İçeriğe atla

Ay Festivali

Pekin'deki kutlama dekorasyonları

Ay Festivali veya Ay Keki Festivali (Geleneksel Çince: 中秋節; basitleştirilmiş Çincede: 中秋节), Çinliler ve Vietnamlılar tarafından ortaya çıkarılan popüler bir Ay takvimi hasat festivalidir. Bu festivalin ilk tanımlamaları bundan 3000 yıl önce, Rites of Zhou (Zhou’nun dinsel törenleri) isimli Batı Zhou Hanedanlığının dinsel ritüellerinin yazılı olduğu bir koleksiyonda bulunmuştur. Bu kutlama Tang Hanedanlığı döneminde popüler hale gelmiştir. Festival, Çin takviminin sekizinci ayının 15. Günü yapılmaktadır. Miladi takvimde bu tarih her yıl değişmekle birlikte, Eylül ayı ve Ekim ayının başı arasında değişmektedir. Çin hükûmeti bu festivali 2006 yılında “değiştirilemez kültürel miras” olarak belirlemiş ve 2008 yılında ise ulusal tatil ilan edilmiştir. Ayrıca bu festival Tayvan’da da ulusal tatildir.[1]

Gelenekler

Ay Festivali Çin takvimindeki çok önemli ender tatillerden biridir. Diğerleri ise, İlkbahar Festivali ve Kış Gün dönümüdür. Ay Festivalini kutlarken yapılan kültürel ve bölgesel gelenekler:

  • Ay keki yemek,[1]
  • Çin’in bazı bölgelerinde genç kadın ve genç erkeklerin kendilerine eş bulabilmeleri için danslar düzenlenir.[1]
  • Kulelere fenerler asılır, ayrıca ışıl ışıl yanan fenerler taşınır ve dilek fenerleri uçurulur.[1]
  • Ateş Dragonu dansları yapılır.[1]
  • Ay Tavşanı geleneksel bir ikondur.[1]

Ay Festivali ile alakalı hikâyeler

Houyi ve Chang'e

Ay Festivali kutlamaları Houyi, öğrencisi Feng Meng ve Chang'e efsanesiyle güçlü bağlar içerir. Ay'ı tanrıçalaştıran diğer kültürlerden farklı olarak, Chang'e nin Ay'da yaşadığına inanılmaktadır.

Birbiriyle sıkça çelişen birçok Chang'e efsanesi vardır. Bununla birlikte, efsanenin çoğu versiyonu şu elementleri içerir: Houyi, Okçu, hükümdar, hayat iksiri.

Efsanenin bir versiyonu der ki: Houyi ölümsüzdü ve Chang'e gökyüzünün krallığındaki sarayda hükümdarın eşi için hizmetçi olarak çalışan çok güzel bir kızdı. Houyi diğer ölümsüzlerin kıskandığı birisiydi ve diğer ölümsüzler ona iftira attılar. Houyi ve eşi, Chang'e, iftira yüzünden hükümdar tarafından gökyüzünden kovuldular. Cezaları Dünya'da yaşamaktı. Houyi hayatta kalmak için avlanmak zorundaydı ve böylece çok yetenekli bir okçu oldu.

O zamanlar, üç ayaklı kuş formunda doğu denizinde bir dut ağacında oturan on tane Güneş vardı. Her gün Güneş kuşlarından biri Dünyanın etrafında dönmek üzere Xihe (Güneşlerin 'annesi') tarafından zorlanıyordu. Bir gün, Güneşlerin onu beraber Dünya'nın etrafında dolandılar ve Dünya'nın yanmasına sebep oldular. Çin hükümdarlığının lideri, hükümdar Yao, Houyi'ye Güneşlerden biri dışındakileri vurmasını emretti. Bu emrinin yerine getirilmesi üzerine, hükümdar Houyi'ye sonsuz yaşam sağlayan bir hap ile ödüllendirdi. Hükümdar Yao Houyi'ye hapı hemen yutmamasını bunun yerine hapı yutmadan önce kendisini dua ederek ve bir yıl boyunca aç durarak hazırlamasını öğütledi. Houyi hapı aldı ve evdeki çatı kirişlerinin birinin altına sakladı. Bir gün, Houyi yine hükümdar Yao tarafından çağrıldı. Kocasının yokluğunda, Chang'e, çatı kirişinin arasından sızan beyaz ışığı gördü ve hapı buldu. Chang'e onu yuttu ve aniden kendisini havada uçarken buldu. Houyi eve döndü, neler olduğunu anladı ve eşine serzenişe başladı. Chang'e pencereden dışarıya uçarak kaçtı.[2]

