İçeriğe atla

Astrafobi

Astrafobi, gök gürültüsü ve şimşeklere karşı duyulan anormal korkudur. İnsanlarda ve eğitilebilen hayvanlarda, tedavi edilebilen bir fobidir. Astrofobi kelimesi Yunancadaki (astrape; şimşek) ve (phobos; fobi) kelimelerinden türemiştir.

Belirtiler

Astrafobik bir birey, sağanak yağışın olduğu durumlarda bu durumun ufak bir tehlike olduğunu bilse dahi kendini endişeli hisseder. Titreme, ağlama, terleme, panik halde verilen tepkiler, ani tuvalete çıkma isteği, mide bulantısı, korkuyla beklemek ve hızlı kalp atışı gibi, diğer fobilerle oldukça benzeşen belirtileri vardır. Fakat, sadece astrafobiye özgü bazı tepkiler de vardır. Örneğin, astrafobikler diğer insanların yanında olup kendilerini güvende hissetmek isterler ve eğer yalnızlarsa endişeleri daha da artar. Çoğu astrafobik, fırtınadan korunmak için kendine güvenli yerler arar.[1] Battaniyenin, hatta yatağın altına, dolaba, bodrum kata veya kendilerini güvende hissedecekleri herhangi bir boş alana saklanmak isterler. Bunu yapmalarının sebebi dışarıdan gelecek gök gürültüsü sesini en aza indirme istekleridir; bunun için kulaklarını kapatabilir ve perdeleri kapatabilirler.

Birinin astrafobik olduğunu gösteren belirtilerden biri de kişinin hava durumu haberlerine aşırı derecede önem vermesidir. Astrafobik kişi gelebilecek fırtınaları önceden bilebilmek için haberleri dört gözle takip eder. İnternet üzerinden gök gürültülü yağışların izini sürmek de onlara özgü davranışlardan biridir. Ayrıca, hava durumunu kontrol etmeden dışarı çıkmaktan hoşlanmazlar. Ağır durumlarda astrafobi, agorafobi'ye -evden dışarı çıkma korkusu- dönüşebilir.

Çocuklar

Astrafobi, her yaştan insanda görülebilir. Çocuklarda da oldukça fazla görülür, fakat hemen fobi olarak nitelendirilmemelidir. Çocuklar, doğaları gereği birçok şeyden korkarlar ve bunların çoğu ilerleyen yaşlarda ortadan kaybolur. Korkuları 6 aydan fazla sürmediği sürece fobi olabileceği düşünülmemelidir. Eğer bir çocukta böyle bir problem varsa, bu yetişkin olduğunda daha ciddi bir probleme dönüşmemesi için erkenden çözülmelidir. Gök gürültülü ve şimşekli günlerde çocuğun korkusunu azaltmak için dikkati oyun ve aktiviteler gibi başka alanlara kaydırılmalıdır. Korkusuz bir yetişkin, çocuklar için bu sorunu aşmada iyi bir çözüm olacaktır. Gök gürültülü zamanlarda bazı çocuklar dikkatlerini oyunlara ve aktivitelere veremeyebilirler. Bazı çocuklar, genellikle bodrum gibi penceresi olmayan ve ses bakımından daha az sese sahip ortamlara gitmeyi tercih ederler.

Tedavi

En bilindik tedavi, gök gürültüsüne maruz bırakılmak ve vücudun ona karşı bağışıklık geliştirmesini beklemektir. Diğer bir deyişle korkuların üstüne gitmektir. Bilişsel davranışçı terapi, astrafobiyi çözmek için yaygın kullanılan bir terapidir.[2] Astrafobik, endişeli anlarında önceden belirlediği kelimeyi kendi kendine tekrar ederek kendini rahatlatmayı amaçlar. Derin nefes almak da bu yönteme oldukça katkı sağlayan bir yoldur.

