İçeriğe atla

Anunnaki

Kontrol Edilmiş

Karakteristik boynuzlu taç giyen Antik Mezopotamya tanrılarını tasvir eden bakır alaşımlı dört temel heykelciği (MÖ y. 2130)

Anunnaki (Sümerce 𒀭𒀀𒉣𒈾 ayrıca Anunaki, Anunna, Ananaki ve farklı varyasyonlarda da yazılır), antik Sümer, Akad, Asur ve Babillerin mitolojik geleneklerinde ortaya çıkan bir tanrı grubudur.[1] Kaç Anunnaki olduğu ve hangi rolü üstlendiklerine dair açıklamalar hem değişkenlik gösterir hem de çoğu zaman tutarsızdır. Akad öncesi dönemden kalma en eski Sümer yazılarına göre Anunnaki, panteondaki en güçlü tanrılardır; gök tanrısı An ile yer tanrıçası Ki'nin torunlarıdır, asıl işlevleriyse insanlığın yazgısını belirmektedir.

İnanna'nın Ölüler Diyarı'na İnişi'nde Anunnaki, yeraltı dünyasında Ereşkigal'ın tahtının önünde oturan yedi yargıç olarak resmedilmiştir. Gılgamış Destanı gibi sonraki Akadca metinlerde de bu betimleme sürdürülür. Eski Babil döneminde Anunnaki'nin yeraltı dünyasının kitonik tanrıları olduğuna inanılırken göklerin tanrılarıysa İgigi olarak bilinirdi. Antik Hititler, Anunnaki'yi genç tanrılar tarafından devrilip yeraltı dünyasına sürülen en eski tanrı nesli olarak tanımlamıştır. Anunnaki, Zecharia Sitchin ve Erich von Däniken'in kitapları gibi çağdaş sözde arkeolojik eserlerde kullanılmıştır.

Etimoloji

Bitki tanrıçasını (muhtemelen Ninhursag) ve etrafında ona tapınanları tasvir eden Akad silindir mührü (y. MÖ 2350-2150)

Anunnaki ismi, Sümer gök tanrısı An'dan türemiştir.[2] İsim, "da-nuna", "da-nuna-ke4-ne" ya da "da-nun-na" şeklinde çeşitli biçimlerde yazılmış ve "soylu çocuklar" ya da "An'ın çocukları" anlamına gelmektedir.[1]

Anunnaki'nin, An ve eşi yer tanrıçası Ki'nin çocuğu olduğuna inanılmaktadır.[1] Samuel Noah Kramer, Ki'yi Sümerlerin ana tanrıçası Ninhursag ile özdeşleştirir.[3][4] Anunnaki'nin en büyüğü, hava tanrısı[5] ve Sümer panteonunun baş tanrısı Enlil'dir.[6] Sümerler, Enlil doğana kadar gök ve yerin birbirinden ayrılmadığına inanmaktadır.[7] Daha sonra, Enlil yerden göğü ayırır,[7] babası An göğü ele geçirirken Enlil yeri ele geçirir.[8]

Tapınma ve ikonografi

Anunnaki'ye esas olarak edebî metinlerde değinilmiştir[9] ve onlara özgü ayrı bir kültün varlığına dair çok az kanıt ortaya çıkarılmıştır.[9][10] Bu durum, Anunnaki'nin her bir üyesinin, diğerlerinden bağımsız olarak, kendi kültüne sahip olmasından kaynaklanmaktadır.[11] Benzer bir şekilde üyelerin bireysel olarak birkaç tasviri belirlenmesine karşın,[11] Anunnaki'nin bir grup hâlinde temsil edildiği bir tasvir henüz keşfedilmemiştir.[11] Antik Mezopotamya'daki tanrıların neredeyse tamamı insan biçimlidir.[12] İnsanüstü güçlere[12] ve genellikle devasa fiziki büyüklüklere sahip oldukları düşünülmüştür.[12] Tanrılar tipik olarak "onları ürkütücü bir ihtişam içinde gösteren" belirsiz bir madde olan melam giymekteydi.[13] Melam ayrıca kahramanlar, krallar, devler ve hatta ifritler tarafından da giyilebilirdi.[14] Bir tanrının melam'ını görmenin insan üzerindeki etkisi ni (tenin ürpertisi için kullanılan bir kelime) olarak tanımlanmaktaydı.[15] Tanrılar, neredeyse her zaman üst üste binmiş yedi öküz boynuzu çiftinden oluşan[16] boynuzlu başlıklarla tasvir edilmişti.[17][18] Ayrıca bazen, dekoratif altın ve gümüş süslemeli giysiler giymişlerdi.[18]

