İçeriğe atla

Antik Mezopotamya dini

Marduk Heykeli'nde resmedilen Tanrı Marduk ve ejderhası Mušḫuššu
Nippur'daki İnanna tapınağından bir Sümer tanrıçası, muhtemelen İnanna'yı gösteren taş plak parçası

Antik Mezopotamya dini, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin, özellikle yaklaşık MÖ 3500 ve 400 yılları arasında Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dinî inançlarına ve uygulamalarına atıfta bulunur. Antik Mezopotamya dininin temelleri Erken Sümer Hanedanları tarafından atılmış, daha sonra oluşan uygarlıklar ve bölgeye yerleşen kavimler bu dinî yapıyı benimsemiştirler. Her ne kadar bölgenin bölümleri arasında farklılık gözlense de temel dinî figürler, destanlar ve inanışlar aynı kalmıştır. Politeistik bir din olan Mezopotamya dininin tanrı ve tanrıçaları zaman içinde isim değiştirse de özellikleri genelde aynı kalmıştır fakat dinler tinsel olarak nitelik kazanmıştır.

Tarihi

Sümerler

Mezopotamya panteonunu ilk oluşturanlar Sümerlerdir.[1] Tanrıları için zigguratlar inşa eden Sümerler, din konusu ve meselelerine de hayat meseleleri kadar önem vermişlerdir ki çeşitli kurbanlar sunup, dualar ederek, ayin ve törenler düzenleyerek maddi ve manevi olarak tanrılarını tatmin etmeyi en önemli vazifeleri saymışlardır.[2] Sümerlerin yarattığı bu din anlayışı ve panteon sistemi uzun zaman sürecinde Mezopotamya'da bütünüyle veya kısmen yayılmış ve yerleşmiştir.[2] Sümerler tarafından icat edilen çivi yazısı, komşu bölge halkları tarafından tanınmış ve kullanılmaya başlanmıştır. Bu yazı sisteminin komşu bölgelere geçmesi ile birlikte Mezopotamya'nın edebî, dinî ve mitolojik metinleri de komşu halklar tarafından benimsenmiş kendi din ve inanışlarına uygun olarak dillerine çevrilmiştir.[3]

Sümerler; gök, yer, deniz ve havanın denetimini ellerinde bulunduran tanrıların yaratıcı tanrılar olduğu ve bütün diğer kozmik varlıkları bu dört tanrıdan birinin yarattığı düşüncesine sahiptiler.[4] Sümerlerin düşüncesine göre An, Enlil, Enki ve tanrıça Ninhursag panteonun dört büyük tanrısıdır.[5] Bunların dışında Ay tanrısı Nanna, Güneş tanrısı Utu ile aşk ve savaş tanrıçası İnanna diğer önemli üç tanrıdır.[5] Baş tanrı olarak kabul edilen An, başlangıçta Sümerler tarafından panteondaki en yüce hükümdar olarak kabul edilirken Uruk'ta İnanna'ya tapınma An'a tapınmanın önüne geçmiştir.[5] An, zamanla gücünden çok şey kaybetmiş ve panteonun önderi olarak onun yerini hava tanrısı Enlil almıştır.[5] En erken kayıtlarda Enlil, "tanrıların babası", "göğün ve yerin kralı" ve "bütün ülkelerin kralı" olarak tanıtılmıştır.[6] Sümerlerin dinsel merkezi olan Nippur'da tanrı için dağ şeklinde bir makam inşa edilmiştir. Ekur (Ev-dağ) denilen bu makam tuğladan yapılmış bir mabettir.[6] Tanrı Enki bilgelik tanrısıydı ve genel planları hazırlayan Enlil'in kararlarını yeryüzünde düzenlerdi.[7] Enki, Sümer inanışında ilk insanı yaratan ve ilahi nefesi ile ona can veren tanrı olarak daima insanların hamisi olmuştur.[8] "Ulu hanım" olarak da bilinen Ana tanrıça Ninhursag, An'ın eşi ve bütün yaşayanların anası, seçkin ana-tanrıça olarak kabul edilmiş ve ilk Sümer hükümdarları kendilerini "Ninhursag'ın sürekli sütle beslediği" diye betimlemeleri yaygın olarak kullanılmıştır.[8]

