İçeriğe atla

Antimadde roketi

Önerilen antimadde roketi

Antimadde roketi, güç kaynağı olarak antimadde kullanması önerilen bir roket sınıfıdır. Bu hedefi gerçekleştirmeye kalkışan birçok tasarım vardır. Bu tür roketlerin yararı madde-antimadde karışımının değişmez kütlesinin büyük bir kısmının antimadde roketlerinin diğer önerilen roket sınıflarından çok daha fazla enerji yoğunluğunun ve özgül itici kuvvetinin olmasını sağlayan enerjiye dönüşebilmesidir.

Yöntemler

Antimadde roketleri üç uygulama biçimine bölünebilir: itici güç için antimaddenin imhasının ürününü direkt olarak kullananlar, çalışan sıvıyı ya da daha sonra itici güç için kullanılacak aracı sıvıyı ısıtanlar ve çalışan sıvıyı ya da aracı materyali bazı elektrik itki sistemli uzay araçları için elektriğe çevirenler. Bu mekanizmaları kullanan itki sistemleri genellikle dört kategoriye bölünür: katı çekirdek, gaz çekirdek, plazma çekirdek ve ışın demetli çekirdek yapılarıdır. Direkt antimadde imhası itici gücüne alternatifler uygulanabilir bazı durumlarda çok küçük miktarlarda antimaddeden fakat daha fazla maddeden oluşan uzay gemisi yakıtı gerektiren araçların olasılığını sunar.[1] Ayrıca antimaddeleri itki gücü için fisyon füzyon reaksiyonlarını katalize etmekte kullanmak gibi melez çözümler vardır.

Kusursuz antimadde roketi: reaksiyon ürününün direkt kullanımı

Antiproton yıkım reaksiyonu nötrinolara ve gama ışınına ek olarak yüklü ve yüksüz pionlar üretir. Yüklü pionlar manyetik uçlar tarafından itki üretmeye yönlendirilebilir. Bu tip antimadde roketleri pion roketi ya da ışın demetli çekirdek yapısıdır. Bu mükemmel verimlilikte değildir; enerji yüklü (%22.3) ve yüksüz (%14.38), pionların değişmez kütlesi olarak kaybedilir. Ayrıca, enerji yüksüz pionun itki gücüne çevrilemeyen kinetik enerjisi olarak, gama ışınları ve nötrinolar olarak kaybedilir.[2]

Pozitron yıkımı da roket bilimi için önerildi. Pozitronların yıkımı yalnızca gama ışını üretir. Bu tip roketler için Eugen Sänger tarafından geliştirilen bazı ilkel önermeler, uzay yelkenlileri ya da yıkım tepkimesinden itki sağlayabilecek, parabolik kalkan olarak kullanılabilecek ve gama ışınını yansıtabilecek bazı materyallerin kullanımını varsaydı. Fakat bilinen hiçbir madde formu (atomlar ve iyonlar da dahil) gama ışınları ile görece yansıtım durumlarında etkileşime girmez. Gama ışınının momentumu kısmen maddeye Compton olayı ile transfer edilebilir.[3][4] Yeni yaklaşımlar pozitron üretiminin altın gibi yüksek atomik sayıda hedefe çarparken ki ultra yoğun lazer kabiliyetinden yararlanmaktır.

Termal antimadde roketi: yakıtın ısıtılması

Bu tip antimadde roketi termal antimadde roketi olarak isimlendirilmiştir çünkü yıkımda açığa çıkan enerji ya da ısı harici olmayan materyalden ya da yakıttan çıkan egzozu yaratmakla ilişkilendirilmiştir.

