
Kan, atardamar, toplardamar ve kılcal damarlardan oluşan damar ağının içinde dolaşan; akıcı plazma ve hücrelerden meydana gelmiş kırmızı renkli hayati sıvıdır.

Fizyoloji (işlevbilim), canlıların mekanik, fiziksel ve biyokimyasal fonksiyonlarını ve sistemlerinin işleyişini inceleyen bilim dalıdır. Fizyolojiyle ilgilenen bilim insanlarına fizyolog denir. Fizyoloji alanında en büyük ödül Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'dür.

Ödem, kan sıvısının damar dışına çıkması ve hücreler arasındaki sıvının artışı olgusudur. Ödemin yaygın biçimine anazarka (anasarca) denir. Ödem olgusunun temel ilkesi, kan sıvısı ile hücre dışı (ekstrasellüler) sıvı arasındaki dengenin yitirilmesidir. İnsan vücudunda ortalama 40 litre sıvı vardır. Bu sıvının yaklaşık ½ ‘si hücrelerin içindedir. Öteki yarısı ise kanı, lenf sıvısını ve hücreler arasındaki sıvıyı oluşturur. Kan ve lenf sıvılarının dengesini proteinler sağlar. Bunların dışındaki sıvı türlerinin dengesi elektrolitlere bağlıdır. Hücre içi sıvı dengesini potasyum, hücre dışı sıvı dengesini ise sodyum denetler.

Asit, pH derecesi 7'den düşük olup, değişen oranlarda yakıcı ve/veya aşındırıcı özelliğe sahip olan ve oldukça geniş kullanım alanına sahip kimyasal maddelere verilen isimdir. Suda çözündüklerinde hidrojen iyonu derişimini artırarak çözeltiyi asidik yapar. Mavi turnusol kâğıdının rengini kırmızıya çeviren asitlere eski Türkçede hamız veya ekşit denir.
pH belirteçleri (İndikatörler), çözeltinin pH'sine bağlı olarak renk değiştiren, karmaşık yapıdaki organik bileşiklerdir. Bu tür bileşikler, asit ya da baz titrasyonunun bitiş noktasını saptamak amacıyla kullanılır. pH belirteçlerini asit, baz, redoks ve çöktürme belirteçleri olarak sınıflamak mümkündür.
Hidroliz işlemi suyu oluşturan hidrojen ve oksijen elementlerinin birbirinden ayrılması ile sonuçlanan bir işlemdir. Bazı kaynaklarda hidroliz, moleküllerin su ilavesiyle daha fazla sayıda parçacık oluşturması olarak da geçer. Hidroliz, su ile bir kimyasal bağın parçalanmasıdır yani bir kimyasal reaksiyondur. Hidroliz genel olarak suyun nükleofil olduğu ikame(yer değiştirme reaksiyonu), eliminasyon(organik reaksiyon türü) ve solvasyon (çözme) reaksiyonları için kullanılır.

pH, bir çözeltinin asitlik veya bazlık derecesini tarif eden ölçü birimidir. pH'in açılımının ne olduğu kesin olarak bilinmese de genellikle "potential of hydrogen" veya "power of hydrogen" olduğu varsayılır.

Kısaca albümin diye de bilinen serum albümini, insan ve diğer memeli hayvanların kan plazmasında bulunan en yaygın proteindir. Kanda bulunan proteinlerin %60'ını oluşturur. Ayrıca, doku sıvılarında, özellikle kas ve deride, az miktarda gözyaşı, ter, mide suları ve safrada da bulunur. Vücuttaki toplam albüminin %30-40'ı kandadır. Yağ asitleri ve çeşitli başka maddeleri kanda taşımasının yanı sıra en önemli işlevi, kan ile doku sıvıları arasında suyun dengelenmesini sağlamaktır.

Sitrik asit, halk arasında limon tuzu olarak da bilinen, karboksilik asitlerden, renksiz, kristal yapılı organik bir bileşiktir. Formülü C6H8O7 şeklindedir. Hemen hemen tüm bitkilerde ve birçok hayvanın vücut sıvısında bulunur. Yağların, proteinlerin ve karbonhidratların yükseltgenerek karbondioksit (CO2) ve suya (H2O) dönüştüğü fizyolojik süreçlerden geçer. pH değeri 3,5 tir.