Sümer dininde tanrıçalar her zaman üstün bir rol oynamışlardır.[9] Bu tanrıların en meşhuru göklerin sahibi ve Uruk şehrinin baş tanrıçası olarak kabul edilen aşk ve savaş tanrıçası İnanna'dır.[9] İnanna genellikle eşi tanrı Dumuzi ile kaynaklarda anılmakta ve İnanna ile Dumuzi çifti bereket kültü ile alakalıdır.[10] Bunların dışında çoğunlukla "dönüşü olmayan ülke" olarak adlandırılan Ölüler Diyarı'nın başında, korkunç tanrıça Ereškigal vardır. Sonraları çok korkulan salgın hastalıklar tanrısı olan Nergal de ona katılmıştır.[11]

Sami toplumları

Sümerlerdeki büyük tanrılar, Sami toplumlarının yoğun bir şekilde Sümer kültürü ve özellikle inancı etkisinde kalmasıyla birlikte, genellikle Sami adlar almaya başlamışlardır. Akad devletinin hükümdarlarının hükümdarlığı altında Sümerlerin tanrıça İnanna'sı olan tanrıça İštar tüm tanrıların başına geçmiştir.[12] An (Akadca: Anu), Akad kralları zamanında mevki ve rol itibarıyla önem kazanmıştır.[13]

Babilliler, Sümer kültünün ana temalarına ve tanrıların çoğuna bağlı kalmakla beraber, tanrı Marduk'u merkeze alan bir imparatorluk kültü olarak yeniden örgütlemişlerdir.[13] Gökyüzü tanrısı An (Anu), hava tanrısı Enlil ve yeryüzü tanrısı Enki (Ea), Babil ilahları arasında da yer alırken Marduk, Ea'nın oğlu olarak panteona eklenmiş ve böylece hem doğuştan gelen haklara hem de onun olağanüstü yeteneklerine sahip olarak yaratılmıştır.[13] Marduk kültü yalnızca Babil etrafındaki bölgede baskın olmakla birlikte birkaç yüzyıl sonra Babil'in başlıca kültü hâline gelmiştir. İkinci binyılın sonuna gelindiğinde ise I. Nebukadnezar döneminde, Sümer asıllı tanrılar grubunun en önemli tanrılarının özelliklerini kendinde topladıktan sonra Marduk en yüce tanrı hâline gelmiştir.[14] Enuma eliš (Yaratılış Şiiri) Babil ve Marduk'un yükselişini mitolojik olarak anlatmaktadır. Marduk'la yakından ilişkili bir diğer tanrı da oğlu Nabu'dur. Borsippa tanrısı olan Nabu, aynı zamanda yazıcıların koruyucusu ve Ea ile Marduk gibi bilgelik tanrısıdır. MÖ 1. binyılda Nabu öyle popüler hâle getirilmiştir ki bazen Marduk'a rakip gibi görünür ve mitolojide babasının yerini alma noktasına kadar gelmiştir.[14] Bunların dışında Ay tanrısı Sin (Nanna), Güneş-tanrı Šamaš, hava tanrısı Adad (veya Hadad) diğer önemli tanrılardır. Çoğunlukla "dönüşü olmayan ülke" olarak adlandırılan Ölüler Diyarı'nın başında olan, korkunç tanrıça Ereškigal ve sonradan ona katılan Nergal'in varlığı da devam etmiştir.[15]

Tıpkı Marduk gibi çeşitli tanrıların özelliklerini kendisinde toplayan bir diğer tanrı da tanrıça İštar'dır. Sümer ve Sami tanrılarının bir karışımı olarak ortaya çıkan İštar, hem erkek hem de dişi özellikleri taşımıştır.[15] Marduk gibi millîleştirilen tanrılardan bir başkası da Asur'un baş tanrısı olan ve şehirle aynı adı taşıyan tanrı Aššur'dur.[16]