Katı çekirdek kavramı katıyı ısıtmak için antiprotonları kullanır. Yakıt sıcak çekirdeğin içine pompalanırdı ve itki gücü oluşturmak için uca doğru genişler. Bu kavramın performansı katıların sıcaklık kısıtlamasından dolayı yaklaşık olarak nükleer termal roketlerininkine eşittir. Bununla birlikte, antimadde enerji korunumu ve ısıtma verimliliği atom çekirdeği ve çarpışmalar arasındaki kısa ortalama serbest yoldan dolayı genellikle yüksektir (verimlilik  ~ 85%).[1] Sıvı yakıtlı termal antimadde motorunun birkaç uygulaması antiproton ya da tasarlanan pozitron yıkımı tarafından üretilen gama ışınını kullanmaktır.[5][6] Bu yöntemler nükleer termal roketler için bu önerileri andırır. Önerilen bir yöntem pozitron yıkımı gama ışını katı motor çekirdeğini ısıtmak için kullanmasıdır. Hidrojen gazı bu ısıtılmış ve roket ucundan de çekirdeğe doğru kanallıdır. Bir diğer önerilen motor tipi katı kurşun içinde pozitron ya da etrafını saran hidrojen gazı tabakasını ısıtan sıcak gaz bulutu oluşturmak için sıkıştırılmış ksenon gazı yıkımını kullanır. Gama ışını kullanarak hidrojenin doğrudan ısıtılması, motorun içine yeterli makul miktarlarda gama ışını emmesi ile birlikte sıkıştırılmasının zorluğundan dolayı elverişsiz olarak kabul edilir. Son önerilen motor tipi ortaya çıkıp itki gücü sağlayan yelkenden çıkan ısı için gama ışını yıkımını kullanır. Nükleer termal roketlerde olduğu gibi bu yöntemler aracılığı ile ulaşılabilen özgül itici kuvvet genel olarak 1000 - 2000 saniye aralığında aralığı olan materyalin göz önünde bulundurulması ile kısıtlanmıştır. []

Gaz çekirdek sistemi yüksek sıcaklıktaki gaz ile düşük erime noktalı katının (örnek olarak tungsten gaz/plazma) yerine geçer ve böylece işlevsel sıcaklıklara ve performansa izin verir ( ~ 2 × 103 saniye). Bununla birlikte, termalizasyon için daha uzun ortalama serbest yol ve özümsemenin sonucu çok daha az enerji korunumu verimliliğidir ( ~ 35%).[1]

Plazma çekirdeği gazların iyonlaşmasına ve yüksek etkili sıcaklıklarda bile işlemeye izin verir. Isı kaybı reaksiyon çemberi ve manyetik uç içindeki manyetik sınırlama baskılanmıştır.  Performansın çok fazla yüksek olmasına rağmen ( ~ 104-105 saniye, uzun ortalama serbest yol çok fazla düşük enerji kullanım oranına sebep olur. ( ~ 10%)[1]

Antimaddede güç üretimi

Elektrikli uzay aracının çalıştırılmasını sağlayan enerji için antimadde kullanma düşüncesi de ileri sürüldü. İleri sürülen bu dizaynlar genellikle önerilen nükleer elektrik roketlerine benzerdir. Antimadde yıkımı nükleer termal roketlerde olduğu gibi çalışan sıvıyı doğruca ya da dolaylı yoldan ısıtmak için kullanılır fakat sıvı daha sonra elektrikli itki sistemlerine enerji verecek elektriği üretmek için kullanılır. Sonuçta oluşan sistem diğer yüklü parçacık ya da elektrik itki gücü önermeleri ile benzer özelliklere sahiptir (özellikle yüksek özgül itici kuvvet ve düşük itki).[7][8]

Katalize edilmiş fisyon ve füzyon ya da dikenli füzyon

Bu antiprotonların füzyon ve fisyon reaksiyonlarını ya dikenli füzyon roketi itkisini buna benzer uygulamaları kataliz etmek için kullanılan melez bir yaklaşımdır.

