Tanrı ya da ilah, Klasik teistik inanç sistemlerinde Mutlak Varlık, Mutlak Benlik ve tüm varoluşun temel kaynağı olarak görülen varlık. Tek tanrılı inançlarda evrenin tek yaradanı ve yöneteni olarak kabul edilir. Çok tanrılı inançlarda genelde ilahların cinsiyeti bulunur ve eril olanlarına tanrı, dişi olanlarına tanrıça denir. Tektanrılı ve henoteistik inançlardaki Tanrı kavramını tanımlamak için ise sadece tanrı sözcüğü kullanılabilir.

Fenikeliler, Antik Çağ'da yaşamış Sami dillerine mensup bir dil konuşan Akdenizli kavimdir. Bereketli Hilal'in Akdeniz'e bakan kıyılarında gelişen bu uygarlık, talassokrasik bir yapıda şekillenmiştir. Fenikeliler, Doğu Akdeniz'den tüm Akdeniz kıyılarına hatta Atlas Okyanusuna yayılarak en bilineni Kartaca olan çeşitli şehir devletleri kurmuştur.

Marduk, antik Mezopotamya'daki geç dönem tanrılarından birinin adıdır. Hammurabi zamanında Babil, Fırat vadisinin politik merkezi olduğunda, Babil panteonunun başı olarak Marduk'a tapınılmaya başlanmıştır. Babil yaratılış destanı olan Enûma Eliş'te tanrıların en büyüğü ilan edilmiştir.Destana göre o aynı zamanda babil'in koruyucu tanrısıdır.

Babil ve Asur'da Ay tanrısı olarak tapılan Sin, Sümer mitolojisindeki Nanna'nın karşılığıdır. Kaderin tanrısı olarak da anılan Nanna, Enlil ve Ninlil'in oğludur. Nanna Sümerce "ışık" veya "aydınlatıcı" mânâsına gelir. Kutsal şehri Ur'dur. Babil ve Asur'da ise bu tanrıya Sin denmiş ve ona Suriye ve Harran'da da Sami ırk tarafından tapınılmıştır. Kanatlı bir boğayı süren Sin'in lapis lazuliden bir bıyığı vardı.

Arap mitolojisi, Arapların İslamiyet öncesi çoktanrıcı inanç ve söylencelerini konu almakla birlikte Hristiyan, Yahudi ve İran dinlerinin de etkisinde kalmıştır. Samilerin bir kolu olan Arapların mitolojisinin bir özelliği de Sümer ve Mezopotamya mitolojisiyle devamlılık konumunda olmasıdır. Toplumların yaşamlarında bir sonraki kültür öncekileri yok etmez, Kutsal anlatılar alındıkları kaynaktan birtakım değişimlerle gelecek nesillere aktarılır ve devam ettirilir. Ayrıca o dönemde çevre bölgelerde yaşayan toplulukların mitolojileri ve inançları da Arap mitolojisiyle büyük oranda etkileşim gösterir. Arapların inanç sistemlerini oluşturmada diğer semitik toplumlarla etkileşim çok önemli roller oynamıştır.

Aztek mitolojisi veya Aztek dini, Tolteklerin çöküşünün ardından 13-16. yüzyıllar arasında Meksika Vadisi'nde önemli bir uygarlık olarak ortaya çıkan Aztekler tarafından geliştirilmiş bir inanç, efsane ve gelenekler bütünüdür. 100'den fazla tanrısıyla çok tanrılı pantheona sahip sahip Aztek dini, gerek kendisinden eski gerekse kendisiyle eş zamanlı olarak aynı coğrafi bölgede ortaya çıkmış inançlar, mitler, kültürel ve kozmik imgelerden yoğun oranda etkilenmiştir. Ayrıca Aztek dini çok önemli ve sıkı bir mistik karaktere sahiptir ve liturjik açıdan çok gelişmiştir. Seremoniler ve ritüeller büyük bir titizlikle, belirli takvimleri çok sıkı bir şekilde takip ederek gerçekleştirilir ve dinî olduğu kadar siyasi ve toplumsal açıdan da önem arz ederdi. Ayrıca uzun yıllar boyunca kurgu eserlerinde yer almış antik ritüellerde insan kurban edilmesi anlayışı da Aztek inancında yer etmiş, ritüellerde gerçekten insan kurban edilmiştir.