Tapınaklar

Sümer uygarlığının Ur hanedanlığından kalma Ur Zigguratı, Nasıriye, Irak

Mezopotamyalıların görüşüne göre insanoğlu tanrılarına hizmet etmek amacıyla yaratılmıştır. Bu sebeple de insanoğlunun en önemli görevini, efendilerini hoşnut ve tatmin edecek bir şekilde yerine getirmesi ve mükemmel olarak gerçekleştirmesi gerektiğini düşünmüşlerdir.[17] Tanrılar için devlet güvencesine aldıkları tapınaklar inşa etmişler ve Mezopotamya hükümdarları MÖ 3. binyılın sonundan itibaren ithaflı ve anma yazıtlarında çok sayıda tapınak inşa ettikleri ve var olanları tamir ettikleri ile övünmüşlerdir.[17] Hammurabi Kanunları'nın 6. maddesi şöyledir:

"Eğer bir adam tanrıya (mabede) veya saraya ait bir şey (bir eşya) çalarsa, o adam öldürülecektir. Ve çalınmış malı kabul eden öldürülecektir."

Genellikle yedi kattan oluşan ziggurat adındaki tapınaklar ayrıca rasathane olarak da kullanılmıştır. Her şehrin tanrısı için ayrı bir tapınak inşa edilmiştir. Mezopotamya'da tanrının heykelde vücut bulduğuna inanıldığı için heykel tapınaklarda bir kaide üzerinde tapınağın cellasına (merkezî oda) yerleştirilmiştir. Tapınaklarda yaşadığı düşünülen tanrılara tapınak görevlileri tarafından bakılmış, düzenli olarak yemek verilmiş ve bu tanrılar özenli bir şekilde giydirilmişlerdir. Tanrılara hizmet eden tapınak personeli arasında hem rahip hem de idareci olan başrahip, çeşitli kötü ruh kovucular, şarkıcılar, görevleri arasında tanrıları müzikle yatıştırmak da olan kalular, yazıcılar ve tapınak işlerine bakan çeşitli idareciler yer almışlardır.[18]

Kurbanlar

Mezopotamya'da kurbanlar, kansız (yiyecek ve içecek gibi besinlerle tütsü vs.) ve kanlı (tanrılar adına kesilen bir takım hayvanlar) olmak üzere ikiye ayrılmıştır.[19] Tapınakta ikâmet ettiğine inanılan yüce tanrıların her gün beslenmesi gerektiği düşünülmüştür.[20]

Dinî bayramlar

Mezopotamya'da "Ningursu'nun Arpasını Yeme Ayı", "Ceylan Yeme Ayı" ve "Šulgi Bayramı Ayı" gibi her yıl tekrarlanan birçok bayram vardır.[21] Ayrıca Mezopotamya toplumlarınca kutlanan, yeni ayın doğduğu günle her ayın yedisinde, on beşinde ve son gününde düzenli aylık bayramlar da vardır.[22] Mezopotamya'da kutlanan bayramlardan en meşhuru Sümercede yılın başlangıcı anlamına gelen "zagmuk", Akadcada ise "akitu" adı verilen "Yeni Yıl Bayramı"dır. Bu ritüellerin hepsi akitu tapınaklarında gerçekleşmiştir.[22]

Kaynakça

Özel

  1. ^ Uncu 2011, s. 8.
  2. ^ a b Uncu, Ebru (2011), ESKİ MEZOPOTAMYA VE YUNAN DÜNYASINDA DİN VE TANRILAR (PDF), Denizli: Pamukkale Üniversitesi, s. 2, 23 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF), erişim tarihi: 23 Ocak 2019 
  3. ^ Uncu 2011, s. 5.
  4. ^ Uncu 2011, s. 8-9.
  5. ^ a b c d Uncu 2011, s. 9.
  6. ^ a b Uncu 2011, s. 10.
  7. ^ Uncu 2011, s. 11.
  8. ^ a b Uncu 2011, s. 12.
  9. ^ a b Uncu 2011, s. 13.
  10. ^ Uncu 2011, s. 14.
  11. ^ Uncu 2011, s. 15.
  12. ^ Uncu 2011, s. 16.
  13. ^ a b c Uncu 2011, s. 17.
  14. ^ a b Uncu 2011, s. 18.
  15. ^ a b Uncu 2011, s. 19.
  16. ^ Uncu 2011, s. 20.
  17. ^ a b Uncu 2011, s. 22.
  18. ^ Uncu 2011, s. 23.
  19. ^ Uncu 2011, s. 24.
  20. ^ Uncu 2011, s. 25.
  21. ^ Uncu 2011, ss. 26-27.
  22. ^ a b Uncu 2011, s. 27.

