İçeriğe atla

Aviyonik

Cessna Citation uçağının radarı ve diğer aviyonikleri
Bir F-105 Thunderchief uçağının aviyonikleri dağılmış halde

Aviyonik (İngilizce Avionics : Aviation Electronics) havacılıkta uçaklar, yapay uydular ve uzay araçlarının elektronik sistemleri için kullanılan terimdir.

Aviyonik sistemleri arasında iletişim, navigasyon, birden fazla sistemin görüntü ve yönetimi ve bireysel işlevleri gerçekleştirmek için uçaklara takılan yüzlerce sistem sayılabilir. Bu sistemler bir polis helikopterinin arama spotu gibi basit bir sistemden havadan erken uyarı platformları gibi komplike sistemlere kadar çeşitlidir.

Terim İngilizce havacılık anlamına gelen "aviation" ile elektronik anlamına gelen "electronics" kelimelerinden türetilmiştir.

Tarihi

Bir F-15E savaş uçağının aviyonikleri kabaca uçağın üretim masraflarının %80'ine denk gelir.

Aviyonik terimi ilk kez gazeteci Philip J. Klass tarafından "havacılık elektroniği" ifadesinin İngilizce karşılığının birleşik sözcüğü olarak kullanılmıştır.[1][2] Bugün kullanılan pek çok modern aviyoniklerin geçmişi ve geliştirmesi II. Dünya Savaşı dönemindeki çalışmalara dayanır. Örneğin, günümüzde etkin bir şekilde kullanılan otopilot sistemleri, bombardıman uçaklarının hassas hedefleri vurabilmesi için yüksek irtifalarda sürekli ve istikrarlı oranda uçması için geliştirilmiştir.[3] Bu gelişmelerden en çok bilinen olarak, radarın İngiltere, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde aynı dönemde geliştirilmesi sayılabilir.[4] Modern aviyonik askerî uçak harcamalarının önemli bir kısmıdır. F‑15E gibi veya şu anda kullanımda olmayan F‑14 uçaklarının maliyetlerinin yüzde 80 civarında oranı aviyonik sistemler için harcanır.

Sivil havacılıkta da benzer şekilde aviyoniklerin uçak maliyetlerindeki payı oldukça fazladır. Uçuş kontrol sistemleri (fly-by-wire) ile artan uçuş sayısı gibi sebeplerden dolayı artan yeni navigasyon gereklilikleri sonucu geliştirme çalışmaları, uçakların maliyetini artırmaktadır. Ulaşımda havacılığın kullanım oranının artması sonucu, kullanım kapasitesi kısıtlanan hava sahalarında uçakları güvenle kontrol etmek için yeni yöntemler üzerinde çalışmalar yapılmıştır.

Modern aviyonikler

Aviyonikler ABD Sivil Havacılık Kurumu Federal Aviation Administration'in (FAA) Next Generation Air Transportation System projesi ve Avrupa'nın Single European Sky ATM Research (SESAR) çalışması gibi modernizasyon girişimlerinde önemli bir rol oynamaktadır. ABD'de Ortak Planlama ve Geliştirme Dairesi (Joint Planning and Development Office) aviyonik için altı alanda bir yol haritası ortaya koymaktadır:[5]

  • Yayınlanmış rotalar ve prosedürler - Geliştirilmiş navigasyon ve yönlendirme
  • Anlaşmalı Yörüngeler - Güncel olarak tercih edilen rotalar oluşturmak için veri iletişimi
  • Devredilen ayırma – Havadaki ve yerdeki gelişmiş durumsal farkındalık
  • Düşük görüş/Bulut tavanı-Yaklaşma/Kalkış – Daha az yer altyapısı ile hava kısıtlamalarına karşın operasyona devam edebilme
  • Surface Operasyonları – Yaklaşma ve kalkış segmentlerinde güvenliğin artması
  • ATM verimliliği – ATM işleminin geliştirilmesi

1957 yılında kurulan "Aircraft Electronics Association (AEA)" (Havaaracı Elektronik Birliği) üyesi 1.300'den fazla firma vardır. Bunlar arasında bakım konusunda uzmanlaşmış hükûmet sertifikalı uluslararası tamir istasyonlarından, genel havacılık uçaklarına aviyonik ve elektronik cihazların kurulum ve tamirini yapan firmalara kadar çeşitli kurumlar vardır.

