İçeriğe atla

Azerbaycan folkloru

Yalan söyleyen çobanın hikâyesi.
Azerbaycan Pulları 2019.

Azerbaycan folkloru (Azerice: Azərbaycan folkloru), Azerbaycan halkının yüzyıllar boyunca gelişen halk geleneğidir. Azerbaycan folkloru, geniş bir anlatı koleksiyonunda ve üstü kapalı olarak vazo boyama ve adak hediyeleri gibi temsili sanatlarda somutlaşmıştır.[1]

Azerbaycan Folkloru kolektif yaratıcılık ürünü olan, yazarları bilinmeyen bir edebiyattır. Eski zamanlardan, tarihten haber vermekle birlikte Azerbaycan halkının ruhundan süzülen bir kültürdür. Zengin Azerbaycan sözlü halk edebiyatı, dünyanın diğer halklarının folkloru arasında kendine özgü bir yer tutar. Bütün halkların edebiyatları için ilk ve karakteristik olan kolektif yaratıcılık, Azerbaycan edebiyatının da temelini atmıştır[2].

Azerbaycanlıların zengin bir sözlü edebiyatı vardır. Sözlü halk edebiyatına folklor da denir. İngilizceden alınan bu terim - "folk" halk, "lore" ise bilgi, hikmet (halk bilgeliği) anlamındadır.

Sözlü halk edebiyatının ilk örnekleri, ilkel insanların günlük yaşam, doğa olayları, avcılık, emek ve diğer benzeri konular hakkındaki tasavvurları ve bunlarla ilgili yaşadıkları duyguların terennümüdür. Bu eserler eski dönemlerde oluşmuş, dilden dile, ağızdan ağıza geçerek yaşamış ve zenginleşmiştir. Folklor örnekleri, halk zekâsının kudretini, sanatsal düşüncenin gücünü parlak bir şekilde yansıtan, içerik açısından ilgi çekici, fikir açısından zengin, asırların sınavından geçmiş eserlerdir. Bu sanat incileri, tür çeşitliliği, dil-üslup açıklığı, şiirsel yoğunluğu ve halkla olan bağı ile dikkat çeker. Sözlü edebiyatta halkımızın insan kaderiyle ilgili düşünceleri, vatanseverliği, insan sevgisi, arzu ve istekleri, sevgisi, nefreti, çeşitli tarihî dönemlerde karşılaştığı önemli sosyal-politik olaylara tepkisi geniş bir sanatsal şekilde yansımıştır. Bu duyguların ilk örnekleri ise emek şarkılarıdır. Folklorun diğer türleri masallar, destanlar, özlü sözler ve benzeri örneklerdir. Sözlü halk edebiyatı kolektif bir yaratıcılık olduğu için halkın büyük bir kısmının arzu ve isteklerini, çeşitli olaylara tepkilerini, eğitsel görüşlerini yansıtır[3].

Sözlü halk edebiyatının yazıya geçirilmesi sadece Azerbaycan edebiyatı için değil, aynı zamanda tarih, coğrafya, etnografya gibi birçok başka bilimin gelişimi için de büyük bir rol oynamıştır. Bilindiği gibi Azerbaycan halkının dili Türk dillerinden biridir ve doğal olarak, eski Türk halklarının yarattığı destanların konuları ve motifleri Azerbaycan sözlü halk edebiyatında da geniş bir şekilde yer bulmuştur[4][5].

Azerbaycan Mitolojisi

Azerbaycan edebiyatının kaynağında zengin ve derin içerikli Azerbaycan folkloru yer almaktadır. Mitolojik-sanatsal dünya görüşünün izleri folklorda ve klasik edebiyatta hâlâ kendini göstermektedir[6]. Azerbaycan mitolojisi, Eski Hint, Eski Yunan mitolojisi kadar sistematik ve bütüncül bir karakter taşımamaktadır. Ancak Azerbaycan folklorunda Azerbaycan mitolojisinin izlerini bulmak diğerlerinden farklı olarak mümkündür. Bunlar daha çok kozmogonik ve mevsimsel, ayrıca etnogonik mitlerin bazı detaylarını taşımaktadır. İnsan toplumunun ilk oluşum dönemi sanat düşüncesinin ürünleri olan bu mitik unsurlarda kozmos ile kaos, yani dünya düzeni ile karmaşa, düzensizlik, dünya düzeninin bu düzensizlikten ortaya çıkması ve aynı ilişkilerin insan toplumunda yansıması kendine yer bulmuştur. Mitolojik dünya görüşünde insan toplumunda kozmos, yani çoğunluk tarafından kabul edilmiş kurallar topluluğu esasen toplumun ana düzenini - aile, günlük yaşam, insanla doğa arasındaki karşılıklı anlama süreçlerini kapsar. Mitolojik dünya görüşünün çeşitli unsurları hâlâ folklorun büyü, dua, beddua, efsane, koku ve sayacı töreni ile ilgili metinlerde korunmuştur. Azerbaycan mitolojik metinlerinin çoğunda eski Türk mitolojik düşüncesi ana motif olarak karşımıza çıkar. Bunu gerek dünyanın oluşumu ile ilgili olan kozmogonik mitlerde, gerek etnosun kökeni ile ilgili olan etnogonik mitlerde, gerekse de mevsimsel süreçlerle ilgili olan takvim mitlerinde görmek mümkündür. Mitolojik metinlerin oluşumu ve bunların folklor metinlerinde unsurlar şeklinde korunması, ilkel insanın doğaya ve doğa güçlerine bakışıyla yakından ilişkilidir. Söz, hareket ve oyun yoluyla doğa güçlerine etki etme arzusu, ilkel insanda mitolojik metinler yaratma ve icra etme ihtiyacı doğurmuştur. Bunlar arasında "Kosa-Kosa", "Godu-Godu", "Novruz", "Hıdır Nebi" gibi tören şarkıları ve bunları takip eden dansları gösterebiliriz.

