İçeriğe atla

Atlarda spastik kolik

Spastik kolik veya Enteralgia catarrhalis, sindirim sistemini innerve eden otonom sinir sistemindeki fonksiyonel bozukluklar neticesinde ortaya çıkan atların sık karşılaşılan bir sendromudur.

Etiyoloji

Hastalığın etiyolojisi kesin olarak ortaya konulamamıştır. Ancak şu sebepler oluşumunda etkilidir:

  • Nervus vagus hipotonisine neden olan tüm nörojen veya dışsal etkenler.
  • Ani hava değişimleri.
  • Olumsuz transport.
  • Soğuk su içirilmesi.
  • Hayvanda strese neden olabilecek tüm faktörler.

Semptomlar ve patogenezis

Sancı vardır. Sancı kısa sürede başlar (yaklaşık 10-15 dakikada) ve genellikle kısa sürer. Fakat bazı olgularda intestinal kramp şekillenirse sancının şiddeti artar ve hayvanın çektiği ağrı neticesinde yerde yuvarlanma, zıplama, şaha kalkma benzeri hareketler yüzünden bağırsaklarda patolojik vaziyet değişiklileri gelişebilir. Bu durum oldukça sıkıntılıdır ve müdahale edilmezse ölümle sonuçlanabilir.

Atlarda sancı durumlarda tipik olan dışkılamanın azalmasının aksine Spastik kolik te dışkılama sıklığı artar ve hayvan sık sık işeme pozisyonu almaya çalışır. Ancak idrar yapamaz. Stresin bağırsak motilitesi üzerinden genellikle artırıcı yönde etkisi vardır.İnsanlarda yoğun stres, heyecan vb durumlarda ishal görülmesi bir noktada Spastik kolik e benzerlik gösterir.

Tedavi ve korunma

Sancıyı hafifletmek için hayvana ağrı kesiciler ve spazm çözücüler verilebilir. Fakat bazen buna gerek kalmadan olgu kendiliğinden düzelebilir. Eğer patolojik vaziyet değişikliği gelişmişse tek tedavi yöntemi operasyon olur.

Hayvanlar stes faktörlerinden uzak tutulmalıdır. Ani ve/veya soğuk su kesinlikle içirilmemelidir.

Kaynakça

  1. Veteriner İç Hastalıkları. Prof. Dr. H. Yılmaz İMREN, Prof. Dr. M. ŞAHAL
  2. Klinik Pratikte At Hekimliği. Dr. SANCAK, Yrd. Doç. Dr. SAĞLAM

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Kangren veya gangren, dokuların kendilerini besleyen atardamarların herhangi bir sebeple, tamamen yetersiz hale gelmesi sonucunda hayatiyetini kaybetmesi durumu.

<span class="mw-page-title-main">Kuduz</span> Hayvanlar yoluyla bulaşan ölümcül hastalık

Kuduz, Rabies ya da Lyssa, Merkezî sinir sistemini ağır şekilde tutan viral bir zoonoz.

<span class="mw-page-title-main">Prostat</span>

Prostat, üriner sistemin son kısmına yakın bölümde mesane ve üretra arasına yerleşmiş kestane şekli ve büyüklüğünde bir organdır. Yapı olarak üretral kret, seminal kolikulus, boşalma kanalı, prostatik sinüs, prostatik kanallar, prostatik utrikülden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Şarbon</span> Bacillus anthracis adlı bakteri nedeniyle oluşan bulaşıcı bir hastalık

Şarbon, antraks veya anthrax; Bacillus anthracis adlı bakteri nedeniyle oluşan zoonotik karakterde bulaşıcı bir hastalık.

<span class="mw-page-title-main">Peptik ülser</span>

Ülser, deri ve mukozaların nekrozlu yangısıdır. Dr. Barry Marshall ve Dr. Robin Warren peptik ülserlerin oluşmasında Helicobacter pylori adı verilen bir bakterinin etkili olduğunu saptamışlar ve bu buluşları nedeniyle 2005 yılı Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü almaya hak kazanmışlardır. Peptik ülser hastalığı ve Helicobacter pylori'nin zaman çizelgesi oldukça ilginç bir süreci göstermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Lösemi</span> kemik iliğinde oluşan kan kanserleri

Lösemi, kan hücrelerinin özellikle de akyuvarların normalin üzerinde çoğalması ile kendini gösteren bir kanser türüdür.

<span class="mw-page-title-main">İnflamasyon</span> iltihaplanma

İnflamasyon, canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel/dışsal doku hasarına verdiği sellüler (hücresel), humoral (sıvısal) ve vasküler (damarsal) bir seri vital yanıttır. İnflamasyon normalde patolojik bir durum olmasına karşın, inflamatuar reaksiyon fizyolojik olarak vücudun gösterdiği bir tepkidir. Halk arasında iltihap tabiri yangı için kullanılmasına rağmen sık sık apseler için de iltihap denmesinden dolayı inflamasyon (inflammare) terimini kullanmak daha yerinde olacaktır. Hücre dejenerasyonu ile birlikte inflamasyon konusu, hastalıkların patolojik temelini oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Apandisit</span> körbağırsak üzerinde apandisin iltihaplanması

Apandisit, körbağırsak üzerinde apandisin iltihaplanmasıdır. İltihaplı apandisin kesilip çıkarılmasıyla tedavi edilir. Apandisitin belirtileri, lokalize edilemeyen yaygın karın ağrısı, iştahsızlık ve dışkılama dürtüsüdür. Ağrı 6-8 saat sonra karnın sağ alt kadranına geçer ve lokalize edilebilir.


