İçeriğe atla

Aubrey de Grey

Aubrey David Nicholas Jasper de Grey (d. 20 Nisan 1963, Londra), İngiliz yazar ve biyomedikal gerontolog.

Mitokondriyal Serbest Radikal Yaşlanma Kuramı'nın (1999) ve Ending Aging'in (2007) yazarı ve “Journal of Rejuvenation Research” dergisinin yazı işleri müdürüdür. Günümüzde tıbbi teknolojinin, insanın yaşa bağlı nedenlerden ölmemesini sağlayabileceği düşüncesiyle bilinir. Aynı zamanda Hadwiger-Nelson probleminin araştırılmasına katkıda bulunan amatör bir matematikçidir.

Araştırmaları, rejeneratif tıbbın yaşlanma sürecini önleyip önleyemeyeceğine odaklanmaktadır. İnsan bedenini gençleştirmek ve yaşlanmayı durdurmak için önerilen tekniklerden oluşan bir koleksiyon olan SENS olarak adlandırdığı şeyin gelişiminde çalışır. Bu amaçla, temel metabolik süreçlerin neden olduğu yedi tip moleküler ve hücresel hasar tespit etmiştir. SENS, bu hasarı onarmak için tasarlanan önerilen bir tedavi panelidir.[1]

De Grey, Moskova Fizik ve Teknoloji Enstitüsü'nün uluslararası bir yardımcı profesörüdür. Amerika'nın Gerontolojik Derneği, [19] Amerikan Yaşlanma Derneği üyesidir. Son yıllarda CBS 60 Dakika, BBC, New York Times, Fortune Dergisi, Washington Post, TED gibi haber kaynaklarında röportajları vardır.

Hayatın erken dönemi ve eğitim

De Grey, İngiltere'de Londra'da doğup büyüdü. Babasını hiç tanımadığını ve annesi Cordelia'nın kendisini en zayıf olduğu bilim ve matematik alanlara teşvik ettiğini söylemiştir. Sussex House School ve Harrow School'da eğitim gördü. Cambridge Üniversitesi'nden 1985 yılında bilgisayar bilimleri lisans derecesiyle mezun oldu.

Kariyer

1985'te mezun olduktan sonra Sinclair Research Ltd'ye yapay zeka ve yazılım mühendisi olarak katıldı. 1986 yılında, Man-Made Minions Ltd'yi kurdu. Cambridge'deki bir mezuniyet partisinde, daha sonra evleneceği meyve sineği genetikçisi Adelaide Carpenter ile tanıştı. Onun sayesinde meyve sinekleri üzerinde bir veri tabanının çalışmasını üstlenmesini biyoloji ile tanışmasına neden oldu. Dergileri ve ders kitaplarını okuyarak, karısı ile konferanslara katılarak kendini biyoloji alanında eğitmiştir. 1992'den 2006'ya kadar üniversitenin FlyBase genetik veritabanı konusunda Genetik Bölümü'nde yazılım geliştirme sorumlu olarak çalışmıştır.

Grey, 9 Aralık 2000'de biyoloji dalında Cambridge'te doktorasını tamamladı.

Stratejiler

De Grey, etkili anti-aging ilacı geliştirmek için gerekli olan temel bilginin çoğunun var olduğunu ileri sürüyor. Yaşlanmanın çeşitli yönlerini tersine çevirmek için spesifik teknolojik yaklaşımları tanımlamak ve tanıtmak için çalışıyor.

2005'ten itibaren, çalışması, yaşa bağlı fiziksel ve bilişsel gerilemeyi önlemeyi amaçlayan, "Strategies for Engineered Negligible Senescence" (SENS) adlı ayrıntılı bir plan üzerinde odaklandı. Mart 2009'da, SENS Araştırma Vakfı'nı (2013 başlarına kadar SENS Vakfı olarak adlandırdı), halen Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan ve şu anda Baş Bilim Sorumlusu olarak görev yaptığı kâr amacı gütmeyen bir organizasyon olarak kurdu. Vakıf, yaşlılığı engelleyici ve yaşlanma hastalıklarına rejeneratif ilaç çözümlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çalışır.

2007'de de Grey, Michael Rae'nin yardımıyla Ending Aging adlı kitabı yazdı.

Arte German & French TV'de yayınlanan bir 2008 filminde de Grey, 1.000 yıl yaşayabilecek ilk insanın muhtemelen zaten yaşadığını ve hatta 50 ile 60 yaşlarında olabileceğini iddia etti.[2] Aubrey de Grey'e göre, yaşı kaç olursa olsun, bir insanın biyolojik yaşının, sağlık ve zindelik durumunun 20 ile 25 yaşları arasında tutulması mümkün.[3]

2013 itibarıyla, SENS Araştırma Vakfı'nın yıllık bütçesi 4 milyon dolardır.

