İçeriğe atla

Antik Yunanistan'da eşcinsellik

Seks yapan genç bir adam ve bir oğlan, siyah figürlü bir Attika kupasının parçası, MÖ 550–525 MÖ, Louvre

Klasik antik dönemde, Herodot,[1] Platon,[2] Ksenophon,[3] Athenaeus[4] ve birçokları Yunan toplumundaki eşcinselliğin yönlerini araştırmışlardır. Antik Yunanistan'da seçkin çevreler arasında eşcinsel cinsel ilişkilerin en yaygın ve sosyal açıdan en önemli biçimi, yetişkin erkekler ile ergenlik çağındaki veya ergenlik çağına yaklaşmış erkekler arasındaki cinsel ilişkilerdi. (Antik Yunan'da erkeklerle kadınlar arasındaki evlilikler de yaşa göre yapılandırılmıştı: Otuzlarında olan erkekler genelde kendi eşlerini ergenliğe yeni girmiş kadınlardan seçerdi).[5] Yine de bazı şehir devletlerinde toplum bazında eşcinsellik ve pratikleri yasaktı veya muğlak bir yapıya sahipti; buna karşın belirli şehir devletlerinde ise çok yaygın olarak kabul ediliyordu.[6] Yetişkin erkekler arasında cinsel ilişkiler var olmasına rağmen, Kenneth Dover'a göre, bu ilişkilerin her birinin en az bir üyesinin sosyal geleneklere karşı pasif bir cinsel rol üstlenmesi mümkündür, ancak bu yakın zamandaki bilim insanları tarafından şüpheyle karşılanmış ve sorgulanmıştır. Eşcinsel partnerler arasındaki bu tür ilişkilerin genel toplumda, özellikle kadınlar için nasıl değerlendirildiği belirsizdir, ancak örnekleri Sappho'nun zamanına kadar uzanmaktadır.[7]

Antik Yunanlar, cinsel yönelimi modern Batı toplumlarının yaptığı gibi sosyal bir kimlik tanımlayıcısı olarak düşünmediler. Yunan toplumu, cinsel istek veya davranışı katılımcıların cinsiyetine göre değil, her bir katılımcının seks eyleminde oynadığı rolle, aktif veya pasif rolüyle ayırt etti.[7] Oğlancılık gelenekleri içinde aktif ve pasif roller sırasıyla baskın ve boyun eğen sosyal rollere karşılık gelirdi: aktif (giren) rol erkeklik ile, yani daha yüksek bir sosyal statü ve yetişkinlik ile ilişkilendirilirken, pasif rol ise kadınsılık, yani daha düşük bir sosyal statü ve gençlik ile ilişkilendiriliyordu.[7]

Oğlancılık

Bir aşık ve sevgilisini betimleyen bir kyliks (MÖ 480-470) Ashmolean Müzesi[8]

Antik Yunan'da elit erkek bireyler arasındaki en yaygın eşcinsellik ilişki "paiderastia", yani oğlancılıktı. Bu tür bir ilişkide yetişkin bir erkek ve ergen bir genç bulunurdu. Bir erkek sakalı tamamen çıkmayana kadar bir oğlan olarak görülürdü. Atina'da yaşlı adama erastes denilirdi. Erastes, yani yetişkin birey sevgilisi (eromones) olan genci eğitmeli, sevmeli ve onun için bir rol model olmalıydı, bunun karşılığında ise aldığı ödül gencin güzelliği, gençliği ve sadakati olurdu. Bu tür konseptler uzmanların yıllar boyunca buldukları arkeolojik kanıtlarla destekleniyor; örneğin, bronz bir levha üzerinde bir ok ve bir yay taşıyan yaşlı bir adamın bir keçiyi taşıyan bir çocuğu yakaladığı tasvir edilir. Ayrıca, çocuğun cinsel organları bron levhada bariz bir şekilde görülüyor, bu nedenle uzmanlar bunu ve buna kıyasla daha fazla kanıtı oğlancılık uygulaması olarak yorumluyor.[9][]

Yunan soyluluğunun kökleri, bir siyasi örgütlenme birimi olarak şehir devletinin yükselişinden önce, Yunanistan'ın kabile geçmişinde yatmaktadır. Bu kabile toplulukları yaş gruplarına göre teşkilatlandırılmıştır. Bir oğlanın yetişkin yaş grubuna girme ve bir "erkek olma" zamanı geldiğinde, kabileden yetişkin bir erkekle bir süre zaman geçirerek erginleme töreninini uygulamış olurdu. Bu yaşlı adam, gençleri Yunan yaşam stilinin yolları ve yetişkinliğin sorumlulukları konusunda eğitirdi.[10][]

