İçeriğe atla

Antik Roma'da teknoloji

Roma İmparatorluğunda askeri ve ticari işleri kolaylaştırmak için geliştirilen teknoloji bin yıl boyunca Roma İmparatorluğunun güçlü bir devlet olarak kalmasını sağlamıştır.

Geç İlk Çağ ve Erkan Orta Çağ döneminde yaşanan çalkantılar yüzünden bir dönem sekteye uğrasa da Roma'da bilim ve teknoloji hep üst düzey olmuştur. Özellikle inşaat mühendisliği, inşaat malzemeleri, ulaştırma teknolojileri ve tarım teknolojisi gelişme göstermiştir. Roma'nın bu seviyeye gelişinde İlk Çağ Akdeniz uygarlıklarının da önemli katkısı vardır.

Su gücü

Antik değirmen. Döneminde tüm büyük şehir nüfusunu beslemekteydi.

Roma'da gelişmiş teknolojilerin başında su gücüne dayalı değirmenlerin kurulması vardı. Su değirmenleri hubabat öğütmenin yanı sıra kereste kesme ve maden parçalama içinde kullanılmaktaydı.[1] Roma imparatorluğunda geniş odun kaynakları vardı fakat ulaşımı zordu. Hipokaust denilen sıcak su ve buharla evleri ısıtma sistemi geliştirildi ve bu daha ekonomik bir ısınma sağlıyordu. Bu dönemde İskenderiyeli Heron buhar gücü teknolojisinin ilk temellerini attı. Jet motorunun atası kabul edilen aeolopil isimli alet bir buhar kazanının üzerinde serbestçe dönen bir içi boş küreden oluşur.[2]

İnşaat

Romalılar su kemerleri, barajlar, köprüler ve büyük tiyatrolar inşa ettiler. Mimaride en çok Yunan ve Etrüsk medeniyetinden etkilendiler.

Roma İmparatorluğu'nda, inşaatlarda kullanılmak üzere çimento üretildi. Bu çimento sönmüş lav küllerinden yapılmaktaydı. Vitruvius, imparator Agustus'un mimarı olarak çalışmış mimarlık tekniklerini kitaplaştırmıştır. Romalılar çiftli cam ile daha iyi ısı yalıtımı yapıldığını öğrendiler ve hamamlarda bunu kullandılar.

Cam üfleme sanatı da özellikle Suriye bölgesinde gelişti.

Zeytin, Roma ekonomisi için önemli bir gıda maddesiydi. Matematikçi ve mühendis İskenderiyeli Heron zeytin yağı makineleri tasarladı. İlk dişli zeytin yağı makineleri Roma'da ortaya çıktı. Tarihte ilk kez Traianus Sütunu yapımında ilkel vinçler kullanıldı.[3]

Yollar

Via Appia, Roma şehrini diğer güney İtalya şehirlerine bağlayan antik yol günümüze kadar gelmiştir.

Romalılar ilk olarak askeri amaçlı yollar inşa ettiler. Ekonominin sağlam bir şekilde işlemesi için yolların güvenli olması gerekmekteydi. Roma'da yolların toplam uzunluğu 85.000 kilometreydi.

Yollarda belli noktalarda istasyonlar vardı. Bu istasyonlar devlet işlerinin hızlıca görülmesi için kuryelere yiyecek ve taze at imkânı sağlıyordu.

Roma'da yollar bir kağnı genişliğinde, önce çukur kazılarak daha sonra bu çukur kum, çakıl ve betonla doldurularak daha sonra da beton dökülerek inşa ediliyordu. En son betonun üzerine kaya bloklar koyuluyordu. Roma yolları sel ve yağışlara dayanıklıydı. Öyle ki Roma yıkıldıktan sonra 1000 yıl boyunca bu yollar kullanıldı. 19. yüzyıla kadar dünya üzerindeki en düzenli yollar Roma İmparatorluğunun inşa ettirdiği yollardı.