Uçak aviyonikleri

Bir uçakta kokpit; uçağın kontrolü, takibi, komünikasyonu, navigasyonu, meteoroloji kontrolü ve çarpışma önleyici sistemleri gibi pek çok sistemi barındırarak aviyonik ekipmanların en çok bulunduğu yerdir. Genel olarak uçaklarda aviyonikler 14 veya 28 Volt DC elektrik sistemi kullanırlar. Ancak, büyük ve daha karmaşık elektrik sistemlerine sahip uçakları (örneğin havayolu uçakları veya savaş uçakları) bazı ekipmanlarda 400 Hz, 115 Volt AC elektrik sistemi de kullanır.[6] Dünya çapında pek çok aviyonik ekipman üreticisi mevcuttur. En çok kullanılan ve tanınan firmalar arasında Honeywell Aerospace (Bendix/King'in de sahibi), Rockwell Collins, Thales Group, Garmin ve Avidyne Corporation sayılabilir.

Aviyonik ekipmanların uluslararası standartları "Airlines Electronic Engineering Committee" (AEEC, Havayolları Elektronik Mühendislik Komitesi) tarafından belirlenir ve ARINC tarafından yayınlanır.

İletişim

Uçaklarda iletişim uçuş ekibinin yer istasyonları ile uçuş ekiplerinin kendi arasında ve yolcular ile iletişimini sağlayan sistemlerdir. Uçak içi iletişim "public address"in kısaltması olan PA sistemleri ve uçuş ekibinin kendi arasında iletişini sağlayan "intercom"lar ile sağlanır.

Havacılıkta VHF iletişim sistemleri 118.000 MHz ile 136.975 MHz frekans aralığında çalışır. Her kanal Avrupa'da 8.33 kHz aralıklarla, diğer bölgelerde 25 kHz aralıklarla dağıtılmıştır. VHF uçaktan uçağa iletişim ve uçaktan ATC ünitesine iletişimde kullanılabilir. Uçaklarda iletişimde amplitude modulation (AM) modülasyon türü de kullanılır. Ayrıca (özellikle okyanus ötesi uçuşlarda) yüksek frekans (HF) veya uydu iletişimi de kullanılır.

Navigasyon ya da seyrüseferin amacı uçağın yeryüzü üzerindeki konumunu ve yönünü belirlemektir. Aviyonikler; uyduya bağlı sistemler (GPS ve WAAS gibi), yerde kurulu ekipmanlara bağlı sistemler (VOR veya LORAN gibi) veya bunların bir birleşimini kullanabilir. Navigasyon sistemleri uçağın pozisyonunu otomatik olarak hesaplar ve uçuş ekibine harita görünümünde veya çeşitli aletlerde gösterir. Eski aviyonikler ile pilot veya uçağın seyrüsefer görevlisi sinyallerin kesişimini alarak uçağın pozisyonunu belirler. Modern sistemlerde aviyonikler pozisyonu otomatik olarak hesaplar ve uçuş ekibine sistemin öngördüğü şekilde gösterir.

İzleme

Airbus A380 glass cockpit pilotlar için modern bir uçuşun izlemesini sağlar

Modern uçaklarda kullanılan glass kokpite dönüşün ilk ipuçları 1970'lerde elektromekanik aletler, göstergeler ve enstrümanların uçağa uygun cathode ray tube (CRT) ekranlara dönüşümü ile ortaya çıktı. “Glass” kokpit (Cam kokpit) anlamı analog göstergeler ve aletler yerine bilgisayar monitörlerinin kullanımından gelir. Uçakların bu sisteme geçişiyle pilotların uçuşu daha hakim bir şekilde takip etmesi, aynı bilginin daha kompakt akışı ve daha etkin gösterimi sağlandı. 1970'lerde, ortalama bir uçak 100'den fazla kokpit enstrümanı ve kontrolüne sahipti.[7]

Glass kokpitler 1985 yılında Gulfstream G‑IV özel jeti ile ilk kez kullanılmaya başladı. Bu tür kokpit enstrümanlarında en önemli konulardan biri; ne kadar bilginin otomasyona bağlanması ve ne kadarının pilotun manuel kontrolünde olmasının dengelenmesidir. Genel olarak, sistemler geliştikçe uçuş operasyonunu otomasyona bağlarken, pilotu sürekli olarak bilgilendirmeye yönelik şekilde dizayn edilir.[7]

