Yelken kanat ya da diğer adıyla Delta kanat bir hava sporudur. Bu spor, diğer hava sporlarından yamaç paraşütü ve planörcülüğün bir karışımıdır. Daha çok alüminyum ya da kompozitten yapılmış bir iskeletinin bir kumaş ile kaplanmasıyla yapılmış bir kanattan ve onun altına pilotun binmesi için asılı biçimde bağlanmış bir tutunma düzeneğinden oluşur. Kanat şekli delta biçiminde olduğu için çoğu zaman yelken kanat yerine delta kanat olarak anılır.
DME, havacılıkta yaygın olarak kullanılan bir radyo seyrüsefer yardımcısı. Taşıtın yer istasyonundan olan uzaklığını -genellikle deniz mili (nm) cinsinden- ölçen aviyonik bir sistemdir.
İrtifa, havacılık ve astronomide bir cisim ile referans alınan nokta arasındaki dikey mesafeyi ifade eden bir yükseklik kavramı. Coğrafi şekillerin ortalama deniz seviyesinden yüksekliğini belirten rakım kavramından farklı olarak, hava taşıtlarının ortalama deniz seviyesinden yüksekliği ile astronomide gök cisimlerinin ufuk hattından açısal yüksekliğini ifade etmede kullanılır.
Yer yaklaşım ikaz sistemi uçak yere yakın veya bir arazi engeline doğru ani tehlike içine girmiş ise pilotu uyarmak için tasarlanmış ikaz sistemidir. Arazi Bilinirlik ve İkaz Sistemi ve yere çarpma ikaz sistemi benzer işelevlere sahip uyarı ve önleme sistemleridir.
Husûsî pilot lisansı (PPL), herhangi bir hava taşıtında "ticarî olmamak kaydıyla" pilotluk yapılmasına imkân veren pilot lisansı. PPL, İngilizce private pilot licence kavramının akronimidir. PPL alabilmek için gerekli olan şartlar ICAO tarafından belirlenir. PPL kısaltmasının arkasından parantez içinde eklenen harf hava aracının sınıfını belirtir: PPL(A) > uçak, PPL(H) > helikopter vs.
Uçuş seviyesi (FL), herhangi bir hava taşıtının standart atmosfer basıncı hattına göre irtifası. FL, İngilizce flight level kavramının kısaltmasıdır.
Yoğunluk irtifası (DA), atmosfer yoğunluğunun Uluslararası Standart Atmosfer (ISA) şartlarına oranla irtifa cinsinden ifadesi. DA kısaltması, İngilizce density altitute kavramının akronimidir.
Kalkış; uçabilen canlılar ve hava taşıtlarının yer, su ve diğer yüzeylerle temasının kesilerek uçmaya başlaması. Uzay araçları ve roketlerin yeryüzü ile büyük bir açı yapacak şekilde rampadan yaptığı kalkışa genellikle fırlatma denir.
Radyo seyrüseferi veya radyo navigasyonu, Dünya üzerindeki bir noktadan başka bir noktaya giderken, seyrüsefer yardımcısı olarak radyo frekansları ile çalışan araçların kullanımı. Radyo seyrüsefer yardımcıları genellikle; vericinin gönderdigi radyo elektromanyetik dalgalarının alıcı tarafından alınması ve ses, görüntü veya yazıya dönüştürülmesi prensibiyle çalışırlar.
Görerek uçuş veya VFR uçuş, bir pilotun uçağın durum (attitude) kontrolünü ve seyrüseferini uçak dışındaki görsel referanslara göre gerçekleştirdiği uçuş. VFR kısaltması, İngilizce visual flight rules kavramının akronimidir. Görerek uçuş yapılmasını mümkün kılan meteorolojik koşullara VMC denir. Şartların görerek uçuşa müsait olmadığı durumlarda -pilotun lisans ve dereceleri (rating) ve uçaktaki cihazlar müsaade ediyorsa- alet uçuşu gerçekleştirilir.
Cayrokopter veya otojir, döner kanatlı ve pervaneli bir hava taşıtı. İleri hareket için bir pervanesi ve dikey hareket (taşıma) için motorsuz ve serbest dönen bir rotoru bulunur. Helikopterin atalarından olan cayrokopterler II. Dünya Savaşı'ndan sonra yerini ağırlıklı olarak daha verimli olan helikopterlere bırakmış olsa da hâlen eğlence, keşif ve helikopter eğitimi gibi amaçlarla yaygın olarak kullanılır. Cayroplanör ise motoru olmayan bir cayrokopterdir ve süzülmeden önce başka bir hava aracı ile çekilmesi gerekir.