Yunanistan'ın tarih öncesi kabilelerinde Yunan gençlerinin uğradığı geçiş ayini, şehir devletinin ya da polisin yükselişinden sonra yaygın olarak bilinen Yunan oğlancılık biçimine dönüştü. Yunan erkek çocukları artık topluluğun sınırlarını terk etmiyorlardı, daha ziyade şehrin sınırları içinde yaşlı erkeklerle ilişki kurar hale geldiler. Bu adamlar, daha önceki meslektaşları gibi, genç arkadaşlarının hayatlarında eğitici ve öğretici bir rol oynarlar; aynı şekilde, daha önceki zamanlarda olduğu gibi, erkek çocuklarıyla cinsel bir ilişkileri de olurdu. Bununla birlikte, aktif sekse maruz kalan partnerler toplum bazında düşük bir konumda ve sosyal olarak kabul edilen normların dışında görülürdü.[11] Antik Yunan'da ilişkiye giren bireylerin cinsiyetlerinin aksine seks genelde aktif rol, baskınlık ve haz gibi kavramlarla anlaşılırdı. Dover'a göre, oğlancılık aktif ve baskın bir erkek rolü açısından eşcinsel bir ilişki olarak görülmüyordu. Aynı cinsiyetten iki kişi arasında bir cinsel ilişki vuku bulduğunda, bu ilişki gene de tamamen eşcinsel bir ilişki olarak değerlendirilmiyordu; çünkü, bu ilişkide bir kişi pasif rol üstleneceği için o kişi cinsel birleşme yönünden bir "erkek" olarak görülmezdi.[12] Hubbard ve James Davidson, bir erkeğin yalnızca sekste pasif olduğu için kadınsı kabul edildiğine dair yeterli kanıt olmadığını savunuyorlar. Örneğin, Aristophanes'in Atlılar oyununun soylu sınıftan olmayan kahramanı pasif bir ortak olduğunu açıkça kabul eder.[13]

Ayrıntılı bir sosyal kanun Yunan oğlancılığın mekanizmasını yönetiyordu. Zevklerine hitap eden genç erkeğe kur yapmak yetişkin erkeğin göreviydi ve genç erkek akıl hocasının arzularına teslim olmadan önce bir süre kendini geri çekmesi sosyal açıdan uygun görülüyordu. İk zamanlar hem erastes (yetişkin erkek) hem de eromones (genç erkek, oğlan) kendi arzularını baskılamalı ve kısıtlamalıydı. Bir müddet sonra genç erkek yeni akıl hocasının arzularına boyun eğerdi ve onun rehberliği altına girerdi. Yine de itaat halinde olan genç erkeğin akıl hocasından cinsel ilişkilerin de içinde bulunduğu "dersleri" alacağı kesin değildi. Bununla beraber tüm oğlancılık ilişkilerinin cinsel ilişkiler bulundurmadığını akılda tutmak önemlidir: Birçoğu basitçe bir arkadaşlık ve rehberlik ilişkisiydi.

Antik Yunanistan'da oğlancılık için yaş sınırı en az 12 yaşındaki çocukları kapsıyor gibi görünüyor. On iki yaşından küçük bir çocuğu sevmek uygunsuz kabul edilirdi, ancak bu tür bir uygulamaya bağlı herhangi bir yasal ceza olduğuna dair hiçbir kanıt yok. Geleneksel olarak bir erkek olarak kabul edilmesine kadar, yani çocuğun vücut kıllarının yaygın olarak büyümesine kadar oğlancılık ilişkisi devam edebilirdi. Bu nedenle bu gibi ilişkiler geçici bir süreyi kapsasa da, ilişkideki taraflar üzerinde daha uzun ve kalıcı etkileri olurdu. Antik Sparta düğünlerinde gelinin saçı kısa kesilir ve bir erkek gibi giydirilirdi. George Devereux bunun kocanın eşcinsel ilişkilerden heteroseksüel ilişkilere geçişini kolaylaştırmak için olduğunu belirtir.[14] Bu, oğlancılık ilişkilerinin bir kadınla olduğu gibi cinsel ve yakın bir ilişki değil; geçici, gelişime katkı sunması beklenen ilişkiler olduğunu gösterir. Bu zamanlarda daha yaşlı, baskın bir erkek ile daha genç, itaatkar bir erkek arasındaki güç dinamiği ilişkileri nedeniyle eşcinsellik normal ve gerekli görülüyordu.[15] Yine de, yakın yaşlardaki iki erkek benzer bir ilişkiyi paylaşması bir tabuydu ve sapkınlık olarak değerlendiriliyordu.[16]

