İçeriğe atla

Asbest

Fren balatasında bulunan krizotil asbest liflerinin Sem ile görüntüsü

Asbest (asbestos) ya da amyant, lifli yapıda bir silikat mineralidir. Silisyumun sodyum, demir, magnezyum ve kalsiyumla oluşturduğu ısıya, aşınmaya ve kimyasal maddelere çok dayanıklı, lifsel mineral yapısında hidratlı silikatlardır. Halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle de bilinir.[1] Asbest liflerinin solunması mezotelyoma, asbestozis ve akciğer kanseri dâhil olmak üzere çeşitli tehlikeli akciğer rahatsızlıklarına yol açabilir, bu nedenle artık ciddi bir sağlık ve güvenlik tehlikesi olarak kötü bir üne sahiptir. Asbestozis, asbestos solunmasıyla oluşan toz hastalığıdır (pnömokonyoz).[2][3][4][5]

Tarihçe

Muskovit minerali üstünde asbest

Bir doğal silikat minerali olan asbest maddesinin, ısıyı iletmemesi yani iyi bir izolasyon maddesi olması nedeniyle kullanımı çok eski çağlarda başlamıştır. Arkeolojik çalışmalardan elde edilen bilgiler doğrultusunda asbest kullanımının 2500 yıl öncesine dayandığı bilinmektedir.

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından sonra ısıyı ve elektriği yalıtması, sürtünmeye ve asit gibi maddelere dayanıklı olması nedeniyle sihirli mineral olarak tanınmaya başlanmıştır. Fakat yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra insan sağlığına önemli zararlar veren kanserojen bir madde olduğunun tespit edilmesi ile asbest maddesi için "öldürücü toz" tanımlaması yapılmıştır.

Mineralin adı antik Yunancada "suya doymaz" anlamına gelen “asbestos” kelimesinden gelir.[6] Bazı Avrupa ülkeleri asbestos yerine Yunanca "lekesiz" anlamındaki “Amiantos” kelimesini kullanırlar. Finlerin 4000 yıl önce ülkelerinde bulunan antofillit asbest karışımı killerden çanak, çömlek gibi kaplar yapmak için kullanırlarmış. Çinliler de 3.000 yıl önce uzun lifli beyaz asbestten giysileri ve tapınaklardaki kandillerin fitillerini de aynı malzemeden yaptığı tarih kitaplarına geçmiştir. Savaşlarda kalelerin savunulmasında düşman askerlerine atılan sıcak su ve yağlardan korunmak için asbestten yapılmış savaş giysileri kullanılmıştır. Asbest yüzyıllar boyu ve yaygın bir şekilde kullanıldığı hâlde, meydana getirdiği sağlık sorunları yirminci yüzyılın başında anlaşılmaya başlamıştır. Bunun sebebi, solunduktan sonra yaptığı hastalığın ortaya çıkması için 40 yılı aşan bir enkübasyon süresine gerek olması ve eski dönemlerde insanların şimdikinden çok kısa yaşamalarıdır.[7]

Doğada rastlanılan haliyle bir asbest bloğu

Asbest türleri

Asbest lifleri

Beyaz asbest

Beyaz asbest olarak bilinen krisotil, yılantaşından elde edilir. Birçok ülkede kullanımı tamamen yasaklanmıştır. ABD'de ve bazı Avrupa ülkelerinde çok kısıtlı kullanımına izin verilir. Oldukça esnek olduğu için kumaş yapımında da kullanılabilir. CAS numarası 12001-29-5'tir. Evlerin çatılarında ve oluklu çimentolu çatı malzemelerinde kullanılmaktadır.

Kahverengi asbest

Kahverengi asbest olarak bilinen amosit daha çok Afrika'da çıkarılır. Kimyasal formülü Fe7Si8O22(OH)2 olan amosit de diğer asbest türleri gibi çok tehlikelidir. CAS numarası 12172-73-5'tir.

Mavi asbest

mavi asbest

CAS numarası 12001-28-4 olan krosidolit başlıca Afrika ve Avustralya'da çıkarılır. Kimyasal formüllerinden biri Na2Fe2+3Fe3+2Si8O22(OH)2 olan krosidolit en tehlikeli asbest türü olarak bilinir.

Beyaz, kahverengi ve mavi asbest dışında başka birçok asbest türü de doğada bol miktarda bulunmaktadır. Bu asbest türlerinin kayıt edilmesi ve sınıflandırılması çalışmaları hâlen devam etmektedir.