Antik Mezopotamyalılar, tanrılarının gökte yaşadıklarına inansa da[19] tanrı heykellerinin, tanrıların bizzat fiziksel birer simgesi olduğuna inanmaktaydı.[19][20] Bu nedenle, tapınılan heykellere sürekli özen ve ilgi gösterilmiş,[19][21] bu heykellere bakmaları için bir grup rahip görevlendirilmişti.[22] Bu rahipler, heykelleri giydirir[20] ve "yemek yiyebilmeleri" için önlerine yiyecek koyardı.[19][21] Bir tanrıya ait tapınağın, tanrının gerçekten de yaşadığı yer olduğuna inanılıyordu.[23] Tanrıların tekneleri vardı ve bu tekneler, normalde tanrıların tapınaklarında saklanan, çeşitli dinî bayramlarda tapınma heykellerini su yolları boyunca taşımak için kullanılan tam boyutlu mavnalardı.[24] Tanrılar ayrıca tapınma heykellerini kara yoluyla taşımak için kullanılan savaş arabalarına da sahipti.[25] Bazen tanrının kült heykeli, savaşın gidişatını izleyebilmesi için savaşın bulunduğu yere taşınınabilirdi.[25] Anunnaki'yi de içeren Mezopotamya panteonunun büyük tanrılarının, tüm kararların verildiği "tanrıların meclisine" katıldığına inanılıyordu.[17] Bu meclis, Üçüncü Ur Hanedanlığı döneminde var olan yarı demokratik yasama sisteminin ilahi bir karşılığı olarak görülmüştü.[17]

Mitoloji

Sümerler

İnanna, Utu, Enki ve İsimud'u tasvir eden y. MÖ 2300'e tarihlenen Akad silindir mührü

Anunnaki teriminin bilinen en eski kullanımları, Gudea egemenliği ile Üçüncü Ur Hanedanlığı döneminde yazılmış olan yazıtlardan gelmektedir.[9][11] Ulaşılan en eski metinlerde, gök tanrısı An'ın soyundan gelenler olarak, Sümer panteonundaki en güçlü ve önemli tanrılara bu terim uygun görülmüştür.[9][26] Bu tanrı grubu muhtemelen An, Enlil, Enki, Ninhursag, Nanna, Utu ve İnanna'nın dâhil olduğu "yazgıları belirleyen yedi tanrı"yı ihtiva ediyordu.[27]

Bazı tanrılar Anunnaki'nin üyeleri olarak tanımlansa da Anunnaki'nin isimlerinin tam listesi günümüze ulaşmamıştır[11] ve genellikle edebî metinlerde yalnızca bir topluluk olarak adlandırılırlar.[9][11] Dahası, Sümer metinleri Anunnaki tanımlarında tutarsızdır[11] ve Anunnaki'nin kaç tane üyesinin olduğu ya da ilahi işlevlerinin ne olduğu konusunda hemfikir değildir.[9][11] Esasen Anunnaki, muazzam güçlere sahip göksel tanrılar olarak görünmektedir.[11] Enki ve Dünya Düzeni adlı şiirde Anunnaki, Enki'ye "saygısını sunar", onuruna övgü ilahileri söyler, Sümer halkı arasındaki "konutlarını yapmaya başlar"lar.[9][28] Aynı kompozisyon, Anunnaki'nin "insanlığın yazgısını belirlediğini" birçok kez belirtir.[9]

Neredeyse Sümer panteonundaki her büyük tanrı, belirli bir şehrin koruyucusu olarak kabul edilmiş[29] ve o şehrin çıkarlarını koruması beklenmiştir.[29] Tanrının, o kentin tapınağında kalıcı olarak yaşadığına inanılmıştır.[30] Bir metin, Eridu şehriyle ilişkili elli kadar Anunnaki'den bahseder.[1][31] İnanna'nın Ölüler Diyarı'na İnişi'nde yeraltı dünyasında ikamet eden ve yargıçlık yapan sadece yedi Anunnaki mevcuttur.[9][32] İnanna, yeraltı dünyasını ele geçirme girişiminden ötürü bunların önünde yargılanır[9][32] ve aşırı gurur yüzünden suçlanarak ölüme mahkûm edilir.[32]

Sümer mitolojisindeki büyük ilahlar, belirli gök cisimleriyle ilişkilendirilmiştir.[33] İnanna'nın Venüs gezegeni olduğuna,[34][35] Utu'nun Güneş olduğuna,[35][36] Nanna'nın ise Ay olduğuna inanılmıştır.[35][37] An, gök ekvatorunun tüm yıldızları; Enlil, kuzey gökyüzünün yıldızları; Enki, güney gökyüzünün yıldızları olarak tanımlanmıştır.[38] Enlil'in göksel yörüngesinin yolu, kuzey göksel kutbunun etrafında sürekli, simetrik bir çemberdi.[39] An ve Enki'nin çeşitli noktalarda kesiştiğine inanılmaktaydı.[40]

Akad, Babil ve Asurlar

Hürmet, iyiliğe yol açar; fedakârlık, ömrü uzatır; dua, suçluluk duygusunu telafi eder. Tanrılardan korkan kişi kaybolmaz. (...) Anunnaki'den korkan [gününü] uzatır.

—Babil ilahisi[41]

Babillilerin ulusal tanrısı Marduk'u tasvir eden bir figür, Babilliler ve Asurlular tarafından Anunnaki'nin önde gelen bir üyesi olarak görülmüştür.

