Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bu tanımlardan en yaygın kabul göreni sanatın edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, mimari ve heykel alt türlerinden oluştuğu görüşüdür. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur.
Modern sanat, genellikle 1880'lerin izlenimcilerinden (empresyonistler) 1960-70'lere kadar devam ettiği kabul edilen sanat dönemidir.
Sanat eserini içinde bulunduğu kültüre bağlı olarak tanımlamaya yönelik bir kuramdır.
Sanat dünyası, güzel sanatların üretim, sipariş, sunum, koruma, tanıtım, arşivleme, eleştiri, alım ve satım süreçlerinin tümünde rol alan herkesi kapsayan bir terimdir. Bazen çoğul olarak, farklı yerlerde veya farklı görüşlere dayalı sanat dünyalarından bahsedildiği durumlar olsa da, genellikle tekil olarak küresel boyuttaki elit görsel sanatlar dünyasını tarif etmek için kullanılır.
Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Alman filozof.
Estetik, güzel duygu ya da bedii, güzelliği ve güzelliğin insan belleğindeki ve duygularındaki etkilerini konu olarak ele alan felsefe dalıdır.
Georg Lukács, Batı Marksizminin ünlü isimlerinden Macar Marksist filozof ve edebiyat bilimcisidir. Marksizmi Hegelci anlamda yeniden değerlendirmiş ve geliştirmiştir. Ernst Bloch, Antonio Gramsci, Karl Korsch ile birlikte Lukacs, 20. yüzyılın ilk yarısında, Marksist felsefe ve Marksist teorinin yeniden oluşturulmasında en önemli isimlerden biri olmuştur.
Batı felsefesi, Antik Yunan'dan başlayıp günümüze kadar gelen Batılı felsefe tarihi anlayışı. Özellikle Avrupa'nın ve batı olarak adlandırılan dünyanın 19. yüzyıl'da felsefe tarihini yazarken kategorize ettikleri düşünce geleneği Batı felsefesi olarak adlandrılır. Platon'dan başlayıp modern zamanlara uzanan belirli bir felsefe yapma tarzı batı felsefesinin ayırıcı özelliği, daha ayrıcalıklı özelliği olarak anlaşılır. Bu eğilim genel bir yaklaşımla "Doğu'da felsefe yoktur" savını ileri sürer. Antik Mısır, Mezopotamya, İran, Çin ve Hint kültürleri tarih olarak çok daha eski olmalarına ve buralarda yaşayan insanların belirli düşünce geleneklerine sahip olmalarına rağmen, Batı felsefesi Antik Yunan dönemiyle birlikte başlatılır ve bunlar dışta bırakılır. Doğu felsefesi, Hint ve Çin felsefeleri dahil olmak üzere çok önceleri başlamıştır, bu gelenekler etkileşimlerle sürekli varlıklarını devam ettirmişlerdir, ancak Batı felsefesi bu gelenekleri felsefe-dışı sayma yönelimindedir. Felsefe tarihi kitapları, genel bir eğilim olarak, MÖ 500'lerden başlayarak bugüne kadar, batı olarak addedilen bölgelerde ve batılı düşürlerce ortaya konulan felsefe yapma geleneği Batı felsefesi olarak görülür.
Alman felsefesi, 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl başlarından itibaren belirgin bir ağırlık kazanan, bir bakıma felsefenin yurdu hâline gelen Alman felsefe geleneğini ya da başka bir açıdan farklı felsefi eğilimlere sahip olan Alman felsefecilerinin bütünlüğünü ifade etmektedir.
19. yüzyıl felsefesi öncelikli olarak Alman felsefesinde romantizmin ve idealizmin zirveye ulaştığı bir dönemdir. Aynı şekilde materyalizmin de yeni bir derinlik kazandığı ve öne çıktığı görülür. Fransız felsefesinde bir yanda Charles Fourrier, Pierre-Joseph Proudhon, Claude Henri de Saint-Simon gibi reformcu düşünürler; öte yanda da August Comte ile pozitivizmin belirginleştiği görülür. Tarihçi Tocqueville ile sosyolog ve düşünür olan Emile Durkheim'ı da buraya eklemek gerekir.
Walter Arnold Kaufmann,, öncelikle Nietzsche'yi İngilizceye tercüme ederek ün kazanmış bir Alman-Amerikalı filozoftur.
Tarih felsefesi, tarihin kavramsal bir bakış açısıyla yorumlanması. Eleştirel tarih felsefesi ve kurgusal tarih felsefesi olarak iki başlık altında incelenir. Bunlardan ilki, akademik tarih dalını "kuram" özelinde incelemekte; tarihsel belgelerin doğası, nesnelliğin ne derece olası olduğu gibi konularla uğraşmaktadır. Kurgusal tarih felsefesi ise insanlık tarihi başta olmak üzere olayların önem derecesini konu almaktadır.
Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.
Kıta felsefesi, Avrupa'daki 19. ve 20. yüzyıl felsefe geleneklerini tanımlamakta kullanılan terim. 20. yüzyılın ikinci yarısında anadili İngilizce olan filozoflar tarafından, analitik felsefenin dışında kalan görüş ve düşünceler için kullanılmaya başlanmıştır. Kıta felsefesi, şu akımları içinde barındırır: Alman idealizmi, fenomenoloji, varoluşçuluk, yorumsama, yapısalcılık, postyapısalcı felsefe, Fransız feminizmi, Frankfurt Okulu'nun eleştirel teorisi ve Batı Marksizmi ile psikoanalitik teorinin ilgili alanları.
Susan Rose Wolf, şu anda Chapel Hill'deki Kuzey Karolina Üniversitesinde Edna J. Koury Felsefe Profesörü olan Amerikalı bir ahlak filozofu ve eylem filozofudur. Daha önce Johns Hopkins Üniversitesinde (1986–2002), Maryland Üniversitesinde (1981–1986) ve Harvard Üniversitesinde (1978–1981) ders verdi.
Jeffrey Lee Stout, Princeton Üniversitesinde Fahri Din Profesörü olan Amerikalı bir din bilimi uzmanıdır. Din Bölümü üyesidir. Felsefe ve siyaset bölümleri, Din Araştırmaları Merkezi ve İnsani Değerler Merkeziyle de ilişkilidir. Çalışmaları, dini çoğulcu bir toplumda etik söylem olasılığına odaklanmaktadır. 2007 yılında Amerikan Din Akademisi başkanı olarak görev yaptı.
Philip Stuart Kitcher, Columbia Üniversitesi'nde John Dewey Fahri Felsefe Profesörü olan bir İngiliz filozoftur. Bilim felsefesi, biyoloji felsefesi, matematik felsefesi, edebiyat felsefesi ve daha yakın zamanda pragmatizm alanlarında uzmanlaşmıştır.
David Z. Albert, Frederick E. Woodbridge Felsefe Profesörü ve New York'taki Columbia Üniversitesinde Fiziğin Felsefi Temelleri Yüksek Lisans Programı direktörüdür.
Harold Foss "Hal" Foster, Amerikalı sanat eleştirmeni ve tarihçisi. Princeton Üniversitesi, Columbia Üniversitesi ve New York Şehir Üniversitesi'nde eğitim gördü. 1991'den 1997'ye kadar Cornell Üniversitesi'nde ders verdi ve 1997'den beri Princeton'da öğretim üyesi olarak görev yapıyor. 1998'de Guggenheim Bursu'na hak kazandı.
Roman Witold Ingarden estetik, ontoloji ve fenomenoloji alanlarında çalışmalar yapmış Polonyalı bir filozoftu.