Hilâl ya da ayça, iki dairenin iç içe girmesi fakat dairelerin merkezlerinde çakışmaması durumunda oluşan şekildir.

Anu, Sümer mitolojisinde ve daha sonra Asur ve Babil mitolojilerinde, gökyüzü tanrısı, cennetin tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların kralı olarak adlandırılır ve göksel katmanların en üstünde oturur. Suç işleyenleri yargılayacak güce sahip olduğuna ve kötülükleri yok etmek için asker olarak yıldızlar yarattığına inanılırdı. Anunnakunun babasıdır. Sanat eserlerinde bazen çakal olarak resmedilir. Çoğu zaman onun simgesi olarak kullanılan taç bir çift sığır ya da boğa boynuzu ile resmedilir.
Baal veya Baʽal, antik çağda Levant'ta konuşulan Kuzeybatı Sami dillerinde önceleri insanlar arasında kullanılan 'sahip', 'efendi' anlamına gelen bir unvan ve şeref ifadesiydi. Ünvan akademisyenlere göre önce güneş kültleri ve çeşitli koruyucu tanrılarla ilişkilendirilir; ancak yazıtlar, Ba'al adının özellikle fırtına ve bereket tanrısı Hadad ve onun yerel tezahürleriyle ilişkilendirildiğini gösterdi.
Hitit mitolojisi, Mezopotamya kaynaklarından esinlenmiş olmakla beraber, Hatti ve Hurri etkisinde de kalmıştır. Hititler, ele geçirdikleri bölgelerde tapınılan tanrı ve tanrıçalara gösterdikleri saygıdan ve onları yerel ölçekte de olsa tanımalarından dolayı "Bin Tanrılı Halk" adını almıştır.
Hadad, Haddad, Adad ; Kenan ve eski Mezopotamya dinlerinde fırtına ve yağmur tanrısıydı. Ebla'da MÖ 2500'de "Hadda" olarak tasdik edildi. Haddad Levant'tan Amoritler tarafından Mezopotamya'ya tanıtıldı ve burada Akad tanrısı Adad olarak tanındı. Adad ve Iškur genellikle Hurri tanrısı Teshub için kullanılan sembolün aynısı olan logogram 𒀭𒅎 dIM ile yazılır. Hadad ayrıca Pidar, Rapiu, Baal-Zephon veya genellikle basitçe Ba'al olarak da adlandırılırdı, ancak bu unvan diğer tanrılar için de kullanılıyordu. Boğa, Hadad'ın sembolik hayvanıydı. Sakallı görünüyordu, "boğa boynuzlu" bir başlık takarken sık sık bir sopa ve şimşek tutuyordu. Hadad, Yunan Zeus, Roma tanrısı Jüpiter ve Hitit fırtına tanrısı Teshub ile eşitlendi.

İlyas, İbranice İncil'deki Krallar Kitaplarına göre bir peygamber ve bir mucize yaratıcısıdır ve Kral Ahab'ın hükümdarlığı sırasında kuzey İsrail krallığında yaşar. 1 Krallar 18'de İlyas, Kenan tanrısı Baal'a karşı İbrani Tanrısı YHWH'ye tapınmayı savunur. Tanrı ayrıca İlyas aracılığıyla diriliş, gökten ateş indirme ve "ateşle" diri diri göğe girme gibi birçok mucize gerçekleştirir. Ayrıca "peygamberlerin oğulları" olarak bilinen bir peygamberler okuluna liderlik eder. Yükselişinin ardından, öğrencisi ve en sadık yardımcısı Elyesa, bu okulun lideri rolünü üstlenir. Malaki Kitabı, İlyas'ın "Tanrı'nın büyük ve korkunç gününün gelişinden önce" döneceğini kehanet eder, onu İbrani Kutsal Kitabına saygı duyan çeşitli inançlarda Mesih'in ve eskatonun habercisi yapar. İlyas'a yapılan atıflar Sirak, Yeni Ahit, Mişna,Talmud, Kuran, Mormon Kitabı ve Bahai yazılarında yer almaktadır.