Uçuş kontrol sistemleri

Günümüzde uçaklar pek çok şekilde otomatik olarak kontrollü uçuş yapabilirler. Otomatik uçuş kontrolü özellikle yaklaşma ve iniş gibi kritik safhalarda pilot hatasını ve işgücünü azaltmak için çok büyük önem göstermektedir. Otopilot ilk olarak Lawrence Sperry tarafından II. Dünya Savaşı sırasında bombardıman uçaklarının 25.000 feet yükseklikten hassas bir şekilde hedefleri vurabilmesi için uçakların stabil uçabilmesini sağlamak için keşfedildi. Amerika Birleşik Devletleri Ordusu tarafından ilk kullanıldığı dönemde, bir Honeywell Aerospace şirketi mühendisi arka koltukta acil bir durumda otopilotu devre dışı bırakma amaçlı oturuyordu. Son günlerde hemen hemen tüm ticari uçaklar iniş ve kalkışta pilotun işgücünü azaltma amaçlı uçuş kontrol sistemleri ile donatılmılştır.[3]

İlk basit ticari otopilotlar uçağın uçuş başını ve irtifasını kontrolü için kullanılmış ve diğer kontrollerde limitli kapasiteye sahipti. Helikopterlerde, otomatik stabilizasyon yine bu şekilde kullanılır ve ilk sistemler elektromekaniktir. Fly by wire ve klasik hidrolik kontrollü uçuş yüzeyleri yerine elektronik sistemlere geçiş güvenliği arttırdı.

Çarpışma önleyici sistemler

Hava trafik kontrolunu desteklemek için, büyük nakliye uçakları ve çoğu küçük uçaklar Trafik Uyarı ve Çarpışma Önleyici Sistem'e (TCAS) sahiptir. Bu sistem ile uçaklar çevredeki aynı sisteme sahip uçakların konumunu belirler ve gerektiği durumda kaçınma sağlayacak manevrayı pilotlara dikte eder.

Uçağın kontrolüne engel herhangi bir arıza yokken yere çarpmayı (CFIT) önlemek için uçaklarda ana elementi radar altimetre olan Ground-Proximity Warning Systems (GPWS) sistemleri monte edilmiştir. GPWS'in en büyük dezavantajlarından biri olan sadece uçağın o anda altındaki yeryüzeyi ile mesafesini göz önünde bulundurması ve önünde bulunan ve birden yükselen yer yüzeylerine karşı bilgi vermemesine karşılık modern uçaklar "arazi farkındalık uyarı sistemi" (terrain awareness warning system - TAWS) ile donatılmıştır.

Kara kutular

Ticari uçaklarda kullanılan kokpit data kaydediciler, bilinen ismi ile "kara kutular", uçuş kayıtlarını ve kokpit ses kayıtlarını saklarlar. Herhangi bir kaza veya önemli olay durumunda uçaktan çıkarılarak kontrol kumandaları ve diğer parametreler incelenir.

Meteoroloji sistemleri

Hava radarı (ticari uçaklarda tipik bir örnek olarak Arinc 708) ve yıldırım dedektörleri gibi meteorolojik sistemler özellikle pilotların önündeki hava durumunu belirleyemediği IMC ve gece uçuş şartlarında çok önemlidir. Radar tarafından belirlenen yoğun yağış veya türbulans sahaları uçakta önemli yatay sapmalara sebep olabilir. Bu sistemleri kullanarak pilotlar bu bölgeye girmeden uçuş rotasında değişiklik yapma imkânı bulur.

Modern meteoroloji sistemleri ayrıca wind shear ve türbulans saptama ve uyarı imkânına sahiptir.[8]

Kaynakça

  1. ^ McGough, Michael (26 Ağustos 2005). "In Memoriam: Philip J. Klass: A UFO (Ufologist Friend's Obituary)". Skeptic. 22 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2013. 
  2. ^ Shaffer, Robert. "'Unexplained Cases'–Only If You Ignore All Explanations", Skeptical Inquirer, Mart/Nisan 2011, s. 58
  3. ^ a b By Jeffrey L. Rodengen. ISBN 0-945903-25-1. Published by Write Stuff Syndicate, Inc. 1995. “The Legend of Honeywell.”
  4. ^ Reginald Victor Jones (1998). Most Secret War. ISBN 978-1-85326-699-7. 
  5. ^ "NextGen Avionics Roadmap" (PDF). Joint Planning and Development Office. 30 Eylül 2011. 15 Şubat 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2012. 
  6. ^ "400 Hz Electrical Systems". 4 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Şubat 2013. 
  7. ^ a b Avionics: Development and Implementation by Cary R. Spitzer (Hardcover - 15 Aralık 2006)
  8. ^ Ramsey, James (1 Ağustos 2000). "Broadening Weather Radar's Scope". Aviation Today. 18 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Şubat 2013. 

