İçeriğe atla

Astronomik adlandırma kuralları

Astronomik adlandırma kuralları, gökcisimlerinin her birinin ayırt edici olarak adlandırılmasında kullanılan genel geçer kural ve prensipleri ifade etmektedir. Eski zamanlarda, yalnızca Güneş, Ay, birkaç yıldız ile kolaylıkla görülebilen gezegenlerin isimleri bulunmaktaydı. Son birkaç yüzyılda ise gelişen teknoloji ve araçlar vasıtasıyla milyarlarca yeni gök cismi keşfedildiğinden astronomların çok yüksek sayıdaki bu gök cisimlerini birbirinden ayırt edebileceği bir sistematiğe ihtiyaç duyulmuştur. Bununla birlikte, istisnai ve özellikli gök cisimlerinin daha kolay ayırt edilebilmesi amaçlanmıştır.

Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) üzerlerinde bulunan herhangi bir yüzey özelliği dahil olmak üzere yıldızlar, gezegenler ve küçük gezegenler gibi gök cisimlerinin belirlenmesi ve adlandırılmasında kabul edilen bir kuruluştur. Astronomik cisimler için açık isimlerin kullanılması ihtiyacına binaen çeşitli türlerdeki cisimler için bazı sistematik adlandırma kuralları ortaya koymuştur.

Yıldızlar

Çıplak gözle gökyüzünde görülebilecek yıldızların sayısı birkaç bin kadardır. Bu nedenle, kadim kültürler çıplak gözle görülebilen yıldızların birçoğunu adlandırmışlardır. Görünür büyüklüğü 6 ve üstü olan yıldızların ki bu sınıf yaklaşık on bin yıldıza tekabül etmekte olup fiziksel olarak insan gözüyle görülmesi mümkün bulunmaktadır. Görünür büyüklük ölçüsü logaritmiktir, bu nedenle görünür büyüklüğü 1 olan bir yıldız, 6 olan bir yıldıza göre 100 kat daha parlak görünür. Bununla birlikte, görünür büyüklük değer eksi değerlere doğru gittikçe artmaktadır, bu nedenle görünür büyüklüğü -2,3 olan bir yıldız 4 olan bir yıldızdan çok daha parlaktır.</ref>. Arttırılmış ışık toplama kapasitesi yüksek olan bir teleskopla birlikte birçok yıldız görünür hale gelmiş ve bunların belirli bir kısmına da isimler verilmiştir. Yıldızların adlandırılması konusunda ortaya çıkan ilk ve hala revaçta olan sistem Bayer belirtmesi sistemi olup takımyıldızlara mensup yıldızları tanımlamak için kullanılmıştır.[1]

IAU gök cisimlerinin yüzey bileşenleri ile astronomik konumlarının atanmasında tek geçerli otoritedir.[2] Bunun nedeni çok fazla sayıda bulunan cisimlerin birbiriyle karıştırılmasını engellemektedir. Yeni gökyüzü araştırmaları yapıldıkça, geçmiş dönemde ve tarihi dönemlerde hazırlanan yıldız kataloglarının çakışmadan oluşturulabilmesi sağlanmaktadır. Son yıldız kataloglarındaki tüm nesne tanımları, IAU tarafından küresel olarak benzersiz tutulan bir "başlangıç" (initialism) ile başlar. Farklı yıldız katalogları, daha sonra, atanan ilk harften sonra gelen atamalar için farklı adlandırma kurallarına sahiptir, ancak modern kataloglar, kullanılan veri formatları için bir dizi genelleşmiş kuralı takip etme eğilimindedir.

Son dönemlerde artış yaşanan yıldız adlandırma firmaları tarafından fiktif olarak yıldız adı satışını IAU tanımamaktadır. Hatta, IAU resmi web sitesinde bu tarzdaki firmaları şarlatan olarak tanımlamaktadır.

Geleneksel isimler

300 veya 350 kadar yıldızın geleneksel veya tarihi isimleri bulunmaktadır. Bu isimler ya bir takımyıldızdaki en görünür olanlara ya da gökyüzündeki en parlak yıldızlara verilmiştir. Bu yıldızlara ilişkin en bilinen örnekler; Betelgeuse, Rigel ve Vega'dır. Bu yıldızların isimlerinin birçoğu Arapça adlarından esinlenilerek verilmiştir.

Birçok farklı kültür yıldızları birbirinden bağımsız olarak isimlendirdiğinden, yıldızların farklı kültürlerde kullanılan birden çok özel adı olabilmektedir. Örneğin Kutup Yıldızı, yani Polaris insanlar tarafından farklı kültürlerde, çeşitli zamanlarda ve yerlerde Alruccabah, Angel Stern, Cynosura, Lodestar, Mismar, Navigatoria, Phoenice, the Pole Star, Star of Arcady, Tramontana ve Yilduz isimleriyle de anılmıştır.

2016'da IAU, yıldız isimlerini kataloglamak ve standart hale getirmek için bir Yıldız Adları Çalışma Grubu (WGSN)[3] oluşturmuştur. WGSN'nin Temmuz 2016 tarihli ilk bülteninde[4] WGSN onaylı ilk iki isim grubu tabloları ve IAU Yürütme Komitesi Kamu Adlandırma Çalışma Grubu tarafından kabul edilen yıldızların adlarını yer almıştır. 2015 NameExoWorlds[5] kampanyası sırasında ise Gezegenler ve Gezegen Uyduları tanınmıştır. Diğer isim grupları ise farklı tarihlerde onaylanmıştır. Bunlar, WGSN'nin Ekim 2016'da yayınlanan ikinci bülteninde yer alan tablolarda listelenmiştir[6] Sonraki eklemelerle birlikte, kataloglananların tümü, son olarak 1 Ocak 2021'de güncellenen mevcut IAU onaylı Yıldız İsimleri Listesinde bulunmaktadır.[7]

Dünya'ya en yakın yıldız, tipik olarak basitçe "Güneş" veya farklı dillerdeki adlandırmalardaki eşdeğeri olarak bilinir. (Örnek: Fransızcada "le Soleil"). Bununla birlikte, bilimkurguda genellikle Latince adı olan Sol kullanılmaktadır.

İnsanların adını alanlar

Barnard Yıldızı ve Kapteyn Yıldızı gibi tarihi isimleri olan ve astronomların onuruna isimlendirilen 25'e yakın yıldız bulunmaktadır. Aralık 2015'teki NameExoWorlds kampanyasının bir sonucu olarak IAU, Mu Arae ve 55 Cancri A yıldızları için sırasıyla Cervantes (yazar Miguel de Cervantes'in onuruna) ve Copernicus (astronom Nicolaus Copernicus'un onuruna) adlarını onaylamıştır.[8] Temmuz 2016'da IAU WGSN, doktoru Sir Charles Scarborough tarafından İngiltere Kralı I. Charles'ın onuruna verilen Alpha Canum Venaticorum yıldızı için Cor Caroli ( Latince 'Charles'ın kalbi' anlamına gelir) adını onaylamıştır.[9][10][11] 2019'da ise IAU, NameExoWorlds kampanyasını düzenleyerek, küresel çapta her bir ülkeden bir ötegezegene ve bir yıldıza verilecek isimleri belirlemelerini talep etti. Bu kampanyada, İspanya, yazar Rosalía de Castro onuruna HD 149143 yıldızına Rosalíadecastro adını, Azerbaycan HD 152581 adlı yıldıza 12.yy şairlerinden Mahsati Ganjavi onuruna Mashati adını, Küba BD−17 63 adlı yıldıza Kübalı katolik rahibe Félix Varela onuruna Felixvarela adını ve Hindistan ise Bibha Chowdhuri onuruna HD 86081 adlı yıldıza Bibha adını vermiştir.[12] Türkiye ise bu kampanyada WASP-52 adlı yıldıza Anadolu adını vermiştir.[13] 2019 yılında yapılan kampanyanın bir benzeri 2022 yılında yeniden yapılmaktadır.[14]

Kataloglar

Teleskopların ışık toplama yeteneklerinin artmasıyla birlikte, hepsine isim verilemeyecek kadar çok sayıda yıldız görünür hale geldi. Bunun yerine, çeşitli yıldız katalogları tarafından kendilerine atanan tanımlara sahiptirler. Eski kataloglar ya her nesneye rastgele bir sayı atamış ya da 150'lerden kalma Yunanca Batlamyus'un Almagest'i ve 964'ten kalma Arapça Al-Sufi'nin Sabit Yıldızlar Kitabı gibi yıldızın bulunduğu takımyıldızına dayalı basit bir sistematik adlandırma şeması kullanmıştır. Şu anda kullanılmakta olan gökyüzü kataloglarının çeşitliliği, çoğu parlak yıldızın şu anda birden fazla adlandırmaya sahip olduğu anlamına gelmektedir.

