İçeriğe atla

Arius

Arius
Arius, Baba Tanrı'nın üstünlüğünü ve Oğul'un gerçek bir İlk Doğan olarak bir başlangıca sahip olduğunu savunuyor
Doğum256
Libya
Ölüm336
Konstantinopolis
MeslekHristiyan din adamı

Arius (GrekçeἌρειος; 256 - 336), İskenderiye'de Baucalis Kilisesi'nde görev yapmış Libya kökenli çileci Hristiyan bir din adamıdır.[1] Tanrı'nın doğası hakkındaki öğretisi, Baba'nın Oğul üzerindeki kutsallığının altını çizmesi[2] ve teslis inancına muhalefeti, 325 yılında Roma İmparatoru Konstantin tarafından toplanan Birinci İznik Konsili'nde onu ana konu hâline getirmiştir.

İmparatorlar Licinius ve Konstantin, Roma İmparatorluğu'nda zamanın Hristiyanlığını meşru ve resmi hale getirdikten sonra, yeni tanınan Katolik Kilisesi tek ve berrak teoloji arayışına girdi. İskenderiyeli Athanasius'un da aralarında olduğu Teslis savunucuları, Arius ve Aryanizm'i, Tanrı Baba ile Nasıralı İsa'nın "aynı mahiyetten" eş-tözlü ve eş-ebedi/ezeli olduklarını söyleyen denklik üzerine kurulu Teslis inancı Kristolojisi ile aynı fikirde olmayanları tanımlamakta kullanmışlardır.

Arius'un teolojisini destekleyen bütün yazılar ortadan kaldırılmış veya gizlenmiş olsalar da, karşı olanların yazıları Arius'un teolojisini "Baba Tanrı"nın, "Oğul"dan önce var olduğu bir dönem olduğu şeklinde tanımlamaktadır. Birlikte hareket eden tüm muhalefete rağmen, 'Arian' ya da teslis karşıtı kiliseler, Gotlar arasında ve Alman krallıklarında, Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşamışlardır. Beşinci ve yedinci yüzyıllardan sonra askeri fetihler ile bastırılmışlar ya da kraliyetler gönüllü olarak Katolik inancına dönmüşlerdir.

"Aryanizm" isim olarak öğretinin kaynağının Arius olduğuna işaret etse de, Oğul'un Baba ile kesin ilişkisi üzerine tartışma Arius ile başlamamıştır. Bu konu, onun gelişinden onlarca yıl tartışılmıştır, Arius, ihtilafı toparlamış ve İzmitli Eusebius gibi "Arian" destekçileri uzun erimde daha etkili kanıtlayabilecekleri kilise çapındaki izleyicilere taşımıştır. İzmitli Eusebius, Kayseryalı Eusebius ile karıştırılmamalıdır. Gerçekten bazı sonradan gelen "Arian" destekçileri bu ismi öğretilerinin kendileri ile ilişkili olmadıklarını beyan ederek, inkâr etmişlerdir.[3][4] Arius ve hasımları arasındaki tartışma bu konuyu teolojik olarak öne getirmiş ve Arius'un ilan ettiği doktrin onun tarafından oluşturulmasa da "onun" olarak kullanılmıştır.

Erken dönem ve kişiliği

Arius'un hayatını ve doktrinini anlatmak onun hiçbir orijinal yazması günümüze gelmediği için oldukça zor bir iştir. İmparator Konstantin, Arius hala yaşarken, hepsinin yakılmasını emretmiştir, bu temizlikten arta kalanlar ise Ortodoks muhalifleri tarafından yok edilmişlerdir. Bu çalışmalara, Onu "Kafir" olarak ilan eden kilise adamlarının yazmalarında yapılan alıntılarda yaşamaktadır. Bu, hepsi olmasa da bazılarının güvenilirliğinin sorgulanmasına neden olmaktadır.[5]

Arius, muhtemelen Antik Libya'dan Berberi kökenlidir. Babasının adı Ammonius'tur. Arius'un, Aziz Lukianos'un hocalığında Antakya'da tefsir okulunda öğrenci olduğuna inanılmaktadır.[6] İskenderiye'ye döndüğünde, Arius, Roma zulmünden korkup Hristiyanlığı red edenlerin geri kabulü ile ilgili tartışmada Likopolisli Meletius'un tarafını tutan tek kaynağa göre, Meletius'un himayesinde diyakoz olarak atanmıştır. 311 yılında Meletius'u desteklediği için piskopos Peter tarafından aforoz edilmiştir,[7] fakat Peter'in ardılı Achillas yönetiminde, Arius komünyona tekrar kabul edilmiş ve 313 yılında İskenderiye'nin Baucalis bölgesine papaz olarak atanmıştır.

Rakipleri tarafından karakterine çok seyrek dil uzatılsa da, Arius, kişisel çileci başarıları olan, saf ahlak ve inanış sahibi olarak ortaya çıkar. Arius'un rakibi Salamisli Epiphanius'u yorumlayan Katolik Kilisesi tarihçisi Warren H. Carroll onu "uzun ve sade, ayırt edilen ve parlak hitaplı. Kadınların çok sevdiği, güzel davranışlarla etlileyen, çileci görünümü dokunan. Düşünsel üstünlüğünün aurası ile insanları etkileyen" olarak tanımlamaktadır.[8]

Arius ayrıca rakipleri tarafından kafir olarak tanımlanırken aşırı liberal ve teolojisini gevşetmekle suçlanmıştır. Fakat bazı tarihçiler Arius'un oldukça muhafazakâr olduklarını belirtirler,[9] ve kendi bakışına göre Hristiyan Teolojisinin nasıl bu kadar rahat Yunan Pagan Felsefesi ile karıştırılmasından ızdırap duyduğunu belirtirler.[10]

Arian İhtilafı

Arius, dördüncü yüzyılın Hristiyan dünyasını sarsan ve kilisenin ilk ekümenik konsilin toplanmasına neden olan büyük teolojik ihtilafta olan Arian İhtilafı'nda rolü nedeniyle çok önemli yer tutar. Bu ihtilafın merkezinde Tanrının oğlunun doğası ve Onun Tanrı Baba ile olan kesin ilişkisi yer alır.

Başlangıç

Teslis savunucu tarihçi Konstantinopolisli Socrates, İskenderiye Piskoposu olarak Achillas'ı takip eden İskenderiyeli Aziz Aleksandros'un Baba ile Oğul'un benzerliği ile ilgili vaaz verdiğinde adının ihtilafa çekilmesine Arius'un ateşlediğini bildirir. Arius'un Aleksandros'un konuşmasını Sabellianism'in canlanması olarak yorumlamıştır, konuşmayı kınamış ve sonra "eğer Baba Oğlu başlatmışsa, Baba yaratılışın başlangıcında var ise ve bu kanıta dayanarak, Oğul'un olmadığı bir zaman vardır. Sonuçta mantıksal olarak şu sonuca ulaşılır ki: Onun [Oğul] kendi mahiyeti hiçliktendir"[11] Bu yorum Arius'un doktrininin temelini oluşturur.

