İçeriğe atla

Artezyen

Artezyen terimi, su seviyesi başlangıçta karşılaşılanın üstünde olan kuyulardaki yer altı suyunun yükseldiği durumlar için kullanılır. Artezyen sözcüğü, Fransa'da; 1126 yılında Avrupa'da ilk artezyen kuyusunun açıldığı ve bugün de hala akmakta olan Calais yakınındaki Artois bölgesi ve kasabasından gelir.[1]

Artezyen durumunun oluşması için genellikle iki koşul mevcuttur;

Bir artezyen kuyusuna sebebiyet veren jeolojik katmanlar.
  1. Su ile beslenmesi için akiferin bir kısmının yüzey ile temas halinde ve yüzeye yakın kesimlerin eğimli olması,
  2. Suyun kaçmasını önlemek için akiferin üstünde ve altındaki akitardların bulunması gerekmektedir.

Böyle bir akifer, basınçlı akifer olarak adlandırılır. Böyle bir katman dağıldığında; suyun üstündeki ağırlığın oluşturduğu basınç, suyu yükseltmeye zorlar. Herhangi bir sürtünme yoksa kuyudaki su, akifer üstündeki su seviyesine kadar yükselir.[2][3]

Artezyen sistemi terimi

Yer altı suyunun kapalı ve yüksek hidrostatik basınç yarattığı bir sistemi tanımlar. Eğer basınçlı akiferin içine bir kuyu açılırsa su bu tip sistemlerde akifer düzeyinin üzerine çıkabilirler ve dolayısıyla orada basıncı azaltarak suyu yukarı doğru gitmeye zorlar.

Bir basınçlı akiferin (artezyen sistemi) gelişmesi için 3 jeolojik koşulun bulunması gerekir;

Bir artezyen kuyu şematiği.
  1. Akifer alttan ve üstten suyun kaçmasını önleyen geçirimsiz birimlerle sınırlanmış olmalıdır,
  2. Kayaç istifi, akiferin beslenmesini sağlayacak biçimde genellikle eğimli ve yüzeye çıkmıştır,
  3. Beslenme alanında akiferi doldurmaya yetecek kadar yağış olmalıdır.

Eğer etrafındaki kayalar yeterli basınç uygularsa fosil su da basınçlı su olabilir. Bu yeni kademelenmiş petrol kuyularının basınçlanmasına benzer.[4] Artezyen (basınçlı) suların gelişimi için gerekli jeolojik koşullar çeşitli şekillerde oluşabildiğinden dolayı artezyen sistemler, altında çökel kayaçların uzandığı pek çok yerde bulunur..[1]

Artezyen terimi, artezyen kuyu ve artezyen kaynak alt başlıklarını içerisinde barındırır;

Artezyen kuyu

Basınçlı akiferde açılan bir kuyudaki suyun seviyesi genellikle akiferin tavanından daha yüksek bir seviyeye yükselir. Böyle durumlarda kuyuya artezyen kuyu denir ve artezyen şartlar altında olduğu ifade edilir. Bazı durumlarda su seviyesi zemin yüzeyinin üzerine de çıkabilmektedir. Böyle durumlardaki kuyuya fışkıran artezyen kuyusu denir ve fışkıran artezyen şartlar altında olduğu ifade edilir.[]

Artezyen kaynağı

Birçok artezyen kaynağı vardır. Eğer bir fay ya da kırık suyun akiferin üzerine yükselmesine izin veren basınçlı bir akifer ile kesişirse bu tip kaynaklar meydana gelir. Çöllerde vahalar yaygın artezyen kaynaklarıdır.[]

Artezyen kuyu ve artezyen kaynaktan elde edilen su

Artezyen kaynaklı suların diğer yer altı sularından bir miktar üstün kalitede olması doğaldır. Bazı yer altı suları mükemmel nitelikli olabilir, ama niteliği suyun akiferin üzerine yükselmesine bağlı değildir. Bunun yerine, suyun niteliği çözünmüş mineraller ve içerdiği maddelerden etkilenir. Böylece yer altı suyundan hiçbir farkı kalmaz.[1]