Asbestin insan sağlığına zararları

Akciğerlere yerleşmiş asbest parçacıkları.

Asbest son derece kanserojen bir maddedir. Solunum yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Asbestin neden olduğu hastalıkların bazıları akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi elim hastalıklardır. Ayrıca ciltte yaralara neden olabilir.

Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), her yıl dünyada kanser yapıcı maddeleri düzenli olarak özelliklerine göre gruplara ayırmaktadır. Ajansın kanserojen maddeler listesinde asbest maddesi, "kesin kanserojen" tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırılmıştır.

Fransa'da asbeste bağlı hastalıklardan her yıl 4000 kişi ölmektedir ve sayı giderek artmaktadır. Uzmanlar Birleşik Krallık'ta 1960 ve 70'lerde asbeste maruz kalmış kişilerden 120.000'den fazlasının akciğer kanseri nedeniyle yakın gelecekte öleceğini öngörmektedirler.[8] Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde 90'lı yılların başında asbest üretim ve kullanımı tamamen yasaklanmıştır. Avrupa Birliği'nde 2005 yılından itibaren AB'ye üye ülkelerde asbest üretimi ve kullanımını yasaklamıştır.

Geçmişte tersane işçisi olan babasının iş elbiselerinden bulaşan asbest nedeniyle kanser olan genç bir kadın, 2007 yılında İngiliz Savunma Bakanlığı'ndan tazminat almaya hak kazanmıştır.[8]

Asbest hastalıkları ve Patoloji

Asbestozis

İlk olarak tersane işlerinde çalışanlarda tespit edilen asbestozis, asbest liflerini çözmeye çalışan vücut tarafından üretilen asidin akciğer zarında oluşturduğu yaralardır. Bu hastalığın kendini göstermesi 10-20 yılı bulmaktadır.

Mezotelyoma

Asbestin yol açtığı en önemli hastalık akciğer zarı ve karın zarı kanseri, yani mezotelyomadır. Batı ülkelerinde yılda her bir milyon kişinin 1-2'sinde saptanan mezotelyoma, Türkiye'de yılda en az 500 kişide görülmektedir. Mezotelyomaya ait en sık rastlanan yakınmalar, ağrı ve ilerleyici nefes darlığıdır. Akciğer röntgeni ve tomografide tipik bulgular saptanabilirse de, kesin tanı için başvurulan standart yöntem akciğer zarı biyopsisidir. Mezotelyoma, erken dönemde tanınıp uygun cerrahi girişim uygulanamadığında, ilaç ya da ışın tedavisine iyi cevap vermeyen ve hastayı kısa zamanda ölüme götüren bir hastalıktır. Akciğer kanserine kıyasla görece az (%3) görülür.

Kanser

Bronş karsinomu, asbestoziste en sık görülen kanser türüdür. Gırtlak ve sindirim sistemi kanserlerine de yol açabilmektedir.

Plevra hastalıkları

Akciğer zarı (plevra) kalınlaşması, yapışıklıkları ve efüzyonu.

Patoloji

Kronik asbestoziste akciğerlerde özellikle alt loblarda alveol septumlarını kalınlaştıran güçlü diffuz interstisiyel fibrozis, plevra yapraklarında fibrozis, fibröz plaklar ve kalsifikasyon alanları izlenir. Akciğerdeki asbestos kristalleri demir elementi içeren organik bir kılıf tarafından kuşatılır. Ortaları yarı-saydam sarımsı-kahverengi çubuklar biçiminde görülen bu yapılara “asbestos (ferruginous) cisimcikleri” adı verilir. Mikroskopik incelemelerde çoğunun çevresini kuşatan yabancı cisim dev hücreleri izlenir. Asbestos kristalleri akciğer içerisinde ve doku aralıkları boyunca (aktif ya da pasif) hareketlenerek plevraya dek ulaşabilirler.

Asbestin çevredeki varlığı

Düşük oranlarda asbest solunan havada ve doğal kaynaklar da dâhil olmak üzere, içme suyunda da bulunmaktadır.[9] Araştırmalara göre genel olarak asbeste maruz kalanlarda (meslek dışında) akciğer zarında gram başına on bin ila yüz bin asbest parçacığı bulunmaktadır ki bu da her insanın akciğerlerinde milyonlarca parçacık bulunması demektir.[10]

ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA), içme suyunda yoğunluk sınırı olarak uzun lifler için (uzunlugu 5 µm'yi geçen lifler) litre başına 7 milyon lif olarak alınmasını önermiştir.

