Sefarad Yahudileri veya İbranice -im eki kökenli Sefaradim, Yahudi-Roma savaşlarından sonra zorunlu göç ile, Kuzey Afrika üzerinden İberya yarımadasına yerleşen ve 1492'de, Elhamra Kararnamesi ile İspanya'dan çıkartılan Yahudi toplumuna verilen isimdir. Kararname sonrasında Yahudi halkının çoğu Portekiz'e kaçmıştır. 5 yıl sonra Portekiz Kralı I. Manuel'in de Portekiz'deki Yahudileri Hristiyanlığa geçmeye zorlamasıyla sınır dışı edilen birçok Yahudi farklı ülkelere kaçmıştır. Sonuç olarak, göçe zorlanan Yahudilerin torunları dünyanın her yerindeki ülkelere taşınarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Bu ülkelerden bazıları İngiltere, Hollanda, Kuzey Afrika'nın bazı bölgeleri, Türkiye ve İsrail'dir.
Buhara Yahudileri, Farsçanın bir lehçesi olan Buhori dilini konuşan Orta Asya'daki Yahudilerdir. İsimleri, zamanında oldukça büyük bir Yahudi cemaati olan Buhara Emirliği'nden gelir. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla cemaatin çoğunluğu İsrail ve ABD'ye bir kısmı da Avrupa ve Avustralya'ya göç etti.
Mizrahi Yahudileri veya İbranice -im eki kökenli Mizrahim, doğulu anlamına gelip Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkasya'daki Yahudilere verilen genel addır. İsrail'de ise "Mizrahi" terimi daha çok Arap dünyasındaki ve Arap dünyasına komşu ülkelerdeki Yahudilere denir. Irak, Suriye, Lübnan, Yemen, İran, Afganistan, Buhara, Mağrib Yahudileri, Berberi, Kürt, Azerbaycan, Dağıstan, Hindistan, Pakistan Yahudileri ve Çerkes Yahudileri başlıca Mizrahi Yahudileridir.
İtalya Yahudileri genel anlamda İtalya'da yaşayan Yahudilere daha özele inildiğinde ise Roma İmparatorluğu'ndan bu yana bölgede varlığını sürdüren Sefarad ve Aşkenaz olmayan Yahudilere denir.
Bulgaristan'daki Yahudilerin tarihi MÖ 2. yüzyıla kadar uzanır. Bu zamandan beri her zaman bir Yahudi nüfusu olan Bulgaristan'da Yahudilerin Bulgaristan tarihinde antik çağlardan Orta Çağa ve bugüne kadar önemli rolleri bulunur.
Hispanyola'ya yerleştiği bilinen ilk Yahudiler İspanya Yahudileriydi. Kristof Kolomb adayı 1492'de keşfettiği zaman yerleşmişlerdi. Yüzyıllar boyunca Yahudilere ev sahipliği yapan İspanya'da antisemitizm ve engizisyonlar başlayınca Yahudiler ülkeden kaçtı. Elhamra Kararnamesinin yürürlüğe girdiği gün Kolomb ve tayfası İspanya'dan yola çıktı. Mürettebatta en az beş Yahudi vardı; bunlar tercüman Luis de Torres, cerrah Marco, doktor Bernal, Alonzo de la Calle ve Gabriel Sanchez'di. Luis de Torres Hispanyola adasına ayak basan ilk kişiydi. Ardından ada Fransızlar ve İspanyollar arasında ikiye bölündü ve Yahudiler sonra da Dominik Cumhuriyeti olacak olan İspanyol tarafında kaldılar. Diğer ülkelerden de Sefaradlar gelmeye başladı. 19. yüzyılda Kurasao Yahudileri de Hispanyola'ya vardı fakat güçlü bir cemaat oluşturmadı. Çoğu Yahudi kimliklerini saklayıp geleneklerini icra etmedi. Bu Yahudilerin soyundan gelenler arasında Dominik Cumhurbaşkanı Francisco Henriquez y Carvajal ve oğlu Pedro Henriques Ureña da bulunmaktadır.