Gül hastalığı, nedeni belirlenemeyen ve stres ile semptomları artış gösteren bir hastalıktır.

Hemofili çoğunlukla genetik geçiş gösteren, vücutta kanın pıhtılaşma sisteminde rol alan ve pıhtılaşma faktörleri olarak adlandırılan proteinlerin eksikliği veya yokluğu nedeniyle ortaya çıkan, pıhtılaşma bozukluğu yaratan ve X kromozomundaki çekinik bir gen ile taşınan bir tür kanın pıhtılaşamaması hastalığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Âdet (tıp)</span> rahim olayı

Âdet, hayız, menstrüasyon veya regl, kadınlarda ve bazı diğer yüksek dişi primatlarda, rahim iç yüzeyinde oluşan damar ve dokuların kan ile birlikte vücuttan atılması şeklindeki fizyolojik olay. Doğurgan kadınlarda üreme ve döllenme amacıyla meydana gelen değişiklikler için kullanılan bilimsel bir terimdir. Menstrüasyon halk arasında aybaşı olarak da bilinir. Fiil olarak genellikle âdet görmek ya da regl olmak şeklinde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Tırnak</span>

Tırnak insanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabakadır. Sağlıklı bir insan vücudunda yer alan 20 parmağın her birinin ucunda yer alması gerekir. Tırnaklar keratin adı verilen sertleşmiş proteinden oluşur. Tırnağın başlangıç kısmında deri ile birleştiği alanda bulunan yarımay şeklindeki beyaz şekle lunula adı verilir. Toynaklılar grubundan memeli hayvanların tırnağına toynak denir.

<span class="mw-page-title-main">Morfin</span> narkotik analjezik

Morfin, çok etkili bir opiat ağrı kesici ilaç etken maddesidir, opioidlerin tipik aktif maddesidir ve bu grubun prototipidir. Ham afyonda %10-12 oranında mevcuttur. Molekül DSÖ'nün Temel İlaçlar Listesi'nde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Zona</span>

Herpes zoster, genel adıyla zona, varisella zoster virüsünün sebep olduğu ve daha önce su çiçeği geçirmiş kişilerde görülen, vücudun tek tarafında deride su toplamış ağrılı kabartılarla seyreden bir hastalıktır. Halk arasında kuşak hastalığı veya gece yanığı olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Peste des petits ruminants</span>

Peste des petits ruminants, PPR, Ovine rinderpest, Pneumoenteritis comlex veya küçük ruminant vebası. Viral bir koyun-keçi hastalığıdır. Bu hastalık koyun ve keçilerin yüksek ateş, gözyaşı ve burun akıntısı, ağız lezyonları, sindirim sistemi mukozasında hemoraji, gastroenteritis, ishal, öksürük, bronco-pneumoni semptomları ile karakterize, mortalite ve morbitide oranı yüksek viral bir hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Listeriosis</span> merkezi sinir sistemine ilişkin bozukluklarla karakterize bir bakteriyel hastalık

Listeriosis, zoonoz özellikte ve hayvanlarda ve insanlarda merkezi sinir sistemine ilişkin bozukluklarla karakterize bir bakteriyel hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Atların tromboembolik sancısı</span> Atlarda görülen parazit kaynaklı hastalık

Atların tromboembolik sancısı. Atlarda ciddi düzeyde sancı ile seyreden bir sendromdur. Etken Strongylus vulgaris adında bir nematoddur. Sancıya söz konusu parazitin larvalarının Arteria mesenterica cranialis adlı arter'deki göçlerinden kaynaklanan tromboz ve nihayetinde gelişen emboli neden olur.

<span class="mw-page-title-main">İskemi</span> Dokulara kan akışında eksiklik

İskemi (ischemia) yerel kanlanma eksikliğidir.

Konjenital bozukluk olarak da bilinen doğum kusuru, nedeni ne olursa olsun doğumda mevcut olan anormal bir durumdur. Doğum kusurları fiziksel, zihinsel veya gelişimsel engelliliklerle sonuçlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Preeklampsi</span>

Preeklampsi veya gebelik zehirlenmesi, hipertansiyon ve idrarda yüksek miktarda protein bulunmasıyla karakterize bir obstetrik hastalıktır. Bu bozukluk çoğunlukla üçüncü trimestre'de meydana gelir ve zamanla daha da kötüleşir. Kırmızı kan hücrelerinin yıkımı, düşük seviyede kan platelatları, karaciğer fonksyon bozukluğu, böbrek disfonksyonu, şişkinlik, akciğerlerde su toplaması sebebiyle kısa soluk alıp verme ve görünüş bozuklukları görülebilmektedir. Preeklamsi hem anne hem de doğacak olan bebek için kötü sonuçlar doğurabilir. Eğer tedâvi edilmezse, fetüsün alınmasına kadar süren sonuçlar ortaya çıkabilir.