
Lezbiyen, başka bir kadına fiziksel ve/veya duygusal çekim hisseden kadındır. Lezbiyen, eşcinsel kadın anlamına gelmektedir. Hem kadınlara hem de erkeklere çekim hisseden kadınlar ise biseksüeldirler. Kişinin kendini tanımlaması veya kendine biçtiği cinsel kimlik, davranışlarıyla örtüşmüyor olabilir.

Eşcinsellik veya homoseksüellik, aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantizm, cinsel çekim ya da cinsel davranıştır. Eşcinsellik, bir yönelim olarak “kişiyi ağırlıklı olarak ya da tümüyle kendisiyle aynı cinsiyette olan kişilere karşı romantik ya da cinsel çekimleri yaşamaya yönlendiren kalıcı kişisel nitelik” olarak ifade edilir. Aynı zamanda kişiyi bu çekimlere dayanan davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar.
Pro-feminizm ya da profeminizm, herhangi bir feminist hareketin bir üyesi olmayı ima etmeksizin feminizmin hedeflerini desteklemeyi işaret etmektedir.

Erkek, eril insan. Erkek terimi genellikle yetişkin bir eril bireyi kastetmekte kullanılırken, oğlan terimi ise eril bir çocuk veya ergeni tanımlamak için kullanılır. Ancak erkek terimi aynı zamanda bazen yaş gözetmeksizin bir eril insanı tanımlamak için de kullanılır; tıpkı "erkek basketbolu" ifadesinde olduğu gibi.
Androloji, erkek ve kadının cinsel sağlığı, erkek kısırlığı, mikropenis ve bununla ilgili tüm anatomi, fizyoloji, biyokimya gibi temel araştırmaları inceleyen tıp dalı.

Cinsel ilişki, cinsel birleşme, çiftleşme, vajinal seks veya sadece seks, bir erkeğin sertleşmiş penisinin, uyarılmış bir kadın vajinasının içine girmesini kapsayan, cinsel zevk ya da üreme amaçlı yapılan bedensel ilişkidir. Bunun yanı sıra, diğer penetrasyon tehlikesi içeren anal seks, oral seks, parmaklama, dildo kullanma gibi cinsel aktiviteler de eşcinsel veya heteroseksüel olmasına bakılmaksızın bir cinsel birleşme olarak kabul edilirler.

Seks pozisyonları, cinsel ilişki sırasında iki partnerin vücutlarını kullanım şeklini vurgulayan bir terimdir. Misyoner pozisyonu çiftler için sekste en fazla uygulanan cinsel birleşme şeklidir.

Antik Roma'da cinsel tavır ve davranışlar Roma sanatında görülmektedir. Antik Roma'nın karakterinde sonsuz cinsel serbestlik olduğu varsayılmaktadır:
Romalıların cinselliği Hristiyanlığın yükselişinden beri baskı görmedi. Popüler hayal gücünde ve kültüründe küfür ile cinsel serbestlik aynı anlama gelmektedir.

Eski Ahit'te eşcinseller arasında yaşanan "erkek erkeğe cinsel ilişki" ile ilgili bazı davranışlardan bahsedilmektedir. Erkekler arası ilişkileri -özellikle anal ilişkileri- ağır kınama Levililer kitabında bulunur ve bunun "tiksinç" bir hareket olduğundan bahsedilir.

Antik Roma'da kölelik toplum ve ekonomide önemli bir rol oynardı. El işçiliğinden ayrıca, köleler çok sayıda ailevi hizmetleri gerçekleştirirdi ve çok yetenekli iş ve mesleklerde istihdam olabilirlerdi. Öğretmenler, muhasebeciler, doktorlar genellikle kölelerdi. Özellikle Yunan köleler yüksek eğitimli olabilirlerdi. Vasıfsız köle ya da ceza olarak köleliğe mahkûm olanlar, madenlerde, değirmenlerde ve çiftliklerde çalışırlardı. Onların yaşam koşulları acımasız ve hayatları öteki kölelerden daha kısaydı.

