İçeriğe atla

Anu

Anu
𒀭𒀭
Gökyüzü Tanrısı, Tanrıların Kralı
Sippar, Irak'tan Ritti-Marduk'un bir Kudurru'su üzerindeki Anu (sağ alt köşe) dahil olmak üzere çeşitli tanrıların sembolleri, MÖ 1125-1104
Yaşadığı yerGökyüzü
SembolüBir kaide üzerinde boynuzlu başlık
Sayı60
Kişisel bilgileri
EşiAntu, Ki veya Uraš (birbirleriyle eşittir)
Nammu (bir yazıtta)
ÇocuklarıEnki, İşkur, Ninisina, Ninkarrak, Amurru, Gibil, Uraş, Nisaba (bazen) , Enlil (bazen) , İnanna (bazen)
EbeveynleriAnşar ve Kişar
Alala ve Belili
Karşılıkları
Yunan karşılığıZeus (tartışmalı),
Uranüs
Elam karşılığıJabru
Ahameniş karşılığıAhura Mazda (tartışmalı)

Anu (Akadca𒀭𒀭 ANU), Sümer mitolojisinde ve daha sonra Asur ve Babil mitolojilerinde, (aynı zamanda An) gökyüzü tanrısı, cennetin tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların kralı olarak adlandırılır ve göksel katmanların en üstünde oturur. Suç işleyenleri yargılayacak güce sahip olduğuna ve kötülükleri yok etmek için asker olarak yıldızlar yarattığına inanılırdı. Anunnakunun (aynı zamanda Anunnaki olarak da anılır) babasıdır. Sanat eserlerinde bazen çakal olarak resmedilir. Çoğu zaman onun simgesi olarak kullanılan taç bir çift sığır ya da boğa boynuzu ile resmedilir.

İlk Sümer metinleri rahipler tarafından gerçekleştirilmiş sınıflandırma ve sistemleştirme çalışmasını yansıtır. Önce büyük tanrılar üçlüsü, onların ardından da gezegen tanrıları üçlüsü gelir. Ayrıca büyük çoğunlukla adlarından başka bir şey bilinmeyen türlü tanrılar hakkına kabarık listeler vardır. Sümer dini daha tarihinin şafağında "kadim" bir din olarak ortaya çıkmaktadır. Kuşkusuz bugüne dek keşfedilenler, parçalı ve yorumlanması güç metinlerdir. Yine de bu eksik bilgilere dayanarak bile bazı dinsel geleneklerin ilk anlamlarını yitirmeye başladıkları anlaşılmaktadır. An, Enlil ve Enki'den oluşan büyük tanrılar üçlüsünden de aynı süreç sezilmektedir. Adının da işaret ettiği gibi (an=gökyüzü), birincisi bir gök tanrısıdır. Herhalde panteonun en önemli ve egemen tanrı tanımına en iyi uyan üyesi oydu; ama An'da deus otiosus* belirtileri görülmektedir. (Deus otiosus (durağan Tanrı) Yaratılmış düzenle ve insanlarla ilişkisini koparmış tanrı. Bu tasavvurda, Yüce Tanrı'nın diğer tanrılar ve göksel varlıklar üzerindeki otoritesi devam etmekle birlikte etkinliğini onlara devretmiştir.) Hava tanrısı (Ulu Dağ adı da verilir) Enlil ve "Toprağın efendisi," "temellerin" tanrısı Enki daha etkin ve günceldir. Enki'nin ezeli suların Tanrısı olduğu kanısı yanlıştır ve Sümer anlayışında, karaların okyanus üzerine oturduğu kabul edildiği için bu hataya düşülmüştür. Tanrı An göğü yukarı doğru kaldırdı ve Enlil de yeri yanında götürdü.[1] Gök ve yerin ayrılmasına ilişkin kozmogoni izleği de oldukça yaygındır. Bu izleğe farklı kültür düzeylerinde rastlanır. Ama Ortadoğu ve Akdeniz'de kaydedilmiş versiyonlar, büyük olasılıkla Sümer anlatısından türemiştir.[2] Bir inanışta tabletlerin muğlak tabirleri ve sonradan tevilleri aslında büyük egemen Tanrı'nın dünya üzerine gönderilmiş bir elçisi olarak düşünülebilir. Aslında büyük Tanrı kusursuzdur ve An onun adına seçkin ve diğer göksel tanrıların efendisi. Sümer'in kral Sargon tarafından Akkadlılar tarafından işgal edilmesinden sonra Akkadlılar tarafından Anu olarak adlandırılmıştır. Üç büyük tanrıdan oluşan üçlemenin ilk figürü olmasına dayanarak, Anu tanrıların ilk kralı ve babası olarak saygı görmüştür. Anu görünür bir şekilde Uruk ile özdeşleşmiştir. Bu şehrin Anu kültünün orijinal merkezi olduğuna inanmamız için çok geçerli sebepler vardır. Bu doğruysa, Uruk tanrıçası İnanna (ya da İştar) onun kızıdır.

