İçeriğe atla

Arş

Arş (Arapça: العرش), Arapçada taht ve koltuk anlamlarına gelen bir kelimedir, Allah'ın tahtı veya daha ayrıntılı anlatımlarda taht odası; İbrahimî dinlerde gök katlarının üzerinde, tek Tanrı'nın dünyayı idare ettiği yerdir. Yahudilikte Araboth, İslam'da Arş olarak isimlendirilir. "Arş-ı Âlâ" Allah'ın tahtı anlamında özel isim olarak kullanılmaktadır.

Hadislerde Allah'ın arşı dışında Muhammed’in, Cebrail’i gökle yer arasında bir arş üzerinde otururken gördüğü, şeytanın da Allah’ın arşı gibi deniz (veya su) üzerinde bir arşı bulunduğu, çevresinin yılanlarla çevrili olduğu ve şeytanın insanları saptırmak üzere yardımcılarına emirleri buradan verip yeryüzüne saldığından söz edilir[1]

Anlamları

  1. Çardak, gölgelik, sayvan, çatı, kubbe.
  2. Taht, koltuk, serîr, erîke.
  3. Tanrı'nın dokuzuncu kat gökte tasavvur olunan tahtı, Arş-ı Âlâ.
  4. Eski astronomide yıldızlardan boş olduğu düşünülen dokuzuncu ve en Alâ felek; Felek-ül-eflâk, Felek-i Âzam veya Felek-i Atlas.

Etimoloji

Arş sözcüğü Arapçada taht, göğün dokuzuncu tabakası anlamlarına gelmektedir. Aramice ve Süryanicede taht şeklinde yatak anlamına gelip özellikle Baal tapınağında bulunan taht için kullanılıyordu. Akatçada "erşu" biçiminde söylenen sözcük, Mezopotamya'da açık havada yatmak için kullanılan taht şeklinde yatak anlamına geliyordu.[2][3] Ayrıca Palmira'da bir tanrının adı Arş (Arşu, Arsu) olarak geçer.[4] Ares/Mars kelimesi de Arş ile akraba bir sözcüktür

Yahudilikte

Yahudilikte Araboth olarak ifade edilen arş, Yahweh'in taht odası veya göksel taht odası şeklinde ayrıntılı olarak anlatılır ve ilahi mahkeme yerini de ifade eder.

Hristiyanlıkta

Kitabı-ı mukaddesteki ifadelerden ötürü özellikle Hristiyan kiliselerinin fresk ve mozaiklerinde, İsa çoğu kez bir taht üzerine otururken tasvir edilir. Tanrının tahtı olarak çevirebileceğimiz bu kelime "Arş-ı Âlâ" olarak kabul edilebilir. Tanrının tahtının görünür olduğu tasvirlerde çoğunlukla yanında İsa yanında Vaftizci Yahya ve Meryem bulunmakta ve insanların günahlarının affedilmesi adına af dilemekte iken tasvir edilirler. Literatüre Deisis olarak geçen bu sahne Ayasofya'da da bulunmaktadır.

İslami literatürde

Kaynaklara göre âlemin idaresi buradan yapılmaktadır.[5] Arş koç veya insan, arslan, öküz, kartal yüzlü meleklerce taşınır. Bazı rivayetlerde sayıları dört olan taşıyıcıların sayısının ahirette bazı peygamberlerin de katılmasıyla sekize ulaşacağı, Allah'ı tesbih ederken Arapça, diğer zamanlarda ise Farsça konuştukları rivayet edilir.[6] Malzeme ve ebad: Rivayetlere göre arş nurdan, nur suyundan veya yakuttan yaratılmış büyük sütunları bulunan bir tahttır.[7] Arş altı, üstü, sağı, solu, ağırlığı, gölgesi, köşeleri, sütunları olan, kubbe şeklinde büyük bir nesnedir.[8] Yedi gök ile yer, kürsüye göre çölün ortasına atılmış bir yüzük halkası, Arşın kürsüye göre büyüklüğü ise, çölün halkaya olan büyüklüğü kadardır.[9] Yeri: Arş yedinci göğün üzerindeki firdevs/ adn cennetinin üstünde, Allah da arşın üzerinde bulunmaktadır. Güneşin yörüngesi arşın altındadır ve güneş ışığını arşın nurundan alır.[10]

Bazı alimler, “Allah vardı, ondan önce hiçbir şey yoktu ve arşı su üzerinde idi.”[11] “Allah hiçbir şey yaratmadan önce arşı su üzerinde idi”[12] hadislerine dayanarak arşın Allah'ın zatı gibi ezeli olduğu görüşünü ifade ederler.