Antiproton tarafından çalışan eylemsizlik sınırlama füzyonu roketi kavramı D-T reaksiyonu topağı kullanır. Topak pozitron ve antiptroton enjeksiyon atımının deliği ile U235 gibi parçalanabilir yarı küre materyal içerir. Bu yarı kürenin füzyon yakıtı örnek olarak döteryum, trityum ya da lityum döyterür ile çevrilmiştir. Antiproton yıkımı yakıtı iyonize eden yarı kürenin yüzeyinde gerçekleşir. Bu iyonlar topağın çekirdeğini füzyon sıcaklığına ısıtır.[9]

Antiproton ile çalışan manyetik olarak izole edilmiş eylemsizlik sınırlama füzyon itkisi (MICF) kavramı plazmaları manyetik alan içeren metalik kabuktan yanma sırasında izole eden kendi kendine manyetik alan üretmeye dayalıdır. Plazmanın yaşam süresi uzun yanma süresine karşılık gelen büyüklüğü başlangıç füzyon iç patlamasından daha fazla olan ve bu yüzden daha fazla kazanç sağlayan iki mertebede tahmin edilmiştir.[9]

Antimadde ile çalışan P-B11 kavramı antiprotonları antiproton ile çalışan manyetik olarak izole edilmiş eylemsizlik sınırlama füzyon itkisi projesi içinde P-B11 reaksiyonunu ateşlemek için kullanır. Fazlalık radyasyon kaybı ateşlenmenin en büyük engelidir. Fazlalık radyasyon ayrıca parçacığın kütlesini ve kazancı artırmak için plazma sıcaklığını değiştirmeyi gerektirir. Bundan dolayı, bu sistem Isp~105s' e tamamı ile ulaşabilecek uygulanabilirlikte olduğu sonucuna varıldı.[10]

Farklı bir yaklaşım küçük füzyon yakıtı damlacığının çok küçük bir hacimde ki penning tuzağında ki tepkimeye hapsedilmiş antiproton bulutuna enjekte edildiği AIMStar için öngörülmüştür. Yıkım antiproton bulutunun yüzeyinde gerçekleşir.[11]

ICAN- II projesi 9:1 D-T:U235 molar kütle oranlı topakları kullanan nükleer atım itkisi için antiproton katalizli mikro fisyon kavramını çalıştırır.[12]

Antimadde roketlerinin zorlukları

Antimadde roketlerinin ana uygulama zorluğu antimaddenin yaratılmasında ve depolanmasında ki problemlerdir. Antimaddenin yaratılması en azından anti parçacık ve parçacık çifti üretebilecek kadar değişmez kütleden genellikle on üzeri bin milyon kadar çok çok daha büyük miktarlarda enerji harcanmasını gerektirir.[13][14] Çoğu depolama tasarımları yıldızlar arası araçlar için donmuş antihidrojen topakları önerir. Bu pozitronları antiprotonlara bağlayarak antiprotonların soğutulmasını ve 2010 dan bu yana yalnızca çok az sayıda tek atoma uygulanabilen sonuçta oluşan antihidrojen atomlarının yakalanması gerektirir. Antimaddenin depolanması genellikle elektriksel olarak yüklenmiş donmuş hidrojen topaklarının Penning ya da Paul tuzaklarında hapsedilmesiyle olur. Bu antimadde yakıtlı roket tasarısının gerçekleşmesini engelleyen teorik bir engel yoktur. Bununla birlikte, bugünkü üretim teknolojisinin yalnızca çok az sayıda atoma izin vermesinden dolayı çok pahalı olmaları beklenir.

Genellikle, antiproton yıkımdan elde edilen enerji nükleer kapsülleri çalıştırmak için verimli olmayan çok büyük alanlar üzerinde depolanır. Antiproton indüklenmiş füzyonu ve kendi kendini üretebilen manyetik alan enerji lokalleştirmeyi ve yıkım enerjisinin etkili kullanımını geliştirir.[15][16]

İkinci bir problem işe yarayan enerjinin ya da momentumun aslında son derece enerjili iyonlaşmış radyasyon olan antimadde yıkımının ürününden çıkarılmasıdır. Nemli kütlesi ile klasik roket denklemi ()(yakıt kütle oranı ile) kuru kütleye () oranı (),hızdaki değişim () ve özgül itki () antimadde yıkımından dolayı kaybeden kütle nedeniyle geçerli değildir.[2]