Eski Yunanlar, oğlancılığı şehir devletleri bağlamında sosyal ve eğitimsel bir kurum olarak tanımlayan, inceleyen, sistemleştiren ve kuran ilk topluluktu. Oğlancılık sivil hayatta, orduda, felsefede ve sanatta önemli bir unsurdu.[17] Bilim insanları arasında oğlancılığın tüm sosyal sınıflarda yaygın olup olmadığı veya büyük ölçüde aristokrasi ile sınırlı olup olmadığı konusunda bazı tartışmalar hala sürmektedir.

Orduda eşcinsellik

Erkek aşıklardan oluşan ayrı bir askerî birlik olan Thebailerin Kutsal Grubu (bir askerî birlik) Eski Yunanların askerler arasındaki aşkı kullanarak askerlerin savaşçı ruhlarını geliştirdiğini gösteren en önemli örnektir. Thebaililer Makedon II. Philip'in kontrolü altına girmeden önce bu grubu Thebai'nin Gücü olarak adlandırırdı. II. Philip Chaeronea Muharebesi bittikten sonra savaş meydanındaki ölüleri gözlemlediğinde Thebaililerin Kutsal Grubu'na mensup askerlerin cesetlerinin savaş alanına saçıldığını görür ve Spartalıların Thebailerin bu askerî birliğine olan bakış açılarını ağır bir şekilde eleştiren şu sözü zikreder:

"Bu adamların utanç verici şeyler yaptığını veya bu tür şeylere maruz kaldığını düşünenler sefil bir şekilde mahvolurlar."[18]

Plutarch'a göre Pammenes'in (dönemin thebaili bir generali) görüşü şuydu:

Homeros'un Nestor'u Yunanlara kabile kabile derecelendirmelerini tavsiye ettiğinde bir orduya emir verecek kadar yetenekli değildi... Dolayısıyla o aşıklara ve onların sevdiklerine katılmalıydı. Aynı kabileden insanlar için tehlikeler vuku bulduğunda birbirlerine çok az değer verirler; ama sevgiye dayalı dostlukla sağlamlaştırılan bir grup asla kırılmaz.

İlyada'daki Akhilleus ve Patroklos arasındaki kahramanca ilişki gibi Yunan mitolojisindekibölümlere yansıyan bu bağların, sevgililerini etkileme ve koruma arzusu nedeniyle cesaretin yanı sıra morali de artırdığı düşünülüyordu. Bu tür ilişkiler birçok Yunan tarihçi tarafından kaydedilmiştir. Plutarkhos'un kaydettiği Makedon II. Philip'in pek düşünmeden ettiği şu sözler buna bir örnektir:

"Bu tür aşka en duyarlı olanlar yalnızca en savaşçı halklar, Boiotialılar, Spartalılar ve Giritliler değil, aynı zamanda eskilerin en büyük kahramanlarıdır: Meleager, Akhilleus, Aristomenes, Kimon ve Epaminondas ."

Eretrialılar ve Halkidalılar arasındaki Lelantine Savaşı sırasında, belirleyici muharrebeden önce halkidalılar, Cleomachus (şanlı savaşçı) adlı bir savaşçının yardımını istedi. İsteklerine cevap veren savaşçı beraberinde sevgilisini de getirdi. Eretrialılara karşı hücumda önderlik ederek, kendi hayatı pahasına Halkidalıları zafere taşıdı. Halkidalılar şükran içinde pazar yerinde onun için bir mezar dikti.[]