Konstantinopolisli Socrates, Arius'un düşüncelerinde Hristiyan babası şehit Aziz Lukianos'un öğretilerinin etkileri olduğuna inanır. Arius'un patriği İskenderiyeli Aziz Aleksandros, Konstantinopolis Patriği Aleksandros'a yazdığı mektupta, Arius'un Lukianos'un teolojisinden türettiğini yazmıştır. Aleksandros'un mektubunun hızlı amacı, Arius'un yaydığı doktrinleri şikâyet etmektir, fakat Aleksandros'un Arius'a karşı kafirlik suçlaması bulanıktı ve diğer otoriteler tarafından desteklenmedi. Ayrıca Aleksandros'un mektubunun o günlerin diğer polemikçilerinin çoğunda olduğu gibi oldukça ağzı bozuk bir dili vardı. Üstelik, Aleksandros'un kendisi bile Lukianos'u Arianizmi desteklemekle suçlamadı, yerine Lukianos'u kafir eğilimleri ad invidiam olmakla suçlamıştır ki bu da açıkça, ona göre, öğrencisi Arius'a geçmiştir.[12]

Rus tarihçi Aleksandr Vasiliev, Lukianos'u "Arius'tan önce Arius" olarak tanımlamıştır.[13]

Origenes ve Arius

Üçüncü yüzyıl Hristiyan alimlerinin çoğu gibi, Arius, geniş şekilde ilk büyük Hristiyan teoloğu olarak kabul edilen Origenes'in yazılarından etkilenmiştir.[14]

Fakat, Arius'un Logos üzerine Origenes'in teorilerini destek olarak kullanması, bu ikilinin her konuda aynı fikirde olması anlamına gelmez. Arius açıkça, Logos'un başlangıcı olduğunu ve Oğul'un ezeli olmadığına inanır. Karşıt olarak, Origenes, Oğul'un Baba'ya olan ilişkisinin başlangıcı olmadığına ve Oğul'un "ezeli üretildiğine" inanmaktaydı.[15]

Arius, Origenes'in doktrinine itiraz etti, kendisi de Lukianos'un öğrencisi olan İzmitli Eusebius'a yazdığı mektupta bunun hakkında şikâyet etmiştir. Diğer taraftan, bu noktada Origenes ile aynı fikirde olmasa da, Arius, Logos'un Baba'dan farlı muhteviyattan olduğunu ve Baba'nın iradesi ile yaratıldığını belirten ifadeler içeren Origenes'in yazılarında teselli bulmuştur. Ancak, Origenes'in teolojik spekülasyonları sıklıkla herhangi bir tartışmayı bitirmekten çok derinleştirdi, hem Arius hem de muhalifleri tartışmaları sırasında bu zamanının saygı duyulan teoloğunu otoritesine başvurabilmişlerdir.[16]

Başlangıç tepkileri

İlk olarak, İskenderiye piskoposu Aleksandros, Arius hakkında ne yapacağı konusunda emin olmamış gibi görünür. Arius'un sorduğu soru iki kuşak önce çözümsüz olarak bırakılmıştı; eğer bir manada karar verilse, bu karar homoousion (Arius'a muhalif Athanasius ve teslis taraftarlarınca benimsenen Baba, Oğul ve Kutsal Ruh aynı muhteviyattandırlar ve Tanrı'nın eşit dereceli kimlikleridirler fikri) fikrinin rakiplerinin lehine olurdu. Sonuç olarak, Aleksandros, Kilise'nin esenliği için tehdit oluşturmaya başladığına inana kadar ihtilafın devam etmesine müsaade etmiştir. Bir kez karara varınca, yerel kardinaller konsilini toplamış ve görüşlerini almıştır. Bu konsil Arius'a karşı karar almış ve Aleksandros, Arius'u görevden almış, Onu ve destekçilerini aforoz etmiştir.[16]

Birinci İznik Konsili

Birinci İznik Konsili, İmparator Konstantin ve kardinallerin ayakların altında Arius konuşurken

"Aryanizm", İskenderiye piskoposluk bölgesinde daha fazla duramadı. Piskopos Aleksandros sonunda dik başlı papaza karşı harekete geçtiğinde, Arius'un doktrini onun gördüğünün çok ötesine yayılmıştı, tüm kilisede tartışma ve rahatsızlık konusu olmuştu. Konstantin'in 313 yılında yayınladığı Milan Fermanı ile kanuni hale gelen Kilise artık Roma İmparatorluğu'nda güçlü bir kuvvet olmuştu. İmparator, 316 yılındaki Donatist İhtilafı da dahil birçok ekümenik konuyu kişisel alakasına almıştı ve Arian tartışmasına bir son vermek istiyordu. Bunu sona erdirmek için Córdoba Kardinali Hosius'u araştırması ve mümkünse ihtilafı çözmesi için gönderdi. Hosius, İmparator'dan açık bir mektup ile donatılmıştı: "Binaenaleyh sizlerin her biri diğerine nezaket gösterecek, sizin sadık kulunuzun tarafsız nasihatlarını dinleyeceksiniz" Fakat Hosius'un çabalarına rağmen tartışma hiddetlenerek devam etti, Konstantin 325 yılında eşi benzeri görülmemiş bir adım attı: Muhtemelen Hosius'un tavsiyesi ile İmparatorluğun dört bir tarafındaki kilise piskoposluk bölgelerinden bu sorunu çözmesi için bir Konsil çağırdı.[12]

Roma Britanyası hariç tüm İmparatorluğun bölgeleri, Konsil'e bir ya da daha fazla temsilci yolladılar; kardinallerin çoğunluğu Doğu'dan geldiler. Papa I. Sylvester, çok yaşlı olduğu için kendisi katılamamış, yerine iki rahipten oluşan delegasyonu katılmıştır. Piskoposu Aleksandros gibi Arius'un kendisi de Konsil'e katıldı. Ayrıca Kayseryalı Eusebius, İzmitli Eusebius ve hayatının çoğunu Aryanizm ile mücadele ile harcayan ve Konsil tarafından uyarlanan Teslis Dogmasının şampiyonu olan genç papaz Athanasius da katılmıştır. Ana oturum toplanmadan önce, Hosius İznik'te başta Aleksandros ve taraftarları ile buluştu.[17] Konsil, İmparatorun başkanlığında toplantı, İmparator, bazı tartışmalara katıldı, hatta bazılarını kendisi yönetti.[12]

Birinci İznik Konsili, İzmitli Eusebius'un liderliğinde 22 kardinal Arius'u destekliyorlardı. Fakat Arius'un bazı yazdıkları yüksek sesle okununca, çoğu katılımcı tarafından kafirlikle suçlandılar.[12]

