İçeriğe atla

Başkalaşım kayaçları

Başkalaşım kayaçları ya da metamorfik kayaçlar, magmatik ve tortul kayaçların çeşitli etkilerle (örneğin basınç, sıcaklık) değişime uğraması sonucu oluşurlar. Mermer, başkalaşım kayaçlarına bir örnek olarak verilebilir. Gnays, elmas ve şist de bu kayaçlara verilebilecek diğer örneklerdir.

Bazı yönlerden oluştukları kayaçlara benzerler, ancak farklı özellikleri de vardır.

Kuvarst

Metamorfik kayaçlar, "kayaç biçiminde değişim" anlamına gelen metamorfizma adı verilen bir süreçte mevcut kayaç türlerinin dönüşümünden kaynaklanır.[1] Orijinal kaya (protolit), maruz kaldığı yüksek sıcaklıklar (150 ila 200 °C) ve basınç (100 megapascal (1.000 bar) veya daha fazla) etkisiyle derin fiziksel veya kimyasal değişime uğrar. Protolit, tortul, magmatik veya mevcut bir metamorfik kaya da olabilir.

Metamorfik Kaya

Metamorfik kayalar, Dünya'nın kabuğunun büyük bir bölümünü ve kara yüzeyinin %12'sini oluşturur.[2] Bu kayalar, dokuya, kimyasal ve mineral birleşimine (metamorfik fasiyes) göre sınıflandırılır. Genellikle Dünya yüzeyinin altında, yüksek sıcaklıklara ve kaya katmanlarının yüksek basıncına maruz bırakılarak oluşurlar. Ayrıca, kıtasal çarpışmalar gibi yatay basınç, sürtünme ve bozulma gibi tektonik süreçler sonucunda da oluşabilirler. Metamorfik kayaçların incelenmesi, (erozyon ve yükselme sonrasında Dünya yüzeyinde ortaya çıkar), Dünya kabuğunda büyük derinliklerde meydana gelen sıcaklıklar ve basınçlar hakkında bilgi sağlar. Metamorfik kayaçların bazı örnekleri; gnays, arduvaz, mermer, şist ve kuvarsittir.

Yüksek basınç altında kayalar sıkışarak yapraklanmaya uğrar, yüksek sıcaklık altında ise aynı kimyasal bileşime sahip olan mineraller başka minerallere dönüşür. Örneğin, kil, mika ve kireç taşı metamorfizma sonucunda mermer şekline dönüşür.[3]

Metamorfik mineraller

Metamorfik mineraller, sadece metamorfizma süreciyle ilişkili yüksek sıcaklıklarda ve basınçlarda oluşan minerallerdir. İndeks mineralleri olarak bilinen bu mineraller arasında silimanit, kyanit, stavrolite, andalüzit ve biraz garnet bulunur.

Olivinler, piroksenler, amfiboller, mikalar, feldispatlar ve kuvars gibi diğer mineraller, metamorfik kayaçlarda bulunabilir. Ancak bu mineraller, zorunlu olarak metamorfizma sürecinin sonucu değildir. Bu mineraller magmatik kayaçların kristalizasyonu sırasında oluşurlar. Yüksek sıcaklıklarda ve basınçlarda stabildirler ve metamorfik süreç sırasında kimyasal olarak değişmeden kalabilirler. Bununla birlikte, tüm mineraller sadece belirli sınırlar içinde stabildir ve metamorfik kayaçlarda bazı minerallerin varlığı, oluşum şartlarının yaklaşık sıcaklık ve basınçlarını gösterir.

