İçeriğe atla

Antientelektüalizm

Karikatürist Thomas Nast bu eserinde betimlediği akademisyen ve boksörle okumayla sporun birbirine ters düştüğüne dair popülist görüşü yansıtıyor.

Anti-entelektüalizm veya aydın karşıtlığı, entelektüellere ve entelektüalizme güvenmeme ve düşmanlık duymayı kapsayan düşüncedir. Larousse sözlüğünde "aklın üstünlüğünü ve bilimin değerini tanımayı reddetme" olarak tanımlanır.[1] Genelde eğitim ve felsefenin küçümsenmesi, sanatın, edebiyatın ve bilimin pratik yanı olmayan ve hatta aşağılık alanlar olarak görülmesi şeklinde dışa vurulur.[2]

Anti-entelektüel düşünüş biçimleri arasında pragmatizm ve Bergsonculuk yer alır. Bunun gibi felsefeler akıl yürütmeye güvenilmemesi gerektiğini; hissiyatın düşünceden, içgüdünün mantıktan, derhal hareket etmenin eleştirel düşünüp değerlendirmeden, sonuçların sonuçlara ulaşılan yoldan daha önemli olduğunu savunurlar.[2]

Anti-entelektüeller kendilerini sıradan halkın savunucuları olarak tanıtırlar ve bu şekilde algılanırlar; algıdaki siyasi ve akademik elitizme karşı popülizmin temsilciliğini yaparlar. Eğitimli insanları halkın çoğunun endişelerinden uzak, özel statüye sahip bir sınıf olarak görme, entelektüellerin siyasi tartışma ve yüksek eğitim ortamına hakim olduğunu düşünme eğilimleri vardır.[2]

Totaliter hükûmetler anti-entelektüalizmi siyasi tatminsizlik ve muhalefeti baskılamak için kullanır. Bu durum bazen Elit kırımına kadar gidebilmektedir.[3] İspanya'da iç savaş (1936-39) ve sonrasında Francisco Franco'nun sağ görüşlü diktatörlüğü (1939-75) sırasında gerçekleşen irticai Beyaz Terör (1936-45) anti-entelektüel özelliğe sahipti. Öldürülen 200.000 kişiden çoğu İspanyol entelijansiyasına mensuptu, aralarında İkinci İspanya Cumhuriyeti'nde siyasi etkinlik göstermiş öğretmenler, akademisyenler, sanatçılar ve yazarlar vardı.[4] Komünist Demokratik Kampuçya'da (1975-79; günümüzde Kamboçya) Pol Pot önderliğindeki Kızıl Kmerler rejimi yürüttükleri soykırım sırasında komünist olmayan aydınların çoğunu ölüm tarlalarında öldürdü.[5]

Sosyolog Ziya Gökalp ise Türkçülüğün Esasları adlı eserinde aydınlarda yüksek bir eğitim bulunduğunu ve bunun onlara medeniyet getirisi sağladığını belirtmektedir. Ona göre halkta hars, yani millî kültür vardır fakat aydınlarda olan medeniyet yoktur. Aydılarda ise hars yoktur. Dolayısıyla bir aydın halka inerek hem harsı öğrenebilir hem de onlara medeniyeti öğretebilir. Gökalp halka inen aydınları "millî" olarak vurgular ve Aleksandr Puşkin gibi isimleri örnek verir.[6]

Kaynakça

  1. ^ "Anti-intellectualisme" (Fransızca). Larousse. 1 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ekim 2017. 
  2. ^ a b c A Handbook to Literature (1980), Dördüncü baskı, C. Hugh Holman, haz. s. 27
  3. ^ Courtois, Stephanie. The Black Book of Communism. s. 601. 
  4. ^ Dictionary of Wars (2007), Third Edition, pp. 517–18.
  5. ^ "Trial of the Khmer Rogue". 22 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ekim 2017. 
  6. ^ Gökalp, Ziya. Türkçülüğün Esasları. Kumsaati Yay. s. 39-40. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ziya Gökalp</span> Türk yazar ve toplum bilimci

Ziya Gökalp, Türk yazar, toplum bilimci, şair ve siyasetçidir. Meclis-i Mebûsanda ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilliği yapmıştır. "Türk milliyetçiliğinin babası" olarak da anılır.

