İçeriğe atla

Arap Ayaklanması

Kontrol Edilmiş
Arap Ayaklanması
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı cepheleri

Arap askerleri
TarihHaziran 1916 - Ekim 1918
Bölge
Sonuç Araplar bağımsızlığını kazandı.
Osmanlı, Hicaz ve Yemen topraklarını kaybetti.
Taraflar
 Osmanlı İmparatorluğu

 Almanya
Cebel Şammar Emirliği
 Hicaz
Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı Britanya İmparatorluğu
 Fransa
Komutanlar ve liderler
Osmanlı İmparatorluğu Cemal Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Fahreddin Paşa
Osmanlı İmparatorluğu Muhiddin Paşa

Alman İmparatorluğu Otto Liman von Sanders
Hicaz Krallığı Hüseyin bin Ali
Hicaz Krallığı Faysal
Hicaz Krallığı Abdullah
Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı Edmund Allenby
Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı T. E. Lawrence
Güçler
6,500-7,000 (1916)[1]
23,000 (toplam)[2]
30,000 (Haziran 1916)[2]

Arap Ayaklanması (Arapçaالثورة العربية Al-Thawra al-'Arabiyya, İngilizceArab Revolt), Arap İsyanı veya Arap İhaneti, I. Dünya Savaşı sırasında Haziran 1916 tarihinde Yemen'de Aden, Suriye'de Halep'i kapsayan bağımsız ve birleşik bir Arap devleti kurmak amacıyla Şerif Hüseyin bin Ali tarafından başlatılan silahlı isyandır.

Şerif Hüseyin, Haziran 1916 tarihinde Osmanlı Hükümeti'nin Müslümanlığın kutsal değerlerini çiğnediği ve "Arapların haklarının çiğnendiği" iddialarını sebep göstererek isyan etti.[3] Aksine Türkler, Müslüman topraklarını hakimiyeti altına almaya çalışan güçlere karşı savaşı sırasında Müslüman hilafeti için savaştığını iddia eden kabilelerin isyan ederek İslam'a ihanet ettiğini savundu.[4]

İsyan, Birleşik Krallık Yüksek Komiseri Henry McMahon ile Şerif Hüseyin arasında gerçekleşen ve Araplara bağımsız devlet sözü verilen Hüseyin-McMahon Yazışmaları'nın ardından 10 Haziran 1916 sabahı Mekke'de resmi olarak başlatıldı. Daha öncesine de Şerif Hüseyin'in oğulları Ali ve Faysal 5 Haziran'dan beri Medine'de isyan faaliyetlerine başlamıştı. Arap isyancılar 10 Haziran sabahı Mekke'deki hükûmet konağına ve kışlalara saldırdı. Mekke'nin müdafaası ancak 1 ay kadar sürebildi ve 9 Temmuz 1916'da şehir isyancıların eline geçti.[5] İsyancıların öncelikli hedefi, İngiliz hükûmetinin de tanıma sözü verdiği, Halep'ten Aden'e kadar uzanan bağımsız ve birleşik bir Arap devleti kurmaktı.[6]

İsyan sonucunda, Şerif Hüseyin tarafından liderlik edilen ve Birleşik Krallık Mısır Sefer Kuvveti tarafından da desteklenen Haşimi ordusu Hicaz ve Ürdün'ün büyük bir kısmını eline geçirdi. 1918'e gelindiğinde isyancılar Şam'ı ele geçirdiler ve Hüseyin'in oğlu I. Faysal tarafından yönetilen Suriye Arap Krallığı'nı ilan ettiler. Daha sonrasında ise İngilizler tek bir Arap devleti projesinden vazgeçerek Üçüncü Fransız Cumhuriyeti ile gizlice Sykes-Picot Anlaşması'nı imzaladı ve Osmanlı toprakları İngilizler ve Fransızlar tarafından ortaklaşa kontrol edilen bir dizi Milletler Cemiyeti mandasına bölündü.[7]

Arka plan

İngiliz asker Mark Sykes tarafından tasarlanan ve Arap İsyanında kullanılan bayrak. Şehitler Anıtı, Amman, Ürdün

Osmanlı İmparatorluğu'nda milliyetçiliğin yükselişi Arapları da etkilemişti ve Arap Yarımadası'nda daha 1865 yılında milliyetçi Arap örgütleri kurulmuştu. Birinci Dünya Savaşı öncesine kadar Arap milliyetçilerinin genel olarak ılımlı görüşlere sahip olduğu kabul edilse de en azından özerklik talepleri bulunmaktaydı. 1913 yılında Arap aydınları, Osmanlı İmparatorluğu altında yaşayan Arapların hakları ve özerklik meselesini görüşmek üzere Paris'te gerçekleşen bir kongrede bir araya gelmiştir.[8] Bu kongrede; Arap vilayetlerinde Arapçanın resmi dil olması, Arap askerlerinin sadece Arap topraklarında hizmet vermesi, Arapların Osmanlı merkezi yönetiminde daha etkin rol oynaması gibi reformist taleplerin yanında Arap vilayetlerinin hepsinde özerk bir Arap yönetimi kurulmasına yönelik talepler de karara bağlanmıştı. Ayrıca Ermenilerin reformist taleplerine destek verileceği kararı da alınmıştır. Kongrede alınan bu talepler hem Fransa Dışişleri Bakanlığına hem de Osmanlı Hükûmetine iletildi.[9][10][11]

