İçeriğe atla

BB84

BB84, Charles Bennett ve Gilles Brassard tarafından 1984 yılında geliştirilen bir kuantum anahtar dağıtımı yöntemidir. İlk kuantum kriptografi yöntemidir. Protokol bilgiyi taşıyan kuantum parçalarının birbirine dik olmamasına dayanan bir güvenliğe sahiptir. Genelde gizli bir anahtarın karşıya güvenli olarak iletilmesi için kullanılabilecek bir protokol olarak açıklanır.

Tanım

BB84'te Alice Bob'a bir gizli anahtar göndermek ister. Bunu BB84 ile yapabilmesi için iletişimde fiber optik kablo kullanıldığı varsayılmaktadır. Bu şekilde fotonların durumu ve süzgeçler yardımı ile algoritma kullanılabilir. Süzgeçlerimiz ve X şeklindedir. Alice şifrelemeye ve stringleri ile başlar, bunların ikisi de uzunluğundadır. Alice bu iki stringi kubitlerinden oluşan bir string olacak şekilde şifreler.

ve , ve nin numaralı bitleridir. Birlikte aşağıdaki dört kubit durumunu verir:

biti nin hangi şekilde şifreleneceği bilgisini verir. Kubitler artık birbirlerine dik olmayacak şekildedir, bu sebeple bilinmeden hangi konumda olacaklarını bilmek imkânsızdır.

Alice bunu Bob'a açık bir kuantum kanalından (fiber optik kablo) gönderir. Bob durumunu elde eder, kanalda karışan sesleri ve Eve'in müdahaleleri sonucu oluşanları simgeler. Bob kubitleri aldıktan sonra her üç tarafta (Alice, Bob ve Eve) kendi kubit durumlarına sahip olurlar. Bununla birlikte sadece Alice yi bildiği için Bob ve Eve'in kubitlerin durumunu bilmesi imkânsızdır. Ayrıca Bob kubitleri aldıktan sonra eğer Eve doğru ölçüleri bilmiyorsa Bob'un aldığı kubitleri bilemeyeceğini biliyoruz. Ama Eve'in araya dahil olması ½ ihtimalle Bob'un aldığı özel bir kubiti etkileyebilir.

Bob uzunluğunda rastgele bitleri üretip bunları Alice'den aldığı bitleri ile ölçer. Bu noktada Bob Alice'in gönderdiklerini aldığını açıkça ilan eder. Alice artık güvenli bir şekilde 'yi açıklayabileceğini anlar. Bob açık bir kanal üzerinden hangi ve 'nin eşit olmadığını anlamak için Alice ile haberleşir. Alice ve Bob ve kubitlerini ve eşleşmeyenlere göre elerler.

Kalan Alice ve Bob'un aynı temelde ölçtükleri bitlerinden Alice rastgele bitlerini seçip buları açık bir kanalda yayınlar. Alice ve Bob bu bitleri açık bir kanalda yayınlayıp belirli bir sayıda bitler konusunda anlaşıp anlaşmadıklarını kontrol ederler. Eğer bu kontrol başarılı olursa kuantum anahtar dağıtımı tekniğini gizli anahtar oluşturmak için kullanırlar. Diğer türlü işlemi iptal edip baştan başlarlar.

Kaynakça

  • Quantum Computing and Quantum Information, Michael Nielsen and Isaac Chuang

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Dalga fonksiyonu</span>

Kuantum fiziğinde dalga fonksiyonu izole bir kuantum sistemindeki kuantum durumunu betimler. Dalga fonksiyonu karmaşık değerli bir olasılık genliğidir ve sistem üzerindeki olası ölçümlerin olasılıklarının bulunmasını sağlar. Dalga fonksiyonu için en sık kullanılan sembol Yunan psi harfidir ψ ve Ψ.