1540 yılında İtalyan astronom Piccolomini, 47 takımyıldızın yıldız haritalarını içeren De le Stelle Fisse (Sabit Yıldızlar Üzerine) adlı kitabını yayınladı ve burada yıldızları latin harflerini kullanarak büyüklük sırasına göre numaralandırdı.[15]

Bayer belirtmesi

Yaklaşık 1.500 en parlak yıldızın Bayer belirtmeleri ilk olarak 1603 yılında yayınlanmıştır. Bu listede bir yıldız Yunan alfabesinin küçük harflerinden biriyle tanımlanır ve ardından ana takımyıldızının Latince adı gelir. Bayer belirtmesinde takımyıldızın adının iyelik hali kullanılır; bu da hemen hemen her durumda -is, -i veya -ae ile biter; takımyıldızın adı çoğulsa -um kullanılır (bkz. takımyıldızlar için genitif durum). Ek olarak, genellikle üç harfli bir kısaltma kullanılır . Örnekler arasında Andromeda takımyıldızındaki Alpha Andromedae (α And), Centaurus takımyıldızındaki Alpha Centauri (α Cen), Crux takımyıldızındaki en parlak iki yıldız olan Alpha Crucis (α Cru) ve Beta Crucis (β Cru), Güney Haçı, Carina'daki Epsilon Carinae (ε Car), Scorpius'taki Lambda Scorpii (λ Sco) ve Sagittarius'taki Sigma Sagittarii (σ Sgr) sayılabilir. Yirmi dört Yunan harfinin tamamı atandıktan sonra, A Centauri (A Cen), D Centauri (D Cen), G Scorpii (G Sco), P Cygni (P Cyg), b Sagittarii (b Sgr), d Centauri (d Cen) ve s Carinae (s Car) için olduğu gibi büyük ve küçük harf Latin harfleri kullanılır.

Teleskopların çözümleme gücü arttıkça, tek bir nesne olduğu düşünülen çok sayıda nesnenin, gökyüzünde insan gözüyle ayırt edilemeyecek kadar yakın aralıklı optik yıldız sistemleri olduğu anlaşıldı. Bu durum üçüncü bir yinelemeye yol açmış ve daha önce çözülemeyen yıldızları ayırt etmek için sayısal üst simgeler eklenmiştir. Örnekler arasında Theta Sagittarii (θ Sgr) daha sonra Theta¹ Sagittarii (θ¹ Sgr) ve Theta² Sagittarii (θ² Sgr) olarak ayırt edilmiştir; bunların her biri sırasıyla iki ve üç yıldız içeren kendi (fiziksel) yıldız sistemleridir.

Flamsteed belirtmesi

Flamsteed belirtmeleri bir sayı ve yıldızın içinde bulunduğu takımyıldızın Latince genitifinden oluşur. Örnek olarak 51 Pegasi ve 61 Cygni verilebilir. Yaklaşık 2,500 yıldız kataloglanmıştır. Bunlar genellikle Bayer adlandırması bulunmadığında ya da Bayer adlandırmasında Rho¹ Cancri'de olduğu gibi sayısal üst simgeler kullanıldığında kullanılır. Bu durumda, daha basit olan Flamsteed belirtmesi, 55 Cancri, genellikle tercih edilir.

Modern kataloglar

Modern katalogların çoğu yüksek çözünürlüklü, yüksek hassasiyetli teleskoplar kullanılarak bilgisayarlar tarafından oluşturulur ve sonuç olarak çok büyük sayıda nesneyi tanımlar. Örneğin, Kılavuz Yıldız Kataloğu II 998 milyondan fazla farklı astronomik nesne hakkında girişe sahiptir. Bu kataloglardaki nesneler tipik olarak çok yüksek çözünürlükle konumlandırılır ve bu nesnelere gökyüzündeki konumlarına göre belirtmeler atanır. Böyle bir belirtmeye örnek olarak SDSSp J153259.96-003944.1 verilebilir; burada SDSSp baş harfi belirtmenin "Sloan Dijital Gökyüzü Araştırması ilk (preliminary) nesneleri"nden olduğunu, diğer karakterler ise göksel koordinatları gösterir (dönem 'J', sağ açıklık 15h32m59.96s, dik açıklık-00°39′44.1″).

Değişen yıldızlar

Değişen yıldızlara, Bayer belirtmesi formatının bir varyasyonuna dayanan değişen yıldız şemasında, yıldızın içinde bulunduğu takımyıldızın adının Latince genitifinden önce gelen tanımlayıcı bir etiket atanır. Bu tür adlandırmalar onları değişen yıldızlar olarak işaretler. Örnekler arasında R Cygni, RR Lyrae ve V1331 Cygni sayılabilir. Uluslararası Astronomi Birliği bu görevi Rusya'nın Moskova kentindeki Sternberg Astronomi Enstitüsü'ne devretmiştir.

Kompakt yıldızlar

Pulsarlar

PSR J0737-3039 gibi pulsarlar, Atımlı Radyo Kaynağı anlamına gelen "PSR-Pulsating Source of Radio" ön ekiyle belirtilir. Bu önekin ardından pulsarın sağ yükselimi ve dik açıklığı gelir. PSR B1257+12'de olduğu gibi, sağ açıklığın önüne "J" (Julian dönemi) veya 1993'ten önce kullanılan "B" (Besselian dönemi) de eklenir.

Kara delikler

Kara deliklerin tutarlı bir adlandırma kuralları yoktur. Süper kütleli kara delikler, çekirdeğinde bulundukları galaksinin adını alırlar. Örnek olarak NGC 4261, NGC 4151 ve M31 verilebilir; bunlar isimlerini Yeni Genel Katalog ve Messier nesneleri listesinden alırlar.

Büyük olasılıkla yıldızsal bir kara delik olan Cygnus X-1 gibi diğer kara delikler takımyıldızlarına ve keşfedildikleri sıraya göre kataloglanır. Çok sayıda kara delik gökyüzündeki konumlarına göre belirlenir ve önlerine onları keşfeden araç veya araştırma eklenir.[16] Örnek olarak SDSS J0100+2802 (burada SDSS, Sloan Dijital Gökyüzü Araştırması anlamına gelir) ve Chandra X-ışını Gözlemevi tarafından gözlemlenen RX J1131-1231 verilebilir.[17]

Süpernova

Süpernova keşifleri IAU'nun Central Bureau for Astronomical Telegrams CBAT'a (Astronomik Telgraflar Merkez Bürosu) bildirilir ve keşif koordinatlarına göre otomatik olarak geçici bir isim verilir. Tarihsel olarak, süpernovaların bir "tip"e ait olduğu belirlendiğinde, CBAT ayrıca atanan yıl-harf belirtmelerini ve keşif ayrıntılarını içeren sirkülerler yayınlamıştır. Bir süpernovanın kalıcı belirtmesi standart "SN" ön eki, keşif yılı ve Latin alfabesinin bir veya iki harfinden oluşan bir son ekten oluşur. Yılın ilk 26 süpernovası A'dan Z'ye kadar büyük bir harf alır. O yılın sonraki süpernovaları "aa "dan "az "a kadar küçük harf çiftleriyle belirlenir ve sonra "ba" ile "zz "ye kadar devam eder. Örneğin, öne çıkan SN 1987A, 1987 yılında gözlemlenen ilk süpernovadır. 1885'ten bu yana binlerce süpernova rapor edilmiştir.[18] Son yıllarda, birkaç süpernova keşif projesi daha uzak süpernova keşiflerini kurum içi takip için saklamış ve CBAT'a bildirmemiştir. CBAT, 2015 yılından başlayarak, tiplendirilmiş süpernovaların atanmış belirtmelerini yayınlama çabalarını azaltmıştır: Eylül 2014 itibarıyla CBAT, o yıl içinde keşfedilen 100 süpernovanın isimlerini ve ayrıntılarını yayınlamıştır. Eylül 2015 itibarıyla, CBAT o yıl içinde keşfedilen 20 süpernovanın sadece isimlerini yayınlamıştır. The Astronom's Telegram CBAT'tan bağımsız olarak bazı vekil hizmetler sunmaktadır.

