İçeriğe atla

Antropoloji

Antropoloji ya da insan bilimi, geçmiş ve günümüz topluluklarında yaşayan insanların çeşitli yönlerini inceleyen bilim dalı.[1][2][3] İnsanın kültürel ve fiziki yapısını araştıran antropoloji, insanlık tarihinin en eski dönemlerinin aydınlatılmasına yardımcı olur. Bu bilim, insanı kültürel, toplumsal ve biyolojik çeşitliliği içinde anlamaya; insanlığın başlangıcından beri toplulukların çeşitli koşullara nasıl uyarlandığını, bu uyarlanma biçimlerinin nasıl gelişip değiştiğini, çeşitli küresel olayların nasıl dönüştüğünü görmeye ve göstermeye çalışır.

İki anlamda holistiktir (bütünsel ve inanılır), tüm zamanlarda yaşamış olan veya yaşayan tüm insanlara ilişkindir ve insanlığın tüm boyutlarını kapsar. Prensipte, tüm toplulukların tüm kurumlarıyla ilgilenir. Antropoloji özellikle kültürel görelilik, bağlamın derinlemesine incelenmesi ve kültürler-arası karşılaştırmalara verdiği önem ile diğer sosyal disiplinlerden ayrılır. Antropoloji yöntem[4] bilimsel açıdan çok zengindir ve hem nitel metotları hem de nicel metotları kullanır. Antropoloji disiplinin tarihinde etnografiler önemli bir yer tutmuş ve bir anlamda odağı oluşturmuştur. Bununla birlikte özellikle 20. yüzyıl'da etnografik çalışmaların ve etnografik ilgi odaklarının farklı antropoloji alt dallarında farklı eğilimler gösterdiği görülebilir. Örneğin tıbbî antropoloji’de 20. yüzyılın ortalarında çalışma odaklarında küçük topluluklardan, modern Batı toplumlarına doğru bir kayış olmuştur.

Tarihi ve kurumsal bağlam

Eric Wolf antropolojiyi “beşerî (insanî) bilimlerin en bilimseli ve bilimlerin en insanîsi” olarak tanımlamıştır. Çağdaş antropologlar bazı ünlü düşünürleri önderleri olarak ileri sürmüşlerdir ve disiplinin çeşitli kaynakları ortaya atılmıştır; örneğin Claude Lévi-Strauss, Montaigne ve Rousseau’nun önemli etkenlerden olduğunu iddia etmiştir. Antropoloji, Avrupalıların sistematik bir şekilde insan davranışını incelemeye teşebbüs ettikleri Aydınlanma Çağı’nın bir sonucu ve uzantısı olarak da anlaşılabilir. Hukuk, tarih, filoloji ve sosyoloji gibi gelenekler bu bilimlerin modern görüşlerini daha yakın bir şekilde yansıtan hallere doğru evrim, antropolojinin de içinde yer aldığı sosyal bilimlerin gelişimi gerçekleşmiştir. Aynı zamanda, Aydınlanma’ya karşı romantik bir tepki olarak ortaya çıkan Johann Gottfried Herder ve daha sonraları Wilhelm Dilthey gibi düşünürlerin çalışmaları “kültür kavramı”nın temelini oluşturmuştur ki bu kavram antropoloji disiplininin temelini oluşturur denilebilir.

İnsanın, yeryüzünün herhangi bir yerinde yaşayabilme özgürlüğüne sahip olması onun fizik yapısını, davranışını ve kültürünü köklü bir biçimde etkilemiştir. Böylece, tamamen tek bir türe ait olmasına karşın bugünün insanları hayvanların diğer pek çok türünden daha farklı bir fiziki yapıya sahiptirler. Aynı şekilde, insanın kültürleri ve dilleri geniş bir çevrede ele alındığında her yerde benzer olup, doğadaki ve fizikî çevredeki farklılıklar, diğer gruplarla temasa geçme, her bir insan grubuna özgü tarihsel olaylar, sürekli olarak şaşırtıcı kültürel ve dilsel farklılıklara neden olurlar.[5]

Rosetta Taşı, insanlık tarihine dair bilinen en eski iletişim örneklerinden biridir.

