İçeriğe atla

Antifaşizm

Avrupa'da etkin olan ANTIFA hareketinin duvar yazılması.

Anti-faşizm; her türlü faşist ideoloji, politik hareket ve organizasyona karşı olan görüş. Aşırı sol hareketler -anarşizm, sosyalizm ve komünizm gibi- bu hareketin içinde yoğunlukta olur.

1920'li yıllarda Avrupa ülkelerinde başlayan ve II. Dünya Savaşı sırasında ve hemen öncesinde en önemli dönemini yaşayan bu dönemde, Mihver Devletleri'ne karşı II. Dünya Savaşı'nın Müttefiklerini oluşturan birçok ülke ve dünya çapında onlarca direniş hareketi ortaya çıkmıştır. Anti-faşizm, siyasal yelpazenin her noktasındaki hareketlerin bir öğesi olmuş ve anarşizm, komünizm, pasifizm, cumhuriyetçilik, sosyal demokrasi, sosyalizm ve sendikalizm gibi pek çok farklı siyasal görüşün yanı sıra merkezci, muhafazakâr, liberal ve milliyetçi bakış açılarını da benimsemiştir.

Anti-faşist hareketler belirgin bir şekilde ilk olarak İspanya İç Savaşı'nda kendini göstermiştir. Daha sonra II. Dünya Savaşı'nda genelde direniş olarak gözlenmiştir. Almanya'da Nazilere karşı olan genç direniş grubu Beyaz Gül üyeleri antifaşist olduğundan dolayı idama mahkûm edilmişlerdir.

Kökenler

Ulusal Faşist Parti logosunda tasvir edilen fasces, bir tahta çubuk demetine bağlanmış bir baltadır ve bir yargıcın ölüm cezası yoluyla yaşam veya ölüm üzerindeki gücünü sembolize eder. 20. yüzyılda, başlıca faşist sembol haline geldi.

İtalyan faşizmi'nin, yani orijinal faşizmin gelişmesi ve yayılmasıyla, Ulusal Faşist Parti'nin ideolojisi İtalyan komünistleri ve sosyalistleri tarafından giderek daha militan bir muhalefetle karşılandı. Arditi del Popolo[1] ve İtalyan Anarşist Birliği gibi örgütler, 1919 ile 1921 arasında, I. Dünya Savaşı sonrası dönemdeki milliyetçi ve faşist dalgayla mücadele etmek için ortaya çıktı.

Tarihçi Eric Hobsbawm'ın sözleriyle, faşizm gelişip yayıldıkça, İtalyan irredantizmi tarafından tehdit edilen uluslarda (örneğin Balkanlar'da ve özellikle Arnavutluk'ta) bir "sol milliyetçiliği" gelişti.[2] II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesinden sonra, Arnavut ve Yugoslav direnişleri antifaşist eylem ve yeraltı direnişinde etkili oldu. Uzlaşmaz milliyetçiliklerin ve sol partizanların bu birleşimi, Avrupa anti-faşizminin en erken köklerini oluşturur. Daha az militan anti-faşizm biçimleri daha sonra ortaya çıktı. 1930'larda Britanya'da "Hristiyanlar - özellikle İngiltere Kilisesi - hem faşizme karşı bir muhalefet dili sağladı hem de anti-faşist eyleme ilham verdi".[3] Fransız filozof Georges Bataille, Friedrich Nietzsche'nin milliyetçilik ve ırkçılığa olan küçümsemesi nedeniyle anti-faşizmin öncüsü olduğuna inanıyordu.[4]

Michael Seidman, geleneksel olarak anti-faşizmin siyasi solun ilgi alanı olarak görüldüğünü ancak son yıllarda bunun sorgulandığını savunur. Seidman, iki tür anti-faşizm tanımlar: devrimci ve karşı-devrimci:[5]