Dört tarihi süpernova sadece meydana geldikleri yılla bilinmektedir: SN 1006 (şimdiye kadar kaydedilmiş en parlak yıldız olayı), SN 1054 (kalıntısı Yengeç Bulutsusu ve Yengeç Pulsarı), SN 1572 (Tycho'nun Nova'sı) ve SN 1604 (Kepler'in Yıldızı).

1885'ten bu yana, tüm yıl boyunca sadece bir süpernova tespit edilip edilmediğine bakılmaksızın harf-ekleri açıkça atanmaktadır (ancak bu 1947'den beri gerçekleşmemiştir). Teknolojideki ilerlemeler ve 21. yüzyılın başlarında gözlem süresindeki artışların etkisiyle, her yıl IAU'ya yüzlerce süpernova rapor edilmiş, 2007'de 500'den fazla süpernova kataloglanmıştır.[18] O zamandan beri, yeni keşfedilen süpernovaların sayısı yılda binlere çıkmıştır, örneğin 2019'da yaklaşık 16.000 süpernova gözlemi rapor edilmiş, bunların 2.000'den fazlası CBAT tarafından adlandırılmıştır.[19]

Takımyıldızlar

Gökyüzü, tarihi astronomlar tarafından gökyüzünde algılanan desenlere göre takımyıldızlara bölünmüştür. Başlangıçta sadece desenlerin şekilleri tanımlanmıştı ve takımyıldızların isimleri ve sayıları bir yıldız haritasından diğerine değişiyordu. Bilimsel olarak anlamsız olmalarına rağmen, astronomlar da dahil olmak üzere insanlar için gökyüzünde faydalı referans noktaları sağlarlar. 1930 yılında bu takımyıldızların sınırları Eugène Joseph Delporte tarafından belirlenmiş ve IAU tarafından kabul edilmiştir, böylece artık gök küresi üzerindeki her nokta belirli bir takımyıldıza aittir.[20]

Galaksiler

Yıldızlar gibi, çoğu galaksinin de adı yoktur. Andromeda Galaksisi, Girdap Galaksisi ve diğerleri gibi birkaç istisna vardır, ancak çoğunun sadece bir katalog numarası vardır.

19. yüzyılda galaksilerin doğası henüz tam olarak anlaşılmamıştı ve ilk kataloglar basitçe açık kümeleri, küresel kümeleri, nebulaları ve galaksileri bir araya getiriyordu: Messier kataloğunda toplam 110 tane bulunmaktadır. Andromeda Gökadası Messier nesnesi 31 ya da M31'dir; Girdap Gökadası ise M51'dir. Yeni Genel Katalog (NGC, J. L. E. Dreyer 1888) çok daha büyüktü ve yaklaşık 8.000 nesne içeriyordu, yine de galaksileri nebulalar ve yıldız kümeleriyle karıştırıyordu.

Gezegenler

Gökyüzündeki en parlak gezegenlere eski çağlardan beri isimler verilmiştir. Bilimsel isimler Romalılar tarafından verilen isimlerden alınmıştır: Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn. Kendi gezegenimiz genellikle İngilizcede Dünya ya da konuşulan dildeki karşılığı olarak adlandırılır (örneğin Fransızca konuşan iki gökbilimci ona la Terre diyecektir). Bununla birlikte, insanlık tarihinde ancak son zamanlarda bir gezegen olarak düşünülmeye başlanmıştır. Dünya, bir gezegen olarak görüldüğünde, bazen Latince bilimsel geleneksel adı Terra ile de adlandırılır, bu isim özellikle "terran" sıfatının Dünya'nın uydusu için "Lunar" veya Jüpiter için "Jovian" gibi kullanıldığı bilimkurguda yaygındır. Latince geleneği bu dilin Kopernik, Kepler, Galileo, Newton ve diğerleri gibi ilk modern astronomlar tarafından uluslararası bir bilim dili olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır ve uzun süre kullanılmıştır. Bu nedenle daha sonra keşfedilen cisimler de buna göre adlandırılmıştır. Daha sonra keşfedilen ve keşfedildiklerinde gezegen olarak kabul edilen iki cisim daha bugün hala genel olarak gezegen olarak kabul edilmektedir:

Bunlara Yunan ya da Roma efsanelerinden, antik gezegen isimleriyle eşleşecek isimler verilmiştir - ancak bazı tartışmalardan sonra. Örneğin, Sir William Herschel 1781 yılında Uranüs'ü keşfetmiş ve başlangıçta Birleşik Krallık Kralı III George'un onuruna Georgium Sidus (George'un Yıldızı) olarak adlandırmıştır. Alman Johann Bode, Yunan tanrısına atfen Uranüs adını önermeden önce Fransız astronomlar ona Herschel demeye başladılar. "Uranüs" adı yaklaşık 1850 yılına kadar yaygın olarak kullanılmadı.

1801 yılından itibaren Mars ve Jüpiter arasında asteroitler keşfedildi. İlk birkaçı (Ceres, Pallas, Juno, Vesta) başlangıçta gezegen olarak kabul edildi. Daha fazlası keşfedildikçe, kısa süre sonra gezegen statülerinden çıkarıldılar. Öte yandan, Plüton 1930'da keşfedildiğinde, Neptün'ün ötesinde bulunduğu için bir gezegen olarak kabul edildi. Bu modeli takiben, birkaç varsayımsal cisme isim verilmiştir: Bunlar; Merkür'ün yörüngesindeki bir gezegen için Vulcan; Mars ve Jüpiter arasında asteroitlerin öncüsü olduğuna inanılan bir gezegen için Phaeton; Satürn'ün bir uydusu için Themis; ve Pluton ötesi bir gezegen için Persephone'dir.

Klasik mitolojiden türetilen bu isimler yalnızca Batı'da gezegenlerle ilgili tartışmalarda standart olarak kabul edilir. Gezegenler için başka geleneksel isimlere sahip toplumlardaki astronomlar bilimsel söylemlerinde bu isimleri kullanabilirler. Örneğin, IAU Jüpiter'i Arapça tartışan astronomların gezegenin geleneksel Arapça adı olan المشتري Al-Mushtarīy'i kullanmalarını onaylamamaktadır.

Plüton'un keşfinden yaklaşık altmış yıl sonra, çok sayıda büyük Neptün ötesi cisim keşfedilmeye başlandı. Bu Kuiper kuşağı cisimlerini (KBO) sınıflandırma kriterleri altında, Plüton'un 1990'larda keşfedilmiş olsaydı bir gezegen olarak kabul edilip edilmeyeceği şüpheli hale geldi. Kütlesinin artık düşünülenden çok daha küçük olduğu bilinmektedir ve Eris'in keşfiyle birlikte bilinen en büyük iki Neptün ötesi cisimden biri haline gelmiştir. Bu nedenle 2006 yılında Plüton, Eris ve diğerleriyle birlikte cüce gezegenler olarak bilinen farklı bir astronomik cisimler sınıfına yeniden sınıflandırıldı.