MÖ 2. binyıla ait Akad metinlerinde Annunaki, İnanna'nın Ölüler Diyarı'na İnişi'ndekiyle benzer bir şekilde betimlenir ve kitonik yeraltı tanrıları olarak gösterilir. MÖ 2. binyılın başında yazılan İnanna'nın İnişi'nin kısaltılmış Akadca versiyonunda, yeraltı dünyasının kraliçesi Ereşkigal, "Anunnaki ile su içtiğini" söyler.[42] Aynı şiirde daha sonra Ereşkigal hizmetçisi Namtar'a Anunnaki'yi Egalgina'dan getirmesini, "eşik basamaklarını mercanla süslemesini" ve "onları altın tahtlara oturtmasını" emreder.[43]

Birinci Babil Hanedanlığı döneminde İgigi olarak bilinen yeni bir tanrılar topluluğu ortaya çıktı.[44] Anunnaki ve İgigi arasındaki ilişki belirsizdir.[11] Bazı durumlarda, bu iki zümre eş anlamlı olarak kullanılıyor gibi görünse de[9][11] Erra'nın Şiiri gibi diğer yazılarda, ikisi arasında bariz bir ayrım vardır.[9][11] Geç Akad destanı Atra-Hasis'te İgigi, Anunnaki için hizmet etmeye zorlanan tanrıların altıncı neslidir.[45][46] Kırk günün ardından İgigi başkaldırır ve Anunnaki'nin bir üyesi olan tanrı Enki, onların yerine insanları yaratır.[45][46]

Orta Babil Dönemi'nden itibaren Anunnaki adı genellikle yeraltı dünyasının tanrıları için kullanılırken[1] İgigi adıysa göksel tanrılar için kullanıldı.[1] Bu dönemde, yeraltı tanrıları Damkina, Nergal ve Madānu, Antik Babil'in ulusal tanrısı Marduk ile birlikte Anunnaki'nin en güçlüleri olarak listelenmişti.[1]

Standart Akadcayla yazılmış olan Gılgamış Destanı'nda Büyük Tufan'dan kurtulan ölümlü Utnapiştim, fırtına yaklaşırken toprağı alevlendiren Anunnaki'yi Yeraltı Dünyası'nın yedi yargıcı olarak tanımlar.[47] Daha sonra, tufan geldiğinde İştar (İnanna'nın Doğu Sami dilindeki karşılığı) ve Anunnaki insanlığın yok edilmesine yas tutar.[9][48]

Babilce yazılan Enûma Eliš'te Marduk, Anunnaki'yi görevlerine atar.[49] Destanın daha sonra yazılmış başka bir Babilce versiyonunda 600 yeraltı dünyası Anunnaki'sinden ve 300 gökyüzü Anunnaki'sinden bahsedilir, bu da karmaşık bir yeraltı dünyası kozmolojisinin varlığını gösterir.[1] "Yüce Tanrılar" Anunnaki, minnet borcu olarak Marduk, Ea ve Ellil'e adanmış "görkemli" bir tapınak olan Esagila'yı inşa eder.[50] MÖ sekizinci yüzyıl Erra'nın Şiiri'nde Anunnaki, Tanrı Nergal'ın erkek kardeşleri olarak tanımlanır ve insanlığa karşı düşman olarak tasvir edilir.[9]

Yeni Asur İmparatorluğu (MÖ 911-612) dönemine ait ağır hasarlı bir metinde Marduk, Anunnaki'den oluşan ordusunu kutsal Nippur şehrine doğru yönlendirir ve kargaşaya sebep olur.[51] Bu kargaşa, bir sele neden olur ki bu da yerleşik Nippur tanrılarını Eşumeşa tapınağında Ninurta'ya sığınmasına mecbur bırakır.[51] Enlil, Marduk'un yaptıklarına sinirlenerek Eşumeşa'nın tanrılarına Marduk ile diğer Anunnaki'yi tutsak olarak tutmalarını emreder.[51] Anunnaki yakalanır[51] ancak Marduk, Muşteşirhablim'i Eşumeşa tanrılarına isyan etmek için görevlendirir ve habercisi Neretagmil'i okuryazarlık tanrısı Nabu'yu uyarması için gönderir.[52] Eşumeşa tanrıları Nabu'nun konuşmasını duyduğunda onu aramak için tapınaklarından çıkar.[53] Marduk, Eşumeşa tanrılarını yener ve Enlil'in de aralarında bulunduğu 360 tanesini savaş esiri olarak ele geçirir.[53] Enlil, Eşumeşa tanrılarının masum olduğunu iddia eder bundan ötürü Marduk, onları Anunnaki'nin önünde yargılar.[53] Metin, Damkianna'dan (Ninhursag için başka bir isim) tanrılara ve insanlığa bir uyarısı ile biter ve Anunnaki ile Eşumeşa tanrıları arasındaki savaşın tekrar edilmemesini ister.[53]

Hurri ve Hititler

Yazılıkaya'da bulunan Antik Hitit kabartmasında, Hititler tarafından Mezopotamyalı Anunnaki olarak tanımlanan[54][55] Yeraltı Dünyası'nın on iki tanrısı tasvir edilmektedir.[56]

