İçeriğe atla

Antik hukuk kanunlarının listesi

Hammurabi'nin kanunlarının yazılı olduğu stelin üst kısmı.

Yazılı hukuk kuralları, eski Orta Doğu'nun hukuk sistemlerinin ortak bir özelliğiydi. Bunların çoğu çivi yazısı hukukunun örnekleridir. Sümer Ur-Nammu Kanunları (yaklaşık MÖ 2100-2050), ardından Babil Hammurabi Kanunları (yaklaşık MÖ 1760), Bereketli Hilal'de ortaya çıkan en eski kanunlar arasındadır. Roma İmparatorluğu'nda, Roma hukukunun On İki Tablosu (ilk olarak MÖ 450'de derlenmiştir) ve Justinianus Kanunu olarak da bilinen Justinianus'un Corpus Juris Civilis'i (MS 429-534) gibi bir dizi kodifikasyon geliştirilmiştir. Antik Çin'de ilk kapsamlı ceza kanunu, MS 624 yılında Tang Hanedanlığı döneminde oluşturulan Tang Kanunu'dur. Hindistan'da Ashoka Fermanları'nı (MÖ 269-236) Manu Kanunu (MÖ 200) takip etmiştir.

Aşağıda kronolojik sıraya göre antik hukuk kodlarının bir listesi yer almaktadır:

Ayrıca bakınız

  • Yasal kültür

Kaynaklar

  1. ^ "Code of Nesilim". 4 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2023. 
  2. ^ Charles F. Horne, Ph.D. (1915). "The Code of Hammurabi : Introduction". Yale University. 8 Eylül 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Eylül 2007. 
  3. ^ "Code of the Assura". 11 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hukuk</span> genellikle devlet otoritesi tarafından desteklenen kurallar ve yönergeler sistemi

Hukuk ya da tüze birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge

Mezopotamya, Orta Doğu'da, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge. Mezopotamya günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Büyük bölümü bugünkü Irak'ın sınırları içinde kalan bölge, tarihte birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Mezopotamya'da yer alan şehirler günümüzde sürekli gelişmektedir. Ayrıca bu bölgede bol miktarda petrol bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Babil</span> Mezopotamyada tarihi bölge ve devlet

Babil, Mezopotamya'da adını aldığı Babil kenti etrafında MÖ 1894 yılında kurulmuş, Sümer ve Akad topraklarını kapsayan bir imparatorluktur. Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın El Hilla kasabası üzerinde yer almaktadır. Babil halkının büyük bir kısmını tarih boyunca çeşitli Sami asıllı halklar oluşturmuştur. Bölgede konuşulmuş en yaygın dil Akadca olmuş olmasına rağmen Sümerce dinî dil olarak kullanılmıştır. Aramice ise ilerleyen yıllarda bölgenin geçer dili konumuna gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Hammurabi Kanunları</span> Babil kanunları

Hammurabi Kanunları, MÖ 1760 yılı civarında Mezopotamya'nın Babil ülkesinde ortaya çıkan, tarihin en eski ve en iyi korunmuş yazılı yasalarından biridir. Bu dönemden önce toplanan yasa koleksiyonları arasında Ur kralı Ur-Nammu'nun yasa kitabı, Eşnunna yasa kitabı ve İsin'li Lipit-İştar'ın yasa kitabı yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Ceza hukuku</span>

Ceza hukuku, suç ve ceza kavramlarını inceleyen kamu hukuku bölümüdür. Genel veld Bailey, özel ceza hukuku olarak ikiye ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Ur (antik kent)</span> Sümer şehir devleti

Ur, Güney Irak'ta yer alan Zi Kar'daki Tel el Mukayyer bölgesinde bulunan antik Mezopotamya'ya ait önemli bir Sümer şehir devletidir. Ur, bir zamanlar Basra Körfezi'nde Fırat'ın ağzına yakın bir kıyı şehri olmasına rağmen kıyı şeridi değişmiş ve şehir, günümüzde oldukça iç kesimlerde Fırat'ın güney kıyısında kalmıştır. Günümüz modern Irak'ında yer alan Nasıriye'ye 16 kilometre uzaklıktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hammurabi</span> Babil’in altıncı kralı