Houyi onu gökyüzünün yarı yoluna kadar takip etti ancak çok sert rüzgarlar nedeniyle Dünya'ya geri dönmek zorunda kaldı. Chang'e Ay'a ulaştığında hapın bir kısmını öksürerek çıkardı. Chang'e başka bir hap yapmak için Ay'da yaşayan yaban tavşanını emri altına aldı. Chang'e bu sayede Dünya'ya ve kocasının yanına dönebilecekti.

Efsane der ki; yaban tavşanı hala hap yapmak için ot toplamaktadır. Houyi kendisine Güneş'te, "Yang"ı temsil eden, bir saray yapmıştır, Chang'e nin Aydaki evi "Yin ve Yang" ı temsil eder. Yılda bir kez, Ay Festivali gecesinde, Houyi eşini ziyaret eder. Bu nedenle, o gece Ay dolunay şeklinde ve çok güzeldir.

Bu açıklama Batı Han Hanedanlığının (MÖ.206 - MS.24) iki koleksiyonunda yazılı olarak görülmektedir; dağların ve denizlerin klasiği Shan Hai Jing'de ve filozofik bir klasik olan Huainanzi'de.[3]

Efsanenin yukarıda anlatılana benzer başka bir versiyonu da, Houyi'nin okçu arkadaşlarından biri olan Peng'ın Chang'e yi hapı vermesi için zorlaması sonucunda, Chang'e nin hapı bilerek yutmuş olduğudur. Peng'a karşı koyamayacağını bilen Chang'e nin hapı yutmaktan başka bir seçeneği kalmamıştı.

Diğer versiyonlar ise; Houyi 9 tane Güneşi öldürdüğünde hala gökyüzünde yaşayan ölümsüzler olduklarını söyler. Güneş kuşları gökyüzünün hükümdarının oğullarıdır ve Houyi ve Chang'e Dünya'da bir ölümlü olarak yaşama cezasına çarptırılırlar. Chang'e nin ölümsüzlüğünü kaybetmesi nedeniyle çok büyük hayal kırıklığına uğradığını gören Houyi, onu tekrar ölümsüz yapabilecek olan hapı aramaya koyulur. Arayışlarının sonunda, Houyi kendisine ölümsüzlük hapını vermeye razı olan Batının Anne Kraliçesini bulur. Fakat bir uyarı alır, bu hapın sadece yarısı ölümsüzlüğü yeniden kazanmak yeterlidir. Houyi hapı eve getirir ve bir kabın içine koyar ve Chang'e yi bu kabı açmaması için uyarır. Yunan mitolojisindeki Pandora gibi, Chang'e çok merak eder. Tam Houyi eve dönmüşken kabı açar ve hapı bulur. Endişelenen Houyi onu engellemeye çalışır. Fakat Chang'e kazara bütün hapı yutar ve fazla dozdan dolayı uçmaya başlar.[2]

Efsanenin bazı versiyonları ise Houyi ve Chang'e yi başlangıçta ölümsüz değil, ölümlü olduğunu söyler.