İsminin kökeni

An ismine referans olabilecek en eski yazın Hindistan'ın klasik yazın dili olan Sanskritçededir. Sanskritçede Anu, atom ve molekül kelimelerinde içeren pek çok anlama gelir. Sümer mitolojisinde bir tanrının ismine de karşılık gelmektedir. Bu tanrının ismi “yüksek olan” anlamına gelir ve dünyanın üzerindeki atmosferik katmanların tanrısıdır—fırtına tanrısı Adad gibi. Hammurabi'den önceki eski Babil döneminde, Anu göklerin tanrısı olarak adlandırılıyordu ve bu sebepten onun adı gök ile eş anlamlı hale geldi. Bazı durumlarda Anu kelimesinin gök anlamına mı yoksa tanrı anlamına mı geldiği belirsizdir. Bu durumdan da anlaşılabileceği gibi evrende gözlemlenen ilahi güçleri üçlü sembol ile gök, toprak ve su olarak üçleme yapmak üçüncü binyıldan önceki düşünce şeklinin bir sonucudur. Anu göklerin, Bel (Marduk) toprağın ve Ea da suyun kontrolünü elinde tutan tanrılar olarak ortaya çıkmıştır.

Kaynakça

  1. ^ Kramer, From the Tablets of Sumer, s.77 vd;aynı yazar, The Symerians s. 145. 
  2. ^ Mircea Eliade, Dinsel inançlar ve düşünceler tarihi-1, s.79,80 çeviri: Ali Bertkay, Kabalcı Yayınevi. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sümerler</span> Güney Mezopotamyadaki eski medeniyet ve tarihi bölge

Sümerler, yaklaşık MÖ 4000-2000 yılları arasında Irak'ın güneyinde yerleşik hayata geçmiş olup medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölgede yaşamış bir uygarlıktır. MÖ 6'ncı ve 5'nci milenyumda Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı dönemi arasında ortaya çıkmış olup Dünyanın bilinen en eski uygarlıklarından birisi olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge

Mezopotamya, Orta Doğu'da, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge. Mezopotamya günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Büyük bölümü bugünkü Irak'ın sınırları içinde kalan bölge, tarihte birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Mezopotamya'da yer alan şehirler günümüzde sürekli gelişmektedir. Ayrıca bu bölgede bol miktarda petrol bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Enlil</span> Antik Mezopotamya tanrısı

Enlil, daha sonra bilinen adıyla Elil veya Ellil, rüzgâr, hava, yeryüzü ve fırtınalarla ilgili Antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk olarak Sümer panteonunun baş tanrısı olarak kaydedilen Enlil, daha sonra Akadlar, Babilliler, Asurlular ve Hurriler tarafından da tapınılan bir tanrı hâline gelmiştir. Enlil'in ana tapınma yeri, bizzat Enlil tarafından inşa edildiğine inanılan ve gökyüzü ile yeryüzünün "bağlantı noktası" olarak kabul edilen Nippur kentindeki Ekur tapınağıdır. Enlil, bazen Nunamnir olarak da anılmaktadır. Bir Sümer ilahisine göre, diğer tanrılar ona bakmaya cesaret edemez. MÖ 24. yüzyılda Nippur'un yükselişiyle birlikte önem kazanan Enlil kültü, MÖ 1230'da Elamlıların Nippur'u yağmalamasıyla zayıflamış ve sonuç olarak Mezopotamya panteonunun baş tanrısı ve Babil'in ulusal tanrısı Marduk tarafından konumu ele geçirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Marduk</span> Mezopotamya Tanrılarından Biri

Marduk, antik Mezopotamya'daki geç dönem tanrılarından birinin adıdır. Hammurabi zamanında Babil, Fırat vadisinin politik merkezi olduğunda, Babil panteonunun başı olarak Marduk'a tapınılmaya başlanmıştır. Babil yaratılış destanı olan Enûma Eliş'te tanrıların en büyüğü ilan edilmiştir.Destana göre o aynı zamanda babil'in koruyucu tanrısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ninhursag</span>

Ninhursag veya Ki, Sümer mitolojisindeki ana-tanrıça, Yer tanrıçasıdır. Genellikle Enlil'in kız kardeşi olarak gösterilir.