Hammurabi, Amori kökenli Birinci Babil Hanedanlığı'nın altıncı kralıdır. Orta kronolojiye göre y. MÖ 1792'den y. MÖ 1750'ye kadar hüküm sürmüştür. Hammurabi'den önce, sağlığı bozulduğu için tahttan feragat eden babası Sin-Muballit hükümdarlık yapmıştır. Hammurabi, hükümdarlığı sırasında Elam bölgesiyle Larsa, Eşnunna ve Mari şehir devletlerini fethetmiştir. Asur Kralı I. İşme-Dagan'ı devirip İşme-Dagan'ın oğlu Mut-Aşkur'u haraç ödemeye zorlayarak neredeyse Mezopotamya'nın tamamını Babil egemenliği altına almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Roma hukuku</span> Antik Romanın hukuk sistemi

Roma hukuku, Antik Roma'nın hukuk sistemidir. Kamu hukuku ve özel hukuk ayrımına dayanmaktadır. Bu ayrım ilk kez Roma hukukunda yapılmıştır.

Latin edebiyatı ya da Roma edebiyatı, Antik Roma yazılı kültürünün oluşturduğu edebî birikim. Yunan edebiyatının etkisinde olan bu edebiyat Yunan edebiyatının devamı niteliğindedir. En verimli ve parlak dönemini MÖ 78 ile MS 14 yılları arasında Altın Çağ adı verilen dönemde yaşamıştır.

Corpus Iuris Civilis ya da modern alfabeyle Corpus Juris Civilis, 529-534 yılları arasında Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus tarafından hazırlatılan, Roma Hukuku konusunda en geniş ve derinlemesine bilgi veren, sonradan bu ismiyle anılan hukuk külliyatıdır.

Basilika, yaklaşık 892 yılında VI. Leon tarafından tamamlanan Bizans hukuk derlemesi. Basilika, I. Basileios'un adından gelmekle beraber Yunancada "Kraliyet Kanunları" anlamına da gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ur-Nammu Kanunları</span>

Ur-Nammu kanunları; Sümerlere ait ve günümüze ulaşmış, kanun maddeleri içeren, bilinen en eski yazılı tablettir. Milattan önce 2100-2050 yıllarına ait olup Sümerce yazılmıştır. Giriş bölümünde Kral Ur-Nammu'ya atıfta bulunulsa da bazı tarihçiler onu Ur-Nammu'nun oğlu Shulgi'ye isnat ederler.

<span class="mw-page-title-main">Sümer edebiyatı</span> MÖ 18-17. yüzyıl yazıları

Sümer edebiyatı, Sümer uygarlığı tarafından sürdürülen ve daha sonraki Akad ve Babil imparatorlukları tarafından büyük ölçüde korunan dini yazılar ve diğer geleneksel hikâyeler de dahil olmak üzere, bilinen en eski kayıtlı edebiyat külliyatını oluşturur. Bu kayıtlar Orta Tunç Çağı sırasında MÖ 18. ve 17. yüzyıllarda Sümer dili ile yazılmıştır.

<i>Codex Justinianus</i> Hukuksal metin

Codex Justinianus Corpus Iuris Civilis hukukunun parçası, 6. yüzyıl başlarında I. Justinianus tarafından yaptırılan Roma Hukukunun kanun halinde toplamasıdır. Institutiones ve Digesta (Pandectae) isimli diğer iki bölüm de Büyük Jüstinyen hükümdarlığı altında oluşturulmuştur. Dördüncü parça Novellae ise gayriresmî olarak ölümünden sonra derlenmesine rağmen günümüzde Corpus Iuris Civilis'un bir parçası olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Bizans hukuku</span>

Bizans hukuku, artan Hristiyan etkisi ile özünde Roma hukukunun devamıdır. Çoğu kaynak Roma hukuk geleneği olarak Bizans hukuku'nu 6. yüzyılda I. Justinianus hükümdarlığı ile başlatıp 15. yüzyılda İstanbul'un Fethi ile bitirir.