  • Devrimci anti-faşizm, komünistler ve anarşistler arasında ifade buldu; faşizmi ve kapitalizmi düşman olarak tanımladı ve faşizm ile diğer sağcı otoriterlik biçimleri arasında pek ayrım yapmadı.[6] İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortadan kalkmadı, ancak Sovyet blokunun resmi ideolojisi olarak kullanıldı ve yeni düşman olarak "faşist" Batı gösterildi.
  • Karşı-devrimci anti-faşizm doğası gereği çok daha muhafazakârdı; Seidman, Charles de Gaulle ve Winston Churchill'in bunun örneklerini temsil ettiğini ve kitleleri kendi davalarına kazanmaya çalıştıklarını savundu. Karşı-devrimci anti-faşistler, savaş öncesi eski rejimin restorasyonunu veya devamını sağlamayı arzuluyordu ve muhafazakâr anti-faşistler, faşizmin kamusal ve özel alanlar arasındaki ayrımı ortadan kaldırmasından hoşlanmıyordu. Devrimci muadili gibi, İkinci Dünya Savaşı sona erdiğinde faşizmden daha uzun süre varlığını sürdürecekti.

Seidman, bu iki anti-faşizm akımı arasındaki farklılıklara rağmen benzerlikler olduğunu savunuyor. Her ikisi de şiddet içeren yayılmayı faşist projenin içsel bir parçası olarak görüyordu. Her ikisi de Versay Antlaşması'nın Nazizmin yükselişinden sorumlu olduğu iddiasını reddetti ve bunun yerine faşist dinamizmi çatışmanın nedeni olarak gördü. Faşizmin aksine, bu iki tür anti-faşizm hızlı bir zafer değil, güçlü bir düşmana karşı uzun süreli bir mücadele vaat ediyordu. II. Dünya Savaşı sırasında, her iki anti-faşizm de faşist saldırganlığa kurbanları ikincil bir konuma düşüren bir kahramanlık kültü yaratarak karşılık verdi.[5] Ancak savaştan sonra devrimci ve karşı-devrimci anti-faşizmler arasında çatışma çıktı; Batılı Müttefiklerin zaferi, Batı Avrupa'da liberal demokrasinin eski rejimlerini yeniden kurmalarına olanak tanırken, Doğu Avrupa'daki Sovyet zaferi orada yeni devrimci anti-faşist rejimlerin kurulmasına olanak sağladı.[7]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Gli Arditi del Popolo (Birth) 7 Ağustos 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İtalyanca)
  2. ^ Hobsbawm, Eric (1992). The Age of Extremes. Vintage. ss. 136-37. ISBN 978-0394585758. 
  3. ^ Lawson, Tom (2010). Varieties of Anti-Fascism: Britain in the Inter-War Period (İngilizce). Palgrave Macmillan UK. ss. 119-139. ISBN 978-1-349-28231-9. 
  4. ^ LaCoss, D.W. (2001). The Revolutionary Politics of Surrealism in Paris, 1934-9. University of Michigan. 11 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Mart 2023. 
  5. ^ a b Seidman, Michael. Transatlantic Antifascisms: From the Spanish Civil War to the End of World War II. Cambridge University Press, 2017, pp.1–8
  6. ^ Conway III, Lucian Gideon; Zubrod, Alivia; Chan, Linus; McFarland, James D.; Van de Vliert, Evert (8 Şubat 2023). "Is the myth of left-wing authoritarianism itself a myth?". Frontiers in Psychology. Cilt 13. doi:10.3389/fpsyg.2022.1041391. ISSN 1664-1078. PMC 9944136 $2. PMID 36846476. 
  7. ^ Seidman, Michael. Transatlantic Antifascisms: From the Spanish Civil War to the End of World War II. Cambridge University Press, 2017, p. 252 []

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Devrimci Yol</span> 1974 sonrası THKP-Cnin fikri ve örgütsel olarak devamı niteliğindeki komünist örgüt

Devrimci Yol hareketi (DEV-YOL), 1974 sonrası THKP-C'nin fikri ve örgütsel olarak devamı niteliğindedir. 1974 affı sonrası eski THKP-C ve DEV-GENÇ kökenli kadrolar geçmişin değerlendirmesini esas alan tartışmalar yürütmüştür. Kökeni THKP-C Genel komitesi içerisinde yaşanan ayrılığa kadar giden farklı değerlendirmeler, sürecin ayrılıkla sonuçlanmasına neden olmuştur. Yürütülen tartışmalarda THKP-C ve Mahir Çayan'ın geliştirdiği ideolojik-politik görüşlerin doğruluğunu savunan grup Devrimci Yol'un ilk çıkış noktasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Milliyetçilik</span> siyasi akım