Ortak Türk Folkloru

Azerbaycan folklorunun özelliklerinden biri, diğer Türk halklarının folkloru ile ortak noktalara sahip olmasıdır. Bu halkların sözlü sanatında birçok metnin örtüşmesi, bu örneklerin ortak bir etno-coğrafi alanda oluştuğunu ve Türk halklarının ortak bir köke bağlı olduğunu göstermektedir. Eski Türk edebiyatına ait olan destanlar arasında "Oğuznameler" özel bir silsile oluşturur[7]. "Göç", "Ergenekon", "Şu", "Dönüş" gibi destanlarda ise bütünüyle proto-Türklerin önemli sorunları sanatsal-mitolojik bir şekilde yansıtılmıştır. Bu destanların çoğu özet halinde XI. yüzyılda yaşamış Türk âlimi Kaşgarlı Mahmud'un "Divanü Lüğat-it-Türk" ("Türk Dili Divanı") eserinde yer almıştır. Bu destanlar, halkların büyük göçü döneminin sanatsal-mitolojik dünya görüşünü içinde barındırmaktadır[8][9][10].

Âşık Sanatı

Âşık yaratıcılığı halk edebiyatının önemli ve aynı zamanda zengin bir parçasıdır ve tarih boyunca çok eski zamanlardan beri varlığını sürdürmektedir. Âşık şiirinin yazarının belli olması, onu diğer türlerden ayıran en temel özelliklerden biridir. Eski zamanlarda "dede", bazen de "ozan" veya "varsak" olarak adlandırılan aşıklar, yaşadıkları dönemin önemli olaylarına eserlerinde yer vermiş, halkın dertlerini, arzularını ve isteklerini dile getirmişlerdir. Âşıkların en çok başvurduğu türler ise koşma, geraylı ve bayatıdır.

Aşıklar iki gruba ayrılır: Bir kısmı yaratıcı olup, şiir yazar, destan oluşturur ve bunları icra eder; bir kısmı ise daha çok mevcut eserlerin icrası ile uğraşır. Bu tür aşıklar icracı aşıklar olarak adlandırılır. Abbas Tufarganlı, Hasta Kasım, Aşık Elesger, Aşık Şemşir, Aşık Hüseyin Cavan gibi isimler aşık sanatının gelişmesine ve zenginleşmesine katkıda bulunmuş yaratıcı aşıklardır[11]. Âşık Emrah, Âşık Kamandar, Âşık Hüseyin Saraclı gibi aşıklar ise icracılık yolunu seçmiş, aşık sanatının yaşamasına ve yayılmasına önemli hizmetler vermişlerdir.

Azerbaycan’ın üç yüz yıllık gelenekleri, 19. yüzyılda Âşık Elesger (1821–1926) gibi güçlü bir halk sanatçısının yetişmesine zemin hazırlamıştır. Âşık Elesger’in yaratıcılığında lirik motif ile ahlaki-didaktik motifler organik bir şekilde birleşmiştir. Bu halk sanatçısı, kendisinden sonraki aşık edebiyatının yanı sıra yazılı şiirin gelişimine de büyük etkilerde bulunmuştur. 105 yıl yaşamış olan aşık, bu süre zarfında birçok tarihi olayı ve şahsiyeti eserlerinde işlemiştir[12].

Azerbaycan sözlü halk yaratmaları, özellikle aşık sanatı, komşu halkların edebiyatlarına da derin etkilerde bulunmuş, bazı Gürcü ve Ermeni şairler Türkçe olarak eserler vermişlerdir. 18. yüzyıl Ermeni şairi Sayat Nova, şiirlerinin çoğunu bugün torunlarının beğenmediği Türkçe (Azerbaycan Türkçesi) dilinde yazmıştır.

Azerbaycan folklorunun ilk örnekleri, yazılı halde Antik Yunan tarihçisi Herodot’un "Tarih" adlı eserinde (MÖ 5. yüzyıl) günümüze ulaşmıştır. Bunlar, eski Azerbaycan devleti Medya’nın çöküşü ve İran devleti tarafından işgal edilmesinin nedenleri hakkında halkın sanatsal düşüncesinin ürünleridir. Bu efsaneler "Astyages", "Tomris" ve diğer adlarla Herodot’un eserinde yer almıştır. Günümüz anlamında bir tarih kitabı değil, aynı zamanda sanatsal bir eser kaleme alan Herodot, Azerbaycan efsanelerini de yüksek bir sanatsallıkla işlemiş ve etkileyici psikolojik sahneler yaratmayı başarmıştır. "Tomris" efsanesi bu bakımdan daha dikkat çekicidir. İşgal amaçlı olarak Medya’ya saldırıp ülkeyi harap eden İran şahını yenilgiye uğratan Medya komutanı – kahraman kadın Tomris, şahın başını kesip bir kan tulumuna koyar ki, doyasıya içsin diye...

Astyages efsanesinde ise mitolojik katman daha güçlüdür. Burada temel olaylar rüyalar ve kaderin önceden belirlenmesi üzerine kurulmuştur. İlahi güçlerin belirlediği kaderin değiştirilmesinde insanın ne kadar güçsüz olduğu – Astyages’in trajedisi örneğinde sunulmuştur. Aynı motifler, eski dünyanın birçok edebiyatında, bunlar arasında Antik Yunan edebiyatında da geniş bir şekilde yer bulmuştur.

Âşık yaratıcılığının ürünü olan destanlar, epik-lirik eserler olarak kabul edilir. Destanlarda nesir ile nazım, epik anlatım ile lirik sunum bir arada bulunur. Aşık, destandaki olayları anlatırken, saz eşliğinde kahramanın his ve duygularını yansıtan şiirler de söyler.