Yüksek enerjili itki ile ilgili diğer bir sorun antimadde madde yıkımının çok fazla radyasyon içermesi gibi aşırı ısı ya da atık ısıdır. Proton antiproton yıkımı itki sistemi yakıtın kütlesinin yüzde otuz sekizini yoğun yüksek enerjili gama ışınına çevirir. Gama ışınları ve yüksek enerjili yüklü pionlar ısı ve radyasyon hasarına neden olur eğer onlara karşı koruma yok ise. Nötronlardan farklı olarak, gama ışınları ve pionlar fazlalık materyalin çekirdeğinin radyo aktif hale gelmesine neden olmaz. Gereken korumanın bileşenleri mürettebat, elektronik, kriyojenik depolama ve manyetik olarak desteklenmiş roketlerin manyetik bobindir.  İki tür koruma radyasyon korumasına ve termal korumaya ihtiyacı vardır.[2][17]

Sonunda, göreceli değerlendirmeler hesaba katılmalıdır. Ürünün yıkımının göreceli hızı gibi durağan kütle de göreceli kütle enerjiden dolayı değişir. Örnek olarak doğal pionun toplam kütle enerji içeriği sadece durağan kütleye değil aynı zamanda gama ışınlarına da dönüştürülebilir. Göreceli roket denkleminin kullanımı araçların ve ışık hızına yakın hareket eden yakıt atığının göreceli etkilerinin hesaba katılması için gereklidir. İki roket denkleminde ki bu iki değişiklik verilen hızdaki değişim ve özgül itki için göreceli antimadde roketleri için klasik ya da göreceli geleneksel roketlere göre çok daha büyük olan kütle oranına () sebep olur.[2]

Değiştirilmiş göreceli roket denklemi

Antimadde yıkımına özgün kütle kaybı c nin ışık hızı ve [18]

 nin özgül itki olduğu göreceli roket denkleminde değişiklik gerektirir. (i.e. =0.69).

Denklemin türevlenmiş [2]

 in  roket gemisinin göreceli olmayan kütlesi ve  nın orijinal uzay gemisi yakıtının yıkımdan arta kalan kütleye oranı olduğu formudur. (örnek olarak =0.22 yüklü pionlar için).

İkinci Denkler analitic olarak türevlenemez.[] Eğer  olduğu varsayılırsa, öyle ki  ayrıca sonuç denklemi

Üçüncü denklem türevlenebilir ve türev M_0 ve M_1 için hesaplanabilir. Başlangıç ve bitiş hızı (v_i = 0 ve v_f = \Delta v). Uzay aracı yakıtının kaybı ile sonuçta oluşan göreceli roket denklemi [2][18]

