Avrupa Birliği'nin Ortak Tarım Politikası
Makale serilerinden |
Bu kategoride yer alan maddeler Avrupa Birliği hükûmeti ve siyasetinin bir parçasıdır. |
Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası (Common Agricultural Policy 28 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., CAP) Avrupa Birliği'nin tarıma sübvansiyon ve tarımın planlanması programıdır. 2006 yılında, toplam AB bütçesinin %46,7'sini oluşturmaktadır. Bu rakam, 49,8 Milyar Avro'ya denk gelmektedir.
Ortak Tarım Politikası; doğrudan sübvansiyon ödemeleri, fiyat destek mekanizması ile ekili olan bitki ve arsalara, garantili minimum fiyatları dahil ederek ve AB dışından gelen mallara tarife ve kota uygulanması sisteminin kombinasyonudur. Halihazırda reformlar yapılmaya devam etmektedir.
Ortak Tarım Politikası'nın amacı, çiftçilere makul bir yaşam standardı sağlamak, tüketicilere adil fiyattan kaliteli ürünler ulaştırmak ve ayrıca kırsal mirasın korunması.
Dayanak
Avrupa Birliği'nin ortak tarım politikasının ihtiyaç nedeni, Avrupa birliği üye ülkeleri tarafından Lizbon Antlaşması Madde 39'da şu şekilde sıralanmaktadır:[1]
- Üretim standartlarını ve tarım teknolojisini geliştirmek,
- Tarımda verimliliği artırmak,
- Ürün arzının güvenliğini sağlamak,
- Tarımsal üretim araçlarının etkili kullanımını sağlamak,
- İşgücünün verimliliğini sağlamak,
- Tarım sektöründe çalışanların gelirini artırmak,
- Tüketicilere daha gerçekçi ve uygun fiyatlar sunmak,
- Piyasalarda istikrarı sağlamak,
- Fiyatların üye ülkeler arasında haksız rekabete yol açmasının önüne geçmek.
Tarih
Ortak Tarım Politikası; Avrupa Birliği'nin en eski ve en kapsamlı politikasıdır. Avrupa'nın 1914-1945 yılları arasında geçirmiş olduğu I. ve II. Dünya savaşları, bu iki savaş arasında ve II. Dünya Savaşı sonunda yaşanılmış olan buhranlar, yüksek enflasyon ve kıtlıklar sebebi ile; AB'nin temelini oluşturan 1957 Roma Antlaşmasının 33. maddesi ile Ortak Tarım Politikası oluşturulmuştur.
Ortak Tarım Politikası konusunda ilk ortak piyasa düzeni 1962'de tahıl sektöründe devreye girmiştir.
Ortak Tarım Politikası; Avrupa Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu (FEOGA) ile mali desteğini almaktadır. 2003 yılında FEOGA'ya Birlik Bütçesinin yaklaşık %45'i ayrılmıştır. Bu fonun yaklaşık %60'ı bitkisel üretim faaliyetlerine, %30'u hayvansal üretim faaliyetlerine ve %10'u da kırsal kalkınmanın teşvik edilmesine ayrılmıştır.
Avrupa Birliği'nin Ortak Tarim Politikasını oluşturmasının sebepleri; çiftçilerin gelirini yükseltmek, Avrupa Birliği dışında gelişebilecek olan fiyat artışlarına karşı kendi çiftçilerini korumak ve kırsal kalkınmayı desteklemektir. Avrupa Birliği Ortak Tarim Politikası 2 sütundan oluşmaktadır.
1. sütun; çiftçilere doğrudan desteği içermektedir ve markete müdahalede bulunulmaktadır. Bu sütun içerisinde yapılacak olan yardımlar Avrupa Birliği tarafında önceden belirlenmektedir. Ayrıca Ortak Tarım Politikasının bütçesinin %80'i bu sütuna ayrılmıştır.
2. sütun; burada daha çok kırsal kalkınma ve çevre konuları desteklenmektedir ayrıca kırsal kalkınma için teşvikler verilmektedir. Bu sütun hem Avrupa Birliği üye ülkeleri hem de Ortak Tarim Politikasının bütçelerinden desteklenmektedir. Burada Ortak Tarim Politikası bütçesinin %20 si kullanılmaktadır ama bu son zamanlarda artmaya başlamıştır. Bu sütun içerisinde 3 farklı eksen vardır ve her eksen kendi içerisinde farklı konulardan oluşmaktadır.
- eksen; çiftçilerin modernizasyonu için destek vermektedir ve tarım sektörünün rekabetçi olmasını desteklemektedir.
- eksen; çevreyi ve kırsal bölgeleri desteklemektedir.
- eksen; kırsal bölgede yaşam standartlarını yükseltmeyi amaçlamaktadır ayrıca kırsal bölgelerde başka sektörlerde de gelişme olmasını desteklemektedirler.
