Almanca, Hint-Avrupa dil ailesine ait, ağırlıklı olarak Orta ve Batı Avrupa'da konuşulan bir Batı Cermen dili. Avrupa Birliği'nin resmî dillerinden biri ve en çok konuşulanıdır. Özellikle Almanya, Avusturya, Lihtenştayn, Lüksemburg, İsviçre'nin büyük bölümü, İtalya'nın Güney Tirol bölümü, Belçika'nın doğu kantonları, Polonya ve Romanya'nın kimi bölgeleri ve Fransa'nın Alsas-Loren bölgesinde konuşulmaktadır. Dünyanın yaygın lisanlarından biridir. Almanca içinde Fransız kelime kökenli sözcükler taşır.
Gambiya, resmî adı ile Gambiya Cumhuriyeti, Batı Afrika'da bir ülkedir. Yüzölçümü bakımından Afrika anakarasının en küçük ülkesidir. İsmini aldığı Gambiya Nehri'nin her iki kıyısı boyunca kurulmuş olan ülke Atlas Okyanusu kıyısı hariç, tamamen Senegal ile çevrilmiştir. Yüzölçümü 10.689 km² ve nüfusu 2013 verilerine göre 1.857.181 kişidir. Başkenti Atlas Okyanusu kıyısında bir ada üzerine kurulu olan Banjul'dur. En büyük şehirleri ise Serekunda ve Brikama'dır.
Rum, Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşamış ve Roma yurttaşı haklarına sahip olmuş halk veya kişidir. Bu kimselerin çeşitli etnisiteye sahip bireylerden oluşan bir topluluk olmalarına karşın ilerleyen zamanda bu kimselerin konuştukları Latinceyi bırakarak Yunancayı benimsemeleri ve çoğunluğun Müslümanlardan oluştuğu yerlerde yaşamaları nedeniyle daha sonradan bu kelime, Yunanistan dışında Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimseleri ifade etmek için kullanılmıştır.
Anlambilim, anlam bilimi, anlam bilgisi ya da semantik, anlamları inceleyen bilimdir. Anlam bilimi felsefî ya da mantıksal ve dilbilimsel olmak üzere iki farklı açıdan ele alınabilir. Felsefî ya da mantıksal yaklaşım, göstergeler ya da kelimeler ile bunların göndergeleri arasındaki bağlantıya ağırlık verir ve adlandırma, düz anlam, yan anlam, doğruluk gibi özellikleri inceler. Dilbilimsel yaklaşım ise zaman içinde anlam değişiklikleri ile dilin yapısı, düşünce ve anlam arasındaki karşılıklı bağlantı vb. konular üstünde durur.
Fince (
İbranice (עִבְרִית,
Şair ya da ozan, şiir yazan veya söyleyen kimsedir. Şair kelimesi Arapçadan gelir; doğaüstü güçlere sahip, deli, kâhin gibi anlamlar da yüklenmiştir.
Mânî, başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım biçimdir. Arapça kökenli bir kelimedir. Halk kültüründe goşa (koşa) olarak da bilinir. Goşa kelimesi Türkçede çiftlenmiş (ikili) demektir ve mânînin kafiye yapısından dolayı bu ad verilmiştir. Koşa kelimesi "beyit" manası da taşır. Anonim halk edebiyatında en küçük nazım biçimidir. Çoğunlukla 7 heceli dört mısralık bir bentten meydana gelir. Ama mısraları 4-5-8-10-14 heceli kalıplarla söylenmiş mânîler de vardır. Birinci, ikinci dördüncü mısralar birbirleriyle kafiyeli, üçüncü mısra serbesttir. Yani kafiye dizilişi aaxadır. aaaxa düzeninde mânîler de var. İlk iki mısra hazırlık dizeleridir. Son iki mısra ile anlam bağlantısı yoktur.Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir. En çok kullanılanlar düz ya da tam mânî, kesik mânî, cinaslı mânî, yedekli mânî, artık mânîdir.
Çevirmen bir metni veya sözlü iletişimi bir dilden başka bir dile çevirmeyi meslek edinen kişiye denir. Yazılı çeviri yapan kişiye mütercim, sözlü çeviri yapan kişiye de tercüman adı verilir. Çevirmenler kitap, film, video oyunu, makale, tez, ticarî yazışma ve sözleşmeler, hukukî dokümanlar, vize evrakı gibi belgeleri tercüme eden veya toplantılarda, seminerlerde, konferanslarda ardıl veya eş zamanlı çeviri yapan kişilerdir.
Sekülarizm veya sekülerizm; toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhani meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket. TDK, sekülerizm kavramına karşılık olarak dünyacılık sözcüğünü önermiştir. Sekülerizm, din merkezli veyahut dinî öğeleri sosyal, hukuki ve siyasi anlamda tayin edici kılan bir yaklaşımın tersine, bunları sosyal, hukuki ve siyasi kümeden ayıran bir yaklaşımı tanımlar. Çok geniş bir terim olan sekülerizm, içinde birçok farklı akım, tür ve teori barındırır. Seküler kelimesi, dünyevi veya çağa uygun olanı belirtir ve dünyanın nesnel hâlinin göz önünde tutulması demektir. Latince çağ anlamına gelen Saeculum sözcüğünden İngiliz dili için türetilen Secularism (Sekülerizm) Türkçeye laiklik, çağdaşlaşma veya dünyevileşme olarak üç farklı terimle çevrilebilmektedir. Fransa'da laiklik için Laïcité (Laicisme) terimi kullanılmaktadır. Bu terim, somut ve bilimsel olan ile soyut ve dinsel olanın birbirine karıştırılmamasını ifade etmektedirler.