Genel

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge

Mezopotamya, Orta Doğu'da, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge. Mezopotamya günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Büyük bölümü bugünkü Irak'ın sınırları içinde kalan bölge, tarihte birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Mezopotamya'da yer alan şehirler günümüzde sürekli gelişmektedir. Ayrıca bu bölgede bol miktarda petrol bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Enlil</span> Antik Mezopotamya tanrısı

Enlil, daha sonra bilinen adıyla Elil veya Ellil, rüzgâr, hava, yeryüzü ve fırtınalarla ilgili Antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk olarak Sümer panteonunun baş tanrısı olarak kaydedilen Enlil, daha sonra Akadlar, Babilliler, Asurlular ve Hurriler tarafından da tapınılan bir tanrı hâline gelmiştir. Enlil'in ana tapınma yeri, bizzat Enlil tarafından inşa edildiğine inanılan ve gökyüzü ile yeryüzünün "bağlantı noktası" olarak kabul edilen Nippur kentindeki Ekur tapınağıdır. Enlil, bazen Nunamnir olarak da anılmaktadır. Bir Sümer ilahisine göre, diğer tanrılar ona bakmaya cesaret edemez. MÖ 24. yüzyılda Nippur'un yükselişiyle birlikte önem kazanan Enlil kültü, MÖ 1230'da Elamlıların Nippur'u yağmalamasıyla zayıflamış ve sonuç olarak Mezopotamya panteonunun baş tanrısı ve Babil'in ulusal tanrısı Marduk tarafından konumu ele geçirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Marduk</span> Mezopotamya Tanrılarından Biri

Marduk, antik Mezopotamya'daki geç dönem tanrılarından birinin adıdır. Hammurabi zamanında Babil, Fırat vadisinin politik merkezi olduğunda, Babil panteonunun başı olarak Marduk'a tapınılmaya başlanmıştır. Babil yaratılış destanı olan Enûma Eliş'te tanrıların en büyüğü ilan edilmiştir.Destana göre o aynı zamanda babil'in koruyucu tanrısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sin (mitoloji)</span> Mezopotamya mitolojisinde Ay tanrısı

Babil ve Asur'da Ay tanrısı olarak tapılan Sin, Sümer mitolojisindeki Nanna'nın karşılığıdır. Kaderin tanrısı olarak da anılan Nanna, Enlil ve Ninlil'in oğludur. Nanna Sümerce "ışık" veya "aydınlatıcı" mânâsına gelir. Kutsal şehri Ur'dur. Babil ve Asur'da ise bu tanrıya Sin denmiş ve ona Suriye ve Harran'da da Sami ırk tarafından tapınılmıştır. Kanatlı bir boğayı süren Sin'in lapis lazuliden bir bıyığı vardı.

<span class="mw-page-title-main">Ninhursag</span>

Ninhursag veya Ki, Sümer mitolojisindeki ana-tanrıça, Yer tanrıçasıdır. Genellikle Enlil'in kız kardeşi olarak gösterilir.

<span class="mw-page-title-main">Nabu</span> Asur ve Babil inanışında bilgelik ve yazı tanrısı

Nabu, Mezopotamya'nın okuryazarlık, yazıcı ve bilgelik tanrısıdır. Babilliler tarafından, Marduk'un oğlu ve Ea'nın torunu olarak tapılırdı. Nabu'nun eşi Taşmetum'du. Aslen, Nabu Amoritler tarafından Mezopotamya'ya getirilmiş bir batı Semitik putuydu. Nabu'ya Anbay veya Nebo ismiyle Güney Arapları da tapınmışlardır.