Kırsal kalkınma
Kırsal kalkınma değişik ürünler için geliştirilen ve çiftçilere ve sektörde yer alan ürün işleyicileri gibi aktörlere verilen destekler, bazı ürünlere yönelik üretimle ilgili kota düzenlemeleri, bu ürünlerin ithalatına yönelik kısıtlamalar, ek tarifeler gibi hususlar ele alınmaktadır. Kırsal kalkınma çiftçileri, ailelerini ve daha geniş kırsal nüfusu hedeflemektedir. Daha çeşitlenmiş emek piyasaları ve daha iyi hizmet sunumu kırsal alanlarda yeni büyüme ve istihdam olanakları yaratmayı hedefler. Böylelikle kırsal nüfusa istikrar kazandırılmasına katkıda bulunup çiftçiler ve aileleri için dışsal ekonomiler yaratacaktır. Çeşitliliğin ve hizmetlerin yürürlüğe konulmasının en başarılı biçimi yerel kalkınma stratejilerinden geçmektedir. Kırsal kalkınmanın 3 tane önceliği vardır.Bunlar: Kırsal ekonominin çeşitlendirilmesi, Kırsal alanlardaki yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, Meslek eğitimi, yetenek edindirme ve canlandırmadır.
Çevresel problemler
Avrupa Birliği ortak tarım politikasının üretim gücü büyüdükçe, bunun bir negatif sonucu olarak çevreye verdiği zararda büyümektedir. Buna Özellikle çiftçilerin ve üreticilerin daha çok verim almak adına toprağa ve çevreye zarar veren gübreleri ve tarım ilaçlarını kullanması sebep olmaktadır. Çevreye verilen bu zararı önlenmesi adına, 2004 yılından itibaren çevrenin korunması, tarım politikasının tam ortasına yerleştirilmiştir. Çevrenin korunması için çok ciddi bir takim kısıtlamalar getirilmiştir, öyle ki bu kısıtlamalara uymayan çiftçi ve üreticilere verilen destekler kesilecektir.
Avrupa birliği 2010 yılında tarıma ayrılmış olan 5 milyar Euro'luk bütçenin %31 inin, biyolojik çeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi için harcanacağını duyurmuştur. Ayrıca ortak takim politikası çiftliklerde yaşayan kuş çeşitliliğini düşürmesi açısından da eleştirilmiştir. 1980 ve 2009 yılları arasında, çiftliklerde yaşayan kuş nüfusu 600 milyondan 300 milyona kadar düşmüştür. Yani yaklaşık olarak %50'lik bir düşüş yaşanmıştır. Bütün bu çevreye ve hayvanların yaşam alanına, dolayısıyla da hayvanlara verilen zararların en büyük sebebi, tarım alanlarından daha fazla ve daha çabuk verim alabilmek için kullanılan zararlı kimyasallardır.
Üye Devletler arası eşitlik
Avrupa'daki bazı ülkelerdeki tarımsal alanlar diğer üye devletlere göre daha geniştir (özellikle Fransa ve İspanya) ve bu ülkeler Ortak Tarım Politikası gereği diğerlerinden daha çok para alırlar. İngiltere ve Hollanda gibi kentsel kesimin çok olduğu ülkelerin tarımsal alanları pek olmadığı için 'tarım sektörü' ekonomilerinin çok az bir kısmını kapsar ve bu yüzden AB bütçesinden daha az yarar sağlarlar. AB üyesi ülkeler arasında tarım bütçesine net katkı koyan ülkeler, başta Almanya olmak üzere İngiltere, Hollanda ve Belçika, net katkı alan ülkeler ise Fransa, İspanya, Portekiz, Yunanistan, İrlanda ve Danimarka'dır. OTP bütçesine kişi başına en fazla katkı sağlayan ülkeler Almanya, Hollanda ve Belçika iken sırasıyla İrlanda, Yunanistan ve İspanya OTP bütçesinden kişi başına en fazla katkıyı alan ülkeler durumundadır.
Tarımda Devlet Müdahalesi
Tarımda devlet müdahalesine karşı serbest piyasayı savunan bir kesim de söz konusu ve onlara gore, tarım tüm müdahalelerden kurtarılmalı çünkü bunun sonucunda kaynaklar çok daha verimli kullanılabilir. Fiyatların devlet müdahalesiyle konması, piyasada bozulmalara, ihtiyaçtan fazla üretimin yapılmasına sebep olmaktadır. Eleştirilerle amaçlanan şey aslında fiyatların piyasa içindeki arz-talep ilişkisine göre değerlendirip konulmasını sağlamaktır. Böylelikle çiftlikler kaynakların verimli kullanımıyla ilgili adımlar atacak, çiftçilerine eğitim vermek, ilaçlama ve altyapıyı geliştirmek için uğraşacaklardır.
Kaynakça
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 2 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 30 Kasım 2012.