Cinayet, bir kimsenin başka bir kimseyi bilerek öldürmesi eylemidir. Çoğu ülkede müebbet hapis ya da idam cezasıyla sonuçlanmaktadır. Hukuken öldürme veya kasten öldürme olarak nitelenir. Öldüren kişiye katil denir.
Ceza ya da yaptırım, genel anlamıyla suç karşılığında insanlara veya kuruluşlara uygulanan bir yaptırımdır. Ceza Arapça kökenli bir kelimedir. Anlamı, yapılan kötü bir eylemin karşılığıdır.
Ceza hukuku, suç ve ceza kavramlarını inceleyen kamu hukuku bölümüdür. Genel veld Bailey, özel ceza hukuku olarak ikiye ayrılır.
Ölüm cezası olarak da bilinen ve daha önce adli cinayet olarak adlandırılan idam cezası, bir suçun cezası olarak bir kişinin öldürülmesinin devlet tarafından onaylanmış uygulamasıdır ve genellikle kişinin söz konusu cezayı gerektiren normları ihlal etmekten sorumlu olduğu sonucuna varmak için yetkili, kurallarla yönetilen bir süreci takip eder. Bir suçlunun bu şekilde cezalandırılmasını emreden hüküm, ölüm cezası olarak bilinir ve cezanın yerine getirilmesi eylemi infaz olarak adlandırılır. Ölüm cezasına çarptırılan veya infaz edilmeyi bekleyen mahkumlara "idam mahkumu" denir. Etimolojik olarak idam terimi, kafa kesme yoluyla infaz anlamına gelir, ancak infazlar asma, vurma, zehirli iğne, taşlama, elektrik verme ve gaz verme gibi birçok yöntemle gerçekleştirilir.
Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi, 5237 nolu Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitap, dördüncü kısım, üçüncü bölümünün son maddesi. Üçüncü bölümde "Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar" ele alınmaktadır. 30 Nisan 2008 tarihinde kabul edilen Türk Ceza Kanunu'nun bu maddesinde Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama ile ilgili durumlar yer almaktadır.
Dilencilik, yardıma muhtaç olduğu gerekçesiyle başka insanlardan para, yiyecek vb. şeyler isteme. Geçimini bu şekilde sağlayan kişiye dilenci denir. Dilencilere, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde daha çok rastlanır. Dilencilik dünyanın en eski mesleklerinden biridir.
Suç, kanunlar tarafından yanlış veya zararlı olduğu için ceza tehdidiyle yasaklanan ve bazı durumlarda cezalandırılabilen davranıştır. Genel olarak suç, saptanan ve saptanamayan suçlar olarak ikiye ayrılır. Saptanamayan suçların gerçekleşip gerçekleşmedikleri belirsiz olduğu veya kanıtlanamadıkları için cezalandırılmaları söz konusu değildir. Ceza hukukunda suça göre para cezası, tutuklama, hapis, hatta ölüm cezası verilebilir.
İfade hürriyeti, ifade özgürlüğü, Birleşmiş Milletler tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde ilan edilen, birçok ülke tarafından kabul edilen, bireylerin veya toplulukların fikir ve görüşlerini sansür, yasal yaptırım veya tehdit korkusu olmaksızın ifade etme hakkıdır. Birçok devlet ifade özgürlüğünü anayasal koruma altına almıştır. Konuşma özgürlüğü ve ifade özgürlüğü siyasal bağlamda dönüşümlü olarak kullanılan terimler olsa da, ifade özgürlüğünün hukuki anlamı, iletişim araçları arasında fark gözetmeksizin bilgi ve fikirlerin aranması, erişilmesi ve yayılmasına yarayan her tür faaliyeti kapsar.
YouTube'a Türkiye'den erişimin engellenmesi, Türkiye kanunlarına dayanılarak Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri tarafından ilki 6 Mart 2007'de, ikincisi ise 17 Ocak 2008'de olmak üzere birkaç kez engellenmiştir. Bu engelleme, Türkiye'de ve dünyada çeşitli yankılar uyandırmıştır. 31 Ekim 2010 tarihinde ise bir telif ajansı Atatürk'e hakaret eden videoların hakkını satın aldı ve sonra siteden kaldırdı. Savcılığın isteğiyle Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı YouTube'a erişim engelini kaldırdı, fakat kısa bir süre sonra yasak tekrar işleme konulmuştur. Servisleri en çok kullanılan internet siteleri arasında yer almıştı.
İran'da eşcinsellik toplum tarafından tabulaştırılır ve eşcinsel ilişkiler yasa dışıdır.
Türkiye'de fuhuş yasaldır ve Türk Ceza Kanunu'nun 5237 sayılı yasanın 227. maddesi tarafından düzenlenmiştir. Ancak, fuhuşa teşvik eden ve yolunu kolaylaştırana iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası uygulanır. Ayrıca, fahişelerin yabancı olmaması gerekir. Pasaport Kanununun 8. maddesine göre Türkiye'ye girmeleri izinli olmayan kimseler arasında "Fahişeler ve kadınları fuhuşa sevkederek geçinmeyi meslek edinenlerle beyaz kadın ticareti yapanlar ve her nevi kaçakçılar" bulunmaktadır. Türkiye'de genelevlere ruhsat verilir, bunu düzenleyen tüzük "Genel kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü"dür.