"Kitab-ı Dede Korkut" ve "Köroğlu", vatan savunması, özgürlük ve adaletsizliğe karşı mücadele temalarının geniş yer bulduğu eserler olduğu için kahramanlık destanları olarak adlandırılır. "Şah İsmail", "Âşık Garip" gibi aşk destanlarında ise özgür aşk, birbirini seven gençlerin sabır, sadakat, zeka ve cesaret sayesinde kavuşmaları anlatılır. Aşk destanları, "ustadname" ile başlayıp "duvak açma" ile sona erer. Bazı aşk destanları ise trajediyle biter, sevgililer kötü güçlerin oluşturduğu engelleri aşamaz, birbirlerine kavuşamaz. Bu tür destanlarda "duvak açma" yer almaz[13].

Azerbaycan folklorunun yazılı halde bize ulaşmış en büyük anıtı ise "Kitab-ı Dede Korkut" destanıdır. Bu destanın çeşitli karakter ve motifleri, sonraki Azerbaycan folkloruna ve klasik edebiyatına etki etse de, bütünüyle sözlü gelenekte korunamamıştır. Bu nedenle "Dede Korkut" destanları, yazılı edebiyat örneği olarak da araştırmalara konu olmaktadır. Bu makalede de bu ilkeye uyulmuştur.

Epik Tür

Efsaneler

Halkın eski dünya görüşü, düşünce tarzı, arzu ve istekleriyle bağlantılı olarak ortaya çıkan efsaneler, folklorun eski türlerinde hayal gücüne sığmayan, mucizevi ve fantastik nitelikteki olağanüstü olaylardan bahseder. Efsaneyi diğer türlerden ayıran temel özellik, efsanede gerçek zeminden uzak, modern aklın ve düşüncenin hayal ürünü veya fantastik olarak kabul ettiği olağanüstü, doğaüstü olay ve durumların tasvir edilmesidir.

Efsanelerde farklı gezegenler, eşyalar, hayvanlar ve kuşlar insana özgü özelliklere sahip olur. Efsanelerde iyiliğe, güzelliğe sevgi, kötülüğe ve çirkinliğe nefret duygusu vardır. Konu ve içerik açısından efsanelerin şu türleri vardır:

  1. Zoonimik Efsaneler (hayvan ve kuş adlarıyla ilgili): "Geyik", "Kuğu", "Altın yılan", "Toygar", "Serçe", "Simurg kuşu"
  2. Toponimik Efsaneler (yer adlarıyla ilgili): "Peri Kalesi", "Siyazan", "Beş Parmak Dağı", "Sengeçal", "Dede Güneş", "Demirkaya"
  3. Etnonimik Efsaneler (kabile, halk, nesil adlarıyla ilgili): "Oğuz", "Bayat"
  4. Kozmogonik Efsaneler (göksel cisimlerle ilgili efsaneler): "Ay ve Güneş"

Samed Vurgun "Ayın Efsanesi" adlı şiirini, İlyas Efendiyev ise "Sular Saran'ı Götürdü" ve "İsa-Musa" hikayelerini halk efsanelerine dayanarak yazmıştır.

Rivayetler

Rivayetler, efsanelerden farklı olarak, bir zamanlar gerçekten yaşanmış ama ağızdan ağza dolaşırken özgünlüğünü ve detaylarını kaybetmiş öykülerdir. Bu nedenle genellikle "rivayete göre", "söylenene göre", "böyle rivayet edilir ki" gibi ifadelerle başlarlar. Örneğin:

Rivayete göre ünlü Fars-Tacik şairi Sadi Şirazi bir gün yolda yürürken, yol kenarındaki bir tuğla kesen adamın onun şiirlerini rastgele mırıldandığını duyar. Şair, hiçbir şey demeden adamın kurutmak için yol kenarına dizdiği çiğ tuğlaların üzerine çıkar ve onları ezmeye başlar. Tuğla kesen adam bunu görünce telaşlanır ve bağırır:

- "Hey adam, deli misin?! Bu zavallı tuğlaların suçu ne ki, kaburga kemiklerini böyle kırıyorsun?! Ben bunlar için çok emek verdim!"

Sadi cevap verir:

- "Peki ya benim zavallı şiirlerimin suçu ne ki, sen onların kaburga kemiklerini böyle kırıyorsun? Ben onların üzerinde hiç mi emek vermedim?!"

Rivayetler iki türdedir:

• Tarihi şahsiyetlerle ilgili rivayetler: Örneğin, Nesimi, Habibi, Şah İsmail Hatayi, Fuzuli, Molla Penah Vagif, Aşık Alesker gibi edebi ve tarihi şahsiyetlerin yaşamlarına dair rivayetler vardır.

• Coğrafi bölgelerle ilgili rivayetler: Örneğin, "Karı Dağı", "Kırık Köprü", "Bibiheybet", "Şuşa", "Hatun Irmağı" gibi rivayetler yer adlarıyla ilgili ortaya çıkmıştır. Cevat Cabbarlı "Kız Kulesi", Mikail Müşfik "Çoban", Samed Vurgun "Aslan Kayası" adlı şiirlerinin ve İlyas Efendiyev "Karı Dağı" hikayesinin konusunu halk rivayetlerinden almıştır.

Fıkralar

Molla Nasreddin figirü

Toplumsal hayattaki ve günlük yaşamda rastlanan kusurları yansıtan kısa ve mizahi eserlerdir. Fıkraların temelinde gülme vardır. Fıkralarda mizahın yanı sıra, hiciv ve alay da önemli bir yer tutar. Azerbaycan halk edebiyatında Bahlul Danende, Nasreddin Hoca, Abdal Kasım, Ayrım Tagi, Mirza Bagı, Hacı Dayı gibi fıkra kahramanları vardır. Bunların en ünlüsü Nasreddin Hoca’dır. "Evi Düzeltiriz", "Bindiğimi Saymıyorum" gibi fıkralarda Nasreddin Hoca, saf, sade bir adam izlenimi verir. Celil Memmedguluzade, Nasreddin Hoca’ya duyduğu sevgi ve saygının bir ifadesi olarak satirik dergisine "Molla Nasreddin" adını vermiş ve bu adı kendi mahlası olarak kullanmıştır.

