler boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni bir devlet kurma projesinin önemli bir parçası olarak Kırım'ın Türk tarihinden silinmesi denenmişti.

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı boyunca birçok Türk sivil, siyasetçi ve askerî lider katliamlara ve yağmaya katılmayı reddedip Ermenilerin tehcir edilmesini ve katledilmesini durdurmaya çalıştı. Bu kişilerin çoğu eylemlerinin sonucu olarak pozisyonlarını kaybettiler ve bazıları öldürüldü.