İçeriğe atla

Aydınlı Visali

Aydınlı Visali Osmanlı İmparatorluğu Türk Divan Edebiyatı şairi. Osmanlı İmparatorluğu'nda Basitname (Yalın Türkçe ile yazılmış şiir) akımının öncülerindendir. Asıl adı İsadır. Doğum tarihi bilinmemektedir. Aydında doğmuştur. Osmanlı İmparatorluğu padişahı II. Bayezid (1481 - 1512) ve Osmanlı İmparatorluğu padişahı Yavuz Sultan Selim (1512 - 1520 zamanında Edirne şehrinde saray hocalığı yaptığı kayıtlıdır. Aydınlı Visalinin 61 Gazeli ve 1 Murabbasının olduğu bilinmektedir.

Divan Edebiyatında Arapça ve Farsça sözcüklerin daha çok kullanılmaya başlaması ile şiir dili anlaşılması zor bir hale gelmişti. Halk bu şekilde yazılan şiirleri anlamıyordu. Divan Edebiyatı yalnızca Osmanlı Sarayının anladığı bir edebiyat olmuştu. Halkında bu edebiyatı anlaması için dilde yalınlaşma gerekliydi. Bunu başlatan Tatavlalı Mahremidir. Tatavlalı Mahremi Aruz veznini ve divan edebiyatının nazım şekillerini kullanmakla beraber özTürkçe şiirler yazarak Basitname (Yalın Türkçe ile yazılmış şiir) akımının öncüsü olmuştur. Türkçe sözcüklerle halk dilindeki atasözleri'ni deyimler'i mecaz'ları kullanmaya çalışmıştır. Diğer Basitname şairleri Edirneli Nazmi, Adem Dede ve Tatavlalı Mahremi dir. Ancak diğer divan şairleri bu akıma katılmadığı için sonradan bu akımı izleyenler olmamıştır.Aydınlı Visali Edirnede saray hocalığı yaparken ölmüştür. Bir Divanı olduğu biliniyorsa da henüz bulunamamıştır.

Murabbasından bir örnek

  • Kıluban zülf-i perişanun ucın cay gönül
  • Bizi gark eyledi sevdaya ser-a-pay gönül
  • Virdi hayret bize bizde komadı ray gönül
  • Vay gönül vay bu gönül vay gönül iy vay gönül


Gazelinden Bir örnek

  • Bir bela-engiz belasına odum mübtela
  • Ah kim bu kez götürdüm boşuma müşkül bela


  • Turnesi dem-i beladur ya kemend-i hedisat
  • Kim anur her bir kılında bağladur bin mübtela


  • Nazirenün naz hoşdur naz idene dostum
  • Hübler içinde dünya gibi olma bi-vefa

Kaynakça

Prof.Dr.Ahmet Mermer Türki basit ve Aydınlı Visalinin Şiirleri Akçağ yayınları 2006

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Bâkî</span> Türk divan edebiyatı şairi

Bâkî ya da asıl adıyla Mahmud Abdülbâkî, Türk divan şairi.

Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

Türkî-i basit ya da yerlileşme eğilimi, divan edebiyatında ortaya çıkmış, Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalara fazla yer vermeyerek sade bir Türkçeyle şiir yazmayı savunan bir edebi akımdır.

Basitname, Divan edebiyatında yalın Türkçe ile yazılmış gazellerdir. Bunlara Türkî-i basit gazel de denir. Basitnamelerde Arapça ve Farsça sözcüklerle tamlamalar çok azdır.

Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.

Hâfız Post, Klasik Türk musikisi bestekârı olup, asıl adı Mehmet'tir. "Post" lâkabının kendisine, vücudunun çok kıllı olmasından dolayı verildiğine dair bir rivayet vardır. Sultan IV. Mehmed döneminin klâsik Türk büyük müzik ustalarındandır. Saray'da yapılan fasıllara sazı ve sesi ile katılmış, bütün çağdaşları gibi Selim Giray Han'dan yardım ve ilgi görmüş, bu sanatsever devlet adamının düzenlediği edebiyat ve müzik toplantılarına katılarak sanatçı kişiliğinin gelişmesini sağlamıştır. Gençliğinde resmî görev almamış, son zamanlarına Divan hocaları zümresine katılmış, daha sonra Bîrun Kâğıt Eminliği'ne getirilmiştir. Hafız Post 1694 yılında vefat ederek Karacaahmet Mezarlığı'nda, Divan şairi Nabi'nin mezarının yanı başında toprağa verildi. Ölümüne o dönem şairlerince anısına beyitler yazılmıştır.
Fenni, "Çergehte eyleyüb âhır karar/ Postu şîr-i ecel çâk eyledi", Itrî ise: "Dedi Itrî Hâfız'a mevâ ola ya Rab cinan" demiştir.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