Kurumsal olarak, antropoloji 17, 18, 19. ve 20. yüzyıldaki Avrupa kolonizasyonu sırasında doğal tarihin (natural history, zaman zaman doğa tarihi) gelişmesiyle ortaya çıkmış, gelişmiştir. Bu zamanlardaki genelde "ilkel insanların" incelenmesi olarak görülen alanla karakterize olmuş ilk etnografik çalışmalar ortaya çıkmıştır. Bu dönemlerde ortaya çıkan bazı ünlü etnografik çalışmaların kökeni de kolonyal yönetimin isteğine dayanır; örneğin Edward Evan Evans-Pritchard’ın Azandi halkına dair çalışması gibi. Geç 18. yüzyılda, Aydınlanma düşüncesi insan topluluklarını ampirik olarak gözlemlenebilecek belirli prensiplere göre hareket eden doğal bir fenomen olarak betimlemişti[1]. Bazı açılardan, Avrupa kolonilerindeki dil, kültür, fizyoloji, teknoloji, gelenek ve inançların araştırılması ve incelenmesi bu yerlerdeki fauna ve floranın araştırılması ve incelenmesinden farklı değildi. Bununla birlikte kültürel uygulama, özellikle son dönemlerde, büyük değişikliğe uğramıştır ve bugün antropolojinin kolonyal dönemin ve Avrupa’nın bu dönemdeki düşüncesi ve uygulamalarının bir uzantısı olarak tanımlanması veya görülmesi doğru değildir.

Antropoloji hızlı bir şekilde doğal tarihten ayrılarak ayrı bir disiplin olma yolunda gelişti ve 19. yüzyılın sonlarına doğru modern şekline büyük oranda yaklaştı. 1935’te örneğin, T. K. Penniman disiplinin tarihini konu alan “A Hundred Years of Anthropology” yani “Antropoloji’nin Bir Yüzyılı” isimli eseri kaleme almıştır.[6] Erken dönem antropolojide, ünilinealizm yani tüm toplulukların, tek bir evrimsel süreçten en ilkelden en gelişmişe geçtiğini öne süren fikir hakimdi. Buradan hareketle Avrupaî olmayan topluluklar bu evrimsel süreç içerisinde "yaşayan fosiller" olarak görülüyordu ve Avrupa’nın geçmişini anlamak için incelenebilecekleri fikri yaygındı. Çeşitli toplulukların göçleri büyük oranda doğru bir şekilde ortaya çıkarılmıştır; Paul Rivet’in ilk kez Büyük Okyanus’taki Polenezya göçlerini doğru bir şekilde saptaması gibi. Son olarak ırk kavramı ve ilgili kavramlar, insan türü içindeki biyolojik çeşitliliğin doğasını anlamak için, antropometri gibi çeşitli araçlar ve uygulamalar ile birlikte geliştirilmiştir. Bununla birlikte daha sonra ırk ve ilgili kavramlar bilimsel ırkçılık olarak anılacak şekilde farklı ve daha ideolojik bir bazda kullanılmışlardır. Bugün ırk kavramı ve ilgili çeşitli kavramlar antropoloji içerisinde geçerliliğini yitirmiştirler ve bilimsel bir kavram olarak kullanılmamaktadırlar; bilimsel kökenlerini veya uygulamalarını yitirmişlerdir denilebilir. Ayrıca eski literatürde “ırk” kavramının kullanıldığı çoğu anlam için bugün “etnisite” terimi tercih edilmektedir.

20. yüzyılda akademik disiplinler üç ana alan içerisinde düzenlenmeye başlanmıştır. Bilimler veya Türkçede daha sık kullanılan haliyle fen bilimleri tekrarlanabilir ve karşıtı kanıtlanabilir deneyler sayesinde doğa kanunlarının elde edilmesini amaçlarken, beşerî bilimler farklı millî gelenekleri, tarih ve sanat şeklinde incelemeyi amaçlar. Sosyal bilimler ise sosyal (toplumsal) fenomenlerin tanımlanması ve incelenmesini saptayacak bilimsel metotların geliştirilmesi ve sosyal bilgi için evrensel bir temelin oluşturulabilmesi gibi amaçlarla ortaya çıkmıştır. Bir akademik disiplin olarak antropoloji ise barındırdığı alt dalların benimsediği farklı yöntemler ve interdisipliner çalışmalara bağlı olarak bu kategorilerden hiçbirine rahatlıkla konamamaktadır.