Yahudilerin Hong Kong'daki varlığı 19.yy'ın ortalarından beri sürmektedir. Hong Kong'un finansal merkez olması sebebiyle maddi sebepler için geçici olarak gelen Yahudilerin cemaatinde ABD, İsrail ve Avrupa ülkelerinden Yahudiler bulunur.
Hindistan Yahudileri Hindistan'da bulunan dini bir azınlıktır. Yahudiliğin, Hindistan'a giren ilk gayri-Dharma dinlerden olduğu tarihte kayıtlıdır. Antik çağlardaki cemaatler kültürel asimilasyona uğramıştır. Her Yahudi cemaati, Yehuda Krallığı ve Kayıp On Kabile gibi farklı kökenlerden geldiği için ülkedeki Yahudi sayısını kestirmek zordur. Toplam Yahudi nüfusunun yarısı Manipur ve Mizoram'da, çeyreği de Mumbai'de yaşamaktadır. Dünyadaki birçok ülkenin aksine Hintlerin kontrolündeki Hindistan'da antisemitizm olayları görülmemiştir. Bölgede görülen tek antisemitik olaylar, Portekiz'in Goa'yı işgal edip engizisyonları başlattığı dönemdir. Yahudiler Malabar kıyılarındaki Kodungallur'a yerleşip 1524'e kadar barış içinde ticaretle uğraştılar. Hem İngiliz hakimiyetinden önce hem de sonra Yahudiler Hint prensleri altında, hükûmette, orduda ve endüstride önemli mevkilere geldiler.
Kosova'daki Yahudilerin tarihi bazı istisnalar hariç Sırbistan'daki Yahudilerin tarihinin aynasıdır. İstisnalardan biri Holokost sırasında İtalya hakimiyetindeki Arnavutluk'a bağlı Kosova döneminde yaşananlar ve bir diğer istisna da 1999'da Sırbistan'dan ayrılırken gerçekleşen 1998-1999 Kosova Savaşı dönemidir.
Meksika Yahudileri ülkede engizisyonlardan beri yaşamaktadır. Çoğu Meksika şehrinde olmak üzere cemaatin 50,000 üyesi vardır. Diğer Yahudiler Jalisco eyaletinin Guadalajara ve çevre şehirlerinde ve Monterrey, Veracruz, Culiacán ve Tijuana'da yaşamaktadır.
Pakistan Yahudileri Pakistan'ın küçük bir dini azınlığını oluşturmaktadır. Çeşitli hesaplamalar 20. yüzyılın başlarında Karaçi'de yaklaşık 2500 Yahudinin, Peşaver'de küçük bir Yahudi cemaatinin ve diğer şehir merkezlerinde sayısı bilinmeyen Yahudilerin olduğunu gösterir. Bu iki şehirde de birer sinagog bulunmaktaydı, raporlara göre Peşaver'deki sinagog hala aktiftir. Diğer hesaplamalara göre Orta Asya, İran ve Afganistan'dan gelen Yahudilerle bu nüfus daha fazladır.
Singapur'a yerleşen ilk Yahudiler, Stamford Raffles 1819'da Singapur'u bir ticaret limanına dönüştürdükten sonra Hindistan'dan gelen Bağdadi Yahudilerdir.
Türkischer Tempel, Viyana'da bir sinagogdu. Özellikle Türkiye'den göç etmiş Sefarad Yahudileri için kurulmuş olan sinagog ve kubbesi Yahudi mimar stiliyle Hugo von Wiedenfeld tarafından 1885-1887 arasında inşa edilmiştir. Bina 1938'de Kristal Gece olaylarıyla harabeye çevrildi.
Myanmar'daki Yahudilerin tarihinde kayıtlara geçen ilk Yahudi, 18. yüzyılda Myanmar Kralı Alaungpaya'nın ordusunda yer alan Solomon Gabirol'du.