Köpekler ve kediler

Köpeklerin %15'i ile %30'u gök gürültülü ve sağanak yağışlı günlerde endişeli davranışlar sergileyebilir. Araştırmalar yüksek seviyede kortizolün gök gürültülü sağanak yağış esnasında köpeklere etki ettiğini doğruladı. Karşı şartlanma, duyarsızlaştırma, anti-anksiyete ilaçları ve feromon (emziren anne köpekler tarafından salgılanan bir hormon) kullanabilecek tedavilerdir.

Araştırmalar aynı zamanda kedilerin de gök gürültüsünden ve şimşeklerden korkabildiğini göstermektedir. Çok nadir görülse dahi, kediler de gök gürültülü ve sağanak yağışlı günlerde koltukların kenarına ve masaların altına saklanma eğilimi gösterirler.

Eğer bir hayvan genellikle gök gürültüsü gibi zararsız durumlar karşısında endişe duyuyorsa, sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranmak gerekir. Hayvanı rahatlatmaya çalışmak, hayvanı daha çok endişeli hale getirebilir. Korkusuz bir şekilde davranmak, korkunun en güçlü tedavisidir.

Ayrıca bakınız

Fobiler listesi

Kaynakça

  1. ^ Johnson, Trevor. Fear of Thunder- Dealing with Astraphobia (2009 bas.). 
  2. ^ Fritscher, Lisa (30 Nisan 2011). Fear of Thunder- Dealing with Astraphobia. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Şimşek ve yıldırım</span> doğal olarak meydana gelen elektriksel boşalma

Şimşek ya da çakın, elektrik yüklü bir bulut ile diğer bir bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. Önceden tahmin edilmesi oldukça zordur. Fakat belli hava koşullarında meydana gelir.

<span class="mw-page-title-main">Panik atak</span> aniden başlayan yoğun korku ve endişe nöbeti

Panik atak; çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, uyuşma veya kötü bir şeyin olacağı hissiyle karakterize; aniden gelen yoğun korku dönemidir. Semptomların şiddeti dakikalar içinde yükselmektedir. Genellikle bir atak yaklaşık 30 dakika sürer, ancak bu süre saniyeler ila saatler arasında değişebilir. Atak sırasında kontrolünü kaybetme korkusu ve göğüs ağrısı da görülebilir. Panik ataklar kişiye fiziksel olarak herhangi bir zarar vermez.

<span class="mw-page-title-main">Litvanca</span> Litvanyanın resmi dili

Litvanca, Litvanya'nın resmî dili. 1918'de Litvanya'nın resmî dili olarak kabul edilen Litvanca, Hint-Avrupa dillerine özgü ortak biçimlerden hareketle direkt olarak açıklanabilecek tek yaşayan dildir. Günümüzde yaklaşık 4 milyon kişi Litvancayı anadili olarak konuşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Oraj</span> şimşek ve gök gürültüsü ile yağmur veya dolu eşliğinde görülen bir hava olayı

Oraj ya da gök gürültülü fırtına, çoğunlukla şimşek ve gök gürültüsü ile yağmur veya dolu eşliğinde görülen bir hava olayı. Meteorolojide İngilizce thunderstorm kavramından oluşturulmuş TS kısaltması ile gösterilir.

<span class="mw-page-title-main">Anksiyete bozukluğu</span> günlük durumların aşırı, mantıksız bir kaygıya sebep olduğu bilişsel bozukluk

Anksiyete bozuklukları, belirgin ve kontrol edilemeyen anksiyete ve korku duyguları ile karakterize edilen bir grup zihinsel bozukluklardır. Bu durumlar, bireylerin sosyal, mesleki ve kişisel işlevselliğini önemli ölçüde bozar. Anksiyete, huzursuzluk, alınganlık, kolay yorulma, konsantrasyon güçlüğü, kalp hızında artış, göğüs ağrısı, karın ağrısı gibi fiziksel ve bilişsel belirtilere yol açabilir ve belirtiler bireyler arasında değişiklik gösterebilir.

<span class="mw-page-title-main">Ablütofobi</span> banyo korkusu

Ablütofobi kalıcı, yersiz bir "yıkanma korkusudur". Bu fobi spesifik fobi sınıfına girer. Ablütofobi, erkeklere nazaran, çocuklarda ve kadınlarda daha çok görülür. Fakat bu fobi, genellikle çocuklar banyonun kötü bir şey olmadığını anladıklarında ortadan kalkar.