Birinci Dünya Savaşının patlak vermesiyle birlikte kongre kararlarının kalıcı bir etkisi olmadı ve bir kısım Arap özerklikten ziyade bağımsız bir devlet talebinde bulunmaya başladı. Bu dönemde İngilizler de Arapları kendi tarafına çekmek ve Osmanlı'yı parçalayarak güçsüzleştirmek konusunda yoğun çaba sarf ettiler. Daha savaş başlamadan önce İstanbul'daki İngiliz elçisi olası savaş halinde Türkiye'ye karşı bir Arap harekâtının desteklenmesi gerektiğini bildirmişti.[4][12]

İsyanın lideri olan Hicaz Emiri Şerif Hüseyin, II. Abdülhamid'in iktidarı sırasında sakıncalı görülerek İstanbul'da tutulmuş ve Şura-yı Devlet üyesi olmuştu. İttihat ve Terakki ise yönetime geldikten sonra onu Mekke Emiri yaptı. Şerif Hüseyin en başından beri bağımsız bir Arap devleti kurma arzusunda idi. Daha 1912 yılında İngiltere'nin Araplara silah vermesi, Arapların da Osmanlı'ya başkaldırıp, gelecekte İngiltere'nin müttefiki olmaları hususunda İngilizlerle anlaşma yapmaya çalıştı.[4][13] Şerif Hüseyin ve bölgenin Osmanlı Valisi Vehip Paşa arasında anlaşmazlık da yaşanmaktaydı.[4] Zamanla Osmanlı yönetimi ve Şerif Hüseyin arasındaki ilişkiler gittikçe gerilmiş ve iki taraf da birbirini ortadan kaldırmayı düşünmeye başlamıştı.[14] Şerif Hüseyin 1915 senesi başlarında isyana kesin olarak karar vermişti.[15] Şerif Hüseyin'in oğlu Emir Faysal'ın başkanlığında ve İmam Yahya ve İbn Suud'un da üye olduğu, Şerif Hüseyin'in Osmanlı Devleti'ne karşı savaşa girmesini ve İtilaf Devletleri'nin yardımıyla bir Arap Hükûmeti tesisini amaçlayan bir cemiyet kuruldu.[4] İngiltere'nin Mısır Valisi Henry McMahon ile Şerif Hüseyin arasında bağımsız bir Arap devletinin kurulmasına yönelik gizli görüşmeler yapılmıştır.

Savaşın öncesinde de İngiltere ile görüşen Şerif Hüseyin, savaşın başlamasıyla birlikte İngilizlerle anlaştı ve Cihad çağrılarına uymayarak İngiliz desteği ile isyana başladı.

İsyan

14 Temmuz 1915'ten 10 Mart 1916'ya kadar Sir Henry McMahon ve Şerif Hüseyin arasında toplam on mektup alışverişi yapıldı. Hüseyin 18 Şubat 1916 tarihli mektubu ile McMahon'dan 50.000 £ altın, silah, mühimmat ve yiyecek talebinde bulundu. McMahon, 10 Mart 1916 tarihli yanıtı ile İngilizlerin taleplere onay verdiğini doğruladı ve yazışmayı sonlandırdı. O zamana kadar resmi olarak Osmanlı tarafında gözüken Hüseyin, artık Üçlü İtilaf 'a yaptığı yardımın, büyük bir Arap imparatorluğu ile ödüllendirileceğine tam olarak ikna olmuştu. Osmanlı yönetiminin onu Mekke Şerifliği görevinden alacağına ve yerine Ali Haydar Paşa'nın atanacağına dair söylentilerin çıkmasıyla birlikte hayatından endişe etmeye başlayan Hüseyin, acele bir şekilde İtilaf Devletleri askeri kampına katılmaya karar verdi.[16]

Hüseyin'in yaklaşık 50.000 adamı vardı, ancak 10.000'den azının tüfeği vardı.[17] 5 Haziran 1916'da Hüseyin'in iki oğlu emir Ali ve Faysal, Medine'de bulunan Osmanlı garnizonuna saldırdılar. Ancak Fahri Paşa liderliğindeki Türk savunması tarafından mağlup edildiler.[16] İsyan, 10 Haziran 1916'da Hüseyin'in destekçilerine Mekke'deki Osmanlı garnizonuna saldırma emri vermesiyle birlikte resmi olarak başladı. Mekke Müdafaası, 1 ay kadar sürdü ve kanlı sokak çatışmaları yaşandı. Başarılı Türk müdafaası sonucu savaş Arap isyancılar açısından çıkmaza girdi. Bu sırada İngilizler tarafından isyancılara asker ve topçu yardımı yapıldı. Sonuç olarak isyancılar 9 Temmuz 1916'da Mekke'yi ele geçirdi. 10 Haziran'da Hüseyin'in oğullarından biri olan Emir Abdullah, Ta'if'e saldırdı ve Ta'if kuşatma altına alındı. İsyancılar 22 Eylül 1916'da Taif'i ele geçirdi.