Lübnan Yahudileri geleneksel olarak bir Mizrahi cemaati olup genelde Lübnan'ın Beyrut şehrinde veya çevresinde yaşayan veya yaşamış olan Yahudilerdir. Cemaatin hemen hemen hepsi İsrail, Fransa ve Kuzey Amerika'ya göç etmiştir. Ülkede bugün 20 ila 40 arası Yahudi kalmıştır. Lübnan Yahudileri toplumla sıkıca entegre oldukları ve vatanlarını terk etme hissi duymadıkları için Lübnan'ın 1958'de yaşadığı iç savaşta dahi büyük oranda dış göç olmamıştır. Fakat, 1975'teki Lübnan İç Savaşı ve 1982'deki İsrail'in Lübnan'a girme harekâtıyla dış göçler hızlanmıştır.
Yeni Zelanda'daki Yahudilerin tarihi, Yahudi tüccarların 1830'larda ülkeye gelmesiyle başladı. Yeni Zelanda, 1840'ta Britanya sömürgesi olmadan önce aralarında Joel Samuel Polack'ın da bulunduğu 30'dan az Yahudi yaşamaktaydı. Göçlerle Yahudiler dört ana gruba ayrıldılar: 19. yüzyılda Birleşik Krallık'tan gelen en eski Yahudi aileler; 1930'lar ve 1940'larda gelen Avrupa Yahudisi mülteciler; Britanya'dan 1950'lerde gelenler; son zamanlarda Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail ve eski Sovyetler Birliği'nden gelenler. Ülkedeki Yahudi cemaati, Başbakan Julius Vogel ve aralarında Dove-Myer Robinson da bulunduğu 5 Auckland valisi çıkarmıştır. Şimdiki Başbakan John Key, Yahudiliği icra etmemesine rağmen Aşkenaz kökenlidir. 14 Mayıs - 30 Mayıs 1925 tarihleri arasında kısa bir dönem başbakanlık yapan Francis Bell Hristiyan olmasına rağmen Yahudi ataları vardı.
Latin Amerika'daki Yahudilerin tarihi, bazı bakış açılarına göre Christopher Columbus'un İspanya'dan yola çıkıp Atlantik Okyanusu'nu geçtiği tarih olan 3 Ağustos 1492'de başlar. Onun yola çıktığı tarih, Katolik Monarklar olan I. Isabel ve II. Fernando'nun İspanya'daki Yahudilere ya Katolisizm'e geçmelerini ya da ülkeyi terk etmelerini emreden bildirgeyi yayınladığı tarihe denk gelir.
Suriye'deki Yahudileri, ilk çağlardan beri Suriye'de yaşayan Yahudiler ile 1492'de İspanya'dan kovulan Sefaradlar oluşturur. Halep, Şam ve Kamışlı'da asırlar boyunca büyük Yahudi cemaatleri var olmuştur. 20. yüzyılın başlarında Suriye Yahudilerinin büyük bir yüzdesi ABD, Orta ve Güney Amerika ve İsrail'e göç etti. Bugün Suriye'de çok az Yahudi yaşamaktadır. Suriye Yahudilerinin oluşturduğu en büyük cemaat 75.000 kişilik nüfusuyla Brooklyn, New York'tadır.
Arnavutluk'taki İtalyan himayesi; Arnavutluk'ta İtalya Krallığı'nın De jure olarak ülkeyi himaye altına alması olayıdır. Bu durum 23 Haziran 1917 tarihinden 1920 yaz aylarına kadar sürmüştür.
Arnavutluk'ta Holokost, II. Dünya Savaşı sırasında İtalyan ve Alman işgali altında Arnavutluk'taki Yahudilere karşı Alman, İtalyan ve Arnavut işbirlikçi güçleri tarafından işlenen suçlardan oluşuyor. Savaş boyunca, yaklaşık 2.000 Yahudi Arnavutluk'a sığındı. Bu Yahudi mültecilerin çoğu, ülkenin ilk olarak Faşist İtalya ve daha sonra da Nazi Almanyası tarafından işgal edilmesine rağmen, yerel Arnavut nüfusu tarafından iyi muamele gördü. Besa olarak bilinen geleneksel misafirperverlik geleneğini takip eden Arnavutlar, Yahudi mültecileri sık sık dağ köylerinde barındırdılar ve onları Adriyatik limanlarına taşıyarak İtalya'ya kaçmalarını sağladılar. Diğer Yahudiler ülke genelinde direniş hareketlerine katıldı.