
Heykel ya da yontu, sanatsal bakış açısıyla meydana getirilmiş üç boyutlu formlara denir. Heykel temelde mekânın kapsanması, kavranması ve mekân ile ilişki kurulması ile ilgilenir.

Klasisizm, Antik Yunan ve Roma sanatını temel alan tarihselci yaklaşım ve estetik tutumdur. "1660 ekolü" olarak da bilinir.

Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bu tanımlardan en yaygın kabul göreni sanatın edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, mimari ve heykel alt türlerinden oluştuğu görüşüdür. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur.

Çağdaş sanat, 20. yüzyılın ikinci yarısında veya 21. yüzyılda üretilen sanattır. Modern sanatın aksine üretim yöntemlerine ve akımlara göre incelenmesi güç; çevre ve toplum bilincinin ağır bastığı; ağırlıklı olarak küreselleşme, çevre, biyomühendislik, teknoloji, beden, göç, çok kültürlülük, kimlik siyaseti, kültürel bellek, kurumsal eleştiri gibi konularla ilgilenen; 1960'lı veya 1970'li yıllardan günümüze kadar süregelen ve bir akım veya üslup benzeri birleştirici özellikleri olmadığından genel bir deyişle çağdaş olarak adlandırılan sanat biçimleridir.

Yerleştirme ya da enstalasyon, geleneksel sanat eserlerinden farklı olarak, çevreden bağımsız bir sanat nesnesi içermeyip belirli bir mekân için yaratılan, mekânın niteliklerini kullanıp irdeleyen ve izleyici katılımının temel bir gereklilik olduğu sanat türü. Kapalı veya açık mekânlarda yapılabilir.

Kübizm, 20. yüzyıl başındaki temsile dayalı sanat anlayışından saparak devrim yapan Fransız sanat akımıdır. Pablo Picasso ve Georges Braque, nesne yüzeylerinin ardına bakarak konuyu aynı anda değişik açılardan sunabilecek geometrik şekilleri vurgulamışlardır.
Kavramsal sanat terimi, 1960'larda artık kendilerini alışılageldik sanat eseri biçiminde göstermeyen sanat eserleri için kullanılmaya başlanmıştır. Fikir sanatı olarak da geçer. Kavramsal sanatçılar, bir resim veya heykel yapmak üzere yola koyulup bu amaca yönelik fikirler üretmek yerine geleneksel gereçlerin ve biçimlerin ötesinde düşünüp fikirlerini uygun malzemeler ile ifade etme amacı güderler. Klasik anlamda resim veya heykel tarzı nesneler, ticari mal olmaya elverişli olduklarından sanatsal yaratı ve beğeninin dışında tutulur.

Yazar terimi, aslında yazılı bir iş üreten herkes için kullanılabilmekle birlikte, genelde yaratıcılığını kullanarak profesyonel bir şekilde eser üreten veya farklı formatlarda çok sayıda eseri olan kişiler için kullanılır.
Güzel sanatlar, güzellik ve zevkle ilgilenen sanatlar için kullanılan bir ifadedir.

Neo-dada, genellikle 1950'lerin New York'unda Robert Rauschenberg ve Jasper Johns'ın çalışmış oldukları tarzı anlatmak için kullanılır. Bunun nedeni, bu sanatçıların, Dada akımına benzer olarak buluntu nesnelerden oluşturdukları kolaj ve asamblajlarla anti-estetik tarzı eserler oluşturmalarıydı. Fransız Dada sanatçısı Marcel Duchamp'ın da bu dönemde New York'ta oluşu bu isimlendirmede etken olmuştur. Bu dönemde ve sonrasında Dada etkisi happening'lerde de görülmüştür.
Adil kullanım, ABD Telif Hakları Yasası'nda bulunan, telifli malzemelerin, telif sahibinden izin istenmeden, kısıtlı olarak kullanılmasına imkân veren bir doktrindir.
Postminimalizm, minimalizmden etkilenmiş veya minimalizmden yola çıkmış çeşitli sanat alanları için kullanılan bir terimdir. Bu ifade genelde görsel sanatlar ve müzikte kullanılsa da minimalizmi kritik bir referans noktası olarak alan her alan için kullanılabilir.

Valkürler, İskandinav mitolojisinde Odin'in yardımcıları olan, miğfer ve mızrakla silahlanmış genç ve güzel bakirelerdir. Gökten kanatlarıyla savaş alanına inip Einherjar denilen savaştaki cesur kahramanları Valhalla'ya götürürler. Buraya götürmelerinin nedeni Ragnarok'da yani dünyanın sonunda olacak savaşta Odin'in yanında savaşacak güçlü savaşçılar toplamaktır.