Diğer genel durumlar

Kozmik arka plan iyonlaşmış radyasyonu roketin gövdesini zamanla iyonize eder ve sağlık sorunu yaratır. Ayrıca, gaz plazması etkileşimi uzay yüküne neden olur. Ana etkileşime ait uzay aracının farklı parçalarının yüklü türevi büyük elektrik alanlarına ve uzay araçları arasında kavis çizmeye neden olur. Bu sorun iyi yerleştirilmiş plazma kontaktörleri ile çözülebilir. Bununla birlikte, uzay gemisinin gövdesinde bakım yapılacağı zaman plazma kontaktörü için bir çözüm yoktur. Yıldızlar arası hızlarda uzun süreli uzay uçuşları uzay mekiğinin gövdesinde gaz, toz ve mikro meteoroitlerle çarpışan parçacıklardan dolayı aşınmaya neden olur. Işık hızının beşte birindeki aşınma 30 kg/m² de 1 cm alüminyum kaplama olduğu tahmin edilmektedir.[19][20]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c d Fusion Reactions and Matter-Antimatter Annihilation for Space Propulsion 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Claude Deutsch, 13 July 2005
  2. ^ a b c d e f How to Build an Antimatter Rocket for Interstellar Missions: Systems level Considerations in Designing Advanced Propulsion Technology Vehicles 2 Mayıs 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Robert H. Frisbee, AIAA Paper 2003-4696, July 20–23, 2003,
  3. ^ The Antimatter Photon Drive: A Relativistic Propulsion System 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Darrel Smith, Jonathan Webby, AIAA Paper 2001-3231, 2001
  4. ^ Thermal Analysis of a Tungsten Radiation Shield for Beamed Core Antimatter Rocketry 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Jonathan A. Webb
  5. ^ A Further Analysis About the Liquid-Propellant Thermal Antimatter Engine Design Concept G. Vulpetti, ActaAstronautica Volume 15, Issue 8, p. 551-555, 1987
  6. ^ Smith, Gerald; Metzger, John; Meyer, Kirby; Thode, Les (7 Mart 2006). "Positron Propelled and Powered Space Transport Vehicle for Planetary Missions" (PDF). 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 21 Nisan 2010. 
  7. ^ Electric Rocket Propulsion: A Background 5 Ağustos 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Jerry M. Seitzman, 2003-2004
  8. ^ High Specific Impulse Superfluid and Nanotube Propulsion Device, System and Propulsion Method 29 Nisan 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Michael Wallace, Joseph D. Nix, Christopher W. Smith, 2014
  9. ^ a b Antiproton Driven Magnetically Insulated Inertial Confinement Fusion (Micf) Propulsion System 16 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Terry Kammash, NIAC 98-02 Final Report, 1998
  10. ^ Antimatter Driven P-B11 Fusion Propulsion System 7 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Terry Kammash, James Martin, Thomas Godfroy, September 30, 2002
  11. ^ Lewis, Raymond A; Meyer, Kirby; Smith, Gerald A; Howe, Steven D. (Haziran 20–24, 1999). "AIMStar: Antimatter Initiated Microfusion For Pre-cursor Interstellar Missions" (PDF). 16 Haziran 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Haziran 2015. 
  12. ^ "Antiproton-Catalyzed Microfission/Fusion Propulsion Systems for Exploration of the Outer Solar System and Beyond" 5 Ağustos 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. G. Gaidos, R.A. Lewis, G.A. Smith, B. Dundore and S. Chakrabarti, AIAA Paper 1998-3589, July 1998
  13. ^ "Laser Pulse Produces Positrons". photonics.com. 18 Kasım 2008. 28 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Kasım 2008.  |yayıncı= dış bağlantı (yardım)
  14. ^ Chen, Hui; Wilks, Scott C.; Bonlie, James D.; Liang, Edison P.; Myatt, Jason Myatt; Price, Dwight F.; D. Meyerhofer, David D.; Beiersdorfer, Peter (2009). "Relativistic Positron Creation Using Ultraintense Short Pulse Lasers". Physical Review Letters. 102 (10). ss. 105001-105004. Bibcode:2009PhRvL.102j5001C. doi:10.1103/PhysRevLett.102.105001. 
  15. ^ Solem, J. C. (1991). "Prospects for efficient use of annihilation energy". Transactions of Fusion Technology, Proceedings ICENES ’91 Sixth International Conference on Emerging Nuclear Energy Systems, June 16-21, 1991, Monterey, CA. (American Nuclear Society). Cilt 20. ss. 1040-1045. 7 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Mayıs 2016. 
  16. ^ Augenstein, B. W.; Solem, J. C. (1990). "Antiproton initiated fusion for spacecraft propulsion". Report ND-3555-SDI (The RAND Corporation, Santa Monica, CA). 
  17. ^ Antiproton Annihilation Propulsion R. L. Forward, September 1985
  18. ^ a b Evaluation of Propulsion Options for Interstellar Missions 8 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Robert H. Frisbee, Stephanie D. Leifer, AIAA Paper 98-3403, July 13–15, 1998.
  19. ^ Space Charge 8 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. NASA science news, April 6, 2011
  20. ^ There and Back Again: A Layman’s Guide to Ultra-Reliability for Interstellar Missions 8 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Henry Garrett, 30 July 2012

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hidrojen</span> sembolü H ve atom numarası 1 olan kimyasal element

Hidrojen, sembolü H, atom numarası 1 olan kimyasal bir element. Standart sıcaklık ve basınç altında renksiz, kokusuz, metalik olmayan, tatsız, oldukça yanıcı ve H2 olarak bulunan bir diatomik gazdır. 1,00794 g/mol'lük atomik kütlesi ile tüm elementler arasında en hafif olanıdır. Periyodik cetvelin sol üst köşesinde yer alır. Hidrojenin adı, Yunancada "su oluşturan" anlamına gelen ὑδρογόνο'dan (idrogono) kelimesinden gelir.