Ötegezegenler

IAU'ya göre şu anda ötegezegenleri (diğer yıldızların yörüngesindeki gezegenler) adlandırmak için üzerinde anlaşmaya varılmış bir sistem bulunmamaktadır. Bu gezegenlerin isimlendirilmesi süreci IAU Yürütme Komitesi Gezegenlerin ve Gezegen Uydularının Kamusal İsimlendirilmesi Çalışma Grubu tarafından organize edilmektedir. İsimlendirmeler için bilimsel terminoloji genellikle yıldızın ismine karşılık gelen bir özel isim veya kısaltma ve ardından küçük bir harften ('b' ile başlayan) oluşur, 51 Pegasi b gibi.[21]

Küçük harf stili, IAU'nun ikili ve çoklu yıldız sistemlerini adlandırmak için uzun süredir uyguladığı kurallardan alınmıştır. Yoldaş yıldızlardan daha parlak ve tipik olarak daha büyük olan birincil yıldız büyük harfle A ile gösterilir. Yoldaşları ise B, C ve benzeri şekilde etiketlenir. Örneğin, gökyüzündeki en parlak yıldız olan Sirius aslında çıplak gözle görülebilen Sirius A ve onun sönük beyaz cüce yoldaşı Sirius B'den oluşan bir çift yıldızdır. Üçlü yıldız sistemi Alpha Centauri'deki ikinci en parlak yıldızın etrafında geçici olarak tanımlanan ilk ötegezegen buna göre Alpha Centauri Bb olarak adlandırılır. Eğer bir ötegezegen ikili bir sistemde her iki yıldızın da yörüngesinde dönüyorsa, adı örneğin Kepler-34(AB) b olabilir.

Doğal uydular

Dünya'nın doğal uydusu basitçe Ay ya da konuşulan dildeki karşılığı olarak bilinir (örneğin Fransızca konuşan iki gökbilimci ona la Lune diyecektir). İngilizce bilimkurgu eserleri, daha geniş bir kavramı belirli bir örnekten daha iyi ayırt edebilmek için genel olarak doğal uydular için İngilizce "Moon" terimini kullanırken genellikle Latince "Luna" adını benimser. Diğer gezegenlerin doğal uyduları genellikle ana cismin adaşı olan mitolojik figürlerin isimlerini alırlar; örneğin Ares'in (Mars) ikiz oğulları Phobos ve Deimos ya da Zeus'un (Jüpiter) dört eşi olan Galilei uyduları Io, Europa, Ganymede ve Callisto gibi. Uranüs'ün uyduları bunun yerine William Shakespeare ya da Alexander Pope'un Umbriel ya da Titania gibi eserlerindeki karakterlerin adlarıyla anılırlar.

Doğal uydular ilk kez keşfedildiklerinde, onlara S/2010 J 2 veya S/2003 S 1 gibi geçici isimler atanmıştır. Bu adlandırmadaki önde bulunan "S/" ibaresi, "D/", "C/" ve "P/" gibi ön adlarla adlandırılan kuyruklu yıldızlardan uyduları (Satelitte) ayırt etmek için tercih edilmektedir. "R/" ön ad belirtmesi ise gezegensel halkaları betimler. Bu belirtmeler bazen sondaki boşluk atılarak "S/2003 S1" biçiminde de gösterilebilmektedir. Kategori ve yılı takip eden harf ise cismin gezegenini nitelemektedir. (Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün; Mars ve Merkür gezegenlerini birbirinden ayırt etmek için Merkür-Hermes adıyla betimlenir.) Bir cüce gezegen olarak sınıflandırılmasından evvel Plüton da P harfiyle betimlenmekteydi. Doğal uydu bir küçük gezegene ait ise bu durumda küçük gezegenin numarası başta gösterilmektedir. Böylece 243 Ida'nın bir uydusu olan Dactyl ilk olarak "S/1993 (243) 1" olarak adlandırılmıştır. İsmi onaylandıktan sonra (243) Ida I Dactyl olarak tasdiklenmiştir. Benzer şekilde, Plüton'un dördüncü uydusu olan Kerberos, her ne kadar New Horizons ekibi tarafından cüce gezegen numarası ataması yapılması uygulamasına katılmasalar da, bir cüce gezegen olarak sınıflandırılmasından sonra keşfedildiği için Plüton'un küçük gezegen numarasını ihtiva eden S/2011 (134340) 1 geçici ismiyle nitelenmiş, ardından da S/2011 P 1 adıyla tasdiklenmiştir.[22]

Keşiften bir süre sonra, yeni cismin varlığı onaylanıp yörüngesi hesaplandığında, başta kullanılan "S/" ibaresi yerine daimi bir isim atanır. Ancak, geçmişte bazı uyduların keşiflerinden sonraki uzun süreler boyunca şaşırtıcı bir biçimde adlandırılmamış olarak kaldıkları görülmüştür.

Roma numaralandırma sistemi, Dünya dışındaki doğal uyduların ilk keşfiyle ortaya çıkmıştır: Galileo Galilei uydularını I'den IV'e kadar (Jüpiter'den dışa doğru sayarak) olarak adlandırmış, kısmen de cisimlere Medici ailesinin üyelerinin isimlerini verme önerisinin kabul görmemesi üzerine şimdi benimsenen isimleri öneren rakibi Simon Marius'a inat olsun diye bu isimleri kullanmıştır. Benzer numaralandırma şemaları doğal olarak Satürn ve Mars'ın etrafındaki uyduların keşfiyle ortaya çıktı. Numaralar başlangıçta uyduları yörünge sırasına göre belirlese de, yeni keşifler kısa süre sonra bu şemaya uymadı (örneğin "Jüpiter V", Jüpiter'e Io'dan daha yakın yörüngede dönen Amalthea'dır). Daha sonra, 19. yüzyılın sonlarında, tarihsel istisnalar dışında, numaraların aşağı yukarı keşif sırasını yansıttığı belirtilmemiş bir kural haline gelmiştir (bkz. Güneş Sistemi gezegenlerinin ve uydularının keşfinin zaman çizelgesi).

Jeolojik ve coğrafi özelliklerin adlandırması

Gezegenleri ve uyduları isimlendirmenin yanı sıra, bu gezegen ve uydular üzerindeki kraterler, dağlar ve volkanlar gibi jeolojik ve coğrafi özelliklerin de isimlendirilmesi gerekir.

İlk zamanlarda Ay dışındaki diğer Güneş Sistemi cisimlerinde sadece çok sınırlı sayıda özellik görülebiliyordu. Ay'daki kraterler en eski teleskoplardan bazılarıyla bile gözlemlenebiliyordu ve 19. yüzyıl teleskopları Mars'taki bazı özellikleri seçebiliyordu. Jüpiter'in ünlü Büyük Kırmızı Lekesi de ilk teleskoplarla görülebiliyordu.

1919'da IAU kuruldu ve o zamanlar mevcut olan kaotik Ay ve Mars isimlendirmelerini düzenlemek için bir komite atadı. Çalışmaların çoğu Mary Adela Blagg tarafından yapıldı. Blagg ve Muller (1935) tarafından hazırlanan Ay Oluşumları adlı rapor, Ay isimlendirmesinin ilk sistematik listesidir. Daha sonra Gerard P. Kuiper yönetiminde "Ay Kraterleri Sistemi, çeyrek I, II, III, IV" yayımlanmıştır. Bu çalışmalar IAU tarafından benimsenmiş ve Ay isimlendirmesi için tanınmış kaynaklar haline gelmiştir.

Mars'ın isimlendirilmesi 1958 yılında, IAU'nun bir komitesinin yer tabanlı teleskoplarla gözlemlenen 128 albedo özelliğinin (parlak, koyu veya renkli) isimlerinin kabul edilmesini tavsiye etmesiyle netleşmiştir (IAU, 1960). Bu isimler 19. yüzyılın sonlarında İtalyan astronom Giovanni V. Schiaparelli (1879) tarafından geliştirilen ve 20. yüzyılın başlarında Fransa'nın Meudon kentinde çalışan Yunan asıllı astronom Eugene M. Antoniadi (1929) tarafından genişletilen bir isimlendirme sistemine dayanmaktadır.

Ancak uzay sondaları çağı, çeşitli Güneş Sistemi cisimlerinin yüksek çözünürlüklü görüntülerini getirdi ve bu cisimlerde görülen özellikler için adlandırma standartları önermek gerekli hale geldi.

Küçük gezegenler

Başlangıçta, küçük gezegenlere verilen isimler diğer gezegenlerle aynı modeli izledi: Yunan veya Roma mitlerinden gelen isimler, kadın isimleri tercih edildi. Mars'ın yörüngesinden geçen ilk cismin 1898'de keşfedilmesiyle farklı bir seçim uygun görüldü ve 433 Eros seçildi. Bu, ana kuşak cisimleri için kadın isimleri ve sıra dışı yörüngelere sahip olanlar için erkek isimleri modelini başlattı.

