İçeriğe atla

Anthemios (matematikçi)

Trallesli Anthemius
Tam adıTrallesli Anthemius
DoğumuἈνθέμιος από τις Τράλλεις
y. 474 MS
Tralles, Bizans İmparatorluğu
Ölümüy. 534 MS
Konstantinopolis
BölgesiBatı felsefesi
Önemli fikirleriAyasofya
Diğer ad(lar)ıAnthemius Trallianus
Anthemius'un mekanik paradoksları üzerine Yunanca bir çalışmasının parçası (Fragment d'un ouvrage grec d'Anthèmius sur des Paradoxes de mècanique), 1777

Trallesli Anthemius (YunancaἈνθέμιος από τις Τράλλεις; y. 474 – y. 534), Konstantinopolis (günümüzde İstanbul) şehrinde bulunan Ayasofya Katedrali'ni, İsidoros ile birlikte tasarlayan Doğu Romalı mimar. Katedralin tasarımında, tamamen yeni bir mimari türü kullandı, bu da kiliseyi son derece istikrarsız hale getirmeye katkıda bulundu, bu yüzden yapının birkaç kez onarılması gerekti. İki odakta sabitlenmiş bir ip ile bir elipsin yapımını ve parabolün odak özelliklerini anlattı. Fizikte ışığın aynalardan yansımasını inceledi.

Hayatı ve çalışmaları

Anthemius, Konstantinopolis'te geometri profesörüydü. Tralles'li Anthemius'un babası Stephanus adında bir doktordu. Anthemius, Trallesli bir doktor olan Stephanus'un beş çocuğundan biriydi ve iyi eğitimli bir aileden geliyordu. Kardeşlerinden biri olan Metrodorus, edebiyatçıydı; bir diğeri, Olympius, bir avukattı; ve diğer ikisi, Dioscorus ve Alexander ise doktordu. Kardeşlerinden Dioscorus, Tralles'te babasının mesleğinde devam etti, Alexander, Roma'da zamanının en meşhur tıpçısı oldu, Olympius, Roma Hukuku konusunda en deneyimli kişiydi ve Metrodorus ise Konstantinopolis'te seçkin gramerciydi.

Anthemius hem matematikçi hem de mimar olarak bilinir. Bir mimar olarak en çok 532'de Konstantinopolis'teki eski Ayasofya kilisesini değiştirmesiyle tanınır. Daras'taki sel taşkınlarını önlemek ve onarmak için görevlendirildiği söylenir, onun becerisi mühendisliğe de uzanmış gibi görünmektedir.

İmparator I. Justinianus, 532 yılında yaşanan Nika ayaklanması sırasında tahrip olan 4. yüzyılda yapılan Konstantinopolis Bazilika'sının yeniden inşası için emir verdi. Miletli İsidoros ile beraber Trallesli Anthemius'u görevlendirdi. Kilise için yaptığı cüretli planlar, bilgi ve gözüpekliğini gösterir. Bilgisi, mühendisliğe de uzanır, Daras'ta bulunan sellere karşı yapılan bentleri tamir etmiştir.

"On Burning Mirrors (Yanan aynalar üzerine)" isimli bilimsel eserinin bir bölümü (GrekçeΠερί παραδόξων μηχανημάτων, "İlginç Makinalar Üzerine", "On remarkable mechanical devices") 1777 yılında L. Dupuy tarafından yeniden yayınlanmış ve 1786 yılında Histoire de l'Academie des Instrumentistes eserin 42. cildinde adı geçmiştir. A. Westermann, 1839 yılında yayınladığı revize baskısında Trallesli Anthemius'un "Hayret uyandıran Yunan yazarları" (GrekçeΠαραδοξογράφοι (Scriptores rerum mirabilium Graeci) isimli eserini sunmuştur.

Anthemius, yetenekli bir matematikçiydi. İki odakta sabitlenmiş bir ip ile bir elipsin oluşturulmasını anlattı.[1][2] Ayasofya'nın iyi tasarlanmış kubbelerinde kullanılmış konik kesitler üzerine bir kitap yazmıştır. Ünlü kitabı On Burning Mirrors'da aynı zamanda bir parabolün odak özelliklerini anlatıyor.