10 Haziran 1916'da İngiliz savaş gemileri ve deniz uçaklarının bombardıman yardımıyla birlikte 3500 Arap Cidde limanına saldırı gerçekleştirdi. Osmanlı garnizonu 16 Haziran'da teslim oldu. Eylül 1916'nın sonuna gelindiğinde Şerif Ordusu, Kraliyet Donanması'nın da yardımıyla Rabigh, Yanbu ve Kunfudha gibi kıyı şehirlerini ele geçirmişti ve 6.000 Osmanlı askerini esir almıştı.

Hicaz'da iyi silahlanmış 15.000 Osmanlı askeri kalmıştı. Ekim ayında isyancıların Medine'ye yaptığı saldırı, kanlı bir şekilde geri püskürtülmeleri ile sonuçlandı. Bu yenilgiden sonra isyancılar, bir daha cephe savaşına girişmediler. Ayrıca Medine'de askeri bir kuşatma da kuramadılar. Ancak Medine'nin merkezle olan bağlantısının tamamen kopması ve isyancıların sabotaj faaliyetleri ve vurkaç tipi gerilla saldırıları sebebiyle Medine'deki Osmanlı garnizonu yerinden kıpırdayamadı, fiili bir kuşatma ile yüz yüze kaldı ve Medine Müdafaası başladı. Medine hiçbir zaman Haşimi güçleri tarafından ele geçirilmedi ve Osmanlı komutanı Fahri Paşa, Medine'yi ancak 9 Ocak 1919'da Türk hükûmetinin emri üzerine teslim etti.

Lawrence, Cidde'nin kuzeyindeki Rabegh'de, 1917.

Haziran 1916'da İngilizler, T. E. Lawrence'ın aralarında bulunduğu birkaç yetkiliyi Hicaz'daki isyana yardım etmek için gönderdi. Lawrence'ın isyana en büyük katkısı Arap liderlerini İngiliz yararına koordine etmekti. Lawrence, Faysal'la yakın bir ilişki geliştirdi. Buna karşılık Lawrence'ın Abdullah'la ilişkileri iyi değildi, dolayısıyla Abdullah'ın Arap Ordusu çok daha az İngiliz yardımı aldı. Lawrence Arapları birçok defa Hicaz demiryoluna saldırmaya ikna etti. Bu sayede daha fazla Osmanlı kuvveti demiryolunu korumak ve hasarı onarmak zorunda kaldı.[18]

1 Aralık 1916'da Fahri Paşa, Yanbu limanını ele geçirmek amacıyla üç tugayla birlikte Medine'den bir taarruz başlattı. Ancak Kraliyet Donanması'nın Kızıldeniz'den gelen ateş ve hava desteği sonucu taarruz başarısızlıkla sonuçlandı. Fahri Paşa, daha sonra Rabegh'i almak için güçlerini güneye çevirdi, ancak Kraliyet hava üssünden yapılan hava saldırıları nedeniyle 18 Ocak 1917'de Medine'ye geri dönmek zorunda kaldı.

3 Ocak 1917'de Faysal, 5.100 deve süvarisi, 5.300 piyade ve on makineli tüfek ile birlikte Kızıldeniz kıyısı boyunca kuzeye doğru ilerlemeye başladı. Kraliyet Donanması, harekât sırasında Faysal'a denizden ikmalde bulundu. 800 kişilik Osmanlı garnizonu güneyden gelecek bir saldırıya hazırlanırken 400 Arap ve 200 Kraliyet Donanması askeri 23 Ocak 1917'de kuzeyden Wejh'e saldırdı. Wejh 36 saat içinde teslim oldu. Arap kuvvetlerinin sayısı 70.000 adama ulaşmıştı.

1916'nın sonlarında Müttefikler, Düzenli Arap Ordusu'nu (Şerif Ordusu olarak da bilinir) kurmaya başladı.

1917 yılında Emir Abdullah, Eşref Bey liderliğindeki bir Osmanlı konvoyunu çölde pusuya düşürdü. 1917'nin başlarından itibaren Haşimi gerillaları Hicaz demiryoluna saldırmaya başladı. Şubat 1917'de ilk kez hareket halindeki bir lokomotif mayınla havaya uçuruldu. Mart 1917'de Lawrence, Hicaz demiryoluna ilk saldırısını gerçekleştirdi. Ağustos 1917'de Yüzbaşı Raho, bir Bedevi kuvvetine komuta ederek Hicaz demiryolunun 5 kilometresini ve dört köprüyü yok etti.

Mart 1917'de İbn Reşid liderliğindeki aşiretlerin de katıldığı bir Osmanlı kuvveti, Hicaz'da Haşimi güçlerine büyük zarar veren bir saldırı gerçekleştirdi. Ancak Osmanlı'nın Aralık 1916'da Yanbu'yu alamaması, Haşimi kuvvetlerinin giderek güçlenmesine yol açtı ve Osmanlı kuvvetlerinin savunma pozisyonuna geçmesine sebep oldu. Lawrence daha sonra Yanbu'ya yapılan saldırının başarısızlıkla sonuçlanmasının, isyan için bir dönüm noktası olduğunu iddia etti.