Yetişkin erkekler arasındaki aşk

Yunan Eşcinselliği (Greek Homosexuality) isimli kitabını 1978'de yayınlayan klasikçi Kenneth Dover'ın görüşüne göre, Yunan toplumunda yetişkin erkeğin erkekliğini geliştirmenin önemi ve pasif partner olmanın algılanan kadınsılaştırıcı etkisi göz önüne alındığında, benzer sosyal statüye sahip yetişkin erkekler arasındaki ilişkiler son derece sorunlu kabul edilirdi ve genellikle sosyal damgalanma ile ilişkilendirilirdi[19] Ancak bu utanç damgası yalnızca ilişkideki pasif partnere atfedilirdi. Dover ve destekçilerine göre, erkeklik çağına geldikten sonra pasif anal seks yapan Yunan erkekleri - bu tür bir noktada oğlancılık ilişkilerinde aktif ve baskın taraf olmaları bekleniyordu - kendilerini kadınsılaştırıyorlardı veya kendilerini bir kadın yapıyorlardı. Dover, Aristophanes'in oyunlarında kullanılan hakaretleri, 'pasif' erkeklerle alay edildiğinin kanıtı olarak ifade eder.

James Davidson ve Hubbard tarafından yayınlanan daha yakın tarihli çalışmalar, indirgemeci bir görüş olduğunu öne sürerek bu modele meydan okudu ve aksini kanıtladı.[20]

Akhilleus ve Patroklos

Akhilleus ve Patroklos

Antik Yunan kültüründe yetişkin erkekler arasındaki derin duygusal bağın ilk kaydedilmiş görünümü İlyada'da (MÖ 800) görülür. Homeros, Akhilleus ve Patroklos arasındaki ilişkiyi cinsel bir ilişki olarak tasvir etmez. Antik Atinalılar yunan toplumunda neredeyse bir yarı tanrı olarak görülmesine rağmen Akhilleus'u traşsız, Patroklos'u ise sakallı olarak çömlek ve resimlerde tasvir eder ve ikisi arasındaki yaş farklılığına dikkat çekerler. Homeros geleneği Patroklos'u daha yaşlı ama Akhilleusl'u daha güçlü kıldığı için, Aeschylus ve Pausanias gibi seçkinler arasında hangilerinin erastes (yetişkin) ve hangi eromenos (genç) olarak algılanacağı konusunda bir anlaşmazlığa yol açtı. Bununla birlikte, çanak çömlek üzerindeki karakterlerin tasvirlerinin gerçeği yansıtmadığı ve antik Atina'nın güzellik standartlarına hitap edebilecek şekilde tasvir edildiği de söylenir. Ksenophon gibi diğerleri, Akhilleus ve Patroklos'un sadece yakın arkadaşlar olduğuna inanıyorlardı.

Myrmidonlar isimli tragedyasında Aiskhylos, tanrılar ona kendi hayatına mal olacağını söylemesine rağmen sevgilisinin intikamını almayı seçtiği için Akhilleus'u erastes yapar. Ancak Platon'un Symposion'undaki Phaedrus karakteri, Homeros'un Akhilleus'un güzelliğini vurguladığını ve bunun Patroklos'u değil, onu eromenos olarak nitelendirdiğini iddia eder.[21]

Yetişkin kadınlar arasındaki aşk

Midilli adasından (lesbos) bir şair olan Sappho, kadınlara ve kızlara hitaben birçok aşk şiiri yazmıştır. Bu şiirlerdeki aşklar bazen karşılık bulur, bazen bulmaz. Sappho'nun diğer kadınlara olan aşkını anlatan 12.000 dizeye yakın şiir yazdığı sanılıyor. Bu şiirler arasından yalnızca 600 mısra günümüze ulaşmıştır. Antik çağdaki şöhretinin bir sonucu olarak, o ve ülkesi, kadınlar arasındaki aşkın simgesi haline geldi. Lezbiyen kelimesi Sappho'nun memleketi olan Lesbos'tan köken alır.