Tanrı Baba ile Nasıralı İsa'nın "aynı mahiyetten" eş-tözlü ve eş-ebedi/ezeli olduklarını söyleyen denklik üzerine kurulu Teslis inancını savunanlara, genç rahip Athanasius liderlik ediyordu. Bunun yerine Nasıralı İsa'nın Tanrı Baba'dan zaman ve töz olarak sonra geldiğini savunanlara ise Rahip Arius liderlik ediyordu. Yaklaşık iki ay, taraflar pozisyonlarını haklı çıkarmak için Kutsal Kitap'a başvurarak argümanlarını sunup, tartıştılar.[18] Arius, Oğul'un hiçlikten Tanrı tarafından tüm zamanlardan önce ilk yaratılanı olduğunu belirtmeye devam ediyordu. Ve kalan her şeyin Oğul'dan yaratıldığını belirtiyordu. Böylece, sadece Oğul'un doğrudan Tanrı tarafından yaratıldığını ve üstelik Oğul'un Tanrı'yı, baba yaptığını söylüyordu, ayrıca Oğul'un var olmadığı bir zaman vardı. Oğul, kendi özgür iradesine muktedirdi ve böylece "O, en doğru his ile oğuldu, O, Baba'dan sonra gelmeliydi, sonuç olarak O henüz yokken bir zaman vardı ve bu yüzden O sonlu bir yaratılmıştı."[19] Arius, Yuhanna İncili'nde 14:28 ayetine vurgu yapıyordu: "Çünkü Baba benden üstündür."[20] Ve ayrıca "Yahya O’na tanıklık etti. Yüksek sesle şöyle dedi: ‘Benden sonra gelen benden üstündür. Çünkü O benden önce vardı’ diye sözünü ettiğim kişi budur."[21] Sonuç olarak Arius, Baba'nın ilahiliği, Oğul'unkinden büyüktür ve Oğul Baba Tanrı'nın altında, onunla akran değil ve eş-ebedi/ezeli değildir görüşünde ısrar etti.

Aziz Nikolaos tarafından Arius'un tokatlanmasını gösteren Yunan ikonası

Konstantin'in etkisi ile, kardinallerin çoğunluğu daha sonra "İznik İnancı" olarak bilinecek amentü üzerinde ittifak ettiler. Bu amentü, "eştözlü" ya da "muhteviyatta bir" anlamlarına gelen homoousios kelimesini içeriyordu ki bu da Arius'un inançlarına uygun değildi.[22] 19 Haziran 325 tarihinde Konsil ve İmparator İskenderiye ve çevresindeki kiliselere bir yazışma yayınladılar: Arius ve iki yandaşı (Theonas ve Secundus)[22] aforoz edildiler ve İlirya eyaletine sürgüne gönderildiler. Kararı üç diğer destekçisi İzmitli Eusebius, İznikli Theognis ve Halkedonlu Maris yalnızca İmparatora saygıdan imzalamışlardı. Fakat Konstantin, bu üç kişinin samimiyetinden daha sonra şüphe etti ve Arius için açıklanan karara onları da ekledi.

"Ek olarak, Arius tarafından oluşturulmuş her tür yazma bulunmalı ve alevlere atılmalı böylece sadece öğretilerinin günahkarlığı tamamen silinmesi değil onu hatırlatacak hiçbir şey geride kalmasın. Ve iş bu emir ile kim ki Arius tarafından oluşturulmuş bir yazmayı saklar, bulur ve hemen getirmez ve ateşte yok etmez ise, cezası ölüm olacaktır. Bu cürümü işleyenler hemen idam cezası ile cezalandırılacaklardır..."

İmparator Konstantin'in Arius'a karşı yayınladığı ferman[23]

Sürgün, dönüş ve ölüm

Fakat İznik'te Homoousian taraftarlarının zaferi kısa süreli yaşadı. Arius'un sürgününe ve Konsil'in amentüsünün sözde sonucuna rağmen, Arian İhtilafı tekrar başladı. Piskopos Aleksandros 327 yılında öldü, İskenderiyeli Athanasius, ruhbanlıkta yaş ile ilgili şartı karşılamasa da onun ardılı oldu. Arian ve Teslis taraftarları arasındaki ihtilafı ortadan kaldırmak isteyen, Konstantin sonunda Birinci İznik Konsili'nin sürgün ettiklerine daha hoşgörülü hale geldi.[12]

Arius'un (sağ üstte) Birinci İznik Konsili'nde Aziz Nikolaos (sol üstte) tarafından tokat yemesini ve Arius'un kanlı ölümünü (altta) resmeden bir Fresk.

Konsil ya da kararlarını hiçbir zaman reddetmese de, İmparator temel olarak Filistin' sığınmış olan Arius'a izin vermiş ve onun birçok taraftarı evine dönmüştür, Arius kendi Kristolojisini formüle ederken, en sakıncalı bulunan fikirleri eleştirilerinde dile getirmemiştir. Athanasius, daha sonra geri çağrılsa da 335 yılında Birinci Sur Sinodu'nda kınanıp, sürgüne gönderilmiş ve ertesi yıl toplanan Kudüs Sinod'un da Arius, komünyona tekrar kabul edilmiştir. İmparator, Konstantinopolis Piskoposu Aleksandros'a, kardinallerin tüm itirazlarına rağmen Arius'u kabul etme emri vermiştir; Aleksandros, bu olmadan önce, Arius'un helak olması için ısrarla dua etmiştir.[24]

Arius'un düşmanı Socrates, Arius'un ölümünü şöyle anlatmıştır:

Günlerden cumartesiydi ve Arius, ertesi gün Kilise ile bir araya gelmeyi bekliyordu: fakat ilahi intikam işlediği suçların karşılığını aldı. Kendisini koruma gibi saran Eusebius taraflarlarından oluşan kalabalık ile ahalinin dikkatini de çekerek şehrin ortasından zafer yürüyüşü ile geçerek İmparatorluk sarayına gitmeye başladı. Som mermer sütunun dikili olduğu Konstantin meydanına yaklaştığında, Arius'un pişmanlığa düşmüş bilincinden bağırsakları şiddetle yumuşatan bir dehşet ortaya çıktı: O, kendi yakınında uygun bir yer aradı ve Konstantin meydanına geri yöneldi, oraya doğru hızlandı. Kısa bir süre sonra pislikle beraber bağırsaklarının dışarı çıkmasıyla üzerine bir baygınlık geldi, onu mebzul bir kanama izledi ve ince bağırsağı düştü: üstelik dalak ve karaciğerinin parçaları iç kanama ile dağıldı böylece neredeyse öldü. Bu felaket sahnesinin yaşandığı yeri, daha önce söylediğim gibi revaklardaki bu kanlı yeri; Konstantinopolis'te sonraları da insanlar gidip, parmakları ile gösteriyorlardı, bu olağandışı ölüm, ebedi bir hatıra olarak kaldı.[25]

Çoğu İznik İnancı taraftarı Hristiyan, Arius'un ölümünün onun kafir görüşlerinin mucizevi bir sonucu olduğunu iddia ettiler. Birçok son dönem yazar ise Arius'un rakipleri tarafından zehirlenebileceğini iddia etmektedirler.[26][27][28]

Adaşının ölümü ile, Arian İhtilafı da sona erdi ve onyıllar ya da yüzyıllar boyunca Batı'nın gündemine tekrar gelmedi.