Lawrence, 1917'de Arap düzensiz birlikleri ve Auda Abu Tayi komutasındaki güçlerle birlikte Akabe'ye karşı bir saldırı gerçekleştirdi. Akabe, o sırada Kızıldeniz'de kalan tek Osmanlı limanıydı. Akabe'nin ele geçirilmesi, İngiliz malzemelerinin Arap isyanına aktarılmasına yardımcı olacaktı. 6 Temmuz'da karadan yapılan bir saldırının ardından Akabe, yalnızca birkaç kayıpla Arap güçlerinin eline geçti. Haşimi orduları bazen yerel halkın şiddetli muhalefetiyle karşılaşıyorlardı. Temmuz 1917'de Karak kasabası sakinleri Haşimi güçlerine karşı savaşarak onları geri püskürttüler. Yılın ilerleyen zamanlarına ait İngiliz istihbarat raporları, Ürdün Nehri'nin doğusundaki aşiretlerin çoğunun "kesinlikle Osmanlı safında" olduğunu öne sürdü.[19] Aşiretler, baskılardan ve sadakatleri nedeniyle Osmanlılardan aldıkları parayı kaybetmekten korkuyorlardı.[20]

Mondros Mütarekesi imzalandığında Arap Yarımadası

Yılın ilerleyen zamanlarında Haşimi güçleri Osmanlı mevzilerine bir dizi küçük baskın düzenledi ve bu da Birüssebi Muharebesi'ne yol açtı. Birüssebi, 31 Ekim 1917 akşamı İngiliz kuvvetleri tarafından ele geçirildi. Böylelikle Osmanlı cephesi tehlikeli bir duruma girmişti. Bunun için 5 Kasım'da Gazze boşaltıldı ve 7 Kasım'da İngilizler Gazze'yi ele geçirdiler. Bundan sonra ise Osmanlı kuvvetleri çekilmeye, İngiliz kuvvetleri de ilerlemeye başlamıştı.

Akabe ele geçirilmesinin ardından pek çok subay Faysal'ın isyanına katıldı. Yarbay Stewart F. Newcombe ve Cyril E. Wilson liderliğindeki çok sayıda İngiliz subay ve danışman, Araplara tüfek, patlayıcı, havan topu ve makineli tüfek sağlamak için bölgeye geldi. Brémond komutasındaki 1.100 subaydan oluşan Fransız askeri misyonu, Hüseyin'le ve özellikle de oğulları Emir Ali ve Abdullah ile iyi ilişkiler kurdu.

Ocak 1918'de yaşanan Tafilah Muharebesi ile Lawrence'ın da aralarında olduğu isyan güçleri büyük bir zafer elde etti. Nisan 1918'de Cafer el-Askari ve Nuri es-Said önderliğindeki Arap Düzenli Ordusu, Ma'an'daki Osmanlı tren istasyonuna saldırı düzenledi. Cafer el-Askeri, İngilizler'den Ma'an'da bulunan Osmanlı garnizonuna karşı hardal gazı kullanılmasını talep etti ancak bu talebi reddedildi.

1918 baharında Hicaz demiryolunu yok etmeye yönelik olan Kirpi Harekâtı başlatıldı. Mayıs 1918'de Hicaz demiryolunun 25 köprüsü yok edildi.

27 Eylül 1918'de Tefes köyü yakınlarında gerçekleşen savaş ile isyan güçleri önemli bir zafer elde etti. Burada isyan güçleri, yakalanan Osmanlı askerlerini ve onlarla birlikte olan yaklaşık 250 Alman ve Avusturyalı askerini Lawrence'ın emri ile makineli tüfeklerle vurarak kısa sürede idam etti ve Tefes Katliamı'nı gerçekleştirdi. Lawrence daha sonra Seven Pillars of Wisdom'da şunları yazdı: "Tafas'ın dehşetinden doğan çılgınlıkla öldürdük ve öldürdük, hatta ölenlerin ve hayvanların kellelerini uçurduk; sanki onların ölümü ve akan kan acımızı dindirebilirmiş gibi."

19 Eylül - 21 Eylül 1918 arasında yaşanan Megiddo Muharebesi ile Osmanlı İmparatorluğu tüm Suriye'yi kaybetti. Eylül sonu ve Ekim 1918'e gelindiğinde morali giderek bozulan Osmanlı Ordusu geri çekilmeye ve mümkün olduğunca İngiliz birliklerine teslim olmaya başladı. Yarbay T. E. Lawrence'ın eşlik ettiği Şerif Ordusu 27 Eylül 1918'de Deraa'yı ele geçirdi.[21]

30 Eylül 1918'de Şam'a ulaşan Arap güçleri Şerif Nasır'ın deve süvarileri ve Nuri Şa'lan liderliğindeki Ruwallah kabilesinin süvarileriydi. Bu birliklerin büyük bir kısmı Şerif Faysal'ın gelişini beklemek amacıyla şehrin dışında kaldı. Şehrin içine giren küçük bir birlik, şehir halkı tarafından şehrin duvarlarına asılmış Arap İsyanı bayrağını buldular. O günün ilerleyen saatlerinde Avustralya Hafif Süvari birlikleri Şam'a yürüdü. T. E. Lawrence ve Arap birlikleri ertesi gün, 1 Ekim'de Şam'a girdi. Savaşın sonunda Mısır Seferi Kuvvetleri Filistin'i, Ürdün'ü, Lübnan'ı, Arap yarımadasının büyük bölümünü ve Suriye'nin güneyini ele geçirmişti. Fahreddin Paşa liderliğinde direnişe devam eden Medine ise Ocak 1919'a kadar teslim olmadı.

