İçeriğe atla

Ayrışma (biyoloji)

Ayrışmada canlı türlerine göre değişebilen bazı süreçler vardır.

Ayrışma veya çürüme, organik maddelerin, maddenin daha basit formlarına ayrıldığı süreçtir. Bu süreç biyomda yer kaplayan sonlu maddelerin geri dönüşümü için gereklidir. Canlı organizmaların organları ölümünden kısa bir süre sonra ayrıştırmaya başlar. Bütün organizmalar aynı yolla ayrışmamalarına rağmen, ölümden sonra aynı aşamalardan geçerler. Ayrışmayı inceleyen bilim olan taponomi, Yunanca’da (τάφος, taphos) (mezar) kelimesinden gelir.

Canlıların ayrıştırılmasından cansız maddeler ayırtedilebilir (biodegradation). İlk yol "kimyasal veya fiziksel işlemlerle bir maddenin yapı taşlarına bozunması", örneğin hidroliz.[1] İkinci bir yol "canlı organizmalar tarafından metabolik olarak maddenin daha basit bileşenlerine ayrışması",[2] tipik olarak mikroorganizmalar tarafından.

Hayvan ayrışması

Ölmüş yılanı yiyen karıncalar

Ayrışma ölüm anında başlar, iki faktör buna neden olur: otoliz, vücudun kendi iç kimyasal reaksiyonları ve enzimleri tarafından dokuların ayrıştırılması ve kokuşma ise dokuların bakteriler tarafından ayrıştırılmasıdır. Bu ayrıştırmalar sonucunda kokuşma kokuları meydana gelir.

Birincil ayrıştırıcılar bakteriler ve mantarlardır. Böcek, akar ve diğer leş yiyen canlılar da vucuda erişebilir olduklarında bu ayrıştırma işleminde önemli rol aynayabilirler. Yaz aylarında görülen leş böcekleri, akarlar, leş sinekeleri (Sarcophagidae) ve Göksinekler (Calliphoridae) ayrıştırma sürecine katılan en önemli eklembacaklılardır.[3][4] Bu sürece dahil olabilen en önemli böcek olmayan hayvanlar ise tipik olarak memeliler ve leş yiyen kuşlardır, örneğin kır kurdu, köpekler, kurtlar, tilkiler, kemeler, kargalar ve akbabalar.[] Bu leş yiyenlerden bazıları daha sonra yemek üzere kemikleri parçalayıp saklayabilirler. Su ve deniz ortamları bakteriler, balıklar, kabuklular, Diptera larvaları ve leş yiyiciler gibi ayrıştırıcı ajanlar içerir.[5]

Ayrıştırmanın aşamları

Omurgalı canlılarda ayrışma beş aşama olarak tanımlanır: Bunlar, yeni, şişme, aktif ve ileri çürüme ve kuru kalıntılardır.[6] Kimyasal ayrışmanın genel aşamaları iki dönemdir: Bunlar otoliz ve kokuşma.[7] Bu iki dönem vücudun ana bileşenlerini yıkımlayarak kimyasal ayrışma sürecine katkıda bulunur.

Yeni

Kalp atışları durduktan sonra bu aşama hemen başlar.[8] Ölüm anından itibaren gövde, algor katılaşması diye adlandırılan ve çevre ısısıyla vücut ısısının eşitlenmesine de neden olan bir sürece girer.[9] Ölümden kısa bir süre sonra genellikle üç ila altı saat içinde, rigor mortis olarak bilinen ve kasların kasılıp sertleştiği süreç meydana gelir. Kanın pompalanması durduğu için, kan vücuda bağlı bölgelerde yer çekimi etkisiyle hareket eder ve genel bir mavimsi-mor renk alır, buna livor mortis ya da daha yaygın olarak morarma denilir.