Hurri ve Hititlerin mitolojilerinde en eski tanrıların, genç tanrılarca tanrıça Lelvani'nin hükmettiği[57] Yeraltı Dünyası'na sürüldüğüne inanılırdı.[54][57] Hititli yazıcılar, Anunnaki'ye tanrısallık atfetmişlerdir.[54][55] Öyle ki Antik Hurricede Anunnaki, "sabık antik tanrılar" anlamında karuileş şiuneş olarak ya da "yeryüzü tanrıları" anlamında kattereş şiune olarak anılır.[58] Hitit ve Hurri antlaşmaları, yeminler tutulsun diye sıklıkla eski tanrılar üstüne yapılırdı.[54][58] Bir mite göre tanrılar, taştan dev Ullikummi tarafından tehdit edildi.[59] Böylece sonradan Enki olarak anılacak Ea, eski tanrılara yeryüzü ile gökyüzünü ayırmak için kullanılan silahı bulmalarını buyurdu.[54][60] Silah bulunduğunda da Ullikummi'nin ayaklarını kestiler.[60]

Her ne kadar Hurri ve Hitit metinlerindeki Anunnaki isimleri sık sık değişse de[55] her zaman sekiz üye mevcuttur.[55] Bir Hitit ritüelinde, eski tanrıların isimleri şöyle sıralanır: "İlahi Aduntarri, Zulki, Dünya'nın Efendisi İrpitia, Narā, Namšarā, Minki, Amunki ve Āpi."[55] Eski tanrıların Hurri-Hitit dininde tanımlanabilir bir kültleri yoktu;[55] bunun yerine, Hurriler ve Hititler, toprakta kazılmış bir çukurdaki bir domuz yavrusu kurbanı ayini ile eski tanrılarla iletişim kurmaya çalıştılar.[61] Eski tanrılar genellikle arınma ayini yapmak için çağrıldı.[62]

Eski tanrıların yeraltı dünyasına sürülmesinin Hitit anlatımı, daha sonraları Yunan şair Hesiodos'un Theogonia eserinde Titanların Olimposluları devirmesi anlatımının kaynağı oldu.[63] Yunan gök tanrısı Uranüs (adı "Gök" anlamına gelir) Titanların babasıdır[64] ve Anu'nun Hitit versiyonundan türetilmiştir.[65] Hesiodos'un anlatımında Uranüs, Hitit hikâyesindeki Anu'nun oğlu Kumarbi gibi[66] oğlu Kronos tarafından hadım edilmiştir.[67]

Sözde arkeoloji

1968'de Tanrıların Arabaları ile başlayarak yayımlanan bir kitap serisinde İsviçreli sözde arkeolog Erich von Däniken, dünya dışı "antik astronotlar"ın tarih öncesi dünyayı ziyaret ettiğini iddia etti. Von Däniken, dinlerin kökeninin dünya dışı yaşamla temastan kaynaklandığı iddia ederek Sümer metinlerini ve Eski Ahit'i delil olarak gösterdi.[68][69][70]

1976 tarihli The Twelfth Planet (lit. On İkinci Gezegen) kitabında Rus-Amerikan yazar Zecharia Sitchin, Anunnaki'nin aslında, yaklaşık 500 bin yıl önce keşfedilmemiş Nibiru gezegeninden dünyaya gelen gelişmiş insansı dünya dışı bir tür olduğunu ve gezegenin kıymetli maden açısından zengin olduğunu keşfettikten sonra altın madenciliği yapmak için bir operasyon üssü inşa ettiğini iddia etti.[68][69][71] Sitchin'e göre Anunnaki, köle madenci türü insanlar yaratmak için tüp bebek yöntemiyle kendi türleri ile Homo erectus'u melezleştirdi.[68][69][71] Sitchin, Antarktika'daki buzullar eridiğinde Anunnaki'nin geçici olarak dünyanın yüzeyini ve yörüngesini terk etmek zorunda kaldığını ve bu erimenin Anunnaki'nin dünyadaki üslerini de yok eden Büyük Tufan'a neden olduğunu iddia etti.[72] Bunlar yeniden inşa edilmeliydi; bu büyük uğraş için daha fazla insana ihtiyaç duyan Anunnaki, insanlığa tarımı öğretti.[72]

Ronald H. Fritze, Sitchin'e göre, "Annunaki'nin, antik astronot teorisyenlerinin son derece ileri teknolojileri olmadan bunları inşa etmenin imkânsız olduğunu düşündüğü, piramitler ve dünyanın dört bir yanındaki diğer tüm anıtsal yapıları inşa ettiğini" yazdı.[68] Sitchin, The Stairway to Heaven (1980, lit. Cennet'e Merdiven) ve The Wars of Gods and Men (1985, lit. Tanrılarla İnsanların Savaşı) gibi daha sonraki çalışmalarında bu anlatımı genişletti.[73] The End of Days: Armageddon and the Prophecy of the Return (2007, lit. Günlerin Sonu: Armageddon ve Dönüş Kehaneti) adlı çalışmasında Sitchin, Anunnaki'nin Mezoamerikan Uzun Sayım takviminin sonuna karşılık gelen 2012 yılı gelir gelmez, dünyaya döneceği tahmininde bulundu.[74][73] Sitchin'in yazıları ana akım tarihçiler tarafından tamamıyla reddedildi, kitapları sözde arkeoloji olarak nitelendirildi.[75] Bu tarihçiler, Sitchin'in, Sümer metinlerini bağlamlarından kopararak alıntılamak, alıntıları kısaltmak ve Sümerce sözcükleri yanlış çevirerek kabul edilmiş tanımlarından tamamen farklı anlamlar vermek suretiyle kasıtlı olarak çarpıttığını öne sürdü.[76]