Aynı zamanda Sparta'da pedagojik erotik ilişkilerle beraber atletlerin çıplaklığı da kadınlar arasında kayda geçmiştir. MÖ 610'da bir dağ silsilesinde saban sürme ayinleri sırasında bir grup genç kızın tanrı ve tanrıçaları ve onlara olan bağlılıkları hakkında klasik ilahiler söylediği belgelendirilmiştir.[22] Bununla beraber bu tür ilahiler kızların birbirleriyle flörtleşmeleri ve birbirilerine karşı yaptıkları cinsel imalı şakalarla daha ileri bir hoşnutluğu oluşturuyordu.[22] Platon Symposion'da erkeklerle ilgilenmeyip kadınlara takıntı olan kadınlardan bahseder.[23] Fakat genelde tarihsel kaynaklarda kadınlar arasındaki aşk ve cinsellik vakaları nadir görülür.[7]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Herodotus Histories 1.135 26 Mart 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ Plato, Phaedrus 227a 15 Mayıs 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ Xenophon, Memorabilia 2.6.28 1 Nisan 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Symposium 8 4 Ocak 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. ^ Athenaeus, Deipnosophistae 13:601–606 28 Temmuz 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. ^ Xen. Oec. 7.5 22 Mart 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  6. ^ Cohen, David (1994). Law, Sexuality, and Society: The Enforcement of Morals in Classical Athens. Cambridge University: Cambridge University Press. ss. 6. ISBN 9780521466424. 
  7. ^ a b c d Oxford Classical Dictionary entry on homosexuality, pp.720–723; entry by David M. Halperin.
  8. ^ "Courtship Scenes in Attic Vase-Painting". American Journal of Archaeology. The University of Chicago Press. 85 (2): 135, 143, 145. Apr 1981. doi:10.2307/505033. 14 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2022.  Birden fazla yazar-name-list parameters kullanıldı (yardım); Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  9. ^ Donnay, Catherine S., "Pederasty in ancient Greece: a view of a now forbidden institution" (2018). EWU Masters Thesis Collection. 506. http://dc.ewu.edu/theses/506
  10. ^ Donnay, Catherine S., "Pederasty in ancient Greece: a view of a now forbidden institution" (2018). EWU Masters Thesis Collection. 506. http://dc.ewu.edu/theses/506
  11. ^ Martha C. Nussbaum, Sex and Social Justice (Oxford University Press, 1999), pp. 268, 307–308, 335; Gloria Ferrari, Figures of Speech: Men and Maidens in Ancient Greece (University of Chicago Press, 2002), p. 144–5.
  12. ^ Davidson, James (2001). "Dover, Foucault and Greek Homosexuality: Penetration and the Truth of Sex". Past & Present. doi:10.1093/past/170.1.3. 
  13. ^ Aristophanes. Knights. 1255
  14. ^ Cartledge, Paul (1981). "Spartan Wives: Liberation or License?". Classical Quarterly. 31 (1): 101. doi:10.1017/S0009838800021091. 
  15. ^ Chloe Taylor, The Routledge Guidebook to Foucault’s The History of Sexuality (New York: Routledge, 2017), 217.
  16. ^ Cavanaugh, Mariah. “Ancient Greek Pederasty: Education or Exploitation?” Web log. StMU Research Scholars (blog). St. Mary’s University, December 3, 2017. https://stmuscholars.org/ancient-greek-pederasty-education-or-exploitation/#marker-77603-10.
  17. ^ Golden M. – Slavery and homosexuality in Athens. Phoenix 1984 XXXVIII : 308–324
  18. ^ Plutarch (1917). "Pelopidas 18.5". Bernadotte Perrin (Ed.). Plutarch's Lives. V. W. Heinemann. ss. 385-387. 
  19. ^ Meredith G. F. Worthen (10 Haziran 2016). Sexual Deviance and Society: A Sociological Examination. Routledge. ss. 160-. ISBN 978-1-317-59337-9. 16 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2022. 
  20. ^ Hubbard (1998). "Popular Perceptions of Elite Homosexuality in Classical Athens". Arion: A Journal of Humanities and the Classics. 6 (1): 48-78. 20 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2022. 
  21. ^ Plato, Symposium 179–80 6 Mayıs 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  22. ^ a b "Why were the ancient Greeks so confused about homosexuality, asks James Davidson". 10 Kasım 2007. 26 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2021. 
  23. ^ Plato, Symposium 191e 21 Aralık 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Lezbiyen</span> homoseksüel kız veya kadın

Lezbiyen, başka bir kadına fiziksel ve/veya duygusal çekim hisseden kadındır. Lezbiyen, eşcinsel kadın anlamına gelmektedir. Hem kadınlara hem de erkeklere çekim hisseden kadınlar ise biseksüeldirler. Kişinin kendini tanımlaması veya kendine biçtiği cinsel kimlik, davranışlarıyla örtüşmüyor olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Eşcinsellik</span> Aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantiklik, cinsel çekim ya da cinsel davranış