Sonuç

Sykes-Picot Anlaşması

Birleşik Krallık, isyan öncesinde Araplara ve Şerif Hüseyin'e bağımsız bir devlet sözü vermiş olmasına rağmen isyanın ardından anlaşmadan vazgeçtiler ve bölgeyi 1916 yılında Fransa ile imzalanan Sykes-Picot Anlaşması ile kendi aralarında paylaştılar. Ayrıca 1917 yılında imzalanan Balfour Deklarasyonu ile Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması sözünü de vermişlerdi. Bu olaylar dizisi genellikle İngilizlerin Araplara ihaneti olarak yorumlanır.[22][23][24]

Batı Arabistan'daki Hicaz bölgesinde Hüseyin'in kontrolü altında kısa süre devam eden ve diğer ülkeler tarafından tanınmayan bir yönetim kuruldu. Bu yönetim 1925'te İbn Suud tarafından fethedildi.

Günümüzdeki Arap devletlerinin pek çoğu Arap İsyanı'nın bir yansıması ve devamında yaşanan olaylar sonucu ortaya çıkmıştır. Osmanlı iktidarının kalkmasının bu yana bölgede siyasi karışıklıklar yaşanmış ve düzen oturtulamamıştır. Bir süre devam eden manda yönetiminin ardından bölgede çeşitli Arap devletleri kurulmuş, Yahudilere vadedilen bağımsız devlet sonucu bu devletler İsrail ile 2 büyük savaş yaşamıştır ve günümüzde de çatışmalar devam etmektedir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Military Intelligence and the Arab Revolt: The first modern intelligence war, Polly a. Mohs, ISBN 1-134-19254-1, Routledge, page 41.
  2. ^ a b David Murphy, (Illustrated by Peter Dennis), The Arab Revolt 1916–18: Lawrence Sets Arabia Ablaze, Osprey Publishing, 2008, p. 26.
  3. ^ Sean McMeekin, The Berlin-Baghdad Express, p.288,297
  4. ^ a b c d e "Mustafa Bostancı, "Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin Hicaz'da Hâkimiyet Mücadelesi"". 16 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Şubat 2015. 
  5. ^ Barlak, Hasan (31 Ağustos 2016). "FAHREDDİN PAŞA'NIN HİCAZ CEPHESİNDE BAYRAK MÜCADELESİ (Haziran 1916 - Ocak 1919)". Studies of The Ottoman Domain (Osmanlı Hakimiyet Sahası Çalışmaları). 6 (11): 20-47. ISSN 2147-5210. 1 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2024. 
  6. ^ "McMahon, Henry; bin Ali, Hussein (1939), Cmd.5957; Correspondence between Sir Henry McMahon, G.C.M.G., His Majesty's High Commissioner at. Cairo and the Sherif Hussein of Mecca, July, 1915–March, 1916 (with map)" (PDF). 2 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Mart 2024. 
  7. ^ Sykes-Picot Memorandum. 17 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mart 2024. 
  8. ^ Ṭībī, Bassām; Ṭībī, Bassām (1981). Arab nationalism: a critical enquiry. New York, NY: St. Martin's Press. ISBN 978-0-312-04716-0. 
  9. ^ Khalidi, Rashid (1980). British Policy Towards Syria & Palestine 1906-1914. Ithaca Press London
  10. ^ "Corrections". Journal of Applied Probability. 1 (02): 397. Aralık 1964. doi:10.1017/s0021900200108502. ISSN 0021-9002. 
  11. ^ Zayn, Zayn Nūr al-Dīn (1976). The Emergence of Arab nationalism: with a background study of Arab-Turkish relations in the Near East. 3rd ed. Delmar (N.Y.): Caravan books. ISBN 978-0-88206-000-2. 
  12. ^ İbrahim Muhammed Hasan, El-Bahrü’l Ahmer Fi El-Harb El-Alemiyye El Ula, 1. Baskı, Mısır, 1998, s.101.
  13. ^ Emir Şekip Arslan, Bir Arap Aydınının Gözüyle Osmanlı Tarihi ve I. Dünya Savaşı Anıları, Çev. Selda Meydan, Ahmet Meydan, İstanbul, 2005, s.408
  14. ^ EL-HAMİD Abdüllatif b. Muhammed, El Bahri’l Ahmer vel Ceziretül Arabiyye fi Es-Sıra’a El-Osmani El-Britani Hilal El-Harb El-Alemiyye El-Ula, Riyad, 1. Baskı, 1415/1994.
  15. ^ Cemal Paşa, Hatıralar “İttihat-Terakki ve Birinci Dünya Harbi”, Tamamlayan ve Tertipleyen:Behçet Cemal, Selek Yayınları, 1959, s.248.
  16. ^ a b Murphy, David; Dennis, Peter, (Ed.) (2008). The Arab Revolt 1916-18: Lawrence sets Arabia ablaze. Campaign. Oxford: Osprey. ISBN 978-1-84603-339-1. 
  17. ^ Parnell, Charles L. (August 1979) CDR USN "Lawrence of Arabia's Debt to Seapower" United States Naval Institute Proceedings.
  18. ^ Lawrence, T.E. (1935). Seven Pillars of Wisdom. Garden City: Doubleday, Doran & Company, Inc. pp. 216
  19. ^ Rogan, Eugene (2011). The Arabs: A History. Penguin. syf. 152.
  20. ^ Rogan, Eugene L. (2002). Frontiers of the state in the late Ottoman Empire: Transjordan, 1850-1921. First paperback edition. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN 978-0-521-89223-0. 
  21. ^ Falls, Cyril (1930) Official History of the Great War Based on Official Documents by Direction of the Historical Section of the Committee of Imperial Defence; Military Operations Egypt & Palestine from June 1917 to the End of the War Vol. 2. London: H. M. Stationery Office
  22. ^ "The Irish Times. Retrieved 8 Kasım 2023". 4 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2024. 
  23. ^ Sole, Kent M. (1985). "The Arabs, a People Betrayed". Journal of Third World Studies. 2 (2): 59-62. ISSN 8755-3449. 3 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2024. 
  24. ^ Barnett, David (2022-10-30). "Revealed: TE Lawrence felt 'bitter shame' over UK's false promises of Arab self rule". The Observer. ISSN 0029-7712. Retrieved 2023-11-08.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hüseyin bin Ali (Mekke emiri)</span> Mekke şerifi ve emiri, Hicaz kralı ve Şerifî halifesi