Hava sahası, herhangi bir kara parçası veya su kütlesi üzerindeki boyutları çeşitli kanun, kural ve antlaşmalarla belirlenmiş atmosfer kütlesi. Günümüzde kullanılan -kapsadığı alan olarak açısından- en büyük hava sahası birimi uçuş bilgi bölgesidir (FIR). Her ülkenin hava sahası bir veya daha fazla uçuş bilgi bölgesine bölünür.
Kontrollü hava sahaları veya CAS, içerisinde gerçekleşen tüm uçuşlara hava trafik kontrol (ATC) hizmeti verilen hava sahalarıdır. Kontrollü hava sahaları özellikle hava trafiğinin yoğun olduğu bölgelerde oluşturulur. Kontrollü hava sahası dışında kalan hava sahaları kontrolsüz hava sahalarıdır.
Alet uçuşu, aletli uçuş veya IFR uçuş; uçak dışındaki (haricî) görsel referanslarla uçuşun tehlikeli olduğu durumlarda; uçak içindeki cihazları, göstergeleri ve seyrüsefer yardımcılarını kullanarak gerçekleştirilen uçuş. IFR, İngilizce instrument flight rules kavramının akronimidir. Alet uçuşu, havacılıkta kullanılan iki uçuş kategorisinden biridir. Bir pilotun alet uçuşu yapabilmesi için uygun lisans ve derecelere (rating) sahip olması gerekir.
Hava sahası sınıfları, hava sahalarının yoğunluk durumuna ve irtifalarına göre ayrıldığı kategorilerdir. Tüm hava sahaları belirli bir sınıfa dahildir ve bu sahada uçan hava taşıtları çeşitli kısıtlamalarla karşılaşabilirler. Hava sahaları ICAO'ya göre A, B, C, D, E, F ve G şeklinde yedi sınıfa ayrılır. Bunlardan A, B, C, D, E kontrollü, F ve G kontrolsüz hava sahasıdır. Sınıfların irtifa limitleri ülkeden ülkeye farklılıklar gösterir.
Uçuş planı (FPL), uçucuların uçuşa dair niyetlerini ve uçuş hakkındaki çeşitli bilgileri havacılık otoritelerine bildirmek için doldurdukları belgeler. FPL kısaltması, İngilizce flight plan kavramının akronimidir. Uçuş planı kavramıyla genellikle yazılı formlar kastedilmekle birlikte bazı koşullarda uçuş planının pilot tarafından yerde veya uçuş esnasında sözlü olarak bildirilmesi (doldurulması) de mümkündür.
Tehlike sinyali veya imdat çağrısı, bir hava veya deniz taşıtının ölümcül tehlike altında olduğunu ve çok acil yardıma ihtiyacı olduğunu bildiren görsel, sözlü veya sesli sinyal.
Gece uçuşu, hava taşıtlarının belirli kurallara uyarak, havacılıkta "gece" olarak tanımlanan zaman aralığında gerçekleştirdiği uçuş. Havacılıkta gecenin tanımı ülkeden ülkeye değişebilir. Gece uçuşları esnasında gerçekleşen gürültünün insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle pek çok ülkede gece uçuşları ile ilgili kısıtlamalar mevcuttur.
Pist, hava araçlarının iniş ve kalkış yapması için kullanılan dikdörtgen şeklindeki alan. Türkçeye Fransızca piste sözcüğünden geçmiştir. Asfalt, toprak veya çim gibi farklı yüzeylere sahip olabilir. Piste geliş-gidişlerde ve meydanın diğer kısımlarında hava taşıtlarının kendi motor gücü ile yerdeki hareketlerine (rule) tahsis edilmiş yollara taksi veya rule yolları denir. Pistler ve rule yolları, bir meydandaki manevra sahasını oluşturur.
Pilot lisansı, herhangi bir hava taşıtında hususî veya profesyonel olarak pilotluk yapmak isteyenlerin edinmesi ve gerektiğinde yenilemesi gereken resmî belge. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu JAA ve EASA üyesi ülkelerde lisans (licence) olarak adlandırılırken, Kuzey Amerika'da sertifika (certificate) olarak adlandırılır. Sivil havacılıkta başlıca üç tür lisans mevcuttur: husûsî pilot lisansı (PPL), ticarî pilot lisansı (CPL) ve havayolu nakliye pilotu lisansı (ATPL).