Eşcinsellik veya homoseksüellik, aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantizm, cinsel çekim ya da cinsel davranıştır. Eşcinsellik, bir yönelim olarak “kişiyi ağırlıklı olarak ya da tümüyle kendisiyle aynı cinsiyette olan kişilere karşı romantik ya da cinsel çekimleri yaşamaya yönlendiren kalıcı kişisel nitelik” olarak ifade edilir. Aynı zamanda kişiyi bu çekimlere dayanan davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">İlyada</span> Truva Savaşını anlatan bir destan

İlyada, Homeros'un Troya Savaşı'nı anlatan destanıdır. Yunancada Odysseia ile birlikte en eski destan olduğu düşünülen, epik bir şiirdir. Eldeki veriler ışığında Homeros tarafından MÖ 7. ya da 8. yüzyılda yazıldığı düşünülen Antik Yunan edebiyatının temel eserlerinden biridir.

Biseksüellik, hem erkeklere hem de kadınlara veya birden fazla cinsiyete yönelik romantik veya cinsel çekim ya da cinsel davranıştır.

<span class="mw-page-title-main">Antik Yunanistan</span> İlk Çağdaki Yunan medeniyeti

Antik Yunanistan, bugünkü Yunanistan toprakları ile Küçük Asya'da (Anadolu) yaşayan toplumların kurduğu devlet ve uygarlıkların, MÖ 756 ile MÖ 146 tarihleri arasında hüküm sürdükleri bölgenin adı.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel yönelim</span> kalıcı cinsel çekim modeli

Cinsel yönelim kişilerin karşı cinsiyete, hemcins veya cinsiyete veya birden fazla cinsiyete karşı romantik veya Cinsel çekim hissetmeye yönlendiren kalıcı kişisel bir niteliktir. Bu çekimler genellikle karşıcinsellik (heteroseksüellik), eşcinsellik (homoseksüellik), biseksüellik, altında toplanır; bununla beraber aseksüellik de bazen dördüncü kategori olarak tanımlanır. Bu kategoriler cinsel kimliklerin daha ayrıntılı dünyasını yönleridir. Örneğin, insanlar panseksüel veya poliseksüel, veya hiçbirinden olmak gibi diğer etiketleri de kullanabilir. Amerikan Psikologlar Derneği'ne göre, cinsel yönelim "aynı zamanda bir kişinin bu çekimlere dayanan, davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar".

<span class="mw-page-title-main">LGBT</span> Lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireyler için kullanılan kısaltma

LGBT veya GLBT ya da LGBTQ+, 1990'larda LGB kısaltmasından sonra ortaya çıktı ve 1980'lerin ortaları ile sonlarından bu yana gey sözcüğü yerine kullanılarak LGBT topluluğunu temsil etmeye başladı. Birçok etkinci, gey topluluğu kullanımının eksik bir tanımlama olduğunu düşünerek LGBT topluluğu kullanımına geçti.

<span class="mw-page-title-main">Hayvanlarda eşcinsel davranışlar</span> insan türü dışındaki hayvanlarda gözlemlenen ve belgelenmiş eşcinsel, biseksüel ve transeksüel davranışlar

Hayvanlarda eşcinsel davranışlar, insan türü dışındaki hayvanlarda gözlemlenen ve belgelenmiş eşcinsel ve biseksüel davranışlardır. Bu davranışlar cinsellik, kur yapma, etkilenme, duygusal bağ kurma, eş olma ve ebeveynliği içerir. Bruce Bagemihl'in 1999 yılına ait makalesinde, içlerinde primatlardan bağırsak solucanlarına kadar birçok canlının yer aldığı 500'ü belgelenmiş, yaklaşık 1500 türden bahsedilmektedir. Hayvanların cinsel davranışları aynı tür içerisinde bile çok çeşitlilik gösterebilmektedir. Bunun nedenleri, birçok türün üzerinde çalışma yapılmadığı için henüz yeteri kadar anlaşılmamıştır. Bagemihl, "hayvanlardaki cinsel çeşitliliğin -buna eşcinsellik, biseksüellik ve çoğalmaya dayanmayan cinsellik de dahil olmak üzere-bilim çevrelerinin daha önceleri kabul etmek istediğinden daha çok olduğunu iddia etmektedir. Güncel araştırmalar ışığında, hayvanlar aleminin genelinde, aynı cinsiyetteki canlılar arasında birçok cinsel davranışın bulunduğunu belgelemektedir. 2009 yılında yayımlanan bir makaleye göre; aynı cinsiyetteki hayvanlar arasındaki cinsel ilişkilerin hayvanlar aleminde evrensel bir olgu olduğu ve türler arasında da yaygın bir şekilde görüldüğünü göstermiştir.