Türkiye'de artezyen kaynak

Türkiye'de artezyen kaynağı bakımdan birçok uygun bölge (Örneğin; Trakya, Konya bölümünün Toroslara komşu kısımları gibi) vardır.[5] Türkiye'de bazı artezyen sahalarında artezyen kuyu; Devlet Su İşleri, İller Bankası ve Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü ile şirketler ve şahsa ait sondaj ekipleri tarafından açılır.[6]

Kaynakça

  1. ^ a b c Monroe, James S.; Wicander, Reed. Fiziksel Jeoloji : Yeryuvarının Araştırılması. Hacettepe Üniversitesi, Niğde Üniversitesi: TMMOB jeoloji mühendisleri çeviri serisi. 
  2. ^ Lutgens, Frederick K.; Tarbuck, Edward J.; Tasa, Dennis. Genel Jeoloji - Temel Kavramlar. İstanbul: Nobel Kitabevi. 
  3. ^ Dumlu, Orhan; Yalçın, H. Tolga; Bozkurtoğlu, Erkan. Yeraltısuyu Jeolojisi ve Hidroliği. İstanbul: Literatür Yayıncılık. ISBN 975-04-0370-3. 
  4. ^ "Artesian aquifer". 20 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Aralık 2014. 
  5. ^ Erinç, Sırrı. Jeomorfoloji. 2. DER yayınları. 
  6. ^ Ketin, İhsan; Erinç, Sırrı; Eguvanlı, Kemal; Egemen, Recep; Özuygur, Mesut (1963). Umumi Jeoloji 2.Kısım Arzkabuğunun Dış Olayları Ve Yeryüzü Şekilleri. istanbul: Berksoy Matbaası. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Nehir</span> doğal su yolu

Nehir ya da ırmak, genellikle denizlere, göllere ya da bir başka büyük akarsuya dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su miktarı bakımından büyük akarsulara verilen genel isimdir. Kimi durumlarda ise bir başka suya ulaşmadan yer altında kaybolduğu ya da tamamen kuruduğu da görülmektedir. Büyük akarsular nehir ya da ırmak olarak adlandırılırken daha küçükleri ise çay ve dere olarak adlandırılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Sondaj</span>

Sondaj Dünya'da bir delik, tünel veya kuyu açmak için delme işlemidir. Kayaları parçalamak ya da delikte kesikler açmak gibi prensiplerle yürütülen işlemlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç</span> doğal olarak oluşan mineral agregası

Kayaç, çeşitli minerallerin veya mineral ve taş parçacıklarının bir araya gelmesinden ya da bir mineralin çok miktarda birikmesinden meydana gelen katı birikintilerdir. Kayaç terimi eski Türkçede sahre, yeni Türkçede külte ve yabancı dillerdeki rock, roche, gestein sözcükleri karşılığı kullanılmaktadır.

Yer altı suyu seviyesi veya yer altı su tablası iki zon arasında atmosfer basıncı ile su basıncının eşit olduğu yüzeye denmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Gayzer</span>

Gayzer kesintili bir biçimde sıcak su ya da sıcak buhar fışkırtan, kükürt yayan kaynarca.

<span class="mw-page-title-main">Sedimantoloji</span>

Jeolojinin bir alt bilimi olan sedimantoloji biliminin konuları, yer kabuğundaki tortulların ve tortul kayaçların tanımlanması, sınıflandırılması ve orijininin araştırılması olarak sıralanabilir. Sedimantoloji, jeoloji içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bunun nedeni yerkürenin yüzeyinin %75'i kadarının tortul (sedimanter) kayaçlardan oluşmuş olması ve şu anda kullanılan karbon bazlı (hidrokarbonik) enerji kaynaklarının tamamına yakınının bu tortul kayaçlardan çıkarılıyor olmasıdır. Ayrıca sedimenter sahalar çok verimli topraklara sahiptir. İklim şartlarının da uygunluğu yanında diğer şartların uygun olması durumunda tarım için çok önemli alanlar olabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Kaynak (coğrafya)</span> su kaynağı