Kelamcılar Taha-5 ve Araf-54 gibi ayetlerde "Rahman arş üzerine oturdu" şeklinde geçen ifadeleri mecaz olarak değerlendir ve ayetlere antropomorfik anlamlar yüklenmekten kaçınırlar.

Hinduizm

Hinduizmde Tanrı Vişnu şeşa isminde bir tahtta oturur.

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ağustos 2020. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 20 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Ekim 2014. 
  3. ^ http://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:DJPIAvoFM4sJ:http://www.nisanyansozluk.com/%3Fk%3Dar%25C5%259F2%2BAr%C5%9F+ni%C5%9Fanyan&hl=tr&gbv=1&ct=clnk []
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 16 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2012. 
  5. ^ Ahmed b. Hanbel, s. 102; İbn Teymiyye, resail, IV, 111-112
  6. ^ Taberi, XXIV, 19, 26; XXIX, 33; Zemahşeri, III, 415; Kazvini, I, 86
  7. ^ Buhari, Halku efalil ibad, s. 194; Tirmizi, daavat, 79; İbn Hacer, 239
  8. ^ Buhari, tevḥid 22, 23; Müslim, iman 327, tevbe 14, zikir 61-63; Tirmizi, tefsir 41
  9. ^ İbn Belban, el-İhsân fî takrîbi Sahîhi İbni Hibbân, II, 66, nr. 361
  10. ^ Buhari, tevḥid 23; Müslim, iman 250-251
  11. ^ Buhari, tevḥid 21; Tirmizi, tefsir 6, 58, 68
  12. ^ Darimi, Red alel-Cehmiyye, s. 12

İlgili Araştırma Makaleleri

Allah (Arapça: الله, romanize:

Şirk İslam'da, Allah'a ortak koşma anlamına gelen bir kavramdır. Kur'an'a göre en önemli iman sorunu olan şirk, Allah'a ortak koşmak, Allah'tan başka ilah olduğuna inanmak ve ona tapmak anlamlarına gelir. Şirk eyleminde bulunanlar müşrik olarak isimlendirilir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan biçimcilik</span> insanî niteliklerin başka bir varlığa atfedilmesi

Antropomorfizm ya da insan biçimcilik, insanî niteliklerin başka bir varlığa atfedilmesidir. Hayvanlar, cansız varlıklar, doğa güçleri, monoteist ve politeist dinlerdeki tanrılar, melekler, şeytanlar, cinler ve daha başka kavramlar da "Antropomorfizm" konusu olabilir. "Antropomorfizm", Yunancada insan anlamına gelen ανθρωπος (anthrōpos) ile şekil veya biçim anlamına gelen μορφη (morphē) kelimelerinden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">İhlas Suresi</span> Kuranın 112. suresi

İhlas Suresi, Kur'an'ın 112. suresidir. Sure, 4 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Tevbe Suresi</span> Kuranın 9. suresi

Tevbe Suresi veya Berâe Suresi, Kur'an'ın dokuzuncu suresidir. Sure 129 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Kadir Gecesi</span> İslamda, Kuranın indirilmeye başlandığına inanılan Ramazan ayının içerisinde yer alan kutsal sayılan gece

Kadir Gecesi, İslam inancına göre Kur'an'ın, Allah tarafından Cebrail adlı melek aracılığıyla Peygamber Muhammed'e vahyedilmeye başlandığı gecedir. Tarihsel olarak Ramazan ayının son günlerinde yer alır. Kur'an'da bu günün ''bin aydan daha hayırlı'' olduğu belirtilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Fatıma</span> İslam peygamberi Muhammedin küçük kızı

Fatıma bint Muhammed, Fatımatü'z-zehra, İslam peygamberi Muhammed'in kızı, Ali bin Ebu Talib'in eşi.

<span class="mw-page-title-main">Tefsir</span> İslami dini terim

Tefsir veya Yorumlama, İslam dini terimidir. 'el-Fesr' masdarından tef'il babında yorumlamak, açıklamak manalarına gelen bir kelimedir. Eş değer bir kelime "te'vil"dir (yorum). Kur'an ayetlerinin açıklanmasına dair dalıdır. Tefsir ilmi ile uğraşan kişiye müfessir denir. Al-i İmran suresi 7. ayette yer aldığı üzere Kur'an hem anlamı açık, hem de yoruma açık (müteşabih) ayetleri bünyesinde barındırır. İslam tarihinde Kur'an ayetlerini anlamak veya anlamlandırmak üzere çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Tevhit ya da tevhid, teizm tarifinin İslâm terminolojisindeki karşılığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Secde Suresi</span> Kuranın 32. suresi