Kaynakça

Özel
  1. ^ a b c d e f g h Black & Green 1992, s. 34.
  2. ^ Leemings, David (2009). The Oxford Companion to World Mythology (İngilizce). Oxford University Press. s. 21. ISBN 978-0-19-538708-7. 
  3. ^ Kramer 1961, s. 41.
  4. ^ Kramer 1963, s. 122.
  5. ^ Coleman, J. A.; Davidson, George (2015). The Dictionary of Mythology: An A-Z of Themes, Legends, and Heroes (İngilizce). Londra, İngiltere: Arcturus Publishing Limited. s. 108. ISBN 978-1-78404-478-7. 
  6. ^ Kramer 1983, ss. 115-121.
  7. ^ a b Kramer 1961, ss. 72-73.
  8. ^ Kramer 1961, ss. 72-75.
  9. ^ a b c d e f g h i j k l m n Leick 1998, s. 8.
  10. ^ Falkenstein, A. (1965). Die Anunna in der sumerischen Überlieferung. Assyriological Studies (Almanca). ss. 127-140. 
  11. ^ a b c d e f g h i j k l Brisch, Nicole (2016). Anunna (Anunnaku, Anunnaki) (a group of gods). Ancient Mesopotamian Gods and Goddesses (İngilizce). University of Pennsylvania Museum. 3 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Aralık 2019. 
  12. ^ a b c Black & Green 1992, s. 93.
  13. ^ Black & Green 1992, ss. 93-94.
  14. ^ Black & Green 1992, ss. 130-131.
  15. ^ Black & Green 1992, s. 130.
  16. ^ Black & Green 1992, s. 102.
  17. ^ a b c Black & Green 1992, s. 98.
  18. ^ a b Nemet-Nejat 1998, s. 185.
  19. ^ a b c d Black & Green 1992, s. 94.
  20. ^ a b Nemet-Nejat 1998, s. 186.
  21. ^ a b Nemet-Nejat 1998, ss. 186-187.
  22. ^ Nemet-Nejat 1998, ss. 186-188.
  23. ^ Black & Green 1992, s. 174.
  24. ^ Black & Green 1992, ss. 44-45.
  25. ^ a b Black & Green 1992, s. 52.
  26. ^ Katz, D. (2003). The Image of the Underworld in Sumerian Sources (İngilizce). Bethesda, Maryland: CDL Press. s. 403. 
  27. ^ Kramer 1963, ss. 122-123.
  28. ^ Kramer 1963, s. 180.
  29. ^ a b Nemet-Nejat 1998, s. 179.
  30. ^ Nemet-Nejat 1998, s. 187-189.
  31. ^ Edzard, D. O. (1965). Mesopotamien. Die Mythologie der Sumerer und Akkader. Wörterbuch der Mythologie, erste Abteilung (İngilizce). I. ss. 17-140. 
  32. ^ a b c Wolkstein & Kramer 1983, s. 60.
  33. ^ Nemet-Nejat 1998, ss. 201-203.
  34. ^ Black & Green 1992, ss. 108-109.
  35. ^ a b c Nemet-Nejat 1998, s. 203.
  36. ^ Black & Green 1992, ss. 182-184.
  37. ^ Black & Green 1992, s. 135.
  38. ^ Rogers, John H. (1998). Origins of the Ancient Astronomical Constellations: I: The Mesopotamian Traditions. Journal of the British Astronomical Association (İngilizce). 108. Londra, İngiltere: The British Astronomical Association. s. 13. Bibcode:1998JBAA..108....9R. 
  39. ^ Levenda 2008, s. 29.
  40. ^ Levenda 2008, ss. 29-30.
  41. ^ Leick 2003, s. 100.
  42. ^ Dalley 1989, s. 156.
  43. ^ Dalley 1989, s. 159.
  44. ^ Black & Green 1992, s. 106.
  45. ^ a b Leick 1998, s. 85.
  46. ^ a b Leick 2003, s. 96.
  47. ^ Dalley 1989, ss. 112.
  48. ^ Dalley 1989, s. 113.
  49. ^ Pritchard 2010, ss. 33-34.
  50. ^ Pritchard 2010, s. 34-35.
  51. ^ a b c d Oshima 2010, s. 145.
  52. ^ Oshima 2010, ss. 145-146.
  53. ^ a b c d Oshima 2010, s. 146.
  54. ^ a b c d e Leick 1998, s. 141.
  55. ^ a b c d e f Collins 2002, s. 225.
  56. ^ Collins 2002, s. 228.
  57. ^ a b Van Scott, Miriam (1998). The Encyclopedia of Hell: A Comprehensive Survey of the Underworld (İngilizce). New York, NY: Thomas Dunne Books/St. Martin's Griffin. s. 187. ISBN 0-312-18574-X. 
  58. ^ a b Archi, Alfonso (1990). The Names of the Primeval Gods. Orientalia. NOVA (İngilizce). 59. Roma, İtalya: Gregorian Biblical Press. s. 114. JSTOR 43075881. 
  59. ^ Puhvel 1987, ss. 25-26.
  60. ^ a b Puhvel 1987, s. 26.
  61. ^ Collins 2002, ss. 225-226.
  62. ^ Collins 2002, ss. 226-227.
  63. ^ Puhvel 1987, ss. 26-27.
  64. ^ Puhvel 1987, ss. 27-29.
  65. ^ Puhvel 1987, ss. 29-30.
  66. ^ Puhvel 1987, ss. 25-26, 29-30.
  67. ^ Puhvel 1987, ss. 27-30.
  68. ^ a b c d Fritze 2016, s. 292.
  69. ^ a b c Robertson, David G. (2016). Cox, James; Sutcliffe, Steven; Sweetman, William (Ed.). UFOs, Conspiracy Theories and the New Age: Millennial Conspiracism. Bloomsbury Advances in Religious Studies (İngilizce). Londra, İngiltere: Bloomsbury Publishing. ISBN 978-1-4742-5320-8. 
  70. ^ Story, Ronald (1976). The Space Gods Revealed: A Close Look at the Theories of Erich von Däniken (İngilizce). Harper & Row. ss. 3-8. ISBN 0-06-014141-7. 
  71. ^ a b Fritze 2009, s. 212.
  72. ^ a b Fritze 2009, ss. 212-213.
  73. ^ a b Fritze 2009, s. 213.
  74. ^ Robertson 2016.
  75. ^ Fritze 2009, ss. 213-214.
  76. ^ Fritze 2009, s. 214.
Genel