Arius sonrası Aryanizm

İvedi sonuçları

İmparator Konstantin, Arius'un kitaplarını yaktırıyor, canon kanun kitabından bir çizim, yaklaşık 825

Tarihçiler, Konstantin'in hayatı boyunca bir Hristiyan olarak hiçbir zaman vaftiz olmadığını, ölüm yatağında Arian olan İzmitli Eusebius tarafından vaftiz edildiğini bildirirler.[12][29]

Konstantin'in ardılı İmparator II. Constantius, bir Arian sempatizanıydı.[30]

Julianus'un imparatorlukta paganizmi geri getirmesinin yıkıcı çabalarından sonra, kendisi de bir Arian olan İmparator Valens, İznik taraftarı piskoposlara eziyet etmiştir. Fakat Valens'in ardılı I. Theodosius, Aryanizm'i Doğu Roma İmparatorluğu elitleri arasından imparatorluk fermanı, eziyet ve Arius'un yeniden lanetlendiği İznik İnancı'nın tekrar doğrulanıp genişletildiği 381 yılında toplanan İkinci Ekümenik Konsil'i çağırarak etkili bir şekilde silmiştir.[30] Böylece Aryanizm imparatorluğun Alman olmayan tebaasında genellikle son bulmuştur.

Yaklaşık 500 yılında Ostrogot Kral Büyük Teoderik tarafından Ravenna'ya dikilen Arian vaftiz bölümü

Batı'da Aryanizm

Batı Roma İmparatorluğu'nda olaylar farklı ilerlemiştir. II. Constantius'un hükümdarlığında, Arian Gotlar, Kardinal İzmitli Eusebius tarafından kutsanıp, insanlarına dini öğretmesi için gönderilen Piskopos Ulfilas (Wulfila) tarafından Hristiyan yapılmışlardır. Başarısı, Aryanizm'in Gotlar ve Vandallar arasında, Krallarının İznik İnancı'na bağlı komşularına boyun eğdikleri ya da gönüllü İznik İnancı'nı kabul ettikleri sekizinci yüzyılın başlarına kadar yaşamasını sağlamıştır. Arianlar, ayrıca Kuzey Afrika, İspanya ve İtalya'nın bazı bölgelerinde de altıncı ve yedinci yüzyıllarda bastırılıncaya kadar yaşamışlardır.[31]

On ikinci yüzyılda yaşayan Muhterem Peter, İslam peygamberi Muhammed'i "Arius'un halefi ve Deccal'ın habercisi" olarak görmüştür.

Protestan Reform hareketi sırasında, Polonyalı Brethren olarak bilinen Polonyalı bir tarikat Kutsal Teslis'i reddetmeleri nedeniyle sıklıkla Arian olarak isimlendirilmişlerdir.[32]

Günümüzde Aryanizm

Kendisine Arian Katolizminin Kutsal Katolik ve Apostolik Kilisesi diyen bir İngiliz kilisesi, Arian öğretilerini izlediğini iddia etmekte ve 16 Haziran 2006 tarihinde Arius'u Aziz ilan etmiştir.[16]

Yehova Şahitleri genellikle rakipleri tarafından, "Modern Arianlar" ya da "yarı-Arianlar" olarak bazen adlandırılırlar.[33][34][35][36]

Teoloji ve doktrin olarak önemli benzerlikler olmasına rağmen, Yehova Şahitleri, Arianlardan, Oğul tamamıyla Baba'yı tanıyabilir söylemi (Arius'un kendisinin itiraz ettiği şey) ve Yehova Şahitleri'nin Kutsal Ruh'un kişiliğine itirazı ile ayrılmaktadırlar. Arius, Kutsal Ruh'un başlangıca sahip kişilik ya da yüksek dereceli melek olan bir varlık olarak düşünürken Yehova Şahitleri, Kutsal Ruh'un başlangıcı ve gerçek kişiliği olmayan ama Tanrı'nın "işleyen gücü" ya da "enerji" ya da "kutsal nefes" olarak düşünürler. Yehova Şahitleri İsa'ya Tanrı'nın Oğlu ve Mesih olarak hürmet gösterip, kutsayıp ve Ona bir arabulucu ya da önder olarak dua ederken, en yüksek ibadet ve bağlılığı Baba Tanrı'ya verirlerken orijinal Arianlar genellikle doğrudan İsa'ya dua ederlerdi.[37]

İsa Mesih'in Son Zaman Azizler Kilisesi ("Mormonlar") üyeleri, bazen rakipleri tarafından, Arian olmakla suçlanırlar.[38] Fakat bu kilisenin Kristolojisi, Arian Teolojisinden birçok önemli noktada farklılık gösterir.[39]

Arius'un doktrini

Giriş

İskenderiyeli Aleksandros, Konstantinopolis Patriği Aleksandros ve İzmitli Eusebius'a yazdığı mektupta, Arius'un düştüğüne inandığı hataların detayını vermektedir. Aleksandros'a göre, Arius düşünmektedir ki:

Tanrı her zaman Baba değildi fakat Baba olmadığı bir dönem vardı ki; Tanrı kelimesi sonsuzluktan değil ama hiçlikten yapılmıştı ki; her zaman var olan Tanrı (Bizatihi BEN - Sonsuz olan) daha önce olmayan onu hiçlikten yaptığı içindir ki; mademki Oğul yaratılmış ve şekillendirmiştir bunlardan dolayı onun olmadığı bir zaman vardır. O ne muhteviyat olarak ait olduğu Baba'ya ne de doğası gereği Baba'nın tam Söz'üne ya da tam Hikmet'ine benzer fakat gerçekte yarattığı ya da şekillendirdiği biridir ki sehven Söz ve Hikmet olarak adlandırılmasının nedeni onun kendisi Tanrı'nın kendi içinde olan Tanrı'nın kendisinin Söz ve Hikmet'inden şekillendirilmesidir ki Tanrı her şey gibi onu da şekillendirmiştir. Sonuç olarak o herkesçe bilindiği gibi doğası diğer tüm yatatılmışlar gibi değişime değişken ve duyarlıdır: bu yüzden Söz, Tanrı'nın muhteviyatından başka ve dışındadır ve Baba, Oğul tarafından anlaşılamaz ve ona görünür değildir ki ne Söz mutlak mükemmeliktedir ne de Baba'yı mutlak doğrulukta bilir ne de belirgin biçimde onu görür. Oğul onun kendi muhteviyatının doğasını onun tarafından şekillendirildiği için bilmez, Tanrı onunla bir araç olarak bizi yaratabilir ki o hi olmazdı eğer Tanrı bizi yaratmak istemeseydi.