İleri derecede metamorfizmaya uğrayan kayalar, aynı zamanda kristalli bir yapı gösterir. Bunlara kristalen şistler (İngilizce "crystalline schists") ya da kristalli şistler de denilir.[3]

Metamorfik Kayaç Talk

Metamorfizma sürecinde tortul kayaçların parçacık boyutundaki değişimine yeniden kristalleşme denir. Örneğin, küçük bir kalsit tortul kayaçtaki kristaller, metamorfik bir dönüşümle daha büyük kristallerle karakterize olan kireç taşı veya tebeşir haline dönüşebilir. Benzer şekilde, metamorfize edilmiş kumtaşında, orijinal kuvars kum tanelerinin yeniden kristalleştirilmesi, daha büyük kuvars kristallerinin birbirine kenetlendiği ve metakuvarzit olarak da bilinen çok sıkı bir yapıya sahip olan kuvarsit ile sonuçlanır. Hem yüksek sıcaklıklar hem de basınçlar, yeniden kristalleşmeye katkıda bulunur. Yüksek sıcaklıklar, katı kristallerdeki atomların ve iyonların göç etmesine izin verir, böylece kristalleri yeniden düzenlerken, yüksek basınçlar kristallerin temas noktalarında çözülmesine neden olur.

Foliasyon (yapraklanma)

Metamorfik kayaçlar içindeki tabakalaşma, yapraklanma (Latince folia kelimesinden türetilmiş, "yapraklar" anlamına gelir) olarak adlandırılır ve yeniden kristalleşme sırasında bir kaya bir eksen boyunca kısaltılırken meydana gelir. Bu, mika ve klorit gibi minerallerin platy veya uzatılmış kristallerinin uzun eksenleri kısalma yönüne dik olacak şekilde döndürülmesine neden olur. Bu, bantları oluşturan minerallerin renklerini gösteren şeritli veya yapraklı bir kaya ile sonuçlanır.

Dokular, yapraklı ve yapraksız olmak üzere 2 kategoriye ayrılır. Yapraklı kaya, kayayı bir düzlemde deforme ederek bazen bir bölünme düzlemi yaratan diferansiyel stresin bir ürünüdür. Örneğin, kayrak, şistten kaynaklanan yapraklı bir metamorfik kayadır. Yapraksız kayanın düzlemsel gerilme modelleri yoktur.

Gnays

Her taraftan tekdüze bir baskıya maruz kalan veya belirgin büyüme alışkanlıklarına sahip mineralleri olmayan kayalar yapraklanmayacaktır. Bir kayanın diferansiyel strese maruz kaldığı durumlarda, gelişen yapraklanma türü metamorfik dereceye bağlıdır. Örneğin; bir çamurtaşı ile başlayarak aşağıdaki dizi, artan sıcaklıkla gelişir: Kayrak çok ince taneli, yapraklı bir metamorfik kayadır, çok düşük dereceli metamorfizmanın karakteristiği iken, fillit ince taneli ve düşük dereceli metamorfizma alanlarında bulunur; şist orta ile iri taneli ve orta dereceli metamorfizma alanlarında bulunur ve gnays kaba ve çok iri taneli, yüksek dereceli metamorfizma alanlarında bulunur.[4] Mermer genellikle yapraklı değildir, bu da heykel ve mimari için bir malzeme olarak kullanılmasına izin verir.

Metamorfizmanın bir diğer önemli mekanizması, mineraller arasında erimeden meydana gelen kimyasal reaksiyonlardır. İşlemde atomlar mineraller arasında değiş tokuş edilir ve böylece yeni mineraller oluşur. Birçok karmaşık yüksek sıcaklık reaksiyonu meydana gelebilir ve üretilen her mineral topluluğu bize metamorfizma sırasındaki sıcaklıklar ve basınçlar hakkında bir ipucu sağlar.

Metasomatizm, bir metamorfizma süreçlerinde sıklıkla meydana gelen bir kayanın dökme kimyasal bileşimindeki köklü değişikliktir. Diğer çevreleyen kayalardan kimyasalların girmesinden kaynaklanmaktadır. Su, bu kimyasalları büyük mesafelerde hızla taşıyabilir. Suyun oynadığı rol nedeniyle, metamorfik kayaçlar genellikle orijinal kayada bulunmayan birçok element içerir ve başlangıçta mevcut olanlardan yoksundur. Yine de yeniden kristalleşmenin meydana gelmesi için yeni kimyasalların eklenmesi gerekli değildir.

