İçeriğe atla

Bâyezid-i Bistâmî

Tayfûr Ebû Yezîd el-Bistâmî
Bayezid-î Bistâmî'nin Şâhrûd yakınlarında
Bistam'daki türbesi
Doğum804
Bistam, Semnan Eyaleti, İran
Ölüm874 - 877/878
Bistam

Bâyezid-i Bistâmî ya da Ebu Yezid Tayfur bin İsa bin Sürûşân (Farsça بايزيد بسطامى), İranlı mutasavvıf.

Yaşam öyküsü

Günümüzde İran'ın Semnan Eyaleti'nde bulunan Bistam şehrinde 804 yılında doğmuştur. Künyesi, Ebû Yezîd'dir. İsmi Tayfûr, babasının adı Îsâ'dır. Kabri yine Bistam'da bulunmaktadır. Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde de bir türbesi bulunmaktadır.[1][2] Dedesi İslâmiyeti sonradan kabul etmiş olan bir Zerdüşt[3] idi. Dedesinin Adem, Tayfur ve Ali isminde üç oğlu vardı. Hepsi de zühd (zâhid) hayâtı yaşamayı seçmiş kişiler olarak tanınıyorlardı. Bayezid, Tayfur'un oğlu olarak dünyaya geldi. Çocukluğunun çoğunu evde ve camiide tek başına geçirmekteydi. Yalnız bir yaşantısı olmasına rağmen evine sık sık Sufilik üzerinde tartışmak maksadıyla ziyaretçileri kabul etmekteydi. Allah ile başbaşa kalmak amacıyla tüm Dünyevî arzularını terk etmiş (Melamilik-Kalenderîlik) bir şekilde zühd hayatı sürdürmekteydi.

Sufilik'teki "Fenâ Fî’Allah" ve "Bekâ Bî’Allah" mertebeleri

Neticede bu yaşam tarzı Bayezid'in "Kendinde Yok Olma" hâli olarak ifâde edilebilecek olan bir ruh haline bürünmesiyle sonuçlandı. Bu durum sufilikte "Kişinin Allah'a en yakın olduğu ruh hâli" olan "Fenâ Fî’Allah" yâni (Allah’ta yok olma) mertebesi olarak tanımlanmaktadır. Allah'a karşı olan hislerini çok sâmîmi ve açık yüreklilikle dile getirmesinden dolayı "Beyâzıd" tarihte ilk kez "Sarhôş Sûfî" lâkabı ile anılan kişi oldu. Kendisi tarihteki en etkin mistiklerden biri olarak tanınmaktadır. Allah'a olan aşırı sevgisinden dolayı da Allah aşkından başka tüm Dünya nimetlerini terk etmek suretiyle de "Bekâ Bî’Allah" yâni (Allah’la var olma/Allah’la bir olma) kavramlarını ortaya atan sufi olarak hatırlanmaktadır.

Etkinliği

Kendisinden önce sufilik sadece "sofuluk" ve "itaat" üzerine dayanmaktaydı. İlâhî Aşk’ın sufiliğe kazandırılması onun sâyesinde gerçekleşti.

On İki İmamlardan olan Musa el-Kâzım[4] ile Ali er-Rıza'ya karşı sâmimîyyet ve muhabbet beslemekteydi. Ali er-Rıza[5] tarafından talebeliğe kabul edildi. 874/878 tarihinde vefât ettiğinden, aynı devirde yaşamış olduğu İmam Muhammed el-Takî‘yyî’l Cevâd (ö.835 CE), İmam Ali Naki (ö.868 CE) ve İmam Hasan el-Askerî (ö.874 CE) ile de muhtemelen tanışmıştı. On İki İmâmlara karşı beslenen saygı ve sevginin kendisinden sonra gelen Ebû’l Hassan Harakânî, Hace Abdullah el-Ensari ve Ebû’l Kâsım Gûrganî gibi halefleri sayesinde muhafaza edilmesinde de etkin payının olduğunu bu şâhsiyetlerin yaptırmış oldukları ibâdethanelerde On İki İmamların isimlerinin de yazılmış olmasından anlaşılmaktadır.[6]

Bayezid-ı Bistami Türbesi.

