İçeriğe atla

Arabinoz

Arabinoz
Kimyasal adı(2R,3S,4S)-2,3,4,5-
Tetrahydroxypentanal
Diğer adları Arabinoz
Kimyasal formülC5H10O5
Molekül ağırlığı 150.13 g/mol
CAS numarası 5328-37-0
Ergime noktası °C
Kaynama noktası°C
SMILESC([C@@H]([C@@H]([C@H](C=O)O)O)O)O
Kaynakça ve sorumluluk reddi

Arabinoz, beş karbon içeren aldozlar anlamına gelen aldopentozların bir üyesidir. Bu molekülün formülü C5H10O5 olup, bir aldehit (CHO) grubu içerir. Molekül ağırlığı 150.13 g/mol'dür.

İzomeri

Biyosentetik nedenlerden dolayı sakkaritlerin büyük bir kısmı doğada "D" biçimiyle yoğun olarak bulunurlar. Ancak bu durum, arabinoz için farklıdır. Arabinoz molekülleri doğada L-arabinoz halinde daha yoğun bulunmaktadır. Ayrıca bu haliyle hemiselüloz ve pektin gibi maddelerin yapısında bulunur.

Glukozdan arabinoza dönüştürme suretiyle yapılan Wohl işlemi, arabinozun en yaygın elde ediliş yöntemidir.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hidrojen</span> sembolü H ve atom numarası 1 olan kimyasal element

Hidrojen, sembolü H, atom numarası 1 olan kimyasal bir element. Standart sıcaklık ve basınç altında renksiz, kokusuz, metalik olmayan, tatsız, oldukça yanıcı ve H2 olarak bulunan bir diatomik gazdır. 1,00794 g/mol'lük atomik kütlesi ile tüm elementler arasında en hafif olanıdır. Periyodik cetvelin sol üst köşesinde yer alır. Hidrojenin adı, Yunancada "su oluşturan" anlamına gelen ὑδρογόνο'dan (idrogono) kelimesinden gelir.

Halojenler, periyodik tablonun 7A grubunda bulunan, tepkimeye eğilimli ametallerdir. Bu gruptaki elementlerin hepsinin elektronegatifliği yüksektir. Elektron alma eğilimi en yüksek olan elementlerdir. Doğada elementel olarak değil, mineraller halinde bulunurlar. Element halinde 2 atomlu moleküllerden oluşurlar. Oda koşullarında flor ve klor gaz, brom sıvı, iyotsa katı haldedir. Erime ve kaynama noktaları grupta aşağıdan yukarıya doğru azalır. Zehirli ve tehlikeli elementler olarak bilinirler. Halojenler metallerle reaksiyona girerek iyonik tuzları oluştururlar.

<span class="mw-page-title-main">Su</span> H2O formülüne sahip kimyasal bileşik, yaşam kaynağı

Su, Dünya üzerinde bol miktarda bulunan ve tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir kimyasal bileşiktir. Sıklıkla renksiz olarak tanımlanmasına rağmen kızıl dalga boylarında ışığı hafifçe emmesi nedeniyle mavi bir renge sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Antikor</span> Bağışıklık sistemi proteini

Bağışan ya da antikor, çok hücreli hayvansal organizmaların bağışıklık sistemi tarafından kendi organizmalarına ait olmayan organik yapılara karşı geliştirilen glikoproteinin yapısındaki moleküllerdir. Bu moleküller organizmayı yabancı moleküllerin yol açması muhtemel zarar verici etkilere karşı erkenden uyararak koruyuculuk sağlarlar. İmmünglobulinler; IgG, IgM, IgA, IgD, IgE tipleri vardır.

Deoksiriboz veya bilinen adlarıyla D-Deoksiriboz ve 2-deoksiriboz, beş karbon atomu içeren ve aldehit grubu barındıran aldopentozların bir üyesidir. Deoksiriboz, penton riboz şekerinin 2 pozisyonundaki hidroksil grubunun hidrojen ile yer değiştirmesiyle oluşur, yani bu bir oksijen atomunun kaybı ile sonuçlanır. Hidroksil grubunun değişmesi aynı zamanda, halka yapısını C3'-endo pozisyonundan C2'-endo olacak şekilde değiştirir. Bu molekül, 1929 yılında Phoebus Levene tarafından keşfedilmiştir ve DNA nükleik asidinin önemli bir yapıtaşıdır.

Riboz, aslen D-riboz olarak bulunan ve doğada yoğun olarak bulunan bir monosakkarittir. Riboz molekülü, beş karbon atomu barındıran pentozlardandır. Asiklik durumda bir aldehit grubu bulunduran riboz, 1905 yılında Phoebus Levene tarafından tanıtıldı. Özellikle yaşamsal bazlardan olan RNA'nın omurgasını oluşturan riboz şekeri, genetik transkripsiyonlarda önemli yere sahip bir biyopolimerdir. Riboz molekülünden çıkarılan bir hidroksi grubu, DNA'nın yapısındaki deoksiribozu verir. Fosforilasyon sonucunda, riboz ATP, NADH ve birçok diğer metabolik bileşiğin alt birimi olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Difüzyon</span>

Difüzyon, maddelerin çok yoğun ortamdan, az yoğun ortama doğru kendiliğinden yayılmasıdır. Fiziksel kimyada ise moleküllerin kinetik enerjilerine bağlı olarak rastgele hareketlerine denir.