Masallar

Epik türün en sevilen ve en büyük türü olan masal, insanların eski dönemlerde yarattığı ve ağızdan ağıza geçerek değişip zenginleşmiş, günümüze kadar ulaşmış bir türdür. Masallarda iyilikle kötülük, ışıkla karanlık, hayatla ölüm, hakla haksızlık mücadelesi eder ve her zaman iyilik kötülüğe, hak haksızlığa, ışık karanlığa galip gelir. Sihir, büyü, ejderha gibi unsurlar masalların çoğunda sıkça karşılaşılan fantastik güçlerdir. Bu türdeki olaylar genellikle ana karakter etrafında döner ve bu karakter idealize edilir. Masalın olumlu kahramanı karşılaştığı tüm zorlukları aşar ve kötü güçlere karşı zafer kazanarak arzularına ulaşır[14].

Eşyaların ve doğa olaylarının kişileştirilmesi, insanlara özgü özelliklerin eşyalar ve hayvanlara aktarılması, olayların geniş epik sahnelerle anlatılması masalların temel özelliklerindendir. Masallar genellikle "karavelli" adı verilen ve nazım biçiminde söylenen küçük bir önsözle başlar. Bu da masalı diğer türlerden ayıran temel bir özelliktir. Karavelli, masalın ana içeriğiyle uyuşmaz. Karavelliden sonra "bir varmış, bir yokmuş, Allah’tan başka kimse yokmuş", "Günlerden bir gün, Mehmet Nasir’in köşesinde" gibi giriş cümleleri söylenir. Masallarda olayları birbirine bağlamak için geleneksel cümleler kullanılır: "Masal dili hızlıdır", "Az gitti, uz gitti...", "Derelerden sel gibi, tepelere yel gibi...", "Orada ayla yıl, burada özetle..." ve benzeri. Masallar kendine özgü bir sonla biter[15].

Konularına, anlatım biçimine ve yöntemlerine göre masallar birkaç gruba ayrılır[16]. Her birinin kendine özgü özellikleri vardır:

  1. Sihirli Masallar: Sihirli güçlerin yer aldığı masallara sihirli masallar denir. Kahramanlar devlerle, ejderhalarla ve çeşitli büyülerle savaşır. Kahraman, arzusuna ulaşmak için sıradan kötü güçlerle değil, sihirli kötü güçlerle mücadele etmek zorundadır. Kötü güçlerle mücadelede masalın kahramanına iyiliksever sihirli güçler (simurg kuşu, uçan halı vb.) yardım eder. "Melik Mehmet", "Şems ve Kamer", "Sihirli Yüzük", "Şehzade Mütalib", "Beyaz Atlı Oğlan", "Vur, Değneğim, Vur" gibi masallar sihirli masallardır.
  2. Hayvanlar Hakkında Masallar: Karakterleri çeşitli hayvanlardan oluşan masallar, hayvanlar hakkında masallar olarak adlandırılır. Bu masallardaki karakterler alegorik olarak sunulur; aslan — zalimlik, tavşan — korkaklık, kurt — yırtıcılık sembolüdür. Haksızlık ve adaletsizlikle mücadele motifleri önemli bir yer tutar. Toplumda olduğu gibi, iyilik ve kötülüğü temsil eden hayvanlar da iki gruba ayrılır. "Tilkinin Kurnazlığı", "Yaşlı Aslan", "Gri Kısrak", "Aslan ve Tilki", "Aptal Kurt", "Beyaz Kuş Masalı", "Tilki ve Kurt" gibi masallar hayvanlar hakkında masallardır.
  3. Tarihi Masallar: Tarihi kişiliklerin yaşam ve faaliyetleriyle ilgili ortaya çıkan masallara tarihi masallar denir. Edebiyatımızda III. Dara, İskender, Anuşirvan, Şah Abbas ile ilgili masallar vardır. Örneğin,"Şah Abbas ve Sütçü", "Şah Abbas ve İbret Taşı", "Şah Abbas ve Fahreddin" masalları, tarihi masallardır.
  4. Sosyal-Mahalli Masallar: Sosyal hayatta meydana gelen olaylarla ilgili masallara sosyal-mahalli masallar denir. Halkın sosyal yaşantısını, toplumsal eşitsizlik ve sınıfsal zulmü konu alır. "Hançerli Fatma", "Alihan", "Ağa Kızı ve Fakir Oğlan", "Kızıllı Kadir", "Yarım Tavşan", "Kahraman Oğlan" masalları sosyal-mahalli masallar olarak adlandırılır.

Bu kapsamda, Azerbaycan halk masalları çok zengin bir mirasa sahiptir ve hem içerik hem de anlatım açısından çeşitlilik gösterir[17].

Azerbaycan folklorunun kaynakları

Milli Azerbaycan folklor örneklerini Dede Korkut Kitabı, Gurbani, Köroğlu, Şah İsmail, Abbas ve Gülgaz ve Aslı ve Kerem, masallar, bayatlar, holavarlar, ninniler, anekdotlar, bilmeceler, atasözleri ve aforizmalar izlemektedir.[18] Köroğlu Destanı , Dede Korkut Kitabı ve Aslı və Kerem gibi destanlarda gösterilen Azerbaycan mitleri esas olarak bir insanın kahramanlığı ve bilgeliğine dayanmaktadır.[19][20][21]

Köroǧlu

Köroǧlu'nun hikâyesi babasının görme yetisini kaybetmesiyle başlar.[22] Feodal Hasan Han, ahır yöneticisi Ali Kişi'yi gözlerini dağlatarak önemsiz bir suçtan dolayı kör ediyor. Köroǧlu karakteri çeşitli tarihsel kanıtlarla desteklenmektedir. 16. yüzyılın sonlarında, tarihi Köroǧlu, İran ile Türkiye arasındaki sınır bölgesinde Azerbaycan'ı karıştıran Celali İsyanı'nın lideriydi. Türk bilgin Pertev Nail Boratov'a göre, Türk padişahı 1580'lerde Celali lideri Köroǧlu'nu (gerçek adı ile Ruşen) yakalama emri verdi.[23]