Neslinden Anadolu'ya göç edenler ve Horasan erenleri

Torunlarından İsa ve Musa, İran Horasanı'ndan Anadolu'ya göç etmişlerdir. İlk önceleri Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde ikamet etmişler, sonraları kendilerine verilen vazife gereği Anadolu'nun iç taraflarına göç etmek istemişler ve Kırıkhan'dan iki kardeş ayrılmışlardır. Kırıkhan halkı kardeşlerin gitmelerini istemedikleri için kardeşlerden İsa'yı orada şehit etmişlerdir. Şeyh İsa Türbesi Kırıkhan'ın Alabeyli Köyünün kuzeyinde, ilçe merkezine dört kilometre uzaklıkta bir tepe üzerindedir.[7] Diğer kardeş (Şeyh Musa) Tokat'ın, Zile ilçesine gelerek burada irşadına devam etmiştir, burada yatmaktadır ve torunlarının Zile'de yaşamakta olduğu kanısı yaygındır.

Bayezid-i Bestami ve Mustafa Şevki Paşa'nın türbesi, Hatay'da Kırıkhan-Hassa yolunun Alabeyli Köyünün kuzey tarafında küçük bir tepe üzerinde Darb-ı Sak Kalesi içindedir.[1][8][9]

Halk arasında Beyazıbesten (Şeyh Ethem Çelebi Camii) adı ile bilinen ziyaret yeri, Zile merkezinde Ali Kadı Mahallesi'nde olup çevre halkı tarafından baş ve göz ağrıları ile çeşitli dilekler için ziyaret edilen yerlerdendir. Zile'de Şeyh Ethem Çelebi Camii'nde bulunan Muhammed'in hırka-i şerifi, Veysel Karani'den Bâyezid-î Bistâmî'ye geçmiş, Cumhuriyet'in ilk yıllarında muhafaza edilemeyeceği gerekçesi ve Zilelilerin de yeterince sahip çıkmamaları sebebiyle önce Tokat'a, 17 Eylül 1944 tarihinde ise Ankara Etnografya Müzesi'ne intikal etmiştir.

Kaynakça

  1. ^ a b "Beyazıd-ı Bestami Hazretleri Kırıkhan Alabeyli Köyü". 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2015. 
  2. ^ "BEYAZIT-I BESTAMİ HZ. HATAY". 20 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Aralık 2015. 
  3. ^ Abu'l-Qasim Al-Qushayri, "Al-qushayri's Epistle on Sufism: Al-risala Al-qushayriyya Fi 'ilm Al-tasawwuf", Translated by Alexander D. Knysh, Garnet & Ithaca Press, 2007. pg 32
  4. ^ The Heirs of the Prophet: Charisma and Religious Authority in Shi'ite Islam By Liyakat N. Takim, p.69
  5. ^ “Hacegan Hanedani”, by H. L. Shushud, Istanbul 1958. Originally published in “Systematics”Volume 6, No. 4 March 1969 by J. G. Bennett
  6. ^ Abdullah Ansari Shrine Complex, Herat, Afghanistan Abdullah Ansari Shrine Complex, Herat, Afghanistan 19 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ "Bâyezid-î Bistâmî ya da Tayfur Ebû Yezîd el-Bûstâmî". 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Aralık 2015. 
  8. ^ "Beyazıt-i Bestami Türbesi". 29 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2015. 
  9. ^ "Bayezid-i Bestami Hazretleri'nin türbesi restore edildi". 22 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2015. 

Bibliyografya

  • Ritter, H. "Abū Yazīd (Bāyazīd) Tayfūr B. Īsā B. Surūshān al- Bistāmī." Encyclopaedia of Islam, Second Edition. Edited by: P. Bearman, Th. Bianquis, C.E. Bosworth, E. van Donzel and W.P. Heinrichs. Brill, 2009. Brill Online. Augustana. 28 September 2009 Brill Online[]
  • Quasem, Muhammad Abul. "Al-Ghazali's evaluation of Abu Yazid al-Bistami and his disapproval of the mystical concepts of..." Asian Philosophy 3.2 (Oct. 1993): 143. Academic Search Premier. EBSCO. Augustana College, Rock Island, IL. 28 Sep. 2009 EBSCO Support Site 1 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Majaddedi, Jawid A. "Getting Drunk with Abu Yazid or Staying Sober with Junayd: The Creation of Popular Typology of Sufism" bulletin of the School of Oriental and African Studies (Nov. 2003): pg 1-13.
  • Sells, Michael A., ed. Early Islamic Mysticism. New Jersey: Paulist, 1996. Print.
  • Böwering,Gerhard. BESṬĀMĪ BĀYAZĪD. "Encyclopædia Iranica Online, 2005, available at www.iranicaonline.org.

Dış bağlantılar


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Muhyiddin İbnü'l-Arabî</span> Endülüslü İslam düşünürü, sufi ve filozof (1165–1240)

Muhyiddin İbnü'l-Arabî ya da tam adıyla Muhyiddîn Muhammed bin Ali bin Muhammed el-Arabî el-Hâtimî et-Tâî, ünlü İslâm düşünürü, mutasavvıf, yazar ve şair. Şeyhü'l Ekber unvanı ile de bilinir.