<span class="mw-page-title-main">Molekül kütlesi</span>

Bir kimyasal bileşiğin molekül kütlesi, bu bileşiğin bir molekülünün birleşik atom kütle birimi u cinsinden kütlesidir. Bağıl bir değer olduğundan bir maddenin molekül kütlesine yaygın olarak bağıl moleküler kütle denir ve Mr. diye de kısaltılır.

Hemiselüloz, bitki hücrelerinin çeperlerinde selüloz ve pektinlerle birlikte bulunan bazı karmaşık karbonhidrat ya da polisakaritlerin ortak adı. Doğada sık olarak rastlanan bazı hemiselülozlar uronik asit, ksilan, arabinoz moleküllerinden oluşur. Hemiselülozlar topluca Ksilanlar, glikomannanlar, arabinogalaktanlar olmak üzere üç grupta sınıflandırılır. Bunlardan arabinogalaktanlar suda çözündüklerinden genellikle özütlenebilir maddeler grubunda sayılır.

<span class="mw-page-title-main">Hidrofobi</span> Suyla etkileşimde bulunamayan molekül ya da yüzeylere verilen ad

Kimyada hidrofobi, bir molekülün sudan kaçınma özelliğidir.

<span class="mw-page-title-main">İndirgeyici şeker</span>

İndirgeyici şeker bazik çözeltide aldehit veya keton oluşturan bir şeker tipidir. Bu tür şekerler örneğin Maillard reaksiyonu veya Benedict reaksiyonunda indirgeyici olarak davranırlar. İndirgeyici şekerlerin içine fruktoz, glukoz, laktoz, arabinoz ve maltoz dâhildir. Keton grubu olan monosakkaritler ketoz, aldehit grubu buluduranlar da aldoz olarak adlandırılırlar. Sükroz indirgeyici bir şeker değildir.

<span class="mw-page-title-main">Pentoz</span>

Pentoz beş karbon atomlu bir monosakkarittir.

<span class="mw-page-title-main">Kalsiyum karbonat</span> En az % 38 kalsiyum içeren bir bazik ürün

Kalsiyum karbonat, halk arasında kireç taşı olarak bilinen bir tür kimyasal bileşiktir. Bileşik formülü CaCO3 şeklindedir. Bu bileşik doğada en fazla eski kayaçlarda ve deniz kabuklarında bulunur. Kalsiyum karbonat, antiasitlerin bir üyesi olsa da, fazlası biyolojik olarak zararlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Aldoz</span>

Aldoz, molekül başına aldehit grubu bulunduran ve Cn(H2O)n formülüyle gösterilen bir tür monosakkarittir.

Ribuloz, bir tür beş karbon atomuna sahip monosakkarittir. Bir ketoz grubu barındırdığı için ribuloz bir ketopentozdur. Ribulozun kimyasal formülü C5H10O5 şeklindedir. Molekülün iki farklı enantiyomeri mevcuttur. Bunlar:

Ksiluloz, beş karbonlu bir monosakkarittir. Beş karbona ek olarak bir keton grubu barındırdığından ötürü, ksiluloz bir ketopentozdur. Kimyasal formülü C5H10O5 şeklindedir. Doğada ksilulozun L- ve D-enantiyomerleri mevcuttur.

Liksoz, beş karbon içeren aldozlar anlamına gelen aldopentozların bir üyesidir. Bu molekülün formülü C5H10O5 olup, bir aldehit (CHO) grubu içerir. Molekül ağırlığı 150.13 g/mol'dür. Liksoz, doğada çok nadir bulunan bir karbonhidrat olup bilinen en yaygın kaynağı bakteriyel glikolipitlerdir.

D-Psikoz (D-ribo-2-heksuloz, C6H12O6), çok düşük enerjili bir monosakkarittir.

<span class="mw-page-title-main">Asterales</span>

Asterales, kompozit çiçekler olarak da bilinen Asteraceae ve 10 familyayı içeren çiçekli bitkilerden birisidir. Ağaçları az sayıda olsa da ve çalıları da vardır, ancak bitkiler çöl ve soğuk bölgeleri de dahil olmak üzere dünyanın birçok yerinde bulunan bir kozmopolit ve çoğunlukla otsu türler içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Şaraptaki şekerler</span>

Şaraptaki şekerler şarap yapımını mümkün kılan doğa olayının merkezindedir. Fermantasyon işleminde, şarap üzümlerinden gelen şekerler parçalanır ve maya tarafından alkole (etanol) ve karbon dioksite dönüştürülür. Üzümler, yapraklardan fotosentez ile üretilen sakaroz moleküllerinin yer değiştirmesi yoluyla asmada büyürken şeker biriktirir. Olgunlaşmada sakaroz molekülleri invertaz enzimi tarafından hidrolize (ayrılır) edilip glukoz ve fruktoz'a dönüşür. Hasat zamanına kadar, üzümün %15 ila %25'i basit şekerlerden oluşur. Hem glikoz hem de fruktoz, altı-karbonlu şekerdir ancak üzümde üç, dört, beş ve yedi karbonlu şekerler de bulunur. Beş karbonlu arabinoz, ramnoz ve ksiloz gibi şekerler fermantasyondan sonra hala şarapta mevcut olduğundan, tüm şekerler mayalanabilir değildir. Çok yüksek şeker içeriği, belirli bir (yüksek) alkol içeriğine ulaşıldığında mayayı öldürür. Bu nedenle hiçbir şarap tamamen "sek" tamamen mayalanmaz. Şarabın alkol içeriğini belirlemede şekerin rolü, şarap yapımında yalnızca alkol içeriğini artırmak için şaptalizasyon olarak bilinen süreçte bazen şarap üreticilerini şeker eklemeye teşvik eder.