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Gılgamış</span> Sümer şehir devleti Urukun tarihî kralı

Gılgamış, Sümer şehir devleti Uruk'un tarihî kralı, antik Mezopotamya mitolojisinin önemli bir kahramanı ve MÖ 2. binyılın sonlarında Akadca yazılan epik şiir Gılgamış Destanı'nın protagonistidir. Muhtemelen MÖ 2800 ile 2500 arasındaki bir zaman aralığında ülkeyi yönetmiş ve ölümünden sonra tanrısallaştırılmıştır. Ur'un üçüncü hanedanlığı döneminde Sümer efsanelerinde önemli bir şahsiyet olmuştur. Gılgamış'ın efsanevi kahramanlıkları günümüze kadar gelen beş Sümer şiirinde anlatılmıştır. Bunların tespit edilebilen en eskisi Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı'dır. Bu şiirde Gılgamış, Tanrıça İnanna'nın yardımına gelir ve tanrıçanın huluppu ağacını istila eden yaratıkları defeder. İnanna, Gılgamış'a mikku ve pikku adı verilen iki bilinmeyen nesne verir fakat Gılgamış, bunları kaybeder. Enkidu'nun ölümünden sonra gölgesi, Gılgamış'a Ölüler Diyarı'nın kasvetli koşullarını anlatır. Gılgamış ve Agga şiiri, Gılgamış'ın tâbi olduğu Kral Agga'ya karşı ayaklanmasını anlatır. Diğer Sümer şiirleri Gılgamış'ın dev Huvava ve Gök Boğası ile ilişkisini anlatırken kötü muhafaza edilmiş olan sonuncu şiir Gılgamış'ın ölümüyle cenazesini anlatır.

<span class="mw-page-title-main">Enlil</span> Antik Mezopotamya tanrısı

Enlil, daha sonra bilinen adıyla Elil veya Ellil, rüzgâr, hava, yeryüzü ve fırtınalarla ilgili Antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk olarak Sümer panteonunun baş tanrısı olarak kaydedilen Enlil, daha sonra Akadlar, Babilliler, Asurlular ve Hurriler tarafından da tapınılan bir tanrı hâline gelmiştir. Enlil'in ana tapınma yeri, bizzat Enlil tarafından inşa edildiğine inanılan ve gökyüzü ile yeryüzünün "bağlantı noktası" olarak kabul edilen Nippur kentindeki Ekur tapınağıdır. Enlil, bazen Nunamnir olarak da anılmaktadır. Bir Sümer ilahisine göre, diğer tanrılar ona bakmaya cesaret edemez. MÖ 24. yüzyılda Nippur'un yükselişiyle birlikte önem kazanan Enlil kültü, MÖ 1230'da Elamlıların Nippur'u yağmalamasıyla zayıflamış ve sonuç olarak Mezopotamya panteonunun baş tanrısı ve Babil'in ulusal tanrısı Marduk tarafından konumu ele geçirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Enki</span>

Enki, su, bilgi (gestú), zanaatlar (gašam) ve yaratılışla (nudimmud) ilgili Sümer tanrısıdır. Anunnaki grubunun bir üyesidir. Daha sonra Akad (Asur-Babil) dininde Ea veya Ae olarak anılmıştır. Bazı bilim insanları tarafından Kenan dinindeki Ia ile özdeşleştirilir. İsmi Yunan kaynaklarında Aos olarak geçer.

<span class="mw-page-title-main">Anu</span> Sümer tanrısı

Anu, Sümer mitolojisinde ve daha sonra Asur ve Babil mitolojilerinde, gökyüzü tanrısı, cennetin tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların kralı olarak adlandırılır ve göksel katmanların en üstünde oturur. Suç işleyenleri yargılayacak güce sahip olduğuna ve kötülükleri yok etmek için asker olarak yıldızlar yarattığına inanılırdı. Anunnakunun babasıdır. Sanat eserlerinde bazen çakal olarak resmedilir. Çoğu zaman onun simgesi olarak kullanılan taç bir çift sığır ya da boğa boynuzu ile resmedilir.

