İçeriğe atla

Ayak (edebiyat)

Sazşiirinde genellikle ilk dörtlüğün ikinci dizesinde başlatılıp bütün dörtlüklerin son dizelerinde tekrarlanan Uyak ve Redif. Bazen bu sırayla dize de tekrarlanır.

Koşma'dan bir örnek

Gani Mevlâm düştüm aşkın oduna,
Aşk oduna düştüm, ciğerim kebâb,
Söyündürmez âb.
Âb akıyor benim iki gözümden
Mir'atî Gözümden akan yaş hep olur şarâb,
Kerem et yâ Rab
Zahmî

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkü</span> genellikle anonim olan halk müziği ürünü

Türkü, Türkiye'nin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirlerinin her çeşidine verilen ad. Türkü sözcüğü, Türk adının sonuna, ilgi eki olan "î" ekinin getirilmesiyle ortaya çıkmıştır. "Türkî", Türk ile ilgili ve Türk'e özgü anlamında da kullanılır.

Rubai, aruz ölçüsüyle yazılır. Birimi dörtlüktür. 4 dizelik (mısralık) bir Divan Edebiyatı nazım biçimidir.

<span class="mw-page-title-main">Koşma (edebiyat)</span>

Koşma, coşturucu duyguların dile getirildiği, İslamiyet öncesinde yazılan koşuk türünün bir devamı olan ladinî (dinî olmayan) Türk halk edebiyatı nazım biçimi. Koşmalar genellikle 11'li hece ölçüsü ile söylenir, en az 3 en çok 12 dörtlükten oluşur. Türk halk edebiyatının en çok kullanılan nazım şekli olan koşma, halk ozanları tarafından geliştirilmiş bir nazım şeklidir. Bu nazım biçimi Türk Dil Kurumu tarafından:

Hoyrat, halk edebiyatında maninin bir türüdür. “Kesik Mani, Cinaslı mani” adlarıyla geleneksel halk edebiyatımızda yer almaktadır. Bu tür manilere, Azerbaycan Türkleri, “Bayatî”, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Irak Türkleri “Hoyrat” demektedir.

<span class="mw-page-title-main">İlahi</span>

İlahi, Allah'ı veya çeşitli kutsal kişi ya da varlıkları övmek amacıyla bestelenen sözlü dinî şarkılar. İlahi kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir ve "Ey Tanrım!" anlamına gelmektedir.

Nefes, Türk Edebiyatı'nda, Âşık Halk Edebiyatı nazım şekillerinden Alevi-Bektaşi aşıklarınca yazılanlarına denir. Konusu genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücud, Alevi-Bektaşi ilkeleri, Yol ilkeleri üzerine kuruludur. Dili sade bir Türkçe olan nefesler biçim olarak koşmaya benzer. Dörtlükler halinde hece ölçüsünün 7, 8, 11'li kalıpları ile ya da az da olsa aruz ölçüsü ile de yazılanlara rastlanılmaktadır. Dörtlük sayısı 3-7 arasında değişir. Fazla da olabilir.

Çapraz kafiye veya çaprazlama, dörder mısralı bentlerle kurulan nazım şeklidir. Her dörtlüğün tek sayılı dizeleri ile çift sayılı dizeleri kendi aralarında kafiyelidir. Dörtlük sayısı sınırlı değildir. Her tür konuya uygun olduğu için çok kullanılır.

Taşlama, Türk halk edebiyatına ait satirik şiir biçimi. Gazel, kaside, murabba, muhammes gibi nazım biçimleriyle yazılabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Odin</span> İskandinav Baş Tanrısı

Odin, Cermen mitolojisinde yer alan önemli bir tanrı. Odin ile ilgili günümüze ulaşan çoğu bilginin kaynağı olan İskandinav mitolojisi; Odin'i bilgelik, şifa, ölüm, kraliyet, bilgi, savaş, zafer, büyücülük, şiir, çılgınlık, şamanlık, ilham, şairlik, hava, rüzgar ile ilişkilendirir. İskandinav mitolojisine göre tanrıça Frigg'in kocasıdır. Genellikle en yüce Cermen tanrısı olarak kabul edilir. Eski İngilizce ve Eski Saksoncada Wōden, Eski Felemenkçede Wuodan ve Eski Yüksek Almancada Wuotan adıyla bilinir. Tüm bu adların kökeni ise Ana Almanca *Wōđanaz'dır. İngilizce dahil birçok Cermen dilinde çarşamba günü, bu tanrının adını taşır.

Kafiye ya da uyak, şiirde mısra sonlarında bulunan sözcüklerin son heceleri arasındaki ses benzerliğidir. Şiirde uyak, dize sonlarında bulunan farklı görevlerdeki ekler veya anlamları ayrı sözcükler arasında görülür. Dize sonlarında yinelenen aynı görevdeki ekler ya da sözcükler uyak değildir. Bunlara redif denir.

Atabetü'l-Hakayık, Edip Ahmet Yükneki'nin 12. yüzyılda, Karahanlı beylerinden Muhammed Dâd Sipehsalar'a hediye ettiği, hadis ve Arapça beyitlere dayanarak yazdığı şiirlerle, ahlaklı insan olmanın yollarını, ahlak ilkelerini açıklamış, çeşitli ahlakî öğütlerde bulunmuş, İslamî düşünce ve görüşlere yol gösterici olmuş eserdir. Hakaniye lehçesi ile yazılmıştır. Eserin adı günümüzde "Hakikatlerin Eşiği" şeklinde aktarılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Hui Neng</span>

Huineng Guangdong), Zen Budizmin altıncı ve son piri. Japoncada Daikan Enō adıyla tanınır. Zen'in Çin ve Japonya’da en yaygın kolu olan "Aniden Aydınlanma" (頓教) ya da Güney Chan okulunun kurucusu.