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 26 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2018. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 26 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2018. 
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya". 26 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2018. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü</span> İzmir, Türkiyede bir devlet üniversitesi

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, 1992 yılında İzmir'de kurulan, özellikle teknoloji alanlarında yüksek düzeyde araştırma, eğitim-öğretim, üretim, yayın ve danışmanlık yapan bir devlet üniversitesidir. İYTE'deki tüm bölümlerde eğitim dili %100 İngilizcedir. 2017 yılında ilk defa Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan araştırma üniversiteleri programına dahil olarak Türkiye'deki 10 araştırma üniversitesinden biri olarak belirlenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Massachusetts Teknoloji Enstitüsü</span> ABD, Massachusettste kurulu vakıf üniversitesi

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Cambridge, Massachusetts'te bulunan özel bir araştırma üniversitesi. Enstitü, Charles Nehri boyunca bir milden (1,6 km) daha fazla, kentsel bir kampüse ve bir kara hibe, bir deniz hibe ve uzay hibesine sahiptir. Enstitü ayrıca MIT Lincoln Laboratuvarı, Bates Merkezi ve Haystack Gözlemevi gibi bir dizi büyük, kampüs dışı tesisin yanı sıra Broad ve Whitehead Enstitüleri gibi kendine bağlı laboratuvarları da içerir.

<span class="mw-page-title-main">Gebze Teknik Üniversitesi</span> Kocaelide kurulu devlet üniversitesi

Gebze Teknik Üniversitesi veya kısaca GTÜ, 3 Temmuz 1992 tarihinde Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü adıyla kurulan, Türkiye'deki iki yüksek teknoloji enstitüsünden birisiydi. 22 Ekim 2014 tarihinde TBMM tarafından kabul edilen yasa teklifiyle Gebze Teknik Üniversitesi olarak yeniden yapılandırılmasına karar verildi. Üniversite Çayırova yerleşkesinden oluşmaktadır. Üniversite günümüzde 1.370.070 m2 toplam açık alanı ve 26.612 m2 toplam kapalı alanı bulunan Çayırova Kampüsü'nden oluşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Evrimsel biyoloji</span> canlı çeşitliliğini ve gelişimini inceleyen bilim dalı

Evrimsel biyoloji; biyoloji konularını, canlıların evrimini göz önüne alarak inceleyen bilim dalıdır. Taksonomi biliminin temelinde evrimsel biyoloji yer almaktadır. Canlıları sistematik bir şekilde ayırmada, canlıların evrimsel akrabalıkları ve farklılıkları göz önüne alınır. Ayrıca birçok ekolojik ilişkinin açıklanmasında evrimsel biyoloji kullanılır. Moleküler biyolojide DNA ve RNA dizilerinin baz dizilişleri göz önüne alınarak canlıların hatta organellerin mikroorganizmalarla olan akrabalıkları incelenmekte ve bu incelemede evrimsel biyoloji temel alınmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Aaron Ciechanover</span>

Aaron Ciechanover, İsrailli biyolog, kimyager ve 2004 Nobel Kimya Ödülü'nün sahibi.

<span class="mw-page-title-main">Aaron Klug</span>

Aaron Klug OM, Litvanya doğumlu Britanyalı kimyager ve biyofizikçi. Kristalografik elektron mikroskobunun gelişimi ve biyolojik olarak önemli nükleik asit-protein komplekslerinin yapısının aydınlatılması konusundaki çalışmaları için 1982 yılında Nobel Kimya Ödülü'nü kazandı.

<span class="mw-page-title-main">Mario Capecchi</span> Nobel Ödüllü moleküler genetikçi

Mario Renato Capecchi, İtalyan asıllı Amerikalı moleküler genetikçi ve 2007 Nobel Tıp Ödülü sahibi bilim insanı. 2007 yılında Martin Evans ve Oliver Smithies ile Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünü paylaştı. Günümüzde Utah Üniversitesinde profesörlük yapmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Martin Evans</span>

Sir Martin John Evans, Britanyalı, "sir" unvanlı bilim insanı. Matthew Kaufman ile ortaklaşa yaptığı fare kök hücrelerinin embriyonik ekimi dolayısıyla bilinir (1981). Aynı zamanda Mario Capecchi ve Oliver Smithies ile geliştirdiği nakavt fare ve ilgili teknolojilerle gen hedeflemesi ile Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü o yıl iki ortağıyla paylaştı. Bu bilim insanları kullandıkları “knock-out” teknolojisiyle ürettikleri fareler sayesinde kanser, kalp-damar hastalıkları gibi tedavisi zor hastalıklara karşı yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine yardımcı oldular.