Alt dalları

Aşağıda liste halinde antropoloji biliminin birlikte çalıştığı, zaman zaman içinde yer aldığı alanlar ve kendi alt alanları sıralanmıştır:

  • Adli antropoloji
  • Biyolojik Antropoloji
  • Dil Antropolojisi
  • Paleoetnobotanik
  • Paleopatoloji
  • Tıbbî antropoloji
  • Primatoloji
  • Paleoantropoloji
  • Osteoloji
  • Kültürel antropoloji (ayrıca Sosyal antropoloji)
    • Sanat antropolojisi
    • Hukuk antropolojisi
    • Din antropolojisi
    • Uygulamalı antropoloji
    • Kültürler-arası çalışmalar
    • Siber antropoloji
    • Gelişim antropolojisi
    • Çevresel antropoloji
    • İktisadi antropoloji
    • Ekolojik antropoloji
    • Etnografi
    • Etnomüzikoloji
    • Feminist antropoloji
    • Tıbbî antropoloji
    • Psikolojik antropoloji
    • Siyasi antropoloji
    • Kamu antropolojisi
    • Sembolik antropoloji (veya semboller/simgeler antropolojisi)
    • Görsel antropoloji
  • Lengüistik antropoloji (yani dilsel antropoloji)
    • Senkronik lengüistik (eşzamanlı dilbilim veya eşsüremli dilbilim)
    • Diyakronik lengüistik (artsüremli dilbilim)
    • Etnolengüistik
    • Sosyolengüistik
  • Arkeoloji
    • Tropoloji*(müzik eşliğinde olan bilim dalı)

Konuyla ilgili yayınlar

Sözlük ve Ansiklopediler

  • Barnard, Alan; Spencer, Jonathan, (Ed.) (2010). The Routledge Encyclopedia of Social and Cultural Anthropology. Londra: Routledge. 
  • Barfield, Thomas (1997). The dictionary of anthropology. Hoboken: Wiley-Blackwell Publishing. 
  • Jackson, John L. (2013). Oxford Bibliographies: Anthropology. Oxford: Oxford University Press. 
  • Levinson, David; Ember, Melvin, (Ed.) (1996). Encyclopedia of Cultural Anthropology. Volumes 1–4. New York: Henry Holt. 
  • Rapport, Nigel; Overing, Joanna (2007). Social and Cultural Anthropology: The Key Concepts. New York: Routledge. 

Kaynakça

  1. ^ "anthropology". Oxford Dictionaries. Oxford University Press. 9 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2013. 
  2. ^ "anthropology". Encyclopædia Britannica. 15 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mart 2015. 
  3. ^ "What is Anthropology?". American Anthropological Association. 15 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2013. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Nisan 2020. 
  5. ^ "Ralph Leon Beals - Harry Hoijer, An Introduction to Antropology (Antropolojinin konusu ve alanı)" (PDF). 3 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 27 Şubat 2017. 
  6. ^ "American Anthropologist, Volume 39, Issue 1". 7 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2017. 
  1. ^ anthropology maddesi, Merriam-Webster Collegiate Dictionary, 2005.
  2. ^ Örneğin bakınız: Auguste Comte'nin yazıları.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji</span> toplumun oluşum, işleyiş ve gelişim yasalarını inceleyen bilim dalı

Sosyoloji veya toplum bilimi, toplum ve insanın etkileşimi üzerinde çalışan bir bilim dalıdır. Toplumsal (sosyolojik) araştırmalar sokakta karşılaşan farklı bireyler arasındaki ilişkilerden küresel sosyal işleyişlere kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu disiplin insanların neden ve nasıl bir toplum içinde düzenli yaşadıkları kadar bireylerin veya birlik, grup ya da kurum üyelerinin nasıl yaşadığına da odaklanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bilim</span> bilgiyi inşa eden ve organize eden sistematik sistem ve bu sistem tarafından üretilen bilgi kümesi

Bilim veya ilim, nedensellik, merak ve amaç besleyen, olguları ve iddiaları deney, gözlem ve düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde inceleyen entelektüel ve uygulamalı disiplinler bütünüdür. Kimi kullanımlarda bu tanımın "ilim" için geçerli olmadığının altını çizmek gerekir. Çünkü bilim somut, evrensel olayları kendine konu edinmişken ilim doğaötesi olaylarla da ilgilenebilir fakat somut kanıt sunmaz. Bilimi sınıflandıran bilim felsefecileri bilimi formal bilimler, sosyal bilimler ve doğa bilimleri olmak üzere üçe ayırır. Bilimin diğer tüm dallardan en ayırt edici özelliği, savunmalarını somut kanıtlarla sunmasıdır. Bu sayede bilim, bilinmeyen olguları açıklamamıza ve evreni idrak etmemize güçlü destek olur.

