İçeriğe atla

Astım

Astım krizi

Astım (bronşial astma), küçük bronşların ve bronşiollerin, çeşitli uyaranlara aşırı tepki vermesinin sonucu ortaya çıkan, solunum yolu daralmasına sebep olan kronik bir rahatsızlıktır. Buna hava yollarında iltihap da eşlik eder. Çocukların %10'u, erişkinlerin %6'sı astım hastasıdır. Astım atakları esnasında solunum güç ve hırıltılıdır, çoğu zaman öksürük de vardır. Hastaların bir bölümünde astım, ilaçlarla kontrol altına alınmazsa KOAH hastalığına sebep olabilir.[1][2][3]

Nedenler (tetikleyiciler)

Astımın kesin nedeni belli değildir. Genel görüşe göre, soluk boruları (bronş-bronşiol) doğuştan duyarlı bireylerde çevresel koşulların etkisi ile astım atakları oluşmaktadır; ayrıca, geçirilmiş zatürre vb. hastalıklar da astımın oluşmasında önemli etkenlerdendir. Astımın tipik karakteristiği bronşların mukoza ödemiyle daralmasından ötürü olan episodik dispnedir (nefes darlığı). Bu durum, polijenik bir kalıtım biçiminde genetik kökenli olabilir; fakat enfeksiyon, alerji ve emosyonel faktörler de rol oynayabilir. Psikolojik mekanizmaların rol oynaması için bronşiyal aşırı duyarlığa somatik bir yatkınlık bulunması gerekir. Astımlılarda belirli birtakım kişilik özelliklerine rastlanmasına rağmen, bu hastalıkla birlikte görülen spesifik bir kişilik tipi yoktur; anksiyetenin yol açtığı bazı astım nöbetlerinin nedeni bir şartlı refleksle açıklanabilir. Astımda belirtilerin aniden ortaya çıkmasına astım atağı veya astım krizi adı verilir. Bu durumda hastalarda ağır bir nefes darlığı olur. Astımı belirtilerin şiddetine göre hafif aralıklı, hafif süregen, orta süregen ve ağır süregen olarak sınıflamak mümkündür. Astımın tanısında muayene bulgularının yanı sıra, kanda IgE' nin ve eozinofil adı verilen akyuvarın sayısının yüksek bulunması, solunum testlerinde soluk borusunda daralma olduğunun gösterilmesi ve deri testleri ile hastaların neye karşı alerjisi olduğunun gösterilmesinin çok büyük bir rolü vardır.Astım, özellikle çocuklarda hafif bir tablo gösterirse belirtiler (%50-%60) tamamen kaybolabilir. Ancak yetişkin astımlıların belirtileri çoğu kez ömür boyu kalıcıdır.[1][2][3][4]

Solunum yollarının Astımdan önceki ve sonraki halleri.

Astım ataklarının tetikleyicileri[1][2][3][4]

Astım Tipleri

  1. Alerjik (immun/ekstrinsik) astım: atopik astma; meslek astması IgG; alerjik bronkopulmoner aspergillozis
  2. İdiyosinkratik (non-immun/instrinsik) astım

Allerjik (atopik) astma

Allerjik astma, en sık görülen astım tipidir. Çocukluk döneminde başlar, ailede genellikle bir astım öyküsü vardır. Hastalarda alerjik nezle, ürtiker ya da egzama öyküsü vardır. Çevreden gelen etkenlerle Tip I niteliğindeki aşırı duyarlılık tepkisi ortaya çıkar. Allejenlerle yapılan deri testleri pozitiftir. Kandaki IgE düzeyi yüksek bulunur. Atakları allerjenler (tozlar, polenler, hayvan tüyleri ve bazı yiyecek maddeleri) tetikler. Duyarlı kişilerin bronş mukozalarındaki mast hücrelerinin ve bu alanlardaki parasempatik reseptörlerin uyarılması ile birlikte bronş çeperlerindeki kasların kasılır (bronkokonstriksiyon), hava geçitleri daralır.[1][2][3][4]

Patogenez

Bronkokonstriksiyon ataklarını tetikleyen 2 grup medyatör vardır:[1][4]

1. Primer medyatörler

  • Histamin: Bronş daralmalarını doğrudan ve kolinerjik refleks yolu ile tetikler. Damar geçirgenliğini ve mukus salgılanmasını arttırır.
  • Eosinofilik ve nötrofilik kemoptaktik faktörler: En önemlisi olan “Lökotrien B4” eozinofil ve nötrofil polimorflar için çekici (kemotaktik) bir medyatördür.