Başkalaşım türleri

Temaslı başkalaşım

Kanada Prekambriyen zamanından gelen ara tabakalı kalsit ve serpantin yapılmış bir Kontakt metamorfik kaya. Önceden Eozoön Canadense'nin yalancı fosil olduğu düşünülüyordu.

Temaslı başkalaşım çevresindeki katı kayaya (ülke kayası) enjekte edildiğinde meydana gelen değişikliklere verilen addır. Oluşan değişiklikler magmanın kayayla temas ettiği her yerde en büyüktür çünkü sıcaklıklar bu sınırda en yüksektir ve mesafe oluştukça sıcaklık azalır. Temaslı başkalaşımda en önemli etmenler, sıcaklık ile magma veya yan kayacın akışkan içeriğidir. Soğutma magmasından oluşan magmatik kayanın etrafında 'Temaslı başkalaşım halesi' adı verilen başkalaşım bölgesi bulunur. Hale temas alanından uzak mesafedeki başkalaşmamış kayaya kadar tüm derecelerde başkalaşmayı gösterebilir. Önemli cevher minerallerinin oluşumu, temas bölgesinde veya yakınında metasomatizm süreci ile ortaya çıkabilir.

Üst, sağ ve sol taraftan gelen oklar artan temas başkalaşmasını göstermektedir. (A = magma.)

Bir kaya, magmatik bir hücum ile temas ettiğinde, daha sık sertleşir ve daha kaba kristalleşir. Bu tip birçok değişmiş kayalara eskiden Boynuz kaya (hornstone) denirdi. Hornfels yani 'Boynuz kaya' terimi genellikle jeologlar tarafından ince taneli, kompakt olanları belirtmek için kullanılır. Bir şeyl koyu killi boynuz kayalara dönüşebilir; küçük kahverengimsi biyotit plakalarıyla dolu, marn veya saf olmayan kireç taşı gri, sarı veya yeşilimsi rengi kireç-silikat-boynuz kaya veya silisli mermere, sert ve kıymıklı bir hâle ve bol ojit, granat, wollastonite ile kalsitin önemli bir bileşen olduğu diğer minerallerle bu şekilde dönüşebilir. Bir diyabaz veya andezit yeni boynuz kaya ve biyotit gelişimi ile orijinal feldispatın kısmi yeniden kristalleşmesi sonucu bir diyabaz boynuz kayası ve andezit boynuz kayası olabilir. Diğer bir örnek; Çakmaktaşı ince kristalli bir kuvars kayası hâline gelebilir, kumtaşları kırıntılı yapılarını kaybeder ve kuvarsit adı verilen bir metamorfik kayaç da ki küçük kuvars taneleri mozaik hâle dönüşür.

Kaya orijinal olarak yapraklanmış (foliasyon) veyahut da şeritlenmiş ise (örneğin, bir lamine kumtaşı veya bir yapraklı kireçli-şist) karakteri yok edilmeyebilir ve şeritli bir boynuz kaya ürünüdür. Fosiller bile tamamıyla yeniden kristalize olmuş olsalar da şekillerini koruyabilirler ve birçok temasla değiştirilmiş lavlarda hala veziküller görülebilir fakat içerikleri orijinal olarak mevcut olmayan mineralleri oluşturmak için genellikle yeni kombinasyonlara girebilir. Bununla birlikte, termal yapılar çok derinse küçük yapılar genellikle tamamen ortadan kalkar. Böylece bir şist içindeki küçük kuvars taneleri, çevresindeki kil parçacıkları ile kaybolur veyahut da harmanlanır ve lavların ince öğütülmüş kütlesi tamamen yeniden yapılandırılmış olur.[5]

Kalker (tortul kayaç) metamorfik kayacı, mermer.