Dede Korkut Kitabı

Korkut karakteri, masalın anlatımı ve destansı geleneğin koruyucusu olan beyaz sakallı bir yaşlı adamdır. Dede Korkut kitabı, 16. yüzyılın sonlarına ait iki el yazması sayesinde modern dünya tarafından bilinmektedir.[23]

Baba-ı Amir

Baba-ı Amir, Azerbaycan folklorunda komik bir karakterdi.[24]

Bayatı

"Bayatı", her birinde yedi heceli dört dizeden oluşan kısa ve eski bir Azeri halk şiiridir. İnsan duygularını şiirsel bir biçimde temsil ederler. Bu türün çeşitli biçimleri, anlatım biçimlerine ve konularına göre birbirinden farklıdır. Örneğin bayati-bağlama, bayati deyişme (bayati söyleme yarışması), vesfi-hal (övme), sevişme, holavar (emek şiirleri).[25] Bu dizelerde tedavi olarak kullanılan su nanesi, nane, papatya ve fesleğen gibi eski tıbbi tedaviler belirgin bir şekilde vurgulanmaktadır.[26]

Aşık şiiri

Aşık şiiri, Kafkasya'da eski bir halk şiiri icrası olarak bilinir. Azerbaycan'da âşık olarak adlandırılan şair şarkıcılar telli çalgı kopuz ile eski masal ve efsaneleri anlattılar. Böylelikle Köroǧlu ve Dede Korkut Kitabı gibi halk masalları günümüze kadar korunmuştur.[27] Köroǧlu kahraman destanı Azerbaycan'ın en meşhur aşık destanıdır ve kendisi de âşık olan üçüncü şahıs tarafından anlatılmıştır. Temel hikâye, her aşamada içeriğini ve karakterini değiştirerek Anadolu, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan'da yayıldı.[28] Ortadoğu'da aşıklar şair, şarkıcı, besteci veya müzisyen olarak görülüyordu. Azericede âşıkın anlamı doğa ve yaşam aşığıdır ve milli halk müziği ve şiirinin yaratıcısı olarak kabul edilir.[29]

Tören şarkıları ve dansları

Azerbaycan folklorunda doğal güçler ulusal folklor örneklerinin ana konusuydu ve insanlar bunları sözler veya hareketlerle ifade etmeye çalıştılar. En popüler tören şarkıları ve dansları, Azeri folklorunun dramatik türlerini sergileyen Kosa-Kosa, Godu-Godu, Nevruz ve Hıdır Nebi'dir.[25]

Doğaüstü varlıklar

  • Meşe Adam (AzericeMeşə Adam, bazen Ağac Kişi olarak da bilinir), Azerbaycan ve Karaçay mitolojisine göre dağlık ormanlarda yaşayan bir ruhtur.[30] Genellikle her iki cinsiyetten tüylü yaratıklar şeklinde temsil edilir, insan yüzlü ve keskin kokulu bir maymun. Yiyecek arayışları sırasında, eskimiş insan kıyafetleri giyerek gece boyunca bahçelere ve bostanlara girdiklerine inanılıyordu. Bazı araştırmacılara göre Meşe Adam, kardan adam efsanesinin bir çeşididir.[31] "Orman Adamı" Kafkasya bölgesi için yaygın bir folklor figürüdür. W. Feuerstein'ın "Orman Adamı" adlı makalesinde Kafkasya'da orman halkı ile oyunun hükümdarının gelenekleri arasında yakın bir bağlantı olduğu gözlemlenmiştir. Bu bağlantı, İskandinav Skogsrå ve kurnaz bir Rus ormancı Leshy gibi Kafkasya sınırlarının ötesinde kendini göstermektedir.[32]
  • Gulyabani (AzericeQulyabani) Farsçadan: غول‌بیابانی Ghul-e Biābānī yani çöl canavarı) çölde ve mezarlıklarda yaşayan kötü bir ruhtur. Azerbaycanlı ve Türk araştırmacılara göre Gulyabani'nin asıl işi, geceleri bir kurt adam görünümüne girip gece gezginlerini korkutmaktı. Ayrıca at yelesini karıştırırken ata binmeyi de sever. Efsaneye göre Gulyabani, biri yakasına iğne ile girebilirse, insanlar için çalışacaktır. Ama aynı zamanda, efendinin tüm emirlerine tam tersi olarak hizmet edecektir. Azerbaycan'ın batı bölgelerinde, Gulyabani genellikle Ardov sularının kötü niyetli ruhu olarak tanımlandı.[33]
  • Tepegöz (AzericeTəpəgöz) Polifimos'un Kiklop'una benzeyen bir Azerbaycan halkına ait hayali yaratık.[34][35]

Diğer kültürlerle ilişkiler

Azerbaycan folkloru, Pers mitolojisi ve Türk mitolojisinden unsurlar almaktadır.[36]

Faaliyetlerin geliştirilmesi

Azerbaycan'ın çeşitli bölgelerinde etnik grupların folklorunu, kültürünü ve sanatını tanıtmak amacıyla 20 Ekim 2005 tarihli “Kültürel İfadenin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Hakkında” UNESCO Sözleşmesi ile ilgili olarak bir dizi faaliyet gerçekleştirilmiştir. Azerbaycan, kongreye 2009 yılında katıldı. Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2006 yılında ulusal azınlıklara adanmış “Anavatan Azerbaycan” adlı festival düzenledi. Festival çerçevesinde çeşitli etnik azınlıklar folklorlarını sunmak için katıldı. Uluslararası festival, Azerbaycan'ın tüm etnik bölgelerinden yaklaşık 500 katılımcıyı ağırladı. Festival İngilizce olarak da sunuldu. Etnik grupların yaşadığı bölgelerde çocuklar için yaklaşık 41 müzik ve sanat okulu bulunur. Bu okullarda folklor ve etnik kültür öğretilir.[37]

