Tümör (ur; neoplasm; tumor) tanımı önceleri vücuttaki herhangi bir şişlik ya da kitle için kullanılırdı. Sonraları hücrelerin kuralsız ve sınırsız çoğalmaları nedeniyle oluşan kitleler için kullanılmaya başlandı. Yaşamın herhangi bir döneminde organizmanın bir bölümündeki hücreler biyolojik niteliklerini düzenleyici kurallara uyum göstermez ve sınırsız olarak çoğalabilir (otonomi). Bu nitelikleri içeren bir kitleye tümör ya da neoplazm (neoplasm; yeni gelişen kitle) adı verilir. Tümör kitleleri vücudun kendi hücrelerinden yapılıdır.
Hormon,, çok hücreli organizmalarda fizyoloji ve davranışı düzenlemek için karmaşık biyolojik süreçler yoluyla uzak organlara veya dokulara gönderilen sinyal molekül sınıfıdır.
Hücre bir canlının yapısal ve işlevsel özellikler gösterebilen en küçük birimidir. Hücre kelimesi, ; Latince küçük odacık anlamına gelen "cellula" kelimesinden Robert Hooke tarafından türetilmiştir. Hücrenin içerisinde "Solunum, Boşaltım, Beslenme, Sindirim" gibi yaşamsal faaliyetler gerçekleşir.
Hayatta kalmak, büyümek ve çoğalmak için, insan dahil çok hücreli bir organizmanın, fizyolojik talepleri ve çevresel zorlukları karşılamak için dokular, organlar ve organ sistemleri arasında etkili bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Endokrin sistem, iç ve dış koşullara yanıt vermektedir. Ayrıca kanalsız organ ve dokulardaki salgı hücreleri tarafından üretilen hormonlar aracılığıyla iletişim kurmaktadır.
Yalancı çok katlı epitel ya da Psödostratifiye epitel dokusu, çekirdeklerin hücre içinde farklı yüksekliklerde yerleşmiş olmaları nedeniyle, ilk bakışta çok katlıymış gibi görüntü veren epitel doku. Ancak dikkatli incelendiğinde bütün hücrelerin aynı bazal laminaya oturması nedeniyle tek katlı epitel sınıfındadır. Çok katlı görünüm, bazal laminaya oturan hücrelerin hepsinin serbest yüzeyle ilişki kuramaması, dolayısıyla çekirdeklerinin de farklı seviyede yer alması yüzünden ortaya çıkmaktadır. Hücreler de şekilleri yönünden farklılık gösterir. Bazıları bazal laminaya otururken serbest yüzeye ulaşır, bazılarının ise apikal kutupları yüzeye ulaşamaz. Yalancı çok katlı epitelin "silsiz" tipi, parotiroit ile salgı bezlerinin büyük boşaltım kanallarında ve erkek üretrasında bulunur. "Silli" tipi ise, trake ve bronşların büyük bir kısmını, östaki kanalını, timpanik boşluğun bir kısmını ve gözyaşı bezini döşer. Solunum sistemindeki salgı bezlerinden salgılanan mukus, yapışkan bir örtü oluşturup havadan giren toz ve mikroorganizmaların yakalanmasını sağlar. Hücrelerin apikal yüzeylerindeki siller, içine giren toz ve mikroorganizma bulunan mukusu vücudun dışına doğru iter.
Kassal epitel ya da Miyoepitel, bazı bezlerin gelişimleri sırasında kasılmak için özelleşmesiyle oluşan bir epitel doku türüdür.
Epitel doku, Epitelyum ya da Örtü doku, vücudun iç ve dış yüzeyini örten, araları çok sıkı olan epitel hücrelerinden oluşmuş, altlarında bazal lamina denilen bir tabaka bulunduran, özelleşmiş bir dokudur.
Bez epiteli ya da salgı epiteli; salgı çıkaran epitel doku çeşididir.
Dış salgı bezleri ya da Ekzokrin bezler, salgılarını özel bir kanal aracılığıyla ya da doğrudan vücut dışına veren bezlerdir.
Tek hücreli bezler; tek hücreden oluşan salgı yapan bezlerdir.
