İçeriğe atla

Apraksi

Apraksi
UzmanlıkPsychomotor education, ergoterapi Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Apraksi (Türkçe: işlev yitimi), fiziksel yeterliliği ve hareket etme arzusu olmasına rağmen, öğrenilmiş anlamlı hareketleri gerçekleştirme yeteneğinin kaybı olarak görülen bir nörolojik bozukluktur. Sonradan oluşan ya da gelişimsel olan motor planlama bozukluğudur ancak koordinasyon eksikliği, algısal kayıp ya da basit emirleri anlayamama nedeniyle oluşmaz. Apraksi, dili anlamama veya üretememe bozukluğu olan afazi ya da bir eylemi gerçekleştirme arzusu eksikliği olan abuli ile karıştırılmamalıdır.

Türleri

Apraksinin çeşitli türleri bulunur:

  • ideomotor (bir motor hareket emrini gerçekleştirememe, örneğin "dişlerini fırçalıyormuş gibi yap " ya da "selam ver" gibi) –doktorlar tarafından en sık karşılaşılan türüdür,
    • uzuv apraksisi, kol ve bacak hareketleri dahil olduğunda,
    • sözel dışı-oral (emir verildikten sonra yüz hareketlerini yerine getirememe, örneğin dudakları yalama, ıslık çalma, öksürme ya da göz kırpma gibi),
  • fikirsel (özel bir hareket için planlama yapamama ya da fikir yürütememe, örneğin, "bu kalemi al ve adını yaz"),
  • uzuv-kinetik (bir uzuv ile hassas hareketler yapamama),
  • sözel (konuşma için gerekli hareketleri planlamada zorluk, konuşma apraksisi olarak da bilinir)
  • yapısal (basit konfigürasyonları kuramama ya da çizememe),
  • okülomotor (gözü hareket ettirme zorluğu)

Her tür, azalan karmaşıklık düzeylerinde test edilebilir; eğer test edilen kişi emirleri uygulayamazsa test eden, hareketi kendisi yapar ve taklit edilmesini ister ya da gerçek bir nesne verilerek (örneğin diş fırçası gibi) kullanması istenir.

Apraksi ile birlikte bir dil bozukluğu olan afazi de görülebilir.

Nedenleri

İdeomotor apraksi hemen hemen her zaman insan beyninin genellikle sol yarıküresinde dilin baskın olduğu bölümlerde lezyonlar sonucu oluşur. Bu hastalarda genellikle apraksiye afazi de eşlik eder.

Tedavisi

Genellikle apraksi olanların tedavisi fiziksel terapi, mesleki terapi veya konuşma terapisi ile oral motor terapi ve intravenöz immunoglobülinden oluşur.

Öngörü

Apraksi olanlar için öngörü çeşitlilik gösterir. Terapi sonucunda bazı hastalar önemli ölçüde, bazıları ise çok az gelişim gösterir. Apraksi olanların bazıları iletişim yardımcılarından yararlanabilir.

Notlar

  • Epstein, O. (2003). Clinical Examination. Londra: Mosby. s. 294. ISBN 0-7234-3229-5. 8 Ekim 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2008.  (İngilizce)
  • Kasper DL, Braunwald E, Fauci AS, Hauser SL, Longo DL, Jameson JL. Harrison's Principles of Internal Medicine. New York: McGraw-Hill, 2005. ISBN 0-07-139140-1. (İngilizce)

Dış bağlantılar

Sınıflandırma
Dış kaynaklar


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Nöroloji</span> beyin, beyin sapı, omurilik ve çevresel sinir sistemiyle kasların hastalıklarını inceleyen tıp dalı

Nöroloji ya da sinir bilimi, genel olarak beyin, beyin sapı, omurilik ve çevresel sinir sistemiyle kasların hastalıklarını inceleyen, cerrahi dışındaki tedavi uygulamalarını içeren tıp bilimi dalıdır. Nöroloji zamanla içine kapalı ve sınırlı bir dal olmaktan çıkmış, epilepsi, hareket bozuklukları, beyin damar hastalıkları, bunamalar, uyku bozuklukları gibi ayrıca özelleşmişlik gerektiren alt disiplinlere bölünmüştür, bunun yanı sıra 19. yüzyılda ruh hastalıklarıyla birlikte ele alınırken, 20. yüzyıldan itibaren psikiyatri ayrı bir dal olarak ayrılmıştır. Tüm bu alanlardaki ciddi laboratuvar arka planının yanı sıra günümüze nöroloji pek çok başka tıp alanı ile multidisipliner bir ilişki içindedir.