Kalp durduğunda, kan dokulara oksijen taşıyamaz ve dokuları karbondioksitten temizleyemez. pH'ın düşmesi ve diğer kimyasal değişiklikler hücrelerin yapısal bütünlüğünün kaybetmesine neden olur. Hücre yapısının bozulması ile serbest kalan enzimler, diğer hücrelerin yapısının da bozulmasına neden olur. Bu işlem otoliz olarak isimlendirilir. Ayrışma sırasındaki görülebilir değişiklikler "yeni" aşamasında pek gözlemlenebilir değildir ancak otolizin neden olduğu kabarcıklar deri yüzeyinde fark edilebilir.[10]

Vücutta kalan oksijen, hücre metabolizması ve vücuttaki solunum ve sindirim yollarında doğal olarak bulunan aerobik mikroorganizmalar tarafından tüketilir, bu durum anaerobik organizmaların çoğalmasına olanak sağlar. Sonuçta, vücudun karbonhidrat, lipit ve proteinleri tükenip; propionik asit, laktik asit, metan, hidrojen sülfit ve amonyak da dahil olmak üzere çeşitli maddelerin üretilmesine neden olur. Gövde içinde mikrobiyal çoğalma işlemi kokuşma olarak adlandırılır ve şişme olarak bilinen ayrışmanın ikinci aşamasına yol açar.[8]

Göksinekler ve et sinekleri leşe ilk gelen böceklerdir ve uygun bir yumurtlama yeri ararlar.[6]

Şişme

Şişme, mikrobiyal çoğalmanın devam ettiğini gösteren ilk açık işarettir. Bu aşama, anaerobik metabolizma sonucu hidrojen sülfür, karbon dioksit, metan ve azot gibi gazların birikmesi ile meydana gelir. Bedensel boşlukta gazların birikmesi karnın gerginleşmesine neden olur ve vücut şişkin bir görünüme ulaşır.[11] Ayrıca üretilen gazlar, doğal sıvıların ve sıvılaşan dokuların köpüklü hale gelmesine neden olur.[9] Vücutta gaz basıncının artmasıyla birlikte, sıvılar vücudun doğal deliklerinden çıkma eğilimine girerler. Artan basınç ve cilt bütünlüğünün bozulması vücutta yırtılmalara neden olur.[11]

Bağırsaklardaki anaerobik bakteriler hemoglobinini sülfohemoglobin ve diğer renkli pigmentlere dönüştürürler. Bununla ilişkili gazlar vücutta birikerek sülfohemoglobininin dolaşım ve lenf sistemi üzerinden vücut boyunca taşınmasına yardımcı olur ve vücutta gemel bir mermer görünümü gözlenir.[12]

Eğer böcekler vücuda erişebilirlerse, bıraktıkları larvalar (sinek kurdu olarak bilinir) vücutta beslenmeye ve gelişmeye başlarlar.[6] Larva faaliyetleri tipik olarak vücudun doğal deliklerinde sınırlanmış ve deri altında kümelenmiştir, kıllar ve cildin birbirinden ayrılmasına neden olurlar.[9] Larvaların beslenmesi ve vücutta gaz birikmesi çevreye gaz ve sıvıların salınmasına neden olan yırtıklara neden olurlar.[8] Yırtıklar deriden oksijen girmesine olanak sağlarlar ve vücut tekrar oksijenlenir, böylece sinek larvalarının gelişimi ve aerobik mikroorganizmaların aktivitesi için daha fazla yüzey alanı sağlanmış olur.[11] Gazlar ve sıvıların tasfiyesi kokuşma ile ilişkili güçlü ayırt edici kokuların oluşmasına yol açar.[6]

Aktif çürüme

Aktif çürüme büyük kütle kaybı ile karakterize bir dönemdir. Bu kayıp hem doymak bilmeyen kurtçukların beslenmelerinin hem de çevreye ayrışma sıvılarının tasfiyesinin bir sonucu olarak ortaya çıkar.[11] Kokuşma sıvıları bedenin çevresinde toparlanır ve kadavrayı bir ayrışma adasına çevirir (CDI).[8] Doku sıvılaşması ve ayrışması bu aşamada bariz bir şekilde gerçekleşir ve daha güçlü dokularla devam eder.[6] Aktif çürümenin sonunun belirtisi kurtçukların pupa olarak vücudu ya da ondan geri kalanları terk etmeleridir.[8]

İleri çürüme

Ayrışma, kullanılabilir kadavra materyalinin azalmasından dolayı ileri çürüme aşamasında büyük oranda sınırlanır.[11] Böcek aktivitesi de bu aşamada azalır.[9] Leşin kaldığı yerdeki bitki örtüsünün öldüğü de gözlenebilir.[11] Kadavra ayrışma adası leşi çevreleyerek topraktaki karbon, fosfor, potasyum, kalsiyum ve magnezyum gibi besinlerin yapısında bulunan maddelerde artışa;[8] PH'nın değişimine; topraktaki azot miktarında kayda değer bir artış gözlenmesine neden olur.[13]