<span class="mw-page-title-main">Radyoaktivite</span> Atom çekirdeğinin kendiliğinden parçalanması

Radyoaktivite, radyoaktiflik, ışınetkinlik veya nükleer bozunma; atom çekirdeğinin, daha küçük çekirdekler veya elektromanyetik ışımalar yayarak kendiliğinden parçalanmasıdır. Çekirdek tepkimesi sırasında veya çekirdeğin bozunması ile ortaya çıkar. En yaygın ışımalar alfa(α), beta(β) ve gamma(γ) ışımalarıdır. Bir maddenin radyoaktivitesi bekerel veya curie ile ölçülür.

Antimadde, karşı madde veya karşıt madde, maddenin ters ikizi. Paul Dirac denklemiyle ortaya çıkarılmış ve daha sonraki gözlemlerle de varlığı doğrulanmıştır. Antimadde en basit hâliyle normal maddenin zıddıdır. Antimaddenin atomaltı parçacıkları, normal maddeye göre zıt özellikler taşımaktadır. Bu atomaltı parçacıkların elektrik yükleri, normal maddenin atomaltı parçacıklarının tam tersidir. Antimadde, Büyük Patlama'dan sonra normal maddeyle birlikte oluşmuştur; fakat sebebinin ne olduğunu bilim insanları tam anlamıyla bilemeseler de evrende oldukça nadir bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Plazma</span> gaz haldeki maddelerin manyetik kutuplaştırmaya bağlı doğrusal noktalarda oluşan fiziksel ve kimyasal reaksiyonun kontrollü etkileşim süreci

Plazma, gaz hâldeki maddelerin manyetik kutuplaştırmaya bağlı doğrusal noktalarda oluşan fiziksel ve kimyasal tepkimenin kontrollü etkileşim sürecine verilen genel ad. Daha kolay bir tanımla; atomun elektronlardan arınmış hâlidir.

<span class="mw-page-title-main">Kozmik ışın</span> Çoğunlukla Güneş sistemi dışından kaynaklanan yüksek enerjili parçacık

Kozmik ışınlar, temelde Güneş Sistemi'nden yıldızlardan hatta uzak galaksilerden kaynaklanan, yüksek enerjili bir parçacık yağmurudur. Bu ışınlar Dünya atmosferi ile etkileştiğinde, bazen yüzeye ulaşan ikincil kozmik ışın duşlarını üretebilir. Öncelikle yüksek enerjili protonlardan ve atom çekirdeğinden oluşan bu ışınlar güneş veya güneş sistemimizin dışından kaynaklanır. Fermi Uzay Teleskobu'ndan (2013) elde edilen veriler, birincil kozmik ışınların önemli bir bölümünün yıldızların süpernova patlamalarından kaynaklandığının kanıtı olarak yorumlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Radyasyon</span> Uzayda hareket eden dalgalar veya parçacıklar

Radyasyon veya ışınım, elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçimindeki enerji yayımı ya da aktarımıdır. "Radyoaktif maddelerin alfa, beta, gama gibi ışınları yaymasına" veya "Uzayda yayılan herhangi bir elektromanyetik ışını meydana getiren unsurların tamamına" da radyasyon denir. Bir maddenin atom çekirdeğindeki nötronların sayısı, proton sayısına göre oldukça fazla veya oldukça az ise; bu tür maddeler kararsız bir yapı göstermekte ve çekirdeğindeki nötronlar alfa, beta, gama gibi çeşitli ışınlar yaymak suretiyle parçalanmaktadırlar. Çevresine bu şekilde ışın saçarak parçalanan maddelere radyoaktif madde denir.

<span class="mw-page-title-main">Enerji biçimleri</span>

Enerji biçimleri, iki ana grubu ayrılabilir: kinetik enerji ve potansiyel enerji. Diğer enerji türleri bu iki enerji türünün karışımdan elde edilir.