Nakşibendilik, 14. yüzyılda Orta Asya'da Buhara çevresinde gelişen ve adını kurucusu sufi alim Bahâeddin Nakşibend'den alan tasavvuf tarikatı.

<span class="mw-page-title-main">Abdülkâdir Geylânî</span> Alim, mutasavvıf

Muhyiddin Ebû Muhammed Abdülkādir b. Ebî Sâlih Mûsâ Zengîdost el-Geylânî ya da daha bilinen adıyla Abdülkādir Geylânî, Büyük Selçuklu Devleti döneminde, günümüz İran'ının Hazar Denizi kıyısındaki Gilan Eyaleti'nde doğan âlim ve mutasavvıf olan Kadiriye tarikatının kurucusu ve İslam filozofu. Türbesi Bağdat'tadır.

<span class="mw-page-title-main">Karaca Ahmet</span>

Karaca Ahmet Sultan, Hacı Bektaş Veli’nin yanında dervişlik hizmeti yaptı. Üsküdar sınırları içinde, Gündoğumu Caddesi ile Nuhkuyusu Caddesi'nin birleştiği köşede "Karacaahmet Sultan Dergahı" ve türbesi vardır. Türbe Kanuni Sultan Süleyman'ın Bektaşi tarikatına mensup eşi Gülfem Hatun tarafından yaptırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Şeyh Hamdullah</span> Resul Küttab

Şeyh Hamdullah veya bir Türk hattatıdır. Sühreverdiyye tarikatı şeyhlerinden Mustafa Dede Efendi’nin oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Kırıkhan</span> Hatay ilinin bir ilçesi

Kırıkhan, Hatay ilinin ilçelerinden biridir. Nüfusu 119.028 kişidir. Hatay'ın en kalabalık 6. ilçesidir.

<span class="mw-page-title-main">On İki İmam</span> Vikimedya liste maddesi

On İki İmam, İslam'ın Şia mezheplerinden biri olan İmâmiyye-i İsnâaşeriyye İsnâaşeriyye itikadındaki imam silsilesine verilen addır. Sünnilik'te de On İki İmam'a saygı gösterilir. Ehl-i Beyt'ten Ali ile başlayan On İki İmam, Muhammed'in torunlarından Hüseyin bin Ali'nin soyundan devam eder.

Hâlidîlik, İslam'ın Sünnîlik mezhebine bağlı bir tarîkat olan Nakşibendîliğin en yaygın kollarından biridir. Kol, adını Kürt İslam âlimi Halid Bağdadî'den alır. Türkiye'de etkinlik gösteren Nakşibendî şeyhleri genellikle Halidî'dir.

<span class="mw-page-title-main">Hallâc-ı Mansûr</span> Fars tasavvuf yazarı (858–922)

Hallâc-ı Mansûr veya Mansûr el-Hallâc, zındıklıkla suçlanması ve uzun süren bir soruşturma neticesinde Abbâsî Halifesi Muktedir Bi’llâh'ın emriyle idam edilmesiyle meşhur olan Fars kökenli spiritüalist yazar ve mistik şâir.

Şiilik veya Şia, Muhammed'den sonra devlet yönetiminin Ali'ye ve onun soyundan gelenlere ait olduğu fikrini savunan; Ali ile birlikte onun soyundan gelen imamların günahsızlığına, yanılmazlığına ve bizzat Allah tarafından imam olarak seçildiklerine dair inanışların ortak adıdır. İslam dünyası içerisinde Müslüman nüfusun yüzde 10-15'lik kısmını oluşturur. Siyasi saiklerle ortaya çıkan bu ayrılık, zaman içinde fıkhi ve itikadi bir alt yapı kazanarak mezhepleşmiştir.

Kalenderîlik ya da Kalender'îyye 10. yüzyılda İran'da, Horasan Melametiliği'nden kaynaklanan bir sufilik akımı olarak ortaya çıkan 12. yüzyılın sonunda Cemaleddin-i Savi adlı Safevi Devletinden bir sufinin gayretiyle teşkilatlanarak Orta Doğu'da ve Orta Asya'da geniş taraftarlar toplayan bir tasavvuf akımıdır. Kalenderîler, mala, mülke ve şöhrete önem vermeyen, toplumdan önemli ölçüde kendilerini tecrid etmiş, kanaat anlayışına sahip bir topluluktu. Kalenderilik, yaşadığı toplumun nizamına karşı çıkararak dünyayı kaale almaya değer görmeyen ve bu düşünce tarzının günlük hayat ve davranışlarıyla da açığa vuran tasavvuf akımıdır. Kalenderîlik söz konusu mistik temelini ve sosyal niteliğini tarihî akış içinde İslâm dünyasının çeşitli yerlerinde ve değişik zamanlarda yeni unsurlarla zenginleştirerek geliştirmiş ve hep muhalif bir çevre olarak süregelmiştir.