Roma'da şehirler kare şeklinde inşa edilirdi. Yollar haç şeklinde şehri dört parçaya ayırır, diğer ara yollar bu ana yollara bağlanırdı.

Su kemerleri

Roma günlük içme suyunu su kemerleri vasıtasıyla temin etmekteydi. 11 farklı taş kemer şehre günde 1 milyon metroküp su taşımaktaydı, bu günümüzde 3.5 milyon insanın günlük su ihtiyacını karşılayabilir miktardadır.[4] Su kemerlerinin toplam uzunluğu 350 kilometreydi.[5] Su kemerleri içindeki su tamamen yerçekimi gücüyle ile meyilli yapıdan akarak gelmekteydi. Su dağlardaki ırmaklardan alınmaktaydı. Toplanan su borular aracılığıyla çeşmelere dağıtılıyordu.[6] Ana su kemerleri Aqua Claudia ve Aqua Marcia isimli su kemerleriydi. Kemerler alttan belli aralıklarla yerleştirilmiş taş blokların üzerinde inşa ediliyordu. Roma suyollarının en meşhur kısımları kemerler olsa da aslında kanalların büyük bir kısmı toprak altında bulunuyordu.[7] Roma sınırları içerisinde en uzun kemer Kartaca'ya su taşıyan 178 km uzunluğundaki su kemeriydi. İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan sistem ise en karmaşık olanıydı. Su çekildiği yerden İstanbul'a ulaşana dek 336 km yol yapıyordu.

Köprüler

Roma büyük ve kalıcı köprüler inşa etti. Roma'nın köprüleri kemerli taş ve beton köprülerdi. M.Ö 142 yılında inşa edilen Pons Aemilius Roma'nın en eski taş köprüsüdür. Halk arasında kırık köprü adıyla bilinir. En büyük Roma köprüsü olan Traianus köprüsü Tuna nehri üzerinde, nehrin suyunun alçaldığı noktada Şamlı Apollodorus tarafından inşa edilmiştir. Uzunluk ve genişlik açısından en büyük Roma köprüsü olan Traianus köprüsü bin yıl ayakta kalmış ve kullanılmıştır.

Ayrıca Jül Sezar Galya seferi sırasında Ren Nehri üzerine portatif köprüler yaptırmıştır. Bunlar Sezar'ın Ren Köprüleri olarak bilinir.

El sanatları

Roma döneminde el işçiliğine dayalı mühendislik oldukça gelişmişti. Tüccarların usta çırak ilişkisi ile nesilden nesile aktarılan el sanatları ilerleyen dönemlerde diğer milletlere de ilham kaynağı olmuştur. Özellikle Vitrivius, Yaşlı Plinus, Frontinus bu dönemde öne çıkmışlardı. Öklid, Arşimet, Ktesibios ve İskenderiyeli Heron bildiklerini kitaplaştırarak bu teknolojinin gelişmesini sağladılar. Eserlerinin çoğu kayboldu fakat kalan kısmı başta Arapça olmak üzere diğer dillere çevrildi. Roma'da altın madenciliği ve işleyiciliğinin önemli bir yeri vardı.

Galeri

Kaynakça

  1. ^ For a discussion on the importance of energy sources as a constraint on all pre-industrial economies see E.A.Wrigley 2002 'The Quest for the Industrial Revolution' Proceedings of the British Academy 121, 147–170 available free online, enter '2002 lecture' in search at www.britac.ac.uk
  2. ^ Ana Britannica Ansiklopedisi, Heron (İskenderiyeli) maddesi, c.10, s.620, Ana Yayıncılık, İstanbul 2004
  3. ^ in "Mittelalterliche Hafenkräne,": Uta Lindgren (ed.): Europäische Technik im Mittelalter Michael Matheus. 800-1400, Berlin, 2001 (4. baskı.), S. 345-48 (345)
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Nisan 2015. 
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 15 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Nisan 2015. 
  6. ^ Chandler, Fiona "The Usborne Internet Linked Encyclopedia of the Roman World", page 80. Usborne Publishing 2001
  7. ^ http://www.sehirdusunce.com/sanaldergi/sayi5/files/assets/common/downloads/publication.pdf 10 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Şehir ve Düşünce dergisi, say.5, s.40, İstanbul 2014