Porfiria, hem biyosentezinde yer alan enzimlerin doğuştan ya da kazanılmış bozukluğu ya da eksikliği sonucunda gelişen bir hastalıktır. Fotosensitivite ve nöropsikiyatrik bulgular sebebiyle vampir efsanelerinin yayılmasına sebep vermiştir. Porfirinlerin ya da kimyasal öncülerinin biriktiği yere göre akut (hepatik) porfiria ya da kutanöz (eritropoetik) porfiria olarak iki ana grupta incelenir. Ortaya çıkışları nörolojik komplikasyonlarla, cilt bozukluklarıyla ya da nadiren her ikisiyle olur. Hastalık, ismini Yunancada morumsu pigment anlamına gelen porphyra kelimesinden almıştır. Bu da, atak sırasında hastaların idrar ve dışkılarının bu rengi almasıyla ilgilidir.

Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB dikkat, dürtüsellik ve öz düzenlemeyle ilgili sorunlarla kendini gösterir ; Bazen şiddetli fiziksel huzursuzluk da ortaya çıkabilir.

Agnozi, duyusal bilgiyi işleme yetersizliğidir. Genellikle özel bir duyu ya da hafıza kaybının olmadığı durumlarda nesneleri, kişileri, sesleri, şekilleri, kokuları tanıma yeteneğinin kaybıdır.

<span class="mw-page-title-main">Nörolojik bozukluk</span>

Nörolojik bozukluk, sinir sisteminde meydana gelen herhangi bir bozukluktur. Beyin, omurilik ya da diğer sinirlerde görülen yapısal, biyokimyasal ya da elektriksel anormallikler belirtilere dahildir. Bu belirtilerden bazıları felç, kas zayıflığı, zayıf motor koordinasyonu, hissiyat kaybı, nöbetler, konfüzyon, ağrı ve şuur değişikliğidir.

Landau-Kleffner sendromu (LKS) ya da infantil edinsel afazi, edinsel epileptik afazi, konvülsif bozukluk ile afazi, oldukça ender görülen, ani ya da kademeli afazi oluşumu ve elektroensefalogram (EEG) anormallikleri gösteren bir çocukluk dönemi nörolojik sendromdur. LKS, beynin anlam ve konuşma yetilerini kontrol eden bölgelerini etkiler. Bozukluk genellikle beş ile yedi yaş arasındaki çocuklarda ortaya çıkar. Tipik olarak LKS olan çocuklar normal gelişim gösterir ama sonradan dil becerilerini yitirir. Bu sendromdan etkilenenlerin çoğu klinik anlamda nöbet geçirirken, bazıları yalnızca elektrografi sırasında fark edilen nöbet geçirir.

Rett sendromu, yaygın gelişimsel bozukluklardan birisi olarak sınıflandırılan beyinsel gelişim bozukluğudur. Ancak bunun yanlış bir sınıflandırma olduğunu ve benzer şekilde otistik belirtiler gösteren frajil X sendromu, tüberoz skleroz ya da Down sendromunun yaygın gelişimsel bozukluklar olarak sınıflandırılabileceğini önesüren görüşler bulunmaktadır. Bu sendromun belirtileri kolaylıkla otizm ve Angelman sendromunun belirtileriyle karışır. Klinik belirtiler arasında baş büyüme hızının azalması ve bazen mikrosefali, küçük el ve ayaklar bulunur. Stereotipik ve yineleyici el hareketleri de gözlenir. Bilişsel bozukluk ve gerileme döneminde de sosyalleşme sorunları da belirtiler arasında görülür. Okula girdikleri dönemde sosyalleşme genellikle düzelir. Rett sendromu olan kız çocuklar gastrointestinal bozukluklara yakalanmaya yatkındır ve %80’i nöbet geçirir. Hemen hemen hiç sözel becerileri yoktur ve kadınların %50’si yürüyemez. Skolyoz, büyüme eksikliği ve kabızlık çok yaygındır ve sorunlu olabilir.

Broca alanı veya Broca bölgesi insansı beynin ses üretimiyle bağlantılı işlevleri yürüten bir bölgesidir.

<span class="mw-page-title-main">Katatoni</span> Psikoloji

Katatoni, psikomotor belirtilerle karakterize bir klinik tablo. İlk kez 1874 yılında, Karl Ludwig Kahlbaum tarafından tanımlanmıştır. Psikiyatrik bozukluklar dışında başka çeşitli tıbbi nedenlerle de ortaya çıkabilir.