Yıllar geçtikçe daha fazla keşif yapıldıkça, bu sistemin yetersiz olduğu anlaşıldı ve yeni bir sistem tasarlandı. Şu anda, küçük gezegenleri belirleme ve adlandırma konusundaki ana sorumluluk, 11'i oy hakkına sahip 15 üyeden oluşan Küçük Cisimler Adlandırma Çalışma Grubu'na (WGSBN, orijinal adıyla Committee for Small Bodies Nomenclature, CSBN) aittir; diğer dördü ise Gezegen Sistemi Adlandırma Çalışma Grubu, Küçük Gezegen Merkezi ve IAU Başkanı ve Genel Sekreteri'nin temsilcileridir.[23][24][25][26] En az iki gece boyunca gözlemlenen ve mevcut bir gök cismiyle özdeşleştirilemeyen küçük gezegenlere[27] başlangıçta geçici adlar verilir (yıl ve o yıl içindeki keşif sırasını içeren). Güvenilir bir yörünge hesaplamak için aynı cisme ait yeterli sayıda gözlem elde edildiğinde, küçük gezegen adlandırmasına bir sıra numarası atanır.[25]

İsim verildikten sonra, keşfi yapan kişiye, IAU tarafından kabul edilmesi halinde geçici ismin yerine geçecek bir isim önerme fırsatı verilir. Bu, iki ila üç aylık bir gözlem aralığından sonra gerçekleşecektir. Örneğin, (28978) 2001 KX76'ya Ixion adı verilmişti ve şimdi 28978 Ixion olarak adlandırılmaktadır. İsim, önemini açıklayan kısa bir alıntıyla birlikte WGSBN bülteninde yayınlandıktan sonra resmiyet kazanır.[24] Bu, ilk gözlemden birkaç yıl sonra olabilir veya "kayıp" asteroitler söz konusu olduğunda, tekrar görülmeleri ve nihayet bir isim almaları birkaç on yıl sürebilir. Eğer bir küçük gezegene bir isim verildikten on yıl sonra hala isim verilmemişse, isim verme hakkı cismin çeşitli görünümlerinin tanımlayıcılarına, resmi görünüm dışındaki görünümlerde keşif yapanlara, gözlemleri yörüngenin belirlenmesine büyük ölçüde katkıda bulunanlara veya resmi keşfin yapıldığı gözlemevinin temsilcilerine de verilir. WGSBN bir küçük gezegeni isimlendirirken kendi başına hareket etme hakkına sahiptir, bu da genellikle cisme atanan sayı binlerin tam sayısı olduğunda gerçekleşir.[25][28]

Son yıllarda, LINEAR veya LONEOS gibi otomatik arama çalışmaları o kadar çok sayıda yeni asteroit keşfetmiştir ki, WGSBN resmi olarak isimlendirmeyi her iki ayda bir keşfeden başına en fazla iki isimle sınırlandırmıştır. Dolayısıyla, şu anda keşfedilen asteroitlerin ezici çoğunluğuna resmi isimler verilmemiştir.

IAU kuralları altında, isimlerin telaffuz edilebilir ve mümkünse tek kelime (5535 Annefrank da olduğu gibi) olmaları tercih edilmekle birlikte buna ilişkin bazı istisnalar da (9007 James Bond) bulunmaktadır. 1982 yılından itibaren verilen isimlerin boşluklar ve işaretler dahil 16 karakter olması kuralı getirilmiş olup, bunun da bir istisnası 17 karakterden oluşan kuyruklu yıldız asteroidi 4015 Wilson-Harrington'dur.[29] Fonetik işaret bulunduran 4090 Říšehvězd gibi isimler de kabul edilmektedir. Askeri ve politik liderlerin isimlerinin bir gökcismine verilmesi ancak ilgili kişinin ölümünden 100 yıl geçmesiyle mümkündür. Evcil hayvan isimleri ise geçmişte bazı örnekleri bulunmasına rağmen tercih edilmez. Yalnızca iş hayatında başarılı olduğu bilinen kişi, şirket veya ürün adları ve reklama benzer alıntılar kabul edilmez.[25][30]

Nispeten sıradan asteroitler için tuhaf adlar kullanılabilir (26858 Misterrogers veya 274301 Wikipedia gibi), ancak belirli dinamik gruplara ait olanların daha kesin olarak tanımlanmış adlandırma şemalarını izlemesi beklenir.[25][31]

Kuyruklu yıldızlar

Kuyruklu yıldızlara verilen isimler son iki yüzyıl boyunca birkaç farklı geleneği takip etmiştir. Herhangi bir sistematik adlandırma kuralı benimsenmeden önce, kuyruklu yıldızlar çeşitli şekillerde adlandırılmıştır. İlk adlandırılan kuyruklu yıldız "Halley Kuyruklu Yıldızı" olup, adını yörüngesini hesaplayan Edmond Halley'den almıştır. Benzer şekilde, bilinen ikinci periyodik kuyruklu yıldız olan Encke Kuyruklu Yıldızı (resmi olarak 2P/Encke olarak adlandırılmıştır), kuyruklu yıldızın ilk kaşifi Pierre Méchain'den ziyade yörüngesini hesaplayan astronom Johann Franz Encke'nin adını almıştır. Diğer kuyruklu yıldızlar arasında "Biela Kuyruklu Yıldızı" (3D/Biela) ve "Bayan Herschel Kuyruklu Yıldızı" (35P/Herschel-Rigollet ya da Herschel-Rigollet Kuyruklu Yıldızı) bulunmaktadır. Çoğu parlak (periyodik olmayan) kuyruklu yıldız, ortaya çıktıkları yıl "Büyük ...(yıl) Kuyruklu Yıldızı" olarak anılmıştır.

20. yüzyılın başlarında kuyrukluyıldızlara kaşiflerinin isimlerini verme geleneği yaygınlaşmıştır ve bu gelenek günümüzde de devam etmektedir. Bir kuyruklu yıldıza ilk bağımsız kaşiflerinin isimleri verilir, en fazla üç isim tire işaretiyle ayrılır.[36][37] IAU en fazla iki kaşifin ismini vermeyi tercih eder ve üçten fazla kaşifin ismini sadece "nadir durumlarda, ismi kaybolmuş kuyruklu yıldızların yeni bir isim almış bir yeniden keşifle tanımlandığı durumlarda" verilir.[36] Son yıllarda, birçok kuyruklu yıldız büyük gökbilimci ekipleri tarafından işletilen araçlar tarafından keşfedilmiştir ve bu durumda kuyruklu yıldızlar araç için adlandırılabilir (örneğin, IRAS-Araki-Alcock Kuyruklu Yıldızı (C/1983 H1) IRAS uydusu ve amatör gökbilimciler Genichi Araki ve George Alcock tarafından bağımsız olarak keşfedilmiştir). Stephen Singer-Brewster tarafından keşfedilen 105P/Singer Brewster Kuyruklu Yıldızı, aslında "105P/Singer-Brewster" olarak adlandırılmalıydı, ancak bu, sırasıyla Singer ve Brewster adlı iki gökbilimcinin ortak keşfi olarak yanlış yorumlanabilirdi, bu nedenle kısa çizgi bir boşlukla değiştirildi.[38] 32P/Comas Solà, 6P/d'Arrest, 53P/Van Biesbroeck, Comet van den Bergh (1974g), 66P/du Toit ya da 57P/du Toit-Neujmin-Delporte gibi kuyrukluyıldız isimlerindeki boşluklar, kesme işaretleri ve diğer karakterler korunmuştur.[38]

1994 yılına kadar kuyrukluyıldızların sistematik olarak adlandırılmasında ("Eski Stil") önce keşfedildikleri yıla ait geçici bir ad veriliyor, ardından da o yıl içinde keşfedilme sırasını gösteren küçük bir harf ekleniyordu (örneğin ilk Kuyrukluyıldız Bennett 1969 yılında keşfedilen 9. kuyrukluyıldız olan 1969i'dir). 1987'de 26'dan fazla kuyrukluyıldız keşfedildi, bu nedenle alfabe, asteroitlerle hala yapılana çok benzer şekilde "1" alt simgesiyle tekrar kullanıldı (bir örnek Skorichenko-George Kuyrukluyıldızı, 1989e1). Rekor yıl 1989'du ve adlandırma sırası 1989h1'e kadar yükseldi. Bir yörünge oluşturulduktan sonra, kuyruklu yıldıza enberi geçiş sırasına göre, yılı takiben bir Roma rakamından oluşan kalıcı bir isim verilirdi. Örneğin, Bennett Kuyruklu Yıldızı (1969i) 1970 II olmuştur.