Milliyetçilik ya da ulusçuluk, belirli bir milletin çıkarlarını, özellikle egemenliğini ve özyönetimini kazanmayı, daha sonra bunu ilelebet sürdürmeyi amaçlayan ideolojik fikir hareketi. Milliyetçilik, her ulusun kendisini dışarıdan gelecek olan müdahalelerden bağımsız olarak yönetmesi gerektiğini, ulusun bir yönetim için doğal ve ideal bir temel ve tek haklı politik güç kaynağı olduğunu savunmaktadır. Milliyetçilik, 19. yüzyıl başlarından itibaren Avrupa'da, 20. yüzyıldan itibaren ise tüm dünyada egemen politik düşünce tarzı haline gelmiştir. Bu dönemde dünya politik haritası milliyetçilik ilkelerine göre biçimlendirilmiştir. Günümüzde Anglosakson kültürüne bağlı toplumlarda ve Avrupa Birliği düşüncesini savunan çevrelerde olumsuz bir anlam yüklenmiştir.

Siyaset biliminde gericilik veya irtica, çağdaş toplumda bulunmayan, olumlu özelliklere sahip olduğuna inandığı statüko öncesine dönüşü destekleyen siyasi görüşlere sahip siyasi görüştür. Tanımlayıcı bir terim olarak gerici, siyasi yelpazenin ideolojik kavramlarından türemiştir. Bir sıfat olarak gerici kelimesi, statükoyu eski haline getirmeyi amaçlayan bakış açılarını ve politikaları tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">Faşizm</span> Aşırı sağcı, otoriter, aşırı milliyetçiliği savunan ideoloji

Faşizm, ilk olarak İtalya'da Benito Mussolini tarafından oluşturulan, otoriter devlet üzerine kurulu radikal bir aşırı milliyetçi politik ideolojidir. İlkeleri ve öğretileri, La dottrina del fascismo adı altında Giovanni Gentile tarafından yazılmıştır. Benito Mussolini'nin kurucusu olduğu Ulusal Faşist Parti'nin İtalya'da iktidara gelmesinin ardından, faşizm birçok milliyetçi ideolojiye örnek olmuştur. Hitler'in nasyonal sosyalizmi ve Franco'nun falanjizmi, faşizmden çok etkilenmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Ulusal Faşist Parti</span> İtalyan politik partisi

Ulusal Faşist Parti, Benito Mussolini'nin faşizmin politik ifadesi olarak 9 Kasım 1921 tarihinde Roma'da kurduğu siyâsî parti. Faşizmi bu zamandan önce Faşist Mücadele Birliklerinin İttifakı isimli teşkilata bağlı Fasci olarak bilinen gruplar temsil ediyordu. Partinin temel politikaları, milliyetçilik, vatanseverlik, cumhuriyetçilik, korporatizm ve popülizm üzerine kuruluydu. Cumhuriyetçi Faşist Parti ile birlikte şu anda İtalya'da anayasa tarafından yeniden kurulması yasaklanan iki partiden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Ustaşa</span> 1929-1945 yılları arasında etkin olmuş faşist örgüt

Ustaşa - Hırvat Devrimci Hareketi, bilinen adıyla Ustaše, 1929-1945 yılları arasında faaliyet gösteren Hırvat, faşist, aşırı milliyetçi örgüt. Üyeleri, yüzbinlerce Sırp, Yahudi, ve Roman asıllı insanı ve II. Dünya Savaşı sırasında Yugoslavya'daki siyasi muhalifleri öldürdü. Genellikle kurbanlarına işkence etmeleri ve onların vücutları parçalama gibi acımasız ve sadist infaz yöntemleri ile tanınıyorlardı.

