İçeriğe atla

Anneannem

Anneannem, Fethiye Çetin'in kitabı.[1] Yazarın anneannesinin Ermeni olduğunu öğrenmesinin hikâyesidir. Kitap 2006 yılında Fransa'da Prix Armenia ödülünü kazandı ve bugüne kadar sekiz dile çevrildi.[2]

Öykünün kitaplaşması 2000 yılında Fethiye Çetin'in Agos gazetesine verdiği şu vefat ilanıyla başlar:

“Onun adı Heranuş’du. Herabet Gadaryan’ın torunu. Üskühi ve Ovannes Gadaryan’ın biricik kızları idi. Palu’ya bağlı Habab köyünde dördüncü sınıfa kadar mutlu bir çocukluk yaşadı. Birden “O günler gitsin bir daha gelmesin” dediği acılarla dolu zamanlar yaşanmaya başlandı. Heranuş tüm ailesini kaybetti ve onlarla bir daha görüşemedi. Yeni bir ailesi, yeni bir adı oldu.

Dilini, dinini unuttu, yeni bir dili ve dini oldu. Hayatı boyunca bunlardan hiç şikâyetçi olmadı ama adını, köyünü, anasını, babasını, dedesini ve yakınlarını hiç mi hiç unutmadı. Bir gün onlara kavuşma, onlarla kucaklaşma umuduyla 95 yıl yaşadı. Belki bu umutla uzun yaşadı, bilincini son günlere kadar yitirmedi. Heranuş nenemi geçen hafta kaybettik ve onu sonsuzluğa uğurladık. Sağlığında bulamadığımız yakınlarını (yakınlarımızı) bu ilan vasıtasıyla bulmayı, acıları paylaşmayı umuyor, ‘O günler gitsin, bir daha yaşanmasın’ istiyoruz.”[3]

"Anneannem" kitabı 1904 yılında bugünkü Elazığ'ın Kovancılar ilçesine balı Ekinözü köyünde veya eski adıyla Habab köyünde Heranuş Gadaryan olarak dünyaya gelmiş anneannesi Seher hanımın, 1915 olaylarını 10 yaşında bir çocuğun gözüyle yaşayışını, Çermik zaptiye karakolu komutanı Hüseyin Onbaşı ve karısı Esma hanım tarafından evlat edinilerek Seher ismiyle büyütülüşünü anlatmaktadır.[4] Aynı süreçte, erkek kardeşi Horen de, Karamusa köyünden Hıdır Efendi tarafından alınır ve Nahırcı Ahmet adıyla çobanlık yapmaya başlar. Geriye dönük olarak aile tarihçesi çıkarılmakta, Heranuş Gadaryan'ın babasının Hovannes Gadaryan, annesinin aynı köyden İsguhi Arzumanyan, baba tarafından dedesi Hayrabed Efendi'nin ve kardeşi Antreas Gadaryan'ın Palu, Ergani-Maden ve Kiğı'da tanınan eğitimciler oldukları anlatılmaktadır. Heranuş 1913 yılında okula başladığında babası ve iki amcası para kazanmak için Amerika'ya giderler. 1915 olaylarıyla bu çerçeve içinde karşılaşırlar.

Heranuş, Seher olduktan sonra, yeni kimliğinin nüfus kayıtlarına göre teyzesinin oğlu olan Fikri (Fethiye Çetin'in dedesi) ile evlendirilir. Bu arada I. Dünya Savaşı bitmiş, baba Hovannes Gadaryan Suriye'de 1920'de karısı (Seher'in annesi) İsguhi'yi ve onun kızkardeşi Diruhi'yi, 1928'de de Halep'te oğlu (Seher'in erkek kardeşi) Horen'i bulmuş ve Amerika'ya götürmüştür. Küçük kardeşi 1915'te 5 yaşındaki Hırayr ise, anlaşıldığı kadarıyla, Hovannes Gadaryan'ın hanesi içinde tehcir yollarında ölen tek fert olmuştur. Hovannes kızı Heranuş'u (Seher) da bularak mektup ve onlara katılması için para da yollar, ancak Seher bu aşamada artık evlidir ve gitmez. Bu arada bir akraba da, Seher'in küçük teyzesi Siranuş, Siverekli bir Kürt ile evlenmiştir. Tehcirden alınarak evlat edinilen başka kimselerin hikâyeleri de anlatılır. Geniş anlamda aile fertlerinden tehcirde ölenlere atıfta bulunulur.