Solunan havadaki asbest liflerinin boyu 3.0-20.0 µm ve kalınlığı 0.01 µm olduğu için çıplak gözle görülememektedir.

Kullanım alanları

Üç binden fazla kullanım alanı[] olan asbestten, özellikle gemi, uçak, otomobil sanayiinde, makine konstrüksiyonlarında yağlayıcı madde ve sızdırmazlık elemanı olarak, inşaat sektöründe, ısı ve ses izolasyonunda yaygın olarak yararlanılmıştır.[2][3][4][5][11][12]

  • Doğal asbest: Doğada yayılmış onlarca türü vardır. Bazı yörelerde, suda ve havada eser miktarlarda bulunabilir, ancak kanserojen etkisini gösterecek düzeyde değildir (başka bir deyişle herkesin akciğerlerinde birkaç kristal bulunabilir). Yerleşim bölgelerindeki toprakta yoğun olarak asbest bulunabilir.
  • Isı ve ses yalıtımı sistemleri: Özellikle eski gemilerde, uçaklarda, otobüslerde, ev çatılarında, itfaiyeci elbiselerinde, perdelerde, ütü tahtalarında, fırın eldivenlerinde) asbestoz kullanılmıştı.
  • Konutlar: Asbest içeren çimentoda ve badana boyası karışımınlarında kullanılmıştı. Su ve kanalizasyon borularını katılaştırmak için asbest kullanılıyordu.
  • Fren balataları: Tekerlekli araçların fren balatalarının üretiminde asbest önemli bir katkı maddesiydi.
Saç teli üzerinde asbest görüntüsü

Türkiye'de asbest bulunuşu ve kullanımı

Asbest, Anadolu'nun birçok yöresinde bulunmakta ve halk tarafından bilinçsizce kullanılmaktadır. Köylüler, asbesti evlerinin damlarına sermek, evlerini badana yapmak için ve küçük çocuklarda pudra yerine kullanırlar. Amasya bölgesinde ve Kayı yörüklerinde ise bebekler, höllük toprağı olarak bilinen ısıtılmış asbestle sarılmaktadır.[11] Bu uygulamalar sırasında havaya karışan asbest lifleri yoğun şekilde solunur. Asbest, onu topraktan çıkaran ve kullanan köylülerden başka, asbestin kullanıldığı endüstri alanlarında çalışan işçiler için de çok zararlıdır.

Diyarbakır (Çermik, Çüngüş), Eskişehir (Mihalıççı, Kaymaz, Çifteler), Denizli (Tavas), Kütahya (Aslanapa, Gediz), Konya (Ereğli, Halkapınar), Karaman (Ayrancı), Sivas (Yıldızeli, Şarkışla), Kahramanmaraş (Afşin), Şanlıurfa (Siverek), Elâzığ (Maden, Palu) ilçeleri asbeste bağlı hastalıkların sık görüldüğü yerlerdir. Bu bölgelerde yaşayanlar asbest içeren toprağı yapı işlerinde kullanabilmektedir.[11][12]

Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, kansere neden olan asbestin, Türkiye'de üretim, kullanım, piyasa arzı ile asbest içeren eşyaların piyasaya arzını 31 Aralık 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasakladı.[13]

Asbest kullanımı yasak olmasına rağmen hâlâ asbestli ürünlerin satışı devam etmektedir. Örnek olarak toprak kaplar,[14] pudralar, kozmetik ürünler,[15] karınca ilaçları vb.[16]

Alınması gereken önlemler

  • Asbest bulunan yerleşim yerleri saptanmalı, asbest içeren toprağın halk tarafından kullanılması engellenmeli ve ciddî tehdit altındaki yerleşim birimlerinin yerleri gerekirse değiştirilmelidir.
  • Halk, asbestin neden olduğu hastalıklar hakkında eğitilmelidir.
  • Asbeste bağlı hastalıkların geriye dönük araştırılması yapılarak arşiv oluşturulmalıdır. Asbeste bağlı olarak gelişebilecek hastalıkların detaylıca incelenerek klinik çalışmaları başlatılmalıdır.
  • Asbestli toprak kullanmaya devam eden aileler (iç-dış sıva malzemesi, badana, çanak-çömlek yapımı vs.) eğitim çalışmalarıyla bilinçlendirilmeli, asbestle badana yapılmış evlerin duvarları plastik boya ile yeniden boyanmalıdır.
  • Mezotelyoma riski taşıyanlar belirlenmeli ve bunlar yakından izlenmelidir.
  • Doktorlar asbestin neden olduğu hastalıklar konusunda özel olarak eğitilmelidir.
  • Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan binalarda asbest varlığı araştırılmalı asbestten arındırıldıktan sonra binaların belediyeler yıkım ruhsatı vermelidir.
  • Denetimler arttırılmalı asbestli ürünlerin kullanımı engellenmelidir.