Beelzebub veya Baalzevul,, eskiden Antik Filistinliler tarafından Ekron şehrinde tapınılmış, daha sonraları ise bazı İbrahimî dinlerde önemli bir iblisi figür olarak tasvir edilmiş bir tanrıdır. Beelzebub özellikle Antik Kenan'da tapınılmış Kuzeybatı Sami tanrısı Baal ile ilişkilendirilmiştir.

ʼĒl, "tanrı" veya "ilah" anlamına gelen, birçok büyük antik Yakın Doğu tanrısından herhangi birine atıfta bulunan Kuzeybatı Semitik bir kelimedir. Daha nadir bir biçim olan ila, esk, Akad ve Amoricedeki biçimini temsil eder. Kelime, "tanrı" anlamına gelen Proto-Semitik *ʔil-'den türetilmiştir.

Baalshamin Tapınağı Kenan tanrısı Baalshamin'e adanmış Palmira kenti, Suriye'deki, antik bir tapınaktı. Tapınağın en eski dönemi MS 2. yy'a dayanmaktadır. MS 115 tarihinde tapınak inşası tamamlanmıştır. MS 5. yüzyılda Hıristiyanlığın gelişiyle birlikte, tapınak da bir kiliseye dönüştürüldü. 1954-56 yılında İsviçreli arkeologlar elde edilen buluntulara göre, tapınak Palmira'nın en eksiksiz antik yapıların biriydi. 1980 yılında, yapı UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilmiştir. 2015 yılında ise tapınak Suriye İç Savaşı sırasında Palmira'yı ele geçirmesi sonrası Irak ve Şam İslam Devleti (ISIL) tarafından yıkılmıştır.
Yam, Yamm ya da Yammu, Tunç ve Erken Demir Çağlarında deniz ve nehir tanrısıydı. Yam, Kenan dillerinde Yam ya da Yaw olarak yazılır ve "deniz" anlamına gelir. Ugarit ırmak ve deniz tanrısının adlarından biridir. Ayrıca "Hâkim Nahar" (Nehirlerin hakimi) olarak da isimlendirilir. El'in oğullarından biridir.

Gözne Kalesi Mersin ilinde bir kale örenidir.

Hurri mitolojisi, Yakın Doğu'nun Bronz Çağı halkı olan Hurrilerin çok tanrılı diniydi. Bu insanlar geniş bir alana yerleştiler, bu nedenle aralarında, özellikle Nuzi ve Arrapha çevresindeki doğu Hurrialılar ile Suriye ve Anadolu'daki batı Hurrileri arasında farklılıklar vardı. M.Ö.14. Yüzyıldan itibaren Hurri dininin Hitit dini üzerinde güçlü bir etkisi olmuştur ve Hurri panteonu, Yazılıkaya'daki önemli Hitit tapınağında 13. yüzyıl kaya kabartmalarında tasvir edilmiştir.

Kenan dini, antik Levant'ta yaşayan Kenanlılar tarafından en azından Erken Tunç Çağı'ndan Ortak Çağ'ın ilk yüzyıllarına kadar uygulanan eski Semitik dinler grubunu ifade eder.

Suriye Arapçada eş-Şam olarak bilinir Batı Asya'da, Akdeniz'in doğusunda yer alan ve geniş anlamda Levant ile eşanlamlı olan tarihi bir bölgenin adıdır. Diğer eşanlamlılar Büyük Suriye veya Suriye-Filistin'dir. Bölge sınırları tarih boyunca değişmiştir. Modern zamanlarda, Suriye terimi en yaygın olarak daha küçük Suriye Arap Cumhuriyeti'ni ifade etmek için kullanılır.