Folklor enstitüsü

Azerbaycan folklor enstitüsü, Nizami Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi'nin (AMEA) adını taşıyan Edebiyat Enstitüsü temelinde 1994 yılında kurulmuştur. 2003 yılından itibaren AMEA bağımsız bir yapı birimi olarak faaliyetlerini sürdürmesine karşın, kuruluşunun ilk yıllarında Kültür Merkezi'nin bir bölümü olarak faaliyet göstermiştir.[38]

2012 yılında, folklor örneklerinin toplanmasından sorumlu olan Folklor ve Etnik Azınlıklar Daire Başkanlığı, Azerbaycan Folklor Enstitüsünde açılmıştır. Bölümün temel amacı, toplanan folklor örneklerinin korunmasını ve araştırılmasını düzenlemektir.[39]

Yayınlar ve araştırmalar

Azerbaycan folkloru hakkında ülke folklorunun çeşitli yönlerini kapsayan Hidayet Hasari'nin “Azerbayjan Folklorunden Numunahlar” ve Zahareh Vafasi'nin “Folklor Ganjinahsi, Oyunlar” gibi Farsça pek çok kitap ve makale kaleme alınmıştır.[40] Samed Behrengi, 1939'da Tebriz'de doğmuş, Azerbaycan folkloru hakkında çocuk öyküleri yazmış bir yazardır.[41][42] Yagub Khoshgabani ve eşi, yaşlıların ifadelerine uygun olarak folklor kayıtlarını gezip kaydederek Azerbaycan folklorunu topladı ve çalıştı.[43]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Yeni ədəbiyyat tariximizin ilk cildləri 10 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Azerice)
  2. ^ "Folklorşünas düşüncələri". Ləman Nəşriyyat Poliqrafiya MMC. 2018. 1 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2024. 
  3. ^ "Qarabağ: folklor da bir tarixdir: X kitab: Zəngilan və Şuşa rayonlarından toplanmış folklor örnəkləri". Elm və təhsil. 2018. 27 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2024. 
  4. ^ "Azsaylı xalqların folkloru: II kitab". Elm və təhsil. 2017. 23 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2024. 
  5. ^ "Azərbaycan mühacirət folklorşünaslığı". Elm və təhsil. 2016. 20 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2024. 
  6. ^ "Azərbaycan folklorunda tolerantlıq və multikulturalizm". Elm və təhsil. 2016. 2 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2024. 
  7. ^ "Ahıska türklərinin sürgün folkloru". Mütərcim. 2014. 21 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2024. 
  8. ^ "Türk xalqları folkloru: V kitab: Qumuq folkloru". Elm və təhsil. 2020. 26 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2024. 
  9. ^ "Q.N. Potaninin əsərlərində türk xalqları folkloru məsələləri". Elm və təhsil. 2013. 26 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2024. 
  10. ^ "Türk xalqları folkloru: I kitab: Krım-tatar xalq şeirindən seçmələr". Bakı. 2013. 23 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2024. 
  11. ^ "Türk folklor söyləyicisi: Türküstan arealı". Xəzər Universiteti nəşriyyatı. 2012. 25 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2024. 
  12. ^ "Nizami Gəncəvi və folklor". Bakı neşr. 2013. 1 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2024. 
  13. ^ "Azərbaycan və Anadolu folklorunda oyun və tamaşalar". Elm və təhsil. 2014. 1 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2024. 
  14. ^ "Nağıllar". 21 Eylül 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Eylül 2024. 
  15. ^ "Azərbaycan nağılları: I cild". 1 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2024. 
  16. ^ "Azərbaycan nağıllarının süjet göstəricisi: Aarne-Tompson sistemi əsasında". 26 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2024. 
  17. ^ "Azərbaycan-Polşa nağılları". Apostrof-A. 2022. 16 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2024. 
  18. ^ Modern Azerbaijanian Prose (İngilizce). Trafford Publishing. 2012. ISBN 978-1-4669-4602-6. 31 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2020. 
  19. ^ ""Koroğlu"ya ümumtürk məhəbbəti". 19 Eylül 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2020. 
  20. ^ Азербайджанская литература 5-18 вв. 19 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Rusça)
  21. ^ ""Mother-of-All-Books": Dada Gorgud". 9 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2020. 
  22. ^ Hasan Javadi, "KOROĞLU i. LITERARY TRADITION" in Encyclopedia Iranica
  23. ^ a b Oral Epics of Central Asia (İngilizce). Cambridge University Press. 3 Haziran 2010. ISBN 978-0-521-14828-3. 31 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2020. 
  24. ^ The Supplement to the Modern Encyclopedia of Russian, Soviet and Eurasian History: Avicenna - Bashkin, Matvei Semenovich (İngilizce). Academic International Press. 2000. ISBN 978-0-87569-142-8. 5 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2020. 
  25. ^ a b "Azerbaijan". www.azerbaijan.az. 20 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Nisan 2018. 
  26. ^ Azerbaijan: Medieval Manuscripts, History of Medicine, Medicinal Plants (İngilizce). Nurlan. 2006. 31 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2020. 
  27. ^ Realist music: 25 Soviet composers (İngilizce). Meridian Books. 1949. ISBN 978-0-7614-2011-8. 31 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2020. 
  28. ^ New Perspectives on Safavid Iran: Empire and Society (İngilizce). Taylor & Francis. 3 Mart 2011. ISBN 978-1-136-99194-3. 31 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2020. 
  29. ^ Viltis (İngilizce). International Institute of Wisconsin. 1982. 31 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2020. 
  30. ^ Мифы народов мира. Энциклопедия. Т.1. «Советская энциклопедия», 1991. 978-5-85270-016-2
  31. ^ "Кавказская мифология/Азербайджанская мифология — Агач Киши". 16 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2020. 
  32. ^ The Concept of the Goddess (İngilizce). Routledge. 11 Eylül 2002. ISBN 978-1-134-64151-2. 
  33. ^ Кавказская мифология/Азербайджанская мифология — гюль-ябани 15 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Rusça)
  34. ^ C. S. Mundy (1956). "Polyphemus and Tepegöz". Bulletin of the School of Oriental and African Studies. 18 (2): 279-302. doi:10.1017/s0041977x00106858. JSTOR 609984. 
  35. ^ Təpəgöz 6 Temmuz 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Azerice)
  36. ^ Anaz Radio Voice of South Azerbaijan: Folklor 6 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Azerice)
  37. ^ "Festival of national minorities due in Baku". AzerNews.az (İngilizce). 24 Haziran 2016. 6 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mayıs 2018. 
  38. ^ "WWW.SCIENCE.GOV.AZ". www.science.gov.az (İngilizce). 16 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Nisan 2018. 
  39. ^ In pursuit of societal harmony: Reviewing the experiences and approaches in officially monolingual and officially multilingual countries (İngilizce). AFRICAN SUN MeDIA. 20 Aralık 2017. ISBN 9781928424123. 
  40. ^ Borders and Brethren: Iran and the Challenge of Azerbaijani Identity (İngilizce). MIT Press. 2002. ISBN 978-0-262-26468-6. 3 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2020. 
  41. ^ Guerilla Odyssey: Modernization, Secularism, Democracy, and the Fadai Period of National Liberation In Iran, 1971-1979 (İngilizce). Syracuse University Press. 2010. ISBN 978-0-8156-5147-5. 
  42. ^ Ideology of Representation: Episodic Literary Movements in Modern Persian Literature (İngilizce). University of Michigan. 1996. ISBN 9780591196276. 
  43. ^ JPRS Report: Soviet Union. Political affairs (İngilizce). The Service. 1990. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