<span class="mw-page-title-main">Adapa</span>

Adapa ya da Adaba, Mezopotamya mitolojisinde yaratılmış ilk insandır. Adapa Sümer kralları listesi'nde ulusun ilk lideri olarak geçer. Farklı biçimlerinde Oanes ve Alulim olarak da anıldığı olmuştur. Akadca'da ismi adamu, erkek insan anlamına gelir. Öykü tevrat anlatılarında yer alan yasak meyveden yiyen Âdem ile Havva'nın cennetten atılması öyküsü ile ilişkilendirilmektedir.

Utu, Akadca Şamaş adıyla da bilinen eski Mezopotamya Güneş tanrısıdır. Her gün dünyada olan biten her şeyi gördüğüne inanıldı ve adaletten ve gezginlerin korunmasından sorumluydu. İlahi bir yargıç olarak, yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilebilirdi. Ek olarak, tipik olarak hava tanrısı Adad ile birlikte kehanet tanrısı olarak hizmet edebilirdi. Evrensel olarak birincil tanrılardan biri olarak kabul edilirken, özellikle Sippar ve Larsa'da saygı görüyordu.

<span class="mw-page-title-main">Anunnaki</span> Antik Mezopotamya geleneğinde bir ilah grubu

Anunnaki, antik Sümer, Akad, Asur ve Babillerin mitolojik geleneklerinde ortaya çıkan bir tanrı grubudur. Kaç Anunnaki olduğu ve hangi rolü üstlendiklerine dair açıklamalar hem değişkenlik gösterir hem de çoğu zaman tutarsızdır. Akad öncesi dönemden kalma en eski Sümer yazılarına göre Anunnaki, panteondaki en güçlü tanrılardır; gök tanrısı An ile yer tanrıçası Ki'nin torunlarıdır, asıl işlevleriyse insanlığın yazgısını belirmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya mitolojisi</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında ki bölgede gelişen fikirler ya da öğretiler

Mezopotamya mitolojisi, Sümerlerin dini evrendeki güç, nesne ve varlıkları temsil eden Antropomorfik tanrı ve tanrıçalar içerirdi. Sümerlerin inanışına göre insanlar başta tanrılar tarafından hizmetçi, köle olarak yaratılmış fakat daha sonra özgürleştirilmiştirler.

<span class="mw-page-title-main">Uruk</span> Antik bir sümer şehri

Uruk, antik bir Sümer şehridir. Günümüzde Tel el-Varka adıyla bilinir. Kent, Fırat Nehri'nin bugünkü yatağının doğusunda, nehrin eskiden kurumuş bir kanalının üzerinde bulunmaktadır. Bugünkü Irak'ta Müsennainin başkenti Semave'nin 30 km doğusuna denk gelir. Uruk, Babil döneminde de varlığını korumuştur. Kitab-ı Mukaddes'te şehrin adı Erek olarak geçer.

Hadad, Haddad, Adad ; Kenan ve eski Mezopotamya dinlerinde fırtına ve yağmur tanrısıydı. Ebla'da MÖ 2500'de "Hadda" olarak tasdik edildi. Haddad Levant'tan Amoritler tarafından Mezopotamya'ya tanıtıldı ve burada Akad tanrısı Adad olarak tanındı. Adad ve Iškur genellikle Hurri tanrısı Teshub için kullanılan sembolün aynısı olan logogram 𒀭𒅎 dIM ile yazılır. Hadad ayrıca Pidar, Rapiu, Baal-Zephon veya genellikle basitçe Ba'al olarak da adlandırılırdı, ancak bu unvan diğer tanrılar için de kullanılıyordu. Boğa, Hadad'ın sembolik hayvanıydı. Sakallı görünüyordu, "boğa boynuzlu" bir başlık takarken sık sık bir sopa ve şimşek tutuyordu. Hadad, Yunan Zeus, Roma tanrısı Jüpiter ve Hitit fırtına tanrısı Teshub ile eşitlendi.