Artan sayıda kuyruklu yıldız keşfi bu prosedürün işletilmesini zorlaştırmış ve 2003 yılında IAU'nun Küçük Cisim İsimlendirme Komitesi yeni bir isimlendirme sistemini onaylamıştır.[36] 1994 Genel Kurulunda IAU, 1 Ocak 1995'te yürürlüğe giren yeni bir isimlendirme sistemini onaylamıştır.[39] Kuyruklu yıldızlar artık keşfedildikleri yıl ve ardından keşfedildikleri ayın yarısını gösteren bir harf (A Ocak ayının ilk yarısını, B Ocak ayının ikinci yarısını, C Şubat ayının ilk yarısını, D Şubat ayının ikinci yarısını, vb) ve keşif sırasını gösteren bir sayı ile adlandırılmaktadır. Örnek vermek gerekirse, Şubat 2006'nın ikinci yarısında keşfedilen dördüncü kuyruklu yıldız 2006 D4 olarak adlandırılacaktır. "I" ve "Z" kuyruklu yıldızın keşfedildiği ayın yarısını tanımlarken kullanılmaz. Kuyruklu yıldızın doğasını belirtmek için de ön ekler eklenir; P/ periyodik bir kuyruklu yıldızı, C/ periyodik olmayan bir kuyruklu yıldızı, X/ ise güvenilir bir yörüngesi hesaplanamayan bir kuyruklu yıldızı (tipik olarak tarihi kroniklerde anlatılan kuyruklu yıldızlar) belirtir, D/ parçalanmış ya da kaybolmuş bir kuyruklu yıldızı, A/ ise ilk başta kuyruklu yıldız olduğu düşünülen ancak daha sonra asteroit olarak yeniden sınıflandırılan bir nesneyi gösterir (C/2017 U1, A/2017 U1 oldu ve son olarak 1I/ʻOumuamua oldu). Kuyrukluyıldız aktivitesi göstermeyen hiperbolik yörüngelerdeki nesneler de bir A/ belirtmesi alır (örnek: A/2018 C2, kuyruklu yıldız aktivitesi tespit edildiğinde C/2018 C2 (Lemmon) olmuştur).[40] Periyodik kuyruklu yıldızların da keşif sırasını gösteren bir numarası vardır. Bu nedenle Bennett Kuyruklu Yıldızı C/1969 Y1 sistematik belirtmesine sahiptir. Periyodik olarak tanımlanan ilk kuyruklu yıldız olan Halley Kuyruklu Yıldızı'nın sistematik adı 1P/1682 Q1'dir. Hale-Bopp Kuyruklu Yıldızı'nın sistematik adı C/1995 O1'dir. Ünlü Shoemaker-Levy 9 Kuyruklu Yıldızı Carolyn Shoemaker, Eugene Shoemaker ve David Levy tarafından ortaklaşa keşfedilen dokuzuncu periyodik kuyruklu yıldızdır (Shoemaker-Levy ekibi periyodik olanların arasına serpiştirilmiş dört periyodik olmayan kuyruklu yıldız da keşfetmiştir), ancak sistematik adı D/1993 F2'dir (1993 yılında keşfedilmiştir ve Jüpiter'e çarptığı gözlemlendiği için "D/" ön eki uygulanmıştır).

Bazı kuyruklu yıldızlar ilk olarak küçük gezegenler olarak tespit edilmiş ve daha sonra kuyruklu yıldız aktivitesi keşfedilmeden önce buna göre geçici bir isim almıştır. P/1999 XN120 (Catalina 2) veya P/2004 DO29 (Spacewatch-LINEAR) gibi kuyruklu yıldızların nedeni budur. MPEC'ler ve IAUCs'nin HTML versiyonu, telgraf tarzları nedeniyle alt simgeleri "düzleştirir", ancak IAUCs'nin PDF versiyonu[41] ve Yamamoto Sirküleri ve Kometnyj Tsirkular gibi diğer bazı kaynaklar bunları kullanır.[42]

Ayrıca bakınız

Dipnotlar

  1. ^ USGS genellikle IAU yönergelerini yakından takip ettiğinden, Merkür için "H" ataması USGS tarafından belirtilmiştir, bu büyük olasılıkla IAU konvansiyonudur, ancak teyide ihtiyaç vardır. "USGS Gazetteer of Planetary Nomenclature". 27 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2023. ;