<span class="mw-page-title-main">Bose-Einstein yoğunlaşması</span>

Bose-Einstein yoğunlaşması (BEY), parçacıkları bozonlardan oluşan maddelerin en alt enerji seviyesinde yoğunlaştığı, kuantum etkilerinin gözlenebildiği maddenin bir halidir. Bozonik atomlar için, seyreltilmiş gaz halinde lazer soğutması aracılığıyla mutlak sıfır sıcaklığına doğru inilerek bu hale geçiş yani yoğunlaşma sağlanabilir. Atomların klasik gazlardan farklı olarak Maxwell-Boltzmann istatistiği yerine Bose-Einstein istatistiğine makroskobik olarak/büyük ölçekte uyması BEY'nin belirleyici özelliğidir.

Klein-Gordon Denklemi, Schrödinger denkleminin bağıl/göreli (relativistik) olan versiyonudur ve atomaltı fizikte kendi ekseni etrafında dönmeyen parçacıkları tanımlamada kullanılır. Oskar Klein ve Walter Gordon tarafından bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Elektromanyetik alan</span>

Elektromanyetik alan, Elektrik alanı'ndan ve Manyetik alan'dan meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">Digama fonksiyonu</span>

Matematik'te, digama fonksiyonu gama fonksiyonu'nun logaritmik türevi olarak tanımlanır:

Matematikteki Poincaré yinelenme teoremine göre, dinamikleri hacmini koruyan ve sınırlı mekansal hacimle sınırlanan bir sistem, yeterli süre sonra, baştaki durumuyla aynı olacak veya ona çok yakın bir biçimde yinelenecektir.

<span class="mw-page-title-main">Feynman diyagramı</span> parçacıklar bozunum geçirdiğinde veya diğer parçacıklarla etkileşime girdiğinde en temel düzeyde ne olduğunu gösteren uzay zaman şeması

Teorik fizikte Feynman diagramları, bir Feynman diyagramının davranışını düzenleyen matematiksel ifadelerin resimsel sunumlar katılarak diyagram tarafından açıklandığı gibi atomaltı parçacıklarların davranışları gösterilmiştir. Bu şemalar bunları bulan adınadır, Amerikan fizikçisi Richard Feynman Nobel Ödülü kazandı ve 1948 yılında tanıttı. Atomaltı parçacıkların ilişkileri sezgisel anlamak karışık ve zor olabilir ve Feynman diagramları oldukça gizemli soyut formülün basit bir gösterimine izin verir. David Kaiser yazdı ki, "yüzyılın ortasından bu yana, bu diagramlar teorik fizikçiler için giderek zorlaşan kritik hesaplamalar uygulamasına yardım araçlarıdır," ve "Feynman diagramları Teorik fizikte her yönüyle neredeyse devrimdir.". kuantum alan teorisi diyagramların ilk uygulamasıdır, ayrıca, katı-hal teorisi gibi diğer alanlardada kullanılabilir.

Qubit veya kuantum bit, iki durumlu bir cihazla gerçekleştirilen klasik ikili bitin kuantum bilgisayarlarındaki kuantum bilgisinin en küçük bilgi depolama birimidir. Bir kübit, iki durumlu bir kuantum mekanik sistemidir ve kuantum mekaniğinin özelliklerini gösteren en basit kuantum sistemlerinden biridir. Örnekler arasında, iki seviye olarak yukarı spin ve aşağı spin alınabilecek elektronun spin'i; veya tek bir fotonun polarizasyonu yer alabilir, burada iki durum dikey polarizasyon ve yatay polarizasyon olarak kabul edilebilir. Klasik bir sistemde bir bit ya 1 durumda ya da 0 durumunda olmalıdır. Ancak, kuantum mekaniği qbiti her iki durumun da tutarlı bir süperpozisyonunda olabilecek şekilde izin verir. Bu özellik ise kuantum mekaniğinin ve kuantum hesaplamanın temel özelliklerinden biridir.