Kuru/kalıntılar

Kuru/kalıntılar aşaması sırasında, kadavra ayrışma adası etrafında bitkiler canlanır ve büyümeye başlarlar ve bu ilgili ortamda besin olduğununve toprağın hala normale dönmediğinin bir işaretidir.[11] Bu aşamada kadavranın kıkırdak ve kemikler gibi kuru kısımları kalır.[9] Tüm yumuşak doku kadavradan kaldırılırsa buna tamamen iskeletleşme denir, eğer kemiklerin bazı kısımları maruz kalırsa buna kısmen iskeletleşme denilir.[14]

Domuz leşinin ayrışmasının çeşitli aşamaları: Yeni> Şişme> Aktif kokuşma > İleri kokuşma > Kuru kalıntılar

Bitki ayrışması

Altı günlük bir süre boyunca çürüyen şeftali. Her kare yaklaşık 12 saat arayla kaydedilmiştir. Meyve buruşup küf mantarlarıyla kaplı hale gelmiştir.

Bitkisel maddelerin ayrışması birçok aşamadan oluşur. Bu su sızıntısıyla başlar; en kolay kaybedilebilen madde olan çözünebilen karbon bu süreçte serbest kalır. Diğer erken bir süreç, bazı böceklerin etkinlikleri ile oluşan ve bakteri matarlar için üreme alanları oluşturan fiziksel parçalanma ya da ufalanmadır. Küçük ölü bitkilerde bu süreç büyük ölçüde toprak omurgasız faunası tarafından yürütülmektedir, Daha büyük bitkilerde, böcekler ve mantarlar gibi birincil parazitik yaşam-formlar büyük rol oynar ve çok sayıda saprotrof tarafından desteklenmezler. Sonrasında, bitki tortusu (selüloz, hemiselüloz, mikrobiyal ürünler ve lignin) mikroplar tarafından kimyasal olarak değişime uğrarlar. Bileşiklerin farklı tipleri farklı oranlarda ayrışırlar. Bu onların kimyasal yapılarına bağlıdır. Örneğin, lignin ayrışmaya oldukça dayanıklıdır ve aslında sadece siyah çürüğü mantarları gibi bazı mantarlar ile ayrıştırılabilir ahşap bir bileşenidir. Lignin karmaşık kimyasal yapısından dolayı geç ayrıştırılır ve çürüyen bitkilerden geriye kalan maddelerdendir. Sıcaklık bitki çürümesine doğrudan etki eden bir faktördür, örneğin, sıcak bir ortamda bitki daha hızlı çürür.

Bitkilerin kimyasal ayrışmaları her zaman karbondioksit salınımına yol açar.

Gıda ayrışması

Gıdaların ayrışması, bitki ve hayvanlarda olduğu gibi bozulma denir, bu konu gıda bilimleri içerisinde önemli bir çalışma alanıdır. Koruyucu uygulamalarla gıdaların bozulması geciktirilebilmektedir. Eğer et üzerine herhangi bir müdahale yapılmazsa, et saatler veya günler sonra iştah kapatıcı şekle gelebilir hatta yenildiğinde zehirleyici etkiler gösterebilir. Ete, kesilen hayvanların kendi florasından gelen, eti işleyen kişilerden ve işleme uygulamalarından gelen bakteri ve mantarlar tarafından etin bozulması ve ayrıştırılması kaçınılmaz bir durumdur. Süresiz olmada da – uygun gıda güvenliği, gıda koruyucu uygulamalar ve uygun saklama koşulları temin edildiğinde – etin uzun bir süre saklanması mümkün olabilir.