Socrates Scholasticus[40]

Aleksandros ayrıca Arius'un şiirsel Thalia eserinden de bahsetmiştir:

Tanrı her zaman Baba değildi; yalnız olduğu henüz Baba olmadığı bir lahza vardı: sonra öylece oldu. Oğul öncesiz değildir; o hiçlikten gelir.

Arius[8]

Logos

Kristoloji biliminin teolojik bir parçası olarak Baba ile Oğul arasındaki ilişki ile ilgili soru, Arius'tan 50 yıl önce ortaya çıkmıştı, Samsatlı Pavlus Baba ile Oğul arasındaki ilişkiyi tanımlamakta Yunanca aynı mahiyette anlamına gelen homoousios kelimesini kullanınca 269 yılında görevden alınmıştı. Sabellian eğilimlerinin olduğu zamanda[41] bu terim gösterilen olaylara rağmen etki alanı anlamıyla tatmin edici olarak tarif edilmemişti. Pavlus'un görevden alınmasını takip eden tartışmalarda, İskenderiye kardinali Dionysius, Arius'un daha sonra kullandığına çok benzer bir dil kullanmıştır ve bu güne ulaşan mektuplaşmalarda Pavlus'u böyle bir terminoloji kullanmakla itham etmiştir. Dionysius, geniş tereddüt içeren bir açıklama ile cevap vermiştir. Antakya Synod'u, İskenderiye kardinali Dionysius diğerinin savunmasını üstlenmesine rağmen Samsatlı Pavlus'u kınamış, homoousios kelimesini onaylamadığını ifade etmiştir. İhtilah daha sonra Arius önderlik ettiği fikirlere dayansa da, konu hakkında açık bir karara varılamadı; İskenderiye'nin entelektüel atmosferinde, tartışma gelecekte daha da yoğunlaşarak tekrar yüzeye çıktı.

Arius, Oğul ve Söz (Logos) hakkında aşağıdaki doktrinleri kabul etmiştir, İsa ile ilgili Yuhanna 1:1 "Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı." ayetine bakılmalıdır.[42]

  1. Söz (Logos) ve Baba aynı mahiyetten (ousia) gelmez ki;
  2. Oğul yaratılmış bir varlıktır (ktisma ya da poiema) ki ve;
  3. Dünyalar onun aracılığıyla yaratılmıştır ki, sonuçta o onlardan ve tüm zamandan önce var olmalıydı.
  4. Ancak, O, Baba olmadan önce, Oğlun olmadığı vakit, "önce" vardı [Arius chronos ya da aion gibi "zaman" anlamına gelecek kelimeler kullanmamıştır],

Tanrı'yı oluşturan üç kişiliği arasında farkları vurgulamak için, Arius ὁμοιούσιος (homoioúsios, ὁμός, homós, "aynı" kelimesinden ziyade ὅμοιος, hómoios, "benzer" kelimesinden gelir) terimini kullanmayı tercih etmiştir fakat homoousios terimi, hem Batı hem de Doğu'da İznik Ortodoksluğunun kalıcı işareti olmuştur.

Thalia

Yaklaşık 500 yılında Ostrogot Kral Büyük Teoderik tarafından Ravenna'ya dikilen Arian vaftiz bölümünün tavan mozaikleri

Athanasius'a göre, Arius Thalia ("bereket", "iyi yiyecek" ya da "şölen") isimli bir şiir yazmıştır: onun Logos üzerine görüşlerinin özeti.[43] Thalia'nın bir parçası Athanasius'un Arianlara karşı Dört Söylev'ında alıntılanmıştır.

"Ve Tanrı'nın amam gerçekten kendisi, herkese tarif edilemez.
O'nun eşiti yoktur, hiç kimseye benzemez ('homoios') ve hiç kimse de aynı haşmet yoktur.
Biz O'nu doğmamış olarak çağrırız, doğası gereği doğmuş olan onun aksine.
Başlangıcı olmadığı için O'na methiye sunarız, başlangıcı olan onun aksine.
Biz O'na ebedi olduğu için ibadet ederiz, var olduğu bir zaman olan onun aksine.
O şeyleri yarattığı bir başlangıçta Oğul'u yaptı ki başlangıcı yoktur. O, onu bir evlat olarak Kendisine bir oğul olarak üretti.
O [Oğul] Tanrı'nın kendi varlığının özelliklerinden hiçbirine sahip değildir ('kat' hypostasis')
O'nunla ne aynı varlığa ('homoousios') sahiptir ne de eşittir."

Thalia'dan ayrıca:

"Oğul'un sahip olduğu büyüklük ve özellikler, Tanrı'nın arzusuyladır.
Onun ne zaman ve kimden ve sonradan var oluşunun hepsi Tanrı'dandır.
O, güçlü Tanrı nedeniyle, onun daha üstününün bir parçası ('ek merous') olarak şükreder".

Sonuç olarak, tüm çağlardan önce Tanrı'nın ilk düşüncesi Oğul'un yaratılmasıdır demektedir Arius, böylece zaman, Logos ya da Söz'ün Cennette yaratılması ile başlar.

Thalia'nın bu bölümünde, Arius Baba'nın Oğula temel anlaşılmazlığını anlatmaya çalışmaktadır:

"Kısaca Tanrı Oğul'a tarif edilemez.
O, sadece ve olduğu gibi O betimlenemez.
Sonuçta Oğul, bu şeylerin hiçbirini anlayamaz ya da onları açıklama kavrayışına sahip değildir.
Baba'yı olduğu gibi idrak etmesi mümkün değildir.
Oğul, kendisi, onun kendi içeriğini ('ousia') dahi bilemez.
Oğul olarak, varlığı çok büyük kesinlikle Baba'nın iradesindedir.
Baba'dan gelen ona, kendi ebeveynini anlamak ve bilmek için hangi akıl yürütme izin veriyor?
Açıkça, başlangıcı olan, başlangıcı olmayanın varlığı idrak edmez ya da kavrayamaz".

Burada, Arius Oğul'un eğer ezeli değilse nasıl hala Tanrı olabildiğini açıklar:

"Anlaşılmalıdır ki Tek [ezeli] vardı; fakat Çift varolmadan önce yoktu.
Hemen takip eder ki Oğul henüz ortada yok iken, Baba hala Tanrı'ydı.
Sonuçta [ezeli] olmayan Oğul, Baba'nın arzusu ile var olmuştur,
O [Oğul] yalnızca baba olmuş Tanrıdır ve o [tüm] diğerlerinden farklıdır."