Küçük bir açıklıktan geçen bir güneş ışınının herhangi bir saat ve mevsimde uzaklaşmadan belirli bir noktaya düşmesini nasıl sağlayacağı sorunu Anthemius tarafından çözüldü. Biri açıklıkta ve diğeri ışının yansıtılacağı noktada olacak şekilde eliptik bir reflektörün yapımını anlatıyor. Hem kış hem de ekinoksal ışınları dikkate alınır. Anthemius, tedavisinde tesadüfen odakların etrafına sıkıca çizilmiş bir ip ilmekiyle bir elipsin oluşturulmasından bahseder. Heath, elips oluşturulmasına yol açan problemlerden birini aşağıdaki şekilde verir:[3]

(Küçük bir delikten veya pencereden içeri giren) bir güneş ışınının, herhangi bir saat ve mevsimde hareket etmeden belirli bir noktaya nasıl düşebileceğini tartışmak.

Heath Anthemius'un çözümünü de aşağıdaki şekilde verir:[3]

Bu, bir odak noktası güneş ışınının girdiği noktada, diğeri ise ışının her zaman yansıtılması gereken sabit noktada bulunan eliptik bir ayna kullanılarak yapılır.

Anthemius, parabolün odak özelliklerini inceledi ve şunu kanıtladı:[3]

... odak noktası olan parabolik bir aynadan paralel ışınlar tek bir noktaya yansıtılabilir. Doğrultman, gerekli değişiklikler yapılarak elips durumunda yukarıdaki yapı ile aynı rotayı takip eden yapımda kullanılır.

El-Heysem gibi Arap matematikçilerin bazılarının bildiği On remarkable mechanical devices adlı çalışmasında dikkate değer ayna konfigürasyonlarının bir incelemesini derledi.

Anthemius hakkında anlatılan, tamamen kurgusal olabilecek bir dizi hikâye vardır, ancak bu tür hikâyelerde çoğu zaman olduğu gibi, karakterinin bir göstergesi olabilir:[4][5]

Anthemius, güneş ışığını evine yansıtarak bir komşusu ve rakibi olan Zenon'a zulmetti. Ayrıca bir kazana bağlı borulardan basınç altında yönlendirilen buharın kullanılmasıyla Zenon'un evinde bir deprem etkisi yarattı.

Bobbio'nun parabolik yanan aynalarla ilgili matematiksel bir parçası bazen Anthemius'a atfedilir, ancak erken Helenistik kökenli olması daha olasıdır. Eutocius, Apollonius'un Koniklerinin I. ve IV. Kitapları Üzerine Yorumlarını Anthemius'a adamıştır.[6]

Ayrıca Koniklerde açıkça belirtilmeyen bir önerme kullanır: odağı iki teğetin kesişme noktasına birleştiren düz çizgi, odağı iki temas noktasına birleştiren iki düz çizgi arasındaki açıyı ikiye böler. Başka bir yapı, paralel ışınların bir parabolik yansıtıcının odak noktasındaki bir noktaya nasıl yansıtılabileceğini gösterir.

Kendisi ve Isidore tarafından tasarlanan Ayasofya, o zamandan beri Bizans mimarisinin en güzel yapılarından biri olarak kabul ediliyor. Kilisede kullanılan mimari, sonraki mimarlara birkaç yüzyıl daha ilham veren yeni bir türdü. Örneğin, içinde kullanılan pandantif, gelişmiş mimariyi anlatıyor. Öte yandan, bazı çağdaş yazarlar Anthemios'un aslında profesyonel bir mimar değil, bir tür amatör olduğunu iddia ettiler.[7] Anthemios'un Konstantinopolis'te başka binalar da tasarladığı öne sürüldü.

Anthemios 558'den önce öldü. Ölüm yeri bilinmiyor, ancak muhtemelen Konstantinopolis'di.[8]

Kaynakça

  1. ^ Boyer, Carl Benjamin (1991). Revival and Decline of Greek Mathematics. s. 109. The commentary by Eutocius on the Conics of Apollonius was dedicated to Anthemius of Tralles (t534), an able mathematician and architect of St. Sophia of Constantinople, who described the string construction of the ellipse and wrote a work On Burning-mirrors in which the focal properties of the parabola are described.
    Anthemius 534'ten sonra fakat 558'den önce ölmüştür, cf. Oxford Bizans Sözlüğü
     
  2. ^ "Ellipse: 4 (pin & string method), Youtube video (2:49 dk)". 29 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ocak 2021. 
  3. ^ a b c T. L. Heath, A History of Greek Mathematics (2 Vols.) (Oxford, 1921), 1.Cilt, 2.Cilt
  4. ^ Huxley, G. L. (1970). "Anthemius of Tralles" (PDF). Dictionary of Scientific Biography. 1. New York: Charles Scribner's Sons. ss. 169-170. ISBN 0684101149. 7 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Ocak 2021. 
  5. ^ G. L. Huxley, Anthemius of Tralles (Cambridge, Mass., 1959).
  6. ^ "Anthemius of Tralles". 14 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ocak 2021. 
  7. ^ Kostof, Spiro; Cuff, Dana (2000). The Architect: Chapters in the History of the Profession. University of California Press. s. 56. ISBN 0520226046. 
  8. ^ Kazhdan, s. 109