Zeydîlik, Batı'da Beşciler olarak da bilinir. Zeyd bin Ali'nin tâkipçisi olan Şiâ mezhebidir. Zeyd’îyye fıkıhını tâkip eden kişiler Zeydî olarak adlandırılırlar ancak Zeydî Vâsıtî denilen Câferî bir grup da bulunmaktadır.

Silsile-i Sâdât, Muhammed'in kendisinden sonra yerine vekâlet edeceğini hadislerinde haber verdiğine inanılan evliyâların oluşturduğu zincirdir. Günümüzde Nakşibendi Tarikatı'nın kollarına ait farklı birçok "Silsile-i Saadat" mevcûttur. Aşağıdaki tabloda Nakşibendilik'in farklı kollarına ait Altın Zinciri (Silsile-i saadat) listelenmiştir. Bunlar sırası ile,

  1. (GM) : Gaforî-Muceddidî
  2. (MS): Muceddidî-Sirâcî
  3. (T) : Tâhirî
  4. (S) : Süleymânî
  5. (K) : Hâlidî
  6. (H) : Hakkânî
<span class="mw-page-title-main">Adiyy bin Müsafir</span>

Adî bin Musafir veya Adî bin Müsafir veya Adî bin Misafir, "Adâvv’îyye" Sûfî tarikâtı'nın kurucusudur. Şeyh Adî olarak da bilinir.

Keysanîlik (Dörtçüler), Şiîlik'te Mehdî kavramını ortaya atarak ilk defa İmam unvanını kullanan; Ali bin Ebu Talib'den sonra sırası ile Hasan bin Ali, Hüseyin bin Ali ve dördüncü İmâm olarak da Ali bin Hüseyin (Zeyn el-Âb-ı Dîn)’in yerine Ali bin Ebu Talib’in Bânû Hânife Kâbilesi mensûbu Havlet bint Câ'fer’den olan oğlu Muhammed bin Hânifîyye'nin imâmlık ve Mehdiliğini kabullenen; temelleri "El-Muhtâr bin Ebû ‘Ubeyd'ûl-Lâh el-Sâkafî el-Thâifî" tarafından atılan ve daha sonra da kendi içlerinden Abbâsî Hâlifeliği’ni çıkaran ghulât (köktendinci) mezhep.

Ehli Aba veya Ehli Kisa hadisi, İslam peygamberi Muhammed'in sırtında abası olduğu halde, abanın altına, Fatıma'yı, Ali bin Ebu Talib'i, Hasan'ı ve Hüseyin'i alması ve Ahzab Suresi'nin "Ey Ehli Beyt! Allah sizden günahı gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor." mealindeki 33. ayetini okumasını anlatır. Ehl-i Aba olayı, Şiilikteki İmametin köklerinin dayandığı önemli olaylardandır.

Muhammed bin Abdullah el-Mehdî veya Muhammed en-Nefsüzzekiyye, Abbasiler'e karşı Medine'de başlatılan isyanın lideridir.

Tevessül ya da Vesile, Allah'a yakarmakta başkaları hesabına araya Allah'a yakın aracı ve şefaatçilerin konulması anlamına gelir. Kişi burada kendi şeyh ya da mürşidinin kendi günahlarının affı için şefaatçi olmasını dilemektedir. Allah'a her yakaracağı anda aşırı saygı beslediği mürşid, pir ya da şeyh'inin adını zikreder. Bu hadiseye Sünnilik, Şiilik ve Sufiliğin her birinde farklı şekillerde rastlanılabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Süfyân es-Sevrî</span>

Süfyân as-Sevrî ibn Saîd tebeut tabiinden olan bir İslâm âlimi, hafız, fakih ve Sevrî mezhebi'nin kurucususu. Aynı zamanda büyük muhaddislerdendir.

<span class="mw-page-title-main">Hasan Tusi</span>

Muhammed b. Hasan Tusi ; meşhur adıyla "Şeyh Tusi" hicri 385 / 460 yılında Tus şehrinde dünyaya gelmiştir. Hicri kameri dördüncü ve beşinci asırlarda yaşayan Şeyh Tusi, İranlı şii alim ve büyük fakihlerinden sayılmaktadır. 51 kadar eserinin olduğu belirtilmiştir. Şeyh Tusi, şiilerin büyüğü olarak da bilinmektedir.