Kaybolmamış yazılar

Arius'a atfedilen, İskenderiyeli Aleksandros'a yazılmış üç kaybolmamış mektup,[44] İzmitli Eusebius'a mektubu,[45] ve Konstantin'e ikrarı.[46] Ayrıca, başkaları tarafından Arius'a adreslenmiş ve rakiplerinin polemik içeren çalışmalarında yorumlanmış birçok mektup günümüze ulaşmıştır. Bu şekilde kullanılan ve Arius'un mektuplarından alındığı söylenen yorumlar sıklıkla kısadır, ayrıca ne kadar kesinlikte Arius'un gerçek düşüncelerini temsil ettiği ya da onu yorumladığını söylemek zordur.

Arius'un düz yazı ve şiir karışımı ünlü eseri Thalia'sının küçük parçaları yorumlar içinde günümüze gelmiştir. Bu çalışmadan iki referans rakibi Athanasius tarafından kaydedilmiştir: İlki Arianlara karşı Söylev'de Arius'un öğretisinin lahiyasıdır, 1:5-6. Bu açıklamayı, aralara serpiştirilmiş olumsuz yorumlara sahip olduğu için, tamamen güvenilir olarak kabul etmek oldukça zordur.[47] İkinci alıntı ise Arminum and Seleucia Konsilleri üzerine dokümanıdır, sayfa 15. Bu bölüm tamamen düzensiz bir şiirdir ve doğrudan alıntı ya da alıntıların yorumlanması olarak gözükür;[48] Athanasius dışında bir başkası tarafından yazılmış olabilir, belki de Arius'a sempati ile bakan birisi.[3] Şiir vezni formundaki ikinci alıntı, rakipleri tarafından Arius'a atfedilen özellikleri içeren birçok ifadeyi içermez ve Arius'a atfedilen diğer metin parçalarına benzer. Ayrıca Oğul hakkında bazı olumlu ifadeler de içerir.[49] Fakat bu alıntılar oldukça doğru gözükseler de, onların asıl metinleri kayıptır, bu nedenle Arius'un düşünce sisteminin tamamını yeniden kurmak mümkün değildir.[48]

Kaynakça

Özel
  1. ^ Anatolios, Khaled (2011). "2. Development of Trinitarian Doctrine: A Model and Its Application". Retrieving Nicaea (İngilizce). Grand Rapids: BakerAcademic. s. 44. ISBN 080103132X. Arius, who was born in Libya, was a respected ascetic and presbyter at the church of the Baucalis in Alexandria. 
  2. ^ Williams 2002, s. 98.
  3. ^ a b Hanson, R P C (2007). The Search for the Christian Doctrine of God (İngilizce). Grand Rapids: Baker Academic. ss. 127-128. ISBN 0-8010-3146-X. 
  4. ^ Kopeck, M R (1985). "Neo Arian Religion: Evidence of the Apostolic Constitutions". Arianism: Historical and Theological Reassessments. ss. 160-162. 
  5. ^ Dennison, James T Jr. "Arius "Orthodoxos"; Athanasius "Politicus": The Rehabilitation of Arius and the Denigration of Athanasius". Lynnwood: Northwest Theological Seminary. 1 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  6. ^ O'Carroll 1987, s. 23.
  7. ^ The Encyclopedia Americana (İngilizce). 2 (International bas.). Danbury: Grolier Inc. 1997. s. 297. ISBN 0-7172-0129-5. 
  8. ^ a b Carroll, A. History of Christendom, Volume II. s. 10. 
  9. ^ Williams 2002.
  10. ^ Williams 2002, s. 235.
  11. ^ Socrates. "The Dispute of Arius with Alexander, his Bishop.". The Ecclesiastical Histories of Socrates Scholasticus. 10 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  12. ^ a b c d e f Vasiliev, Al (1928). "The empire from Constantine the Great to Justinian". History of the Byzantine Empire. 11 Haziran 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  13. ^ Vasiliev, Al (1928). History of the Byzantine Empire. 11 Haziran 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. This school, as A. Harnack said, is the nursery of the Arian doctrine, and Lucian, its head, is the Arius before Arius 
  14. ^ Moore, Edward. "Origen of Alexandria". Internet Encyclopedia of Philosophy. The University of Tennessee at Martin. 28 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  15. ^ Origen. "On Christ". De Principiis. 29 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. Wherefore we have always held that God is the Father of His only-begotten Son, who was born indeed of Him, and derives from Him what He is, but without any beginning 
  16. ^ a b c "Arius of Alexandria, Priest and Martyr". Holy Catholic and Apostolic Church (Arian Catholic). 26 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  17. ^ Photius, Epitome of Book I. "Epitome of Chapter VII". Arşivlenmiş kopya. 11 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  18. ^ "Babylon the Great Has Fallen". God's Kingdom Rules!. Watchtower Bible and Tract Society of New York, Inc. 1963. s. 447. 
  19. ^ M'Clintock, John. "7". James Strong (Ed.). Cyclopedia of Biblical, Theological, and Ecclesiastical Literature. s. 45. 
  20. ^ "Yuhanna İncili'nde 14:28 ayeti". 23 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2013. 
  21. ^ "Yuhanna İncili'nde 1:15 ayeti". 23 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mart 2013. 
  22. ^ a b Carroll, A. History of Christendom, Volume II. s. 12. 
  23. ^ Athanasius. "Edict by Emperor Constantine against the Arians". Fourth Century Christianity. Wisconsin Lutheran College. 17 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  24. ^ "The events following the Council of Nicaea". The Formulation of the Trinity. 5 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 'da Draper, John William (1875). The History of the Intellectual Development of Europe. ss. 358-359.  yorumlanmıştır.
  25. ^ Socrates. "The Death of Arius". The Ecclesiastical Histories of Socrates Scholasticus. 9 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  26. ^ Gibbon, Edward (2012). The History of the Decline and Fall of the Roman Empire. CreateSpace. ISBN 1-4700-6709-9. 
  27. ^ Kirsch, Jonathan (2005). God Against the Gods (İngilizce). New York: Penguin Compass. ISBN 0-14-219633-9. 
  28. ^ Freeman, Charles (2005). The Closing of the Western Mind (İngilizce) (1st Vintage Books bas.). New York: Vintage Books. ISBN 1-4000-3380-2. 
  29. ^ Scrum, D S. "Arian Reaction - Athanasius". Biography of Arius. 25 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  30. ^ a b Jones, A H M (1990). The Later Roman Empire, 284-602: A Social, Economic, and Administrative Survey (İngilizce). Baltimore: Johns Hopkins University Press. s. 118. ISBN 0-8018-3353-1. 25 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020. 
  31. ^ "Arianism". The Columbia Encyclopedia. 4 Haziran 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  32. ^ Wilbur, Earl Morse (1977). "The Socinian Exiles in East Prussia". A History of Unitarianism in Transylvania, England, and America. Boston: Beacon Press. 3 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2013. 
  33. ^ Daniel, Janosik. ""ARIUS IS ALIVE" A Comparison between Arian and Jehovah-Witness Christology" (PDF). Columbia International University. []
  34. ^ Dorsett, Tommy. "Modern Day Arians: Who Are They?". 1 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  35. ^ "Trinity: Arius and the Nicene Creed". 17 Ekim 2000 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  36. ^ Young, Alexey. "Jehovah's Witnesses". 3 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  37. ^ "Üçleme Öğretisi ve İznik Konsili". Uyanış!. 2013. s. 14. 14 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2013. 
  38. ^ Tuttle, Dainel S (1981). "Mormons". A Religious Encyclopedia. s. 1578. 7 Kasım 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2013. 
  39. ^ "Are Mormons Arians?". Mormon Metaphics. 1 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  40. ^ Socrates. "Division begins in the Church from this Controversy; and Alexander Bishop of Alexandria excommunicates Arius and his Adherents.". The Ecclesiastical Histories of Socrates Scholasticus. 6 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  41. ^ Select Treatises of St. Athanasius - In Controversy With the Arians - Freely Translated by John Henry Cardinal Newmann - Longmans, Green, and Co., 1911, footnote, page 124
  42. ^ "Yuhanna İncili'nde 1:1 ayeti". 6 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2013. 
  43. ^ Arius. "Thalia". Fourth Century Christianity. Wisconsin Lutheran College. 28 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2012. 
  44. ^ Athanasius tarafından korunmuştur, On the Councils of Arminum and Seleucia, 16; Epiphanius, Refutation of All Heresies, 69.7; and Hilary, On the Trinity, 4.12)
  45. ^ Epiphanius tarafından kaydedilmiştir, Refutation of All Heresies, 69.6 and Theodoret, Church History, 1.5
  46. ^ Socrates Scholasticus tarafından kaydedilmiştir, Church History 1.26.2 and Sozomen, Church History 2.27.6-10
  47. ^ Williams 2002, s. 99.
  48. ^ a b Williams 2002, s. 98–99.
  49. ^ Stevenson, J (1987). A New Eusebius (İngilizce). Londra: SPCK. ss. 330-332. ISBN 0-281-04268-3. 8 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Eylül 2020. 
Genel