Sümer mitolojisi, Sümerler'in yıkılışlarına kadarki dönemde din ve bilimle ilgili kültürünü içerir. Birçok tanrı ve tanrıçaları vardır ve onlar Sümer mitolojisini oluşturur. Bu tanrılar ve tanrıçalar Yaradılış Destanı, Tufan hikâyesi gibi edebî eserlerde açıkça belirtilmektedir.

Yaratılış mitolojisi değişik kültür ve inanışlarda farklı şekillerde anlatılıp inanılan Evren, Dünya veya insanlığın varoluş hikâyeleridir.

Türk-Altay yaratılış mitolojisi;
<span class="mw-page-title-main">Sümer edebiyatı</span> MÖ 18-17. yüzyıl yazıları

Sümer edebiyatı, Sümer uygarlığı tarafından sürdürülen ve daha sonraki Akad ve Babil imparatorlukları tarafından büyük ölçüde korunan dini yazılar ve diğer geleneksel hikâyeler de dahil olmak üzere, bilinen en eski kayıtlı edebiyat külliyatını oluşturur. Bu kayıtlar Orta Tunç Çağı sırasında MÖ 18. ve 17. yüzyıllarda Sümer dili ile yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Antik Mezopotamya dini</span> din

Antik Mezopotamya dini, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin, özellikle yaklaşık MÖ 3500 ve 400 yılları arasında Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dinî inançlarına ve uygulamalarına atıfta bulunur. Antik Mezopotamya dininin temelleri Erken Sümer Hanedanları tarafından atılmış, daha sonra oluşan uygarlıklar ve bölgeye yerleşen kavimler bu dinî yapıyı benimsemiştirler. Her ne kadar bölgenin bölümleri arasında farklılık gözlense de temel dinî figürler, destanlar ve inanışlar aynı kalmıştır. Politeistik bir din olan Mezopotamya dininin tanrı ve tanrıçaları zaman içinde isim değiştirse de özellikleri genelde aynı kalmıştır fakat dinler tinsel olarak nitelik kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Nammu</span> Mezopotamya tanrısı

Sümer mitolojisinde Nammu veya Namma , Babil mitolojisindeki Tiamat'a karşılık gelen ilkel bir tanrıçadır.

<span class="mw-page-title-main">Ekur</span>

Ekur, "dağ evi" anlamına gelen bir Sümer terimidir. Tanrılar bahçesindeki tanrılar meclisidir ve Yunan mitolojisindeki Olimpos Dağı'na paralel olarak antik Sümer'in en saygın ve kutsal binasıydı.

Tiamat antik Babil inanışına göre daha genç tanrılar üretmek için tatlı su tanrısı Apsû ile çiftleşen tuz denizinin ilkel tanrıçasıdır. İlkel yaratılıştaki kaosun sembolüdür. Kadın olarak anılır ve "parıldayan" olarak tanımlanır. Tiamat mitosunun, Tiamat'ın tuzlu ve tatlı su arasında kutsal evlilik yaptığı bir yaratıcı tanrıça olduğu ve birbirini izleyen nesiller boyunca kozmosu barışçıl bir şekilde yarattığı iki bölüm olduğu öne sürülür. İkinci Chaoskampf'ta Tiamat, ilkel kaosun canavarca bir düzenlemesi olarak kabul edilir. Bazı kaynaklar onu bir deniz yılanı veya ejderha resimleriyle tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya tanrıları listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Mezopotamya tanrıları, bölge halkları tarafından tapınım gören tanrılardır.

<span class="mw-page-title-main">Damiq-ilişu</span>

'Damiq-ilīšu, İsin'in 15. ve son kralıdır. Babası Sîn-māgir'in yerine geçmiş ve 23 yıl hüküm sürmüştür. Bazı değişken kral listeleri daha kısa bir hükümdarlık dönemi sunar, ancak bunların onun yönetimi sırasında hazırlandığı düşünülmektedir. İlk olarak Babil Kralı Sin-Muballit tarafından ve daha sonra Larsalı I. Rīm-Sîn yenilgiye uğratıldı.