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Mostar Köprüsü</span> Bosna-Hersekin Mostar şehrinden geçen Neretva nehri üzerinde bulunan bir köprü

Mostar Köprüsü, Bosna-Hersek'in Mostar şehrinden geçen Neretva nehri üzerinde bulunan bir köprü. Orijinal köprü Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından 1566 yılında inşa edildi ve 9 Kasım 1993'te Boşnak-Hırvat Savaşı sırasında Hırvat güçleri tarafından yıkılıncaya dek 427 yıl kullanıldı. Mimar Hayreddin, köprü için 456 kalıp taş kullanmıştı. Köprü, çevresindeki kente adını da verdi. Mostar, Hersek bölgesinin ana kenti oldu. Köprüyü yeniden inşa etmek için bir proje hazırlandı ve 23 Temmuz 2004'te yeni köprü hizmete girdi. Köprü, 2005'te UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edildi.

<span class="mw-page-title-main">Uzun Köprü</span> Edirnede tarihî köprü

Uzun Köprü, Edirne'de, Ergene Nehri üzerinde, Anadolu ile Balkanları birbirine bağlayan tek köprü ve dünyanın en uzun taş köprüsü olma özelliğini taşıyan tarihi köprüdür. Eski adı Ergene Köprüsü idi. Köprü, Edirne'nin Uzunköprü ilçesine ismini vermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Malabadi Köprüsü</span> Tarihî köprü

Malabadi Köprüsü veya orijinal adıyla Akarman Köprüsü, Silvan'a 23,2 km uzaklıkta Silvan ilçe sınırları içerisinde yer alan ve Oğuz Türkleri'nden Artuklu beyliğinin önderi Hüsameddin Timurtaş tarafından yaptırılmış tarihi bir köprü. Silvan'dan rahatlıkla ulaşım imkânı vardır. Diyarbakır Tarihi Eserler Envanteri'ne kayıtlıdır. Malabadi Köprüsü 1989 yılında Silvan Belediyesi tarafından restore edilmiştir. Malabadi Köprüsü Silvan Belediyesi'nin logosunu oluşturan ana unsurdur. Malabadi Köprüsü Silvan ilçesine ait bir köprüdür.

<span class="mw-page-title-main">Köprü</span> iki yakayı birbirine bağlayarak yolu bir yandan ötekine eriştirmek için yapılan yapı

Köprü, nehir ve vadi gibi geçilmesi güç bir engelin iki kıyısını bağlayan veya herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Via Appia</span>

Via Appia

<span class="mw-page-title-main">Clandras Köprüsü</span>

Clandras Köprüsü Uşak ilinin Karahallı ilçesinde yer alan Frigyalılar döneminden kalma tarihi köprü. Köprü Banaz Çayı üzerine yaklaşık 2500 yıl önce yapılmıştır. Köprünün iki ucu, dağ kayalarının yarı beli üzerine oturmuştur. Uzunluğu 24 metre, derinliği 17 metre, eni 1,75 metredir. Taşların yüzleri kalemle işlenmiş ve kemerlerin iri taşları zıvanalı olarak birbirine iyice kenetlendirilmiştir. Kemeri kasnak biçimindedir.