<span class="mw-page-title-main">Elizabeth Blackburn</span> Avustralyalı-Amerikalı araştırmacı

Elizabeth Helen Blackburn Avustralya doğumlu Amerikalı moleküler biyolog. Kromozomların uç kısımlarında bulunan ve kromozomları koruyan telomer isimli yapılarla ilgili çalışmalarıyla bilinir. Telomer yapımında etkin telomeraz enziminin kaşifleri arasındadır. Bu çalışmalarından dolayı 2009 yılında Carol W. Greider ve Jack W. Szostak ile birlikte Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü kazandı. Tıbbi etik üzerine de çalışmaları vardır.

<span class="mw-page-title-main">Sistem biyolojisi</span>

Sistem biyolojisi biyomedikal ve biyolojik bilimsel araştırma uygulanan gelişmekte olan bir yaklaşımdır. Sistem biyolojisi biyolojik ve biyomedikal araştırma daha bütünsel bir bakış açısı ile, biyolojik sistemleri içinde karmaşık etkileşimler üzerinde yaklaşım odaklanan bir çalışma biyoloji tabanlı disiplinler arası bir alandır. Özellikle 2000 yılından itibaren, kavram bağlamlarda çeşitli biyolojik bilimler alanında yaygın olarak kullanılmaktadır.Outreaching biri sistem biyolojisi amacı acil özellikleri, olan teorik açıklamalar sistemleri biyoloji havale giren teknikleri kullanarak mümkündür bir sistem olarak işleyen hücre, doku ve organizmaların özellikleri modeli ve keşfetmektir. Bunlar tipik olarak metabolik ağların veya hücre sinyalizasyon ağları içerir.

<span class="mw-page-title-main">Senesens</span> bir organizmanın işlevinin yaşla birlikte bozulması

Senesens veya biyolojik yaşlanma, canlı organizmalarda fonksiyonel özelliklerin kademeli olarak bozulmasıdır. Senesens kelimesi hücresel senesensi ya da tüm organizmanın senesensini ifade edebilir. Organizmal yaşlanma, en azından bir organizmanın yaşam döngüsünün sonraki kısmında, artan yaşla birlikte ölüm oranlarında bir artış ve/veya fekonditede bir azalma içerir, ancak geciktirilebilir. 1934 yılında kalori kısıtlamasının sıçanlarda yaşam süresini %50 oranında uzatabileceğinin keşfedilmesi, ihmal edilebilir yaşlanmaya sahip türlerin varlığı ve Hidra cinsi üyeleri gibi potansiyel olarak ölümsüz organizmaların varlığı, yaşlanmayı ve dolayısıyla yaşa bağlı hastalıkları geciktirmeye yönelik araştırmaları motive etmiştir. Nadir görülen insan mutasyonları yaşlanmayı hızlandıran hastalıklara neden olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği'nde bilim ve teknoloji</span>

Sovyetler Birliği'nde bilim ve teknoloji, Sovyetler Birliği'nin ulusal politikasında önemli bir parçası olarak rol aldı. Vladimir Lenin zamanından 1990'ların başında Sovyetler Birliği'nin dağılmasına kadar hem bilim hem de teknoloji, Sovyet devletinin ideolojisi ve pratik işleyişi ile yakından bağlantılıydı ve diğer ülkelerdeki modellerden hem benzer hem de farklı yollarla takip edildiler. Konstantin Tsiolkovskiy gibi İmparatorluk Rusyası'nda çalışan birçok bilim insanı SSCB'de çalışmaya devam etti ve Sovyet bilimini doğurdu.

Nörodejenerasyon, nöronların ölümü de dahil olmak üzere nöronların ilerleyen yapı veya fonksiyon kaybıdır. Nörodejeneratif süreçlerin bir sonucu olarak amiyotrofik lateral skleroz, Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığı, ölümcül ailesel uykusuzluk ve Huntington hastalığı gibi birçok nörodejeneratif hastalık ortaya çıkar. Bu tür hastalıklar tedavi edilemez ve nöron hücrelerinin ilerleyici dejenerasyonu ve / veya ölümüyle sonuçlanır. Araştırmalar ilerledikçe, bu hastalıkları hücre altı düzeyde birbirleriyle ilişkilendiren birçok benzerlik ortaya çıkmaktadır. Bu benzerliklerin keşfedilmesi, birçok hastalığı aynı anda iyileştirebilecek terapötik ilerlemeler için umut vermektedir. Atipik protein düzenekleri ve uyarılmış hücre ölümü dahil olmak üzere farklı nörodejeneratif bozukluklar arasında birçok paralellik vardır. Nörodejenerasyon, molekülerden sistemik olana kadar birçok farklı nöronal devre seviyesinde bulunabilir.

Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.

Aykut Kence, evrimsel biyoloji alanındaki çalışmalarıyla tanınan Türk biyolog ve bilim insanı. 1988 yılında Uluslararası Böcek Fizyolojisi ve Ekolojisi Merkezi Ödülü'nü, 1996 yılında Türk Tabipler Birliği İzmir Tabip Odası I. Türkiye Ekopatoloji Ödülü'nü ve 2008'de TÜBA Ders Kitapları Çeviri Ödülü'nü kazanmıştır. 1968 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nden mezun olmuştur. 1973 yılında Stony Brook, New York Eyalet Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamıştır. 1974 yılından 2013 yılına kadar Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde çeşitli görevlerde bulunmuştur.

Calico LLC, 18 Eylül 2013'te 'yaşlanma ve yaşlanmanın tetiklediği hastalıklarla mücadele' amacıyla Bill Maris tarafından kurulan ve de Google tarafından desteklenen Amerikan Ar-Ge biyoteknoloji şirketidir. Google'ın 2013 Kurucu Mektubu'nda Larry Page, Calico'yu "sağlık, esenlik ve uzun ömür" kavramlarına odaklanan bir şirket olarak tanımladı. Şirketin ismi "Kaliforniya Yaşam Şirketi" anlamına gelen "California Life Company"nin kısaltmasından oluşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Rejeneratif tıp</span>

Rejeneratif tıp, "normal işlevi eski haline getirmek veya kurmak için insan veya hayvan hücrelerini, dokularını veya organlarını değiştirme, mühendislik veya yenileme süreci" ile ilgilenir. Bu alan, vücudun kendi onarım mekanizmalarını uyararak, daha önce onarılamayan dokuları veya organları işlevsel olarak iyileştirmek için hasarlı doku ve organların mühendisliğini vadeder. Rejeneratif tıp aynı zamanda laboratuvarda doku ve organların büyütülmesi ve vücudun kendini iyileştiremediği durumlarda implante edilmesi olasılığını da içerir. Rejenere bir organ için hücre kaynağı hastanın kendi doku veya hücrelerinden elde edildiğinde, immünolojik uyumsuzluk yoluyla organ nakli reddi zorluğu ortadan kalkar. Bu yaklaşım, bağış için uygun olan organların kıtlığı sorununu hafifletebilir.

<span class="mw-page-title-main">Hafıza ve yaşlanma</span>

Bazen "normal yaşlanma" olarak tanımlanan yaşa bağlı hafıza kaybı, Alzheimer hastalığı gibi demans türleriyle ilişkili hafıza kaybından niteliksel olarak farklıdır ve farklı bir beyin mekanizmasına sahip olduğuna inanılır.

Fenoptoz veya fenoptozis 1999'da VP Skulachev tarafından önerilen bir terimdir. Bir organizmanın programlanmış ölümü olgusunu ifade eder, yani bir organizmanın genlerinin, belirli koşullar altında organizmanın hızla bozulmasına ve ölmesine neden olacak özellikler içermesi anlamına gelir. Son zamanlarda yaşlanma "yavaş fenoptoz" olarak nitelendirilmekle beraber "hızlı fenoptoz" kavramı da konuşulmuştur. Fenoptoz, insanlar için etkileri hala araştırılan canlı türlerinin ortak bir özelliğidir. Programlanmış hücre ölümü kavramı, 1964 yılında Lockshin & Williams tarafından böcek dokusu gelişimi ile ilgili olarak, "apoptoz" kavramı tanımlanmadan yaklaşık sekiz yıl önce kullanılmıştı.

Yaşlanma karşıtı hareket, yaşlanma durumunu ortadan kaldırarak, tersine çevirmeye veya etkilerini azaltmaya adanmış toplumsal bir harekettir. Hareketin önemli bir kısmı hayatın uzatılması için yapılması gerekenlerin olasılıkları üzerinedir fakat aynı zamanda yaşlanmanın etkilerini geciktirmek veya ortadan kaldırmak yerine iyileştiren plastik cerrahi teknikleri ile ilgisi bulunmaktadır.