Konuyla ilgili yayınlar

  • Anthemius'un "On Burning-Glasses" adlı eserinin sürümleri:
Dupuy, L. (1777), Περί παραδόξων μηχανημάτων [Perí Paradóxōn Mēkhanēmátōn; Concerning Wondrous Machines] . (Yunanca)
Histoire de l'Academie des Instrumentistes, XLII . (Fransızca)
Westermann, A. (1839), Παραδοξογράφοι [Paradoxográphoi; Marvel-Writers] . (Yunanca)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ayasofya</span> Osmanlı döneminden kalma büyük cami ve eski Bizans Ortodoks patrik katedrali

Ayasofya, resmî adıyla Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi, İstanbul'da kiliseden camiye çevrilmiş önemli bir tarihî yapıdır. Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olmuştur. 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra II. Mehmed tarafından camiye dönüştürülmüştür. Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1934 yılında yayımlanan kararname ile tadilat çalışmasına alınmış, 1935 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye dönüştürülme kararı alınıp müzeye dönüştürülmüş, kazı ve tadilat çalışmaları başlatılmış ve 1935'ten 2020'ye kadar müze olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında ise tekrar camiye çevrilmiştir. 2024 yılında caminin üst katı ücretli bir müze olarak hizmet vermeye başlamıştır. Böylelikle Ayasofya'nın alt katı cami, üst katı müze olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Optik</span> fizik biliminin bir alt dalı

Optik, ışık hareketlerini, özelliklerini, ışığın diğer maddelerle etkileşimini inceleyen; fiziğin ışığın ölçümünü ve sınıflandırması ile uğraşan bir alt dalı. Optik, genellikle gözle görülebilen ışık dalgalarının ve gözle görülemeyen morötesi ve kızılötesi ışık dalgalarının hareketini inceler. Çünkü ışık bir elektromanyetik dalgadır ve diğer elektromanyetik dalga türleri ile benzer özellikler gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Öklid geometrisi</span> Öklide atfedilen matematiksel-geometrik sistem

Öklid geometrisi, İskenderiyeli Yunan matematikçi Öklid’e atfedilen matematiksel bir sistemdir ve onun Elemanlar adlı geometri üzerine ders kitabında tarif edilmektedir. Öklid'in yöntemi, sezgisel olarak çekici küçük bir aksiyom seti varsaymaktan ve bu aksiyomlara dayanarak birçok başka önermeyi (teoremleri) çıkarmaktan ibarettir. Öklid'in sonuçlarının çoğu daha önceki matematikçiler tarafından ifade edilmiş olsa da, Öklid, bu önermelerin kapsamlı bir tümdengelimli ve mantıksal sisteme nasıl uyabileceğini gösteren ilk kişi oldu. Elemanlar, ilk aksiyomatik sistem ve resmi ispatın ilk örnekleri olarak ortaokulda (lise) hala öğretilen düzlem geometrisi ile başlar. Üç boyutlu katı geometrisi ile devam ediyor. Elemanlar’ın çoğu, geometrik dilde açıklanan, şimdi cebir ve sayı teorisi olarak adlandırılan şeyin sonuçlarını belirtir.

<span class="mw-page-title-main">Bizans İmparatorluğu</span> Geç Antik Çağ ve Orta Çağ boyunca Roma İmparatorluğunun devamı şeklinde var olmuş devlet (395–1453)

Doğu Roma İmparatorluğu veya Bizans İmparatorluğu ya da kısaca Bizans, Geç Antik Çağ ve Orta Çağ boyunca Roma İmparatorluğu'nun devamı şeklinde var olan ve başkenti Konstantinopolis olan ülke. 5. yüzyılda Batı Roma İmparatorluğu'nun dağılışı ve çöküşü sürecinden sonra ayakta kalan imparatorluk, 1453'te Osmanlı'ya yenik düşünceye kadar yaklaşık bin yıl boyunca var olmaya devam etmiştir. Var olduğu sürenin başı ve ortalarını kapsayan çoğunda, Avrupa'da ekonomik, kültürel ve askerî bakımdan en güçlü ülkeydi. "Bizans İmparatorluğu" ve "Doğu Roma İmparatorluğu" terimleri ülkenin yıkılışından sonraki tarihçiler tarafından yaratılmış olup imparatorluk vatandaşları kendi ülkelerine Roma İmparatorluğu, veya Romania ; kendilerineyse "Romalılar" demekteydi.