Üçüncü görüş, II. Dünya Savaşı sırasında Batı Avrupa'da gelişmiş milliyetçi bir politik pozisyondur. Bir ırk veya millet içerisinde yer alan insanlar arasındaki sosyal adalet gibi konulara önem vermektedir. Üçüncü görüş genellikle aşırı milliyetçiliğe ve ırkçılığa varan örneklere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Sol komünizm</span> Siyasi fikir

Komünist sol olarak da bilinen sol komünizm, Komünist Enternasyonal'in sol kanadını teşkil eden ve Komünist Enternasyonal'den 1920'lerden ayrılmış akımlardan gelen siyasi geleneğin ismidir. Komünist Enternasyonal'in dünyanın pek çok yerindeki partilerinde, oportünizme karşı, devrimci görüşleri savunan sol kanatlar gelişmiş olsa da, bu akımlar en net biçimde Almanya-Hollanda komünist solu ve İtalyan komünist solu tarafından ifade edilmişlerdir.

İtalyan faşizmi, Ulusal Faşist Parti'nin 1922 ile 1943 yıllarında içerisinde yönettiği İtalya Krallığı'nda, 1943 ile 1945 yılları arasında ise İtalya'nın kuzeyinde kurulan İtalyan Sosyal Cumhuriyeti'nin resmî ideolojisi olarak uygulanmış yönetim sistemidir. "İtalyan faşizmi" kavramı, Benito Mussolini'nin kurucusu olduğu faşizmin İtalya'da uygulandığı dönemi tanımlayıp nazizm, falanjizm ve daha pek çok faşist hareketten ayırmak için kullanılmaktadır.

Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

Devlet Karadağ ve Boka Ulusal Kurtuluş Konseyi veya kısaca ZAVNOCGB, Yugoslavya Krallığı'na bağlı Karadağ'daki antifaşist direniş hareketinin en yüksek yönetim organı. Örgütsel olarak Yugoslavya Anti-faşist Ulusal Kurtuluş Konseyi'nin bir parçası idi.

<span class="mw-page-title-main">Walter Audisio</span> İtalyan siyasetçi (1909-1973)

Walter Audisio İtalyan bir sosyalist partizan ve politikacıydı. 1930'ların sonlarında ve 1940'ların başlarında İtalyan faşist rejimi tarafından anti-faşist faaliyetleri nedeniyle hapsedildi. II. Dünya Savaşı sırasında serbest bırakıldıktan sonra İtalyan direniş hareketinin kıdemli bir partizanı olan Audisio, Benito Mussolini'nin ölümüne karıştı ve muhtemelen diktatörü ve metresini bizzat öldürdü. Savaştan sonra, 20 yıl görev yaptığı İtalyan Komünist Partisi'nden parlamentoya seçildi.

İtalya'da faşizmin sona ermesi veya 25 Temmuz Olayı 1943 yılının bahar aylarında başlayarak birbirinden bağımsız iki ayrı koldan Kont Dino Grandi ve Kral III. Vittorio Emanuele tarafından yürütülen, sonuçta da 24-25 Temmuz 1943 tarihli Büyük Faşizm Konseyi toplantısında Başbakan Benito Mussolini'nin güvensizlik oyu alarak görevden alınmasıdır. Kararın ardından Mussolini hapse atılmış, yeni bir hükûmet kurulmuş ve İtalya Krallığı'nda 21 yıl süren İtalyan faşizmi sona ermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Faşist İtalya (1922-1943)</span> İtalya Krallığının faşist yönetim altında olduğu dönem

Faşist İtalya (1922-1943) Benito Mussolini'nin İtalya Krallığı Başbakanı olduğu 1922-1943 yılları arasında Ulusal Faşist Parti iktidarı altındaki dönemi anlatır. Totaliter bir rejim kuran İtalyan faşizmi ekonomik kalkınma modeli benimsemişse de siyasal muhalefeti ortadan tamamen kaldıracak hamlelerde bulunmuş, geleneksel muhafazakâr değer yargılarını savunmuş Katolik Kilisesi'yle yakın işbirliği yapmıştır. Çeşitli farklı dönemlerden geçen rejim özellikle gerçekleştirdiği emperyalist hamlelerle II. İtalya-Habeşistan Savaşını çıkarmış, Milletler Cemiyeti'nden atılmıştır. Ayrıca Sovyetler Birliği'nde karşı Çelik Pakt'a katılmış, II. Dünya Savaşı'na gidişi hızlandıran hamlelerde bulunmuştur. Dahil olduğu Mihver Devletlerinin II. Dünya Savaşı'nda mağlup olması sürecinde alaşağı olmuştur.