<span class="mw-page-title-main">Turancılık</span> Ural-Altay kökenli halkları birleştirmeyi hedefleyen pan-milliyetçi

Turancılık veya Pan-Turanizm, tüm Ural-Altay kavimlerinin birliğini savunan siyasi görüş. İlk olarak Macarlar, Finler, Estonlar ve Rusya içindeki Fin-Ugor kavimleri ile beraber Tunguzlar, Moğollar ve Türklerin bir araya getirilmesi olarak ortaya çıkmıştır. Türkçü ve Turancı olan Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları isimli eserinde Turancılığın; Macarları, Moğolları, Tunguzları, Finuvaları içine alan bir kavimler karması olmadığı görüşünü belirterek Turancılığı Türk halkları ile sınırlandırmış ve Türkçülük ile aynı anlamda kullanmıştır. Turancılık bugünkü Türkî devletlerde bu şekilde benimsense de esas olarak Fin tarihçi Matthias Alexander Castrén tarafından Ural-Altay kavimlerinin birliğini sağlamak amaçlı ortaya atılmış bir görüştür.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıcılık</span> Tanzimat döneminin sonlarına doğru ortaya çıkan düşünce akımı

Osmanlıcılık veya Osmanlı milliyetçiliği, 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu içindeki bütün ulusları ve unsurları Osmanlılık ruhu içinde birleştirmeyi amaçlamış bir ideolojiydi. Tanzimat, Osmanlı İmparatorluğu'nda 1839 yılında Gülhane Hatt-ı Şerifi'nin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin adıdır. Sözcük anlamı "düzenlemeler, reformlar" demektir. Diğer dillerde genellikle "Osmanlı Reformu" deyimi kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Türkçülük</span> Türk ulusunun kültürel-politik birliğini ve yükselmesini amaçlayan düşünce

Türkçülük, Türkizm veya Pan-Türkizm, tüm Türk halkının kültürel ve politik birliğini ve yükselmesini amaçlayan; 1880'lerde Osmanlı İmparatorluğu'nda ve o zamanlar Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olan Azerbaycan'da yaşayan Türk aydınlarının başlattığı harekettir.

<span class="mw-page-title-main">Antonio Gramsci</span> İtalyan düşünür, siyasetçi ve sosyalist kuramcı

Antonio Francesco Gramsci, İtalyan düşünür, siyasetçi, dilbilimci ve sosyalist kuramcı.

<span class="mw-page-title-main">Jean-Paul Sartre</span> Fransız filozof (1905-1980)

Jean-Paul Charles Aymard Sartre, Fransız yazar ve düşünür. Felsefi içerikli romanlarının yanı sıra her yönüyle kendine özgü olarak geliştirdiği Varoluşçu felsefesiyle de yer etmiş; bunların yanında varoluşçu Marksizm şekillendirmesi ve siyasetteki etkinlikleriyle 20. yüzyıl'a damgasını vuran düşünürlerden biri olmuştur. Sartre, bir anlatıcı, denemeci, romancı, filozof ve eylemci olarak yalnızca Fransız aydınlarının temsilcisi olmakla kalmamış, özgün bir entelektüel tanımlamasının da temsilcisi olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Entelektüel</span> eleştirel düşünme ve akıl yürütme ile uğraşan kişi

Entelektüel, aydın ya da münevver, zekâsını ve analitik düşünme yetisini mesleği gereği ya da kişisel amaçlarına erişmekte kullanan kişi. Entelektüel kelimesinin kökeni Latince intellectus (anlamak) sözcüğüne dayanır ve günümüzde genellikle şu anlamlardan birinde kullanılır:

<span class="mw-page-title-main">Atatürk İlkeleri</span> Atatürkün politikalarını belirleyen altı ilke

Atatürk İlkeleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün yürürlüğe koyduğu, döneminin pragmatik politikalarını belirlemiş altı ilkedir. "Altı Ok" denilen altı ilkeye ilk olarak 1931'de "Kemalizm" adı verildi ve Atatürk'ün Dil Devrimi sürecinde, 1935'te Arapça Kemal adını 1937'ye dek kullanacağı Eski Türkçe Kamâl adıyla değiştirmesini takiben 13 Mayıs 1935'te "Kamâlizm" adıyla ülkenin kurucu ve tek partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin program ilkeleri olarak benimsendi. Daha sonra, 1937'de çıkarılan bir kanunla 1924 Anayasası'na eklenen ilkeler, anayasal olarak Türkiye'nin ulusal ideolojisi hâline geldi.