<span class="mw-page-title-main">Apollonios (Pergeli matematikçi)</span> Konik kesitler üzerine yazılarıyla tanınan antik Yunan coğrafyacı ve astronom

Pergeli Apollonius, konik kesitler üzerindeki çalışmaları ile tanınan Antik Yunan geometri uzmanı ve astronom. Öklid ve Arşimet'in konuya katkılarından başlayarak, onları analitik geometrinin icadından önceki duruma getirdi. Elips, parabol ve hiperbol terimlerinin tanımları bugün kullanımda olanlardır.

<span class="mw-page-title-main">I. Justinianus</span> 527–565 yılları arasındaki Bizans imparatoru

I. Justinianus, ayrıca Büyük Jüstinyen olarak da bilinir, 527 ile 565 yılları arasında Bizans imparatorudur.

<span class="mw-page-title-main">Konstantinopolis Surları</span> Konstantinopolisin surları (modern İstanbul, Türkiye)

Konstantinopolis Surları, günümüzde İstanbul sınırları dahilinde olan Konstantinopolis'i çevreleyen ve Doğu Roma zamanında yapılmış şehir surlarıdır. Şehri çeviren surlar tarihte 5. yüzyıldan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla dört defa elden geçmiştir. Son yapımı MS 408'den sonradır. II. Theodosius (408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray'a bu taraftan ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule'ye, Yedikule'den Topkapı'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Kutupsal koordinat sistemi</span>

Matematikte kutupsal koordinat sistemi veya polar koordinat sistemi, noktaların birer açı ve Kartezyen koordinat sistemindeki orijinin eşdeğeri olup "kutup" olarak bilinen bir merkez noktaya olan uzaklıklar ile tanımlandığı, iki boyutlu bir koordinat sistemidir. Kutupsal koordinat sistemi, matematik, fizik, mühendislik, denizcilik, robot teknolojisi gibi birçok alanda kullanılır. Bu sistem, iki nokta arasındaki ilişkinin açı ve uzaklık ile daha kolay ifade edilebildiği durumlar için özellikle kullanışlıdır. Kartezyen koordinat sisteminde, böyle bir ilişki ancak trigonometrik formüller ile bulunabilir. Kutupsal denklemler, çoğu eğri tipi için en kolay, bazıları içinse yegâne tanımlama yöntemidir.

<span class="mw-page-title-main">İskenderiyeli Heron</span> MS 1. yüzyıl Greko-Mısırlı matematikçi ve mühendis

İskenderiyeli Hero, memleketi İskenderiye, Roma dönemi antik Mısır'da faal olan bir Greko-Mısır matematikçi ve mühendisti. Genellikle antik çağın en büyük deneycisi olarak kabul edilir ve çalışmaları Helenistik bilimsel geleneğin temsilcisidir.

<span class="mw-page-title-main">İsidoros (matematikçi)</span> Bizanslı Rum bilim insanı ve mimar

Miletli İsidoros, Bizans imparatoru Justinianus'un tarafından, Konstantinopolis'teki Ayasofya katedralini yeniden tasarlatmak için, Anthemios ile beraber görevlendirilen Yunan mimar ve matematikçiydi. Pek çok akademik disiplinle ilgilenmiş İsidoros, Arşimet'in önemli eserlerinin derlemesini ve bakımsızlıktan neredeyse yok olmak üzere olan Öklit'in Elementler'i kitabının XV numaralı cildinin düzenlemesini ve restoresini yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yunan matematiği</span> Eski Yunanların Matematiği

Yunan matematiği, Doğu Akdeniz kıyılarında MÖ 7. yüzyıldan MS 4. yüzyıla kadar uzanan Arkaik dönemden Helenistik ve Roma dönemlerine kadar yazılan matematik metinleri ile ortaya çıkan fikirleri ifade eder. Yunan matematikçiler, İtalya'dan Kuzey Afrika'ya tüm Doğu Akdeniz'e yayılmış şehirlerde yaşadılar, ancak kültür ve dil açısından birleştiler. "Matematik" kelimesinin kendisi Antik Yunancadan türemiştir: Grekçe: μάθημα: máthēma Yunanca telaffuz: [má.tʰɛː.ma] Yunanca telaffuz: [ˈma.θi.ma], "eğitim konusu" anlamına gelir. Kendi iyiliği için matematik çalışması ve genelleştirilmiş matematik teorilerinin ve kanıtlarının kullanılması, Yunan matematiği ile önceki uygarlıkların matematiği arasındaki önemli bir farktır.