Kuantum harmonik salınıcı, klasik harmonik salınıcın benzeşiğidir. Rastgele seçilmiş potansiyeli denge noktası civarında harmonik potansiyele yakınsanabildiğinden nicem mekanğindeki en önemli model sistemlerden biridir. Dahası, nicem mekaniğinde kesin analitik çözümü olan çok az sistemden biridir.

Dolanıklık, kuantum mekaniğine özgü bir olgudur. Kuantum fiziğine göre iki benzer parçacık birbiriyle eşzamanlılığa sahiptir. Bu parçacıklar ayrı yerlerde birbirinden eşzamanlı olarak etkilenirler. İki elektron parçası ışık yılına yakın uzaklıkta olsa dahi birbirlerini etkileyebilirler. Bu sayede birbirinden ışık yılına yakın bir uzaklıkta olan bir elektron kendi çevresi etrafında sağa dönerken diğer bir elektron parçası sola dönecektir.

Foton polarizasyonu klasik polarize sinüsoidal düzlem elektromanyetik dalgasının kuantum mekaniksel açıklamasıdır. Bireysel foton özdurumları ya sağ ya da sol dairesel polarizasyona sahiptir. Süperpozisyon özdurumu içinde olan bir foton lineer, dairesel veya eliptik polarizasyona sahip olabilir.

Schrödinger gösterimleri, fizikte, kuantum mekaniğinin bir formülasyonudur. Öyle ki durum vektörleri zaman içinde değişir, ancak operatörler zamana göre sabit kalır. Bu Heisenberg gösteriminden ve etkileşim tasvirden farklıdır çünkü Heisenberg gösteriminde durum vektörleri zaman içinde durumlarını sabit tutarken gözlemlenebilir operatörler değişir ve etkileşim tasvirinde durum vektörleri ve gözlenebilir operatörlerin ikisi de zaman içinde değişir. Schrödinger ve Heisenberg gösterimleri aktif ve pasif dönüşümler gibi birbirleriyle ilişkilidir ve aynı ölçüm istatistiklerine sahiptirler.

<span class="mw-page-title-main">EPR paradoksu</span> kuantum mekaniğinin Kopenhag yorumuna karşı erken ve etkili bir eleştiri

EPR paradoksu, kuantum mekaniğinin Kopenhag yorumuna karşı erken ve etkili bir eleştiridir. Albert Einstein ve arkadaşları Boris Podolsky ve Nathan Rosen kuantum mekaniğinin daha önce fark edilmemiş fakat belli sonuçlara sahip olan kabul edilmiş denklemlendirimini meydana çıkaran bir düşünce deneyi hazırladılar, ancak zamanla bu denklemlendirimler mantıksız göründü. Açıklanan senaryo kuantum dolanıklık olarak bilinen bir olay içeriyordu.

Lamb kayması, adını Willis Lamb'den alan, hidrojen atomunun kuantum elektrodinamiğindeki 2S1/2 ve 2P1/2 enerji düzeyleri arasındaki küçük farklılıktır. Dirac denklemine göre, 2S1/2 ve 2P1/2 orbitalleri (yörüngeleri) aynı enerjiye sahip olmalıdır. Ancak, boşluktaki elektronlar arasındaki etkileşim, 2S1/2 ve 2P1/2 enerji düzeylerinde küçük bir enerji değişimine sebep olur. Lamb ve Robert Retherford bu değişimi 1947'de ölçmüşlerdir ve bu ölçüm, ıraksamayı açıklamak için tekrar normalleştirme teorisine teşvik edici bir unsur olmuştur. Bu, Julian Schwinger, Richard Feynman, Ernst Stueckelberg ve Sin-Itiro Tomonaga tarafından geliştirilmiş modern kuantum elektrodinamiğinin müjdecisiydi. Lamb, 1955 yılında Lamb kayması ile ilgili keşiflerinden ötürü Nobel Fizik Ödülü'nü kazandı.