Afazi (Türkçe: söz yitimi), beynin bazı bölgelerinde meydana gelen işlev bozukluğu sonucu ortaya çıkan konuşma, konuşulanı anlama, tekrarlama, okuma-yazma gibi becerilerin gerçekleştirilememesi sorunu.

Diş hekimliğinde, hipodonti edinsel ya da doğumsal diş eksiklikleri olgusu için kullanılan terimlerdendir; anodonti ve oligodonti kavramları da hipodonti başlığı altında yer alan diş eksikliği olgularıdır.

<span class="mw-page-title-main">Broca afazisi</span>

Broca afazisi olarak da bilinen ekspresif afazi, anlama genel olarak bozulmadan kalmasına rağmen, dil üretme yeteneğinin kısmen kaybolması ile karakterize edilen bir afazi türüdür. Ekspresif afazisi olan bir kişi normalden daha çok efor sarf ederek konuşma sergileyecektir. Konuşması genellikle önem arz eden kelimeleri içerir, ancak edatlar ve bağlaçlar gibi gerçek bir anlama sahip olmayıp, sadece dilbilgisel işleve sahip kelimeleri içermez. Bu "telgraf konuşması" olarak bilinir. Kişinin amaçladığı mesaj hala anlaşılabilir, ancak cümleleri dilbilgisel olarak doğru olmayacaktır. Çok şiddetli ekspresif afazi formlarında, bir kişi sadece tek kelimeli ifadeleri kullanarak konuşabilir. Ekspresif afazide tipik olarak anlama yetisi, karmaşık dilbilgisini anlamada zorluk nedeniyle hafif ila orta derecede bozulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Hemispatial neglect</span>

Hemispatial neglect , beynin bir yarım küresinde hasar meydana geldikten sonra devam eden ve gözlemlenen bir görüş alanını fark etme ve ona karşı dikkat eksikliğinden kaynaklanan bir nöropsikolojik durumdur. Bir kişinin, vücudun veya çevrenin bir tarafındaki uyaranları işleyememesi ve algılayamamasıyla tanımlanır, bu yetersizlik duyum eksikliğinden kaynaklanmaz. Hemispatial neglect genellikle hasarlı yarımküreye karşı konumludur, fakat ipsilezyonel ihmal örnekleri rapor edilmiştir.

Wernicke alanı, Wernike'nin konuşma alanı olarak da adlandırılır, serebral korteksin konuşmaya bağlı olan iki bölümünden biridir, diğeri Broca'nın alanıdır. Dilin üretiminde yer alan Broca'nın aksine, yazılı ve sözlü dilin anlaşılmasında rol oynar. Geleneksel olarak, sağ elini kullananların yaklaşık% 95'inde ve sol elini kullananların %60'ında sol yarıküre olan baskın serebral yarımkürede üstün temporal girusta yer alan Brodmann bölgesi 22'de bulunduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">İfade afazisi</span>

Broca afazisi olarak da bilinen ifade afazisi, anlama genel olarak bozulmadan kalmasına rağmen, dil üretme yeteneğinin kısmen kaybolması ile bilinen bir afazi türüdür. İfade afazisi olan bir kişinin konuşması normalden çok daha zahmetlidir. Konuşması genellikle önem arz eden kelimeleri içerir ancak edatlar ve bağlaçlar gibi gerçek bir anlama sahip olmayıp sadece dilbilgisel işleve sahip kelimeleri içermez. Bu "telgraf konuşması" olarak bilinir. Kişinin amaçladığı mesaj hala anlaşılabilir ancak cümleleri dilbilgisel olarak doğru olmayacaktır. Çok şiddetli ifade afazisi çeiştlerinde, bir kişi sadece tek kelimeli ifadeleri kullanarak konuşabilir. İfade afazisinde tipik olarak anlama yetisi, karmaşık dilbilgisini anlamada zorluk nedeniyle hafif ila orta derecede bozulmuştur.

Ortognatik cerrahi; Düzeltici çene cerrahisi veya basitçe çene cerrahisi olarak da bilinen, çene ve alt yüzün yapı, büyüme, uyku apnesi dahil hava yolu sorunları, TME bozuklukları, özellikle iskelet uyumsuzluklarından kaynaklanan maloklüzyon sorunları, diğer ortodontik diş ısırıklarından kaynaklanan durumlarını düzeltmek, diş telleri ile kolayca tedavi edilemeyen problemlerin yanı sıra, düzeltmenin yüz estetiğini ve benlik saygısını iyileştirmek için düşünülebileceği çok çeşitli yüz dengesizlikleri, uyumsuzluklar, asimetriler ve yanlış orantıları düzeltmek tasarlanan cerrahidir.