<span class="mw-page-title-main">Justinianus Köprüsü</span> Serdivanda tarihi bir köprü

Justinianus Köprüsü veya Sangarius Köprüsü, Türkiye'de, Geç Roma Döneminden kalma, Sakarya nehri üzerinde bir taş köprüdür. Yapı Doğu Roma İmparatoru Justinianus (527–565) tarafından başkent Konstaninopolis ile imparatorluğun doğu vilayetleri arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak için inşa ettirildi. Neredeyse 430 m uzunluğundaki köprü, dev ölçüleri nedeniyle dönemin yazar ve şairlerin eserlerine konu olmuştu. Justinianus'un Boğaziçi yerine gemiyle Anadolu'dan geçebilmek için kanal projesi planladığı ve köprünün bu projenin bir parçası olduğu iddiası uzmanlar tarafından tartışılmaktadır. Köprü, 2018'de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi'ne eklendi.

<span class="mw-page-title-main">Kırkgöz Kemeri</span>

Kırkgöz Kemeri ya da Roma dönemindeki adıyla Limyra Köprüsü, dünyadaki en eski basık kemerli köprülerden biridir. 360 m uzunluğundaki bu taş köprü Antalya iline bağlı Finike ilçesin Hasyurt mahallesi sınırları içinde yer alan antik bir Likya kenti olan Limyra'da Alakır Çayı üzerine kurulmuştur. 5,3:1 ok oranındaki 26 adet kemer, köprüye oldukça yassı bir görünüm vermektedir. Bu yassılık oranına köprü yapımı tarihinde daha sonra yüzyıllarca ulaşılamayıp ancak Geç Ortaçağ döneminde yapılan yapılarda ulaşılabilmiştir. Teknik ve tarihi bakımdan olağanüstü önemine rağmen Kırkgöz Kemeri köprüsü veya diğer adıyla Limyra Köprüsü Türkiye'de çok az bilinir. Yapının gittikçe harabeye dönüşmesi, Alman Arkeoloji Enstitüsü'nü 1970'li yıllarda bugüne dek yapılan tek saha araştırmasını yapmaya sevketmişti.

<span class="mw-page-title-main">Köprüpazar Köprüsü</span>

Köprüpazar Köprüsü, Roma döneminden kalma, günümüzde Türkiye'de, Aspendos yakınlarında Köprüçay (Eurymedon) nehri üzerinden geçen, 9 kemerli Eurymedon Köprüsü'nün temelleri üzerine Selçuklu Hanedanı tarafından 13. yüzyılda yapılmış, sivri kemerli bir köprüdür. Köprü eski Roma yapısının nehir yatağındaki ayak kalıntılarını takip ettiği için yol güzergâhının ortasında belirgin sapmalar görülür. Köprü 259,50 metre uzunluğunda olup, genişliği 9,44 metredir. Sütun kalınlıkları 9,60 metre, kemer açıklığı 23,52 metredir.

<span class="mw-page-title-main">Bodrum Köprüsü</span>

Bodrum Köprüsü, Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş antik bir köprüdür. İzmir kentinin Bergama ilçesinde, tarihteki adı Selinus olan Bergama Çayı üzerinde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Nysa Köprüsü</span>

Nysa Köprüsü, Eski Roma İmparatorluğu döneminde yapılmıştır. Antik Karya bölgesindeki Nysa antik şehrinde bulunan Tekkecikdere akarsuyu üzerindedir. Altyapısı 100 metre uzunluğundadır. Bu özelliğiyle Bergama Köprüsünden sonra 2. sıradadır.

Karasu Köprüsü ya da bilinen diğer adıyla Karaköprü veya Roma Köprüsü, Diyarbakır'da yer alan bir köprüdür. Devegeçidi Suyu üzerinde yer almaktadır. Köprü üzerinde yapım yılını ve kimler tarafından yapıldığını gösteren bir yazıt bulunmamaktadır. 94 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğinde olan Karasu Köprüsü'nün memba tarafındaki selyaranları üçgen gövdeli ve piramidal külahlıdır. Köprü altı gözden oluşmaktadır ve yarım daire şeklinde kemerlere sahiptir. Bazalt taştan inşa edilmiştir. Köprü, antik bir yol ile kente bağlanmaktadır.