Kaynakça

  • Avionics: Development and Implementation by Cary R. Spitzer (Hardcover - 15 Aralık 2006)
  • Principles of Avionics, 4th Edition by Albert Helfrick, Len Buckwalter, and Avionics Communications Inc. (Paperback - 1 Temmuz 2007)
  • Avionics Training: Systems, Installation, and Troubleshooting by Len Buckwalter (Paperback - 30 Haziran 2005)

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">General Dynamics F-16 Fighting Falcon</span> Amerikan Üretimi Tek Motorlu 4.Nesil Savaş Jeti

F-16 Fighting Falcon, çok amaçlı, tek jet motorlu, 4. nesil savaş uçağı. General Dynamics şirketi tarafından, ABD Hava Kuvvetleri için geliştirilmiştir. Hafif avcı uçağı olarak tasarlanmış olmasına rağmen birçok başka amaç için de kullanılmakta olan avcı uçağıdır. Geniş kullanım alanı ve yüksek manevra kabiliyeti sayesinde birçok ülkeye ihraç edilmiştir. Faal olarak çeşitli ülkeler tarafından kullanılmaktadır. II. Dünya Savaşı sonrası üretilen uçaklar içinde, MiG-21'den (10,000+) ve F-4 Phantom-II'den (5.195) sonra en çok üretilen 3'üncü savaş uçağıdır. Temmuz 2016 itibarıyla 4.573 adet üretilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Grumman F-14 Tomcat</span> Amerikan yapımı hava üstünlük uçağı

F-14 Tomcat, Northrop Grumman tarafından üretilen süpersonik, çift motorlu ve değişken geometrik kanatlı bir av önleme ve hava üstünlük uçağıdır.

<span class="mw-page-title-main">Havacılık</span>

Havacılık, insanlar tarafından üretilmiş hava taşıtlarıyla uçmak ya da uçmak için gerekli olan makinelerin tasarımıyla veya bakımlarıyla uğraşmak demektir. Daha genel bir anlamda, havacılık terimi, hava taşıtı ile ilgili olan tüm eylemleri, endüstrileri, kurumları kapsamaktadır. Ticari havacılık, sivil havacılık, genel havacılık, askerî havacılık, deniz havacılığı, kara havacılığı, ultralight havacılık, sanal havacılık gibi türleri bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Fly-by-wire</span>

Fly-by-wire, manuel uçuş kumandalarını elektronik bir arayüz ile değiştiren gelişmiş uçuş kumanda sistemi. Bu sistemde uçak pilottan bağımsız bilgisayar kontrollü basit bir yapay zekaya sahiptir. Bu görev bilgisayarı, hız, irtifa, hava durumu, uçağın donelerini, ağırlığı ve pek çok önemli veriyi (data) sayısal ortamda harmanlayarak uçağa en güvenli uçuşu sağlar. Bu teknoloji, yeni nesil uçaklar olarak adlandırılan ve uçuş kumanda yüzeylerinin hareketinin side-stick denilen lövye ile sağlandığı uçaklarda bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Atlas Cheetah</span>

Atlas Cheetah, Güney Afrika Hava Kuvvetleri (SAAF) envanterinde bulunan bir muharebe uçağıdır. Yine bir Güney Afrika firması olan ve 1965'te kurulan Atlas Aircraft Corporation tarafından Dassault Mirage III uçağının geliştirilmiş bir sürümü olarak üretilmiştir. Tek koltuklu Cheetah E ve Cheetah C ve çift koltuklu Cheetah D olmak üzere üç türevi imal edilmiştir. Cheetah E'lerin kal'e ayrıldığı SAAF'ta, şu an görev yapan 28 Cheetah C ve Cheetah D, Atlas Aircraft Corporation'ın yerini alan Denel firmasınca yine 28 adet Saab JAS-39 Gripen ile değiştirilecektir.

<span class="mw-page-title-main">Aletli iniş sistemi</span>

Aletli İniş Sistemi, pist başına yerleştirilmiş vericiler vasıtasıyla uçakların inişine yardımcı olan bir hassas yaklaşma sistemi. ILS, uçağın pist başına kadar hassas yaklaşmasını sağlayan bir seyrüsefer yardımcı sistemidir. Bulut tavanının alçak, görüş faktörlerinin kötü olduğu hava koşullarında, uçağın alçak bir biçimde piste yaklaşmasını ve piste elektronik cihazlarla emniyetli iniş yapmasını sağlar. Pilota istikamet ve süzülüş hattı bilgisi verir.