<span class="mw-page-title-main">Bilgi</span> İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü

Bilgi, genellikle geçerliliği veya doğruluğu varsayılacak şekilde mümkün olan en yüksek kesinlik derecesi ile karakterize edilen, kişiler veya gruplar için mevcut olan bir dizi gerçek. Bilginin tanımı kullanıldığı alana ve bakış açılarına göre değişiklik göstermektedir. Epistemolojide subje ile obje arasındaki ilişkiden doğan her türlü ürüne denir. Bilginin doğası, kökenleri ve boyutları ile ilgilenen dala epistemoloji adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Dilbilim</span> insan dilinin araştırılması

Dilbilim, dil bilimi, lengüistik ya da lisaniyat; dilleri dilbilgisi, söz dizimi (sentaks), ses bilgisi (fonetik), ses bilimi (fonoloji), biçimbilim (morfoloji) ve edimbilim (pragmatik) gibi çeşitli yönlerden yapısal, anlamsal ve bildirişimin çıkış bağlamını temel alarak sözlerin gönderimlerini ve iletişimde dilin yaptırım gücünü inceleyen bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Adli bilimler</span> Bilimin ceza ve hukuk muhakemesinde uygulanması

Adli bilimler veya kriminalistik, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıyla suçların ve hukuki uyuşmazlıkların çözümüne çalışılan bilimler demeti. Kimi kaynaklarda "bilimsel polislik" olarak da nitelenmektedir. Ceza hukuku ve medeni hukuk konularında hukuki karar almayı destekler.

Tıbbî antropoloji (uygulamalı) antropolojinin alt dallarındandır. Tıbbî açılardan birey ve toplumu inceleyen tıbbî antropoloji nispeten yeni bir bilim dalıdır. Sağlık, hastalık, tedavi gibi fenomenlerin kültürel, toplumsal ve biyolojik izdüşümlerini inceler. Bunun dışında çok farklı konuları da inceleyen tıbbî antropolojinin gelişimi çoğu antropolog tarafından 4 evrede tanımlanmaktadır. 1870’lerde ortaya çıkan kültürel antropoloji, bugün tıbbî antropoloji altında incelenen çoğu konu, kavram ve sorunu ele almıştır. Tıbbî antropoloji terimi 1963 yılından bu yana antropologların sağlık, hastalık ve bunlarla ilgili hemşirelik / bakım uygulamalarının sosyal süreçleri ve kültürel temsilciliğine ilişkin deneysel araştırma ve teoriler geliştirmek için bir etiket olarak kullanılmıştır 1970’lerle birlikte tıbbî antropoloji odak noktasını yerli tıp anlayışlarından, çoğunlukla kendi toplumları içinde yer etmiş, biyomedikal kurumlara ve bu kurumlara ilişkin kavramlara çevirmiştir. Son dönemlerde ise tıbbî antropologlar tıbbın araştırma ile ilişkin konularını incelemeye başlamışlardır. Tıbbî antropoloji, antropoloji ve tıbbın yanı sıra, sosyoloji, epidemiyoloji, etyoloji, ekoloji, ekonomi gibi farklı bilimlerden de kavram ve metodoloji açısından yararlanır.

Kültür tarihi belirli dönemlerin, ülkelerin ya da toplulukların düşünsel ve kültürel özelliklerini inceleyen bir bilim dalıdır.