Ayrıca Houyi'nin 9 Güneşi öldürüp insanları kurtardığı için hükümdar ilan edildiği versiyonlar da vardır. Bununla birlikte, hükümdar Houyi despot birisi haline gelir ve hem Batının Anne Kraliçesinden ölümsüzlük hapını çalar hem de 100 gece boyunca her gece bir ergen erkek çocuğunu öldürerek ölümsüzlük hapını yapabileceğini öğrenir. Chang'e hapı çalar ve daha fazla erkek çocuğunun ölmesini engellemek için kendisi yutar.[2]

Yaban Tavşanı

Geleneğe göre, Yaban Tavşanı Chang'e ile birlikte Tanrılar için ilaç toplamaktadır. Diğerlerinin dediğine göre Yaban Tavşanı Chang'e nin kafasında oluşturduğu bir şekildir. Ay'ın yüzeyindeki karanlık bölgeler bir tavşan figürü ortaya çıkarabilmektedir. Tavşanın kulakları sağ üste doğru yönelmiştir ve soldaki iki büyük çembersel bölge ise kafasını ve vücudunu temsil etmektedir.

Moğol İstilasına Başkaldırı

Çok yaygın bir halk hikâyesine göre, Ay Festivali ile 14. yüzyılda yaşanan Yuan Hanedanlığı (1280-1368) zamanında yaşanan Moğol istilasına karşı Çinlilerin yükselişini hatırlanılmaktadır. Grup toplantıları yasaklandığından dolayı o dönemdeki Moğol istilasına karşı ayaklanmak imkânsız bir hale gelmişti. Çinlilerin isyan lideri Zhu Yuanzhang’ın danışmanlarından olan Liu Bowen (劉伯溫) ayaklanmayı Ay Festivalinin olduğu dönemde yapmayı önerdi. Bunun nedeni de, Moğolların Aykeklerini yememesiydi. Moğol kralının uzun yaşaması temennisiyle şehirdeki Çinlilere Aykekleri göndermek için Moğol kralından izin aldı. Bununla birlikte, Aykeklerinin hepsinin içinde bir parça kağıda yazılmış “Moğolları sekizinci ayın 15. Gününde öldürün.” (geleneksel Çincede: 八月十五殺韃子; basitleştirilmiş Çincede: 八月十五杀鞑子) mesajı yer almaktaydı. Ay Festivali akşamında, isyancılar bir saldırı düzenledi ve istilacı Moğolları yönetimden indirdi. Bunun ardından da, Zhu yönetimindeki Ming Hanedanlığı dönemi başladı. Bu nedenledir ki, Ay Festivali, Aykekleri ile kutlanmaktadır.[1]


Tarihler

Ay Festivali Miladi takvimde Eylül ile Ekim ayının başı aralığına denk gelir ve Çin takvimine göre sekizinci ayın 15. günü kutlanır. 2012 yılında Ay Festivali 30 Eylül gün kutlanacaktır. Gelecekteki yıllarda ise:[4]

  • 2013: Eylül 19
  • 2014: Eylül 8
  • 2015: Eylül 27
  • 2016: Eylül 15
  • 2017: Ekim 4
  • 2018: Eylül 24
  • 2019: Eylül 13
  • 2020: Ekim 1

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g [1] 4 Nisan 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., cincedersim.com
  2. ^ a b c [2] 6 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., chinatown.com.au
  3. ^ [3] 2 Nisan 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., shanghai me
  4. ^ [4] 3 Ekim 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., chinahighlights

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Cengiz Han</span> Moğol İmparatorluğunun kurucusu ve ilk hükümdarı (1162–1227)

Cengiz Han,, Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk Kağanı olan Moğol komutan ve hükümdardır. Hükümdarlığı döneminde gerçekleştirdiği hiçbir savaşı kaybetmeyen Cengiz Han, dünya tarihinin en büyük askerî liderlerinden birisi olarak kabul edilmektedir. 13. yüzyılın başında Orta Asya'daki tüm göçebe bozkır kavimlerini birleştirip, bir ulus hâline getirerek Moğol siyasi kimliği çatısı altında toplamıştır. Cengiz Han, hükümdarlığı döneminde 1206-1227 arasında, Kuzey Çin'deki Batı Xia ve Jin Hanedanı; Türkistan'daki Kara Hıtay, Maveraünnehir; Harezm, Horasan ve İran'daki Harezmşahlar, Kafkasya'daki Gürcüler, Deşt-i Kıpçak'taki Rus Knezlikleri, Kıpçaklar ile İdil Bulgarları üzerine seferler yaptı. Bunların sonucunda Pasifik Okyanusu'ndan Hazar Denizi'ne ve Karadeniz'in kuzeyine kadar uzanan bir imparatorluk kurdu.