Abdî, Osmanlı Devleti Türk divan şair'i 16. yüzyılda yaşamıştır. Yaşamı hakkında bilgi yoktur. Doğum ve ölüm tarihleri'de bilinmemektedir. Ancak 1545 yılında yazılmış 1071 beyitlik Niyazname-i Sa'd ü Hüma adlı bir mesnevi'si vardır.Diğer bir yapıtı da Nüzhatname-i Abdi ‘dür. Her iki yapıtın konusu da iran edebiyatından alınmıştır. Bu iki yapıtında dil tarihi bakımından önemi vardır. Niyaznamede'ki bir kayıttan Nüzhatname-i Abdi adlı yapıtın Manisa'da bulunan Şehzade Selim'e sunulduğu anlaşılır.

Aydınlı şu anlamlara gelebilir:

Ahmed Paşa, 15. yüzyılda Sultan II. Mehmed ve Sultan II. Beyazıd dönemlerinde kazaskerlik, vezirlik, sancak beyliği ve kadılık gibi yüksek görevleri yüklenmiş bir ulema sınıfı mensubu ve Divan Edebiyatı şairi.

Kami Osmanlı Divan şairi. Asıl adı Mehmet'tir. 1649 yılında doğmuştur 1724 yılında ölmüştür, Gazelleri, lugazları ve yalın bir dille yazılmış mesnevileriyle ünlüdür. Bağdat ve Mısır kadılıklarında bulundu. Bir divanı, Tuhfetü'l Vüzera adlı adlı önemli bir mesnevisi ve bazı dini risaleleri vardır.

Abdullah Bosnevi (1584-1644), Osmanlı Devleti'nde Melami mutasavvıf ve şair.

Edirneli Nazmi, Türki-i basit akımı temsilcisi divan şairi. Edirne'de doğmuştur.

Tatavlalı Mahremi divan şairidir. Divan Edebiyatı’nda Türki-i Basit Basitname akımının öncüsüdür. Doğum tarihi bilinmemektedir. İstanbul'un Tatavla semtinde doğmuştur.Bu nedenle bu lakapla bilinir. Medrese eğitimi almıştır. Galata kadısının naipliğini 20 yıla yakın bir süre yapmıştır Kadı Hasan Çelebi 'nin maiyetinde Selanik'e gitti.Bir süre orada kaldı. Bir gemi yolculuğu sırasında karısı ve iki çocuğuyla korsanlarca tutsak alındı. Ailesini kurtarmak için gerekli fidyeyi bulmak koşuluyla serbest bırakıldı. İstanbul'a perişan bir şekilde döndü. Tatavlalı Mahremi istenen parayı bulmaya çalışırken İstanbul 'da 1536 yılında öldü.

Âdem Dede, Osmanlı Devleti Türk Mevlevi şairi. Doğum tarihi bilinmemektedir ama 1591 olduğu tahmin edilmektedir. Antalya’da doğmuştur. Din eğitimini yörenin ünlü dervişlerinden alan Adem Dede daha sonra bilgisini artırmak ve mevlevi olmak için İstanbul'a gitti. Galata Mevlevihanesi'nde, İsmail Ankaravi'nin yanına yerleşti ondan eğitim aldı. İsmail Ankaravi'nin ölümüyle aynı mevlevihaneye şeyh oldu. Dostlarıyla birlikte sohbet toplantıları düzenler, bu toplantılarda dini konuşmalar yapılır, müzik dinlenir, sema yapılır ve zikredilirdi. Galata Mevlevihanesi'nde Kur'an ve Mesnevi okunuyor, sema yapılıyordu.