Bu şekilde yeniden kristalleştirme ile sıklıkla çok farklı tiplerde tuhaf kayaçlar üretilir. Böylece şeyller iyolit kayaya geçebilir veyahut da orijinal şeylin alüminli içeriğinden türetilen iri andalüzit, stavrolite, garnet, kyanit ve silimanit kristalleri gösterebilir. Genellikle eş zamanlı oluşan önemli miktarda mika (hem muskovit hem de biyotit) oluşur ve elde edilen ürün birçok şist türüne çok benzerdir. Genellikle kireçtaşları eğer saf ise kaba kristalleri mermere dönüşür ancak orijinal kayada granat, epidot, idokraz, wollastonit gibi mineraller içinde kil veya kum karışımı varsa bu duruma engeldir. Büyük ölçüde ısıtıldığında kumtaşları, büyük berrak kuvars tanelerinden oluşan kaba kuvarsitlere dönüşebilir. Bu çok yoğun değişim aşamaları magmatik kayaçlarda çok yaygın olarak görülmez, bunun nedenleri de yüksek sıcaklıklarda oluşan mineralleri o kadar kolay dönüştürülmez veya kolay bir şekilde yeniden kristalize olmaz.[5]

Bazı durumlarda kayalar erimiştir ve koyu camsı üründe küçük spinel, sillimanit ve iyolit kristalleri ayrılabilir. Şeyller bazen bazalt daykları ile değiştirilir ve feldspatik kum taşları tamamen vitrifiye (camsı hâl) edilebilir. Kömür seviyesinin yakılması veya hatta sıradan bir fırın tarafından bile şeyllerde de benzer değişiklikler meydana gelebilir.[5]

Ayrıca, her birinde bulunan kimyasalların diğerine değiş-takas edildiği veyahut da diğerine sokulduğu, volkanik magma ve tortul ülke kayaları arasında metasomatizm eğilimi de vardır. Örneğin, Granitler şeyl parçalarını ya da bazalt parçalarını emebilirler. Bunun sonucunda magmatik veya tortul kayaç özellikleri barındırmayan skan adı verilen 'hibrit kayalar' ortaya çıkar. Bazen yayılan bir granit, magma etrafındaki kayalara nüfuz eder, eklemlerini ve yatak düzlemlerini vb. bölgeleri kuvars ve feldspat ile kaplar. Bu genelde çok az rastlanan bir durumdur ancak örnekleri vardır ve büyük çapta gerçekleşebilir.[5]

Bölgesel metamorfizma

Erken Karbonifer döneminden mermer, Büyük Cottonwood Kanyon, Wasatch Dağları, Utah
Sağ ve soldan gelen oklar basıncı temsil etmektedir. Dinamik Metamorfizması.

Bölgesel Metamorfizma, ayrıca Dinamik Metamorfizma olarak da bilinmektedir, geniş bir alanda büyük kaya kütlelerindeki değişikliklere verilen addır. Kayalar, sadece Dünya yüzeyinin altındaki büyük derinliklerde, yüksek yoğun sıcaklıklara maruz kalıp ve yukarıdaki kaya katmanlarının aşırı ağırlıklarının neden olduğu büyük basınca tabii olarak başkalaşıma uğrarlar. Alt kıtasal kabuğun geneli, son magmatik hareketler haricinde, metamorfiktir. Kıtaların çarpışması gibi yatay tektonik hareketler orojenik kuşakları oluşturur ve bunun sonucunda kuşaklar boyunca kayalar yüksek sıcaklıklara, basınçlara ve deformasyona sebebiyet verir. Başkalaşıma uğramış kayaçlar daha sonra yükselir ve erozyona maruz kalırsa uzun kuşaklarda veyahut da yüzeydeki diğer geniş alanlarda oluşabilirler. Metamorfizma süreci, kayanın önceki tarihini açığa çıkarabilecek orijinal özelliğini yok edebilir. Kayanın yeniden kristalleştirilmesi, tortul kayaçlarda bulunan dokuları ve fosilleri yok edecektir. Kayanın yeniden kristalleştirilmesi, tortul kayaçlarda bulunan dokuları ve fosilleri yok etme gücündedir. Metasomatizm ise orijinal hâli değiştirecektir.