Sosyal fobi veya sosyal anksiyete bozukluğu (SAB), sosyal ortamlarda başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmekten yoğun şekilde kaygı duyma ve korkulan durumlardan kaçınma eğilimi ile tanımlanabilecek bir anksiyete bozukluğudur. Bu korkular, başkalarından algılanan veya gerçekten yapılan bir gözlemleme ile tetiklenebilir. Sosyal anksiyete bozukluğu olan bireyler, diğer insanların onlar hakkında olumsuz bir şekilde düşünmelerinden korkarlar.

Çekingen kişilik bozukluğu, ilk kez 1969 yılında Theodore Millon tarafından tanımlanmıştır. Çekingen Kişilik Bozukluğuna sahip hastalar yetersizlik duygusuna sahiptir ve olumsuz değerlendirilmeye karşı aşırı hassasiyet gösterirler. Sosyal etkileşimlerden kaçınırlar. ÇKB'li bireyler kendilerini huzursuz, endişeli, yalnız olarak tanımlarlar ve genellikle istenmeyen ve diğer insanlardan dışlanmış hissederler. ÇKB genelde yetişkinlik döneminde fark edilir. Çocukluğunda duygusal olarak ihmal edilmiş ve akranları tarafından dışlanmış çocukların ÇKB olma riski daha fazladır.

<span class="mw-page-title-main">Agorafobi</span> Ruhsal hastalık, fobi

Agorafobi kişinin kendini güvende hissettiği ortamlar dışında bulunması ile gelişen bir anksiyete bozukluğudur. Açık alanlardan, kalabalık yerlerden uzak durma, evde tek başına kalmak istememe gibi durumlar görülür. Dışarıya yalnız çıkmaktan korkar ve sosyal olmaktan kaçınır.

<span class="mw-page-title-main">Karen Horney</span> Alman kökenli Amerikalı psikanalist (1885-1952)

Karen Horney, Alman kökenli Amerikalı psikanalist. Neo-Freudyen bir ekol olan “ego psikolojisinin” temsilcisi olmuştur. Freud'dan farklı olarak kişiliğin ve nevrozun oluşumunda biyolojinin ve dürtüsel güçlerin etkilerinden çok kültürel etmenler üzerinde durur.

<span class="mw-page-title-main">Aaron T. Beck</span> Amerikalı ruh hekimi (1921 – 2021)

Aaron Temkin Beck, Amerikalı psikiyatr. Bilişsel davranışçı terapinin kurucusu olarak kabul edilmektedir. 1954 yılında geçtiği Pensilvanya Üniversitesi'nin psikiyatri bölümünde vefatına kadar emekli öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam etmekteydi. Ayrıca Beck, dört çocuğundan birisi olan, Dr. Judith Beck tarafından yönetilen bir araştırma ve eğitim merkezi olan, Beck Enstitüsü'nün de kurucusudur.

Autofobi aynı zamanda monofobi, isolofobi veya eremofobi, olarak adlandırılan, yalnız kalma fobisidir; bencil olma korkusu veya yalnız kalma korkusudur. Hastaların fiziksel olarak hasta olmaları gerekmez, ama göz ardı edildiklerini ya da sevilmediklerini düşünürler. İfade edilenin aksine, kelimenin anlamı, autofobiyi "kendinden korkma" olarak tanımlamaz. Bozukluk tipik olarak diğer anksiyete bozukluklarından kaynaklanır ve bunlarla ilişkilidir.

Yer Demir Gök Bakır, Yaşar Kemal'in Dağın Öte Yüzü üçlemesinin ikinci romanıdır. 1963 yılında yayımlandı. Üçlemede, Yalak köylülerinin yaklaşık olarak on üç aylık bir süreyi kapsayan yaşam mücadeleleri anlatılır. Yer Demir Gök Bakır'da köylülerin Adil Efendi'ye olan borçlarını ödeyemeyecek olmalarının onlarda yarattığı korku ve bu durumdan kurtulmak için bir ermişe dönüştürdükleri Taşbaş'ın öyküsü anlatılır. Bu yapıtta Muhtar Sefer ile Taşbaş arasındaki mücadele anlatının odağını oluşturur.