Adli vakalarda önemi

Adli vakalarda çeşitli bilimlere başvurulmaktadır, bunlar ölüm zamanı ve ölüm sebebinin bulunabilmesi için yasal çalışmalardır:

  • Adli taponomi, otopsi aralığını, otopsiden sonra defin zamanını ve gizli mezarları bulabilmek için adli olgularda biyolojik ve kimyasal ilkeleri uygulayarak, özellikle ayrışma sürecini inceler.
  • Adli patoloji çalışmaları, tıbbi bir fenomen olarak ölüm sebebini araştırır.
  • Adli entomoloji cesetlerde bulunan böcekleri ve diğer haşaratları inceler; böceklerin türü, maruziyet süresi, böceklerin hayat döngüsü gibi araştırmalar ölümün zamanı, mekanı, cesedin taşınıp taşınmadığı gibi konulara ışık tutar.[15][16]
  • Adli antropoloji genellikle cesedin kimlik, ırk ve cinsiyeti hakkında ipuçları aramak için iskeletler ve insan kalıntılarını inceler. Fiziksel antropolojinin bir dalıdır..[17][18]

Knoxville'deki Tennessee üniversitesi antropolojik araştırma tesisinin (daha çok Beden Çiftiliği olarak bilinir) çitli bir arsada numaralandırılmış cesetleri mevcuttur. Beden çiftliğinde araştırma yapan bilim insanları, insan vücudunun çeşitli durumlardaki çürüme işlemini daha iyi anlayabilmek için çalışmalar yapmaktadırlar.

Ayrışmayı etkileyen faktörler

Maruz kalınan durumlar

Su, hava, böcekeler gibi maruz kalınan faktörler cesedin ayrışmasının hızlandırıcı etki yaparlar. Örneğin bir tabutta bulunan cesede böceklerin ulaşımı daha sınırlıdır ya da düşük sıcaklıktaki bir ceset daha geç kokuşur.

Bir hayvanın vücudundaki ayrışmanın hızı, cesedin çeşitli faktörlere maruziyetine göre değişiklik gösterir:

  • Sıcaklık;
  • Ortamda oksijen bulunması;
  • Ölmeden önceki sağlık durumu;
  • Ölüm sebebi;
  • Defnedilen mezarın derinliği ve toprak çeşidi;
  • Leş yiyicilerin faaliyetleri;
  • Yaralanmaya neden olan travmalar;
  • Nem ya da ıslaklık;
  • Yağmur;
  • Vücut büyüklüğü ve ağırlığı;
  • Giyim kuşam;
  • Vücudun dayandığı yüzey;
  • Sindirim sistemi içindeki gıdalar/maddeler.

Şartlar ayrışma hızını büyük ölçüde etkiler. Sıcaklık, nem ve ölümün gerçekleştiği mevsim, cesedin iskeletleşmesini veya mumyalaşmasını etkiler. Ayrışmada çevrenin etkisi konusunda temel rehber Casper kanun (ya da oranı) olarak verilir: Oksijenin serbest olarak ulaşabildiği, ıslanmış bir ceset, gömülmüş cesede göre sekiz saat daha hızlı ayrışmaya uğrar. Sıcaklık yükselmesi bakterilerin etkinliklerinin artmasına neden olacağından ayrışmayı da hızlandırır, sıcaklık azalması da aksi etki gösterir.

Yapay koruma

Mumyalamak, insan ve hayvan bedeninin ayrışmasını pratik olarak geciktirir ancak tamamen engel olmaz.Mumyalayıcılar genellikle, yüzler ve eller gibi vücudun görülen ksımlarına karşı daha özenli davranırlar. Mumyalama kullanılan kimyasallaın çoğu sinekleri kovmaya, vücuttaki mevcut bakterileri öldürerek bakteriyel çürümeyi yavaşlatmaya ya da daha sonraki bakteriyel ajanlar için besin kaynağı olmaması açısından hücrelerin proteinlerini sabitlemeye yardım eder. Yeterince kuru bir ortamda tam anlamıyla mumyalanmış bir bedenin ve organlarının yıllar sonra bile bozulmadan kaldığı durumlar nadir değildir. Bu şekilde mumyalanmış önemli görülebilir bedenler şunlardır:

Çevresel koruma

Yeterince kuru bir ortamda gömülü bir ceset de yıllardır korunmuş olabilir. Öldürülen sivil haklar savunucusu Medgar Evers'ın cinayet davasında doğru bir otopsi için 1900'lü yıllarda mezarı yeniden açıldığında, 30 yılım aşkın bir sürede cesedinin neredeyse mükemmel korunmuş olduğu tespit edilmiştir.[19]

Turba bataklıkta batmış bir vücut doğal olarak mumyalanmış olur ve korunur.

Kehribar gibi bir reçinede hapsolmuş bir hayvan milyonlarca yıl hemen hemen mükemmel bir şekilde muhafaza edilebilir..