Genel af, Türk Dil Kurumunun tanımına göre, kamu yararına uygunluğu anlaşıldığında belli bir veya birkaç suç çeşidi için yapılan kovuşturmaların durdurulması, verilmiş cezaların kaldırılması veya azaltılmasıdır.
Şantaj, herhangi bir maddi veya manevi çıkar sağlamak amacıyla bir kimseyi, kendisiyle ilgili lekeleyici, gözden düşürücü bir haberi yayma veya açığa çıkarma tehdidiyle korkutmaktır. Türk Ceza Kanunu'nun 107. maddesine göre ise bir kimsenin şeref veya saygınlığına zarar verecek hususların açıklanacağı tehdidiyle menfaat temini, failin hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından söz etmesidir. Şantaj yapan kişiye ise şantajcı denmektedir. Hukuken suç sayılmaktadır. Türkiye'de şantaj yapan biri TCK'ye göre bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Hakaret, şerefe ve kişilik haklarına karşı işlenen bir suç.
İftira, Türk Ceza Kanunu'nun "Adliyeye Karşı Suçlar" bölümü, 267. maddede "yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmek" olarak tanımlanmaktadır.
Bilişim suçu veya bilgisayar suçu terimi bir bilgisayar ve bilgisayar ağı kullanılarak işlenen herhangi bir suçu ifade etmek için kullanılır. Bilgisayar, bir suçun işlenmesinde kullanılmış olabileceği gibi bir suçun hedefi de olabilir. Siber suçlar şu biçimde tanımlanır: Bireylere veya birey gruplarına yönelik, mağdurun onurunu zedelemeye veya mağdura fiziksel veya zihinsel olarak doğrudan veya dolaylı olarak zarar verme suçu kastı ile İnternet ve cep telefonu (SMS/MMS) gibi çağdaş iletişim araçları kullanarak zarar verme amaçlı saldırıların yapılmasıdır. Bu tür suçlar bir ulusun güvenlik ve ekonomik bütünlüğüne yönelik bir tehdit de oluşturabilir. Bu tür suçlarda ortaya çıkan görünüm, özellikle yazılım CD' lerinin şifrelerinin kırılması, telif hakları ihlalleri, çocuk pornografisi ve çocukların diğer biçimlerde istismarı konularında başlıca görünüm yüksek kazanç elde etme isteğidir. Mahrem bilgilerin kaybedilmesi veya yasaya aykırı olarak elde edilmesi durumlarında özel yaşamın gizliliğinin ihlali suçu ortaya çıkar.
İmza veya Signatür, kişinin el yazısı ile kendi adı veya kendisine ait anlamlı bir şekil veya kelime olan, kişinin imzaladığı belgede yazanı onayladığı ve ona uyacağını gösteren işarettir. Nüfus cüzdanı, kimlik belgesi gibi birçok belgelerde yaygın olarak kullanılır. İmza, sanatsal bir imza olan bir otograf ile karıştırılmamalıdır. E-devlet sistemi ve internetin gelişmesi ile mobil imza, elektronik imza ve dijital imza kullanımı yaygın hâle geldi.
Holokost inkârı, 1930 ila 1940 yılları arasında Nazi Almanyası'nın Avrupa'da milyonlarca etnik azınlığı sistematik olarak soykırım kastı ile öldürdüğünü inkâr etmek, 14 Avrupa ülkesinde yasa dışıdır. Avusturya, Almanya, Macaristan ve Romanya gibi holokostun yaşandığı ülkeler holokost inkârını ve Nazi sembolleri gibi Nazizm ile ilgili unsurları suç kabul eden daha kapsamlı kanunlara sahiptir.
Atatürk kişi kültü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün kişiliği, fikirleri ve siyaseti etrafında, yaşadığı dönemde oluşmaya başlamış ve daha çok ölümünden sonra takipçileri tarafından oluşturulmuş bir kişi kültüdür.
Put Adam, Necip Fazıl Kısakürek'in yazdığı iddia edilen Cumhuriyet-Atatürk dönemi tarih kitabıdır. Küresel Kitap, kitabı Necip Fazıl adıyla değil de "Eski Bir Türk Subayı" adıyla 2019 yılında piyasaya sürmüştür. Kitap, içeriğinde Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik hakaret içeren ifadeler bulundurduğu gerekçesiyle Ağustos 2019'da 6. Sulh Ceza Hakimliği'nin verdiği kararla piyasadan toplatıldı ve yasaklandı. Kitabı piyasaya süren yayınevi yetkilileri hakkında "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret" suçundan soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın tamamlanmasının ardından hazırlanan iddianame ile "Put adam" isimli kitabın yayıncısı Küresel Kitap Yayıncılık şirketinin sahibi Osman Akyıldız hakkında, "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 1,5 yıldan 4,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.