<span class="mw-page-title-main">İnanna</span> Sümer tanrıçası

İnanna ; aşk, güzellik, seks, savaş, adalet ve siyasi güçle ilişkilendirilen antik Mezopotamya tanrıçasıdır. Sümerlerde kendisine "İnanna" adıyla ibadet edilirken daha sonraki dönemlerde Akad, Babil ve Asurlular tarafından İştar olarak tanımlanmış ve "Cennetin Kraliçesi" olarak anılmıştır. Ana tapınma merkezi Uruk'taki Eanna Tapınağı'dır ve buranın koruyucu tanrıçası kabul edilmiştir. Venüs gezegeniyle ilişkilendirilmiş ve aslan ile sekiz köşeli yıldız, en belirgin sembolü olmuştur. İştar'ın kocası, daha sonraki dönemlerde Tammuz olarak anılacak olan Tanrı Dumuzid iken yardımcısı (sukkal) ise sonraki dönemlerde erkek tanrılar İlabrat ve Papsukkal ile bir tutulacak olan Ninşubur'dur.

Sümer mitolojisi, Sümerler'in yıkılışlarına kadarki dönemde din ve bilimle ilgili kültürünü içerir. Birçok tanrı ve tanrıçaları vardır ve onlar Sümer mitolojisini oluşturur. Bu tanrılar ve tanrıçalar Yaradılış Destanı, Tufan hikâyesi gibi edebî eserlerde açıkça belirtilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sümer edebiyatı</span> MÖ 18-17. yüzyıl yazıları

Sümer edebiyatı, Sümer uygarlığı tarafından sürdürülen ve daha sonraki Akad ve Babil imparatorlukları tarafından büyük ölçüde korunan dini yazılar ve diğer geleneksel hikâyeler de dahil olmak üzere, bilinen en eski kayıtlı edebiyat külliyatını oluşturur. Bu kayıtlar Orta Tunç Çağı sırasında MÖ 18. ve 17. yüzyıllarda Sümer dili ile yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Antik Mezopotamya dini</span> din

Antik Mezopotamya dini, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin, özellikle yaklaşık MÖ 3500 ve 400 yılları arasında Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dinî inançlarına ve uygulamalarına atıfta bulunur. Antik Mezopotamya dininin temelleri Erken Sümer Hanedanları tarafından atılmış, daha sonra oluşan uygarlıklar ve bölgeye yerleşen kavimler bu dinî yapıyı benimsemiştirler. Her ne kadar bölgenin bölümleri arasında farklılık gözlense de temel dinî figürler, destanlar ve inanışlar aynı kalmıştır. Politeistik bir din olan Mezopotamya dininin tanrı ve tanrıçaları zaman içinde isim değiştirse de özellikleri genelde aynı kalmıştır fakat dinler tinsel olarak nitelik kazanmıştır.

Gugalanna, Sümer dinine göre Ölüler Diyarı'nın kraliçesi olan Ereşkigal'in ilk kocasıdır. Adı muhtelemen "An'ın kanal denetçisi" anlamına gelmektedir ve Ennugi için sadece alternatif bir isim olabilir. Ereşkigal ve Gugalanna'nın oğlu Ninazu'dur. İnanna'nın Ölüler Diyarı'na İnişi'nde aşk, güzellik, seks ve savaş tanrıçası olan İnanna, kapıcı Neti'ye "ablam Ereşkigal'in kocası Gugalanna"nın cenazesine katılmak için Ölüler Diyarı'na indiğini söyler. Bazı araştırmacılar Gugalanna'yı Gılgamış Destanı'nda Gılgamış ve Enkidu tarafından katledilen Cennetin Boğası ile aynı figür olarak görür.

<span class="mw-page-title-main">Ninurta</span> Antik Mezopotamya tanrısı

Ninurta (Sümerce: 𒀭𒊩𒌆𒅁 DNIN.URTA. Anlamı bilinmiyor.) veya bilinen diğer adıyla Ninĝirsu (Sümerce: 𒀭𒊩𒌆𒄈𒋢 DNIN.ĜIR2.SU Anlamı: "Girsu'nun Lordu"), erken Sümerlerde ilk ibadet edilen tarım, şifa, avcılık, hukuk, yazı ve savaşla ilgili antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk kayıtlara göre, tarım ve insanları hastalıklar ile demonların güçlerinden koruyan şifa tanrısıdır. Daha sonraki zamanlarda ise Mezopotamya daha askerî bir hâle geldikçe, daha önceki tarımsal niteliklerinin çoğunu elinde tutmakla birlikte savaşçı bir tanrı olmuştur. Baş Tanrı Enlil'in oğlu olarak kabul edilmiştir. Sümerlerdeki ana tapınma merkezi, Nippur'daki Eşumeşa tapınağıydı. Ninĝirsu, Lagaş'ta kendisine ait tapınağı yeniden inşa eden Lagaş Kralı Gudea tarafından onurlandırılmıştır.