Ritim ya da dizem, bir dizede, bir notada vurgu, uzunluk veya ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde tekrarlanmasından doğan ses uygunluğu, tartım, dizem. Çeşitli aletlere vurarak çıkarılan, düzenli ve akıcı seslerin oluşturduğu bütündür. Vurmalı çalgıların ve perküsyonun temelidir.

Murabbâ', bent adı verilen dört dizelik kıt'alardan oluşan şiir türüdür. Kelime anlamı "dörtlük" demektir. Aruz ölçüsüyle yazılır. Genelde 3-7 bentten oluşur. Uyak düzeni genelde aaaa/bbba/ccca/ddda/... şeklinde olmakla beraber, ilk bendi kafiyeli olmayan ya da sonraki bentlerde kafiyesi tekrarlanmayan murabbalar da vardır. Divan edebiyatında 15. yüzyılda Ahmed Paşa tarafından kullanılmıştır. Tanzimat edebiyatında da Namık Kemal bu türün başarılı örneklerini vermiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren şarkı şeklinde bestelenen eserlerin büyük bir kısmı murabba tarzında yazılmıştır.

Divan şiirine Türkler tarafından katılmış bir nazım şeklidir. Besteyle okumak için yazılmıştır. Bestelenmek amacıyla yazıldığı için 3-5 dörtlük arası değişir. Yeni edebiyatımızda Yahya Kemal Beyatlı, bu türü ustalıkla kullanmıştır. Aruz ölçüsünün her kalıbı kullanılır. Dörtlüklerden kurulan musammat da denebilir. Murabbaya benzer. 5 ya da 6 dizelik bentlerden de oluşabilir. Üçüncü dizeye miyan, dördüncü dizeye nakarat denir. Aşk, sevgili, ayrılık, içki ve eğlence konularında yazılır. Divan edebiyatının ilk şarkı yazarı Nail-i Kadim'dir. Lale Devri'nin en önemli temsilcisi ise Nedim'dir. En çok şarkıyı Enderunlu Vasıf yazmıştır.

Cermen tanrıları, temel olarak Aesir ve Vanir olarak iki başlıkta görünseler de Dev'lerin de zaman zaman bu gruplara dâhil olmasıyla ayrım tam olarak netlik kazanmaz. Yine de genel olarak kabul gören düşünce Aesir'in savaş, Vanir'in ise bereket tanrılarından oluşmuş topluluklar olduğu yönündedir.

Nazım şekilleri; Gazel, Rubai, Kaside, Tuyuğ, Mesnevi, Murabba, Kıt'a, Şarkı, Müstezat, Terkib-i Bent, Terci-i Bent, Musammat olmak üzere 12 türe ayrılır.

<i>Dört Dörtlük</i>

Dört Dörtlük, Türk şarkıcı Bengü'nün altıncı stüdyo albümü. 9 Haziran 2011'de Avrupa Müzik tarafından yayımlandı.

Narmanlı Sümmani veya Aşık Sümmani, Türk aşık asıl adı Hüseyin. Samikale köyünden Hasan Ağa'nın oğludur. Çobanlık yapmıştır, koşmaları ve hayali sevgilisi Gülperi'yi bulmak için yaşadığı maceraları anlattığı Sümmani ile Gülperi hikâyesiyle ünlüdür. Kendi adıyla anılan türkü ağzının sahibidir. 11 yaşında gördüğü rüya ile aşk ateşine düşmüş, ömrü boyunca rüyasında gördüğü sevgilisi Gülperi'yi aramıştır. 11 Yaşında yine dönemin büyük şairlerinden olan Âşık Erbabi ile karşılaşmış kendisini ustası olarak kabul etmiş, ilk eğitimini Âşık Erbabi'den almıştır. Şiirlerinde daha çok aşk, sevgi, tasavvuf ve nasihat konularını işlemiş olan şair, genellikle şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır. Aruz vezni ile yazdığı çokça şiiri mevcuttur. Ancak 11'lik hece ölçüsü ile yazdığı şiirleri hafızalarda daha çok yer etmiştir. Birçok halk şairi ile karşılaşmıştır. Ancak Aşık Şenlik ile yaptığı karşılaşmalar Erzurum ve Kars'ta dillere pelesenk olmuş dizelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. 5 Şubat 1915 yılında vefat eden Sümmâni, Samikale köyündeki mütevazı türbesinde ebedi istirahatine devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sif</span> İskandinav mitolojisinde bir tanrıça

Sif, İskandinav mitolojisinde Thor'un eşi olarak yer alır. Bir Aesir tanrıçasıdır. Sif genellikle toprak ile bağdaştırılan bir tanrıçadır. Göz alıcı uzun ve altın saçlara sahiptir. Loki, Sif’in Thor ile birlikteliğini kıskandığı için bir gece gizlice odasına girerek Sif’in saçlarını yakar. Bunu yapanın Loki olduğunu öğrenen Thor, çok kızar. Loki ise Thor’dan korktuğu ve çekindiği için cücelerden yardım ister. Cüceler, Thor’un Loki’yi affetmesi için Sif’e her teli altından olan uzun ve görkemli bir saç yaparlar. O günden sonra Sif, göz alıcı altın saçlarıyla meşhur olur. Altın saçları genellikle olgunlaşmış sarı buğdaya benzetilir. Bu yüzden tanrıça Sif, bereket ve bolluk ile de bağdaştırılır.