<span class="mw-page-title-main">VOR</span>

VOR ; alet uçuşunda yaygın olarak kullanılan bir radyo seyrüsefer yardımcısı. Bir yer istasyonu ile hava aracındaki alıcıdan oluşur. En basit tanımı ile, hava aracının yer istasyonuna göre hangi manyetik radyal üzerinde olduğunu gösterir. Tek başına VOR sistemi baş ve mesafe bilgisi vermez.

<span class="mw-page-title-main">TUSAŞ Hürkuş</span> Türk yapımı temel eğitim uçağı

TUSAŞ Hürkuş, TUSAŞ tarafından tasarlanan ve geliştirilen, temel eğitim ve hafif kara saldırı uçağı olan iki kişilik, alçak kanatlı, tek motorlu turboprop bir uçaktır. Adı Birinci Dünya Savaşı ve Türk Kurtuluş Savaşı gazisi, ilk Türk uçak üreticisi Vecihi Hürkuş'tan esinlenerek verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Hongdu JL-8</span>

Hongdu JL-8 iki kişilik basit eğitim ve hafif saldırı uçağı olarak Pakistan ve Çin arasında ortak çalışma sonucu yapılmıştır. Uçağın üstlenicisi Hongdu Aviation Industry Corporation'dır. K-8 Karokorum ihraç da edilmektedir. Şimdilik 500'den fazla üretilmiştir.

Güdüm sistemi, bir füze, uydu, roket, uçak, helikopter, gemi veya benzeri aracın, iki veya üç boyutlu ortamdaki bir konumdan ayrılarak varmaya programlandığı bir başka konuma ulaşabilmesini sağlayan elektromekanik aygıt veya aygıtlara verilen genel isimdir. Özellikle askeri terminolojide bu söylem, herhangi bir insan kontrolü olmaksızın otonom seyir yeteneğine sahip araçlar için kullanılır. Operasyonunda yüksek oranda beşeri katkıya ihtiyaç duyan benzeri sistemlere ise navigasyon veya seyrüsefer sistemleri denir ve bunlar güdüm sistemlerinden farklı bir kategoride değerlendirilirler.

<span class="mw-page-title-main">EGPWS</span>

Yer yaklaşım ikaz sistemi uçak yere yakın veya bir arazi engeline doğru ani tehlike içine girmiş ise pilotu uyarmak için tasarlanmış ikaz sistemidir. Arazi Bilinirlik ve İkaz Sistemi ve yere çarpma ikaz sistemi benzer işelevlere sahip uyarı ve önleme sistemleridir.

<span class="mw-page-title-main">Kontrollü uçuşta yere çarpma</span>

Kontrollü uçuşta yere çarpma (CFIT), uçuşa elverişli bir hava taşıtının pilot kontrolündeyken bir maniaya çarpması veya suya düşmesi ile sonuçlanan kaza. CFIT, İngilizce Controlled flight into terrain kavramının kısaltmasıdır. Bu kaza türünde pilotlar genellikle sona ana kadar tehlikenin farkına varamazlar.

<span class="mw-page-title-main">Northrop Grumman E-2 Hawkeye</span> Amerikan yapımı savaş uçağı

Grumman E-2 Hawkeye Amerika Birleşik Devletleri yapımı, tüm hava koşullarında kullanılabilen, kargo uçağı tabanlı bir Havadan Erken Uyarı ve Kontrol( ) platformudur. Çift torboprop motorlu uçak 1950'lerde E-1 Tracer 'in yerine geçmek üzere Amerikan Deniz Kuvvetleri için geliştirilmiştir. İlk uçuşunu 2007 yılında yapan E-2D modeline kadar uçak kademeli olarak yenilenmiştir. Diğer ülkeler tarafından da küçük miktarlarda kullanılan uçağın en büyük yabancı kullanıcısı Japonya 'dır.

<span class="mw-page-title-main">Radyo seyrüseferi</span>

Radyo seyrüseferi veya radyo navigasyonu, Dünya üzerindeki bir noktadan başka bir noktaya giderken, seyrüsefer yardımcısı olarak radyo frekansları ile çalışan araçların kullanımı. Radyo seyrüsefer yardımcıları genellikle; vericinin gönderdigi radyo elektromanyetik dalgalarının alıcı tarafından alınması ve ses, görüntü veya yazıya dönüştürülmesi prensibiyle çalışırlar.