Onyıllarca hatta yüzyıllarca (hiçbir insan müdahalesi olmadan) organları açıklanamaz bir şekilde korunmuş ve neredeyse öldükleri zamanla aynı görünen bazı örnekler vardır. Bazı dini gruplar bunu dürüstlüğün bir neticesi olarak bilir. Yapay koruma olmadan bir bedenin ne kadar korunabileceği hakkında bir fikir belirtilememektedir.[20]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Water Quality Vocabulary.
  2. ^ Water Words Dictionary (WWD)
  3. ^ González Medina A, González Herrera L, Perotti MA, Jiménez Ríos G (2013).
  4. ^ Braig, Henk R.; Perotti, M. Alejandra (2009).
  5. ^ González Medina A, Soriano Hernando Ó, Jiménez Ríos G (2015).
  6. ^ a b c d e Payne, J.A. (1965).
  7. ^ Forbes, S.L. (2008).
  8. ^ a b c d e f Carter D.O., Yellowlees, D., Tibbett M. (2007).
  9. ^ a b c d e Janaway R.C., Percival S.L., Wilson A.S. (2009).
  10. ^ Knight, Bernard (1991).
  11. ^ a b c d e f g Carter D.O., Tibbett M. (2008).
  12. ^ Pinheiro, J. (2006).
  13. ^ Vass A.A., Bass W.M., Wolt J.D., Foss J.E., Ammons J.T. (1992).
  14. ^ Dent B.B., Forbes S.L., Stuart B.H. "Review of human decomposition processes in soil".
  15. ^ Smith, KGV. (1987).
  16. ^ Kulshrestha P, Satpathy DK. (2001).
  17. ^ Schmitt, A.; Cunha, E.; Pinheiro, J. (2006).
  18. ^ Haglund, WD.; Sorg, MH. (1996).
  19. ^ Quigley, C. (1998).
  20. ^ Clark, Josh.

Dış bağlantılar

  • İlgili görseller için, Ayrışma Wikimedia Commons
  • 1Lecture.com – Gıda bozulması (bir Flash animasyonu)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Böcek</span> eklembacaklılar sınıfı

Böcekler eklem bacaklılar (Arthropoda) şubesinin sınıfı ve tür ve takson bakımından en kalabalık hayvan sınıfıdır. 1.000.000'dan fazla olan tür sayılarıyla Dünya'daki en fazla türe sahip canlılardır. Dünya'nın hemen hemen her yerinde bulunur ve bazen çok yoğun popülasyonlarda görülebilirler. Her yıl birkaç bin böcek türü tanımlanmaktadır. Toplam tür sayısının 2.000.000 ila 30.000.000 kadar olduğu tahmin edilmektedir. Tür, cins, familya gibi taksonomik kategoriler bakımından 6-10.000.000 sayıya ulaşırlar ve Dünya'daki hayvanların %90 kadarını oluştururlar.

<span class="mw-page-title-main">Biyogaz</span>

Biyogaz terimi temel olarak organik atıklardan kullanılabilir gaz üretilmesini ifade eder. Diğer bir ifade ile Oksijensiz ortamda mikrobiyolojik floranın etkisi altında organik maddenin karbondioksit ve metan gazına dönüştürülmesidir. Biyogaz elde edinimi temel olarak organik maddelerin ayrıştırılmasına dayandığı için temel madde olarak bitkisel atıklar ya da hayvansal gübreler kullanılabilmektedir. Kullanılan hayvansal gübrelerin biyogaza dönüşüm sırasında fermante olarak daha yarayışlı hale geçmesi sebebiyle dünyada temel materyal olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda tavuk gübrelerinden de oldukça verimli biyogaz üretimi sağlanabilmektedir. Tavuk gübresinin kullanımı tarım için önemlidir. çünkü bu gübre topraklarda verim amaçlı kullanılamaz. Topraklarda tuzluluğa sebep olurlar. Kullanılamayan bu gübre biyogaza dönüştürüldüğünde yarayışlı bir hal almış olur. Günümüzde biyogaz üretimi çok çeşitli çaplarda; tek bir evin ısıtma ve mutfak giderlerini karşılamaktan, jeneratörlerle elektrik üretimine kadar yapılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Su</span> H2O formülüne sahip kimyasal bileşik, yaşam kaynağı

Su, Dünya üzerinde bol miktarda bulunan ve tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir kimyasal bileşiktir. Sıklıkla renksiz olarak tanımlanmasına rağmen kızıl dalga boylarında ışığı hafifçe emmesi nedeniyle mavi bir renge sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Lizozom</span> Organel

Lizozom, ökaryotik hücrelerin sitoplazmasında bulunan, zarla çevrili, genellikle küçük, yuvarlak ve çapları 0,2-0,8 mikron arasında değişen yapılardır. İçerikleri asidiktir ve çeşitli sindirici enzimler içerirler.