İslam sanatı, İslâm kültürünün büyük bir bölümünü oluşturur. İslamî sanat(lar) terimi görece yeni bir terimdir ve genel olarak modern bir kavram olarak ele alınabilir. Terim ile kastedilen İslam topraklarında üretilen, İslam kültürünün izini taşıyan sanat eserleridir; eserlerin illâ ki Müslüman için veya Müslümanlar tarafından yapılmış olması gerekmez. Nitekim birçok Hindu, Hristiyan ve Yahudi sanatçılar İslamî sanat eserleri verdikleri gibi, Müslümanlar tarafından yapılan bazı sanat eserlerinin alıcıları, sahipleri gayri müslimdir. Zaman zaman tarihi İslamî sanat eserleri ve sanatçılar çağdaş zamanlarda dinîden ziyade millî sanat açısından değerlendirilmiştirler; bununla birlikte bu genelde yanlış bulunur zira İslamî sanatlarda tarih boyunca ortak olan değer ve vurgu İslamdır ve sanatlar birçok etnik grubun katkısının sonucu olarak ortaya çıkmışlardır. Nitekim o dönemlerde İslam topraklarında bulunan vatandaşların da ayırıcı özelliği etnik gruplarından ziyade dinleriydi ve bu sebeple de bugün birçok tarihî İslamî sanatçının yaşadığı toprağa bakarak etnik kökenini bilmek çok zordur.
Senkretizm, sıklıkla çeşitli düşünce ekollerinin uygulamalarını ve yollarını karıştırarak ayrı veya çelişkili inançları birleştirmek veya birleştirmeyi denemektir. Özellikle teolojide ve din mitolojisinde başta birbirinden farklı olan geleneklerin birleştirilmesi ve kıyaslanmasına yönelik olan, böylece farklı inançlarda temelde yatan bir birliği öne sürerek farklı inançlara karşı daha kapsayıcı bir duruşu savunan hareket ve denemeler için de bu terim kullanılabilir.

Hiperuzay, bilimkurgu eserlerinde zaman zaman kullanılan daha hızlı uzay ulaşımı anlamına gelen bir terimdir. En iyi bilinen örnekleri ise Star Wars'da ve Isaac Asimov tarafından yazılan Foundation adlı eserde kullanılmıştır. Genellikle hiperuzaya erişebilmek için gemilerde Hiperuzay Cihazı bulunması gerekir. Gemiler hiperuzaya girdiklerinde kendi enerji kaynaklarını kullanmaktadır, yani hiper uzayda ilerlerken birden enerjisi tükenen bir gemi hiperuzaydan aniden çıkar ve uzayın derinliklerinde kaybolur ama yedek bir enerji kaynakları varsa bunu devreye sokarak yeniden hiperuzay sıçrayışı yapabilirler, tabii bunun için bulundukları konumun koordinatlarını bilmeleri gerekiyor.

Siyah beyaz, görsel sanatlarda tek renkli eserlere verilen genel isimdir. Terim, kendi ile tanımladığı eserler arasında bir çelişki barındırır. Tanıma dahil olan eserler sadece siyah ve beyaz renklerini değil gri tonlarını da barındırır. Fotoğrafçılık, sinema ve çizgi roman endüstrileri kullanıldığı temel alanlardır.
Figüratif sanat veya Figürativizm, doğada mevcut nesneleri betimleyen sanat eserlerini tanımlamak için kullanılan sanat terimi. Soyut sanatın tersi olarak kabul edilir. Terim, soyut sanatın ortaya çıkmasından bu yana, gerçek dünyayla ilgili güçlü referanslar içeren modern sanatın herhangi bir biçimini ifade etmek için kullanılmıştır.
Bu madde, 31 Mart 2016 tarihinde Arnavutluk Meclisi tarafından kabul edilen 35/2016 numaralı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hakkındadır.
Sanat eseri, insanın duyularına hitap eden, öncelikli olarak amacı estetik haz uyandırmak olan, çeşitli malzemeler ile sanatçı tarafından meydana getirilen özgün üründür. Edebiyat ve müzik eserleri de dahil olmak üzere, sanat olarak kabul edilen herhangi bir eser dışında, bu terim temel olarak somut, taşınabilir görsel sanat formları için geçerlidir. Görsel sanatlarda bir sanat eseri, profesyonel olarak belirlenen veya öncelikle bağımsız bir estetik işlevi yerine getirdiği düşünülen fiziksel iki veya üç boyutlu bir nesnedir.