<span class="mw-page-title-main">Tabgaçlar</span> Çinde yaşamış kökeni tartışmalı toplum

Tabgaçlar, Siyenpilerin bir boyu.

<span class="mw-page-title-main">Kore</span> Doğu Asyadaki bölge

Kore, Doğu Asya'da bir bölge. 1945'ten beri iki ayrı bağımsız devlete bölünmüş durumdadır: Kuzey Kore ve Güney Kore.

<span class="mw-page-title-main">Go</span> iki kişilik strateji ve masa oyunu

Go, tahta üzerinde oynanan iki kişilik çok eski bir strateji oyunudur. Çin kökenli bir oyun olmakla birlikte bütün Doğu Asya'da tanınır ve oynanır. Oyunda siyah ve beyaz renklerdeki küçük ve yuvarlak taşlar kullanılır. Oyuna siyah taşlar başlar. Siyah taşların kimde olacağına karar vermek içinse önce beyaz oyuncu eline sayısını bilmeden birkaç taş alır. Siyah oyuncu ise, beyaz oyuncunun elinde bulunan taşların sayısının tek mi yoksa çift mi olduğunu tahmin etmeye çalışır. Eğer doğru tahmin ederse siyah oyuncu siyah oyuncu olarak kalır. Eğer tahmini yanlış çıkarsa beyaz oyuncu, siyah oyuncu olur ve siyah oyuna başlar. Sırası gelen oyuncunun kendi taşını oyun tahtasındaki mümkün olan bir yere yerleştirmesiyle oyun devam eder. Tahtaya konulan taşlar, esir alınmadığı müddetçe oyun sonuna kadar hareket edemezler. Tüm taşlar aynı değere sahiptir ancak birbirleri arasındaki stratejik konum oyunun yapısını belirler. Oyun sonunda en çok alana sahip olan oyuncu oyunu kazanmış olur.

<span class="mw-page-title-main">İksir</span>

İksirler yenileyici ve şifa verici olduğu inanılan içkilerdir. Bu terim ilk önceden simyagerler tarafından basit metalleri altına dönüştüren, hastalıkları tedavi eden ve yaşamı uzatan maddeyi tanımlamak için kullanılırdı. Simyagerler her ne kadar bu kelimeyi türetmişlerse de, böyle bir madde konusundaki inanç simyadan önce de vardı ve sürekli olarak mitoloji ve din tarihinde rastlanır.

<span class="mw-page-title-main">Orion (takımyıldız)</span>

Avcı takımyıldızı, kuzey göksel yarımkürede kış aylarında görülebilen belirgin bir takımyıldızdır. Modern 88 takımyıldızdan biridir ve MS 2. yüzyılda astronom Batlamyus tarafından listelenen 48 takımyıldız arasındadır. Adını Yunan mitolojisindeki avcıdan almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hiung-nu</span> İlk Çağda Orta Asyada yaşamış göçebe Avrasya Türk İmparatorluğu

Hiung-nu, Türkçe tarihyazımında bilinen isimleri ile Büyük Hun İmparatorluğu veya Asya Hun İmparatorluğu, eski Çin kaynaklarına göre MÖ 3. yüzyıl ile MS 1. yüzyılın sonları arasında doğu Avrasya bozkırlarında yaşamış göçebe halklardan oluşan kabileler konfederasyonudur. Bilinen ilk Türk devletidir. Hiung-nu halkı hakkındaki bütün bilgiler dağınık Çin kaynaklarına ve arkeolojik bulgulara dayanmaktadır. Dilleri hakkındaki değişik varsayımlar, Çin kaynaklarında bulunabilen çoğunluğu kişi ve unvan adları olan sözcüklere dayanmaktadır. Dillerindeki sözcüklerin Çin lehçelerindeki transkripsiyonlarına göre dillerinin Türk, İrani, Moğol, Ural, Yenisey kökenli veya yalıtık dil olduğuna ve hatta halkın çok uluslu olduğundan dilin de karışık bir dil olabileceğine dair görüşler bulunmaktadır.