Novellae Constitutiones ya da Justinianus'un Kanunları, Roma imparatoru I. Justinianus tarafından, uzun hükümdarlığı döneminde başlatılan dört ana Roma hukuku biriminden biri olarak kabul edilirler. Diğer üç parça Codex Justinianus, Digesta seu Pandectae ve Institutiones Justinianus olarak isimlendirilir. Justinianus'un quaestor'u Tribonianus öncelikle bu son üçünün derlemekten sorumluydu. Bu dört parça beraber Corpus Iuris Civilis olarak da bilinir. Bununla birlikte, Codex, Digesta ve Institutiones Justinianus tarafından tutarlı eserler olarak tasarlanırken, Novellae ise Codex'in ikinci baskısını ilan ettiği 534'ten sonra çıkarılan çeşitli kanunlardır ve onun hükümdarlığında asla resmen derlenmemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ur-Nammu</span> Sümer kralı

Ur-Nammu, birkaç yüzyıllık Akad ve Guti egemenliğinin ardından Güney Mezopotamya'da Üçüncü Ur Hanedanı'nı kuran Sümer kralıdır. En önemli başarısı devleti yeniden yapılandırmasıdır ve günümüze ulaşan en eski yazılı hukuk örneği olan Ur-Nammu Kanunları ile tanınmaktadır. "Ur, Sümer ve Akad Kralı" unvanına sahip olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Sümer ve Akad kralı</span> antik Mezopotamya kraliyet unvanı

Sümer ve Akad Kralı, antik Mezopotamya'daki Akad İmparatorluğu hükümdarlarının, sahip oldukları "Akad Kralı" yönetici ünvanıyla "Sümer Kralı" ünvanını birleştirmesiyle meydana gelen bir kraliyet ünvanıdır. Ünvan, Akad'lı Sargon tarafından kurulan antik imparatorluğun mirası ve ihtişamı üzerinde aynı anda bir hak iddia etmiş ve güneyde Sümer ve kuzeyde Akad bölgelerinden oluşan Aşağı Mezopotamya'nın tamamını yönetme iddiasını dile getirmiştir. "Sümer Kralı" ve "Akad Kralı" Ünvanlarının her ikisi de Akad kralları tarafından kullanılmasına rağmen ünvan, Yeni Sümer kralı Ur-Nammu'nun hükümdarlığına kadar birleşik haliyle takdim edilmemiştir. Ur-Nammu, bu ünvanı Aşağı Mezopotamya'nın güney ve kuzey kısımlarını kendi yönetimi altında birleştirme çabasıyla yaratmıştır. Daha önceki Akad kralları, Sümer ile Akad'ı bu şekilde birbiriyle bağlama aleyhinde olabilirler.

Yasal tarih veya hukuk tarihi, hukukun nasıl geliştiği ve neden değiştiğini inceler. Hukuk tarihi, medeniyetlerin gelişimi ile yakından bağlantılıdır ve sosyal tarihin daha geniş bağlamında işler. Bazı hukukçular ve hukuk süreci tarihçileri hukuk tarihini, kanunların evriminin kaydı ve çeşitli hukuki kavramların kökenlerini daha iyi anlatan bir bakış açısıyla bu kanunların nasıl geliştiğine dair bir teknik açıklama olarak görmüşlerdir; bazıları ise hukuk tarihini entelektüel tarihin bir dalı olarak görür. Yirminci yüzyıl tarihçileri hukuk tarihini, sosyal tarihçilerin düşüncesiyle paralel bir çizgide, daha bağlamsal bir tarzda ele aldı. Hukuk kurumlarına; karmaşık kurallar, oyuncular ve sembollerden oluşan sistemler olarak baktılar ve bunları toplumla, sivil toplumun belirli yönlerini değiştirmek, onları uyarlamak, direnmesini sağlamak veya teşvik etmek için etkileşime giren unsurlar olarak gördüler. Bu tür hukuk tarihçileri, sosyal bilimler araştırma yöntemleriyle vaka geçmişlerini analiz etme, istatistiksel yöntemler kullanma, davacılar, dilekçe sahipleri ve yasal süreçlerdeki diğer taraflar arasındaki sınıf ayrımlarını ayrımlarını analiz etme eğiliminde oldular. Vaka sonuçlarını, işlem maliyetlerini ve karara bağlanmış dava sayısı analiz ederek, hukuk ve toplumun sadece hukuk teorisi, içtihat hukuku ve medeni hukuk çalışmalarıyla yapılabilecek olandan daha karmaşık bir resmine yasal kurumların, uygulamaların, prosedürlerin ve özetlerin bir analiziyle ulaşır.

Çivi yazısı hukuku, eski Orta Doğu'da Sümerler, Babilliler, Asurlular, Elamlılar, Hurriler, Kassitler ve Hititler arasında geliştirilen ve kullanılan çivi yazısıyla yazılmış yasal kodlardan herhangi birini ifade eder. Hammurabi Kanunları çivi yazısı kanunlarının en iyi bilineni olmakla birlikte, bir dizi öncül kanun vardı.