Hüseyin bin Ali el-Haşimi, bilinen adıyla Şerif Hüseyin, 1908-1916 yılları arasında Mekke Şerifi, 1916-1924 arası Hicaz Kralı olan Arap lideri.

<span class="mw-page-title-main">I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı cepheleri</span> 29 Ekim 1914 ve 30 Ekim 1918 tarihleri arasında Osmanlı İmparatorluğunun savaştığı cepheler

Osmanlı cepheleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'nda çarpıştığı cephelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Thomas Edward Lawrence</span> Britanyalı arkeolog, asker ve diplomat

Thomas Edward Lawrence, takma adı ile Arabistanlı Lawrence veya kendini Araplara tanıttığı ismi ile John Hume Ross, İngiliz ordu subayı, arkeolog, diplomat ve yazar. Birinci Dünya Savaşı sırasında, Arap Bürosu bünyesinde diğer İngiliz subay ve istihbarat görevlileri ile birlikte, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı düzenlenen Arap Ayaklanması'nın (1916-1918) başarılı olmasındaki en mühim figür olması ile tanındı. Aynı zamanda, İngilizlerin zaferi ile sonuçlanmış Suriye-Filistin Cephesi'nde de (1915-1918) etkili bir isim olmuştur. Seçkin Hizmet Rütbesi sahibi olan Lawrence, elde ettiği başarılar sebebi ile Britanya Hükûmeti tarafından En Saygıdeğer Askerî Bath Nişanı ile ödüllendirildi.

<span class="mw-page-title-main">Hâşimoğulları (Hicaz)</span> Arap kraliyet ailesi

Hâşimoğulları veya Hâşimîler, Hüseyin bin Ali tarafından kurulan Arap ailesi. İslam peygamberi Muhammed'in mensup olduğu Benî Haşim ailesine bağlı bir Kureyş boyu olduğunu iddia etmektedirler. Ayrıca kan bağı ve kabile birlikteliği yoluyla Kızıl Deniz boyunca kurulan hanedanların sahibi olan boy. Sülale ismini İslam peygamberi Muhammed'in büyük-büyükbabası Haşim bin Abdimenaf'dan alır. I. Dünya Savaşı esnasında İngiliz desteğiyle Osmanlı Devleti'ne isyan etmiş, Arap Yarımadası'nın kontrolünü eline geçirmiş, fakat birkaç yıl sonra Suudi Hanedanlığı'na yine bir isyanla kaybetmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">I. Abdullah</span>

I. Abdullah,, Ürdün Kralı. Arap-İsrail savaşları sırasında öldürüldü, yerine oğlu 1. Talal geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Hicaz-Yemen Cephesi</span> Savaş cephesi

Hicaz-Yemen Cephesi, halk arasında Yemen Cephesi adıyla da anılır. I. Dünya Savaşı boyunca Osmanlı İmparatorluğu 4 Tümenlik bir kuvvetle Arabistan'daki kutsal İslam şehirlerini korumaya çalıştı. 7. Kolordu'nun birer tümeni Hicaz, Asir, San'a ve Hudeybe'de konuşlandırılmıştı. Uzaklık sebebiyle bu tümenlere yeni asker, malzeme ve silah desteği sağlanamıyordu. 1916 yılında İngilizlerin kışkırtmasıyla, Araplar kendilerini koruyan Osmanlı Kuvvetlerine karşı ayaklandı. Mekke Emiri Şerif Hüseyin, bağımsızlığını ilan ederek Hicaz'ı büyük oranda ele geçirdi. Buradaki Osmanlı direnişinin sembolü Medine müdafaası oldu. Yemen'de İmam Yahya Osmanlılara bağlı kalırken Asir'de Seyyid İdris de ayaklanmaya katıldı.