<span class="mw-page-title-main">Camera obscura</span> çevresindekilerin resmini ekrana yansıtan optik (ışık) bir alet

Kamera Obscura çevresindekilerin resmini ekrana yansıtan optik (ışık) bir alettir. Çizim ve eğlence amacıyla kullanılır. Ayrıca fotoğraf ve kameranın icadına yol açan buluşlardan biridir. Cihaz, bir kutu veya oda ve onun bir yüzüne açılmış delikten oluşur. Dışarıdan gelen ışık delikten geçerek içerisindeki yüzeye düşer ve yansıdığı kaynağın perspektifini ve renklerini koruyarak ters dönmüş görüntüsünü oluşturur. Resim bir kâğıt üzerine düşürülerek yüksek kesinlikli çizimler elde edilmesini sağlar. En büyük kamera obscura Aberystwyth, Galler'de bulunan Constitution Hill'dedir.

De motu corporum in gyrum, Isaac Newton’un 1684 Kasım’ında Edmond Halley’e gönderdiği el yazısı müsveddelerin tahmin edilen başlığıdır. Newton bu müsveddeleri, Halley’in Newton’u problemler üzerine sorguladığı ve Halley’in fikirleri ve Sör Christopher Wren ile Robert Hooke dahil, onun Londra’daki bilimsel camiası hususlarında fikir jimnastiğinin yapıldığı o yıl içinde daha önce Halley tarafından yapılan bir ziyareti takiben göndermiştir.

Diocles Yunan matematikçi ve geometrici.

Kaunoslu Dionysodorus eski bir Yunan matematikçi.

Ascalonlu Eutocius, çeşitli Arşimet incelemeleri ve Apollonius'un Konikleri üzerine yorumlar yazan bir Yunan matematikçi.

<span class="mw-page-title-main">Matematik tarihi</span> matematik biliminin tarihi

Matematik tarihi, öncelikle matematikteki keşiflerin kökenini araştıran ve daha az ölçüde ise matematiksel yöntemleri ve geçmişin notasyonunu araştıran bir bilimsel çalışma alanıdır. Modern çağdan ve dünya çapında bilginin yayılmasından önce, yeni matematiksel gelişmelerin yazılı örnekleri yalnızca birkaç yerde gün ışığına çıktı. MÖ 3000'den itibaren Mezopotamya eyaletleri Sümer, Akad, Asur, Eski Mısır ve Ebla ile birlikte vergilendirmede, ticarette, doğayı anlamada, astronomide ve zamanı kaydetmede/takvimleri formüle etmede aritmetik, cebir ve geometri kullanmaya başladı.

Bu, Bizans bilim adamlarının ve diğer alimlerin bir listesidir.

<span class="mw-page-title-main">Teleskobun tarihi</span>

Teleskopun tarihi, 1608'de Hollanda'da bir gözlük üreticisi olan Hans Lippershey tarafından bir patent sunulduğunda ortaya çıkan bilinen en eski teleskopun icadından öncesine kadar götürülebilir. Lippershey patentini almamış olsa da, buluşla ilgili haberler kısa sürede Avrupa'ya yayıldı. Bu erken tasarımı kırılmalı teleskoplar bir dışbükey objektif lens ve içbükey mercekten oluşuyordu. Galileo ertesi yıl bu tasarımı geliştirdi ve astronomiye uyguladı. 1611'de Johannes Kepler, bir dışbükey mercek ve bir dışbükey mercek merceği ile çok daha kullanışlı bir teleskopun nasıl yapılabileceğini açıkladı. 1655'e gelindiğinde, Christiaan Huygens gibi gök bilimciler, bileşik göz mercekleri olan güçlü ama hantal Kepler teleskopları inşa ediyorlardı.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul mimarisi</span> İstanbul mimarisine genel bakış

İstanbul mimarisi, şehrin tüm semtlerinde silinmez bir iz bırakan birçok etkiyi yansıtan yapıların geniş bir karışımını tanımlar. Şehrin antik kısmı hala kısmen, şehri istiladan korumak için İmparator II. Theodosius tarafından 5. yüzyılda yaptırılan Konstantinopolis Surları ile çevrilidir. Kent içindeki mimari, Bizans, Ceneviz, Osmanlı ve modern Türkiye kaynaklarından gelen bina ve yapıları içermektedir. Kentin mimari açıdan önemli birçok varlığı vardır. İstanbul, uzun tarihi boyunca kültürel ve etnik bir eritme potası olarak ün kazanmıştır. Sonuç olarak şehirde gezilecek çok sayıda tarihi cami, kilise, sinagog, saray, kale, kule ve sarnıçlar bulunmaktadır.