Fikri ve Seher'in 4 çocuğu olur. Sabahat, Zehra, Fethiye Çetin'in annesi Vehbiye ve sonradan milletvekili olacak dayısı Mahmut. Mahmut dayısı nüfus kayıtlarında annesi için yer alan 'dinsiz' ibaresin nedeniyle askeri okula giremez. Çocuklar büyüdüklerinde ailenin Amerika'daki Ermeni kanadıyla Horen vasıtasıyla haberleşilmeye başlanır. Mahmut dayısı Amerika'dan gönderilen para ile tahsil için oraya gider gelir. Bu arada Hovannes ve İsguhi'nin Amerika'da iki çocuğu daha olmuştur. Olaylara bakış açısı ve tavırlarından ötürü 'Türk oğlu Türk' olarak niteledikleri Mahmut dayı ile aralarında anlaşmazlıklar doğar ve, anlaşıldığı kadarıyla, Mahmut dayının isteğiyle ailenin Amerika'daki Ermeni kanadı ile irtibat kesilir. Mahmut dayının 5 vakit namaz kılması ailenin Ermeni fertlerini rahatsız etmiştir. Hovannes Gadaryan 1965'te, Horen Gadaryan 1992'de ölür. Bu irtibatı Fethiye Çetin 80'li yıllarda, önce New York'ta bulunan ve telefon rehberinde bir Gadaryan bulan bir arkadaşı vasıtasıyla bir süre kurar. Sonra da anneannesinin 11 Şubat 2000'de Agos gazetesinde yayınlanan ölüm ilanına ilişkin olarak Fransa'da Ermenice yayınlanan Haraç gazetesinde (gayet menfi ve Fethiye Çetin'i küçümseyen tavır ve yorumlar içerecek şekilde) yayınlanan bir haberi görmüş olan ve kendisi de Habablı ve Gadaryanlarla akraba olan Mesrop Aşçıyan kanalıyla bağlantı tekrar kurulur ve ABD'de yaşayan akrabalarını ziyaret eder.

Kaynakça

  1. ^ "Anneannem". www.metiskitap.com. 28 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2016. 
  2. ^ "Anneannem". www.goethe.de. 14 Mart 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2016. 
  3. ^ Dink, Hrant. "Şimdi Yalnızlık Zamanı". www.hrantdink.biz. 10 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2016. 
  4. ^ Başlangıç, Celal. "Heranuş'tan Seher'e..." www.radikal.com.tr. 23 Ocak 2005 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Eylül 2016. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hrant Dink</span> Türkiye Ermenisi gazeteci (1954–2007)

Hrant Dink, Türkiye Ermenisi gazeteci.

<span class="mw-page-title-main">Sabiha Gökçen</span> Türk pilot ve dünyanın ilk kadın savaş pilotu

Sabiha Gökçen, Türk pilot. Türkiye'nin ilk kadın pilotlarından biri olan Sabiha Gökçen, dünyadaki ilk kadın savaş pilotudur. Mustafa Kemal Atatürk’ün sekiz manevi evladından birisi idi. Uçuş kariyeri boyunca 8.000 saat civarı uçuş gerçekleştirdi ve otuz iki farklı askerî operasyona katıldı. Adı, İstanbul'un ikinci havalimanı olan Sabiha Gökçen Havalimanı'na verilmiştir.

Fethiye Çetin, Türk avukat, yazar ve insan hakları aktivistidir.

<span class="mw-page-title-main">Sevan Nişanyan</span> Türkiye Ermenisi yazar, etimolog ve sözlükçü

Sevan Bedros Nişanyan, etimoloji alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Türkiye Ermenisi yazar. Geçmişte Agos ve Taraf'ta köşe yazarlığı yapmasının yanında birden fazla seyahat kitabı yazdı. 2004'te, Ayşenur Zarakolu Özgür Düşünce Ödülü'nü aldı. Nişanyan, 2017 yılında hapisten firar etmesinin ardından Yunanistan'ın Sisam adasında dört yıl boyunca yaşadı. Ekim 2021'de Belgrad üzerinden Sisam adasına dönerken Yunanistan makamları tarafından persona non grata ilan edilerek sınırdışı edildi. Nişanyan 2,5 ay sonra Yunanistan'a döndü. Yunanistan'daki Ermeni Büyükelçiliği, Nişanyan'ın mahkeme kararına göre 15 gün içinde gönüllü olarak Yunanistan'ı terk etmesi gerektiğini belirterek, Ermenistan vatandaşı olduğu için "isterse Ermenistan'a gidebilir" bildiriminde bulundu.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni isyanları</span> Osmanlı İmparatorluğunda Ermeni ayaklanmaları

I. Dünya Savaşında Ermeni İsyanları, Taşnak, Armenakan, Hınçak Ermeni partilerinin faaliyetleridir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu karşısına Ermeni ulusal örgütleri Ermeni milisleri ile karşı faaliyetler yürütmüş, ayrıca Rus İmparatorluğunda oluşan Ermeni gönüllü birliklerine katılarak Rus Kafkasya Ordusu'na destek vermiştir. 14 Kasım 1922 tarihli New York Times gazetesi, Birinci Dünya Savaşı'nda 200.000 Ermeni'nin İtilaf Devletleri ordularında veya İtilaf Devletleri tarafında savaşan bağımsız birliklerde savaştığını yazdı.