Saruca Kemal Osmanlı Devleti Türk bilgini, çevirmen ve yazarı. Kemali Zerdi Bergamevi olarak da bilinir. Doğum tarihi bilinmemektedir. Bergama'da doğmuştur. Öğrenimine Bergama'da başlayan Saruca Kemal daha sonra bilgisini artırmak ve kendini geliştirmek için İstanbul'a gitti. Burada devrin en ünlü bilginlerinden ders alan yazar Osmanlı Devleti bilginlerinden Akşemsettin'in tavsiyesiyle padişah Fatih Sultan Mehmet tarafından Enduruna hoca olarak tayin edildi. Enderun'da hoca olarak ders verdi. Daha sonra Edirne'de Taşlık Medresesinde de müderrislik yaptı, öğrenci yetiştirdi. Arapça, Farsça, Bulgarca ve Arnavutça bilen yazar Fatih Sultan Mehmet'in veziri Mahmut Paşanın emriyle Fazlullah Kazvini'nin Farsça yazdığı El-Mucem fi Asarı Mülük adlı eserini Türkçeye tercüme.

Hıfzı Mehmet Efendi Osmanlı Devleti Türk şair ve bilgini. Doğum tarihi bilinmiyor. Edirne'de doğmuştur. Yaşamı hakkında fazla bilgi yoktur. Kur'an eğitimi aldı ve dönemin ünlü bilginlerinden ders aldı. Medrese öğrenimi gördü. Bir ara müderris oldu ve enderun'da ders verdi. Birçok antik Yunanca, Arapça, Farsça, İbni Sina ve Biruni'nin bilimsel yapıtlarını inceledi. Değişik konularda çalışan Hıfzı Mehmet Efendi birçok yapıt vermiştir. Yapıtlarında arı bir Türkçe kullanmış hece ölçüsü'yle şiirlerini yazmış şiirlerinde atasözleri, manzumeler ve risaleler kullanmıştır. Ölüm tarihi bilinmemektedir.

Hızır Reis Osmanlı Devleti, Türk, Divan Edebiyatı, şairi ve bilgini. Doğum tarihi bilinmiyor. Eskişehir'e bağlı Sivrihisar'da doğdu. Tazarruname yazarı Sinan Paşa Hızır Reis'in babasıdır. Babasından ve başka değerli hocalardan ders aldı. Önce Sivrihisarda bir süre kadılık yaptı. Sonra Bursa'da müderris oldu, öğrencilere ders verdi. Osmanlı Devleti hükümdarı Fatih Sultan Mehmed'in sevgisini kazandı.

<span class="mw-page-title-main">Divan şairi</span>

Divan şairi, belli kıstasları ve mazmunları bulunan divan edebiyatı içinde eserler veren şairlere verilen addır. Eski Türk edebiyatını içerdiği gibi İslam coğrafyasındaki diğer dillerin edebiyatlarını da içine alan bu edebiyatta ortak bazı kurallar bulunmaktadır. Divan şairleri bu kurallara katiyen riayet etmiştir. 19. yüzyıla kadar yerel ya da bağımsız bir edebiyat anlayışı türetilmemiştir. Klasik Türk edebiyatı içerisinde şiir dışındaki yazı şekilleri rağbet görmüyordu. Yazılan her şey nazım- yani şiir şeklindeydi. Bu yüzden "divan şairi" tamlaması divan edebiyatçılarına işaret edebilir. Şairler divan edebiyatının ilk dönemlerinden beri tezkirelerde anılmıştır. Bu edebiyat tarihlerinde divan şairlerinin biyografileri, şiirlerinden örnekler bulunmaktadır. Osmanlı coğrafyasında yazılan tezkirelerde toplam 3182 şair yer almaktadır. Divan şairleri çeşitli mesleklere sahiptiler. İlmiye(%36), derviş(%5.7), bürokrat(%2.8), asker(%4), esnaf(%3.7) bunlardan birkaçıdır. En çok divan şairi yetiştiren yöreler bürokrasi ve saray eşrafının yoğun olduğu yerlerdir. İstanbul 609, Bursa 156, Edirne 150, Konya 69, Diyarbakır 40, Kastamonu 36, Bağdat 35, Gelibolu 30, Bosna 26, Kütahya 24 şairle önemli tezkirelerde yer alan yörelerdir.