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 26 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2020. 
  2. ^ a b Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015
  3. ^ a b Beckett WS. Occupational respiratory diseases. N. Engl. J. Med. 342(6):406–413, 2000
  4. ^ a b Meslek Hastalıkları ve İşle İlgili Hastalıklar Tanı Rehberi, İSGİP, 2020
  5. ^ a b Karkhanis VS, Joshi JM. Pneumoconioses. Indian J. Chest Dis. Allied Sci, 55(1):25-34, 2013
  6. ^ "asbestos." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
  7. ^ Barış, Y.İ., Akay H. ve Emri S., 2007. Türkiye'de asbest ve erionit ile ilgili hastalıklar, Toraks Dergisi, Cilt:8, Ek 1.
  8. ^ a b "Jenny Hope, (London) Daily Mail, February 20, 2007". 28 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Temmuz 2007. 
  9. ^ "ATSDR - ToxFAQs™: Asbestos". web.archive.org. 14 Ocak 2010. 7 Ocak 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2024. 
  10. ^ "Criteria for Attributing Lung Cancer to Asbestos Exposure". Medscape. 27 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Aralık 2006. 
  11. ^ a b c Demir BM, Ercan S, Aktan M, Öztaşkın H. Türkiye’nin Asbest Profili ve Asbest Güvenliği Sorunu (Turkey’s Asbestos Profile and Safety Problem of Asbestos). Jeoloji Mühendisliği Dergisi (Journal of Geological Engineering), 42:215-232, 2018
  12. ^ a b Çöloğlu AS. Kimyasal Zararlara Bağlı Ölümler. Adli Tıp Ders Kitabı, s.183-229, Editörler: C.Çakalır, Z.Soysal, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları,  Rektörlük No.: 4165, Fakülte No.: 224,  İ.Ü. Basımevi ve Film Merkezi, İstanbul, 1999
  13. ^ Radikal.com.tr 20 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Erişim: 30 Aralık 2010
  14. ^ "Toprak kaplar zehir saçıyor". Milliyet. 9 Ocak 2021. 27 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ocak 2021. 
  15. ^ Gazetesi, Evrensel. ""Takdir-i idari" bir risk: Asbest". Evrensel.net. 11 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2021. 
  16. ^ "Karınca ilacında asbest tespit edildi". Milliyet. 8 Ocak 2021. 11 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2021. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Zatürre, pnömoni ya da batar, akciğerde görülen yangılardır. Klasik pnömonilerde, akciğerlerin hava geçitlerindeki son bölüm ve hava kesecikleri (alveoller) etkilenir. İnterstisiyel pnömonilerde, hava kesecikleri (alveoller) arasındaki bölmeler yoğunlukla etkilenen alanlardır. Akciğerler günde 10.000 litre havayı süzer. Kan dolaşımına oksijen taşıyan solunum havasıyla birlikte çok sayıda katı ve sıvı partikül ile zararlı gazlar da akciğerlere ulaşır. Solunum havası içindeki zararlı etkilere verilen tepkilerin büyük bölümü canlı etkenlerden kökenli infeksiyon hastalıklarıdır. Toksik gazların ve sıvıların büyük bölümü “kimyasal pnömoniler” olarak nitelenir.

<span class="mw-page-title-main">Akciğer kanseri</span> Akciğer dokularında gelişen bir hastalık

Akciğer kanseri, akciğer dokularındaki hücrelerin kontrolsüz çoğaldığı bir hastalıktır. Bu kontrolsüz çoğalma, hücrelerin çevredeki dokuları sararak veya akciğer dışındaki organlara yayılmaları ile (metastaz) sonuçlanabilir. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) raporuna göre akciğer kanseri tüm dünyada kanser türleri arasında en sık ölüme neden olan kanser türüdür ve tüm dünyada her yıl yaklaşık 1,6 milyon ölüme neden olmaktadır.