Halka Doğru, Türk Yurdu dergisi bünyesinde ve Celal Sahir Bey'in yönetiminde çıkan haftalık dergi. 24 Nisan 1913-20 Nisan 1914 tarihleri arasında toplam 52 sayı yayımlanmıştır. II. Meşrutiyet dönemi Türkçü akımın ve Türk halkçılığının önemli yayın organlarındandır.

<span class="mw-page-title-main">Atatürk milliyetçiliği</span> Atatürkün milliyetçilik anlayışı

Atatürk milliyetçiliği, Atatürk'ün millet tanımından yola çıkarak Kemalizm'in milliyetçilik ilkesini oluşturur. Atatürk'e göre millet, geçmişte bir arada yaşamış, bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama inancında ve kararında olan, aynı vatana sahip, aralarında ortak dil, kültür, ahlak ve siyasi birlik olan insanlar topluluğudur. Atatürk'ün tanımladığı milliyetçilik; din ve ırk ayrımı gözetmeksizin, ulus tanımını vatandaşlık ve üst kimlik değerlerine dayandıran sivil milliyetçi bir vatanperverlik anlayışıdır.

<span class="mw-page-title-main">Genç Kalemler</span>

Genç Kalemler, 1910-1912 yıllarında Selanik'te yayınlanan milliyetçi bir fikir dergisidir.

<span class="mw-page-title-main">Türk milliyetçiliği</span> Türk halkını ulusal veya etnik tanımlarla yücelten ve teşvik eden bir siyasi ideoloji

Türk milliyetçiliği, ulusal veya etnik tanımlarla Türk milletinin ilerlemesini, gelişmesini amaçlayan siyasi bir görüştür. Türkçülük ile aynı olmayıp, içinde Türkçülük dahil olmak üzere çeşitli Türk milliyetçisi ideolojileri barındırır.

<span class="mw-page-title-main">Arnavutluk Emek Partisi</span> 1946-1991 yılları arasında Arnavutluk’daki tek yasal siyasi parti

Arnavutluk Emek Partisi 1946-1991 yılları arasında Arnavutluk’da yasal tek siyasi parti olarak iktidarda olmuştur.

Halkçılık, narodnik ve popülizmden etkilenmiş, popülizm şeklinde değil demokrasilerin yoluyla Türkiye'den dünyaya çıkan düşüncedir. Halkçılık Beyannamesi ve Atatürk'ün Halkçılık ilkesi de bu görüşlerden etkilenmiştir.

<i>Türkçülüğün Esasları</i> Ziya Gökalpin kitabı

Türkçülüğün Esasları, Ziya Gökalp'in 1923 yılında yayımladığı, Türkçülüğün tüm fikir ve tekliflerini bir sistem bütünlüğü içinde ortaya koyan, yazarın değişik zamanlarda yazmış olduğu denemelerden derlediği sosyolojik kitap. Türkçülerin temel eserlerinden birisi sayılır, Türk milliyetçisi olan Mustafa Kemal Atatürk'ün de bir ölçüde etkilendiği, yaptığı devrimler ve kurduğu modern Türkiye'nin perde arkasındaki fikirsel güçlerden birisidir. Değişik zamanlarda resmî ve özel kurumlar tarafından yayımlanmıştır. Bunların içinde eseri kısmen sadeleştirenler olduğu gibi, eserin dil ve üslûbunu tamamen değiştirmiş olanlar da vardır.

Millî Edebiyat Dönemi, II. Meşrutiyet ile Cumhuriyet'in ilk yılları arasında faaliyet gösteren edebiyat akımıdır. Genellikle Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'in Genç Kalemler dergisinde savundukları Yeni Lisan Hareketi ile başlatılır. Dilde sadeleşme, şiirde aruzun yerine aruz ölçüsü, içerikte halkın sorunları ve yerli yaşam Millî Edebiyat Dönemi'nin temelini oluşturur. Bu dönemde Türk edebiyatı Doğu ve Batı taklitçiliğinden kurtarılmaya çalışılmış, yalın bir anlatım benimsenmiştir. Ayrıca Türk kültürü ve tarihi, incelenmemiş bir hazine olarak kabul edilmiştir.