Esenkıyı Köprüsü veya Rus Köprüsü, Artvin'in Hopa ilçesindeki Esenkıyı köyünde bulunan bir kemer köprüdür. Yerden 5 metre yükselikte olan köprü, köydeki küçük bir derenin üzerine inşa edilmiştir. Yaya geçişi için kullanılan köprünün ilçe merkezine uzaklığı 6 kilometredir. Köprü, 7.70 metre uzunluğunda ve 9 metre genişliğindedir.

<span class="mw-page-title-main">Beğlevan Köprüsü</span> Artvin de bir köprü

Beğlevan Köprüsü veya Türkçe adıyla Güreşen Köprüsü, Artvin'in Borçka ilçesinde yer alan bir kemer köprüdür. 20.9 metre uzunluğundaki köprünün genişliği 2.95 metre, kemer yüksekliği ise 8.70 metredir. Beğlevan Deresi'nin üzerindeki köprü, muhtemelen 18. yüzyılın sonlarında inşa edilmiştir. Tek gözlü köprünün kemerinin yapımında kesme taş, tempan duvarlarının yapımında ise moloz taş kullanılmıştır. Köprünün kuzeybatı ayağı dere yatağında, güneydoğu ayağı kayada konumlanmıştır. Tempan duvarı betonla sağlamlaştırılan köprü, güneydoğu-kuzeybatı doğrultusunda uzanmaktadır.

Kravga Köprüsü Mersin ilinde tarihi bir köprüdür.

Antik Roma'nın askerî birliklerinde askeri mühendislik, neredeyse her çağdaşının çok ötesinde bir kapasitede ve etkinlikteydi. Her Roma lejyonerinin ekipmanının bir parçası olarak gladius (kılıç) ve pilanın (mızrak) yanında bir de kürek bulundurmasının da gösterdiği gibi, askeri mühendislik birçok yönden Roma askeri kültüründe kurumsal olarak yer edinmiştir.

Köşklü Değirmen Köprüsü, Rize'nin İyidere ilçesinde konumlanmış tek gözlü ve yuvarlak kemerli bir kemer köprüdür. 10,00 metre uzunluğundaki köprünün genişliği 2,10 metredir. Doğu-batı doğrultusunda inşa edilen köprünün yapımında moloz taş ve kesme taş kullanılmıştır. Köprünün güneybatısında değirmen vardır.

Antik Romalılar tarafından inşa edilen Roma köprüleri, inşa edilen ilk büyük ve kalıcı köprülerdi. Roma köprüleri taştan yapılmıştır ve temel yapı olarak kemer kullanılarak inşa edilmişlerdir. Bu köprülerin yapımında çok miktarlarda beton kullanıldı, Romalılar ilk defa köprü yapımında beton kullanan halk oldu.

<span class="mw-page-title-main">Thermae Traiani</span>

Thermae Traiani Esquiline’nin güneyine inşa edilmiş ve Trajan hükümdarlığı altında MS 22 Haziran 109 yılında yapımı tamamlanmış büyük bir Antik Roma hamamıdır (Thermae). Büyük imparatorluk banyolarının ilki olan Traianus Hamamı kendinden önce yapılmış Nero Hamamı’ndan daha gelişmiş ve Titus Hamamı’ndan üç kat büyüktü ve Antonin, Diocletian ve Constantin Hamamlarının tasarımlarına kaynak olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Antik Roma'da mühendislik</span>

Antik Roma mühendisliği, tarihte eşine az rastlanır bir teknik beceri ve pratik zekanın ürünüdür. Bu mühendislik başarısı, Roma İmparatorluğu'nun genişlemesini, şehirleşmesini ve sosyal yaşamını şekillendirmiş ve modern dünyanın mühendislik prensiplerine ilham vermiştir.