Göstergebilim, semiyotik veya semiyoloji; göstergelerin yorumlanmasını, üretilmesini veya işaretleri anlama süreçlerini içeren bütün etmenlerin dizgesel bir biçimde incelenmesine dayanan bir bilim dalıdır. Fransızlar semiyoloji terimini kullanmışlardır. Semiyotik disiplinlerarası bir sahadır. Anlam bilimi, dil bilimi, fonetik, mimarlık, sosyoloji, psikanaliz ve daha birçok bilim dalı ve disiplinin oluşturduğu disiplinler arası bir disiplindir. Kültürel kodlar, gelenekler ve metni anlam süreçlerine göre düzenlenmiş işaret sistemleri diye nitelenen her şey semiyotiğin inceleme alanına girmektedir. Semiyoloji, yapısalcılığın modeli olarak düşünülmektedir.

Sosyal bilimler, toplumsal bilimler veya toplum bilimleri; insanın muhatabı olan her şey ile ilişkisini araştıran, olayları incelerken merkeze insanı ve insanların oluşturduğu toplumu koyan akademik disiplinler bütünüdür. İnsan ile yazı bulunduktan sonraki zamanın ilişkisini araştıran tarih, insan ile bulunduğu çevrenin ilişkisini araştıran coğrafya, insanların oluşturduğu toplumu araştıran sosyoloji gibi bilim dalları sosyal bilimlere örnek olarak gösterilebilir. Türkiye'de zaman zaman sözel bilimler olarak da anılırlar. Sosyal bilimlerin sanat ve beşeri bilimlerden temel farkı, insanlığı incelerken nitel ve nicel bilimsel yöntemlerin kullanımını içermesidir. Bu terim, 19. yüzyılda, "toplumun özgün bilimi" sosyolojiyi ifade etmek için kullanılmaktaydı. Ancak günümüzde antropoloji, arkeoloji, iktisat, ilahiyat ve din bilimleri, beşeri coğrafya, dil bilimi, işletme, müzik bilimi, siyaset bilimi, psikoloji, hemşirelik ve sosyal tarihi içeren birçok akademik branşı ifade eder.

Kültürel antropoloji, etnolojik, etnografik, dilbilimsel, sosyal ve psikolojik analiz yöntemlerine dayanarak kültürlerin gelişimini inceleyen bilim dalı. Fiziksel antropoloji, arkeoloji ve dilbilimsel antropoloji ile birlikte antropolojinin geleneksel dört ana bölümünden biri olarak tanımlanır. Kültürel antropoloji, katılımcı gözlem, görüşme ve anketler dahil olmak üzere çeşitli metodolojilere sahiptir. Franz Boas ve pek çok öğrencisi kültüre difüzyonist, tarihsel bir yaklaşım getirmiş, daha sonra gelen Margaret Mead ve başkaları kültür ve kişilik arasındaki ilişkiyi ele alan bir yaklaşım geliştirmişlerdir. Ruth Benedict gibi bazı bilim insanlarına göre kültür bir bütün olup kapalı bir sistemdir; başkalarına göre ise, o daha çok tarihsel olaylardan etkilenen gevşek biçimde bütünleşmiş bir davranış dizisidir. Ne kadar değişirse değişsin, tüm bu yazarların görüşleri şu temel varsayımı paylaşmaktadır: Kültür, davranışların başlıca belirleyicisidir.

<span class="mw-page-title-main">Alfred Radcliffe-Brown</span>

Alfred Reginald Radcliffe-Brown İngiliz sosyal antropolog. Yapısal işlevselci teoriyi geliştirdi. İlkel medeniyetlerin sosyal yapısına ilişkin temel kavramları tarif eden bir çerçeve çizdi.

Evrim antropolojisi, insanın fizyolojisi ile hareketlerinin evrimini ve hominidler ile hominid olmayan primatlar arasındaki ilişkiyi inceleyen, disiplinlerarası bir alandır. Sosyal bilimler ve doğa bilimlerine dahildir.

Topluluk, ortak değerleri paylaşma, aynı mekânda yaşama, benzer yaşama deneyimlerine, ortak çıkarlara sahip olma gibi ortaklıklara sahip insanların meydana getirdiği sosyal birimleridir.