Çok hücreli bezler; çok sayıda hücreden oluşurlar. En basit şekli, salgı hücrelerinden oluşan epitel tabakasıdır. Mide yüzeyini ve uterusu döşeyen yüzey epiteli bu şekildedir ve salgılayan yüzey olarak bilinir. Diğer çok hücreli bezler; epitel tabakasının altındaki bağ dokusu içine yaptıkları invaginasyonlarla oluşmuşlardır. Şekillerine göre şu şekilde gruplandırılırlar:
- Tübüler bezler
- Alveolar bezler
- Tübüloalveolar bezler
Tübüler bezler; epitel hücrelerinin bazılarının tüp şeklinde yaptığı invaginasyonlar ile oluşan bezlerdir.
Seröz bezler; hücreleri muköz bezlere göre daha küçük görünen, salgıları sulu ve akışkan olup, protein içeren yapıda salgı yapan bezlerdir.
Muköz bezler; hücrenin büyük kısmında yapışkan musin maddesi bulunur. Salgı kıvamlı, kaygan ve yapışkandır. Salgılarına mukus denir. Mukus, bulunduğu epitelin üst yüzeyini korumaya yardımcı olur. Hücrelerin çekirdekleri, yassılaşmıştır ve bazal kısımda bulunur. Muköz bez hücreleri, metakromazi özelliği gösterirler. Çok hücreli ilkel hayvanların ve bitkilerin çoğunda muköz hücreler bulunur. Islak ve nemli yerlerde bulunan kayganlık bundan kaynaklanır. Goblet hücreleri, çenealtı ve dilaltı tükürük bezleri, dişi üreme kanalı ve yemek borusu bu tip beze örnektir.
Seromuköz bezler; hem seröz hem de muköz salgı salgılayan karışık yapıdaki bezlerdir.
Merokrin bezler; sitoplazmalarından kayıp vermeden ya da çok az miktarda kayıpla salgı yapan hücrelerin oluşturduğu bezlerdir.
Holokrin bezler; salgılama sırasında tüm hücre içeriğinin ya da hücrenin tamamının kullanıldığı bezlerdir. İki çeşidi vardır:
- Aktif holokrin bez; salgılanan madde canlı hücrenin kendisidir. Testislerdeki spermler, ovaryumda ovum (yumurta) bu gruptandır.
- Dejeneratif holokrin bez; parçalanmış olan hücrenin içeriği salgıdır. Derideki süt ve yağ bezleri bu grup beze örnektir.
Tiroit bezi, tiroit ya da kalkan bezi, boynun ön ve yanlarını saran kelebek şeklinde çok damarlı iç salgı bezi. Her biri ortalama 5 cm uzunluğunda, 3 cm genişliğinde ve 2 cm derinliğinde, sağ ve sol olmak üzere 2 lobu ve bu lobları birleştiren isthmus adı verilen bir parçası bulunur. İnsanların yaklaşık %40'ında isthmustan hyoid kemiğe uzanım gösteren piramidal lob adı verilen bir bölüm de bulunabilir. Normal ağırlığı insanda 20 gr'dır. Paratiroit bezi genellikle tiroidin arkasında mercimek şeklinde 4 tane küçük bezdir.
Hipofiz bezi veya diğer adıyla Pitüiter bez, bir fasulye tanesi büyüklüğünde yaklaşık 0,5 gram ağırlığında bir endokrin bezdir. Beyin tabanında, hipotalamusun altında bir çıkıntı şeklinde uzanır. Beyni örten dura mater ile çevrilmiştir. Hipofiz hormonu üretip salgılayarak Homeostasiyi düzenler. Bunu bütün iç salgı bezlerini denetleyerek yapar. Bu anlamda hipofiz, endokrin sistem ve sinir sistemi arasındaki en büyük organizasyon ağını kontrol eder. Hipotalamusun salgısı olan RF, kan yoluyla hipofizi uyarır ve hipofizin hedef organının uyarılmasını sağlayan hormonu üretmesini sağlar. Hipofiz bezi ön, orta ve arka lop olmak üzere üç parçalıdır. Ara lob insan embriyosunda görüldüğü halde, ergin insanda körelmiştir.
Bez ya da salgı bezi, belirli maddeleri kandan ayıran, değiştiren, yoğunlaştıran ve sonrasında yeniden kullanılmak üzere salgılayan veya yok edilmelerini sağlayan doku veya hücre.