<span class="mw-page-title-main">Otomatik pilot</span>

Otomatik pilot, bir hava aracı, deniz aracı veya uzay aracının yolunu bir insan operatör tarafından sürekli manuel kontrol gerektirmeden kontrol etmek için kullanılan bir sistemdir. Otomatik pilotlar operatörlerin yerini almaz. Bunun yerine, otomatik pilot operatörün aracı kontrol etmesine yardımcı olarak operatörün operasyonların daha geniş yönlerine odaklanmasına imkan sağlar.

<span class="mw-page-title-main">ACARS</span>

Uçak iletişim adresleme ve raporlama sistemi, yolcu kabinin altındaki elektronik kısımda bulunan radyo ve uydu üzerinden uçak ve kule arasındaki veri bağlantısını sağlayan dijital sistemdir. ACARS, uçuş planını yönetir, uçağın konumu ve performans bilgilerini iletir. Devre dışı bırakıldığı takdirde uçak ve yer istasyonları arasındaki iletişim kesilir.

<span class="mw-page-title-main">Transponder (havacılık)</span>

Transponder, hava araçlarında bulunan, radar sorgulamasına cevap vermek için tasarlanmış; hava aracının yer, hız gibi temel bilgilerini radyo frekanslarına yanıt olarak trafik kontrolörlerine ileten, uçağın en önemli iletişim sistemini oluşturan elektronik cihazdır. Bir hava aracının transponderi devre dışı olduğu zaman o hava aracına dair hiçbir bilgi alınamaz ve iletişim kurulamaz. Bazı kaynaklarda XPDR, XPNDR, TPDR veya TP şeklinde kısaltılır. Hava aracındaki transponder yerdeki ikincil radarlarla ve diğer uçaklardaki çarpışmayı önleyici sistemlerle sinyaller vasıtasıyla haberleşir. Mode C ve Mode S transponderler basınç altimetresinden aldıkları irtifa bilgisini de yayınlayabilirler.

Havacılık çizelgesi veya Aeronautical chart, deniz haritaları veya araba sürücüleri için bir yol haritası gibi, uçakların navigasyonuna yardımcı olmak için tasarlanmış kapsamlı haritalardır. Bu çizelgeleri ve diğer araçlar ile pilotlar konumlarını, güvenli irtifalarını, bir hedefe giden en iyi rotayı, yol boyunca seyrüsefer yardımcılarını, telsiz frekansları, uçuş sırasında acil durumlarda alternatif iniş meydanları ve hava sahası sınırları gibi bilgileri öğrenebilir. Dünyadaki tüm kara kütleleri için çizelgeler, okyanuslar arası seyahat için ise uzun mesafe çizelgeleri vardır.

<span class="mw-page-title-main">Uçuş mühendisi</span>

Uçuş mühendisi (FE), kokpitte bulunan uçuş ekibinin uçağın karmaşık sistemlerini izleyen ve kullanan üyesidir. Havacılığın ilk dönemlerinde bu pozisyona bazen "hava makinecisi" de denirdi. Uçuş mühendisleri hâlâ bazı büyük sabit kanatlı uçaklarda ve helikopterlerde bulunabilir. Bazı uzay araçlarında da benzer bir mürettebat pozisyonu vardır. Modern uçakların çoğunda, karmaşık sistemler; elektronik mikroişlemciler ve bilgisayarlar tarafından izlenir ve ayarlanır. Bunun sonucunda da uçuş mühendisine gerek duyulmamasına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Dördüncü nesil jet avcı uçağı</span>

Dördüncü nesil jet avcı uçağı 1980'lerde hizmete giren ve günümüzde de hizmet vermeye devam eden bir jet avcı uçağı sınıfıdır. Bu avcı uçakları bir önceki nesil savaş uçaklarından alınan derslerden büyük ölçüde etkilenmiş ve üçüncü nesil avcı uçaklarının zayıflıklarını gidermek üzere tasarlanmıştır. Üçüncü nesil avcı uçakları öncelikle önleme uçakları olarak tasarlanmış ve hız ve havadan havaya füzeler üzerine inşa edilmişlerdi, ancak genellikle manevra kabiliyetinden yoksundular ve yakın menzilli çatışmalarda savunmasızdılar. Dördüncü nesil avcı uçakları ise gelişmiş manevra kabiliyetine sahip olarak tasarlanmış olup, gelişmiş aviyonik ve silah sistemlerine sahiptir.