<span class="mw-page-title-main">Kirkor Zohrab</span>

Kirkor Zohrab Efendi, Osmanlı Ermenisi yazar, akademisyen, siyasetçi ve avukat. Ermeni Kırımı'nın başlangıcında Osmanlı hükûmeti tarafından İstanbul'da tutuklandı ve yargılanmak üzere Diyarbakır'da bir askeri mahkemeye gönderildi. Yolculuk esnasında 15-20 Temmuz 1915'te Urfa yakınlarındaki Karaköprü'de Çerkez Ahmet, Halil ve Nazım'ın başını çektiği bir grup eşkıya tarafından öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Nubar Terziyan</span> Türkiye Ermenisi oyuncu (1909–1994)

Nubar Terziyan, asıl adıyla Nubar Alyanakziya,, Türkiye Ermenisi sinema oyuncusu ve tiyatro sanatçısı. Yeşilçam'da canlandırdığı "sevecen baba", "sütçü dede", "iyi yürekli bakkal" ve "tonton baba" gibi rolleri ustalıkla canlandırdı. Oyunculuk eğitimi almamasına rağmen çoğu zaman rol aldığı film ve tiyatro oyunlarında doğaçlama tekniğini kullanan Terziyan, kendine özgü karakter oyunculuğu ile 450'den fazla filmde rol aldı.

<span class="mw-page-title-main">Baskın Oran</span>

Baskın Oran, Türk siyasetçi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi.

<i>Baba ve Piç</i> Elif Şafakın 2006 tarihli romanı

Baba ve Piç, Elif Şafak'ın 2006 yılının Mart ayında Metis Yayınları tarafından ilk basımı gerçekleşmiş romanıdır. İstanbul-Amerika arasında, biri Türk diğeri Ermeni asıllı iki aile üzerinden Türk-Ermeni ilişkilerini 90 yıllık bir zaman dilimi içerisinde inceleyen bir romandır. Eserde Türk-Ermeni ilişkilerine her iki cepheden bakılmış, Amerika'daki Ermeni diasporası ile Türkiye'deki Türklerin birbirlerine bakış açıları Kazan ve Çakmaçıyan aileleri arasındaki tesadüfi ilişkilerle anlatılmıştır. Ayrıca eserde Türk-Ermeni sosyal yaşamı irdelenmiş, Türk ve Ermeni toplumları arasında var olan ortak his ve düşüncelerden de bahsedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Fâik Âli Ozansoy</span> Türk bürokrat, eğitimci ve şair (1876 - 1950)

Fâik Âli Ozansoy, Türk bürokrat, eğitimci ve şairdir.

<span class="mw-page-title-main">Cafer Cabbarlı</span>

Cafer Cabbarlı, Azerbaycanlı oyuncu, şair, yazar, senaryo yazarı, yönetmen.

<span class="mw-page-title-main">Oğuzhan Asiltürk</span> Türk siyasetçi (1935–2021)

Oğuzhan Asiltürk, Türk siyasetçidir. İçişleri bakanlığı, sanayi ve teknoloji bakanlığı görevlerinde bulunmuş, son olarak Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu başkanlığı görevini yürütmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Vasıf Çınar</span> Türk devlet adamı

Hüseyin Vasıf Çınar, Türk öğretmen, gazeteci, siyasetçi ve diplomattır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">Taniel Varujan</span>

Taniel Varujan veya Çubukkâryan Osmanlı Ermenisi yazar ve şair.

<span class="mw-page-title-main">Sarkis Torosyan</span>

Sarkis Torosyan, Osmanlı Ermenisi askerdir.

<span class="mw-page-title-main">Franz Werfel</span> Avusturyalı romancı (1890 – 1945)

Franz Werfel Avusturyalı romancı, oyun yazarı ve şair.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni-Kürt ilişkileri</span> Irklararası tarihsel ilişki

Ermeni-Kürt ilişkileri, Kürtler ve Ermeniler arasındaki tarihsel ilişkileri kapsamaktadır.

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı boyunca birçok Türk sivil, siyasetçi ve askerî lider katliamlara ve yağmaya katılmayı reddedip Ermenilerin tehcir edilmesini ve katledilmesini durdurmaya çalıştı. Bu kişilerin çoğu eylemlerinin sonucu olarak pozisyonlarını kaybettiler ve bazıları öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Nusret Bey</span> Türk öğretmen, devlet adamı (1875-1920)

Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey, Türk öğretmen ve idarecidir. Ermeni Tehciri'inde vazife almasıyla ve bu tehcirde Ermenileri öldürdüğü ve mallarından kazanç sağladığı iddia edilerek idam edilmesiyle bilinir. 15 ay kürek cezasına çarptılırmış olduğu hâlde Divân-ı Harp-i Örfi yasadışı şekilde toplanıp cezası idam cezasına dönüştürdü. 5 Ağustos 1920'de Beyazıt Meydanı'nda idam edildi. Ferid Paşa hükûmetinden sonraki Ahmet Tevfik hükûmeti iktidara gelince ailesi suçsuz olduğunu iddia ederek davaların tekrar incelenmesini talep etti. İncelemelerin ardından Nusret Bey'in suçsuz yere asıldığı kanıtlanmıştır. 25 Aralık 1921'de TBMM tarafından "millî şehit" ilan edilmiştir.