İçeriğe atla

Arçura

Arçura (Çuvaşça: Арçури, Tatarca: Арсури, Rusça: Арзюри) - Türk ve Çuvaş mitolojisinde Orman İyesi. Arçuray (Arçurı, Arsurı, Arçuri) olarak da söylenir.

Özellikleri

Ormanlarda yaşayan şeytani, kötücül bir varlıkdır. Uzun saçlı, kara görünümlü, tüm vücudu kıllarla kaplıdır. İkisi önde ikisi arkada dört gözü bulunur. Üç kolu ve üç bacağı vardır. Saçları yere değecek kadar uzundur. Öldürmez ama insana bedenen zarar verir. Erkek veya kadın türleri vardır. Bu varlığın rahatını bozmak tehlikelidir. Kurban ister. İnsanları gıdıklayarak öldürdüğü iddiaları da vardır. Kızıl gözlüdür. Gece at sırtında dolaşmayı sever. Geceleri su kıyısında saç tarayan kızlar tarafından sıklıkla görülür. İstediği şekle kabulgar (biçim değiştirir). Göz açıp kapayana kadar aksakallı bir adam, yayınbalığı, kuş, keçi vs. olabilir.[1] Kahkahalar atarak ve tokat şaklaması gibi konuşarak insanları çağırır. Bu sese dönüp bakan olursa o kişiye zarar verir. Onun kır sakallı bir ihtiyar veya yakışıklı bir genç kılığında olduğuna inanılmaktadır. Bazen üç eli, üç ayağı ve üç gözü vardır: Biri önde, ikisi arkada. Ormanda kahkaha atar ve yakaladığı insanların dişlerini çeker. Çuvaşların inançlarına göre orman ruhu denilen şeytani bir varlıktır.

Paasonen Sözlüğü'nde uzun boyu, yere değecek kadar uzun saçları olan bir varlık şeklinde tanımlanır.[2] İri, uzun ve sallanan göğüslerini omuzları üzerinden geriye doğru atar. Ancak erkek görünümünde de tasavvur edilir. İnançlara göre bu ruh insanı öldürmez, bedenine zarar verir.

Arçura, Çuvaş inançlarında Hristiyanlığın kabulünden sonra kötü bir ruh olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Avın uğurlu geçip geçmemesi onun elindeydi. Ormanda onu rahatsız edici bir sesle birbirlerini çağıranları aklında tutar, sonra yakalayıp gıdıklayarak öldürürdü. Kurban isteyen bu varlığı rahatsız etmek tehlikeli olurdu. At sırtında dolaşmaktan hoşlanan bu varlığa bazen su kenarlarında da rastlanılırdı. Değişkenlik becerisiyle istediğinde ak sakallı adam, istediğinde balina olabilen bu varlık göz açıp kapayıcıyıncaya kadar birçok nesneye dönüşebilirdi. En çok hoşlandığı ise tokat sesine benzeyen sesiyle ürpertici bir kahkaha atarak insanları çağırmak. Eğer birisi dönüp bakarsa bu sese, bakanı yer. Zamansız ölenlerin veya eceliyle ölmeyenlerin ruhlarının öldükten sonra Arçuri'ye dönüştüğüne inanılır.

Etimoloji

(Ar/Er) kökünden türemiştir. Bu kökte; eril varlık[3] ve geride olan, görünmeyen anlamı vardır. Çura kısmı ise eksiklik, yarımlık anlamları içerir. Çor kavramıyla da ilgilidir.

Kaynakça

  • Мифологический словарь/Гл. ред. Мелетинский Е.М. - М.: Советская энциклопедия, 1990 г.- 672 с. (Rusça)
  • Мифы народов мира/под ред. Токарева С. А. - М., Советская энциклопедия, 1992 г. - т.2 - 719 с. (Rusça)

Dipnotlar

  1. ^ Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011 (OTRS: CC BY-SA 3.0) 27 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa - 66)
  3. ^ Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Celal Beydili, Yurt Yayınevi (Sayfa - 67)

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Ubır - Rus ve Türk mitolojisi ve halk inancında Vampir anlamına gelir. Obur, Hobur, Vupar, Opkur, Opkan olarak da bilinir. Ayrıca Rusçaya ve Slav dillerine Убыр (Ubır), Упир (Upir) ve Вубар (Vubar); Çekçe ve Slovakçaya Upír olarak geçmiştir. Çekoslavak kültüründe tam olarak vampir anlamını verir. Ubır inanışının ilk olarak Volga-İdil nehri ve Pontus bozkırlarında ortaya çıktığı Kıpçak-Kuman göçleri ile çeşitli coğrafyalara ve Slavlar arasında yayıldığı düşünülmektedir. Modern "Vampir" kelimesi Eski Slav dilinden ve Türkçe "онпыр (onpyr)" biçiminden türemiştir; geleneksel Bulgarca впир (vpir) biçiminin de gösterdiği gibi, Eski Bulgarcaya özgü büyük nazal sesli harften önce "v" sesi eklenir.