Kaynak veya pınar, Mağaralarda veya yeraltı dehlizlerinde toplanan suların hidrostatik basınç altında ve bazen sanki büyük bir akarsu oluşturmak istercesine yüzeye çıktıkları bu kaynaklara da su çıkan adı verilir. Yeraltı sularının yüzeye çıktığı alanlara kaynak denir. Göze, bulak, pınar, eşme, menba kelimeleri kaynak yerine farklı bölgelerde kullanılmaktadır. Kaynak topoğrafya yüzeyinin yeraltı su yatağını kestiği nokta veya çizgi boyunca oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Fümerol</span>

Fümerol, çoğunlukla yer kabuğu sıcaklığının çok yüksek olduğu, yakın dönemde etkin yanardağların yer aldığı bölgelerde, karbondioksit, kükürt dioksit, hidrojen klorür ve hidrojen sülfür gibi gazların, buhar şeklinde salındığı, yer kabuğundaki açıklıklardır (ağızlar). Püskürmelerin öncesinde, püskürme sırasında ya da püskürtmeden sonra, lavların her zaman krater merkezinden itibaren yayılmadığı durumlarda ortaya çıkarlar.

<span class="mw-page-title-main">Akifer</span>

Ekonomik olarak önemli miktarda suyu depolayabilen ve yeterince hızlı taşıyabilen (iletken) geçirimli jeolojik birimlerdir. Akiferler, yer altı sularını tutması ve çekilebilmesi için, yüksek porozite (gözeneklilik) ve permeabiliteye (geçirgenlik) sahip olmalıdır. Pekişmemiş kumlar ve çakıllar, kum taşları, konglomeralar, kireç taşları, dolomitler, bazalt akıntıları, çatlaklı plütonik ve metamorfik kayaçlar akifer olarak nitelendirilen kayaçlardır.

Fizik bilimlerinde, Pascal yasası veya Pascal prensibi; hareketsiz ve sıkıştırılamayan bir akışkanın aynı mutlak yüksekliğe sahip tüm noktalarında, bazı yerlerde akışkana ek basınç uygulansa dahi, sıvı basıncı aynıdır, der. Öte taraftan, h1 ve h2 gibi yüksekliği verilen iki noktadaki basınç farkı aşağıdaki gibidir:

<span class="mw-page-title-main">Resif</span>

Resif, denizcilik terminolojisinde kaya, kum ve deniz canlıların birikimiyle birlikte suyun cezir halindeyken altı kulaç veya daha az derinlikli sığ alanlarında oluşmuş su altı yüzey yapılarıdır. Pek çok resif kumun abiyotik-biriktirmeleri, dalgaların kayalar üzerindeki erozyonu ve diğer doğal süreçler sonucunda gelişirken en çok bilinenleri biyotik süreçlerin baskınlığında mercanların ve kalkerli alglerin etkisiyle tropik denizlerde oluşmuş mercan resifleridir.

<span class="mw-page-title-main">Hidrosfer</span> 3 küre biçiminden bir tanesi

Hidrosfer, su küre demektir. Bir gezegenin veya doğal uydunun yüzeyinde, altında ve üstünde bulunan birleşik su kütlesine verilen isimdir. Dünya'nın hidrosferi yaklaşık 4 milyar yıldır var olmasına rağmen, şekil değiştirmeye devam etmektedir. Bu durum, deniz taban yayılması ve kara ile okyanusları yeniden düzenleyen kıt'aların kayması nedeniyle gerçekleşmektedir.

Yer altı suyu; birçok şehrin, havzanın ve sanayi tesisinin su ihtiyacını karşılamak üzere faal durumda olan doğal su kaynağıdır.