Çin mitolojisi, Çin halk ve kültürünün biriktirdiği mitolojik ve efsanevi söylence, inanç ve tarih anlayışın bütününü tanımlar. Oxford'un Asya Mitolojisi Sözlüğü Çin mitolojisini tanımlarken şu ifadeye yer verir:

Çin mitolojisi, ..., tarih, efsane ve mitin bir karışımıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yasak Şehir</span> Çin imparatorluk sarayı

Yasak Şehir, Ming Hanedanı'nından Çing Hanedanı'nın sonuna kadar kullanılmış Çin imparatorluk sarayıdır. Çin'in Pekin şehrinin ortasında bulunmaktadır. Yaklaşık 500 yıl imparator ve hizmetlilerine ev sahipliği yapmış, aynı zamanda Çin hükûmetinin törensel ve politik merkezi olmuştur. 1925'ten beri Saray Müzesi'ni barındırmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Moğol İmparatorluğu</span> 13. ve 14. yüzyılda hüküm sürmüş olan, tarihin bitişik sınırlara sahip en büyük kara imparatorluğu

Moğol İmparatorluğu, 13. ve 14. yüzyıllarda tarihin en büyük bitişik imparatorluğuydu. Doğu Asya'da bugünkü Moğolistan'da ortaya çıkan Moğol İmparatorluğu, en güçlü döneminde Japon Denizi'nden Doğu Avrupa'nın bazı bölgelerine kadar uzandı, kuzeye doğru Kuzey Kutbu'nun bazı bölgelerine kadar uzandı; doğuya ve güneye doğru Hint alt kıtasının bazı bölgelerine girdi, Güneydoğu Asya'yı istila etmeye çalıştı ve İran Platosu'nu fethetti; ve batıya doğru Levant ve Karpat Dağları'na kadar uzandı.

<span class="mw-page-title-main">Konfüçyüsçülük</span> Çin merkezli etik ve felsefi sistemi

Konfüçyüsçülük, Ruizm veya Ru klasisizmi olarak da bilinir, antik Çin'de ortaya çıkan bir düşünce ve davranış sistemidir ve çeşitli şekillerde bir gelenek, felsefe, din, hükûmet teorisi veya yaşam biçimi olarak tanımlanır. Konfüçyüsçülük, Çin filozofu Konfüçyüs'ün öğretilerinden, daha sonra Yüz Düşünce Okulu dönemi olarak anılacak bir dönemde gelişti.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Çin-Japon Savaşı</span> 1937 ile 1945 yılları içerisinde Çin ve Japonya arasında süren savaş

İkinci Çin-Japon Savaşı (1937–1945) veya Direniş Savaşı, öncelikle Çin Cumhuriyeti ve Japon İmparatorluğu arasındaki askeri çatışmaydı. Savaş, II. Dünya Savaşı'nın daha geniş Pasifik Cephesi olan Çin Cephesini oluşturuyordu. Savaşın başlangıcı geleneksel olarak 7 Temmuz 1937'de Pekin'de Japon ve Çin birlikleri arasındaki bir anlaşmazlığın tam ölçekli istilaya dönüştüğü Marco Polo Köprüsü Olayı'na tarihlenir. Bazı Çinli tarihçiler, 18 Eylül 1931'deki Japonya'nın Mançurya'yı istilasının savaşın başlangıcı olduğuna inanır. Çinliler ile Japonya İmparatorluğu arasındaki bu geniş çaplı savaş, genellikle Asya'da II. Dünya Savaşı'nın başlangıcı olarak kabul edilir.