Bölgesel Metamorfizma, kayayı daha doygun hâle getirmek için ve aynı zamanda minerallerin düzlemsel bir düzenlemesinden oluşan yapraklı, shistose veya gnays gibi bir doku verme eğilimindedir; böylece mika ve hornblent gibi platy veya prizmatik gibi mineraller en uzun eksenlerine paralel olarak yerleştirilir. Bundan dolayı, bu kayaların çoğu mika taşıyan bölgeler (şistler) boyunca bir yönde kolayca bölünür. Ayrıca gnayslar da minaraller de şeritlere ayrılma eğilimine yöneliktir; bu sebeple, bir mika şistinde çok ince ancak esas olarak baz alınan bir mineralden oluşan kuvars ve mika daykları vardır. Yumuşak veya parçalanabilir minerallerden oluşan mineral tabakaları boyunca, kayalar en kolay şekilde bölünür ve bu yeni bölünmüş numuneler bu mineralle yüz yüze gelecek veya kaplanacak olarak görünür. Buna örnek ise yüze yüze bakan bir mika şistinin tamamen parlayan mika renkli skalalarından oluştuğu düşünülebilir. Bununla beraber, numunelerin kenarında, granüler kuvarsın beyaz yaprak bölümü (folia) görünür olucaktır. Gnayslarda bu alternatif folia bazen şistlerden daha kalın olur ve daha az minimum düzenlidir ama en önemlisi ise daha az mikalıdır; merceksi olabilirler, sonucunda da hızla yok olurlar. Yani gnayslar kural olarak şistlerden daha fazla oranda feldspat içerir ve de daha sert ve az bölünebilirler. Yapraklanmanın bükülmesi veya parçalanması hiçbir şekilde nadir değildir; keskin yüzleri, yok olur veyahut da büzüşür. Gnaysik ve şistozite bantlama (iki ana yapraklanma türü) oluşumu, yükseltilmiş sıcaklıkta yönlendirilmiş basınç ile dokular arasındaki hareketle veya mineral partiküllerinden dolayı, basınç alanı üzerinde kristalleşirken[5] düzenleyici iç akış sayesinde oluşturulur.

Sonuç olarak, ilk başta tortul olan kayalar ve şüphesiz magmatik olan kayalar, şistlere ve gnayslara dönüştürülebilme imkânına sahiptir. Başlangıçta eğer benzer bileşime sahip iseler ve metamorfizma büyükse, birbirinden ayırt etmek çok güç olur. Örnek olarak ise bir kuvars-porfir ve ince bir feldspat kum taşı, hem gri hem de pembe bir mika-şist hâline getirilebilme olanaklarını sunar.[5]

Kaynakça

  1. ^ Dictionary.com entry 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Retrieved 14 Jan 2014.
  2. ^ Wilkinson (2008). "Global geologic maps are tectonic speedometers – Rates of rock cycling from area-age frequencies". Geological Society of America Bulletin. 121 (5–6). ss. 760-79. 
  3. ^ a b Prof. Dr. h. c. İbrahim Atalay Genel Coğrafya. İzmir: META matbacılık. 2011. s. 107. 
  4. ^ Reed Wicander; James Monroe (8 Mart 2005). Essentials of Geology. Cengage Learning. Cengage Learning. ss. pp. 174-77. ISBN 9780495013655. 
  5. ^ a b c d e f "Petrology". 1911 Encyclopædia Britannica Cilt 21. John Smith Flett. 26 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kumtaşı</span>

Kumtaşı, kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır. Bir kumun doğal çimentolaşmasından doğan ve kuvars taneleri oranı yüksek olan tortul kayaç; kumtaşı inşaatta, yol ve kaldırımlara taş döşemede, çok ince olanları da bileme taşı olarak kullanılır. Kalkerli kumtaşı ise içinde kireçtaşı taneleri bulunan yeşilimsi bir tür kumtaşı.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç</span> doğal olarak oluşan mineral agregası