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Milâdî 4. yüzyıl, milattan sonra 301 yılından 400 yılına kadar sürmüş yüzyıllık zaman dilimidir.

<span class="mw-page-title-main">Teslis</span> Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlüsün­den oluşan Tanrı inancını ifâde eden kavram

Teslis, Kutsal Üçleme ya da Üçlü Birlik, tek olan Tanrı'nın Kutsal Kitap'ta kendisini bildirdiği her biri eşit yücelikte, özünde tek, ezeli ve ebedi olan üç benliğini konu edinen ve Hristiyan kiliselerinin çoğunluğu tarafından inanılan ana akım Hristiyan dininin merkezindeki inanç esasıdır. Baba Tanrı, Oğul Tanrı ve Kutsal Ruh üç farklı benlik (hipostaz) olarak aynı özü paylaşmaktadırlar (Homoousia). Tek öz Tanrı'nın birliğini üç benlik ise Tanrı'nın kimliğini anlatmaktadır ve benliklerin hem birbirinden farklılıklarını hem de özde çözülmez birliklerini ifade eder. Böylece tüm yaratım ve lütuf süreci Tanrı'nın üç ilahi benliğinin ortak eylemi olarak görülür. Her benlik, Üçlü Birlik'te kendilerine özgü nitelikleri tezahür ettirir ve böylece her şeyin "Baba'dan çıkıp gelmiş" "Oğul aracılığıyla" ve "Kutsal Ruh'un gücüyle" gerçekleştiğini kanıtlar.

<span class="mw-page-title-main">Ariusçuluk</span> Ariusun geliştirdiği kuramsal öğreti

Ariusçuluk ya da Arianizm, ilk olarak İskenderiye, Mısır'dan bir Hristiyan papaz olan Arius, atfedilen kristolojik bir doktrindir. Arian teolojisi, İsa Mesih'in Tanrı'nın Oğlu olduğunu, Tanrı'nın Oğlu'nun her zaman var olmayıp içinde doğmuş olması farkıyla Baba Tanrı tarafından doğurulduğunu savunur. Baba Tanrı tarafından zaman, dolayısıyla İsa, Baba Tanrı ile birlikte ebedi değildi.

<span class="mw-page-title-main">I. Theodosius</span>

I. Theodosius, Büyük Theodosius olarak da bilinir. MS 379'dan 395'e kadar Roma imparatoruydu. İmparatorluğun doğu ve batı kısımlarını birleştiren Theodosius, Doğu ve Batı Roma'nın ikisini birden yönetmiş son imparatordur. Ölümünden sonra imparatorluk ebediyen ikiye ayrılmıştır. Aynı zamanda Hristiyanlık'ı Roma İmparatorluğu'nun resmî dini yapmış olmasıyla da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Birinci İznik Konsili</span>

Birinci İznik Konsili, MS 325 yılında İmparator I. Konstantin tarafından Roma İmparatorluğu topraklarında Hristiyanlığın içerisinde tartışılan bazı konuları netleştirmek amacı ile toplanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Birinci Konstantinopolis Konsili</span>

Birinci Konstantinopolis Konsili, 381 yılında I. Theodosius tarafından İstanbul'da toplanan konsildir. İznik Konseyi tarafından kurulan inanç sisteminin onaylanması ve Ariusçuluk ihtilafı ile ilgilenmiştir. Aya İrini Kilisesi'nde 381 yılının Mayıs ile Temmuz ayları arasında toplanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kıptî Ortodoks Kilisesi</span>

Kıptî Ortodoks Kilisesi veya İskenderiye Kıptî Kilisesi, Mısır'ın en büyük Hristiyan kilisesinin resmî adıdır. İskenderiye Kıptî Kilisesi, Hristiyanlığın diğer mezhepleri tarafından monofizit bir kilise olarak tanımlanır. Monofizit görüş, İnsanî ve İlâhî tabiatların katışma ve değişme olmaksızın tek bir tabiatta birleşmesi ve tek tabiata dönüşmesini savunur. 451 yılında toplanan Kadıköy Konsili bu görüşü reddetti. İskenderiye Kıptî Kilisesi, Konsil kararlarını tanımayarak Ortodoksluk'tan ayrılan kiliselerden biridir.

<span class="mw-page-title-main">I. Athanasios (İskenderiye piskoposu)</span>

İskenderiyeli Athanasios, 4. yüzyılda yaşamış önemli ilahiyatçı, İskenderiye Piskoposu, Kilise Babası ve azizdir. Ortodoks Hristiyanlığın oluşumunda önemli katkıları olduğu için "ortodoksluğun babası" olarak da adlandırılır. Hristiyan teolojisi üzerinde önemli bir etki bırakmış ve Hristiyan doktrininin şekillenmesinde katkı sağlamıştır. Kıpti Kilisesi tarafından İskenderiye'nin 20. Papası kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Antakyalı Lukianos</span>

Antakyalı Lukianos, , hristiyan rahip, teolog ve şehit. Akademisyenliği ve münzevi adanmışlığı ile tanınır. Katolik Kilisesince Ocağın 7'sinde, Ortodoks Kilisesince Ekim'in 15'inde anılır.