Fizikte, Kuantum mekaniğinde, eşevreli hal klasik harmonik salıngaca benzeyen kuantum harmonik salıngacının nicel hareketidir. Kuantum dinamiğinin Erwin Schrödinger tarafından Scrödinger denklemlerine çözüm ararken 1926 yılında türetilen ilk örneğidir. Örneğin, eşevre hali parçacığın salınımsal hareketini açıkları. Bu haller, John R. Klauderin ilk makalelerinde alçalma operatörü ve fazla tamamlanmış aile teşkili olarak özvektör adında tanımlanmıştır. Eşevre halleri,[ışığın kuantum kuramında ve diğer bozonik kuantum alanlarında Roy J. Glauber’in 1963 yılındaki çalışmaları tarafından geliştirilmiştir. Salınan alanın eşevre hali, klasik sinüs dalga hareketine benzeyen, devamlı lazer dalgası gibi olan kuantum halidir. Ancak, eşevre hali kavramı kayda değer biçimde genellenmiş ve sinyal sürecini niceleme, görüntü işleme alanlarında matematiksel fizikte ve uygulamalı matematik oldukça geniş ve önemli bir konu olmuştır. Bu hususta, kuantum harmonik salıngacı ile bağlantılı eşevreli haller genel olarak standart eşevreli haller ya da Gauss işlevi halleri olarak anılır.

Kuantum tüneli, parçacığın bariyer boyunca olan kuantum mekaniğini ifade eder. Bu, Güneş gibi yıldızlar dizisinde meydana gelen nükleer birleşmeler gibi birçok fiziksel olayda önemli bir rol oynar. Tünel diyotu, kuantum bilgisayarı ve taramalı tünelleme mikroskobu gibi modern araçlarda önemli uygulamaları vardır. Fiziksel olay olarak etkisi ve kabul görülürlüğü 20. yüzyılın başlarında ve ortalarına doğru geldiği tahmin ediliyor.

<span class="mw-page-title-main">Planck yasası</span> belirli bir sıcaklıkta termal denge durumunda bulunan bir kara cisim ışımasının yaydığı elektromanyetik radyasyonu ifade eden terim

Planck yasası belirli bir sıcaklıkta termal denge durumunda bulunan bir kara cisim ışımasının yaydığı elektromanyetik radyasyonu ifade eder. Yasa 1900 yılında Max Planck bu ismi önerdikten sonra isimlendirilmiştir. Planck yasası modern fiziğin ve kuantum teorisinin öncül bir sonucudur.

Kuantum Şekil Dinamiği yeni yeni çalışılan bir araştırma konusudur. Hedefi şekillerin kuantum mekaniğini, şekil dinamiği arka planında kuantum alanları ve şekil dinamiğinin kuantizasyonunu anlamaktır.

Bu madde Vektör Analizi'ndeki önemli özdeşlikleri içermektedir.

Bell teoremi fizikteki birbiriyle yakından ilişkili birkaç sonucu kapsayan bir terimdir ve bu sonuçların tümü kuantum mekaniği'nin, ölçümün doğası hakkında bazı temel varsayımların olduğu yerel gizli değişken teorileri ile uyumsuz olduğunu belirler. Buradaki "yerel", yerellik ilkesini, bir parçacığın yalnızca yakın çevresinden etkilenebileceği ve fiziksel alanların aracılık ettiği etkileşimlerin ışık hızından daha hızlı yayılamayacağı fikrini ifade eder. "Gizli değişkenler", kuantum teorisine dahil olmayan ancak yine de deneylerin sonucunu etkileyen kuantum parçacıklarının varsayılan özellikleridir. Bu sonuç ailesine adını veren fizikçi John Stewart Bell'in sözleriyle, "Eğer gizli değişkenli bir teori yerel ise, kuantum mekaniği ile uyuşmaz ve eğer kuantum mekaniği ile uyuşursa, yerel olmaz."