Kaynakça

  1. ^ "Naming of Astronomical Objects – Stars". IAU. 11 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Eylül 2015. 
  2. ^ "About the IAU". IAU. 2 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Eylül 2015. 
  3. ^ "IAU Working Group on Star Names (WGSN)". 10 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2016. 
  4. ^ "Bulletin of the IAU Working Group on Star Names, No. 1" (PDF). 17 Nisan 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 28 Temmuz 2016. 
  5. ^ "International Astronomical Union | IAU". www.iau.org. 2 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mart 2023. 
  6. ^ "Bulletin of the IAU Working Group on Star Names, No. 2" (PDF). 17 Nisan 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Ekim 2016. 
  7. ^ "Naming Stars". IAU.org. 28 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Haziran 2018. 
  8. ^ "NameExoWorlds The Approved Names". 1 Şubat 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2023. 
  9. ^ Richard Hinckley Allen, Star-Names and Their Meanings, G.E. Stechert, New York, 1899
  10. ^ Robert Burnham, Jr. Burnham's Celestial Handbook, Volume 1, p. 359.
  11. ^ Ian Ridpath: "Star Tales", Canes Venatici 15 Aralık 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. See also Deborah J. Warner, The Sky Explored: Celestial Cartography 1500-1800.
  12. ^ "Approved names". NameExoworlds (İngilizce). 19 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2020. 
  13. ^ AA, Daily Sabah with (17 Aralık 2019). "'Anadolu' and 'Göktürk': Turkey names its star and planet". Daily Sabah (İngilizce). 7 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mart 2023. 
  14. ^ "About | NameExoWorlds 2022". NameExoworlds (İngilizce). 24 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mart 2023. 
  15. ^ "Alessandro Piccolomini's star atlas". 1 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi.  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  16. ^ "Black Hole Encyclopedia – FAQ". StarDate.org. 6 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Eylül 2015. 
  17. ^ "Chandra images by category: Black holes". Harvard-Smithsonian Center for Astrophysics. 10 Ağustos 2015. 5 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  18. ^ a b "List of Supernovae". Cbat.eps.harvard.edu. 12 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Eylül 2015. 
  19. ^ Bishop, David. "Supernova discovery statistics for 2019". Rochester Academy of Science, Astronomy Section. 20 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 
  20. ^ "The Constellations". International Astronomical Union. 28 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Eylül 2015. 
  21. ^ "Naming of exoplanets". International Astronomical Union. 9 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2014. 
  22. ^ "New Satellite of (134340) Pluto: S/2011 (134340) 1". 26 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Temmuz 2011. 
  23. ^ "Minor Planet Naming Guidelines (Rules and Guidelines for naming non-cometary small Solar-System bodies) – v1.0" (PDF). Working Group Small Body Nomenclature (PDF). 20 Aralık 2021. 20 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Mayıs 2023. 
  24. ^ a b "IAU: WG Small Body Nomenclature (WGSBN)". Working Group Small Body Nomenclature. 8 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2022. 
  25. ^ a b c d e "Naming Astronomical Objects: Minor Planets". International Astronomical Union. 25 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2014. 
  26. ^ "Division F WG Small Bodies Nomenclature (SBN) | Commissions | IAU". www.iau.org. 7 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2019. 
  27. ^ "How Are Minor Planets Named?". Minor Planet Center. 25 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Kasım 2014. 
  28. ^ "Minor Planet Naming Guidelines (Rules and Guidelines for naming non-cometary small Solar-System bodies) – v1.0" (PDF). Working Group Small Body Nomenclature (PDF). 20 Aralık 2021. 20 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Mayıs 2023. 
  29. ^ Lutz D. Schmadel (2012), Dictionary of Minor Planet Names, 6th, Springer, ss. 8-9, ISBN 9783642297182 
  30. ^ "Minor Planet Naming Guidelines (Rules and Guidelines for naming non-cometary small Solar-System bodies) – v1.0" (PDF). Working Group Small Body Nomenclature (PDF). 20 Aralık 2021. 20 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Mayıs 2023. 
  31. ^ "Minor Planet Naming Guidelines (Rules and Guidelines for naming non-cometary small Solar-System bodies) – v1.0" (PDF). Working Group Small Body Nomenclature (PDF). 20 Aralık 2021. 20 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Mayıs 2023. 
  32. ^ "Minor Planet Naming Guidelines (Rules and Guidelines for naming non-cometary small Solar-System bodies) – v1.0" (PDF). Working Group Small Body Nomenclature (PDF). 20 Aralık 2021. 20 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Mayıs 2023. 
  33. ^ "MPEC 2020-T164 : (3548) Eurybates I = Queta". Minor Planet Electronic Circular. Minor Planet Center. 15 Ekim 2020. 1 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2021. 
  34. ^ "Minor Planet Naming Guidelines (Rules and Guidelines for naming non-cometary small Solar-System bodies) – v1.0" (PDF). Working Group Small Body Nomenclature (PDF). 20 Aralık 2021. 20 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Mayıs 2023. 
  35. ^ Ticha, J.; ve diğerleri. (10 Nisan 2018). "DIVISION F / Working Group for Small Body Nomenclature Working Group for Small Body Nomenclature. THE TRIENNIAL REPORT (2015 Sept 1 - 2018 Feb 15)" (PDF). International Astronomical Union. 25 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Mayıs 2021. 
  36. ^ a b c IAU Comet-naming Guidelines 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Committee on Small Body Nomenclature of Division III of the IAU
  37. ^ Stan Gibilisco (1 Ağustos 1985). Comets, meteors & asteroids--how they affect EarthÜcretsiz kayıt gerekli. Tab Books. s. 76. ISBN 978-0-8306-1905-4. Erişim tarihi: 19 Aralık 2012. What if two or more different people discover the same comet at about the same time? This problem is solved by allowing a comet to bear as many as three names. The names are separated by hyphens. Thus we have had comets such as Ikeya-Seki and Arend-Roland. It has been decided that more than three names would be ridiculous and cumbersome. Therefore, we do not hear of comets such as Jones-Smith-James-Olson-Walters-Peterson-Garcia-Welch! 
  38. ^ a b Don E. Machholz (1989), "Comet corner", Journal of the Association of Lunar and Planetary Observers, Association of Lunar and Planetary Observers (U.S.), 33 (1), ss. 25-28, 26, Bibcode:1989JALPO..33...25M, A hyphen (-) is used in a comet's name only to separate the discoverers. Thus, when sometimes the discover has a double name, the hyphen is dropped from the comet's name in order to show that there was only one discoverer. For example, in 1986 Stephen Singer-Brewster discovered a comet. It is known as "Comet Singer Brewster."  Go to the journal search in the Astrophysics Data System 11 Şubat 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., pick "Journal of the Association of Lunar and Planetary Observers", volume "33", page "26". It's not in the list of abstracts, you have to check the page thumbnails.
  39. ^ Cometary Designation System 11 Mayıs 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., IAU, First appearing in Minor Planet Circulars 23803-4, then in International Comet Quarterly, 16, 127
  40. ^ "MPEC 2018-H54 : 2. A/ Objects". Minor Planet Center. 20 Nisan 2018. 29 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2018. 
  41. ^ Compare the HTML 13 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. and PDF 6 Nisan 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. versions of IAUC 8797: in the PDF version the designation P/1999 DN3 is written with a subscript.
  42. ^ See for example

Hoffleit, D.; Warren, W.H. Jr. (1991). The Bright Star Catalogue (Preliminary Version). 5th Revised. Astronomical Data Center, NSSDC / ADC. 20 Ekim 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Mayıs 2023. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Güneş Sistemi'ndeki cisimlerin listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Aşağıda Güneş Sistemi'ndeki cisimlerin Güneş'ten uzaklıklarına göre sıralanmış bir listesi bulunmaktadır. Çapı 500 km'den küçük cisimler listeye alınmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Gezegen</span> bir yıldız veya yıldız kalıntısının yörüngesinde dolanan gök cismi

Gezegen, genellikle bir yıldızın, yıldız kalıntısının veya kahverengi cücenin yörüngesinde bulunan, yuvarlak hâle gelmiş bir astronomik cisimdir. Uluslararası Astronomi Birliğinin (IAU) tanımına göre Güneş Sistemi'nde sekiz gezegen bulunur. Bunlar, karasal gezegenler Merkür, Venüs, Dünya ve Mars; dev gezegenler Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür. Gezegen oluşumu için bilimsel açıdan mevcut en iyi teori, bir bulutsunun kendi içine çökmesi sonucu bir yıldızlararası bulut meydana getirdiğini ve yıldızlararası bulutun da bir önyıldız ve bunun yörüngesinde dönen bir öngezegen diski oluşturduğunu öne süren bulutsu hipotezidir. Gezegenler bu disk içinde, kütleçekiminin etkisiyle maddelerin kademeli olarak birikmesi sonucu, yığılma (akresyon) olarak adlandırılan süreçte büyürler.

<span class="mw-page-title-main">Asteroit kuşağı</span>

Asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'nde Güneş merkezli ve kabaca Jüpiter ile Mars gezegenlerinin yörüngeleri arasındaki uzayı kaplayan torus şeklinde bir bölgedir. Bu bölgede asteroit veya küçük gezegen olarak adlandırılan çok sayıda katı ve düzensiz şekillerde gök cisimleri bulunur. Tanımlanan nesneler çok farklı boyutlarda olabilir, fakat gezegenlerden çok daha küçüklerdir ve birbirlerinden ortalama olarak bir milyon kilometre uzaklıklarda bulunurlar. Bu asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'ndeki diğer asteroit popülasyonlarından ayırt edilebilmesi için ana asteroit kuşağı veya ana kuşak olarak da adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Cüce gezegen</span> Güneşin veya başka bir yıldızın etrafında hareket eden, gezegen olarak kabul edilebilecek kadar büyük olmayan yuvarlak bir metal ve kaya veya gaz kütlesi

Cüce gezegen, doğrudan Güneş etrafında hareket ettiği bir yörüngede bulunan, bu nedenle başka bir cismin doğal uydusu olmayan, kütleçekimsel olarak yuvarlak olacak kadar büyük, ancak Güneş Sistemi'nin sekiz klasik gezegeni gibi yörünge baskınlığı elde etmek için yetersiz olan küçük gezegen kütleli bir cisimdir. En tipik cüce gezegen örneği, 2006 yılında "cüce" kavramı benimsenmeden önce onlarca yıl boyunca bir gezegen olarak kabul edilen Plüton'dur.

<span class="mw-page-title-main">2006 yeni gezegen tanımı</span>

Uluslararası Astronomi Birliği (IAU) Ağustos 2006'da Güneş Sistemi'ndeki bir gezegenin aşağıdaki özelliklere sahip bir gök cismi olduğunu tanımlamıştır:

  1. Güneş etrafında yörüngede olması,
  2. Hidrostatik dengeye sahip olacak kadar kütleye sahip olması ve
  3. Yörüngesi etrafındaki "bölgeyi temizlemiş" olması.

Periyodik kuyruklu yıldızlar, yörünge periyotları 200 yıldan az olan veya tek bir günberi geçişinden daha uzun süre boyunca gözlemlenen kuyruklu yıldızlardır. "Periyodik kuyruklu yıldız" bazen 200 yıldan daha uzun olsa bile periyodik yörüngeye sahip herhangi bir kuyruklu yıldız anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Galilei uyduları</span> Jüpiterin en büyük 4 uydusu İo, Europa, Ganymede, ve Callistonun ortak adı

Galilei uyduları, Jüpiter'in en büyük dört uydusu olan Io, Europa, Ganymede ve Callisto'dur. Klasik gezegenlerin en sönüğü olan Satürn'den sonra çıplak gözle en kolay görülebilen Güneş Sistemi cisimleridir. Parlak Jüpiter'e olan yakınlıkları çıplak gözle gözlemi çok zorlaştırsa da, yüksek ışık kirliliği olan gece gökyüzü koşullarında bile sıradan dürbünlerle kolayca görülebilirler. Teleskobun icadı, uyduların 1610 yılında keşfedilmesini sağladı. Bu sayede, insanlar klasik gezegenleri takip etmeye başladığından beri keşfedilen ilk Güneş Sistemi cisimleri ve Dünya'nın ötesindeki herhangi bir gezegenin yörüngesinde bulunan ilk cisimler oldular.