<span class="mw-page-title-main">İran'da LGBT hakları</span>

İran'da eşcinsellik toplum tarafından tabulaştırılır ve eşcinsel ilişkiler yasa dışıdır.

Eşcinsel edebiyatı, lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender topluluk tarafından/için üretilen ya da erkek-kadın eşcinsellerin davranışlarını sergileyen karakter, plan ve temaları içinde barındıran kolektif bir terimdir.

Tarihsel bir anlamda, edebiyat bizim anladığımız anlamda oldukça yeni bir değişim ve mevcut eşcinsellik kavramı, kültürel fırından daha dinçtir. Bunda, şaşkınlık verecek bir şey yok, o halde, eşcinsel edebiyatı — ya da edebiyatta eşcinsel karakterler — parlamak için nispeten daha yeni.

<span class="mw-page-title-main">Yahudilik ve cinsel yönelim</span> Yahudilikte eşcinsel olmak

Yahudilikte eşcinsellik, Tevrat zamanına kadar dayanır ve Tekvin ile Levililer kitaplarında bahsedilir. Tekvin, Sodom ve Gomora'nın Tanrı tarafından yıkıldığını anlatır. Levililer kitabında ise erkeklerin birbirleriyle cinsel ilişkiye girmesi yasaklanmış ve bu eylem tiksinç bir hareket olarak sınıflandırılmıştır. Erkeklerin eşcinsel hareketinin cezası Yahudi kurallarınca idamdır fakat Halaha mahkemeleri Kudüs Tapınağı'nın yokluğunda bu kararı uygulayamamaktadır.

El yanlılık ve cinsel yönelim arasında bir ilişki olduğu ortaya atılmış ama birkaç araştırmacı tarafından doğrulanmamıştır. Araştırmacılar heteroseksüel kişilerin sağ yanlı olma ihtimalinin eşcinsel kişilere göre bir parça daha fazla olduğunu rapor etmiştir. El yanlılığı ve cinsel yönelim arasındaki ilişki her iki cinsiyet içinde rapor edilmiştir. Bu ilişki aynı zamanda eşcinselliğin biyolojik etiyolojisinide ifade edebilir. Ray Blanchard tarafından yapılan son araştırmalar bu ilişkiyle bir erkeğin büyük erkek kardeşlere sahip olmasıyla eşcinsel olma ihtimalinin arttığını öne süren doğum sırası efekti arasında bir bağlantı kurmuştur.

Çevre ve cinsel yönelim insanların cinsel yöneliminin gelişimindeki olası çevresel faktörleri konu alır. Bazı araştırmacılar çevresel faktörleri hormonal faktörlerden ayırırken diğerleri doğum öncesi hormonlar gibi biyolojik faktörleri çevresel faktörlerin bir parçası olarak görür.

<span class="mw-page-title-main">Oğlancılık</span> Meslek

Oğlancılık veya oğlancı; Arapça: لواط, İbranice: מעשה סדום, İngilizce: Sodomy, sodamy, kaynağı din olan cinsel ilginin erkek çocuk veya gençler üzerinde toplanması, cinsel yönelim ve ilginin anal sekse (lutilik) olduğu, erkek erkeğe seks veya erkek eşcinseller (lûtî) arasındaki ilişkide Osmanlı'da gulâmperestlik olarak adlandırılan, erkeklerin veya eşcinsel erkeklerin kendi cinsinden kimselerle cinsel ilişkide bulunma durumu.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nda eşcinsellik</span> Eşcinselliğin Osmanlı Devletindeki tarihçesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda eşcinsellik veya dönem şartlarında diğer anlamıyla Osmanlı İmparatorluğu'nda oğlancılık, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yaşamış eşcinsellerin yaşam biçimidir. Osmanlı'da cinsel yönelim ve ilginin erkek erkeğe ilişki ya da erkek erkeğe sekstir. Eski adlandırmada (lûtîlik), pasif gey erkekler (lûtî) olarak tanımlanmış, yine bireyler arasındaki ilişkiden gulâmperestlik olarak bahsedilmiştir. Yine Osmanlı İmparatorluğu'nda seks işçisi erkeklere "hîz oğlanı" denir ve "hîz"ler devlet tarafından kayıt altına alınırlardı. Hayatını bu işten kazanan erkekler "defter-i hîzán" adlı kütüğe yazılırlardı.

