
Bu maddede, Türkiye'de resmî olarak faaliyet gösteren siyasi partiler listelenmektedir. Türkiye, cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemli cumhuriyet ile yönetilmektedir ve 1945 yılından beri çok partili sistem uygulanmaktadır. Siyasi parti illerin kuruluşları, teşkilatlanmaları, işleyişleri, faaliyetleri ve denetlenmeleri gibi esaslar 22 Nisan 1983 tarihinde kabul edilen Siyasi Partiler Kanunu ile düzenlenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkes, yasa ile belirlenen şartları sağladığı sürece önceden izin almaksızın siyasi parti kurma hakkına sahiptir.

Kültür veya ekin, toplumların kendilerine özgü olan ve gelecek nesillere aktardıkları maddi veya manevi her şey.

Poliamori, bireylerin birden çok sevgiliye sahip olabildikleri, söz konusu ilişkiye dahil olan herkesin bu durumun bilincinde olup bunu onayladığı, monogaminin (tekeşliliğin) ya da monamorinin tersi niteliğinde, insanlar arası ilişki türü.

Varoş ya da banliyö; bir kentin, şehir merkezinden uzak, genellikle il veya ilçe sınırına yakın dış bölgelerine verilen ad. Genellikle nüfus yoğunluğunun daha düşük olduğu banliyölerde yaşayan halkın çoğu şehrin merkezi bölgelerine gitgel yaparlar. Varoşlar, genellikle anayollar veya demiryolları üzerinde kurulur ve şehir merkezine toplu taşımacılıkla ulaşım sağlarlar. Kenar mahalleler, tüm dünyada şehirlerin etrafında çoğalma eğilimindedir.

Termodinamik; ısı, iş, sıcaklık ve enerji arasındaki ilişki ile ilgilenen bilim dalıdır. Basit bir ifadeyle termodinamik, enerjinin bir yerden başka bir yere ve bir biçimden başka bir biçime transferi ile ilgilenir. Bu süreçteki anahtar kavram, ısının, belirli bir mekanik işe denk gelen bir enerji biçimi olmasıdır.
Kavramsal sanat terimi, 1960'larda artık kendilerini alışılageldik sanat eseri biçiminde göstermeyen sanat eserleri için kullanılmaya başlanmıştır. Fikir sanatı olarak da geçer. Kavramsal sanatçılar, bir resim veya heykel yapmak üzere yola koyulup bu amaca yönelik fikirler üretmek yerine geleneksel gereçlerin ve biçimlerin ötesinde düşünüp fikirlerini uygun malzemeler ile ifade etme amacı güderler. Klasik anlamda resim veya heykel tarzı nesneler, ticari mal olmaya elverişli olduklarından sanatsal yaratı ve beğeninin dışında tutulur.
İsim, özel-genel (cins), canlı-cansız, somut-soyut tüm varlık, kavram ve olayları karşılayan sözcüklerdir. Sıfat, zarf, zamir gibi kelime grupları isim soylu kelimeler olarak kabul edilir. Türkçede isimler genel olarak kabul edilen dört farklı şekilde sınıflandırılır:
- Oluşlarına (maddelerine) göre
- Verilişlerine (adlandırmalarına) göre
- Kelime yapısına göre
- Sayılarına göre

Avukat, hukuk fakültesi mezunu, avukatlık stajı yapmış, avukatlık mesleğini serbest veya bir kuruma bağlı olarak icra eden kişidir. Avukatın eş anlamlıları aklavcı ve vekil sözcükleridir. Eski kullanımda muhami denirdi. Avukatların faaliyette bulunması için baroya kaydolmaları zorunludur. Genellikle çalıştıkları şehirde bulunan baroya kayıtlı olarak faaliyet gösterirler. Avukat, uyuşmazlıkların doğumundan başlayarak, mahkeme aşaması ve hakkın teslimine kadar olan süreçte kişileri temsil eder. Avukat sadece iş ve dava takibi yapmaz, aynı zamanda hukuki konularda hukuk danışmanı, zabıt kâtibi, hakemlik, arabuluculuk, mübaşir, arzuhâlci, halk noteri görevlerini de yerine getirebilir.

Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türkiye'de bütün baroların katılımıyla oluşan, kamu kurumu niteliğinde, tüzel kişiliği olan bir üst meslek kuruluşudur. Birliğin merkezi Ankara'dır.

Muhasebe, bir işletmenin varlıkları ve kaynakları üzerindeki mali nitelikteki bilgileri kayıt, sınıflandırma, özetleme, analiz etme ve yorumlama gibi fonksiyonlar ile takip eden bilimsel bir sistemdir.
Ad hominem, argumentum ad hominem ya da kişi karalama safsatası; kalıplaşmış bir Latince deyimdir. Bir reaksiyonun, belirli bir kişinin herhangi bir konudaki duruşu yerine şahsına yöneltilmesidir. Örneğin bir argümana cevap verirken, argümanı eleştirmekten ziyade, argümanı ortaya atan kişinin konuyla ilgisiz bir özelliğini gündeme getirerek fikirlerini çürütmeye çalışmaktır. Önerme yerine, önerme yapan kişi tartışma konusu edilerek iddialara karşı çıkmak yoluyla yapılır. Ad hominem, mantıksal bir safsata kabul edilir.
Ahlak ya da sağtöre, kelimenin en dar anlamıyla, neyin doğru veya yanlış sayıldığı anlamına gelir. Terim genellikle kültürel, dinî, dünyevi ve felsefi topluluklar tarafından, insanların çeşitli davranışlarının yanlış veya doğru oluşunu belirleyen bir yargı ve ilkeler sistemi kavramı ve/veya inancı için kullanılır. Ahlak, kelimesinin etimolojik kökeninin Arapça “hulk” ; ” sözcüğüne dayandığı bilinir.