2. Sekonder medyatörler

  • Lökotrienler: C4, D4 ve E4, uzun süreli bronş daralmalarını tetikler. Damar geçirgenliğini ve mukus salgılanmasını arttırır.
  • Prostaglandin D2 (PGD2): Bronş daralmalarını tetikler, damarları genişletir.
  • Platelet-activating factor (PAF): Trombositler aktive olur, kümeler oluşturu ve histamin ile serotonin içeriklerini boşaltırlar.
  • Sitokinler: IL-1, TNF, IL-6 yangısal tepkileri alevlendirirler.

Meslek hastalığı astması

Bazı iş kollarında alerjik tepkilere neden olan maddelere duyarlı olan bireylerde görülen tablodur. Klinik ve patolojik bulgular alerjik astmadaki gibidir.[1][2][3][4][6] Tetikleyici maddeler şunlardır:

Allerjik bronkopulmoner aspergillozis

Kronik kronik aspergillus infeksiyonlarında ortaya çıkar. İrileşen mantar kolonileri bronşlarda tıkaçlar oluşturur. Klinik tablo, bronşial astmadaki bulgulardan daha güçlüdür.[1][2][3][4][7]

Astım atağı

Astım atağı (astım krizi) ani olarak nefes borularının daralmasına neden olan kas kasılması, balgam artışı ve nefes borusunun etrafındaki damarların sızdırarak sıvının dokuya geçmesi ile dokunun şişmesi ile karakterize bir alevlenmedir. Astım atağı hava yollarında astıma bağlı bulunan enflamasyonun alevlenmesidir. Bu alevlenme sırasında nefes borusunda kas kasılması ile daralma, balgam salgılanmasında artmayla tıkanma ve dokuda damarların sızdırmasıyla şişlik oluşmaktadır.[1][2][3][4] Astım atağının belirtileri göğüs sıkışması, nefes almakta zorluk, kalp çarpıntısı, sık nefes alma, karın kaslarının solunuma katılması, burun kanatlarının solunuma katılması, göğüs kafesinde kaburgalar arasındaki kasların kasıldığının görülmesidir. Hasta nefes alamadığı için konuşmakta ve uyumakta zorlanma yaşar.[2][3][4]

Astım Engel Oranı

Doğuştan veya kazanılmış akciğer, plevra ve göğüs kafesi hastalıkları veya akciğeri tutan diğer bütün hastalıklarda, solunum ve dolaşım fonksiyonunda bozukluk yapmışsa; Solunum Fonksiyon Testlerine göre değerlendirme yapılır;[8]

Göğüs Hastalıkları (Astım)Oran
Az etkilenme varsa %20
Orta derecede etkilenme varsa %40
Ağır derecede etkilenme varsa veya kronik kor pulmonale gelişmişse %80

Tedavi

Astım tedavisinde kullanılan bir solunum aleti.

Tedavide kullanılan ilaçlar iki gruba ayrılır. Birinci grup ilaçlara rahatlatıcı ilaçlar adı verilir (salbutamol, terbutalin gibi sempatomimetikler). Kriz esnasında veya belirtiler başladığında kişi inhaler'i ağzına götürür ve soluk alma (inspirasyon) sırasında inhaler'i sıkar. İkinci grup ilaçlar astımdaki temel sorun olan hava yolundaki iltihabın azaltılmasına yöneliktir. Bunlar da solunum yoluyla alınan kortikosteroidler, kromolin sodyum, nedokromil sodyum, teofilin ve lökotrien reseptör antagonistleridir. Her iki grup ilaçta inhaler tercih edilir.[2][3][4]