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği'nde LGBT tarihi</span>

Sovyetler Birliği'nde LGBT tarihi, Sovyetler Birliği'nde LGBT tarihini konu alır. Sovyetler Birliği'nde eşcinselliğin durumu üç ana dönemde incelenir. Ekim Devrimi sonrası dönemde 1917-1933 arasında homoseksüellik suç olmaktan çıkarılarak eşcinseller kanun önünde önceki ve sonraki döneme göre daha avantajlı bir konuma sahip olmuştur. Bu yılların akabinde Stalin döneminden itibaren kanunlarca "hastalık" olarak nitelendirilmiştir. 1934-1986 yılları arasında yeniden suç kapsamına alınarak kamuoyuna duyurulmaksızın kovuşturma ve hukuki süreçlere tabi tutulmuştur. 1987-1990 yılları arasında ise kamuya açık tartışmalara izin verilmiş; bilim, akademi ve edebiyatta çeşitli konularla ele alınmıştır.

Antik Roma'da eşcinsellik, çağdaş Batı medeniyetinden belirgin farklılıklar göstermektedir. Latincede "homoseksüel" ve "heteroseksüel" kelimelerinin direkt karşılıkları yoktur. Antik Roma cinselliğindeki ana dikotominin bir tarafı aktif/hakim/erkeksi, öteki tarafı ise pasif/teslim/"kadınsılaştırılmış". Antik Roma bir ataerkil toplumuydu ve özgür doğan (ingenui) erkek vatandaşlar, siyasi özgürlüğe (libertas) ve hem kendini hem de ailesini (familia) yönetme hakkına sahipti. "Fazilet" (virtus), bir adam (vir)ın kendini tanımladığı etkin bir niteliği olarak görülürdü. Fetih zihniyeti ve "erkeklik kültü", hemcins ilişkilerini şekillendirirdi. Romalı erkekler, egemen ya da penetratif rolde bulundukları takdirde erkekliklerine ya da sosyal statülerine algılanan zarar görmeden diğer erkeklerle seks yapmakta özgürdüler. Kabul edilebilir erkek partnerler, köleler, fahişeler ve şovmenlerdi, zira yaşam biçimleri onları belirsiz infamia toplumsal kategorisine yerleştiriyordu; teknik açıdan özgür olsalar bile vatandaşlara tanınan normal korumalara layık görülmediler. Romalı erkeklerin cinsel partner olarak genellikle 12-20 yaşları arası gençleri tercih etmelerine rağmen, özgür doğan ve reşit olmayan bireylerle cinsel ilişkiye girmek tamamen yasaktı ve profesyonel fahişeler ve şovmenlerin çok daha yaşlı olmaları mümkündü.

Kuir Anarşizm ya da anarko-queer, gey kurtuluş ve homofobi, lezbofobi, transmisojini, bifobi, transfobi, heteronormavite, ataerkillik ve ikili cinsiyet sistemi gibi hiyerarşilerin kaldırılmasının aracı olarak anarşizmi ve toplumsal devrimi savunan anarşist düşünce okuludur. Anarşist ve LGBT hareketlerin hem dışında hem içinde LGBT hakları için mücadele eden insanlara: John Henry Mackay, Adolf Brand ve Daniel Guérin dahildir. Bireyci anarşist Adolf Brand Berlin’de 1896’den 1932’ye kadar, gey sorunlarına adanmış ilk sürekli dergi olan Der Eigene’yi yayımlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Irak'ta LGBT hakları</span>

Irak'ta lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) bireyler yoğun oranda ayrımcılığa uğramaktadır. Açık eşcinsel erkeklerin Irak Silahlı Kuvvetleri'nde askerlik hizmetinde bulunmalarına izin verilmemektedir ve hem hemcins evlilikleri hem de medenî birliktelikler kanunen yasaktır. Cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelinde yapılan ayrımcılığı yasaklayan hiçbir yasa yoktur ve LGBT bireyleri sürekli olarak vigilantist şiddete veya namus cinayetlerine maruz kalmaktadır.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla ortaya çıkan devletlerde lezbiyen, gey, biseksüel ve transseksüel (LGBT) yurttaşlar, yasal zorluklarla ve ayrımcılıkla karşı karşıyadır.