Türkiye'de feminizm kavramının literatüre girişi, Türk milliyetçiliğinin ve Türkçülüğün düşünce babalarından Ziya Gökalp'in "Türkçülüğün Esasları" adlı kitabının "Türk Feminizmi" adlı bölümünde "feminizm" kavramına övücü bir dille değinmesiyle oldu. Jön Türkler ve İttihat & Terakki Cemiyeti içerisinde oldukça yetkili olan; Ziya Gökalp, Ahmet Rıza, İbrahim Hilmi ve Enver Beylerin başını çektiği Türk milliyetçisi kanat kadınların özgürleşmesinin milletin bir bütün olarak özgürleşmesindeki önemine dikkat çekerek kadınların eğitimine yönelik oldukça yoğun çabalar harcadılar. Bu çabalar sonucunda kadınlar için İnas Sanâyi-i Nefîse Mektebi ve İnâs Darülfünunu gibi üniversite düzeyinde eğitim veren kurumlar yanında İstanbul'da ve Anadolu'da kız liseleri açılmasını sağladılar. Ayrıca yine bu milliyetçi kanat Türkiye tarihindeki ilk feminist kadın derneği olan Teali-i Nisvan Cemiyeti ile dönemi için oldukça sert taleplerde bulunan Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti'nin ve kadınların iş gücüne katılımı için mücadele yürüten Osmanlı Kadınları Çalıştırma Cemiyeti'nin kuruluşuna önayak oldular. Ek olarak günlük yaşamda kadınları rahatlatmak için kadınlara uygulanan tek başına faytona binememek ve giyim-kuşam kısıtlamaları gibi bazı yasakları da kaldırdılar.

<i>Küçük Mecmua</i> Ziya Gökalpin 1922–1923 yıllarında yayımlanan haftalık dergisi

Küçük Mecmua, Ziya Gökalp tarafından 1922-1923 yıllarında yayımlanan haftalık fikir, edebiyat ve siyaset dergisi. Diyarbekir'de neşredilen derginin toplam otuz üç sayısı çıktı. İlk sayısı 5 Haziran 1922'de, son sayısı 18 Mart 1923'te yayımlandı. Küçük boyda ve iki sütun üzerine toplam on altı sayfadan oluşan dergi, "Haftada bir çıkar, ilmî, edebi, siyâsî, iktisâdî mecmuadır." sloganını kullandı. İmtiyaz sahibi ve sorumlu müdürü Gökalp'tir. Pek az nüshası günümüze kadar gelen derginin Türkçeye çevirisi Şahin Filiz tarafından yapılmış olup yaklaşık altı yüz sayfayı bulmuştur ve üç cilt şeklinde yayımlandı.

Azerbaycan milliyetçiliği veya Azerbaycancılık, Azerbaycanlıların Bu bir ulus olma şartı ve Azerbaycanlıların kültürel birliğini teşvik etme fikridir. Azerbaycan'da milliyetçiliğin oluşum süreci 19. yüzyıl ikinci yarıdan başladı. Azerbaycan görüşleri çoğunlukla Yirminci yüzyıl başlangıçta Azerbaycan'ın ideologlarını, kurucularını ve bu fikirlerin sonucu olarak Azerbaycan halklarıyla birlikte Azerbaycan Halk Cumhuriyeti kurulmuştur. Azerbaycan'da milliyetçilik içeriği ve önemi bakımından liberal bir milliyetçilikti. Bu, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin dış ve iç politikalarında açıkça görülebilir. Ayrıca içsel kimlik politikası özgürlük, eşitlik, Dayanışma ilkelerine dayanıyordu. Bütün Azerbaycan Esasen Azerbaycanlıların yaşadığı toprakların birleştirilmesini tarihsel olarak öngören modern Azerbaycan milliyetçiliğinin örneklerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Arditi del Popolo</span>

Arditi del Popolo, Haziran 1921'in sonunda Benito Mussolini'nin Ulusal Faşist Partisi'nin yükselişine ve Kara Gömlekliler adlı paramiliter güçlerinin şiddetine direnmek için kurulan İtalyan militan anti-faşist bir gruptur. Giuseppe Mingrino, Argo Secondari tarafından ortaklaşa kurulan grup, anarko-sendikalistleri, sosyalistleri, komünistleri, anarşistleri, cumhuriyetçileri, anti-kapitalistleri ve bazı eski subayları bir araya getirdi.