<span class="mw-page-title-main">Truvalı (gök cismi)</span>

Truvalı veya truva asteroidi, astronomide daha büyük bir cismin yörüngesini paylaşan, ana cismin yaklaşık 60° ilerisinde veya gerisinde bulunan L4 ve L5 Lagrange noktalarından birinin yakınında kararlı bir yörüngede kalan küçük boyutlu bir gök cismidir (çoğunlukla asteroitler). Truva cisimleri gezegenlerin ya da büyük uyduların yörüngelerini paylaşabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Küçük Güneş Sistemi cismi</span>

Küçük Güneş Sistemi Cismi, 2006 yılındaki kararla Uluslararası Astronomi Birliği'nce (UAB) tanımlanan güneş sisteminde bulunup ne gezegen, ne de cüce gezegen olan bir cisimdir:

Güneş'in etrafından dönen diğer cisimlere topluca "Küçük Güneş Sistemi Cismi" olarak telmih edilecek... Bunlar, şu anda Güneş Sistemi'nin çoğu asteroitlerini, çoğu Neptün-ötesi cisimleri (NÖC), kuyruklu yıldızlar ve diğer küçük cisimleri içerir.

Resmi olarak küçük gezegen adlandırması, bir küçük gezegene nihai biçiminde verilen bir sayı-isim kombinasyonudur. Bu tür bir adlandırma, her zaman yeterince güvenilir bir yörünge belirlendikten sonra bir cisme atanan öncü numarayı içerir. Resmi adlandırma, ilk gözlemlendiğinde otomatik olarak atanan geçici adlandırmaya dayanır. Daha sonra, resmi adlandırmanın geçici kısmı bir isim ile değiştirilebilir. Hem resmi hem de geçici adlandırmalar, Uluslararası Astronomi Birliği'nin (IAU) bir şubesi olan Küçük Gezegen Merkezi (MPC) tarafından denetlenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Küçük gezegen</span>

Uluslararası Astronomi Birliği'ne (IAU) göre küçük gezegen, Güneş'in etrafında doğrudan yörüngede dönen ve ne gezegen ne de kuyruklu yıldız olarak sınıflandırılmayan bir gök cismidir. IAU, 2006 yılından önce resmen küçük gezegen terimini kullanmaktaydı, fakat o yıl yapılan toplantıda küçük gezegenler ve kuyruklu yıldızlar; cüce gezegenler ve Küçük Güneş Sistemi Cisimleri (SSSB) olarak yeniden sınıflandırıldı.

<span class="mw-page-title-main">Küçük gezegenler listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Aşağıda, artan sayısal sırayla numaralandırılmış küçük gezegenlerin bir listesi bulunmaktadır. Kuyruklu yıldızlar hariç, asteroitler, uzak cisimler ve cüce gezegenler dahil olmak üzere küçük gezegenlerin tümü Güneş Sistemi'ndeki küçük gök cisimleri olarak bilinir. Bu gezegenlerin listeleri, her biri 1000 küçük gezegen içeren yüzlerce sayfalık kataloglardan oluşmaktadır. Uluslararası Astronomi Birliği adına, Küçük Gezegen Merkezi, Minor Planet Sirkülerlerinde her yıl binlerce yeni numaralandırılmış küçük gezegen yayınlamaktadır. Haziran 2024 itibarıyla, toplamda 1.367.486 adet gözlemlenen cisimden 669.991 tanesi numaralandırılmış küçük gezegenlerdir. Geriye kalanlar ise henüz numaralandırılmamış küçük gezegenler ve kuyruklu yıldızlardır.

<span class="mw-page-title-main">81P/Wild</span>

Wild 2 olarak da bilinen 81P/Wild Kuyruklu Yıldızı, 6 Ocak 1978'de, Zimmerwald, İsviçre'de 40 cm'lik Schmidt teleskopu kullanarak keşfeden, adını İsviçreli gök bilimci Paul Wild'dan alan bir kuyruklu yıldızdır.

Gözlemsel astronomide, bir Güneş Sistemi cisminin gözlem yayı, cismin yolunu izlemek için kullanılan en erken ve en son gözlemleri arasındaki süredir. Genellikle gün veya yıl olarak verilir. Terim çoğunlukla asteroitlerin ve kuyruklu yıldızların keşfi ve takibinde kullanılır. Yay uzunluğu, bir yörüngenin doğruluğu üzerinde en büyük etkiye sahiptir. Ara gözlemlerin sayısı ve aralığı daha az etkiye sahiptir.

1323 Tugela, geçici adıyla 1934 LD, yaklaşık 60 kilometre çapında, asteroit kuşağının dış bölgelerinden gelen koyu renkli bir arka plan asteroitidir. 19 Mayıs 1934'te Johannesburg'daki Union Gözlemevinde Güney Afrikalı astronom Cyril Jackson tarafından keşfedildi. Asteroit, Güney Afrika'nın batısındaki Tugela Nehri'nin adını aldı.

Küçük Gezegen Merkezi (MPC), Uluslararası Astronomi Birliği'nin (IAU) himayesinde küçük gezegenleri gözlemlemek ve raporlamak için oluşturulmuş resmi bir organdır. 1947 yılında kurulan merkez, Smithsonian Astrofizik Gözlemevi bünyesinde faaliyet göstermektedir.

<span class="mw-page-title-main">157 Dejanira</span> Asteroit

Dejanira, 1 Aralık 1875'te Alphonse Borrelly tarafından keşfedilen ve Yunan mitolojisindeki savaşçı prenses Deianira'nın adını taşıyan bir ana kuşak asteroididir. Dejanira asteroit ailesi de onun adını almıştır.

<span class="mw-page-title-main">170 Maria</span> Asteroit

Maria, 10 Ocak 1877'de Fransız astronom Henri Joseph Perrotin tarafından keşfedilen bir Ana kuşak asteroididir. Yörüngesi Antonio Abetti tarafından hesaplandı ve asteroide kız kardeşi Maria'nın adı verildi. Bu nesne, 1918'de Japon astronom Kiyotsugu Hirayama tarafından tanımlanan ilk asteroit ailelerinden biri olan Maria asteroit ailesinin adaşıdır.

Aşağıda, Güneş etrafındaki yörüngeleri tipik olarak Jüpiter ve Neptün'ün yörüngeleri arasında yer alan ve rezonans göstermeyen bir grup küçük Güneş Sistemi cismi olan centaurların bir listesi yer almaktadır. Centaurlar kuyruklu yıldızların özelliklerine sahip küçük gezegenlerdir ve genellikle bu şekilde sınıflandırılırlar. Dinamik grup, Neptün'ün Kuiper kuşağı üzerindeki aşındırıcı etkisi nedeniyle, kütleçekimsel saçılma yoluyla, nesneleri centaur olmak üzere içe doğru veya dağınık disk nesneleri olmak üzere dışa doğru göndererek veya onları Güneş Sistemi'nden tamamen çıkararak oluşur. Centaurların kendileri kısa ömürlü kararsız yörüngelere sahiptir ve birkaç milyon yıl içinde Kuiper kuşağı nesnelerinin inaktif popülasyonundan Jüpiter ailesi kuyruklu yıldızlarının aktif grubuna geçiş yaparlar.

Astronomide geçici adlandırma, astronomik nesnelere keşfedilmelerinin hemen ardından uygulanmakta olan, resmi adlandırma öncesi cismi diğerlerinden ayırt etmeye yarayan genel kabul görmüş bir adlandırma kuralıdır. Geçici adlandırma bir cisim için genellikle güvenilir bir yörünge hesaplandıktan sonra kalıcı bir adlandırma ile değiştirilir. Bilinen 1.100.000'den fazla küçük gezegenin yaklaşık %47'si geçici olarak adlandırılmış durumdadır.