Termonükleer füzyon, çok yüksek sıcaklık kullanılarak nükleer füzyonu başarmanın bir yoludur. Termonükleer füzyonun kontrol edilebilen ve edilemeyen olarak iki formu vardır. Kontrol edilemeyen : kontrol edilemeyecek büyük bir enerjiye sahiptir bunlara termonükleer silahlardan hidrojen bombası örnektir. Kontrol edilebilenler ise yapıcı amaçlar için çevrede bulunan füzyon reaksiyonlarıdır. Bu metin ikincisine odaklı yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Roket motoru</span>

Roket motoru, genellikle yüksek sıcaklıktaki gaz olan yüksek hızlı itici bir sıvı jeti oluşturmak için tepkime kütlesi olarak depolanmış roket itici gazlarını kullanır. Roket motorları, Newton'un üçüncü yasasına göre kütleyi geriye doğru fırlatarak itme üreten tepki motorlarıdır. Çoğu roket motoru, gerekli enerjiyi sağlamak için reaktif kimyasalların yanmasını kullanır, ancak soğuk gaz iticileri ve nükleer termal roketler gibi yanmayan biçimleri de mevcuttur. Roket motorları tarafından tahrik edilen araçlara genellikle roket denir. Roket araçları, çoğu yanmalı motorun aksine kendi yükseltgen taşır, bu nedenle roket motorları, uzay aracını ve balistik füzeleri itmek için bir boşlukta kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">X ışını astronomisi</span>

X-ışını astronomisi, astronomik nesnelerin X-ışınının gözlem ve algılama çalışmalarıyla uğraşan astronominin bir dalıdır. X-ışınları Dünya’nın atmosferi tarafından emildiği için x-ışınlarını tespit eden balon, sondaj roketleri ve uydular belirli bir yükseklikte bulunmalıdır. X-ışını astronomisi, Mauna Kea Gözlemevlerindeki gibi standart ışık emilimi olan teleskoplardan daha ilerisini gören uzay teleskopları ile ilgili bir uzay bilimidir.

<span class="mw-page-title-main">Yığılma diski</span> büyük bir merkezi cisim etrafında yörüngesel hareket halinde dağılmış olan malzeme tarafından oluşturulmuş bir yapı

Yığılma diski, büyük bir merkezi cisim etrafında yörüngesel hareket halinde dağılmış olan malzeme tarafından oluşturulmuş bir yapıdır. Bu merkezi cisim sıklıkla bir yıldızdır. Sürtünme kuvveti, dengesiz ışınım, manyetik hidrodinamik etkiler ve diğer kuvvetler, diskteki yörüngede bulunan malzemenin merkezi cisme doğru sarmal bir yapı oluşturmasına yol açan kararsızlıklara neden olur. Kütle çekimi ve sürtünme kuvvetleri malzemeyi sıkıştırarak sıcaklığını yükseltir ve elektromanyetik radyasyon yayılmasına neden olur. Bu radyasyonun frekans aralığı, merkezi cismin kütlesine bağlıdır. Spektrumun X ışını kısmındaki nötron yıldızları ve kara delikler etrafında bulunan genç yıldızlar ve önyıldızların yığılma diskleri, kızılötesinde ışık saçar. Yığılma disklerindeki salınım modlarının incelenmesi diskosismoloji olarak adlandırılır.

Nükleer bağlanma enerjisi, atomun çekirdeğini bileşenlerine ayırmak için gereken enerjidir. Bu bileşenler nötron, proton ve nükleondur. Bağ enerjisi genelde pozitif işaretlidir çünkü çoğu çekirdek parçalara ayrılmak için net bir enerjiye ihtiyacı vardır. Bu yüzden, genelde bir atomun çekirdeğinin kütlesi ayrı ayrı ölçüldüğünde daha azdır. Bu fark nükleer bağlanma enerjisidir ki bu enerji birbirini tutan bileşenlerin uyguladığı kuvvet tarafından sağlanır. Çekirdeği bileşenlerine ayırırken, kütlenin bir kısmı büyük bir enerjiye dönüştürülür bu yüzden bir kısım kütle eksilir, eksik kütlede bir fark yaratır çekirdekte. Bu eksik kütle, kütle eksiği diye bilinir ve çekirdek oluşurken çıkan enerjiye takabül eder.