Maruz bırakma terapisi, davranışçı terapide anksiyete bozukluklarını tedavi etmek için kullanılan bir tekniktir. Maruz bırakma terapisi, hedef hastayı herhangi bir tehlikeye neden olmaksızın kaygı kaynağına veya bağlamına maruz bırakmayı içerir. Bunu yapmanın, endişelerini veya sıkıntılarını aşmalarına yardımcı olduğu düşünülmektedir. Prosedürel olarak, laboratuvar kemirgenleri üzerinde geliştirilen korku yok olma paradigmasına benzer. Çok sayıda çalışma, genel anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, TSSB ve spesifik fobiler gibi bozuklukların tedavisinde etkinliğini göstermiştir.

Dereceli maruz bırakma terapisi olarak da bilinen sistematik duyarsızlaştırma, Güney Afrikalı psikiyatrist Joseph Wolpe tarafından geliştirilen bir tür davranış terapisidir. Klinik psikoloji alanında, birçok insanın klasik koşullanmaya dayanan fobileri ve diğer anksiyete bozukluklarını etkili bir şekilde aşmasına yardımcı olmak için kullanılır ve hem bilişsel-davranışçı terapi hem de uygulamalı davranış analizinin aynı unsurlarını paylaşır. Davranış analistleri tarafından kullanıldığında, meditasyon ve nefes alma gibi karşı koşullandırma ilkelerini içerdiğinden, radikal davranışçılığa dayanır. Bununla birlikte, bilişsel psikoloji bakış açısından, bilişler ve duygular motor eylemleri tetikler.

Özgül fobi, belirli nesnelere veya durumlara maruz kalmayla ilgili mantıksız veya irrasyonel bir korkuya denk gelen her türlü kaygı bozukluğuna verilen isimdir. Sonuç olarak, etkilenen kişi nesnelerle veya durumlarla ve ciddi vakalarda herhangi bir söz veya tasvirle temastan kaçınma eğilimindedir. Korku, kişileri günlük yaşamlarında verimsiz hale getirebilir.

<span class="mw-page-title-main">Aziz Elmo'nun ateşi</span>

Aziz Elmo'nun ateşi ya da Aziz Elmo ateşi, parlak plazmanın, atmosferdeki güçlü bir elektrik alanında keskin veya sivri bir nesneden bir korona deşarjı ile oluşturulan bir hava fenomenidir.

<i>Ala</i> (demon) mitolojik yaratık

Ala veya hala ; Bulgar, Makedon ve Sırp folkloründe yer alan mitolojik bir kadın yaratıktır. Ale, asıl amacı dolu yağdıran fırtına bulutlarını mahsulleri yok etmek ya da yağmalamak ve ele geçirmek için tarlalara, üzüm bağlarına veya meyve bahçelerine yönlendirmek olan kötü hava demonları olarak kabul edilir. Son derece obur olan ale, özellikle çocukları yemeyi sever fakat açgözlülükleri Dünya ile sınırlı değildir. Bazen Güneş veya Ay'ı yemeye çalıştıklarına, tutulmalara neden olduklarına ve başarılı olmaları halinde dünyanın sonu anlamına geleceğine inanılır. İnsanlar bir ala ile karşılaştığında zihinsel veya fiziksel sağlıkları ve hatta yaşamları tehlike altına girer fakat kendisine saygı ve güvenle yaklaşıldığında lütfu kazanılabilir. Bir ala ile iyi bir ilişki içinde olmak çok faydalıdır çünkü en sevdiklerini zenginleştirir ve zor zamanlarda bu kişilerin hayatlarını kurtarır.

Helyofobi Güneş'e veya herhangi bir parlak ışığa korku duymaktır. DSM-5'e göre, helyofobi özgül fobi kategorisi altında listelenecektir.