Orman İyesi – Türk, Tatar ve Altay mitolojisinde ve halk inancında orman ruhudur. Ağaç İyesine çok benzer özellikler taşır. Urman İyesi veya Meşe İyesi ya da Yış İyesi olarak bilinir. Tokay İyesi de denir. Moğollar ise Seber (Sibir) Ezen veya Oy (Oyın) Ezen derler. Ormanın koruyucu ruhudur. Her orman için farklı bir İye vardır. Keyfi yerinde olduğunda kalın sesle şarkı söyler. Meşe ağacı kılığındadır. Ağaçlara her yıl yeni bir halka ekleyerek onları büyütür. Kır saçlı, aksakallı bir ihtiyardır. Uzun boyludur, elinde uzun bir sopa vardır. Tunguzlar Ura Amaka diye bahsederler.

<span class="mw-page-title-main">Al Ana</span> Türk, Altay, Tatar, Yakut ve Moğol mitolojilerinde Kötülük Tanrıçası

Al Ana, Türk, Altay, Tatar, Yakut ve Moğol mitolojilerinde Kötülük Tanrıçasıdır. Hal Ana olarak da bilinir. Kızıl renkli giysileri olan, kızıl saçlı bir kadındır. Kötücül ruhlar olan Albıslar kendisine bağlıdır. Çirkin, saçları dağınık, gözleri kanlı, uzun tırnaklı, uzun boylu, çok kuvvetli olarak tanımlanır. Deveyle güreşebilecek kadar uzun olduğu söylenir. Bazen Albıs ile özdeş olarak düşünülür fakat aslında tüm Albısların başı ve yöneticisidir. Türk halk anlayışında de Al Ana karşılığında Al Ata şeklinde eril bir varlık bulunmaz. Fakat Moğollaradaki Gal Han kökensel benzerlik itibarıyla Ala Ana'nın yansıması olarak düşünülebilir.

Alkıma - Türk halk kültüründe hayırdua. Olumlu dilekte bulunma.

Ardov, Türk mitolojisinde su cini. Ardoy, Erdov veya Erdoy olarak da bilinir. İnsana zararı yoktur. Bu varlığın uzaklaşması için, ölü gömüldüğünde mezarın başında üç gün ışık yakılır. Geceleri atları kaçırır ve sabaha kadar koşturup kan ter içinde bırakır. Uzun boylu, sarışın ve çok güzel bir kadındır. Su kaynaklarında yaşadığına inanılır. Köşeye sıkışınca bir kuyuya veya dereye girip kaybolur. Çuvaş mitolojisindeki Vudaş (Vutaş) ile büyük benzerlikler gösterir.

Aza - Türk, Altay, Yakut, Çuvaş ve Moğol mitolojisinde kötü ruh. Asa şeklinde de söylenir. Moğollar Ada derler. Azalar biçiminde çoğul olarak kullanılır.

Azna Han - Türk ve Altay mitolojisinde Fesat Tanrısı. Yaygın olarak Ayna Han adıyla da bilinir. Adna Han da denir. Yeryüzünde kargaşa çıkarır. Kötülüğe dair tüm nitelikleri bünyesinde barındırır. Fırsat bulduğunda İnsanlara ve yeryüzüne zarar verir. Yeraltında yaşar. Ayna Han'a bağlı kötü ruhlar vardır ve onlar da Aynalar (Aznalar) adıyla anılır. Yeryüzünde kötülük çıkarmak istediği zaman bu ruhları gönderir. Aynalar bu anlamda şeytan kavramı ile özdeşleşmişlerdir. İnsanların ruhlarını çalıp götürerek hastalık verirler. Bazen Ayna Han, çocukları çalar ve kaçırır. Bazı Türk boylarında Cuma veya Perşembe gününe Ayna Gün adı verilmiştir. Burada bu günlere yüklenen olumsuz bir anlamdan daha çok, yeraltındaki ruhların sadece o gün izin verilerek dünyadaki evlerini görmelerine izin verildiği için bu adı taşıdığı anlaşılmaktadır. Bazen destanlarda Ayına Hotun adlı dişi bir karaktere de rastlanır.

Çak - Türk ve altay mitolojilerinde kötü ruh. Şeytan. Çek, Şek veya Çekir olarak da bilinir.

Çor - Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe Cin demektir. Çer, Çur, Şor, Şar, Çora, Çura şeklinde de ifade edilir. Moğolcada Çotgor, Çutgur, Çutkur, Çetger, Çetker, Çidkür, Südkür, Sötkör olarak söylenir. Gözle görülemeyen, ateşten yaratılmış varlık.

Su Ana - Türk, Tatar ve Altay mitolojilerinde Su Tanrıçası. Değişik Türk dillerinde Suv Ana olarak da bilinir. Moğollar Usan (Uhan) Ece olarak adlandırırlar.