İşbara Kağan, 582- 587 tarihleri arasında kağanlık yapan Doğu Göktürk hükümdarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dangun</span> ilk Kore kraliyeti Gojoseonun efsanevi kurucusu

Dangun Vanggeom bugünkü Liaoning, Mançurya ve Kore Yarımadasının topraklarını kaplayan ilk Kore kraliyeti Gojoseon'un efsanevi kurucusu. Söylemlere göre göklerin efendisi Hvanin torunuydu ve Gojoseon'u MÖ 2333 senesinde kurdu. Dangun sözü Gojoseon'un kurucusu ile bağdaştırılsada, bazı araştırmacılar Dangun'un "baş rahip" demek olduğunu söylüyorlar ve bu unvanın Gojoseon'un bütün hükümdarları tarafından kullanıldığını iddia ediyorlar ve Vanggeom'un kraliyetin gerçek kurucusu olduğu yönünde düşüncelerini aktarıyorlar. Dangun efsanesi hakkındaki en eski doküman 13. yüzyıldan kalma Samguk Yusa'dan. Samguk Yusa Vei kitabından ve Kore'nin tarihi metinleriyle kaybolan Gogi'den (古記) alıntılarla hazırlanmış bir koleksiyon.

<span class="mw-page-title-main">Joseon Krallığı</span> 1392–1897 yıllarında geçen kore krallığı

Joseon Krallığı, 1392-1897 yılları arasında var olmuş bir Kore krallığıdır. Krallık General Yi Seong-gye tarafından kurulmuş olup modern Kore'nin bulunduğu yerde yaklaşık beş yüzyıl boyunca hüküm sürmüştür. İlk başlarda Kore, yeniden adlandırılmış ve başkent günümüzdeki Seul'e taşınmıştır. Krallığın doğal sınırları en kuzeydeki Yalu ve Tumen nehirlerine kadar genişlemiştir. En uzun Konfüçyüsçü hükümdarlığın yaşandığı hanedanlıktır. Krallık, sonraları Ming ve Çing hanedanlarının birer vasalı olarak sürdürmüş olup Birinci Çin-Japon Savaşı'nın ardından Ekim 1897 tarihinde Kore İmparatorluğu hâline geldi.

<span class="mw-page-title-main">Çin tarihi</span> ulusal tarih

Çin tarihi, yazılı kaynaklara göre 3500 yıldan fazla geriye uzanmakta olup yazılı Çin tarihi ise MÖ 1500'lerde Shang Hanedanı döneminden başlamaktadır. Çin binlerce yıllık tarihi ile dünyanın en eski medeniyetlerinden biri ve uygarlığın beşiği olarak kabul edilmektedir. Çin uzun tarihi boyunca değişimli olarak birleşik bir devlet olarak veya birçok devlet halinde parçalanmış olarak varlığını sürdürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Çin'de din</span> Çin içerisindeki birçok din