<span class="mw-page-title-main">Reseptif afazi</span>

Reseptif afazi, duyusal afazi veya arka afazi olarak da bilinen Wernicke afazisi, bireylerin yazılı ve sözlü dili anlamakta zorlandıkları bir afazi türüdür. Wernicke afazisi olan hastalar, tipik konuşma hızında, düzgün bir söz dizilimi olan ve zahmetsiz bir akıcı konuşma gösterirler. Yazma da tıpkı konuşma gibi içerik veya anlamdan yoksun olma eğilimindedir. Çoğu durumda, Wernicke afazisi olan bireylerde motor kusurlar (hemiparezi) oluşmaz. Bu nedenle, çok fazla anlamı olmayan büyük miktarda konuşma üretebilirler. Wernicke afazisi olan kişiler genel olarak konuşmalarındaki hatalarını ve anlamsızlığın farkında değildirler. Genellikle en belirgin dil eksikliklerinin bile farkına varmazlar.

Şizofreniform bozukluk, en az bir ay şizofreni semptomlarının mevcut olduğu, ancak şizofreni tanısı için gerekli olan altı ay boyunca rahatsızlık belirtilerinin olmadığı durumlarda teşhis edilen bir ruhsal bozukluktur.

Agrafi, ya bir tür motor işlev bozukluğu ya da heceleme yetersizliği nedeniyle yazma yoluyla iletişim kurma yeteneğinde kayba neden olan, edinilmiş bir nörolojik bozukluktur. Yazma yeteneğinin kaybı, diğer dil veya nörolojik bozukluklarla ortaya çıkabilir; agrafi ile yaygın olarak görülen bozukluklar aleksi, afazi, dizartri, agnozi, akalkuli ve apraksidir. Agrafisi olan bireylerin incelenmesi, hem dille ilgili hem de motorik yazmayla ilgili yollar hakkında daha fazla bilgi sağlayabilir. Agrafi doğrudan tedavi edilemez, ancak bireyler önceki yazma becerilerinin bir kısmını yeniden kazanmaya ve iyileştirmeye yardımcı olacak teknikleri öğrenebilirler. Bu teknikler agrafi türüne bağlı olarak farklılık gösterir.

Primer progresif afazi (PPA), dil yeteneklerinin yavaş ve aşamalı olarak bozulduğu bir tür nörolojik sendromdur. Diğer afazi türlerinde olduğu gibi, PPA'ya eşlik eden semptomlar sol yarıkürenin hangi kısımlarının önemli ölçüde hasar gördüğüne bağlıdır. Bununla birlikte, diğer afazilerin çoğundan farklı olarak PPA, beyin dokusundaki sürekli bozulmadan kaynaklanır ve bu da erken semptomların daha sonraki semptomlara göre çok daha az zararlı olmasına yol açar. PPA'lı kişiler yavaş yavaş konuşma, yazma, okuma ve genel olarak dili anlama becerilerini kaybederler. Sonunda neredeyse her hasta dilsizleşir ve hem yazılı hem de sözlü dili anlama yeteneğini tamamen kaybeder. Her ne kadar ilk başta diğer zihinsel işlevler sağlam kalırken yalnızca dil yeteneklerinde bozulma olarak tanımlansa da, artık PPA'lı kişilerin çoğu olmasa da çoğunun hafıza bozukluğu, kısa süreli hafıza oluşumu ve yürütücü işlevler kaybı yaşadığı kabul edilmektedir. İlk kez 1982 yılında M. Marsel Mesulam tarafından ayrı bir sendrom olarak tanımlanmıştır. Primer ilerleyici afazilerin, frontotemporal lober dejenerasyon (FTLD) bozuklukları ve Alzheimer hastalığı spektrumu ile klinik ve patolojik bir örtüşmesi vardır. Bununla birlikte, PPA, Alzheimer hastalığından etkilenenlerin aksine, PPA'lı kişilerin genellikle kendilerine bakma, işlerini sürdürme ve ilgi alanlarını ve hobilerini takip etme becerilerini sürdürebilmeleri nedeniyle Alzheimer hastalığıyla eşanlamlı olarak kabul edilmez.