Âşık halk edebiyatı, halk diliyle ve hece vezniyle meydana getirilen, saz eşliğinde söylenen şiirlerden oluşan geleneksel Türk edebiyatı dalıdır. âşıkların oluşturduğu eserlerin bütününe verilen isimdir.Halk edebiyatı içerisinde yer alır. Anonim ürünlerin dışında kalan şiirlerin oluşturduğu edebi ürünler toplamıdır. Kimi âşıkların başından geçen ve yaygınlaşıp ünlenen hikâyeler de âşık edebiyatı içinde incelenir.

<span class="mw-page-title-main">Köroğlu</span> efsanevi Türk halk ozanı

Köroğlu, hem bir Türk destan kahramanının adıdır, hem de 16.yüzyılda yaşayıp büyük ün kazanmış bir halk ozanının mahlasıdır.

<i>Şehnâme</i> Firdevsinin eski İran efsaneleri üzerine kurulu manzum destanı

Şehnâme veya Şahnâme, Firdevsî'nin eski İran efsaneleri üzerine kurulu manzum destanıdır. İran edebiyatının en büyük eserlerinden biri olarak kabul edilir. 977 ila 1010 arasında yazılmıştır. 60.000 beyit civarında hacime sahiptir. Tek şair tarafından yazılan en uzun epik şiirlerdendir.

<i>Dede Korkut Kitabı</i> Oğuz Türklerinin en eski epik destansı hikâyeleri

Dede Korkut Kitabı, Oğuz Türklerinin bilinen en eski epik destansı hikâyeleridir. Hikâyeler, göçebe Türk halklarının sosyal yaşam tarzları ve İslam öncesi inançları için önemli olan ahlak ve değerleri taşır. Kitabın efsanevi anlatımı, başta Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan olmak üzere Oğuz kökenli halkların kültürel mirasının bir parçasıdır. Aslen sözlü bir edebî ürün olup, 14. veya 15. yüzyılda anonim bir yazar tarafından yazıya geçirilmiştir.

Destanların nazım şekli ve türünü, hem Halk Edebiyatı hem de Âşık Edebiyatı bünyesinde bulmak mümkündür.

Rivayet, hadis ilminde hadisi usulüne uygun olarak ve aktarma metotlarını belirterek kaynağına dayandırmak demektir.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan edebiyatı</span>

Azerbaycan edebiyatı Azerbaycan dilinde yazılan edebiyatı veya Azerbaycanlı yazarların, şairlerin veya Azerbaycanlı muhacirlerin yazdığı edebiyatı ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan müziği</span>

Azerbaycan müziği, Kafkas, Orta Asya ve İran ağırlıklı etkileri görülür. Tar, kemençe, ut, bağlama, balaban, zurna, kaval, nağara, garmon, tütek, tef ve davul kullanılan başlıca müzik aletleridir.

İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ya da Destan dönemi Türk edebiyatı, Türklerin İslamiyeti kabulünden önceki dönemlerde oluşturdukları edebiyata verilen isimdir. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı M.Ö 4000'li yıllardan başlayarak Türklerin İslamiyeti kabul ettiği XI. yüzyıla kadar sürmektedir. Bu dönem edebiyatı genellikle sözlü ürünlerden oluşmuştur ve yazılı ürünler yok denecek kadar azdır. İslamiyet öncesi Türk edebiyatında M.S VI. yüzyıla kadar olan dönem sözlü edebiyat dönemi olarak adlandırılırken, ilk yazılı eserlerin verilmeye başlamasından sonra yazılı edebiyat dönemi başlamıştır. Eski Türklere ait olan en eski yazılı belgeler ise Orhun Yazıtları'dır Bu yazıtlar Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Genel olarak Orhun Yazıtları'ndan önceki dönem sözlü edebiyat, sonrası ise yazılı edebiyat olarak nitelendirilmiştir.