Cinsel Devrim, Batı dünyasında 1950'li yılların ortalarından başlayıp 1960'larda belirginlik kazanan, genel olarak cinselliğin evliliğe, tek eşliliğe, heteroseksüelliğe ve üremeye indirgenmesine karşı çıkan, cinsel özgürlük konusunda haz ve istek üzerine her eylemi meşru gören bir siyasi harekettir.

Antik Roma'da vatandaşlık özgür bireylerin yasalar, mülkiyet ve yönetim ile ilgili olarak elde ettiği ayrıcalıklı siyasi ve hukuki bir statüdür.
- Romalı kadınlar sınırlı bir vatandaşlık biçimine sahipti. Oy kullanamazlardı veya seçimler için aday olamazlardı. Zengin kadınlar, inşaat projelerine, dini törenlere veya diğer etkinliklere kaynak sağlayarak kamusal hayata katılabilirlerdi. Kadınların mülk edinme, iş yapma ve boşanma hakları vardı ancak yasal hakları zamanla değişiklik gösterdi. Evlilikler, Cumhuriyet döneminde önemli bir siyasi ittifak biçimiydi.
- Bağımlı devlet veya müttefik (socii) vatandaşları Roma vatandaşlığının sınırlandırılmış biçimi olan Latin vatandaşlığı haklarına sahipti. Yine de seçme seçilme hakkı yoktu.
- Azat edilmiş kölelere doğrudan vatandaşlık verilmiyordu. Aynı zamanda magistratus olma hakları da yoktu. Azat edilmiş kölelerin çocukları doğuştan özgür vatandaş oluyordu. Horatius bunlardan biriydi.
- Köleler bir eşya olarak görüldüğü için kişilik haklarından yoksundu. Zaman içinde, Roma yasalarınca az da olsa korundular. Bazı köleler, sunduğu hizmetlerin karşılığında veya efendileri öldüğünde serbest bırakıldı. Özgür olduklarında, Roma toplumuna katılmak için birkaç engelle karşılaştılar. Bir kişinin doğuştan ziyade yasayla vatandaş olabileceği ilkesi Roma mitolojisinde yer almıştır; Romulus, savaşta Sabinleri yendiğinde, Roma'da bulunan savaş esirlerine vatandaş olabileceklerine söz verdi.

Pudicitia, antik Roma cinsel etiğinin merkezi bir kavramıydı. Kelime, bir bireyin davranışını sosyal olarak kabul edilebilir olarak düzenleyen daha genel bir kelimeden pudor yani utanç duygusundan türemiştir. Pudicitia çoğunlukla kadınların tanımlayıcı bir özelliğiydi, ancak eril cinsel normlara uymayan erkeklerin dişileştirici küstahlık, cinsel utanmazlık sergiledikleri söyleniyordu. Erdem, Yunanca karşılığı Aidos olan Roma tanrıçası Pudicitia tarafından kişileştirildi.

Antoninianus Anayasası ya da orijinal adıyla Constitutio Antoniniana olarak bilinen bu ferman İ.S. 11 Temmuz 212 yılında Caracalla isimli Roma İmparatoru tarafından ilan edildi. Bu ferman, Roma İmparatorluğu'nda bulunan tüm özgür insanların tam Roma vatandaşlığını ve tüm özgür kadınların da Romalı kadınların "dediticii" istisnaları hakkından sahip olmasına karar veriyordu.

Antik Yunanistan'da fuhuş, çok yaygındı. Daha önemli şehirlerde ve özellikle birçok limanda, önemli sayıda insanı istihdam etti ve ekonomik faaliyetin önemli bir bölümünü temsil etti. Fahişelik gizli olmaktan uzaktı; şehirler genelevleri reddetmiyor, sadece onlar hakkında düzenlemeler yapıyordu.