Tümör (ur; neoplasm; tumor) tanımı önceleri vücuttaki herhangi bir şişlik ya da kitle için kullanılırdı. Sonraları hücrelerin kuralsız ve sınırsız çoğalmaları nedeniyle oluşan kitleler için kullanılmaya başlandı. Yaşamın herhangi bir döneminde organizmanın bir bölümündeki hücre­ler biyolojik niteliklerini düzenleyici kurallara uyum göstermez ve sınırsız ola­rak çoğalabilir (otonomi). Bu nitelikleri içeren bir kitleye tümör ya da neoplazm (neoplasm; yeni gelişen kitle) adı verilir. Tümör kitleleri vücudun kendi hücrele­rinden yapılıdır.

<span class="mw-page-title-main">Mineral</span> inorganik kristalleşmiş katı madde

Mineral, doğal şekilde oluşan, homojen, belirli kimyasal bileşime sahip inorganik kristalleşmiş katı bir maddedir. Buna göre minerallerin özellikleri şöyledir; doğal olarak oluşur, herhangi bir parçası bütününün özelliklerini taşır, belirli bir kimyasal formülü vardır, katı hâlde olup nadiren sıvıdır ve inorganiktir.

<span class="mw-page-title-main">Tütün</span> bitki türü

Tütün, Solanaceae familyasının Nicotiana cinsindeki birçok bitkinin adıdır. Başta Nicotiana tabacum ve Nicotiana rustica türleri olmak üzere, dünya genelinde bilinen 70'ten fazla tütün türü bulunmaktadır. Tütün endüstrisi birçok ülkelerin ekonomisinin esasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Verem</span> Mycobacterium tuberculosis adlı bakterinin neden olduğu bulaşıcı hastalık

Verem veya tüberküloz, bakteriyel ve bulaşıcı bir hastalık. Halk arasında ince hastalık olarak da bilinir. Mycobacterium tuberculosis mikrobunun neden olduğu uzun seyirli ve granülomatöz karakterde bakteriyel ve bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Bulaşma yolu, çoğu zaman, bir tüberküloz hastasının çevreye tükürdüğü balgamı ya da öksürdüğünde saçılan basil yüklü damlacıklarla olur.

<span class="mw-page-title-main">Cep telefonu</span> Portatif haberleşme ve depolama aygıtı

Cep telefonu, kolayca taşınabilen, geniş kapsama alanlı, kablosuz telefon sistemini kullanan bir iletişim ve multimedya aygıtı.

<span class="mw-page-title-main">Kanser</span> DNA hasarı sonucu hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalması

Kanserler (Habis tümörler, Malign tümörler), genellikle sürekli ve hızlı büyüyen tümörlerdir. Kapsülleri yoktur, büyürken sınır tanımazlar, çevresindeki dokuların ve damarların içine girerler (invazyon, infiltratif büyüme). Sıklıkla metastaz yaparlar. Tedavi edilmeyen ya da tedavisi gecikmiş kanserler ölümcüldür.

<span class="mw-page-title-main">Mezotelyoma</span> Asbest ile ilişkili kanser

Mezotelyoma, temel olarak halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle bilinen asbestin yol açtığı akciğer zarı ve karın zarı kanserine verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Asbestozis</span>

Asbestozis, asbest minerali liflerinin tahriki ile akciğerde oluşan bir çeşit pnömokonyozdur. Sinsi ve ağır ilerleyen bir hastalık olan asbestozisin kendini göstermesi 10-20 yılı bulmaktadır. İlk olarak tersane işlerinde çalışanlarda tespit edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Pnömokonyoz</span>

Pnömokonyoz, işyerlerindeki çeşitli tozların veya kimyasal maddelerin uzun süre solunmasıyla ortaya çıkan interstisyel akciğer hastalıklarının ortak adıdır. Meslek hastalıklarının en önemlilerindendir; SSK uygulamasında "C Grubu: Pnömokonyozlar ve diğer Mesleki Solunum Sistemi hastalıkları" grubunda yer alır. Etken ortadan kaldırılmazsa akciğerler kalıcı şekilde zarar görür. Belirtileri soluk almada güçlük, KOAH olarak saptanır:

<span class="mw-page-title-main">Çevre kirliliği</span> Doğa sorunu

Çevre kirliliği, çevrenin doğal olmayan bir şekilde insan eliyle doğallığının bozulmasıdır. Bu ekosistemi bozma eylemleri; kirlenme şeklinde tabir edilmektedir.

Malahit yeşili, trifenilmetan boyalardan parlak yeşil katyonik bir boyadır. İlk kez 1877 yılında kimyager Otto Fischer tarafından sentezlendi. 1878 yılında Oskar Doebner de, Fischer'den bağımsız olarak aynı boyayı elde etti.