Halk hikâyesi veya halk öyküsü, toplumsal iz bırakmış bir olaydan veya bir yazınsal ürünün sözlü kültürde bıraktığı derin etkiden kaynaklanarak ortaya çıkan halk edebiyatı ürünlerine verilen ad. Ayrıca, bazı halk bilimciler halk öyküsünü: "Çağdaş çağlara yaklaştıkça geçirdiği değişimle destanların yerini tutan halk ürünü." olarak görmüştür. Destanlar olağanüstü ögelerin çokça rastlandığı türlerdir. Halk hikâyeleri ise olağanüstülük düzeyinin ikinci safhasında yer alır ve destanlara oranla halk hikâyelerinin olay örgüsü daha gerçekçidir. Halk hikâyeleri bu yönüyle modern çağların yazın türleri olan roman ve öykü gibi mensur türlerle, destan arasında bir geçiş sürecini yansıtan ürünlerdir. Halk hikâyelerinde olaylar belirli kahramanların üzerine kurulmuştur. Bu kahramanlar çoğu kez; tanınmış bir edebî ürünün içeriğinde yer alan kahramanların topluma mal olması ve anonimleşmesiyle oluşmuştur. Aslen Divan edebiyatı'na ait mesneviler olan Leyla ile Mecnun ve Ferhat ile Şirin gibi eserler, taç eserlerin toplum tarafından sözlü kültüre aktarılıp "halk hikâyesi" haline gelmesinin en önemli örnekleridir. Bunun yanında halk edebiyatı ürünlerinde de bu duruma rastlanmaktadır. Örneğin, Kayıkçı Kul Mustafa'nın Genç Osman Destanı; toplumun beğenerek halk hikâyeleştirme sürecine dahil ettiği eserlerdendir. 1930'da edebiyat tarihçisi Fuat Köprülü, Genç Osman Destanı'nı halk hikâyelerinin oluşum evrelerini tespit etmek maksadıyla incelemiştir. Ayrıca bu çalışma; Türk edebiyatındaki anonim hikâyeleşme süreci hakkında yapılmış ilk çalışmalardan biri olmuştur.

Üliger, Moğol ve Buryat halk kültüründe masalları ve mitolojik öykülere verilen genel bir addır. Buryatlar ve diğer Sibirya kabileleri arasında sözlü geleneklerinin önemli bir parçasıdır ve diğer fonksiyonları arasında, Budist öykülerini sözlü olarak iletmek için de kullanılmıştır. Sözlü gelenek göz önüne alındığında, Moğol literatüründe ağızdan ağza aktarılan öykülerin önemli bir kısmını oluştururlar. Bu öyküler, "Ülgerci" veya "Üligerçin" denilen öykücüler tarafından özellikle yaylı enstrümanlar eşliğinde okunur.

Miskin Abdal, 1430-1535'te yaşamış Azeri halk ozanıdır.

Türk edebiyatında destan, efsaneden sonra ortaya çıkmış bir edebî türdür. Türk milletinin bir bütün olarak zamanımıza ulaşmış büyük destanları olmasa da yabancı kaynaklarda yer alan bazı parçaları mevcuttur. Türk destanlarına ait çeşitli parçalar Çin, Fars, Moğol ve Arap kaynaklarında bulunmaktadır. Bilinen Türk destanları arasında en eskisi Yaratılış Destanı’dır. Bu destan, Altay Türkleri arasında anlatılagelmiştir. Rus Türkolog Vasili Radlof tarafından saptanıp yazıya geçirilmiştir. İslâmiyet'ten önceki döneme ait en eski destanlar Saka Türkleri'ne aittir. Bu destan zinciri içinde Alp Er Tunga ve Şu Destanı parçaları bulunur. Bunlar Kaşgarlı Mahmut'un Divân-ı Lügati't-Türk adlı eserinde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan Âşıkları</span>

Azerbaycan'da Âşık sanatı, şiir, hikâye anlatma, dans, vokal ve enstrümantal müziği geleneksel bir performans sanatında birleştirir. Bu sanat Azerbaycan kültürü'nün sembollerinden biridir ve ulusal kimliğin bir koruyucusu olarak kabul edilir.

Azerbaycan Folkor Enstitüsü, faaliyetine 1994 yılında Azerbaycan Ulusal Bilimler Akademisi (ANAS) temelinde başlayan bağımsız bir enstitüdür. Enstitünün ana hedefi, Azerbaycan folklor örneklerini toplamak ve incelemektir.

Karaçuka, bir fal. Bir kişinin mali durumu, işi olsun ya da olmasın, Karaçukha'nın faaliyetleriyle koordine edilmiştir. İnanışa göre, bir kişinin işi, Karaçukası uyanıksa iyi gider. Karaçuka'ya dikkat etmek için ona bir isim verilmelidir, bu sayede hatırlanabilir. Bu nedenle Azerbaycan'ın birçok bölgesinde Karaçuka için Yasin okunur ve yemek pişirilirken Karaçuka adına yemeğe tuz atılır. Tatlı, Karaçuka adına kapıya gelen fakir ailelere dağıtılır. İnanışlara göre Karaçuka'yı kurtarmayı reddetmek günahtır.

<span class="mw-page-title-main">Kırım Tatar folkloru</span>

Kırım Tatar folkloru Kırım Tatarlarının, milli kültürün ayrılmaz bir parçası olan söz sanatlarını, halk geleneklerini ve Kırım Tatar dilini içeren bir kavramdır.

Destan, Âşık edebiyatında bir nazım şeklidir. Kökeninin Farsça "dâstân" kelimesi olduğu düşünülmektedir. Destan “hikâye, masal, sergüzeşt, manzum hikâye (kıssa), vak‘a, tarih, roman ve hayvan masalı (fabl)” gibi anlamlara da gelmektedir. Destan, şekil itibarıyla koşmaya benzemektedir. Ancak ezgisel olarak farklılık gösterebilir. 40 dörtükten, 100 dörtlüğe kadar örnekleri görülmektedir.