Entelektüel, aydın ya da münevver, zekâsını ve analitik düşünme yetisini mesleği gereği ya da kişisel amaçlarına erişmekte kullanan kişi. Entelektüel kelimesinin kökeni Latince intellectus (anlamak) sözcüğüne dayanır ve günümüzde genellikle şu anlamlardan birinde kullanılır:
- Kapsamlı bilgi ve birikim gerektiren soyut konularla derinlemesine ilgilenen kişi.
- Mesleği, mal ve hizmet üreten diğer meslek gruplarından farklı olarak, fikir ve bilgi üretmek ve/veya yaymak olan kişi.
- Kültür ve sanat konularında uzman kabul edilen, bu konulardaki bilgisi birikimi kültürel bir otorite olmasına olanak sağlayan ve toplum karşısında çeşitli konularda değerlendirmeler yapan kişi.
İstihbarat ya da Bilgi alma, siyasi makamlara sunulmak üzere toplanmış ve çözümlenmiş izlemsel veya taktik içerikli işlenmiş bilgilere denir. Her türlü kaynaktan elde edilen ham bilgi ilişkisiz gibi görünen parçalardan oluşan, çelişkili, güvenilmez, yanıltıcı veya yanlış olabilir. İstihbarat ise birleştirilmiş, değerlendirilmiş, çözümlenmiş, yorumlanmış ve ayıklanmış bilgidir. Tamamlanmış bir istihbarat, istihbarat çevriminin sonuç ürünü olan ve siyasi belirleyicilere sunulmaya hazır olan işlenmiş bilgidir. Her devlet için, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, anayasal düzenine, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine ve ulusal gücünü oluşturan bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan gelecek mevcut ve olası tehditler hakkında bilgi toplamak ve istihbarat oluşturmak için vazgeçilmez bir gereksinimdir. İstihbarat devlet için, hasım veya hasım olması olası kişi, kurum-kuruluş, devletler ve diğer organizasyonlar hakkında açık veya kapalı kaynaklardan bilgi toplayıp, çözümleme ve değerlendirmelere tabi tutarak sonuca ulaşılması anlamına gelmektedir.
Vicdan ya da duyunç, kişinin kendi niyeti veya davranışları hakkında kendi ahlaki değerlerini temel alarak yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçtiği bir kişilik özelliğidir. Vicdan, birçok dinde, birçok felsefi akımda, mistisizmde önem verilmiş bir kavramdır. Günümüzde kimileri "kamusal vicdan" ifadesini kullanmaktaysa da, dinsel, mistik vb. alanlarda böyle bir kavram bulunmaz, vicdan kavramı bu alanlarda hep bireysel vicdan anlamında kullanılmıştır. Felsefeye göre, iç huzuru veya iç sıkıntısı vererek kişiyi uyaran vicdan bir kavram değil, kişinin bir yeteneğidir. Felsefede metafizik anlayış, bu yeteneğin doğuştan var olduğunu ileri sürer, seküler anlayış ise insanın içinde bulunduğu toplumsal koşullarla belirlenmiş görgü ve bilgisinin sonucunda oluştuğunu ileri sürer. Friedrich Nietzsche'ye göre vicdan, borçlanma ahlakına bağlı olarak gelişmiş, "söz verebilen bir hayvan yetiştirme" amacıyla icat edilmiş bir kavramdır.

Kauçuk, bazı tropikal bitkilerin öz suyundan (lateks) ya da petrol ve doğalgazdan imal edilen esnek bir madde. Ağaçların öz suyundan üretilene doğal kauçuk, petrol ürünlerinden üretilene sentetik kauçuk denir. Her iki tür de çok yönlü maddelerdir. Kauçuktan yapılan eşyalar genellikle lastik olarak adlandırılır.

Ahmed İsmail Hasan Yasin, doktor Abdülaziz El Rantisi ile birlikte Filistin'in bağımsızlığı için mücadele veren Hamas'ın kurucusudur. İsrail'in düzenlediği bir helikopter saldırısında yoldan geçen birçok sivil ile beraber öldürülmüştür.
Dolandırıcılık, en genel anlamıyla aldatma amacı ile yapılan kasıtlı eylemdir. Dolandırıcılık, türlerine göre farklılık gösterebilmektedir. Arkeoloji, edebiyat, emlâk, belge sahteciliği vb. dolandırıcılık türleri vardır.

Bilim insanı, bilimci veya bilimadamı-bilimkadını, evrene ilişkin olgulara ve değişkenlere yönelik bilimsel veri elde etme yöntemlerini kullanarak sistematik bir şekilde bilgi elde etmeye çalışan kişidir. Daha sınırlı anlamda ise bilimsel yöntem kullanan bir bireydir. Kişi bilimin bir veya birden fazla alanında uzman olabilir. Bilim insanları; fiziksel, matematiksel ve sosyal alanlar da dâhil olmak üzere bilimin tüm alanlarında araştırmalar yaparlar. Onlar olaylar hakkında soru soran ve bu soruları sistematik olarak cevaplama yoluna giden insanlardır. Doğaları gereği meraklı ve iyi organize insanlardır. Diğer insanların aksine, bilim insanları bir şeyleri gözlemleme yeteneğine ve gözlemlediklerinde bir şeyler görebilme yetisine sahip olurlar.
Mesleki dayanışma, meslektaşlar arasındaki ilişkidir. Meslektaş, aynı mesleğin bir üyesi, ortak bir amaç için birleşmiş bir grup kişi anlamına gelir. Kardinaller Koleji ve Pontifler Koleji gibi topluluklar aynı mesleği yapan kişilerin oluşturduğu topluluklara örnektir.