<span class="mw-page-title-main">Uzay aracı itki sistemi</span> Uzay aracını ivmelendirmeye yarayan her türlü yönteme verilen ad

Uzay aracı itki sistemi ya da Uzay aracı sevk sistemi, uzay aracını ve uyduları ivmelendirmekte kullanılan her türlü yönteme verilen addır. Pek çok farklı yöntem bulunmaktadır. Her yöntemin bazı sakıncaları ve üstün tarafı vardır ve uzay aracı sevki etkin bir araştırma alanıdır. Ancak, günümüzdeki pek çok uzay aracı, aracın arkasından/geri tarafından bir gazı roket motoru çıkışı yüksek hızda geçirmek suretiyle itki/sevk üretir. Bu çeşit bir motora roket motoru denmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Füzyon roketi</span>

Füzyon roketi, verimlilik ve büyük kütleli yakıtlar taşıma gereksinimi olmaksızın uzayda uzun vadeli ivme sağlayabilecek füzyon enerjisi ile çalışan kuramsal bir roket tasarımıdır. Tasarım füzyon enerjisi teknolojisindeki gelişimin bugünkü sınırların ötesinde ve uzay araçlarının yapımının günümüzdekinden daha büyük ve daha karmaşık olmasına dayanır. Daha küçük ve daha hafif füzyon reaktörleri manyetik hapsetme ve plazma kararsızlığının engellemesi için daha karmaşık yöntemlerin keşfi ile gelecekte mümkün olabilir. Füzyon enerjisi daha hafif ve daha yoğunlaştırılmış alternatifler sağlayabilir.

Antimaddenin maddeyle ya da antimaddeyle olan kütleçekimsel etkileşimi kesin olarak gözlemlenmemiştir. Fizikçiler arasında antimaddenin maddeyi ve antimaddeyi, iki maddenin birbirini çekme oranıyla aynı oranda çekeceğinde fikirbirliği vardır ve bunu deneysel olarak doğrulamak için büyük bir arzu duymaktadırlar.

<span class="mw-page-title-main">Elektrikle çalışan uzay aracı itki sistemi</span>

Elektrikle çalışan uzay aracı itki sistemi, uzay aracının hızını elektrik enerjisi kullanarak değiştirir. Bu Uzay aracı itki sistemi türündeki pek çok sistem, yakıtı elektrik kullanarak yüksek hızlarda araçtan atmak suretiyle çalışır, ancak örneğin elektrodinamik kablolar ise doğrudan gezegenin Manyetik alanıyla etkileşerek çalışırlar.

<span class="mw-page-title-main">Patlama</span> ani ısı yükselmesi ve gaz salınımı ile oluşan enerji salınımı

Patlama, genellikle ani ısı yükselmesi ve gaz salınımı ile oluşan, çok yüksek bir sesle birlikte gerçekleşen hızlı hacim artışı ve aşırı yüksek enerjinin açığa çıkmasına sebep olan kimyasal olaydır. Bu özelliğe sahip maddelere "patlayıcı" adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Hibrit yakıtlı roket</span>

Hibrit-yakıtlı roket, roket motorunda birbirinden farklı fazdaki farklı roket yakıtları kullanan bir rokettir. Bu yakıtlardan biri katı halde ve diğeri ise gaz ya da sıvı haldedir. Hibrit roketinin ortaya çıkışı 75 yıl öncesine kadar takip edilebilir.

Tek-yakıtlı roket, itici yakıt olarak tek bir kimyasal madde kullanan roket türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Antihidrojen</span>

Antihidrojen, hidrojenin antimadde karşılığıdır. Hidrojen atomu bir elektron ve protondan oluşurken, antihidrojen atomu bir pozitron ve antiprotondan oluşur. Bilim insanları antihidrojeni inceleyerek, baryon asimetrisi sorunu olarak bilinen gözlemlenebilir evrende neden antimaddeden daha fazla maddenin olduğu sorusuna ışık tutabileceğini ummaktadır.