Utu, Akadca Şamaş adıyla da bilinen eski Mezopotamya Güneş tanrısıdır. Her gün dünyada olan biten her şeyi gördüğüne inanıldı ve adaletten ve gezginlerin korunmasından sorumluydu. İlahi bir yargıç olarak, yeraltı dünyasıyla ilişkilendirilebilirdi. Ek olarak, tipik olarak hava tanrısı Adad ile birlikte kehanet tanrısı olarak hizmet edebilirdi. Evrensel olarak birincil tanrılardan biri olarak kabul edilirken, özellikle Sippar ve Larsa'da saygı görüyordu.

<span class="mw-page-title-main">Anunnaki</span> Antik Mezopotamya geleneğinde bir ilah grubu

Anunnaki, antik Sümer, Akad, Asur ve Babillerin mitolojik geleneklerinde ortaya çıkan bir tanrı grubudur. Kaç Anunnaki olduğu ve hangi rolü üstlendiklerine dair açıklamalar hem değişkenlik gösterir hem de çoğu zaman tutarsızdır. Akad öncesi dönemden kalma en eski Sümer yazılarına göre Anunnaki, panteondaki en güçlü tanrılardır; gök tanrısı An ile yer tanrıçası Ki'nin torunlarıdır, asıl işlevleriyse insanlığın yazgısını belirmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya mitolojisi</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında ki bölgede gelişen fikirler ya da öğretiler

Mezopotamya mitolojisi, Sümerlerin dini evrendeki güç, nesne ve varlıkları temsil eden Antropomorfik tanrı ve tanrıçalar içerirdi. Sümerlerin inanışına göre insanlar başta tanrılar tarafından hizmetçi, köle olarak yaratılmış fakat daha sonra özgürleştirilmiştirler.

<span class="mw-page-title-main">Anu</span> Sümer tanrısı

Anu, Sümer mitolojisinde ve daha sonra Asur ve Babil mitolojilerinde, gökyüzü tanrısı, cennetin tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların kralı olarak adlandırılır ve göksel katmanların en üstünde oturur. Suç işleyenleri yargılayacak güce sahip olduğuna ve kötülükleri yok etmek için asker olarak yıldızlar yarattığına inanılırdı. Anunnakunun babasıdır. Sanat eserlerinde bazen çakal olarak resmedilir. Çoğu zaman onun simgesi olarak kullanılan taç bir çift sığır ya da boğa boynuzu ile resmedilir.

Sümer mitolojisi, Sümerler'in yıkılışlarına kadarki dönemde din ve bilimle ilgili kültürünü içerir. Birçok tanrı ve tanrıçaları vardır ve onlar Sümer mitolojisini oluşturur. Bu tanrılar ve tanrıçalar Yaradılış Destanı, Tufan hikâyesi gibi edebî eserlerde açıkça belirtilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sümer edebiyatı</span> MÖ 18-17. yüzyıl yazıları

Sümer edebiyatı, Sümer uygarlığı tarafından sürdürülen ve daha sonraki Akad ve Babil imparatorlukları tarafından büyük ölçüde korunan dini yazılar ve diğer geleneksel hikâyeler de dahil olmak üzere, bilinen en eski kayıtlı edebiyat külliyatını oluşturur. Bu kayıtlar Orta Tunç Çağı sırasında MÖ 18. ve 17. yüzyıllarda Sümer dili ile yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ninurta</span> Antik Mezopotamya tanrısı

Ninurta (Sümerce: 𒀭𒊩𒌆𒅁 DNIN.URTA. Anlamı bilinmiyor.) veya bilinen diğer adıyla Ninĝirsu (Sümerce: 𒀭𒊩𒌆𒄈𒋢 DNIN.ĜIR2.SU Anlamı: "Girsu'nun Lordu"), erken Sümerlerde ilk ibadet edilen tarım, şifa, avcılık, hukuk, yazı ve savaşla ilgili antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk kayıtlara göre, tarım ve insanları hastalıklar ile demonların güçlerinden koruyan şifa tanrısıdır. Daha sonraki zamanlarda ise Mezopotamya daha askerî bir hâle geldikçe, daha önceki tarımsal niteliklerinin çoğunu elinde tutmakla birlikte savaşçı bir tanrı olmuştur. Baş Tanrı Enlil'in oğlu olarak kabul edilmiştir. Sümerlerdeki ana tapınma merkezi, Nippur'daki Eşumeşa tapınağıydı. Ninĝirsu, Lagaş'ta kendisine ait tapınağı yeniden inşa eden Lagaş Kralı Gudea tarafından onurlandırılmıştır.