Astım atağının şiddet derecesine göre tedavisi değişir, hafif astım atağında bronş genişleticiler, nefes yolundan verilerek sonuç elde edilebilir.[2][3][4] Orta veya ağır şiddette bir astım atağında sprey şeklinde aeresol ilaçları nefes borusuna çekmek zor olacağı için nebülizatör cihazı ile bronş gevşeticilerin akciğere gönderilmesi doğru olacaktır. Hastalar birlikte sistemik ağızdan veya kas içine enjekte prednizonol tipi kortizon uygulanarak ani enflamasyonun durdurulmasına çalışılır. Ağır atakta hastaya oksijende birlikte verilmelidir. İlk tedaviye cevap vermeyen ağır astımlı hastaların yoğun bakıma alınması doğrudur. Astımı kontrolde olan hastaların atak geçirme olasılığı düşüktür. Atak geçirseler bile genellikle seyrek ve hafif olacaktır. Tedavisini doğru uygulamayan kontrol edici ilaçlarını almayan hastalarda ataklar sık ve şiddetli olur atak geçirmemek için atağı uyaran alerjenler, sigara dumanı, hava kirliliği, ani hava değişikliği, gibi etkenlerden korunmak kontrol edici ilaçları düzgün kullanmak gerekir. Sigara dumanı Astım atağı tetikleyici en önemli etkenlerden biri olup aktif ya da pasif sigara dumanı solumak atağın başlamasını sağlayabilir.[2][3][4] Alerjik astımlı hastaların bir kısmında ilaç tedavisi ve korunma yöntemleri etkili olmamakta ve aşı tedavisi (immünoterapi) gerekli olmaktadır.[2][3][4]

Astım tedavisinde çoğunlukla inhaler adı verilen medikal cihazlar kullanılır. İnhaler kullanımı ile lokal etki yaratılır ve daha düşük dozla daha fazla etki elde edilir. Bu şekilde sistemik yan etkilerin önüne geçilmeye çalışılır.[2][3][4]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015
  2. ^ a b c d e f g h i j k l m Reilly JJ, Silverman EK, Shapiro SD. Chronic Obstructive Pulmonary Disease. In Longo D, Fauci A, Kasper D, Hauser S, Jameson J, Loscalzo J (editors). Harrison's Principles of Internal Medicine (18th ed.) pp.2151–2159. McGraw Hill. New York-London-Totonto, 2011
  3. ^ a b c d e f g h i j k l m Mason R, Broaddus VC, Martin T, et al. Murray and Nadel's Textbook of Respiratory Medicine, 5th Edition, Saunders, Philadelphia, 2010
  4. ^ a b c d e f g h i j k l m Maddox L, Schwartz DA. The pathophysiology of asthma. Annual Review of Medicine, 53: 477–498, 2002
  5. ^ a b Astım Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemi 18 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Sağlık Hattı
  6. ^ Hunter D. Diseases of Occupations (10th edition). CRC Press, Boca Raton, 2010
  7. ^ Safirstein B. Allergic bronchopulmonary aspergillosis with obstruction of the upper respiratory tract. Chest, 70(6):778-790, 1976
  8. ^ "Astım Engel Oranı". Engelli.com. 8 Ocak 2008. 8 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2008. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Anafilaksi</span> aniden başlayan ve ölüme neden olabilen alerjik reaksiyon

Anafilaksi aniden başlayan ve ölüme neden olabilen ciddi bir alerjik reaksiyondur. Anafilakside genel olarak kızarıklık, kaşıntı, boğaz şişmesi ve kan basıncının düşmesi gibi semptomlar söz konusudur. Yaygın nedenleri böcek ısırmaları, gıdalar ve ilaçlardır.

<span class="mw-page-title-main">Burun</span> koku alma organı

Burun, anatomik olarak hayvan ve insan yüzü üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organıdır. İnsan burnu ve hayvan burnu arasında birçok anatomik farklar bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Eozinofil polimorflar</span>

Eozinofiller, bazende asidofiller denilen çeşitli beyaz kan hücreleridir ve omurgalılarda çok hücreli parazitler ve belirli enfeksiyonlarla mücadeleden sorumlu bağışıklık sistemi'nin bileşenlerinden biridir. Mast hücreleri ve bazofiller ile birlikte alerji ve astım ile ilişkili mekanizmaları da kontrol ederler. Kana geçmeden önce kemik iliği'nde hematopoez sırasında gelişen granülositlerdir bundan sonra son olarak farklılaşır ve çoğalmazlar. Akyuvarların yaklaşık %2-%3'ünü oluştururlar.

Mast hücresi veya mastosit,(mikroskobik görüntü) bazik boyalarla boyanan, histamin ve heparin açısından zengin granüllere sahip bir hücredir. Bağışıklık sisteminde önemli bir rolü vardır, özellikle alerji ve anafilaksideki yeriyle tanınır.