<span class="mw-page-title-main">Kene</span>

Ixodida veya kene, Parasitiformes üsttakımına bağlı bir hayvan takımıdır.

<span class="mw-page-title-main">Saprotrof</span> Saprofit Beslenme

Çürükçül ya da saprotrof organizmalar gıdalarını cansız maddelerden elde eder, genelde ölmüş veya çürümekte olan bitki ve hayvanların içerdiği organik bileşikleri kullanır. Saprotroflar kendi gıdalarını yapamadıkları için bir tip heterotrof sayılırlar. Aralarında mantarların çoğu, bakteriler ve protozoalar bulunur. Bazı hayvanlar ve fotosentez yapmayan bazı ender bitkilere de saprotrof olarak değinilebilir ama bunlara daha sık olarak saprofaj terimi kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Azot döngüsü</span> Canlıların büyüyebilmesi için ihtiyacı olan bir kimyasal element

Yaşamın başlangıcından beri, atmosfer ve okyanuslar azot içerir. Azot canlılar için önemli bir maddedir. Canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için oksijen ve karbondioksite ihtiyaç duydukları gibi, büyüyebilmek için de azota (N2) ihtiyaç duyarlar. Çünkü proteinlerin ve DNA'nın önemli bir bileşenidir. Azot, canlı vücudunda özellikle nükleik asitlerin, proteinlerin ve vitaminlerin yapısında %15 oranında bulunmaktadır. Gaz halindeki azot (N2), atmosferin %78'ini oluşturur. Üçlü kovalent bağı, bu iki azot atomunu sıkıca bir arada tutar. Azot Döngüsü, daha çok biyosferin ince bir tabakasında gerçekleşir. Azot bileşikleri bu ince kabuk içinde birbirine dönüşür. Bu işlemlere azot döngüsü denir. Azot döngüsü yaşamın sürekliliğini sağlayan bir doğa olayıdır. Bu döngüde azot bileşikleri sürekli olarak topraktan canlılara ve sonra tekrar toprağa geri dönerler. Ancak bir miktar azot atmosfere gider ve tekrar geri alınır. Canlılar havadaki bu azotu, ihtiyaçları olmasına rağmen doğada bulunduğu gibi bünyelerine alamazlar. Bu gazın bir şekilde canlıların kullanabileceği hale dönüştürülmesi ve canlılar tarafından tüketilip bitirilmemesi için bir döngü şeklinde atmosfere geri dönmesi gerekmektedir. Bu zorunluluğu ise mikroskobik bakteriler ve baklagiller karşılamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Doğuştan gelen bağışıklık sistemi</span> omurgalılarda bulunan iki ana bağışıklık stratejisinden biri

Doğuştan gelen bağışıklık sistemi ya da doğal bağışıklık diğer organizmaların enfeksiyonlarına karşı spesifik olmayan yolla koruma yapan ev sahibinin savunmasındaki hücreleri ve mekanizmaları kapsayan bir bağışıklık sistemi çeşididir.

<span class="mw-page-title-main">Çevre kirliliği</span> Doğa sorunu

Çevre kirliliği, çevrenin doğal olmayan bir şekilde insan eliyle doğallığının bozulmasıdır. Bu ekosistemi bozma eylemleri; kirlenme şeklinde tabir edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Tahta kurdu</span>

Tahta kurdu, tos böceğigiller (Anobiidae) familyasından zararlı bir kın kanatlı böcek türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Adli entomoloji</span>

Adli entomoloji veya adli böcek bilimi ya da biyokriminal entomoloji, adli tıbba yardımcı olan ya da onun yetersiz kaldığı durumlarda, ceset üzerinde bulunan böcek ve diğer eklembacaklıların ergin ve larvalarından, maktulün ("cesedin") ölüm zamanını doğruya yakınlıkta ya da yaklaşık olarak tahmin etmeye çalışan bir bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ayrışma (jeoloji)</span>

Ayrışma, çözünme veya günlenme, yerkabuğunu oluşturan kayaçların yüzey kısımlarında fiziksel ve kimyasal etkenlerle meydana gelen değişimlerdir. Bu etkenlerin yanında atmosferdeki gazlar, sıcaklık, su, organizmalar da ayrışmada etkilidir.