Secde Suresi, Kur'an'ın 32. suresidir. Sure 30 ayetten oluşur. Sure adını, mü’minlerin Allah’a secde etmelerinden bahseden 15. ayetten almıştır. Mekke döneminin son yıllarında Mü'minun Suresi'nden sonra indirildiğine inanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Büruc Suresi</span> Kuranın 85. suresi

Bürûc Suresi, Kur'an'ın 85. suresidir. Sure, 22 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Kamer Suresi</span> Kuranın 54. suresi

Kamer Suresi, Kur'an'ın 54. suresidir. Sure 55 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Zina</span>

Zina, aralarında bir nikâh bağı bulunmayan yetişkin bir erkek ile kadın arasındaki cinsel ilişkidir, ancak efendi-cariye ilişkisinde de nikah bağı yoktur ve onlar zina sayılmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mesih</span> kurtarıcı olarak beklenen figür

İbrahimî dinlerde mesih, bir grup insanın kurtarıcısı veya özgürlüğe kavuşturucusudur. Geleneksel Yahudilikte maşiah, mesihçilik veya Mesih Çağı gibi kavramlar, kutsal mesh yağıyla meshedilmiş bir seçkine atıfta bulunan Tanah'la ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Besmele</span>

Kur'an'da surelerin başında bulunan Besmele, aynı zamanda Neml suresinin 30. ayetinde de geçmektedir. Besmele Tevbe Suresi hariç bütün surelerin başlangıcında yer almaktadır. Genellikle Türkçe olarak "Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla" şeklinde tercüme edilir. Güncel hayatta sıklıkla bazen de Bismillah şeklinde kısaltma olarak kullanılır. İslami inanışta Rahmân ve Rahim Allah’ın Esma-ül hüsnadan sayılan iki adıdır. Birincisi gramer olarak sıfat-ı müşebbehe, ikincisi mübalağa ile ism-i faildir. Sıfat-ı müşebbehe özelliğin devam ve değişmezliğini, ism-i fail ise oluş ve yenilenmeyi ifade eder. Bu bakımdan "Şefkatle merhamet eden Allah'ın adıyla" şeklinde anlaşılır.

Edep, "toplum töresine uygun davranma" veya "iyi ahlak, incelik, terbiye" olarak tanımlanır. İslam'da, hayatın her yönünü kapsayan görgü ve ahlak kurallarıdır. Edep, davranış bağlamında, öngörülen İslami görgü kurallarını ifade eder: "incelik, görgü, ahlak, terbiye, nezaket, sevecenlik". Arapça kökenli adab terimi, çok geniş anlamlıdır ve en uygun doğru çeviri "bir şey hakkında uygun şekilde gitmek (davranma)" olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sidretü'l-münteha</span>

Sidretü'l-münteha, yükselişteki son durakta bulunan ve cennetin girişindeki ağaç olarak tanımlanmıştır. Bazı hadislerde genişliğinin 70 arşın olduğu bildirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Gadîr-i Hum</span> Muhammedin 632 yılında damadı Ali lehine bir beyan içeren vaazı.

Gadîr-i Hum İslam peygamberi Muhammed'in 16 Mart 632 tarihinde vereceği vaaz için Müslümanların toplanmış olduğu tarihsel etkinliktir. Şiilerin ve Arap Alevilerinin inancına göre İslam peygamberi bu vaazinde, Ali bin Ebu Talib'i kendisinden sonra gelecek halef tayin etmiştir. Bu günün hicri yıldönümü Şiiler ve Arap Alevileri tarafından her yıl Gadir-i Hum Bayramı olarak kutlanır.

Nur Ayeti; Kur'an'ın 24.suresinin 35. ayetidir. Ayet, olağanüstü güzelliği ve imgesi ile ünlüdür ve belki de diğer tüm ayetlerden daha fazlası, Kur'an'ın mistik veya ezoterik okumalarına katkıda bulunur.

Mukarrebûn İslam'da Arş"ı taşıyan melekler. "Hamele-i Arş", büyük meleklerdir ki el-Hâkka Sûresi'nde "O gün Rabbinin arşını üstlerinde bulunan sekiz (melek) yüklenir." (Hâkka,17) âyetinde sekiz oldukları açıkça ifade edilmektedir. Bazı eserlerde bugün dahi sekiz oldukları rivayet edilmiş ise de bazıları bugün dört olup, kıyamet günü diğer dört melek ile desteklenerek sekiz olacakları görüşünü ileri sürmüşlerdir. Azrail, Mikail, Cebrail ve İsrafil veya Allah'tan çok sadık göksel varlıklar Kerubidir.