İçeriğe atla

Büyük Tartışma

Büyük Tartışma 1920 yılında iki ünlü astronom arasında diğer bilim insanlarının huzurunda gerçekleşen ve astronomi tarihinin kilometre taşlarından biri olan tartışmadır.

Arka plan

19. yüzyıl boyunca astronomlar evrendeki tek oluşumun Samanyolu olduğunu düşünüyorlardı. Gerçi Alman filozof Immanuel Kant (1724-1804) evrende Samanyolu benzeri başka oluşumlar (Kant'ın değişiyle Ada evrenler) olabileceğini de söylemişse de bunu destekleyen bir kanıt yoktu. Ancak 1885 yılında Andromeda galaksisinde saptanan bir süpernova (SN 1885A) başka galaksiler konusunu yeniden gündeme getirmişti. Büyük tartışmanın konusu budur.

Tartışma

NGC 4526 galaksisinde 1994 yılında saptanan bir süpernova. Süpernovalar kısa süre için parçası oldukları galaksiden daha parlak olabilirler.

26 Nisan 1920 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri başkenti Washington'daki Simithsonian Doğa Tarihi Müzesinde gerçekleşen bu tartışmanın ana konusu Samanyolu dışındaki galaksilerin varlığı idi. Harlow Shapley (1885-1972) evrenin Samanyolu'ndan ibaret olduğunu, görünen diğer galaksi benzeri oluşumların Samanyolu'nun parçaları olduğunu ileri sürüyor, Heber Curtis (1872-1942) ise evrende Samanyolun'ndan başka galaksiler de olduğunu söylüyordu.

Süpernovaların henüz novalardan ayırt edilmediği o tarihte Shapley'in ana kanıtı SN 1885 A'nın parlaklığıydı. SN 1885A kısa süre için bütün Andromeda'dan daha parlak olmuştu. Shapley bir novanın bir galaksi kadar parlak olamayacağını, dolayısıyla Andromeda'nın bir galaksi boyutunda olmasının mümkün olmadığını söylüyordu. Ayrıca Shapley'i destekleyen astronom Adrian van Maanen (1884-1946) günümüzde Fırıldak Galaksisi de denilen NGC 5747 galaksisinin kısa süre içinde fark edilebilir ölçüde hareket ettiğini, oysa o kadar büyük ve uzak bir sistemin hareketinin gözle izlenemeyeceğini söylüyordu.

Curtis ise, Andromeda'da saptanan nova sayısının bütün Samanyolu'ndan fazla olduğuna dikkati çekiyor ve Samanyolu'nun tek bir parçasının bu derece yoğun bir nova faaliyeti içeremeyeceğini savunuyordu. Curtis SN 1885A nın aşırı derecede parlak olduğunu da kabul ediyor ve bu novanın farklı bir nova sınıfı olabileceğini söylüyordu.

Tartışmada diğer bazı konular da tartışıldı. Mesela Shapley'e Samanyolu'nun Curtis'in tahmininden daha büyük olduğu görüşündeydi.

Sonuç

Samanyolu'nun büyüklüğü ve (o sırada nova zannedilen) SN1885 A'nın aşırı parlaklığı gibi konularda Shapley haklı çıktı. Ama esas tartışma konusu olan diğer galaksilerin varlığı konusunda haklı olan Curtis'ti. Üstelik Curtis farklı nova türü konusunda da haklıydı. Nitekim Andromeda'da izlenen 1885 novası gerçekte bir süpernovaydı. Van Maanen'in NGC 5747 konusundaki gözlemleri ise hatalıydı.

Bu tartışmadan 5 yıl sonra Edwin Hubble (1889-1953) diğer galaksilerde Sefe türü değişken yıldızları bulduğunu ilan edince tartışmanın galibinin Curtis olduğu açığa çıktı.[1]

Kaynakça

  1. ^ Eric Chaisson-Steve McMillan:Astronomy Today,ISBN 13 978-1-292-05773-6, sf 612

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Takımyıldız</span> Gökyüzünün bölündüğü 88 alandan her birine verilen isim

Takımyıldız, gökyüzünün bölündüğü 88 alandan her birine verilen isimdir. Terim genellikle, yanlış bir biçimde, görünüşte birbiriyle ilgili gözüken yıldız gruplarını tanımlamak için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Galaksi</span> kütle çekimiyle bir arada duran yıldız ve gök cismi öbeği