Kayaç, çeşitli minerallerin veya mineral ve taş parçacıklarının bir araya gelmesinden ya da bir mineralin çok miktarda birikmesinden meydana gelen katı birikintilerdir. Kayaç terimi eski Türkçede sahre, yeni Türkçede külte ve yabancı dillerdeki rock, roche, gestein sözcükleri karşılığı kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Granit</span>

Granit, sert, kristal yapılı minerallerden meydana gelen tane görünüşlü magmatik felsik müdahaleci magmatik bir kaya türüdür. Granit kelimesi, tamamen kristalli bir kayanın kaba taneli yapısında bulunan Latince granumdan gelir. Plüton içindeki taneler çoğunlukla gözle görülebilir büyüklüktedir. Feldispatın esas mineralleri ortoklas cinsi ile az miktarda plajioklas ve kuvarstır. Ayrıca mika, hornblend, piroksen ve ikinci gruba giren turmalin, apatit, zirkon, grena, manyetit gibi mineraller de bulunabilir. Ancak genellikle "granit" terimi daha geniş bir yelpazede ifade etmek için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Silikat</span> mineral grubu

Silikat, mineral grupları arasında en geniş gruptur.

<span class="mw-page-title-main">Tortul kayaçlar</span>

Üç ana kayaç türünden biri olan tortul kayaçlar, yeryüzünde en çok görülen kayaç türüdür. Dünya'nın yüzeyinin yaklaşık yüzde 75'ini yerkabuğunun ise yaklaşık yüzde 8'ini kaplarlar. Bu kayaçlar genellikle tabakalı olarak bulunurlar ve içerisinde organizma kalıntıları (fosil) bulundururlar. Sarkıt ve dikitler bu kayaçların oluşturduğu jeolojik yapılara örneklerdir. Tortul kayaçların büyük bir kısmı dış etmenler tarafından yeryüzünün aşındırılmasıyla meydana gelen çeşitli büyüklükteki unsurların (sediman) taşınarak çukur sahalara biriktirilmesi sonucu oluşmuşlardır. Bu olaya genel anlamda tortullaşma denir. Biriken unsurlar önceleri boşluklu gevşek bir yapıya sahiptirler. Fakat zamanla sıkışıp sertleşirler. Bir birikme sahasında, sonradan biriken unsurlar öncekiler üzerinde birikerek ağırlıkları vasıtasıyla basınç yaparlar. Bu basınç sonucu unsurlar, aralarındaki boşlukların küçülmesi ve büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla sıkışır ve sertleşirler. Tortul depoların veya kayaçların oluştukları ortamlar yerden yere farklılık gösterirler.

<span class="mw-page-title-main">Magmatik kayaçlar</span> Magmanın yeryüzüne çıkarken soğumasıyla meydana gelen kayaçlardır.

Magmatik kayaçlar, magmanın yükselerek yer kabuğunun içerisine girip veya yeryüzüne ulaşıp soğuyarak katılaşması sonucu oluşan kayaç türüdür. Üç ana kaya türünden biridir, diğerleri tortul ve metamorfiktir. Magmatik kaya magma veya lavın soğutulması ve katılaşmasıyla oluşur. Magmatik kayaçlar çok çeşitli jeolojik ortamlarda meydana gelir: kalkanlar, platformlar, orojenler, havzalar, büyük magmatik bölgeler, genişletilmiş kabuk ve okyanus kabuğu. (Resim1) Magmatik kayaçlar temel olarak silikat minerallerinden oluşmuşlardır. Magmanın bileşimi temel bazı elementlerin dağılımını yansıtsa da oranları değişmekte ve bu da belli başlı magma tiplerinin oluşmasına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Gnays</span>

Gnays, yaygın bir başkalaşım kayacı türüdür. Gnays, magmatik veya tortul kayaçlardan oluşan oluşumlara etki eden yüksek sıcaklık ve yüksek basınçlı başkalaşım süreçleriyle oluşur. Gnays, şistten daha yüksek sıcaklık ve basınçlarda oluşur. Gnays hemen hemen her zaman, belirgin bir bölünme olmaksızın, değişen koyu ve açık renkli bantlarla karakterize edilen bantlı bir doku gösterir.