<span class="mw-page-title-main">Aşırı duyarlılık</span> Tıbbi durum

Aşırı duyarlılık reaksiyonları, bağışıklık sistemi işlevlerinin kendi dokularına zarar verecek (patolojik) düzeylere ulaştığı olgular için yapılan bir tanımlamadır. Bağışıklık sistemi, organizmayı yabancı antijenlerden korumaya yönelik bir dizi işlev için kurgulanmıştır. Örneğin, bir birey daha önce karşılaştığı bir antijenle ikinci kez karşılaştığında, bu antijene karşı gerekenden çok daha güçlü immun yanıtlar meydana verelebilir. Doku zarar­larına neden olan bu yanıtlara aşırı duyarlılık reaksiyonları adı verilir. Aşırıduyarlılık reaksiyonlarının 2 ana grubu vardır:

<span class="mw-page-title-main">Alerjik konjonktivit</span>

Alerjik konjonktivit aslında bir grup hastalığı tanımlayan genel bir terimdir. Temelde tip I aşırı duyarlılık reaksiyonu ile birlikte görülmekte birlikte, süreğen -kronik- tiplerinde hücresel bağışık yanıt da -tip IV reaksiyon- rol oynamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Uyku apnesi</span>

Uyku apnesi, apne olarak da bilinir. Uyku sırasındaki solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına sebep olan önemli bir hastalık. Uyku apnesi uykuda hava akımının en az 20 saniye süreyle normal değerinin % 20'sine ve daha altına düşmesi ile tanımlanabilir. Uykudaki solunum duraklamaları sonucunda kandaki oksijen miktarı azalır ve karbondioksit miktarı artar.

<span class="mw-page-title-main">Soluk borusu</span>

Soluk borusu vücutta solunan havanın geçtiği, boru şeklinde bir organdır. Omurgalılarda trakea havanın boğazdan akciğerlere geçişini sağlarken, omurgasızlarda dışarıdaki havayı doğrudan iç dokulara ulaştırır.

Antihistaminik, histaminin etkisini önleyen maddelerdir. Histamin, kişinin alerjik olduğu madde ile karşılaştığında veya iltihap durumlarında ortaya çıkan önemli bir kimyasal ajandır. En iyi sonuç için bu ilaçlar alerji şikayetleri ortaya çıkmadan alınmalıdırlar.

<span class="mw-page-title-main">Solunum sistemi</span> Hayvanlarda ve bitkilerde gaz alışverişini sağlayan biyolojik sistem

Solunum sistemi, kandaki karbondioksit (CO2) gazının oksijen gazı (O2) ile yer değiştirmesini sağlayan sistemdir.

<span class="mw-page-title-main">Lateks</span> polimer mikropartiküllerin sulu bir ortamda kararlı dağılımı

Lateks, papatya ve sütleğen gibi pek çok bitkiden çıkarılan süte benzer madde. Bitkinin kesilen bir kısmından süzülür ve hava ile karşılaştığında katılaşır. Kauçuk ağacından çıkarılan lateks, doğal kauçuğun başlıca kaynağıdır.

<span class="mw-page-title-main">Alerji</span> Çoğu insanın iyi tolere ettiği bir maddeye karşı bağışıklık sistemi tepkisi

Alerjik hastalıklar, bağışıklık sisteminin çevrede genellikle zararsız olan maddelere karşı geliştirdiği aşırı duyarlılık sonucu ortaya çıkan çeşitli patolojik durumlar olarak tanımlanır. Bu hastalıklar arasında alerjik rinit, gıda alerjileri, atopik dermatit, alerjik astım ve anafilaksi gibi durumlar yer almaktadır. Klinik belirtiler arasında konjonktivit, kaşıntılı bir döküntü, hapşırma, öksürük, burun akıntısı, nefes darlığı ve anjiyoödem (şişlik) gibi bulgular bulunabilir. Gıda intoleransı ve gıda zehirlenmesi gibi patolojik durumların farklı klinik varlıklar olduğunu unutmamak gerekir.

<span class="mw-page-title-main">Bronşektazi</span>

Bronşektazi, bronşların doğuştan ya da sonradan 'geri dönüşsüz' biçimde genişlemesidir. Bronş genişlemesine, çeşitli biçimlerde ve bronş ağacında değişken yaygınlıkta rastlanabilir. Doğumsal olduğu kadar, bronşlara yerleşen enfeksiyon etkenlerinden de kaynaklanabilen geri dönüşümsüz bir bozukluktur. İltihaplanma ilerlediğinde ilk kez iltihaba bağlı yüksek ateş, halsizlik, üşüme gibi belirtilerle enfeksiyon fark edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Alveol</span>