Galaksi veya gök ada, kütle çekimi kuvvetiyle birbirine bağlı yıldızlar, yıldızlararası gaz, toz ve plazmanın meydana getirdiği yıldızlararası madde ve şimdilik pek anlaşılamamış karanlık maddeden oluşan maddesel bir sistemdir. Tipik galaksiler 10 milyon ile bir trilyon arasındaki miktarlarda yıldız içerirler ve bir galaksinin içerdiği yıldızların hepsi o galaksinin kütle merkezini eksen alan yörüngelerde döner. Galaksiler uzayda tek yönlü hareket ederler, galaksilerin yörüngeleri yoktur. Galaksiler çeşitli çoklu yıldız sistemlerini, yıldız kümelerini ve çeşitli nebulaları da içerebilirler. Çevresinde gezegenler ve asteroitler gibi çeşitli kozmik cisimler dönen Güneş, Samanyolu Galaksisi'ndeki yıldızlardan yalnızca biridir.

<span class="mw-page-title-main">Andromeda Galaksisi</span> Andromeda Takımyıldızında bulunan sarmal bir galaksi

Andromeda Galaksisi, Andromeda Takımyıldızı'nda bulunan sarmal bir galaksidir. Mitolojik bir kavram olan Andromeda'nın Türkçedeki karşılığı, zincire vurulmuş kız anlamına gelmektedir. Ayrıca Messier 31, M31 ve NGC 224 olarak da bilinir. Galaksi, Spitzer Uzay Teleskobu'ndan elde edilen verilere göre bir trilyon yıldıza ev sahipliği yapmaktadır. Samanyolu galaksisi ile arasındaki uzaklık yaklaşık olarak 2,54 milyon ışık yılıdır. 2006 ölçümlerine göre Samanyolu, Andromeda'nın kütlesinin ancak ~80%'ine sahiptir. Andromeda'nın bir diğer özelliği ise çıplak göz ile Dünya'dan görülebilen en uzak gök cismi olmasıdır. Ayrıca Samanyolu'na en yakın büyük galaksidir.

<span class="mw-page-title-main">Süpernova</span> Büyük Yıldızların Ölümü

Süpernova, enerjisi biten büyük yıldızların şiddetle patlaması durumuna verilen addır. Bir süpernovanın parlaklığı Güneş'in parlaklığının yüz milyon katına varabilir.

<span class="mw-page-title-main">Küresel yıldız kümesi</span> galaksi merkezi etrafında dolanan yıldızların, küresel bir bileşimi

Küresel yıldız kümesi, galaksi merkezi etrafında uydu gibi dolanan, yıldızların küresel bir bileşimidir. Küresel yıldız kümeleri yerçekimi ile bir arada durabilirler. Yerçekimi sayesinde küresel bir şekle ve göreceli olarak merkeze doğru artan bir madde yoğunluğuna sahiplerdir. Yıldız kümesinin bir alt kategorisi olan küresel yıldız kümesi, Latince bir sözcük olan ve küçük küre anlamına gelen globulus kelimesinden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yıldız kümesi</span> Kütle çekimi altında birbirlerine bağlı yıldızlar topluluğu

Yıldız kümeleri veya yıldız bulutları, öz kütleçekimiyle bir arada tutulan büyük yıldız gruplarıdır. İki ana yıldız kümesi türü belirlenmiştir: Küresel kümeler, kütleçekimsel olarak bağlı on bin ila milyonlarca yaşlı yıldızın oluşturduğu sıkı gruplardır, açık kümeler ise genellikle birkaç yüzden az üye içeren, daha gevşek kümelenmiş ve çoğunlukla çok genç yıldızların oluşturduğu gruplardır. Açık kümeler, gökada içinde hareket ederken dev moleküler bulutların çekim etkisiyle zamanla dağılır, fakat küme üyeleri artık çekimsel olarak bağlı olmasalar da uzayda genel olarak aynı yönde hareket etmeye devam ederler; bunlara yıldız topluluğu, bazen de hareketli grup denir.

<span class="mw-page-title-main">Nova</span>

Nova, bir beyaz cüce üzerinde görülen kataklismik nükleer patlamadır, yıldızın ani ışımasına sebep olur. Novalar diğer ışıma fenomenleri süpernovalar ya da parlak kırmızı nova ile karıştırılmamalıdır. Novanın bir çift yıldız sistemindeki beyaz cüce üzerinde olduğu düşünülür.