Devrimci milliyetçilik, yerleşik düzene karşı bir devrimle hedeflerine ulaşmak isteyen birçok farklı milliyetçi siyasal hareket türüne uygulanan geniş bir etikettir. Devrimci milliyetçi olarak tanımlanan kişi ve örgütler arasında Fransız Devrimi içindeki bazı siyasi akımlar, İngiliz tacına karşı silahlı mücadeleye girişen İrlandalı cumhuriyetçiler, 19. yüzyıl Vietnam'ında Fransız egemenliğine karşı Can Vuong hareketi, 20. yüzyıldaki Hindistan bağımsızlık hareketi, bazıları sayılabilir. Meksika Devrimi'ne katılanlar, Benito Mussolini ve İtalyan Faşistleri, Horasan Özerk Hükûmeti, Augusto Cesar Sandino, Bolivya'daki Devrimci Milliyetçi Hareket, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki siyahi milliyetçilik ve bazı Afrika bağımsızlık hareketleri.

<span class="mw-page-title-main">İtalyan milliyetçiliği</span> bir milliyetçilik türü

İtalyan milliyetçiliği, İtalyanların tek bir homojen kimliğe sahip bir ulus olduğuna inanan ve bundan sonra İtalya'nın kültürel birliğini ülke olarak desteklemeye çalışan bir harekettir. İtalyan milliyetçisi bir bakış açısıyla İtalyanlık, aslen Latium'da bulunan ve İtalyan yarımadasına ve Avrupa'nın büyük bir kısmına hakim olmak için gelen italik bir kabile olan Latinlerden kültürel ve etnik köken iddia etmek olarak tanımlanır. Bu nedenle, İtalyan milliyetçiliği tarihsel olarak emperyalist teorilere de bağlı kalmıştır. Bu tür görüşlerin romantik versiyonu İtalyan vatanseverliği, ayrılmaz versiyonu ise İtalyan faşizmi olarak bilinir.

Faşist sembolizm, faşizmin yönlerini temsil etmek için tasarlanmış belirli imge ve sembollerin kullanılmasıdır. Bunlar, tarihsel öneme sahip ulusal sembolleri, amaçları ve siyasi politikaları içerir. En bilinenleri faşizmin orijinal sembolü olan fasces ve Nazizm'in gamalı haçlarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa'da faşizm</span>

Avrupa'da faşizm, 20. yüzyıl boyunca Avrupa'daki hükûmetler ve siyasi örgütler tarafından uygulanan çeşitli faşist ideolojilerin bütünüdür. Faşizm, I. Dünya Savaşı'nın ardından İtalya'da doğmuş ve İtalyan Faşizminden etkilenen diğer faşist hareketler daha sonra Avrupa genelinde ortaya çıkmıştır. Avrupa'da faşizmin ideolojik kökenleri olarak tanımlanan siyasi doktrinler arasında, Fransa'da bütüncül milliyetçi Charles Maurras ve devrimci sendikalist Georges Sorel tarafından benimsenen geleneksel ulusal birlik ve devrimci anti-demokratik retoriğin birleştirilmesi yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Arditi del Popolo</span>

Arditi del Popolo, Haziran 1921'in sonunda Benito Mussolini'nin Ulusal Faşist Partisi'nin yükselişine ve Kara Gömlekliler adlı paramiliter güçlerinin şiddetine direnmek için kurulan İtalyan militan anti-faşist bir gruptur. Giuseppe Mingrino, Argo Secondari tarafından ortaklaşa kurulan grup, anarko-sendikalistleri, sosyalistleri, komünistleri, anarşistleri, cumhuriyetçileri, anti-kapitalistleri ve bazı eski subayları bir araya getirdi.

<span class="mw-page-title-main">Gabriele D'Annunzio</span>

Gabriele D'Annunzio,(12 Mart 1863 - 1 Mart 1938), bir İtalyan şair, oyun yazarı, hatip, gazeteci, aristokrat ve Birinci Dünya Savaşı sırasında İtalyan Kraliyet Ordusu subayıydı. 1889'dan 1910'a kadar İtalyan edebiyatında ve daha sonra 1914'ten 1924'e kadar siyasi hayatta önemli bir yeri vardı. Sıklıkla "İl Vate" lakabıyla anılırdı.