Urgun – Türk, Anadolu ve Altay halk kültüründe Cin. Orgun veya Vurgun da denir. Ateşten yaratılmıştır. Tek ağaçların altında, su kıyılarında yaşar. Hem iyisi hem kötüsü vardır. Müslüman olanı, vurduğunu çabuk affeder. Kafirin affetmesi ise zor olur. Bütün kötü ruhlar gibi karanlık çöktükten sonra harekete geçer. İnsanı karanlık yerde veya sudan geçerken vurur. Vurgun yeme denilen bu cin çarpmasına yakalan kişi bir süre ölü gibi yatar. Veya uzunca bir zaman sağır ve dilsiz dolaşır. Vurgun vurma olarak da adlandırılan bu rahatsızlık çok tehlikelidir. Bir Vurgun Ocağına götürülür. Vücudu kararmış veya bir tokat izi kadar bir yer kapkara olmuştur. Bazen büyüyerek bir kadın kılığına bürünürler. Kısa boyludur. Tersine ayaklıdır. Dalgıçların su altındaki basınç farkını doğru ayarlayamayıp hızlı çıktıklarında vücutlarında meydana gelen hasara da Vurgun denir ki, aslında sualtı ruhlarının verdiği zarar olarak düşünüldüğü için böyle denmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ev iyesi</span> inanç

Ev İyesi – Türk halk kültüründe evin koruyucu ruhu. Üy İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi olarak da tanınır. Moğollar Ger (Ker) Ezen derler.

Yarımtık - Türk ve Altay mitolojilerinde ve halk inancında Yarım İnsan şeklindeki canavar. Tek bacaklı, tek kollu, tek gözlü, tek dişli, tek boynuzlu canavardır. “Tek dişi kalmış canavar” tabirini çağrıştırmaktadır. Şeytani bir karakteri vardır. Ural ve Sibirya Tatarları ormanda Yarımtık adlı bir yaratığın da yaşadığına inanırlar. Yarım vücutlu veya tek gözlü, tek kollu, tek ayaklı bir yaratıktır. İnsanlar ondan çok korkarlar ve ona beyaz horoz kurban ederler. Çok meraklıdır; köye kadar gelip dolaşır, insanları izler. Ondan kurtulmak için de ayakkabıları, giysileri ters giymek gerekir. Aklı da yarım olan Yarımtık, ters giyinen ayakkabının izini takip edip ters tarafa yönelirmiş.

<span class="mw-page-title-main">Yer Tanrı</span>

Yer Tanrı - Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde yeryüzü ilahıdır. Yertengri veya Certenger olarak da söylenir. Bazen kötülükleri ve insani ve nefsani oluşumları temsil eder. Gök Tanrı yanında ikinci planda kalır. İnsan biçimli olarak çok fazla tasvir edilmemiştir. Ancak çoğu zaman dişil bir varlık olarak algılanır. Yeryüzü veya Dünya “Yertinç / Yerdinç” olarak ifade edilir.

Körmöz, Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde melek ve hayalet anlamına gelen sözcük. Körmös, Kürmös veya Körümes de denir.

Karamat - Türk, Çuvaş ve Anadolu halk kültüründe Kâbus Cini. Keremet veya Karımıt da denir. "Karav" olarak da bilinir. Kâbuslara neden olan ve bunun sonucunda hezeyan ve psikolojik bozukluklar ortaya çıkaran kötücül varlık.

Sulukun Han - Türk ve Altay mitolojisinde Yeraltı Kralı. Sülükün Han olarak da bilinir. İlk insanın oğlu olarak kabul edilir. Ruhu yeraltına gidip oradaki Denizi yönetmeye başlamıştır. Sular altındaki saltanata hükmeder. Sayısız sürüsü vardır. Yeniyılda (Nevruzda) yeryüzüne çıkar. Gelecek yılda neler olacağını bilir. İnsana benzer, kısa boylu ve kaşsızdır. Kendisine bağlı, Sulukunlar adı verilen ruhlar vardır.

<span class="mw-page-title-main">Arsan Dolay</span>

Arsan Dolay, Türk ve Yakut mitolojisinde açgözlülük ve kötülüğün tanrısı. Dulay Han veya Doğulay Han olarak da bilinir. Sınırsız servete sahiptir. Kötü ruhların bir kısmının önderi konumundadır. Boynuzlu ve sakallıdır. Gölgesi yoktur. Karısı ve yedi oğlu vardır.

Aşapatman ; Çuvaş ve Türk mitolojisinde tıp tanrıçası.

Azerbaycan mitolojisi, Azerbaycan halkının tarihi köklerini, orijinal dünya görüşlerini, ilkel yaşam biçimlerini, kadim geleneklerini ve manevi hayatlarının başlangıcını şarkılarla,manilerle,şiirlerle tasvir etme yaratıcılığıdır. Azerbaycan mitolojisi, siyasi ve sosyal faaliyet alanının bütününde hala bir gizemdir. Folklor açısından bütünüyle araştırılmamıştır. Türk mitolojisinin bir türüdür.