Klasik antik dönemde, Herodot, Platon, Ksenophon, Athenaeus ve birçokları Yunan toplumundaki eşcinselliğin yönlerini araştırmışlardır. Antik Yunanistan'da seçkin çevreler arasında eşcinsel cinsel ilişkilerin en yaygın ve sosyal açıdan en önemli biçimi, yetişkin erkekler ile ergenlik çağındaki veya ergenlik çağına yaklaşmış erkekler arasındaki cinsel ilişkilerdi.. Yine de bazı şehir devletlerinde toplum bazında eşcinsellik ve pratikleri yasaktı veya muğlak bir yapıya sahipti; buna karşın belirli şehir devletlerinde ise çok yaygın olarak kabul ediliyordu. Yetişkin erkekler arasında cinsel ilişkiler var olmasına rağmen, Kenneth Dover'a göre, bu ilişkilerin her birinin en az bir üyesinin sosyal geleneklere karşı pasif bir cinsel rol üstlenmesi mümkündür, ancak bu yakın zamandaki bilim insanları tarafından şüpheyle karşılanmış ve sorgulanmıştır. Eşcinsel partnerler arasındaki bu tür ilişkilerin genel toplumda, özellikle kadınlar için nasıl değerlendirildiği belirsizdir, ancak örnekleri Sappho'nun zamanına kadar uzanmaktadır.

Burkina Faso'da lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) bireyler, LGBT olmayan bireylerin uğramadığı yasal zorluklarla karşılaşabilir. Burkina Faso'da hem erkekler hem de kadınlar arası hemcins cinsel ilişkileri yasaldır.

Çad'da lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) bireyler, LGBT olmayan sakinlerin uğramadığı yasal zorluklarla karşılaşmaktadır. Ülkede hem erkekler hem de kadınlar arası hemcins cinsel ilişkileri yasadışıdır. Yeni ceza kanununun Ağustos 2017'de yürürlüğe girmesinden önce, yetişkinler arası hemcins cinsel ilişkileri hiçbir zaman cezaya tabi bir suç olarak sayılmazdı. Cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temeliyle işlenen ayrımcılığa karşı hiçbir yasal korunma yoktur.

Irak'ta lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) bireyler yoğun oranda ayrımcılığa uğramaktadır. Açık eşcinsel erkeklerin Irak Silahlı Kuvvetleri'nde askerlik hizmetinde bulunmalarına izin verilmemektedir ve hem hemcins evlilikleri hem de medenî birliktelikler kanunen yasaktır. Cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelinde yapılan ayrımcılığı yasaklayan hiçbir yasa yoktur ve LGBT bireyleri sürekli olarak vigilantist şiddete veya namus cinayetlerine maruz kalmaktadır.

Antik Roma'da özgür doğmuş kadınlar (cives) vatandaş statüsüne sahipti, ancak oy kullanma veya siyasi makam elde etme hakları yoktu. Kadınların kamusal rolleri sınırlı olması sebebiyle, Roma tarihçileri tarafından erkeklere göre daha az yer almışlardır. Ancak Roma kadınları doğrudan siyasi güce sahip olmasalar da, varlıklı veya nüfuzlu ailelerden gelenler özel müzakereler yoluyla etki gösterebilmişlerdir. Bu açıdan tarihe damgasını vuran istisnai kadınlar arasında, hikâyeleri mitsel bir önem kazanan Lucretia ve Claudia Quinta; Cumhuriyet dönemi'nin cesur kadınları Cornelia ve bir orduya komuta etmiş, kendi imgesiyle para bastırmış olan Fulvia; Julio-Claudian hanedanından gelen ve Roma İmparatorluğu'nun mores'ine katkıda bulunmuş Livia ve Julia Agrippina ; ve Hristiyanlığı teşvik etmede öncü bir rol göstermiş Büyük Konstantin'in annesi imparatoriçe Helena yer almaktadır.