Antik Mezopotamya mitolojisinde Kader Tableti , çivi yazısı yazılmış bir kil tablet olarak tahmin edilmektedir. Bu tablet, kalıcı bir yasal belge olarak, Tanrı Enlil'e, evrenin yönetici olarak üstün bir yetki vermektedir. Ninurta ve Kaplumbağa adlı Sümer şiirinde tablet Enlil'de değil Enki'dedir. Bu şiirle Akadca yazılmış ola Anzû şiirinde tablet İmdugud (Sümerce) ya da Anzû (Akadca) tarafından çalınacağı korkusunu belirtmektedir. Efsaneye göre tablete sahip olan herkes evrene hükmetmektedir. Babil Enûma Eliš'te Tiamat bu tableti Kingu’ya verir ve ordusuna emir verir. Tanrıların savaşı seçilen Marduk, Tiamat ile ordusuyla savaşır ve onu yok eder. Marduk, Kader Tableti'ni kendisi için talep eder ve böylece tanrılar arasındaki yönetimini güçlendirecektir.

<span class="mw-page-title-main">É (tapınak)</span> ev ya da tapınak için kullanılan Sümerce bir sözcük veya sembol

É, ev ya da tapınak için kullanılan Sümerce bir sözcük ya da semboldür. Sümer terimi É.GAL bir kentin ana binasını belirtir. É.LUGAL eş anlamlısı olarak kullanılmıştır. Lagaş metinlerinde, É.GAL, ensi'nin şehri yönetme merkezi ve şehir arşivlerinin merkezidir. Sümerce É.GAL "saray", İbranicedeki היכל heikhal ya da Arapçadaki هيكل haykal sözcüklerinde olduğu gibi "saray, tapınak" kelimeleri için Sami kelimelerin olası etimolojisidir.

Lelwani ya da Leluwani, Hattiler için Yeraltı Dünyası'nın tanrıçasıdır. Karanlık dünyada yaşayan Lelwani'nin tapınakları, kabristan ve mozolelerle ilişkilendirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Uttu</span> tanrıça

Uttu, dokuma ile ilişkilendirilen antik bir Sümer tanrıçasıdır. İsmini yazarken kullanılan çivi yazısı sembolü, Sümercede "örümcek" kelimesini yazmak için de kullanılmıştır ve Uttu'nun muhtemelen ağ ören bir örümcek olarak tasavvur edildiğini belirtilmiştir. Esasen Enki ve Ninsikila mitinde görünür ve bu mite göre Uttu, ördüğü ağın içine girerek babası Enki'nin cinsel yönden asılmasına karşı gelir fakat Enki, Uttu’yu ona taze ürünlerden bir hediye getirmeye ve onunla evlenmeye ikna eder. Enki daha sonra Uttu'yu birayla sarhoş eder ve ona tecavüz eder. Uttu, Enki'nin karısı Ninhursag tarafından kurtarılır ve Ninhursag, Uttu'nun vajinasından Enki'nin spermini alıp toprağa ekerek sekiz yeni bitkinin büyümesini sağlar.

<span class="mw-page-title-main">İsimud</span>

İsimud, Sümer mitolojisinde tanrı Enki'nin elçisi olan küçük bir tanrıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ninşubur</span>

Ninshubur İnanna ile ilişikli Sukkal (Vezir) lakaplı Sümer tanrısıdır. Adı Sümerce " Subartu'nun Kraliçesi" anlamına gelir. Frans Wiggerman, bu ismin genellikle "Hizmetçilerin Kraliçesi" olarak anlaşıldığını öne sürüyor. Ninshubur İnanna'nın habercisi olarak Hermes ya da Iris ile de ilişkilendirilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Nanshe</span>

Sümer mitolojisinde Nanshe Enki ve Ninhursag'ın kızıydı. Bir tanrıça olarak işlevleri çeşitliydi. Sosyal adalet, kehanet, doğurganlık ve balıkçılık tanrıçasıydı. Babası gibi, o da suyla yoğun bir şekilde ilişkiliydi. Basra Körfezi ve içindeki tüm hayvanlar üzerinde hakimiyet kurdu. Onun kült merkezi, Lagaş şehrinde bulunan Sirara tapınağıydı. Eşi Nindara'ydı.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya tanrıları listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Mezopotamya tanrıları, bölge halkları tarafından tapınım gören tanrılardır.

İlahi adalet, bir din içindeki Tanrı'nın veya diğer yüce varlıkların uyguladığı adalet anlamına gelir.

Kış ile Yaz arasındaki tartışma veya Emeş ve Enten efsanesi, MÖ 3. binyılın ortalarından sonlarına kadar kil tabletler üzerine yazılmış bir Sümer yaratılış mitidir. Hava tanrısı Enlil, yarı tanrısal özelliklere sahip iki kardeş Emeş (Yaz) ve Enten'i (Kış) birlikte yaratır ve onlara çeşitli görevleri verir. Bu iki kardeş Enlil'in verdiği görevleri tamamladıktan sonra Nippur'daki "yaşam evi"ne giderek ona hediyeler sunarlar. Ancak aralarında kıskançlık nedeniyle bir çekişme başlar. Kıskançlığın nedeni ise Enten'in kendini "tanrıların çiftçisi" olarak tanıtmak istemesidir.