<span class="mw-page-title-main">Franz Boas</span>

Franz Uri Boas modern antropolojinin kurucusu ve antropolojideki bütüncü yaklaşımı kişiliğinde de bulunduran Alman kökenli Amerikan vatandaşı dilbilimci ve etnolog. Antropoloji'nin ABD'de yerleşmesinde öncü olmuştur

<span class="mw-page-title-main">Bilim insanı</span> bilimsel çalışmalarla uğraşan kimse

Bilim insanı, bilimci veya bilimadamı-bilimkadını, evrene ilişkin olgulara ve değişkenlere yönelik bilimsel veri elde etme yöntemlerini kullanarak sistematik bir şekilde bilgi elde etmeye çalışan kişidir. Daha sınırlı anlamda ise bilimsel yöntem kullanan bir bireydir. Kişi bilimin bir veya birden fazla alanında uzman olabilir. Bilim insanları; fiziksel, matematiksel ve sosyal alanlar da dâhil olmak üzere bilimin tüm alanlarında araştırmalar yaparlar. Onlar olaylar hakkında soru soran ve bu soruları sistematik olarak cevaplama yoluna giden insanlardır. Doğaları gereği meraklı ve iyi organize insanlardır. Diğer insanların aksine, bilim insanları bir şeyleri gözlemleme yeteneğine ve gözlemlediklerinde bir şeyler görebilme yetisine sahip olurlar.

Dilbilim antropolojisi, dilin toplumsal yaşama etkilerini inceleyen disiplinler arası bir bilim dalı. Antropolojinin bir dalıdır. Ölmekte olan dilleri belgeleme çalışmaları ile başladı. Dilin yapısı ile kullanımının her yönünü kapsayacak biçimde son 100 yılda büyüdü.

<span class="mw-page-title-main">Bilim tarihi</span> bilimin ve bilimsel bilginin tarihsel gelişiminin incelenmesi

Bilim tarihi, hem doğa hem de toplumsal bilimler dahil olmak üzere bilimsel bilgi ve bilimin gelişiminin incelenmesidir. 18. yüzyıl ile 20. yüzyıl arası dönemde, öteden beri yanlış bilindiği düşünülen olguların bilimsel gerçeklerle değiştirilmesi yolunu izlemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Akademik disiplin</span> akademik çalışma alanı veya meslek

Akademik disiplin, akademik eğitimde, özellikle de yüksekokul, meslek yüksekokulu, üniversite gibi yükseköğretim kurumlarında icrâ edilen bilimsel çalışma ve araştırma alanıdır. Her akademik disiplin, akademik bölümler, fakülteler, akademik dergiler ve sahanın uzmanları tarafından tanımlanır, çerçevesi ve araştırma alanı belirlenir. Belirli bir skolastik konu alanı veya kolej departmanı ile güçlü bir şekilde ilişkili uzmanlık, insanlar, projeler, topluluklar, zorluklar, çalışmalar, araştırma ve araştırma alanlarını içerir. Örneğin, bilim dallarına genel olarak bilimsel disiplinler, örneğin; fizik, kimya ve biyoloji aittir.

Uygulamalı dilbilim, genel dilbilimin bir alanıdır. Dil öğrenimi araştırmaları, dil betimlemesi, ayrıca dilbilimsel görüş altında doğa bilimleri, kültür bilimi, bilgi bilimi, hukuk ve ruhbilimdeki sorunlarla disiplinlerarası olarak ilgilenmektedir. Diğer alanlardaki dille ilgili problemlerin çözümlenmesinde dilbilimsel teori, metot ve bilgilerin kullanımı da bu alanın konusunu oluşturmaktadır. Araştırma nesnesi olarak dille ilgili çok farklı görüşler ile farklı yaklaşımlar ve dilbilimin başka bilimlerden yararlanma özelliğinden dolayı genel dilbilim ve uygulamalı dilbilim arasında genel belirlenmiş bir sınırlama yoktur. "Uygulamalı dilbilim" kavramı altında ne anlaşıldığı tam olarak net değildir. Bir taraftan gerçek uygulamalı dilleri araştıran bir alt alan olarak anlaşılırken, diğer taraftan uygulama sonunda elde edilen araştırma sonuçlarının kullanılmasıyla ilgili bir alt alan olarak anlaşılmaktadır. Genel/teorik ve uygulamalı dilbilim arasındaki bu özel durum sorun yaratmaktadır. İngiliz dili ile ilgili bilimsel alanda "applied linguistics" mi yoksa "linguistics applied" kavramının kullanılacağı konusundaki adlandırma karşıtlığı tartışılmaktadır.

Tarihsel ırk kavramı, Anatomik olarak erken modern insanların yüzeysel olarak bölünmesini tanımlayan ırk kavramıdır.