<span class="mw-page-title-main">Kuasar</span> Gazca zengin, çok yüksek enerjili astronomik cisim

Kuasar, kütlesi milyonlarca ila on milyarlarca güneş kütlesi arasında değişen, bir gaz diski ile çevrili bir süper kütleli kara delik tarafından desteklenen son derece parlak bir aktif galaksi çekirdeğidir (AGN). Kara deliğe doğru düşen diskteki gaz sürtünme nedeniyle ısınır ve elektromanyetik radyasyon şeklinde enerji açığa çıkarır. Kuasarların ışıma enerjisi muazzamdır; en güçlü kuasarlar, Samanyolu gibi bir galaksiden binlerce kat daha fazla parlaklığa sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Başak Süperkümesi</span>

Başak Süperkümesi veya Yerel Süperküme, Samanyolu ve Andromeda gökadaları ile diğerlerini de içeren Başak Kümesi ve Yerel Grup'u barındıran süperkümedir. Çapı yaklaşık 33 megaparsek olan bu süperkümede en az 100 adet gökada grubu ve kümesi bulunmaktadır. Gözlemlenebilir evrendeki yaklaşık 10 milyon süperkümeden biri olan Başak Süperkümesi, Balıklar-Balina Süperküme Kompleksi adı verilen bir gökada iplikçiği içinde yer alır.

<span class="mw-page-title-main">SN 1572</span>

SN 1572, "B Cassiopeiae" ya da 3C 10 bir Type Ia supernovaydı. Kraliçe takımyıldızı bölgesinde bulunan SN 1572, tarihsel kayıtlara göre insan gözüyle tespit edilmiş en eski sekiz süpernovadan biridir. Bu kayıtlara göre süpernova, 1572 Kasım'ının başlarında patlamış ve o dönemde pek çok farklı kaynak tarafından bağımsız olarak tespit edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Cüce nova</span>

Cüce novalar veya U Geminorum yıldızları, birbirini etkileyen çift yıldız sistemleridir. Bunlar ani ve şiddetli değişen yıldızların önemli bir alt grubunu temsil eder. Bu sistemler bir beyaz cüce ve yoldaş yıldız olarak bir kırmızı anakol yıldızını içerir (G ve M tayf türü arasında).

Değişen yıldız belirtmesi, astronomi'de değişen yıldız'lara verilen özel bir tanımlayıcıdır. 17. yüzyılda Bayer tüm parlak yıldızları kataloglarken, takımyıldız adlarının kısaltmaları önüne eski yunan alfabesinin harflerini koyarak bir adlandırma yoluna gitmiştir. Yunan alfabesinin harfleri yeterli olmayınca bu adlandırmaya Latin alfabesinin küçük harfleri ve daha sonra da büyük harfleri ile devam etmiştir. Fotoğraf filminin astronomide kullanılmaya başlaması ile gözlenen yıldız sayısındaki hızlı artış sonucu, Hevelius ve Flamsteed, harflerle yapılan adlandırmanın yeterli olmayacağını düşünerek, bir takımyıldızdaki üyeleri sağ açıklık sırasına dizmişler ve takımyıldız adının önüne sayıları koyarak yıldızları adlandırmayı tercih etmişlerdir. Argelander, 19. yüzyıl ortasında "Bonner Durchmunsterung (1855)" kataloğu ve haritalarını oluştururken, çok sayıda ışık değişimi gösteren yıldızın var olduğunu görmüş ve bunların düzenli bir şekilde adlandırılması gerektiğini düşünmüştür. Argelander değişen yıldızların adlandırılması için arayış içinde iken Latin alfabesinin küçük harfleri tükenmiş, büyük harflerin ise bir kısmı kullanılmış durumdaydı. Alfabenin sonuna yakın harfler hiçbir takımyıldız üyesi için kullanılmamıştı. Argelander öncelikle, bir takımyıldızda 9 dan fazla değişen keşfedilemeyeceği düşüncesi ile Latin alfabesinin R, S, T, U, V, W, X, Y, Z harflerini takımyıldız isminin "in" halinin önüne koyarak adlandırmaya başlamıştır. Ancak yeterli olmadığını görünce, aynı harflerin ikili kombinasyonlarını kullanmıştır:

Evrenin genişlemesi, gözlemlenebilir evrenin kütleçekimsel olarak bağlı olmayan herhangi iki parçası arasındaki mesafenin zamanla artmasıdır. Bu, uzay ölçeğinin bizzat değiştiği içsel bir genişlemedir. Evren hiçbir şeyin "içine" genişlemez ve "dışında" var olmak için uzaya ihtiyaç duymaz. Teknik olarak ne uzay ne de uzaydaki cisimler hareket etmez. Bunun yerine ölçek içinde değişen şey metrikdir. Evrenin uzay-zaman metriğinin uzaysal kısmı ölçek içinde arttıkça, cisimler giderek artan hızlarda birbirlerinden uzaklaşır.