Çin, dünyanın en eski ve sürekli öğreti ve felsefi geleneklerinin beşiği olmuştur. Çin'de batıdaki anlamıyla bire bir örtüşen bir din anlayışı hiç olmamıştır. Milattan önce 6. yüzyıldan itibaren görülmeye başlayan düşünce okulları kendi içinde özgün olarak sürekli gelişmiştir. Bu yüzden Çin'de inanç sistemleri olarak Çin kültürünü tarihi boyunca şekillendiren Konfüçyüsçülük, Taoizm ve çok sonradan gelen Budizm düşünce okulları sıralanır. Bu iç içe geçmiş düşünce okulları kendi aralarında kökten farklı bir evren anlayışı taşımazlar ancak klasik anlamıyla batıda ortaya çıkan Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık dinlerinden kökten ayrıdırlar. Bu düşünce okulları öncesinde de Çin'in hem toplayıcı ve avcı şamanik toplumlarında hem de yerleşik tarım toplumları döneminde kainatın doğuşuyla ilgili anlatılan masal ve efsanelerde evrenin; klasik dinlerde olduğu gibi bir yaratıcı tarafından yaratılmasından çok her şeye hamile olan ve hiçbir şeyin henüz bir biçimi olmadığı karanlık bulamaç bir şeyden doğduğu inançları yer bulmaktadır. Bu bulamaç, karanlık hiçbir nesnenin henüz şekil almadığı ama her şeye hamile olunan bu hale masallarda Hundun, düşünce okullarında Dao denmektedir. Dao'dan Gök ve Yer yani somut ve soyut olan her şey doğar, yin ve yang değişim ilkeleriyle her şey biçim alır ve dönüşür. Günümüzde Kuantum Kuramı'nın kozmogoni görüşleri Çin'de ortaya çıkan bu evren anlayışına daha yakın durmaktadır. Gök uzayı, yer ise yıldızlar, gezegenler gibi yoğun her şeyi temsil etmektedir. Dao düşünce okulunda Gök ve Yerin ham doğası yani kendiliğindenlik hali olan Zìrán (自然)'a uyması çabasız çabayı uygulaması en uygun yönetim olarak anlatılırken, Konfüçyüsçü okullara göre ise Gök ve Yer ilişkisi hiyerarşik ele alınır, erdem ve görevlere önem verilir, dolayısıyla devletin yönetimi ve halk ile ilişkisi buna uymalıdır anlayışı hakim olmuştur. Çin imparatorları, özellikle Konfüçyüs okuluna göre Gök gibi olmalıydılar ve bu yüzden "Göğün Vekaleti"ni (Tianming) talep edip Çin efsanevi ve geleneksel pratiklerine katılırlardı. Yaygın inanç sistemi bu şekilde kendini gösterirken sonraki yüz yıllarda Batıda ortaya çıkan dinler Çin'de yayılmak istemiş olsa da halk arasında bu inanç sistemleri çok rağbet görmemiştir. Ancak günümüzde sayıları fazla olmasa da Çin'de Hristiyanlık ve müslümanlık da yaşamaktadır. 1949 Mao Zedong devriminden beri Çin, bir ateist ve Marksist kurum olan Çin Komünist Partisi tarafından yönetilmektedir. Bu dönemde bilimsel bir zemini olmayan hiçbir görüşe izin verilmedi. Dini hareketler ve kurumlar önce hükûmet kontrolü altına alındı, sonra Kültür Devrimi (1966-1976) sırasında baskıya uğradı. Devrimin yumuşama döneminde geleneksel öğretiler ve sonradan gelen dini örgütlere haklar verilmeye başlanmıştır. Hükûmet henüz beş tane öğreti ve dini resmen tanımaktadır: Budizm, Taoizm, İslam, Protestanlık ve Katoliklik. 21. yüzyılın başında kurumsal idarelerde Konfüçyüsçülük ve Çin halk gelenekleri giderek daha fazla tanınma kazanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Tuluy</span> Moğol İmparatorluğu naip yöneticisi

Tuluy, 1227-1229 yılları arasında Moğol İmparatorluğu’nun naip yöneticisi.

<span class="mw-page-title-main">Ay tanrılarının listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Mitolojide, bir ay tanrısı, bazen bir kişileştirme olarak, Ay tanrısı veya tanrıçasıdır. Bu tanrılar kültüre bağlı olarak çeşitli işlevlere ve geleneklere sahip olabilirler, ancak bunlar genellikle birbirleriyle ilişkilidir. Çoğu eski dinlerde bir tür Ay ibadeti bulunabilir.

Hedong'un Pei klanı (河東裴氏) Han hanedanlığından Beş Hanedanlık ve On Krallık döneminin sonuna kadar siyasi olarak aktif olan önemli bir Çin klanıydı. Atalarının evi Hedong Kumandanlığı'ndaydı. Kurucu babaları, arkaik Feng klanından gelen Jiepei (解𨛬君) Lordu Pei Ling (裴陵) idi.