<span class="mw-page-title-main">I. Faysal</span> 1921den 1933e kadar Haşimi Irakın ilk kralı

I. Faysal, 1920 yılında kurulan kısa ömürlü Suriye Krallığı ve ardından Irak Krallığı kralı. Taç giydiği 23 Ağustos 1921 tarihinden, kalp krizi geçirerek öldüğü 1933 yılına kadar 12 sene hüküm sürmüştür. Kendisini Hicaz Kralı ilan ederek Osmanlı İmparatorluğu'na karşı Arap İsyanını başlatan Şerif Hüseyin'in üçüncü oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Mekke Şerifliği</span> 1517-1917 yılları arasında var olmuş özerk bölge

Mekke Şerifliği ya da Hicaz Şerifliği, Osmanlı döneminde Arap Yarımadasının batı kısmında yer alan, Mekke ve Medine şehirlerini kapsayan Hicaz bölgesinin yönetimine verilen isimdi. Mekke Şerifliği geleneksel olarak İslam Peygamberi Muhammed'in torunu Hasan bin Ali'nin soyundan gelen şerifler tarafından yönetilirdi.

Medine Müdafaası, Şerif Hüseyin'in 1916'da İngiliz desteğiyle isyan ederek Medine'yi hedef alması üzerine başlayıp, 2 yıl 7 ay sürdü ve Mondros Mütarekesi'nin imzalanması üzerine Padişah VI. Mehmet'in, müdafaada ısrar eden garnizon komutanı Fahrettin Paşa'yı iknasıyla sona erdi. Medine'deki Osmanlı garnizonu, mütarekeye göre silah bırakan son Osmanlı birliği oldu ve Medine'de kısa süreli Haşimi iktidarı başladı. Çatışmalardan ötürü Medine halkının ciddi bir kısmı göç etmek zorunda kaldı. Kuşatma sonunda, garnizon komutanı Fahrettin Paşa İngilizler tarafından tutuklanarak Malta'ya sürgün edildi.

Suudi Arabistan'ın birleşmesi 1902 ve 1932 yılları arasında İbni Suud'un liderliğinde günümüzdeki Suudi Arabistan Krallığının Arap Yarımadasında bulunan çeşitli kabile, emirlik ve krallıklarla birlikte Arap Yarımadasının büyük bir kısmını ele geçirdiği askeri ve politik süreç.

<span class="mw-page-title-main">Suriye Arap Krallığı</span> 1919-1920 Batı Asyada fiili devlet

Suriye Arap Krallığı ; varlığı dört aydan biraz fazla sürmüş, Hicaz Krallığı'ndan sonra kurulmuş ikinci modern Arap devleti. Kısa süreli bu devletin yöneticisi, Mekke emiri Hüseyin'in oğlu I. Faysal'dı. Tüm Büyük Suriye'de hak iddia etmesine rağmen, Faysal hükûmeti ancak sınırlı bir bölgeyi kontrol ediyordu ve varlığı da Birleşik Krallık'ın desteğine bağlıydı. İngiltere ise, Fransa ile birlikte genel olarak, Büyük Suriye fikrine karşıydı ve Faysal'ı kral olarak tanımayı reddediyordu. Nihayetinde, Faysal'a bağlı birlikler, 25 Temmuz 1920'de, Fransız kuvvetlerine teslim oldular.

<span class="mw-page-title-main">Hicaz Krallığı</span> Orta Doğuda Hicaz bölgesinde hüküm sürmüş bir devlet

Hicaz Haşimi Krallığı, Orta Doğu'da Hicaz bölgesinde Haşimi Hanedanlığı tarafından yönetilmiş bir devletti. Arap İsyanı esnasında Mekke Şerifi Hüseyin'in Osmanlı ordusunu Arabistan Yarımadası'ndan sürmek için Britanya İmparatorluğu güçleri ile ittifak içinde mücadele etmesi sonrasında Osmanlı İmparatorluğu I. Dünya Savaşı'nda Britanya İmparatorluğu'na yenilerek, bölgeyi tamamen kaybetmiş ve Hicaz millî bağımsızlığını kazanmıştır.

Şam Protokolü, 23 Mayıs 1915'te İstanbul'daki Türk yetkililere danışma misyonu sırasında Şam'a yaptığı ikinci ziyarette Arap gizli toplumları el-Fatat ve Al-'Ahd tarafından Faysal bin Hüseyin'e verilen bir belgedir.

<span class="mw-page-title-main">Ali Rikabi</span> Ürdünlü siyasetçi (1864-1942)

Ali Rıza Paşa Rikabi modern Suriye'nin ilk başbakanı ve aynı zamanda Ürdün başbakanıydı.