<span class="mw-page-title-main">Macellan bulutları</span>

Macellan Bulutları Samanyolu yörüngesinde bulunan ve yerel Grup üyesi olan iki cüce galaksidir:

Hubble kanunu, fiziksel kozmolojide gözlemlere verilen isimdir: uzayın derinliklerinde gözlenen nesnelerin dünyadan uzak göreceli bir hızda yorumlanabilir bir Doppler kaymasına sahip olduğu bulunur ve dünyanın gerisinde kalan çeşitli galaksilerin bu Doppler kaymasıyla ölçülen hızı yaklaşık birkaç yüz ışık yılı uzaklığındaki galaksiler için uzaklıklarıyla doğru orantılıdır. Bu normal olarak gözlemlenebilir evrenin uzaysal hacminin genişlemesinin doğrudan bir gözlemi olarak yorumlanır.

<span class="mw-page-title-main">Seyfert galaksisi</span> Galaksi

Seyfert Galaksileri, kuasarlar içinde aktif galaksiler içinde en büyük iki gruptan birini teşkil eder. Bunlar, kuasarlardan farklı olarak, ev sahibi galaksileri kolayca tespit edilebilen, yüksek iyonizasyon emisyon hatları ortaya çıkartan spektrumları olan oldukça yüksek yüzey parlaklıkları ile kuazar benzeri çekirdeklere sahiptirler.

Astrobiyoloji ve gezegensel astrofizikte, galaktik yaşanabilir bölge, galaksinin gelişmesine en elverişli arazi olarak tanımlanır. Daha detaylandırırsak, galaktik yaşamsal bölge kavramı pek çok etken içerir. Metal oranları, süpernova gibi büyük felaketlerin oluşma oranı, gibi pek çok faktör bölgeyi etkiler. Hangi bölgelerin galaksinin gelişimine uygun, çorak gezegenlerin belli bir müddet sonra hayat geliştirmeye olanaklı olacağını hesaplamak için, gelişime ve varoluşa el verişli bir ortam bulunmalıdır. Ağustos 2015'te yayınlanan bir makaleye göre, çok büyük galaksiler belki yaşanabilir gezegenler barındırmak açısından küçük galaksilere nazaran daha yatkın olabilirler. Örneğin Samanyolu Galaksisi. Samanyolu Galaksisinin inanılan galaktik yaşamasal bölge, en dış yarıçapı 10 kiloparsek ve iç yarıçapı galaksi merkezine yakın olan kısımlar arasında kalan arazilerden. Bunlar uç sınırlardır. 

<span class="mw-page-title-main">SN 1885A</span>

SN 1885A, gök bilimciler tarafından şu ana kadar Andromeda Gökadası'nda gözlemlenen tek süpernovadır. Bu süpernova, Samanyolu dışında gözlemlenen ilk süpernovadır, fakat o zamanlar ne kadar uzakta olduğu iyi anlaşılamamıştı. Aynı zamanda "Süpernova 1885" olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">SN 2006gy</span>

SN 2006gy, NGC 1260 galaksisinde keşfedilen hipernova. Astronomların ölçümlerine göre süpernovanın patladığındaki mutlak parlaklığı -22 kadire ulaşmıştır. Bu parlaklık şu ana kadar gözlemleyebildiğimiz en parlak ve en büyük süpernova olarak kabul ediliyor. Bu parlaklık seviyesine ulaşabilecek bir yıldızın en az 150 Güneş kütlesine sahip olması gerekiyor. Bu büyüklükteki bir yıldız evrenin ilk zamanlarındaki yıldızların boyutuna yakın olduğu için bu süpernovadan öğreneceğimiz bilgiler ile evrenin ilk zamanlarındaki yıldızlar hakkındaki bilgimizi büyük ölçüde genişletebiliriz. California Üniversitesi'nden Nathan Smith bu süpernova hakkında şu sözleri söylemiştir:

Bu gerçekten çok büyük bir patlamaydı, tipik bir süpernovadan 100 kat daha fazla enerji salınımı oluştu.

<span class="mw-page-title-main">Parlak kırmızı nova</span>

Parlak kırmızı nova, iki yıldızın birleşmesi sonucunda meydana geldiği düşünülen bir yıldız patlamasıdır. Bu patlamalar belirgin bir kırmızı renge sahip olup, kademeli olarak solan bir ışık eğrisine ve kızılötesinde tekrar yükselen bir parlaklığa sahiptir. Kırmızı ışıklı novalar, beyaz cüce yıldızların yüzeyinde meydana gelen standart novalarla ilişkili değildir.