Alveoller, akciğerlerin içinde bulunur. Kılcal damarlardaki karbondioksiti alırlar ve kılcal damarlara içlerinde olan oksijeni verirler. Buna gaz alışverişi denir. Alveoller kan dolaşımında da görevlidir. Nefes aldığımızda hava; burun, yutak, gırtlak, soluk borusu, akciğerler, bronşlar, bronşçuklar ve alveoller yolunu izler. Alveoller de havayı temizleyip, kılcal damarlara verir. Damarlar tüm vücuda dağıtır. Kirlenen kan kılcal damarlar ile yeniden alveollere gelir. Alveoller karbondioksidi alır, bronşlara verir, bronşlar soluk borusuna, soluk borusu burna verir. Burundan da dışarı atılır. Alveoller difüzyon ile gaz alış-verişini yapar, tip 2 alveol epitel hücreleri tarafından salgılanan, yüzey aktif bir lipoprotein kompleksi olan surfaktan maddesi ile, yüzey gerilimleri azalır ve büzülmeleri engellenmiş olur. Ayrıca surfaktanın hidrofobik tarafı sayesinde alveole su geçişi engellenir.

<span class="mw-page-title-main">Bronkoskopi</span>

Bronkoskopi, teşhis ve tedavi amaçlı olarak hava yollarının içini görselleştiren endoskopik bir tekniktir. Bronkoskop ile genellikle burun veya ağızdan, buralardan ulaşılamadığı durumlarda da trakeostomi yoluyla hava yollarına ulaşılabilir. Bu, uygulayıcının hastanın hava yollarını yabancı cisimler, kanama, tümörler veya iltihaplanma gibi anormallikler açısından incelemesine olanak tanır. Biyopsi için parça alınmasına ve gerektiğinde yabancı cisimlerin çıkarılmasına da yarar. Fleksibl ve rijit bronkoskopi diye iki çeşidi vardır. Rijit bronkoskopi 19. yüzyılın sonundan beri bilinen ve kullanılan bir teknikken, günümüzde yaygın olarak kullanılan fleksibl bronkoskoplar ya da fibroskoplar 1966'da ortaya çıkmıştır. Fleksibl bronkoskopların kullanımı daha kolay olup, yapılan işleme fibroskopi de denmektedir.

Buteyko Yöntemi veya Buteyko Nefes Tekniği, başta astım olmak üzere çeşitli rahatsızlıklarda kullanılmak üzere Ukraynalı doktor Konstantin Pavlovich Buteyko tarafından geliştirilen bir grup nefes tekniğini içeren tamamlayıcı tıp terapisi.

<span class="mw-page-title-main">Kronik obstrüktif akciğer hastalığı</span> Uzun süreli zayıf hava akışını içeren akciğer hastalığı

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), akciğerlerdeki hava akımında görülen kronik ve yineleyen engellemelerin görüldüğü bir hastalık topluluğudur. Ana belirtileri nefes darlığı, öksürme ve balgam üretimidir. KOAH'nın dört ana tipi vardır: kronik bronşit, amfizem (emfizem), bronşiektazi ve bronşiyal astım. Solunum güçlüğü (dispne) ana bulgudur. Astımdaki solunum güçlüğü, hava kanallarının daralması; bronşiektazi ile emfizem ise akciğerin elastik yapısının bozulması sonucu ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Kortikosteroid</span>

Kortikosteroid, böbrek üstü bezlerinde salgılanan bir steroid hormon türü ve bu hormonların sentetik analoglarına verilen addır. Glukokortikoid olan kortizon ile hidrokortizon kan şekeri seviyesi ve inflamasyon tepkisinde, mineralokortikoid olan aldosteron ise böbrek borucukları düzeyinde, su ve sodyumun geri emilimini ve potasyumun atılımını kolaylaştırarak su mineral dengesinde rol oynarlar.

Sedasyon, sedatif ilaçlarla hastanın tüm reflekslerinin korunarak, derinliği kontrollü olarak ayarlanabilen uyku hali. Anestezi uzmanı tarafından uygulanan bir yöntemdir.

<span class="mw-page-title-main">MERS</span> Virüs kaynaklı ölümcül, bulaşıcı hastalık

MERS ya da ODSS bir koronavirüs enfeksiyonudur. Bu hastalığa sebep olan virüs MERS-CoV'dır. Bu virüsün bulaştığı hastaların yaklaşık olarak yüzde 35-40'ı hayatını kaybetmektedir. Bazı bünyeler hastalığı hafif belirtilerle atlatabilir. Hastalıktan kurtulanların virüsü bulaştırma riski yoktur.