Silikozis, silika (SiO2) adı verilen maddenin uzun süre solunması sonucu gelişen kronik bir pneumoconiosis (pnömokonyoz) tablosudur. Önemli bir meslek hastalığıdır; zımpara işleri, mermer ve granit işleri, seramik, porselen ve kaolin işleri, metal döküm işleri, kumaş aşındırma (taşlama) emekçilerinde görülür. Kum fırtınalarının sık olduğu yörelerde yaşayanlarda da saptanabilir. Maden işçileri arasında bir dönem "Dul Bırakan Hastalığı" olarak anılmıştır. Bir işçinin kot taşlama işinde altı ay çalışması bu hastalığa yakalanması için yeterli bir süre olup nefes darlığı, yorgunluk gibi belirtilerle ortaya çıkar. Ancak toza maruz kalma ortadan kalksa bile hastalığın ilerlemesinin önüne geçilemez.

Meslek hastalığı, belirli bir meslek ya da sanayi kolunda çalışanlarda çalışılan ortamdan, işin niteliğinden ya da çalışma koşullarından dolayı, bedensel ya da ruhsal bütünlüğün bozulmasıyla ortaya çıkan hastalıkların ortak adıdır. İş kazası ile meslek hastalığı arasındaki temel fark, ilkinde ani bir gelişmeye yol açan bir olay bulunmasına karşılık, ikincisinde sağlığın tedrici bir gelişme sonucunda bozulmasıdır. Türkiye'de Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na göre meslek hastalığı; çalıştırıldığı işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık ya da ruhî arıza hâlidir.

<span class="mw-page-title-main">Çamaşır deterjanı</span>

Çamaşır deterjanı çamaşır yıkamak için eklenen bir tür deterjan veya temizlik maddesidir. En yaygın kullanılan leke çıkarma ürünlerinden biridir. Deterjan hâlâ toz halinde satılırken, sıvı deterjanlar 1950'lerde piyasaya sürülmesinden bu yana birçok ülkede büyük pazar paylarını almaktadır. El yıkama ve çamaşır makinesi için mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Amfibol</span>

Amfibol, çift zincirli SiO'dan oluşan prizma veya iğne benzeri kristallerden oluşan önemli bir inosilikat mineral grubudur.

Kanser nedenleri veya kanser etyolojisi, günümüzde oldukça ilgi çeken konulardan biridir. Tümörlerin oluşumunda etkili çok sayıda faktör vardır. Kanser yapan etkilere 'kanserojen' veya 'karsinojen' denilmektedir. Karsinojen "karsinom doğuran" anlamındadır; kapsamına sarkom girmemektedir. Kanserojen kavramı sarkomları da içine alan tanımlamadır. Karsinojen ve kanserojen nitelemeleri günümüzde eşanlamlı sözcükler gibi kullanılmaktadır. Bazı etkiler doğrudan doğruya kanser yapamadıkları halde, kanserin oluşmasına yardım ederler. Bunlara kokarsinojen (cocarcinogen) denir. Kanserleşmeyi önleyen maddelere antikarsinojen (anticarcinogen) adı verilmiştir. Tümör oluşumunda üç temel neden vardır:

<span class="mw-page-title-main">Tıbbi jeoloji</span>

Tıbbi jeoloji, jeolojik öğelerin ve süreçlerin insan sağlığı ve doğa üzerindeki etkilerini inceleyen bir jeoloji disiplinidir.

<span class="mw-page-title-main">Solunum yolu hastalığı</span> solunum sisteminin hastalığı

Solunum yolu hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları veya akciğer hastalıkları, hava soluyan hayvanlarda gaz alışverişini zorlaştıran organ ve dokuları etkileyen patolojik durumlardır. Soluk borusu, bronşlar, bronşiyoller, alveoller, plevra, plevral boşluk, sinirler ve solunum kasları dahil olmak üzere solunum yollarının durumlarını içerir. Solunum yolu hastalıkları soğuk algınlığı, grip ve farenjit gibi hafif ve kendi kendini sınırlayan hastalıklardan bakteriyel pnömoni, pulmoner emboli, tüberküloz, akut astım, akciğer kanseri ve COVID-19 gibi ciddi akut solunum sendromları gibi hayatı tehdit eden hastalıklara kadar uzanır. Solunum yolu hastalıkları, ilgili organ veya doku, ilişkili belirti ve semptomların türü ve şekli veya hastalığın nedeni de dahil olmak üzere birçok farklı şekilde sınıflandırılabilir.