Metamorfizma, bozunma ve diyajenezin geliştiği bölgelerin dışında, bir kayacın oluştuğu ortamın fiziksel ve kimyasal koşullarından farklı koşullar altında, katı durumlarını koruyarak katı halde geçirdikleri dokusal ve mineralojik değişimdir. Bu değişim sırasında kayacın başlangıçtaki toplam kimyasal bileşimi değişmez.

Foliasyon (Yapraklanma), kayaç içindeki minerallerinin fiziksel olarak mika ve kille yeniden düzenlenmesi ile de meydana getirilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Şist</span>

Şist orta dereceden bir tür başkalaşım kayacı'dır. Şist kelimesi Yunanca bir sözcük olan σχίζειν (şizin)'den gelmektedir. Kelimenin anlamı "bölmek"tir. Şist'in anlamının Yunanca "bölmek" olmasının sebebi büyük olasılıkla, şistin alüminyum levhalar halinde kolayca ayrılabilir yapıda olmasından kaynaklanıyordur. Şistler genellikle orta veya büyük, düz, tabaka benzeri tanelere sahiptir. %50'den fazla şist, uzun mineraller içermesiyle tanımlanır.

Çoğu başkalaşım kayacı yer kabuğunun geniş parçalarının yakınsayan levha sınırları boyunca yoğun deforme olduğu dağ oluşumu süreçlerinde bölgesel başkalaşıma uğrar. Bu işlem en sık kıtasal çarpışma alanlarında oluşur. Çarpışan kıtasal kabukların kenarını oluşturan çökel ve kabuksal kayaçlar kıvrımlanma ve faylanma yoluyla, toplanan halı gibi kısalır ve kalınlaşırlar. Kıtasal çarpışma kristalin kıtasal temel kayaçlarını ve hatta bir zamanlar okyanusun tabanını oluşturan okyanusal kabuğun dilimlerini de kapsar. Dağ oluşumu sürecinde oluşan kabuğun genel kalınlığı yüzmeyle bağlantılı yükselmeyle sonuçlanır ki bu alanlarda deforme kayaçlar deniz seviyesinin üzerine yükseltilirler. Kabuksal kalınlaşma bir biri üzerine ilerleyen kabuksal bloklardan dolayı büyük miktarlardaki kayaçların derine gömülmelerine de neden olur. Dağların derin köklerinde, derin gömülmeye bağlı yükselen sıcaklıklar dağ kuşaklarındaki en üretken ve yoğun başkalaşım olaylarından sorumludurlar. Sıklıkla derine gömülen kayaçlar erime noktalarına kadar ısıtılmış olurlar. Sonuç olarak magma yüzerek yükselmeye yetecek büyüklükte gövdeler oluşturacak boyuta gelene kadar birikir ve üzerinde yer alan başkalaşım ve çökel kayalarına sokulur. Bu nedenle birçok dağ kuşağının çekirdeği magmatik gövdelerle ardalanan, kıvrımlanmış ve faylanmış başkalaşım kayaçlarını içerir. Zamanla bu deforme kayaç kütleleri yükselir ve dağ kuşaklarının merkezi çekirdeklerini oluşturan bu magmatik ve başkalaşım kayaçları üzerleyen birimlerin erozyon ile kaldırılması sonucu yüzeylerler.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç döngüsü</span>

Yer kabuğunu oluşturan üç temel kayaç türü vardır. Bunlar; magmatik kayaçlar, tortul kayaçlar ve başkalaşım kayaçlarıdır. Bu kayaçlar oluştukları günden bugüne kadar geçen zamanda birçok değişikliğe uğramışlardır. Her ne kadar bulundukları yerde hiç hareket etmeden kalsalar da, her biri çok uzun yıllardır süren bir değişikliğin parçasıdır. Kayaçların oluştukları günden bu yana devam eden ve farklı tür kayaçların doğal yollarla birbirine dönüşmesini açıklayan bu olaya "kayaç döngüsü" denir. Kayaç döngüsünü devam ettiren etken, doğal olaylardır. Kayaç döngüsünün geçtiği evreler:

<span class="mw-page-title-main">Amfibolit</span>

Amfibolit, esas olarak hornblend ve plajyoklaz minerallerinden oluşan bir kayaçtır. Bu minerallerin yanı sıra içlerinde epidot, ojit, biotit ve almandit mineralleri de yer alabilir. Yeşil, gri ve siyah renkli olan amfibolitler ferromagnezyumlu katılaşım kayaçları ile saf olmayan kalkerlerin orta veya yüksek derecede metamorfizmaya uğramaları sonucu meydana gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Milonit</span>

Milonit, güçlü sünek deformasyon için kanıt gösteren ve normalde matristeki minerallere benzer bileşime sahip yuvarlatılmış porfiroklast ve litik parçalar içeren, yapraklanmış ve genellikle çizgisel bir kayadır.

<span class="mw-page-title-main">Kayrak</span> ince taneli, yapraklanmış, homojen, zayıf metamorfik kayaç

Kayrak ya da arduvaz, dam taşı, kayağan taşı, kolayca ince yapraklar halinde ayrılabilen ya da yarılabilen ince taneli ve killi, mikalı, kloritli, kuvarslı, kara, gök ve kül rengi olabilen başkalaşım kayasıdır.

Düzlemsel veya çizgisel paralelliği çok iyi gelişmiş, oldukça ileri derecede değişikliğe uğramış orta taneli bir kayaçtır. Bazen, özellikle mika grubu minerallerin çokluğunda kayaç yaprak yaprak ayrılır. Şist içindeki tek tek mineral taneleri, sıcaklık ve basınç sonucu gözle görülebilen ince tabakalar halinde oluşabilir. Bu karakteristik yaprak yaprak ayrılma dokusu, şistozite kavramını oluşturur. Diğer bir deyişle, şistozitesi oldukça belirgindir. Şistlerin mineralleri gözle ayırtlanabilir. Orta ve iri tanelidir. Şistlerde içerdikleri en fazla mineral cinsine göre sınıflandırırlar;

<span class="mw-page-title-main">Fillit</span>

Fillit, kayraktan oluşturulan, çok ince taneli mikanın tercih edilen bir oryantasyona ulaşması için daha fazla metamorfize olan kayraktan oluşturulan, bir tür yapraklı metamorfik kayadır. Esas olarak fillit, kuvars, serisit mika ve kloritten oluşur. Fillit genelde kaya dilinimi göstermektedir. Fillitin tercih edilme nedeni ince taneli mika pullarına sahip olmasıdır, oysa kayrakta tercih edilen son derece ince mika taneleri ve şistte ise büyük mika taneleri bulunur. Fillit, kayrak ile şist arasındaki başkalaşımın derecesindeki geçişi temsil eder. Fillitler, kayrak ile benzerlik gösterir fakat kayraktan daha yağlı, parlak ve dalgalı görünen bir yüzeye sahip oldukları için kolayca ayırt edilebilirler.

<span class="mw-page-title-main">Dilinim</span>

Dilinim, yapısal jeoloji ve petrolojide, deformasyon ve metamorfizmanın bir sonucu olarak gelişir. Deformasyonun derecesi ve metamorfizma, kayaç türü ile birlikte gelişen yarılma özelliğinin türünü belirler. Genellikle bu yapılar basınçlı çözeltiden etkilenen minerallerden oluşan ince taneli kayaçlarda oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Kayaçların oluşumu</span>

Kayaç, bir veya birden fazla mineralin birleşmesinden oluşan katı ve doğal bir maddedir. Kayaçları inceleyen bilim dalına Petrografi adı verilir. İnsanlar kayaçları geçmişten bu yana çeşitli alanlarda kullanmış ve ondan yararlanmıştır. Örneğin, eskiden av ve savaş aleti yapmak için obsidyen kullanılırdı. Kayaçlar aynı zamanda mutfak gereçleri, süs eşyası, ulaşım ve enerji üretimi gibi daha birçok farklı alanda kullanılır.