İskoçlar, İskoçya'da yaşayan halkın adıdır.
İskandinavya, Kuzey Avrupa'da, kendisini oluşturan halklar arasında güçlü tarihi, kültürel ve dilsel bağları olan bir alt bölgedir. İngilizce kullanımında, İskandinavya genellikle Danimarka, Norveç ve İsveç'i ifade eder. Bazen daha geniş anlamda Finlandiya, İzlanda ve Faroe Adaları'nı da kapsayacak şekilde ifade edilebilir. Bu ülkelerin dilleri Fince dışında birbirine benzemektedir. Bu dillere Kuzey Cermen dilleri veya İskandinav dilleri denir. Danimarka Danca, Norveç Norveççe, İsveç İsveççe, İzlanda İzlandaca dillerini kullanmaktadırlar.
Kelime veya sözcük, tek başına anlamlı, bir ya da birbirine bağlı birden fazla biçimbirimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimidir.
Sıfat ya da ön ad; isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden kelime türüdür. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu kelime grubuna "Sıfat Tamlaması" denir. Her sıfat, bir Sıfat Tamlaması kurar. Sıfatın olduğu heryerde aynı zamanda Sıfat Tamlaması'ndan da sözedilir. Sıfat Tamlaması'nın çeşitleri yoktur.
Nahuatl, Meksika ve El Salvador'da Nahualar tarafından konuşulan bir sözlü dildir. Bu dilin adı muhtemelen, « iyi bir ses kılan ahenkli ve açık söz » anlamına gelen nahuatlahtolli sözcüğünden türetilmiştir.
Millet, Osmanlı Türkçesinde dini grupları belirtmek için kullanılan terimdir. 19. yüzyılda Tanzimat reformlarıyla, hakim sınıf olan Sünniler dışındaki, kanunen korunan dini azınlıkları ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda tüm Sünni gruplar bir millet kabul edilirken, azınlıklar yani gayrimüslimler sadece dine veya mezhebe göre değil aynı zamanda etnik gruplarına göre de ayrı milletler oluştururlardı. Örneğin Ermeniler tek bir millet olmayıp Ermeni Katolik ve Ermeni Protestan milletlerine ayrılırlardı. Millet kelimesi Arapça bir kelime olan mille (ملة)'den gelmektedir. Millet kelimesi günümüzde, Osmanlı'da kullanılandan farklı olarak, dinsel bir anlam değil dilsel bir anlam ifade etmektedir.
Jargon veya uğraş dili, belirli bir meslek ya da topluluğu paylaşan, aynı ilgi alanları ve aynı geçmişe sahip kişilerin ortak dil kullanımı. Bazı sözlüklerin verdiği tanımlar ise jargon sözcüğüne aşağılayıcı bir anlam yükler: "anlaşılması güç, bozuk dil" ve "argo" gibi.
Odoacer, 5. yüzyılda yaşamış İtalya kralı. Batı Roma İmparatorluğu'nun son imparatoru olan Romulus Augustus'u 476 yılında düşüren ve imparatorluğu çökerten kumandan olarak ün yapmıştır. Batı Roma İmparatorluğu'na son vererek Orta Çağ'ı başlatan kişi olarak bilinir. Tarihte Romalı olmayıp tüm İtalya'yı yönetmiş olan tek kraldır.
Jötunn ya da bilinen çoğul adıyla jötnar, İskandinav mitolojisinde devler ve trollere verilen addır. İnsanüstü güçlere sahip olan bu devler, sıklıkla tanrılarla evlilik yapmalarına rağmen çoğu zaman Aesir ile Vanir'in karşısında yer alan bir ırkın üyesidir. Niflheim, Utgardr ve Jarnvidr gibi yerlerin adlarıyla alakası vardır. Bu devler beş gruba ayrılırlar: Buz Devleri, Ayaz Devleri, Kaya Devleri, Dağ Devleri ve Ateş Devleri. İlk üç grup Jötunheimr'da yaşarken Ateş devleri Muspellheim'da yaşarlar. Onların lideri Surtr'dur. Dağ Devleri'nin yaşadığı Utgardr'da büyük olasılıkla Jötunheimr'dadır. Trolller'se hem Jotunheimr'da, hem başka diyarlar'da da yaşayan bir türdür. Thurslar ise devler arasında en güçlü olanlarına denir. Jötunn isminin Anglo-Sakson dilindeki başka bir telaffuzu da Ettin'dir.
Sarhoş barı, Kuzey ve Doğu Anadolu’da, bilhassa Sivas, Erzincan, Erzurum yöresinde el ele tutuşarak oynanan bir tür halk oyunudur. Bar oynanırken davul ve zurna ile çalınan oyun havasına ise bar havası adı verilir. Yöre halkı tarafından günlük dilde bar ve bar tutmak şeklinde isimlendirilir. Her ne kadar bu halk oyununun adı halk arasında sarhoş barı olarak bilinse de, oyunun ve isminin sarhoşluk ve bar kelimeleriyle hiçbir alakası yoktur. Farsçada "baş" ablamına gelen ser ve hoş kelimelerinin birleşimiyle baş güzellik mânâsında bir isim tamlamasıdır. Sarhoş barının Erzurum yöresinde kullanılan bir başka ismi de "baş bar"dır.