Kokuşma, ölmüş hayvan bedeninin ayrışmasının yedi aşamasından biridir. Geniş anlamda, dokular arasındaki uyumsuzlukla ve çoğu organın sıvılaşmasıyla sonuçlanan bir süreç içinde, protein yapılarının bozulmasıdır. Organik maddelerin bakterilerle veya mantarlarla ayrışmasından kaynaklanır ve zararlı kokuların oluşumuyla sonuçlanır.

<span class="mw-page-title-main">İskeletleşme</span>

İskeletleşme ayrışmanın son aşamasını ifade eder, leşin ya da cesedin yumuşak dokularının ayrışmasından sonra geriye kemiklerin kalmasıdır. İskeletleşme sürecinin sonunda tüm yumuşak doku ortadan kalkarak geriye kemikler kalır. Bir bedenin tamamen bir iskelet olarak ayrıştırılması için, Ilıman iklim, genellikle su gibi bir alt-tabaka içinde olma, böceklerin varlığı ve gömülme gibi etkenlere bağlı olarak, üç hafta ila birkaç yıl gerekir. İskeletleşme süreci tropik bölgelerde haftalar içinde olurken, tundra bölgelerinde ya da sıfırın altındaki sıcaklıklar devam ederse hiç olmayabilir. Turba bataklıkları veya tuz çöllerinde doğal mumyalama işlemi gerçekleşir ve bu aşama süresiz olarak ertelenebilir.

<span class="mw-page-title-main">Ayrıştırıcı (biyoloji)</span>

Ayrıştırıcılar, biyolojik bozulma yaratan organizmalardır. Canlılar dünyasında biyotik bileşen grubunda incelenirler.

Ceset kokusu, 800'den fazla farklı kimyasaldan oluşan kokudur.

<span class="mw-page-title-main">Otopsi kimyası</span>

Otopsi kimyası, nekrokimya veya ölüm kimyası, ölü bir organizmanın kimyasal yapılarının, reaksiyonlarının, süreçlerinin ve parametrelerinin araştırıldığı bir kimya alt disiplinidir. Ölüm sonrası kimya, adli patolojide önemli bir rol oynar. Camsı sıvı, beyin omurilik sıvısı, kan ve idrarın biyokimyasal analizleri ölüm nedeninin belirlenmesinde veya adli vakaların aydınlatılmasında önemlidir.

<span class="mw-page-title-main">Diener</span>

Diener , cesedi taşımaktan ve temizlemekten sorumlu bir morg çalışanıdır. Dienerlere ayrıca "morg görevlileri", "otopsi teknisyenleri" de denilmektedir. Sözcük, kelimenin tam anlamıyla ceset hizmetkarı anlamına gelen Almanca Leichendiener kelimesinden türetilmiştir.

Metabolik atıklar veya dışkılar, metabolik süreçlerden arta kalan ve organizma tarafından kullanılamayan ve bu nedenle atılması gereken maddelerdir. Buna Azot bileşikleri, su, CO2, fosfatlar, sülfatlar vb. dahildir. Hayvanlar bu bileşikleri atık olarak ele alır. Bitkiler, bazılarını faydalı maddelere dönüştüren kimyasal "mekanizmalara" sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Ölüm sonrası aralık</span>

Ölüm sonrası aralık (PMI) veya otopsi aralığı, bir bireyin ölümünden bu yana geçen süredir. Ölüm zamanı bilinmediğinde, aralık tahmin edilebilir ve böylece yaklaşık bir ölüm zamanı belirlenebilir. Postmortem aralık tahminleri, mevcut kanıtların türüne bağlı olarak saatler, günler ve hatta yıllar arasında değişebilir. Böyle bir tahmini destekleyen standart tıbbi ve bilimsel teknikler vardır.