Arian İhtilafı, dördüncü yüzyılın Hristiyan dünyasını sarsan ve kilisenin ilk ekümenik konsilin toplanmasına neden olan büyük teolojik ihtilaf.

Nikomedialı (İzmitli) Eusebius, 338 yılından ölümüne kadar Konstantinopolis patrikliği yapmıştır. Arius gibi Antakyalı Lukianos'un öğrencisidir. Başlangıçtan itibaren Arius ile aynı görüşte olmuş, onu cesaretlendirmiş ve desteklemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Córdobalı Hosius</span>

Córdobalı Hosius, ayrıca Osius ya da Ossius olarak da bilinir, Córdoba episkoposu. Dördüncü yüzyılda Erken Hristiyan Kilisesini bölen Arian İhtilafı'nda Katolik/Ortodoks Hristiyanlığın en meşhur taraftarlarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">İskenderiyeli Aleksandros</span>

İskenderiyeli Aleksandros, 19. İskenderiye patriği. Patrikliği süresince o günlerde Kilise'nin karşılaştığı bir dizi sorun ile ulaşmıştır. Paskalya'nın tarihi, Likopolisli Meletius'un eylemleri ve en önemlisi Aryanizm. İznik Konsilinde, Aryanizm'e karşı muhalefetin liderliğini yapmıştır. Ayrıca en önemli Kilise Babalar'ından İskenderiyeli Athanasius'un hocası olarak hatırlanır.

<span class="mw-page-title-main">I. Paulus (başpiskopos)</span>

I. Paulus ya da I. Paul ya da Günah Çıkaran Aziz Paul, altıncı Konstantinopolis Başpiskoposu, 336 ya da 340 yılında seçilmiştir. Yortu günü 7 Hazirandır.

<span class="mw-page-title-main">Oryantal Ortodoksluk</span> Doğu Hristiyanlık dalı

Oryantal Ortodoksluk Birinci İznik Konsili, Birinci Konstantinopolis Konsili ve Birinci Efes Konsili'nden oluşan ilk üç ekümenik konsili tanıyan Ortodoks Doğu Hristiyan inancı. Dünya çapında yaklaşık 84 milyon inananı vardır.

Teslisçi Hristiyan ilâhiyatında enkarnasyon ya da hulûl, ezelî ilâhî kelime (logos), üçlü birliğin ikinci kişisi, Baba Tanrı'nın oğlu ve Oğul Tanrı olan İsa'nın, Meryem Ana'nın rahminde insan bedenine bürünmüş olduğu ve insan tabiatı edindiği inancıdır. Meryem'in rahminde bedene büründüğü için Meryem'e Theotokos denmektedir. Teslisçilerin enkarnasyon inancında, İsa Mesih'in tamamen insan ve tamamen tanrı olup bu iki tabiatının hipostatik birlik içinde olduğu kabul edilir. Kadıköy Konsili'ne tabi olan kiliselerin tanımladığı şekliyle enkarnasyonda, Oğul'un ilahi tabiatı, insan tabiatı ile birleşmiş fakat hiç karışmamıştır. Bir ilahi kişilikte İsa Mesih, hem tamamen Tanrı, hem de tamamen insandır. Bu inanca alternatif akideler, Ebiyonitler ve İbrani Kutsal Kitabı'nda olduğu gibi tarih boyunca Hristiyanlıkta zuhur etmiş olmakla birlikte hiçbirisi ana akım Hristiyanlığın enkarnasyon inancını değiştirmemiştir. Günümüzde Tekçilik olarak bilinen alternatif bir akide Pentekostal gruplar arasında yaygındır.

Ortodoks Hristiyanlık, Doğu Ortodoks Kilisesi ve Oryantal Ortodoksluk için kullanılan ortak adlandırma. Hristiyanlığın bu iki mezhebi de antik Hristiyan Kilisesi'nin inancı, doktrini ve uygulamalarına olan bozulmaz bağı vurgulamak için ortodoks kavramını kullanır. Bu iki mezhebin üyeleri kendilerine sadece "Ortodoks Hristiyan" dese de "Doğu" ve "Oryantal" sıfatları bu grupların dışındakiler tarafından bu iki grubu ayırmak için kullanılır. Bu iki grup 451 yılındaki Kalkedon Konsili'nin ortodoksisi hakkında görüş ayrılığı yaşamışlardır ve hala aralarında bir komünyon yoktur; ancak hala birçok aynı doktrine, benzer kilise yapılanmasına ve benzer ibadetlere sahiptirler. İki inancın birleşmesi için yakın zamanda birçok görüşme yapılmış, birçok konuda uzlaşı sağlanmışsa da resmi bir birlik için henüz somut adımlar atılmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tabiiyetçilik</span>

Tabiiyetçilik, Hristiyanlık teolojisinde; Oğul yani Mesih’in Baba Tanrı tarafından yaratıldığından ötürü ona bağlı ve astı olduğu, Baba Tanrı’nın ise Mesih’te olmayan yaratılmamışlık ve aşkınlık sıfatlarına sahip olduğu düşüncesine yatkınlık anlamına gelmektedir.

Hristiyan teolojisinden bir terim olan Homooussia özellikle İznik Konsil'inde İsa'yı Baba Tanrı ile “varoluşta bir ya da “özde bir” olduğunu anlatmak için kullanılmıştır. Aynı terim daha sonra Kutsal Ruh'a içinde kullanılmış, O'nunda Baba ve Oğul ile ‘özde bir’ olduğu belirtilmiştir. Bu kavramlar daha sonra İznik Hristiyan teolojisinin köşetaşları olmuş ve Tanrı'nın Üçlü-Birlik şeklinde anlaşılması doktrinin en önemli teolojik konsteptleri olmuşlardır.

<span class="mw-page-title-main">Kapadokyalı Babalar</span>

Kapadokyalı Babalar veya geleneksel bilinen ismiyle Üç Kapadokyalı, Kayseri piskoposu Büyük Basil (330-379); Basil'in küçük kardeşi Nissa psikoposu Nissalı Gregor (335-395); ve yakın arkadaşı, Konstantinopolis Patriği Nenizili Gregorios'dan (329-389) oluşan üç Kapadokyalı Hristiyan azizi ifade eden terimdir. Günümüz Türkiye'sindeki Kapadokya bölgesi, Pavlus'un bu bölgedeki çeşitli misyonları ile erken dönem Hristiyan tarihinin önemli bir mekanıdır.