<span class="mw-page-title-main">Meyselun Muharebesi</span> Fransa-Suriye Savaşında bir muharebe

Meyselun Muharebesi, Meyselun Geçidi Muharebesi veya Han Meyselun Muharebesi olarak da adlandırılır, Suriye Arap Krallığı güçleri ile Fransız Levant Ordusu arasında 24 Temmuz 1920'de Şam'ın yaklaşık 25 kilometre batısında Anti-Lübnan Dağları'ndaki Han Meyselun yakınlarında yapılan dört saatlik bir savaştı.

<span class="mw-page-title-main">Yasin el-Haşimi</span>

Yasin el-Haşimi, iki kez başbakanlık yapan Iraklı bir politikacıydı. Irak'ın ilk liderlerinin çoğu gibi, el-Haşimi de ülkenin Osmanlı kontrolü sırasında askeri subay olarak görev yaptı. Siyasi olarak ilk çıkışını selefi Cafer el-Askerî'nin hükûmeti altında yaptı ve kısa bir süre sonra, Ağustos 1924'te onun yerine başbakan oldu. El-Haşimi on ay boyunca hizmet etti, ardından yerini Abdulmuhsin es-Sa'dun aldı. Sonraki on yıl boyunca çeşitli hükûmet pozisyonlarını doldurdu ve nihayet Mart 1935'te başbakanlık makamına geri döndü. 30 Ekim 1936'da Haşimi, General Bekir Sıdkî ve etnik azınlıklardan oluşan bir koalisyon tarafından yönetilen bir darbeyle görevden alınan ilk Irak başbakanı oldu. O zamanlar savunma bakanı olan el-Askerî'nin aksine, el-Haşimi darbeden sağ çıktı ve üç ay sonra öldüğü Suriye'nin Şam kentine gitti. Ağabeyi ve yakın müttefiki Taha el-Haşimi, 1941'de Irak Başbakanı olarak görev yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Mekke Müdafaası (1916)</span>

Mekke Müdafaası veya Mekke Savaşı, Haziran ve Temmuz 1916'da Müslümanların kutsal şehri olan Mekke'de gerçekleşen ve Arap İsyanı'nın bir parçası olan olaydır. Mekke Şerifi ve Banu Haşim aşiretinin lideri olan Hüseyin bin Ali, 10 Haziran'da Osmanlı Halifeliğine karşı bir isyan başlattı.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Suriye İsyanı</span> Suriye ve Lübnan Mandasındaki Fransız yönetimine karşı 1925-27 ayaklanması

Büyük Suriye İsyanı, 1925 İsyanı veya Büyük Suriye Devrimi, 1925 ile 1927 yılları arasında Suriye Devleti ve Büyük Lübnan genelinde yaşanan genel bir ayaklanmadır. Önde gelen isyancı güçler, Sünni, Dürzi, Alevi ve Hristiyan grupların katıldığı güney Suriye'deki Cebel el-Dürzi Devleti savaşçılarından oluşuyordu. Ortak amaç, I. Dünya Savaşı'nın ardından Türk yönetiminden Fransız yönetimine geçen yeni manda bölgelerindeki Fransız egemenliğine son vermekti.

<span class="mw-page-title-main">Şerif Ordusu</span> Arap İsyanının ana ordusu

Arap Ordusu olarak da bilinen Şerif Ordusu veya Hicaz Ordusu, I. Dünya Savaşı'nın Osmanlı cephelerinin bir parçası olan Arap İsyanı'nın arkasındaki askerî güçtü. 1916'da "Arapların Sultanı" ilan edilen Hicaz Krallığı'ndan Şerif Hüseyin bin Ali, Arap halkını bağımsız bir hükûmet altında birleştirme nihai hedefiyle Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bir isyanda Şerif Ordusu'na liderlik etti. İngilizler tarafından hem mali hem de askeri olarak desteklenen Hüseyin'in kuvvetleri Hicaz'dan kuzeye doğru yavaş yavaş ilerledi ve İngiliz kontrolündeki Mısır Seferi Kuvvetleri ile birlikte savaşarak sonunda Şam'ı ele geçirdi. Şerif Ordusu mensupları burada Şerif Hüseyin'in oğlu Faysal liderliğinde Suriye Arap Krallığı olarak bilinen kısa ömürlü bir monarşi kurdu.

<span class="mw-page-title-main">Kahire Konferansı (1921)</span>

Resmi tutanaklara 12-30 Mart 1921'de Kahire ve Kudüs'te düzenlenen Orta Doğu Konferansı olarak geçen Kahire Konferansı, İngiliz yetkililerin Ortadoğu'daki sorunları incelemek bu sorunları tartışmak ve bu sorunlar hakkında ortak bir politika oluşturmak amacıyla yaptığı bir dizi toplantıya verilen isimdir. İngiliz uzmanların gerçekleştirdiği bu gizli konferanslar, hem Irak hem de Ürdün üzerindeki İngiliz kontrolünün nasıl olacağına dair planları oluşturdu. Churchill, Arap isyanını başlatan Mekke Şerifi Hüseyin'in oğullarına bu iki bölgenin sembolik liderliğini teklif etti. Bu sayede Britanya'nın isyan zamanı Araplara vadettiği bağımsız devlet sözü tam olarak gerçekleşmese de bu vaadin ruhu yerine getirilecekti.