CO2 emisyonunun temel kaynakları arasında fosil yakıt kullanılan termik santraller, demir-çelik, şeker ve çimento fabrikaları ve rafineriler gibi endüstriyel tesisler yer almaktadır. Atmosferdeki CO2 miktarını azaltmak için; enerji tasarrufu ve enerji verimliliğinin sağlanması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi, alternatif enerji teknolojilerinin ve enerji üretiminde sıfır CO2 emisyonu için metotların geliştirilmesi ve CO2'nin yeraltında jeolojik depolanması gibi seçenekler bir arada uygulanmalıdır. Dünyadaki doğal CO2 rezervuarlarının varlığı, yeraltında CO2'nin güvenli bir şekilde uzun süre depolanabileceğinin kanıtıdır.

Teras , akarsu vadi yamaçlarında, deniz ve göl kıyılarında, eğim kırığının üzerindeki düz veya hafif eğimli alan. Değişik alanlarda ve değişik nedenlerle oluştuklarından sınıflandırma yapılmıştır. Terasa benzeyen fakat sadece üst üste sert ve yumuşak kayaların farklı aşınmasından oluşan şekle sözde taraçalar denir. Menderesli nehirlerin kenarlarında polijenik taraçalar) oluşur. Dalga aşındırmasıyla abrazyon taraçaları, vadi kenarlarında eski kum çakıl depolarına akarsu taraçaları, falezlerin üstünde çakıl kum depolanan yüzeylere deniz taraçaları denilir.

<span class="mw-page-title-main">Kimberlit</span>

Adını 1870 yılında ilk defa bulunduğu Güney Afrika'nın Kimberley şehrinden alan kimberlit, elmas oluşumuna sahiplik yapan volkanik bir kayaçtır.

<span class="mw-page-title-main">Hidrotermal baca</span> Bir gezegenin yüzeyinde jeotermal olarak ısınmış suyun çıktığı bir yarık

Hidrotermal baca, jeotermal ısıya sahip suyun salındığı bir deniz tabağı yarığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Şişelenmiş su</span>

Şişelenmiş su içecek kutusu, cam şişe veya plastik şişe içinde paketlenmiş içme suyu'dur. su kuyusu, arıtılmış su, maden suyu veya kaynak suyu yaygın kullanılır. Şişelenmiş su karbonatlanabilir veya olmayabilir. Şişelenmiş su, küçük damacanalardan, su soğutucu veya su pınarı'na kadar çeşitlilik gösterir.

Yeraltı barajı, kurak ve yarı kurak bölgelerde suların, toprak yüzeyi altında depolayan baraj tipidir. Yeraltı suyunun akım doğrultusu yönünde bir baraj seti yapılarak, suyun akiferde biriktirildiği yapılardır.

Çökme, zemin yüzeyinin çok az yatay hareketle veya hiç yatay hareketle aniden batması veya kademeli olarak aşağı doğru çökmesidir veya iç güçlerin etkisiyle, yer kabuğunun bir bölümünün asal durumunu yitirerek alçalması. Çökme kavramı sadece aşağı doğru hareketin büyüklüğü veya alanı ile ölçülemez. Doğa ve insan kaynaklı oluşabilir. Birincisi çeşitli karst fenomenleri, permafrostun çözülmesi, konsolidasyon, organik toprakların oksidasyonu, yavaş kabuk çözgüsü, normal faylanma, kaldera çökmesi veya katı bir kabuğun altından sıvı lavlarının çekilmesi içerir. İnsan faaliyetleri, yeraltı madenciliği veya yeraltı sıvılarının ekstraksiyonunu, örnek petrol, doğalgaz veya yeraltı suyu. Zemin çökmesi jeologlar, jeoteknik mühendisleri, sörveyörler, mühendisler, şehir planlamacıları, toprak sahipleri ve genel olarak halk için küresel bir endişe kaynağıdır.