Hipotalamus, beyinde talamusun altında bulunan ve üçüncü ventrikülün tabanını oluşturan önbeyin bölgesidir. Küçük nukleuslardan oluşur ve en önemli görevlerinden birisi hipofiz bezi aracılığı ile beyin ve endokrin sistem arasındaki bağlantıyı sağlamaktır.
Glutamin proteinleri oluşturan 20 aminoasitten biridir. Yan zincirinde karboksamid grubu içerir. Polar özelliktedir, ancak fizyolojik pH'da yüksüzdür.

Søren Peder Lauritz Sørensen, Danimarkalı biyokimyacı.
Hidronyum (H3O) ;IUPAC'te adlandırılması oksonyum şeklindedir. Bir molekülünde 3 hidrojen ve 1 oksijen atomu bulunur. Hidronyum iyonu, (H3O) asitler suda çözündüklerinde açığa çıkan katyondur. Aynı zamanda asitleri bazlardan ayırmada kullanılır. (Brønsted-Lowry asit-baz teorisi)Bir asit suda çözündüğü zaman hidronyum katyonu ortaya çıkar. Bazı asit çözünme tepkimelerinde kolaylık olması amacıyla (H+) iyonu şeklinde de gösterilse de doğru kullanımı (H3O) şeklindedir. pH'ın belirlemesinde kullanılır. Eğer çözünen maddenin [H+] konsantrasyonu ile [OH-] eşitse o madde nötrdür.
Kronik rumen asidozu, Acidosis ingesta ruminis chronica, Latent laktik asidoz veya Subakut laktik asidoz (S.A.R.A). Latent asidotik stres (yüklenme) uçucu yağ asitlerinin, bilhassa propiyonik asit sentezi ve rezorpsiyonunun artması, aynı zamanda salya sekresyonunun azalması olayıdır. Rumen pH’sı belirgin şekilde normalden sapmalar göstermediğinden kronik rumen asidozisi ifadesi tam doğru değildir.

Bikarbonat tampon sistemi kandaki, onikiparmak bağırsaktaki ve diğer dokulardaki uygun metabolik işlevleri desteklemek amacıyla pH'ı koruyan, karbonik asit, bikarbonat iyonu ve karbondioksitin dengesini içeren bir asit-baz homeostaz mekanizması. Karbondioksit, hızlıca ve sırasıya bikarbonat ve hidrojen iyonlarına ayrışacak olan karbonik asiti oluşturmak için, suyla tepkime verir.Bu tepkime karbonik anhidraz ile katalize edilir.Tepkime aşağıda gösterilmiştir:

Bikarbonat, inorganik kimyada, (IUPAC-önerilen isim: hidrojen karbonat) karbonik asitin protonsuzlaştırılmasındaki bir ara yapı. HCO3− kimyasal formülene sahip moleküler iyondur.
Tampon çözelti zayıf asit ve konjuge bazın veya zayıf baz ve konjuge asitin karşımından oluşan sulu çözelti. Tampon çözeltiye küçük veya orta miktarda güçlü asit veya baz eklendiğinde pH değişimi çok az olur ve bu nedenle çözeltilerde pH değişimini engellemek için kullanılır. Çoğu canlı formu sadece küçük bir pH aralığında gelişir, bundan dolayı sabit pH'ı sürdürmek için tampon çözeltiyi kullanırlar. Doğada, bikarbonat tampon sistemi kandaki pH'ı düzenlemek için kullanılır.
Tampon madde bir çözeltinin pH'ını bir asit veya baz eklendikten sonra belirlenen bir pH değerine yakın tutmak için kullanılan zayıf asit veya baz.Tampon maddeler değişken özeliklere sahiptir.Bazıları diğerlerinden daha fazla çözünebilirdir.Bazıları asitken, bazıları bazdır.

Sitozol veya hücre içi sıvı, hücrelerin içinde bulunan sıvıdır. Sitoplazmanın sıvı ve sıvıda çözülmüş maddelerinin olduğu kısımdır. Memabranlar ile bölmelere ayrılır. Örneğin; mitokondriyal matris, mitokondriyi birçok bölmeye ayırmaktadır.
Kimya ve biyokimyada ayrışma, moleküllerin (veya tuzlar veya bileşikler gibi iyonik bileşiklerin) atomlar, iyonlar veya radikaller gibi daha küçük parçacıklara ayrıldığı genel bir süreçtir. Örneğin, bir asit suda çözündüğünde, bir elektronegatif atom ile bir hidrojen atomu arasındaki kovalent bir bağ, bir proton (H+) ve bir negatif iyon veren heterolitik fisyon tarafından kırılır. Ayrışma, birleşme veya rekombinasyonun tersidir.