Antik Mezopotamya mitolojisinde Kader Tableti , çivi yazısı yazılmış bir kil tablet olarak tahmin edilmektedir. Bu tablet, kalıcı bir yasal belge olarak, Tanrı Enlil'e, evrenin yönetici olarak üstün bir yetki vermektedir. Ninurta ve Kaplumbağa adlı Sümer şiirinde tablet Enlil'de değil Enki'dedir. Bu şiirle Akadca yazılmış ola Anzû şiirinde tablet İmdugud (Sümerce) ya da Anzû (Akadca) tarafından çalınacağı korkusunu belirtmektedir. Efsaneye göre tablete sahip olan herkes evrene hükmetmektedir. Babil Enûma Eliš'te Tiamat bu tableti Kingu’ya verir ve ordusuna emir verir. Tanrıların savaşı seçilen Marduk, Tiamat ile ordusuyla savaşır ve onu yok eder. Marduk, Kader Tableti'ni kendisi için talep eder ve böylece tanrılar arasındaki yönetimini güçlendirecektir.

<span class="mw-page-title-main">Ekur</span>

Ekur, "dağ evi" anlamına gelen bir Sümer terimidir. Tanrılar bahçesindeki tanrılar meclisidir ve Yunan mitolojisindeki Olimpos Dağı'na paralel olarak antik Sümer'in en saygın ve kutsal binasıydı.

<span class="mw-page-title-main">Nisaba</span> Mezopotamya tanrıçası

Nisaba ya da Nidaba, ayrıca Nanibgal epitetiyle de bilinir, Sümer yazma, öğrenme ve hasat tanrıçasıdır. Kutsal tapınakları, Ereş ve Umma'daki E-zagin idi.

<span class="mw-page-title-main">Marduk Heykeli</span> Babilin koruyucu tanrısı Mardukun fiziksel temsili

Marduk Heykeli ya da bilinen diğer adıyla Bêl Heykeli, Babil antik kentinin koruyucu tanrısı Marduk'un geleneksel olarak şehrin ana tapınağı kabul edilen Esagila'da yer alan bir heykeldi. Babil'de yedi Marduk heykeli mevcutken Esagila'da belirgin bir yere yerleştirilmiş ve şehrin ritüellerinde kullanılmış olan bu heykel, genellikle tanrının ana heykeline atıfta bulunur. Asullḫi olarak da adlandırılan heykel, mēsu adı verilen bir ağaç türünden yapılmış ve altın ve gümüşle kaplanmıştı.

Tiamat antik Babil inanışına göre daha genç tanrılar üretmek için tatlı su tanrısı Apsû ile çiftleşen tuz denizinin ilkel tanrıçasıdır. İlkel yaratılıştaki kaosun sembolüdür. Kadın olarak anılır ve "parıldayan" olarak tanımlanır. Tiamat mitosunun, Tiamat'ın tuzlu ve tatlı su arasında kutsal evlilik yaptığı bir yaratıcı tanrıça olduğu ve birbirini izleyen nesiller boyunca kozmosu barışçıl bir şekilde yarattığı iki bölüm olduğu öne sürülür. İkinci Chaoskampf'ta Tiamat, ilkel kaosun canavarca bir düzenlemesi olarak kabul edilir. Bazı kaynaklar onu bir deniz yılanı veya ejderha resimleriyle tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">Nanshe</span>

Sümer mitolojisinde Nanshe Enki ve Ninhursag'ın kızıydı. Bir tanrıça olarak işlevleri çeşitliydi. Sosyal adalet, kehanet, doğurganlık ve balıkçılık tanrıçasıydı. Babası gibi, o da suyla yoğun bir şekilde ilişkiliydi. Basra Körfezi ve içindeki tüm hayvanlar üzerinde hakimiyet kurdu. Onun kült merkezi, Lagaş şehrinde bulunan Sirara tapınağıydı. Eşi Nindara'ydı.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya tanrıları listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Mezopotamya tanrıları, bölge halkları tarafından tapınım gören tanrılardır.